Yunanistan göçmenleri geri itiyor

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Yunanistan‘ı geri itmeler konusunda suçlu buldu. Mahkeme, 11 kişinin öldüğü olay için Yunanistan’ı, 330 bin avro tazminat ödemeye mahkum etti. Yunanistan, 20 Ocak 2014’te 27 göçmeni taşıyan mülteci teknesini batırarak 11 kişinin ölümüne sebep oldu. Ölen ailenin yakınları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) gitti ve Yunanistan’dan şikayetçi oldu. Mahkeme heyeti, yıllardır devam eden yargılamanın ardından, Yunan güvenlik güçlerinin ve yetkililerinin insan haklarını ihlal ettiğine hükmetti. AİHM, yaşanan olayın Yunan adli makamları tarafından kusurlu bir şekilde incelendiğine karar verdi. Buna göre mahkeme, sahil güvenliğin gemi kazasında yaptıkları ve ihmalleri ile gemideki insanların ölümleri arasında doğrudan bir ilişki olduğunu aktardı. Mahkeme heyeti, 11 kişinin ölümü ve 16 kişinin insanlık dışı muameleye ve eziyete maruz kaldığı olayla ilgili 330 bin euro tazminat ödenmesine hükmetti. AİHM, Yunanistan’ın mülteci botlarını kasten batırdığını, mültecilerin ölümüne sebebiyet verdiğini ve hayatta kalan mültecilere insanlık dışı muamele yapıldığını tescillemiş oldu.

AİHM, Yunanistan’ın şu insan haklarını ihlal ettiğine hükmetti:

1- İnsan Hakları Sözleşmesi madde 2’deki yaşam hakkının kasten ihlali: Yunanistan, mülteci teknesini Türkiye’ye iterken, teknenin batacağını ve içinde bulunanların öleceğini hesaba katmalıydı.

2- Aynı maddenin dolaylı ihlali: Yunan yetkililer, yaşam hakkını korumaya yönelik olumlu adım atmadı.

3- İnsan Hakları Sözleşmesi madde 3 olan “İnsanlık dışı muamele ve eziyetin” kasten ihlali: Tekne batırıldıktan sonra hayatta kalan ve AİHM’e başvuran 12 kişi, Yunan güvenlik güçleri tarafından insanlık dışı muameleye maruz bırakıldı ve kendilerine eziyet edildi.

Yunanistan göçmenlere zulmetmeye devam ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Türkiye'den tüm dünyaya insanlık dersi pic.twitter.com/LlbAvvYhr1

— Demokrasi Günlüğü (@demokrasigunluk) May 9, 2022

Denizde ölümle burun buruna kurtarılmayı bekleyen veya Avrupa’ya geçmek isterken batan teknelerde hayatını kaybedenlerin yaşadıkları düzensiz göç konusunda yaşanan trajediyi gözler önüne seriyor. Mavi Vatan’da yaşanabilecek tehlikelerin önlemek için 7/24 esasıyla görev başında olan Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri ise düzensiz göçmenlerin tehlikeli yolculuğunun ölümle sonuçlanmaması için çalışıyor. Bu çalışmalar sonucunda 2020’nin başından bugüne kadar Sahil Güvenlik Komutanlığı, denizde yeni hayat umuduyla yola çıkan ve ölüme itilen yaklaşık 55 bin düzensiz göçmeni kurtardı.

