Rakka’da son olarak geçen hafta kullanıldığı bildirilen bu bombanın halkta büyük paniğe yol açtığı bildirildi. Gazetenin verdiği detaylara göre beyaz fosfor bombası patladığında içindeki kimyasal hava ile reaksiyona girerek kalın beyaz bir bulut oluşturuyor.

Fosfor bombası insana değdiği zaman ise kemikleri dahi eriterek ani ölüme sebep oluyor. Bölgeyi takip eden insan hakları kuruluşları ve bağımsız ajanslar Rakka’ya yönelik operasyonların başladığı Ramazan’ın ilk gününden bugüne 400’den fazla sivilin öldüğünü iddia etti.

ABD’nin saldırılarda başta kullanımı uluslararası sözleşmelerle yasaklanmış beyaz fosfor bombası olmak üzere seyir füzelerinin kullanıldığı bildirildi. ABD Ordusu adına konuya ilişkin açıklama yapan albay Ryan Dillon yaptığı açıklamada operasyonlarda sivillere en az zararın gelmesi için gerekli önlemlerin alındığını söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri Musul ve Rakka’da savaş suçu işliyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Açıklamada söz konusu hava saldırısının Irak hükümet güçlerinin Batı Musul’u geri alma faaliyetleri kapsamında yapıldığı belirtildi. Açıklamaya göre hava saldırısı, vurulan binanın tepesindeki iki keskin nişancıyı yok etmek için Amerikan hava desteği isteyen Irak rejim güçlerinin isteği üzerine gerçekleştirildi.

17 Mart Musul katliamına dair soruşturma

Amerikan öncülüğündeki koalisyonun bölgedeki sivilleri korumadığı eleştirilerinden sonra açıldı. Amerikan soruşturmasına göre olayda içlerinde kadın ve çocukların olduğu 105 Iraklı sivil öldü.

ABD 350 diyor, gerçek sekiz binden fazla

Bölgeden haber veren diğer güvenilir kaynaklar ise olayda ölen sivil sayısının 200’den fazla olduğunu ileri sürüyor. Amerikan kaynakları 2014’den bu yana bölgedeki koalisyon hava saldırılarında ölen sivil sayısının toplam 350 civarında olduğunu iddia etse de yerel kaynaklar ve insan hakları kuruluşları ölen sivil sayısının 8.000 ile 10.000 arasında olduğunu tahmin ediyor.

ABD Musul katliamını sonunda itiraf etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İnsan hakları ihlalleri had safhada

DEAŞ’ın elindeki diğer şehirlerde yaşandığı gibi Musul’da da Şii milisler ve Bağdat hükümeti güçlerinin adı insan hakları ihlalleri ile anılmaya devam ediyor. Felluce’de de yaşanan adam kaçırma, işkence, yağma, tecavüz gibi suçlar Musul’da daha şiddetli bir şekilde yine kendisini gösteriyor. Henüz Felluce’de ortadan kaybolan sivillerin akıbeti netleşmemişken Musul’dan gelen haberler ülkede insan haklarına yönelik endişeleri had safhaya taşıyor.

Musul’dan dünyaya haber akışı ile neredeyse tamamen durmuş vaziyette. Sünni ağırlıklı nüfusa sahip şehrin Doğu yakası aylar önce Bağdat hükümeti ve Şii milislerin kontrolüne geçmişti. Bu bölgeye erişebilen az sayıda gazeteci ve aktivistin dünyayla paylaştığı kısıtlı görüntüler, Musul’da aslında ne yaşandığına dair bilgileri gözler önüne sermeye yetiyor. Şehrin Batı yakası da neredeyse tamamen Bağdat hükümetinin eline geçmiş durumda. Şehirde sivillere yönelik suçların boyutlarını kimse tam olarak tahmin edemiyor. Ancak ülkede önceden yaşanan tecrübeler ve daha çok aktivistlerin paylaştığı görüntüler, insan hakları ihlallerinin vardığı boyutları ortaya koyuyor.

Musullu siviller gece baskınlarıyla alıkonuluyor.

Alman Der Spiegel dergisinde yayınlanan fotoğraflar, Musul’da gündelik hale gelen bu olayları tüm çıplaklığıyla gösteriyor. Fotoğrafçı Ali Arkadi’nin, Bağdat hükümeti güçleriyle birlikte Musul’da tanık olduklarını Der Spiegel dergisi haberleştirerek okuyucularına sundu. Görüntüler ve Ali Arkadi’nin ifadeleri, nadir bir tanıklık hüviyetinde.

Ali Arkadi, Bağdat hükümetiyle beraber Musul’da bir eve yapılan gece baskınına katılıyor. Fotoğrafçının ifadelerine göre evde ailesiyle uyumakta olan Iraklı bir sivil, DEAŞ mensubu olduğu iddiasıyla yakalanıyor. Elleri bağlanarak hükümete ait bir merkeze götürülüyor ve işkenceye maruz bırakılıyor.

