Neo-Nazilerin 5 Türk vatandaşını yakarak öldürdüğü #Solingen Katliamı'nın üzerinden 29 yıl geçti. pic.twitter.com/EK5whRn87i

— Utanç Günlüğü (@UtancGunlugu) May 28, 2022

Neo-Nazilerin 5 Türk vatandaşını yakarak öldürdüğü Solingen Katliamı’nın üzerinden 29 yıl geçti. 29 Mayıs 1993 tarihinde Almanya‘nın Solingen şehrinde, Türk kökenli “Genç” ailesinin evi Neo-Naziler tarafından kundaklandı. Aileden beş kişi hayatını kaybetti. Olayda aileden, Hülya Genç (9), Gülistan Öztürk (12) ve Hatice Genç (18) olay yerinde, Gürsün İnce ve 4 yaşındaki Saime Genç ise kaldırıldıkları hastanede hayatlarını kaybettiler. Bekir Genç’in ise vücudunun yüzde 36’sı olay sırasında yandı. Olayın meydana geldiği alan müze haline getirildi. Çeşitli ülkelerden Türk vatandaşları müzeyi ziyaret ediyor. Olayı gerçekleştiren Neo-Nazi yanlısı aşırı sağcı dört kişi, yargılanıp çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Ancak suçlulardan ikisi daha sonra iyi halden serbest kaldı. Mahkeme bu aşırı sağcı dört Alman’a, olay sırasında vücudunun yüzde 36’sı yanan Bekir Genç için 250 bin mark acı parası ödeme cezası verdi. Ancak o ceza hiçbir zaman ödenmedi.

Solingen Katliamı’nın üzerinden 29 yıl geçti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Federal hükümetin Sol Parti’nin soru önergesine verdiği yanıtta aranan aşırı sağcıların dörtte birinin şiddete eğilimli olduğu belirtildi.

Aşırı sağcılardan 108’i siyasi suçlardan dolayı aranıyor. Ortadan kaybolan 99 şüphelinin ise bir ya da daha fazla şiddet eylemine katıldığı açıklandı.

Güvenlik makamlarınca aranan şahısların aşırı sağcıların mitinglerinde ya da konserlerinde suç işleyebilecekleri belirtiliyor. Neue Osnabrücker Zeitung‘un yayımladığı habere göre aranan Neonazilerin sayısında önemli artış oldu.

Dört yıl önce 253 kadın ve erkek aşırı sağcı aranmaktayken tutuklama emriyle arananların sayısı bu yıl 467’ye çıktı. Artışa gerekçe olarak, mülteci sayısındaki yükselişe tepki olarak mülteci yurtlarına yapılan saldırıların artması gösteriliyor.

Sol Parti Federal Meclis Grubu’nun verdiği soru önergesini yanıtlayan hükümet, söz konusu zanlıların nerede olduğunun bilinmediğini ve bu nedenle tutuklama kararlarının infaz edilemediğini doğruladı.

Güvenlik güçlerinin yakalayamadığı aşırı sağcılar arasında şiddet olaylarına karışanların yanısıra, illegal örgüt üyesi olanlar da var.

Almanya tutuklaması gereken 467 neo-Naziyi aramıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD merkezli Partnership for Working Families (Çalışan Aileler için Ortaklık) ve Action Center on Race and the Economy (Irk ve Ekonomi üzerine Eylem Merkezi) adlı iki örgütün yürüttüğü araştırmaya göre üzerinde Nazi imgeleri olan kıyafetler, takılar ve askeri ürünler bu gruplar tarafından satılıyor ve gruplar böylece kendilerine fon yaratıyor.

Araştırmaya göre bu gruplar kendi görüşlerini savunan müzik ve kitapları da Amazon üzerinden satıyor.

Amazon haberler üstüne bazı satış listelerini kaldırdığını ve site kurallarına uymayanlara karşı hızla harekete geçileceğini açıkladı.

Rapora göre Amazon’un zayıf ve uygulamada yetersiz ilkeleri ırkçılara, İslam ve Yahudi düşmanı gruplara kendilerine fon yaratma ve görüşlerini yayma fırsatı veriyor.

Amazon’un ilkeleri arasında “Nefret ve şiddeti, ırksal, cinsiyetçi ya da dini hoşgörüsüzlüğü öven ve teşvik eden grupların ürünlerinin yasak olduğu” belirtiliyor. Ancak araştırmaya göre bu ilkenin uygulamasında Amazon zayıf ve yavaş kalıyor.

Raporu hazırlayan kurumlar Amazon’a nefret gruplarına karşı net bir duruş sergilemesi ve bu grupların kâr elde etmelerini durdurması çağrısı yaptı.