Yunanistan’ın ölüme ittiği sığınmacıları Türkiye kurtarıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunanistan’ın mültecilere yönelik zulmünü sonunda Yunan medyası da kabul etti. Yunanistan’ın Midilli Adası’ndaki düzensiz göçmenlere sert muamelesi Yunan medyasının gündeminde yer aldı. Yunan haber sitesi TVXS, Midilli Adası‘ndaki göçmenlere yapılan zulmü yazdı. Haberde sivil kıyafetli yabancıların, düzensiz göçmenlere işkence yaptığı ve sonra da onları teknelerle Türkiye’ye gönderdiği aktarıldı. TVXS, göçmenlere karşı insan ticaretinden işkenceye birçok hak ihlalinin yapıldığını bildirdi. Haberde, “Midilli mülteciler için mutlak bir cehennem haline geldi.” ifadeleri kullanıldı. Haberde, Temmuz’dan bu yana, sivil giyimli yabancı kişilerin adada plakasız araçlarla dolaştığı, kıyıya yanaşan tekneleri başka yerlere götürdükleri dile getirildi. TVXS’in yaptığı habere göre sivil kıyafetler giyen kişiler, düzensiz göçmenlerin ellerini plastik kablolarla bağlıyor, cep telefonlarına ve cüzdanlarına da el koyuyor. Sonra da düzensiz göçmenleri dövüp teknelere bindirerek Türkiye’ye geri itiyorlar.

Mültecilere yardım eden ceza alıyor

Yunan medyası TVXS, yaptığı haberde insan ticareti yapıldığının da iddialar arasında yer aldığını belirtti. Habere göre, Dominik Cumhuriyeti’nden adaya gelen genç kızların birçoğu ortadan kayboldu. Yunan haber sitesine konuşan ada sakinleri ise korktukları için göçmenlere yardım edemediklerini ifade etti. Bir Midilli Adası sakini, “Miçotakis hükümeti durmaksızın bizi takip ediyor. Battaniye vermeye bile cesaret edemiyoruz. Yardım etmeye çalıştığımızda bizi casuslukla suçluyorlar.” diye konuştu. Yunanistan’da yeni sığınmacı yasası 2 ay önce meclisten geçti. Buna göre, sahil güvenlikten izin almadan kurtarma operasyonu yapmak ceza kapsamında. Böyle bir durumda, bir yıl hapis ve 6 bin euro ceza veriliyor.

Yunan güçleri sığınmacıları geri itiyor

Yunanistan sığınmacıları hukuksuz bir şekilde geri itmeye devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda Avrupa Birliği İçişleri Komiseri Ylva Johansson, Yunanistan‘ın sığınmacıları denizden Türkiye’ye hukuksuz bir şekilde geri ittiğini açıklamıştı. Johansson, bu durumun “temel Avrupa değerlerinin ihlali” olduğunu dile getirmişti. Johansson, BBC’ye konuyla ilgili açıklamalarda bulunmuş ve Yunan hükümetinin, ülke sınırlarına gelen göçmenlerin yasa dışı şekilde sınır dışı edilmesini durdurması gerektiğini dile getirmişti. Ylva Johansson, denizde ve karada geri itmelere yönelik çok iyi temellendirilmiş raporların temel Avrupa değerlerini ihlal ettiği de şu sözlerle vurgulamıştı. “Sınırlarımızı korurken değerlerimizi de koruyoruz. Bunlar arasında bir çelişki olamaz. Neden Avrupalı olduğumuz için gurur duyuyoruz? Neden AB çok sayıda insanın yaşamak istediği bir yer? Bunun sebebi, bizim değerlerimizdir, temel hakları savunmamızdır.”

Yunan medyası kabul etti: Midilli mülteciler için cehennem yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Hukuk ve demokrasi devleti Almanya

Kassel şehrinde bir sağlık görevlisi, sedyede elleri bağlı yatan Suriyeli göçmeni yumrukladı.