Sistematik tecavüzler yaşanıyor.

Eve düzenlenen baskında evdeki erkeğin alıkonulmasının ardından, bir kadının bulunduğu odaya yönelen hükümet güçlerine bağlı bir yüzbaşı, fotoğrafçının ifadesine göre kadına tecavüz edeceğini söylüyor. Odadan çıkarken kadına tecavüz etmediğini söylemesine rağmen gerçekte ne olduğu bilinmiyor. Gazetecinin ifadelerine göre Bağdat hükümeti askerleri, tecavüz ettikleri kadınların yerlerini Şii milislere bildirerek onların da Iraklı kadınlara tecavüz etmesi için buralara yönlendiriyor.

Musul’dan işkence manzaraları yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Dujarric ayrıca Birleşmiş Milletler’in hala  çatışma bölgelerinde yaşayan 360.00 sivilin akıbeti hakkında kaygı duyduğunu da açıkladı.

Dujarric bu sivillere gıda, tıbbi malzeme  ve içecek su sağlanmasının hayati önemde olduğunu vurgulayarak, aksi taktirde açlık ve salgın hastalık riskinin çok yüksek olduğunu söyledi.

Amerika öncülüğündeki koalisyon güçlerinin geçen Ekim ayında başlattığı Musul operasyonunda şimdiye kadar 10.000 civarında Iraklı sivilin Amerikan hava bombardımanlarında, iki ateş arasında kalarak yada Irak ordusu ve onunla birlikte operasyonlara katılın Şii ve Kürt milis güçler gerçekleştirilen saldırılarda öldü.

Musul’da 400 bin insan evsiz kaldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

DAİŞ’e karşı yürütülen Doğal Kararlılık Operasyonu Birleşik Ortak Görev Gücü’nün açıkladığı, operasyonlarda sivil kayıplara ilişkin aylık değerlendirme raporuna göre, Kasım 2016-Mart 2017 tarihleri arasında da 45 sivil hayatını kaybetti. Bu kayıpların çoğunun Musul’un içi ve çevresinde meydana geldiği belirtildi. Raporda, 42 sivil kayıp ihbarının ise hala değerlendirilmekte olduğu belirtildi. Amerikan ordusunun raporunda, Ağustos 2014’den günümüze kadar daha önceden duyurulmamış 80 sivil kaybına da değinildi. Rapor ayrıca, Mart ayına ait üç ayrı operasyondan 26 sivilin ölümünü de içerdi. Rapordaki resmi rakamlar, diğer bazı dış grupların paylaştığı istatistiklerin çok altında bulunuyor. Kayıpları izleme grubu Airwars, koalisyonun hava saldırılarında 3 bini aşkın sivilin yaşamını yitirdiğini öne sürüyor. Pentagon açıklamasında, “Sivil yaşamların istemeyerek kaybından üzüntü duyuyoruz ve bu operasyonlardan etkilenen aileler ve diğerlerine en derin sempatilerimizi iletiyoruz” ifadesi kullanıldı.

Pentagon suçunu örtbas etmeye çalışıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Soruşturmayı yürüten uzmanlar Irak ve Surıye’deki hava operasyonlarına katılan Belçıka F-16’larına takılı yüksek çözünürlüklü kameraları inceleyerek Belçika uçaklarının kısmen veya tamamen sivil ölümlerinden sorumlu olup olmadığını belirleyemeye çalışacak.

Belçika, Suriye ve Irak’ da faaliyet gösteren DAİŞ’e karşı kurulan ve o günden buyana bölgede on binlerce hava saldırısı düzenleyen Amerikan liderliğindeki koalisyonun bir parçası. Hava saldırılarının büyük çoğunluğu Amerikan uçakları tarafından gerçekleştirilse de Avustralya, Belçika, Danimarka, Fransa, Ürdün, Hollanda ve İngiliz uçakları da hava saldırılarında rol alıyor.

Koalisyon’un sahadaki başta gelen komutanlarından olan General Stephen Townsend, hava saldırılarında “düzinelerce” sivilin öldüğünü kabul etmek zorunda kalmıştı.

Irak ve Batı resmi kaynakları sivil ölümlerinin çoğunun DAİŞ’in sivilleri canlı kalkan olarak kullanmasından kaynaklandığını iddia etse de , Uluslararası Af Örgütü Koalisyon’u Musul’daki sivilleri korumak için yeterince önlem almayarak ve böylece “ apaçık bir şekilde uluslararası insani hukuk” u çiğnemekle suçladı.

Konuyla ilgili diğer bir gelişme olarak, Amerikalılar Rakka’daki Mansura kasabasındaki bir okulun 21 Mart’ta ve Al Jineh köyündeki bir binanın bombardımanında meydana gelen sivil ölümlerini araştırıyor.