Birçok ürünü satış listesinden kaldırdığını açıklayan Amazon, neo-Nazi müzisyenlerin şarkılarının da online müzik dinleme sisteminden çıkarılacağını belirtti.

Kullanıcılarına yaptığı yazılı açıklamada Amazon ” Satıcılar kurallarımıza bağlı kalmalı, aksi takdirde hesaplarının kapatılması da dahil haklarında hızlıca işlem yapılacaktır” dendi.

Amazon’dan ırkçı Nazi temalı ürünler yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Neo-Nazi İngiliz askerin bir ırk savaşına hazırlanmak için hançer ve palalar stokladığı mahkemede dile getirildi.

33 yaşındaki Vehvilainen yasaklı National Action (Ulusal Eylem) grubuna bağlı olmakla ve “kendini örgütün hedefleri doğrultusunda şiddet kullanmaya adamakla” suçlanıyor.

Birmingham Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Vehvilainen’ın 2011 yılında Norveç’teki iki saldırıda 77 kişiyi öldüren Andres Breivik tarafından yazılmış bir el kitabını sakladığı ifade edildi.

Söz konusu isim geçen sene 5 Eylül’de tutuklandığında, polis Galler’in Brecon bölgesindeki evinde “kabaca yapılmış” bir elektromagnetik nabız cihazı buldu.

İngiliz neo-Nazi askerin kılavuzu Andres Breivik çıktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Almanya’da son seçimlerde aldığı oylarla yükselişe geçen aşırı sağcı AfD partisi Türklere karşı kışkırtıcı söylemlerde ölçüyü kaçırdı. AfD, hemen her toplantısında Türklere karşı kışkırtıcı söylemlerle Alman kamuoyunu ateşliyor.

Kısa bir süre önce AfD’li vekil Kay Gottschalk Almanları Türk iş yerlerinden alışveriş yapmamaya çağırmıştı. Gottschalk, “Vicdan sahibi herkese sesleniyorum. Türk iş yerlerinden alışveriş yapmayın” demişti.

Daha bu söyleme karşı şaşkınlık ve öfke dinmeden, yeni bir küfürlü saldırı olayı daha yaşandı. AfD’nin Saksonya Anhalt Teşkilatı Başkanı Andre Poggenburg, Almanya’daki Türk Toplumu’nu hedef göstererek, “Bu deve güdücüler, defolup geldikleri yere geri gitsinler” dedi.

Almanya’da “Kül Çarşambası” denilen, siyasetçilerin birbirine karşı mangalda kül bırakmadığı geleneksel siyasi toplantıda konuşan Andre Poggenburg, Türklere kin kustu.

Pirna kenti yakınlarındaki Nentmannsdorf’ta bira çadırında 700 kişiye seslenen Poggenburg, Almanya’nın soykırım geçmişini unutup ülkemize saldırdı: “Bu çörek otu tacirlerinin kı.ında 1.5 milyonluk bir soykırım var. Onlar da kalkmış bize tarih ve yurt hakkında ders vermeye kalkışıyor” dedi.

AfD’li siyasetçi Türklere hakaret etti: “Bu deve çobanları geldikleri yere defolup gitmeli” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Almanya’da mülteci ve İslam karşıtı kampanyayla eyaletlerden sonra üçüncü büyük parti olarak Federal Meclis’e de giren aşırı sağcı AfD’nin Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Gottschalk, Almanları Türk dükkânlarını boykota çağırdı.

Almanya’nın Krefeld kentinde AfD’nin 24 Ocak’ta yılbaşı resepsiyonunda konuşan AfD’li vekil Kay Gottschalk, “Vicdan sahibi tüm vatandaşlara sesleniyorum: Almanya’daki Türk dükkânlarını boykot edin. Onların yüzde 70’i Erdoğan’ı destekliyor” dedi. Toplantıya katılan AfD Genel Başkanı Jörg Meuthen’in bu sözlere hiçbir tepki göstermeyerek tasdik etti.

Irkçı Alman vekilden Türklere boykot çağrısı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

“Sieg Heil”, “Tod und Hass der BSG” (BSG’nin ölüm ve nefreti) gibi yazılar yazıp gamalı haçlar çizen üç Neo-Nazi, güvenlik kameralarına yakalandı.

Altı güvenlik kamerası, saldırıyı an be an kaydetti. Saldırganlar buna rağmen henüz belirlenemedi. Yavuz Kaya’nın işyerine saldıran kisiler aranırken basına sızan güvenlik kamerası görüntüsünde polisler yer alıyor.

Kamera görüntülerine göre bir polis aracı olay yerine gelmesine rağmen, Neo- Nazilerle sadece sohbet edip uzaklaşıyor, herhangi bir islem yapmıyor.