Polis memurları ise olaya tepki dahi vermedi. pic.twitter.com/QklFPD450g

— Yekvücut (@yekvucutcom) March 12, 2021

Almanya’da bir sağlık görevlisi, Suriyeli mülteciyi darbetti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunanistan’ın göçmenlere zulmü devam ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunanistan’ın Midilli Adası’ndaki Moria Kampında çıkan yangından sonra inşa edilen Karatepe göçmen kampında binlerce sığınmacı tutuluyor. Sığınmacılar, çevredeki ağır zehirli maddelerden dolayı ciddi sağlık riski altında. İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), Yunanistan’ın Midilli Adası’ndaki yeni göçmen kampında tutulan sığınmacılarla ilgili açıklamalarda bulundu. İnsan Hakları İzleme Örgütü, bir süre önce Yunan makamlarının Midilli’de Karatepe bölgesine inşa ettikleri yeni göçmen kampının orduya ait eski bir atış poligonu üzerine yapıldığı açıkladı. Göçmenlerin topraktaki mermi kalıntılarından oluşan kurşundan zehirlenme riski ile karşı karşıya olduğu bildirildi. Üstelik göçmenlerin arasında binlerce kadın ve çocuk bulunduğu da belirtildi. Cephane kalıntıları nedeniyle bölgede ağır zehirli maddelerin olduğu ve bu nedenle “sağlık açısından kirli bölge” olduğu kaydedildi. Yapılan bilgilendirilmeye rağmen Yunan makamlarının sığınmacıları yapıya taşımadan önce kapsamlı zemin etüdü ve kurşun kontrolleri yapmadığı, Yunan makamlarından Karatepe mülteci kamp bölgesinde acilen cephane kalıntıları ve topraktaki kurşun oranıyla ilgili kapsamlı bir araştırma yapılması istendi. Yunan makamlarınca açıklanan verilere göre, Karatepe mülteci kampında 8 bin 630 göçmen ve yaklaşık 200 görevli bulunuyor.

Yunanistan’ın Midilli Adası’ndaki göçmen kampında yangın çıkmıştı

Yunanistan’ın en büyük mülteci kampı olan Midilli Adası’ndaki Moria kampı, 9 Eylül’de çıkan yangının ardından tamamen kullanılamaz duruma gelmişti. Kamptaki yaklaşık 13 bin mülteci farklı bölgelere dağılarak yaşamlarını sürdürmeye çalışmıştı. Karatepe bölgesinde geçici olarak kurulan ve bazı kaynaklara göre 3 bazılarına göre 5 bin kişilik yeni kampa girmeyi istemeyen mülteciler, bir an önce adadan gitmek istemişti. Yangın sonrası olağanüstü hal ilan edilen adada, Moria bölgesini terk eden aralarında kadın ve küçük çocukların da bulunduğu binlerce mülteci 7 gecedir çevredeki boş arazilerde ve sahillerde konaklamıştı. Temel ihtiyaçlardan mahrum şekilde yaşam mücadelesi veren sığınmacılar, ısınmak ya da yemek pişirmek için ateş yakıp yaşam mücadelesi veriyordu. Mülteciler, yangın sonrası adaya gelen çok sayıda yerli ve yabancı gazeteciye yaptıkları açıklamalarda, Karatepe’deki yeni kampı bir cezaevi olarak gördüklerini söylemiş, içerisinde bulundukları temel yaşam ihtiyaçlarından yoksun olumsuz koşullara rağmen bir daha kamplara girmek istemediklerini ve bir an önce adadan ayrılmalarına izin verilmesi gerektiğini dile getirmişti. Mültecilerle kendilerini toplamaya çalışan kolluk kuvvetleri arasında zaman zaman gerginlik yaşanırken, sadece 800 mültecinin Karatepe kampına yerleşmeyi kabul ettiği belirtiliyor. Kampa girişte yapılan kontrollerde yeni tip koronavirüs testi pozitif çıkan 35 mülteci ise karantina altına alınmış durumda. Yangın öncesi de 35 mültecinin Kovid-19 karantinasında oldukları duyurulmuştu.

Yunan Hükümeti şantaj yapıyor

Diğer yandan, Yunan yetkililer, yangın sonrasında adaya dağılan mültecilerin Karatepe kampında toplanmaları yönünde çağrıda bulunarak, kampa girmeyenlerin iltica başvurularının değerlendirmeye alınmayacağını açıklamıştı. Vatandaşı Koruma Bakanı Mihalis Hrisohoidis, Karatepe kampının geçici olduğunu söyleyerek, iltica hakkı tanınmayan sığınmacıların adadan ayrılmasına izin verilmeyeceğini, taleplerinin değerlendirmeye alınması için ise kampta bulunulmasının şart olduğunu bildirmişti. Hrisohoidis, tüm mültecilerin aşamalı olarak en geç (nisan ayındaki) Paskalya Bayramı’na kadar Atina’ya ve ülkenin diğer bölgelerine nakledilmesinin planlandığını öne sürmüştü.

