Katı laikçi/jakoben yöntemler

Avrupa’nın en yüksek Müslüman nüfusu Fransa’da bulunuyor ve bunların büyük çoğunluğunu Arap asıllı (Fas-Cezayir-Tunus) Müslümanlar oluşturuyor. Bu durum, özellikle başörtülü Müslüman kadınlar olmak üzere, Müslümanların toplumda daha fazla öne çıkıp görünür olması sonucunu doğuruyor. Ayrıca Macron ve Fransa elitleri bu durumdan rahatsız oluyor. Bu minvalde, son dönemde Fransa’daki İslam karşıtı saldırıların büyük çoğunluğunun Müslüman kadınlara yöneldiğini de belirtmek gerekir. Son zamanlarda konuya dair alınan spor müsabakalarında başörtüsü yasağı, Müslüman kadınları sosyal hayattan da dışlanma gayesi barındırıyor. Bu durum, “katı laiklik” anlayışı ile artan Müslüman nüfusun din özgürlüğü temelli talepleri arasındaki gerginliği artırıyor. Macron ise Müslümanların bu dinî taleplerini sağlıklı bir yöntemle ele alacağı yerde, katı laikçi/jakoben yöntemlere ve projelere başvuruyor. Bu tavır ise radikalleşmeyi artırma potansiyeli taşıyor. Müslümanları “radikalleşme” gerekçesiyle ötekileştirmeye çalışıyor. Ülkedeki camilerin üçte birini kapatan Macron yönetimi, Müslüman sivil toplum kuruluşlarına yönelik baskıyı da artırıyor. İslam karşıtı davranışları suç unsuru olmaktan çıkartıyor. “Ayrılıkçı” yasayla Müslümanların hayatına müdahale ederek toplumu şekillendirmeyi amaçlıyor.

Nefret toplumu oluşturarak seçim kazanma gayesi

İslam düşmanlığının giderek tehlikeli bir hal aldığı Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimi için gün sayıyor. Bu süreçte adaylar da Müslüman karşıtlığını seçim kampanyalarının merkezine oturtuyor. Adaylar, seçildikleri zaman Müslümanlara yaşatacakları baskıyı açıkça dile getiriyorlar.

Valérie Pécresse:

“Başörtüsü dini bir emir değildir. O, kadının itaatinin bir simgesidir. Benim başkanlığımda hiçbir kadın itaat etmeyecek.”

Eric Zemmour:

“Fransa’da müezzin sesi duymak istemiyorum. Eğer ben cumhurbaşkanı olursam duymayacağım.”

Marıne Le Pen:

“Sporda başörtüsü yok, üniversitede başörtüsü yok, işte başörtüsü yok, sokakta başörtüsü yok.”

Macron ise henüz adaylığını açıklamamasına rağmen rakiplerinden farklı bir tutum sergilemiyor. İslam düşmanlığını yasalaştırma yolundaki çalışmalarına son sürat devam ediyor. Öyle ya Müslümanlar ülkeyi terk ederse Fransa’nın “laik” bir ülke olması için başka hiçbir “engeli” kalmaz.

Macron’un hezeyanlarındaki oryantalist arka plan yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Almanya erkek memur ile tokalaşmak istemeyen kadının, vatandaşlık başvurusunun geri çevirdi. Müslüman bir kadının Alman vatandaşlığı başvurusunu, memurla tokalaşmadığı gerekçesiyle reddetti. Vatandaşlık başvurusu geri çevrilen kadın, gerekçeyi mektupla öğrendi. Almanya’nın Baden Württemberg eyaletine bağlı Rastatt kaymakamlığı, Müslüman bir kadının vatandaşlık başvurusunu aldı. Ancak başvuruyu değerlendiren kaymakamlık, Müslüman kadının vatandaşlık talebini reddetti. Adresine gelen mektupla dosyanın geri çekildiğini öğrenen kadın, tokalaşmamasının asıl gerekçe olduğunu gördü. Mektupta tokalaşmanın Almanya’da vatandaşlık almak için şart olduğu açıklandı. Ayrıca toplumdaki sosyal ve hukuki anlamı dolayısıyla Alman hayat tarzının bir parçası olduğu ifadesi yer aldı. Alman vatandaşı olmak isteyen birisinin karşı cinsten diye biriyle tokalaşmadığı görülürse, bu kişinin Alman hayat tarzına ayak uyduramayacağı düşüncesinden dolayı vatandaşlık alamayacağı belirtildi. Böylece Almanya’da vatandaşlık şartlarına tokalaşma eklendiğini öne sürmüş oldu.

Tokalaşmak Almanya’da vatandaşlık şartı

Mektupta, ilgili memurla tokalaşmamasının Alman hayat tarzına aykırı olduğu gibi tokalaşmanın Alman anayasasına göre vatandaşlık için şart olduğu da ifadeleri de yer aldı. Mektupta, Alman vatandaşlığına geçiş için Alman hayat tarzının benimsendiğinin ispat edilmesi gerektiği, ayrıca, Alman anayasasının temel ilkelerine uyulması gerektiği ifadesi de yer alıyordu. Böylece kaymakamlık tokalaşmanın Alman anayasasının temel ilkeleri arasında olduğu ima etti.