Görüntülerin basına sızmasıyla zor durumda kalan polis, “Bölgedeki ırkçılara müsamaha gösteriyor.” eleştirilerinin yoğun olduğu bir bölgede yine bir skandal yaşandığı şüphesi doğurdu ve bu görüntüler internette hızla yayıldı.

Görüntüler, “Polis, saldırıları izlemiş” yorumlarına neden oldu. Yorumlar üzerine Chemnitz Emniyet Müdürlüğü bir açıklama yaptı ve polisin olay yerine gidip gelmesinin saldırıdan önce gerçekleştiğini savundu.

“Kamera saati yaz saatine ayarlı oldugu için, görüntülerde yer alan saat kaydı yanlış” açıklaması yapan polise göre ırkçılar işyerine, polis geldikten 15 dakika sonra saldırdı.

Ellerinde biralar olan Neo-Nazilerin tavırlarından şüphelenilmediğini belirten polis, bu nedenle herhangi bir kimlik kontrolü de yapılmadığını açıkladı.

Almanya’da polis Neo-Nazilerin saldırısını izlemekle yetindi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Charlottesville’de çıkan olaylarda aşırı sağcı bir kişinin Neo-Nazilere karşı eylem yapan solcu eylemci gruba doğru araba sürmesinin ardından 32 yaşındaki Heather Heyer adlı solcu eylemci ölmüştü. Aşırı sağcıların liderinin mavi tik alması ABD kamuoyunda tartışma yarattı.

Twitter’ın resmi destek hesabı, “mavi tık” adıyla bilinene doğrulama sisteminin durdurulduğunu açıkladı. Şirket attığı tweette, “Doğrulama kimliğin ve sözün doğruluğunu onaylamaktadır ancak bu bir değer göstergesi veya benimseme olarak yorumlanmaktadır” açıklamasında bulundu. Şirket bu karışıklığa kendilerinin yol açtığını kabul ederek bu sorunu çözmek gerektiğini, bu nedenle bütün doğrulama işlemlerini durdurduklarını belirtti.

Twitter’dan Neo-Nazi lidere mavi tik desteği yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Spencer yürüyüşün sözcülüğünü de yaptı. Spencer, “Charlottesville’e Dönüş” adı verilen protestoların videolarını Twitter hesabında paylaştı ve “Charlottesville 3.0 başarılıydı.” diye ekledi. Videodaki görüntülerde protestocuların “Yerimizi dolduramayacaksınız” ve “Geri döneceğiz” şeklinde sloganlar attıkları görüldü. Spencer Washington Post’a, “Önceden ayarlanmış bir gösteriydi. Çok başarılı geçti. Bunu uzun zamandır planlıyorduk. Mayıs ayında barış içinde geldiğimizi, ağustos ayında barış için geldiğimizi ve bugün de yine barış içinde geldiğimizi ispat etmek istedik.” diye konuştu.

Ağustos ayında Charlottesville’deki ‘Sağı Birleştir Yürüyüşü’ne, beş yüz kadar beyaz ırkın üstünlüğüne savunan Klu Klux Klan üyesi ve neo-Nazi katılmıştı. Yürüyüşü yapanlarla yürüyüşü protesto edenler arasında çatışmalar yaşanmış, bir solcu aktivist hayatını kaybetmişti.

Charlottesville’in Yahudi asıllı Belediye Başkanı Mike Signer ise, yürüyüşe cevaben attığı tweet’te, “Korkak neo-Nazilerden bir başka aşağılık ziyaret. Sizleri burada istemiyoruz! Evinize dönün! Bu arada, hukuki seçeneklerimizi de değerlendiriyoruz. Haber bekleyin.” diye yazdı.

Neo-Naziler Charlottesville’de kendilerini hatırlattılar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Ayrıca Hampshire’da, beyaz devrimi savunan ve kentteki LGBT topluluğunu hedef alan bir örgüt olan Sistem Direniş Ağı’nın da Neo-Nazi bağlantıları araştırılıyor. İskoç Şafağı ile NS131’in Youtube hesapları da Cuma günü akşamına kadar erişilebilir durumdaydı. İskoç Şafağı’nın üyelerine dövüş sporları eğitimi verildiği belirlenirken örgütün ambleminde Nazilerin “Kan ve Toprak” sloganı yer alıyor. NS131 ise gençliği “radikal nasyonalist ve sistem karşıtı fikirlerle telkin etmek” istiyor ve Alman Nazi partisinin “orijinal programına sahip çıktığını” söylüyor.

İngiltere’de neo-Nazi örgütler güya yasaklı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.