Yunanistan’ın Midilli Adası’ndaki mülteci kampı zehir saçıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Bu iddia, Alman Der Spiegel dergisinde yer aldı.

Dergi, Yunanistan’ın mültecileri Türk sularına geri itmesini anlatan
“Frontex’in patronu Leggeri, kamuoyunu nasıl kandırdı?” başlıklı bir haber yayımladı.

Haberde, Frontex’in iç yazışmalarına ulaşıldığı iddiası yer aldı.

Bu yazışmalara göre, Frontex’in Müdürü Fabrice Leggeri’nin, Yunanistan’ın mültecileri Türk sularına geri itmesini bildiği, ancak bu bilgileri sümen altı ettiği öne sürüldü.

Gerçekler anlatılmadı

Ele geçirilen belgede, Frontex yetkililerinin mültecilerin Yunanistan’dan Türk sularına sürüklendiğini bizzat kaydettikleri, söz konusu olayın birkaç fotoğrafını da Varşova’daki merkeze gönderdikleri ortaya çıktı..

Leggeri’nin, Avrupa Parlamentosu milletvekillerine ise bu gerçeklerden bahsetmediği vurgulandı.

Der Spiegel dergisi daha önce de benzer haberlere yer vermiş, Yunanistan’ın mültecileri denize geri itmesiyle ilgili görüntüler paylaşmıştı.

Bu haberlerin ardından Avrupa Birliği Ombudsman Kurumu, Frontex hakkında soruşturma başlatmıştı.

Frontex, mültecilerin Türk sularına itildiğini gizledi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunan Sahil Güvenlik unsurlarının mültecileri taşıyan botları Türk kara sularına geri itmek için yaptığı tüm gayriinsani hareketler kameralara yansıdı. Yunan gemileri, ilk olarak mültecileri taşıyan botları Türk kara sularına doğru itmeye çalıştı.

Gemileriyle çocukların da bulunduğu onlarca mülteciyi taşıyan botu batırabilecek manevralar yapan Yunan askerleri, daha sonra yaklaştıkları bota ucu sivri demir sopalarla vurarak delik açtı. Bu sırada bazı Yunan askerleri havaya ya da botun çevresine ateş açtı.

Yunan askerleri, mültecilerin yardım çığlıklarına rağmen onları ölüme terk etti. Yunan askerinin bu gayriinsani faaliyetlerini, kimi zaman bölgede görev yapan NATO unsurlarının da bulunduğu alanda gerçekleştirmesi dikkati çekti.

Ölüme yaklaşan mültecilerin yardımına ise Türk Deniz Kuvvetleri yetişti. Yunan gemilerine yaptıkları anonslarla uluslararası kanunları çiğnedikleri uyarısında bulunan Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı unsurlar, mültecilere yardım eli uzattı.

Mültecileri gemilerine alan Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Sahil Güvenlik unsurları, aralarında çocukların da bulunduğu mültecilerin sağlık kontrolünü yaptıktan sonra yiyecek ikramında bulundu.

Yunan Sahil Güvenliği göçmenleri ölüme terk etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

AB Komisyonunun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile temasından sonra Frontex Yönetim Kurulu’nu 10 Kasım’da “acil” toplantıya çağırdığını bildirdi.

Johansson, Frontex yöneticileriyle yapılacak toplantıda, Yunanistan’daki geri itmelerin ve temel hakların korunmasının ele alınacağını belirtti.

Frontex’in Yönetim Kurulu, üye ülkelerin temsilcilerinden ve AB Komisyonu’nun iki temsilcisinden oluşuyor.

AB, Ege’deki geri itmelere destek olan Frontex’i sorguladı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.