Irak ve Koalisyon güçleri Musul’da kaydettikleri askeri ilerleme üzerinde yoğunlaşırken, Birleşmiş Milletler, Musul’da halen 400.00 civarında sivilin kuşatmayı andıran koşullarda yaşadığını, gıda ve içecek suyun her an bitebileceğine dikkat çekiyor.

Katliamın ortakları çoğalıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, DAİŞ karşıtı koalisyon güçlerine bağlı jetlerin Suriye’nin kuzeyindeki Rakka kentinin batısındaki Mansura köyünde sığınmacıların yaşadığı bir okul binasına yönelik hava saldırısı düzenlendiğini, saldırıda en az 33 kişinin can verdiğini bildirmişti.

Medyanın haberinde Alman Ordusu Genel Kurmay Başkanı Volker Wieker’in Federal Meclis‘in Savunma Komisyonu’ndaki gizli oturumda konuya ilişkin bilgi verdiği, söz konusu hava saldırısının ardından Tornadoların hedef bölgeye yeniden uçuş yaparak ortaya çıkan tahribatı belgeledikleri de yer aldı.

Almanya katliama yardımcı olmuş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Af Örgütü, hava saldırılarının ailelerin bulunduğu binaları hedef aldığına dair kanıtlara ulaştıklarını belirtti.

Görgü tanıkları kentte sadece bu ay içinde yüzlerce kişinin hava saldırılarında hayatını kaybettiğini söylüyor.

Sivillerin en az seviyede zarar görmesi için önlemlerin alındığını iddia eden koalisyon güçlerinden ise Af Örgütü’nün raporuna yönelik bir açıklama gelmedi.

“Savaş suçu sayılabilir”

Af Örgütü’nün üst düzey danışmanı Donatella Rovera “Iraklı yetkililerin sivillere bölgeyi terk etmek yerine evlerinde kalmalarını söylediği göz önünde bulundurulduğunda, koalisyon güçlerinin saldırılarında çok fazla sayıda sivilin de öleceğini biliyor oldukları sonucuna varabiliriz. Orantısız ve hedef ayırmayan saldırılar uluslararası insan haklarına aykırı ve savaş suçu sayılabilir” dedi.

Raporda 17 Mart’ta Musul’un Celile mahallesinde sivillerin yaşadığı apartmanlara yapılan saldırılarında 150’den fazla kişinin öldüğünün belirtildiğine dikkat çekildi.

Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı, sivillerin hayatını kaybettiği belirtilen binaları koalisyon uçaklarının vurduğunu kabul etmiş ancak uçakların hangi ülkeye ait olduğunu açıklamamıştı.

Irak ordusu ise söz konusu olayda binaların hava saldırısında değil, DEAŞ’ın bomba yüklü bir aracı patlatmasıyla yıkıldığını ileri sürmüştü.

Af Örgütü: Musul’daki sivil ölümleri savaş suçu sayılabilir yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Amerikan güçleri bölgeyi bombaladıklarını kabul etmekle beraber, bombardımanın talebinin Irak güçlerinden geldiğini öne sürüyor. Irak yetkilileri ile hava bombardımanlarından pek de bahsetmeden Irak yönetimine karşı savaşan DEAŞ savaşçılarının sivilleri “canlı kalkan” olarak kullandığını öne sürüyor.

Irak ordusunun bu açıklamaları Amerikan yetkililerinin konuya ilişkin sorumluluğu Irak hükümet güçlerine atan açıklamaları ile çelişiyor.

Konunun uzmanları ise DEAŞ savaşçıları bahane edilerek Sunni sivillerin topluca öldürülmesinin Irak genelinde ve tüm Ortadoğu’da aşırılık yanlısı örgütleri besleyebileceğinden, dünya çapında Batı karşıtlığını arttıracağından ve Ortadoğu’da zaten gergin olan Sunni-Şii ilişkilerini ” tehlikeli ve geri dönülmez” bir biçimde zehirleyebileceğinden endişe ediyor.

Yanlış koalisyonda “kim daha katil” kavgası yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Musul’dan bildiren Rûdaw muhabiri, savaş uçaklarının kentin batı yakasında bulunan Musul el Cedide Mahallesi’nde düzenlediği saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının 200’ü geçtiğini aktardı.

Rudaw muhabiri, “Dün gerçekleştirilen hava saldırısında bir evin bodrum katında saklanan 130 kişi hayatını kaybetmişti. Savaş uçakları ayrıca aynı mahallede 2 evi daha hedef aldı. Burada da 100’e yakın kişi hayatını kaybetti” dedi.

Edinilen bilgiye göre, çatışmalardan dolayı bu evlerin bodrum katında saklanan ve saldırıda hayatını kaybedenlerin büyük bir bölümünü kadın ve çocuklar oluşturuyor.

Katliama devam ediyorlar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.