Almanya’da vatandaşlık almak artık keyfi şartlara tabi

Rastatt kaymakamlığı: “Sizin ifadenize göre, siz bir Müslümansınız ve sizin dininde kadınlar erkeklerin elini sıkmaz. Ancak, tokalaşma Almanya’da başka bir kişisel özelliğe bakılmaksızın selamlaşma ve vedalaşma ritüelidir. Tokalaşmanın yüz yılları bulan bir uygulaması vardır. Alman kültüründe bir kimseyi selamlamak için tokalaşmak vardır. Tokalaşma, toplumdaki sosyal ve hukuki anlamı dolayısıyla Alman hayat tarzının bir parçasıdır. Alman vatandaşı olmak isteyen kişi, karşı cinsten diye biriyle tokalaşmaz ise Alman hayat tarzına ayak uyduramamış demektir.” Mektupla ilgili mahkeme, kararı verdikten sonra ise: “Yukarıda belirtilen sebeplerle sizin Alman hayat tarzını benimsemediğiniz anlaşılmıştır. Kadın-erkek eşitliği Alman anayasasının temel ilkesidir. Siz tokalaşmayı reddederek kadın-erkek eşitliğine inanmadığınızı göstermiş oldunuz.” ifadelerini beyan etti.

Almanya’da vatandaşlık standardı: Tokalaşmak yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Danimarka’da Müslüman bir kadın 60’lı yaşlarındaki yaşlı bir çift tarafından ırkçı saldırıya maruz kaldı. 30’lu yaşlarda olan Müslüman kadın Ekstra Bladet gazetesine konuştu. Başkent Kopenhag’ın banliyösü Söborg’de 13 Şubat’ta sabah saatlerinde, bir yapı markete gittiğini ve park yerinde aracını park ettiği sırada, yaşlı bir kadının aracının paspasını havalandırdığını, kadının aracının kapısının kendi arabasına 4-5 defa çarptığını açıkladı. Müslüman kadın, yaşlı kadına ne yaptığını sorduğunu, bunun üzerine kadının sırtını dönerek aracına gittiğini aktardı. O sırada da marketten çıkan yaşlı kadının kocasının “Neler oluyor burada?” diye sorduğunu söyledi. Müslüman kadın, yaşlı kadının kocasına olup biteni anlattığını aktardığını, adamın elindeki eşyaları bırakıp, yüzüne eğilerek küfrettiğini ve başörtüsüne sümkürdüğünü belirtti. Adamın karısının, kendisini tutup kocasının da kendisine vurmaya başladığını belirten mağdur, park yerindekilerin ise olaya müdahale etmedeğini ve sadece olup biteni izlediğini bildirdi. Müslüman kadın sadece yapı marketten çıkan yaşlı bir adamın, 65 ve 66 yaşlarında olduğu açıklanan saldırgan çifti uzaklaştırdığını kaydetti. Yaşlı çiftin ırkçı saldırısına uğrayan kadın “Panikledim ve öleceğimi sandım.” diye konuştu.

Danimarka’da Müslüman bir kadına sözlü ve fiziksel taciz

Müslüman kadın saldırgan adamın arabasına gitmesiyle olayın sonlandığını düşündüğünü bildiri. Fakat adamın elinde direksiyon kilidiyle kendisine doğru geldiğini, hakaret etmeye ve küfür etmeye devam ettiğini ifade etti. Müslüman kadın, saldırgan adamın direksiyon kilidiyle kendisine vuracağı esnada, kendilerini biraz önce ayıran yaşlı adamın Müslüman kadının önünde durarak saldırgana “Neden bunu yapıyorsun?” diyerek durdurduğunu söyledi. Müslüman kadın yaşlı saldırganın küfür etmeye devam ettiğini, olaya müdahale eden adamın da “Başörtün de biraz provoke edici.” demesi üzerine gözyaşlarına hakim olamayarak ağladığını akatardı. Olayın meydana geldiği akşam 65 ve 66 yaşlarında olan saldırgan yaşlı çiftin gözaltına alındığını bildiren Batı Kopenhag polisi ise saldırgan çiftin suçlamaları kabul ettiğini kaydetti.

Polis olayı ırkçılık suçu olarak soruşturmayacak

Batı Kopenhag polisi, yaşlı çifti şimdilik şiddet göstermekle suçladı. Polis memurları “tehdit” ve “Vandalizm” ile de suçlanıp suçlanmayacağının, incelemelerin derinleşmesinin ardından belli olacağını kaydetti. Olaydan etkilendiğini, sürekli mide bulantısı yaşadığını ve istifra ettiğini kaydeden Müslüman kadın ise saldırının ırkçılık suçu olarak soruşturulmamasına tepki gösterdi.

Danimarka’da Müslüman kadına ırkçı saldırı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.