Gezicilerin sözcülerinden biri olarak kabul edilen Tayfun Kahraman, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olması sonrası Şehircilik Proje Koordinatörü olarak görevlendirilmişti. Gezi kalkışması davasında 18 yıl hapis cezası alan ve sonrasında tutuklanan Tayfun Kahraman’ın adını Türkiye istekleriyle duymuştu. Kahraman,  Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Başkanı sıfatıyla girdiği görüşmede Gezi kalkışmasının sonlanması için isteklerini sıralamıştı.

Babacan ve Davutoğlu Gezicilerin serbest kalması için uğraşıyor

-Gezi Parkı park olarak kalmalıdır. Gezi Parkı’na topçu kışlası veya başka bir yapı yapılmayacağının açıklanmasını,

– AKM’nin yıkımından vazgeçilsin, 3. Havalimanı, Kanal İstanbul, HES projeleri durdurulsun.

Babacan ve Davutoğlu Gezicilerin sözünden çıkmayıp mağdur olmadıklarını beyan eden dilekçeler verdi. Böylece gerekçeli kararı açıklanan davanın istinaf veya Yargıtay aşamalarında davanın düşmesini sağlamayı planlıyorlar. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Nisan 2022 tarihindeki karar duruşmasında Osman Kavala hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti. Mahkeme açıkladığı kararında ayrıca  Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman’a TCK 312’den yardım etme suçundan 18’er yıl hapis cezası vererek tutuklama kararı vermişti.

Babacan ve Davutoğlu Gezicilerin gözüne girebilmek için Osman Kavala’nın şüpheli biçimde serbest bırakıldığı 18 Şubat 2020’de duruşmadan bir hafta önce şikayetlerini geri çekmişti.

Babacan ve Davutoğlu Gezicilerin serbest kalması için çalışıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

CHP’nin ABD’yi hayran bırakan açıklamaları yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Osman Kavala hayranlığı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Cantürk’ün 2008- 2017 yılları arasında FETÖ’den adli işlem gören çok sayıda şüpheliyle irtibatı olduğu tespit edildi. Nazmi Mete Cantürk hakkında FETÖ soruşturması kapsamında Ekim 2017’de gözaltı kararı verildi ancak Cantürk yapılan aramalarda bulunamadı.

Geçtiğimiz günlerde soruşturmayla ilgili önemli bir gelişme yaşandı. ABD Başkonsolosluğu, Cantürk’ü 31 Ocak günü savcılığa teslim etti. Cantürk, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından sorgulandı. İfadesinde ABD Başkonsolosluğunda diplomatik güvenlik federal polis teşkilatı memuru olduğunu söyleyen Cantürk, ABD Dışişleri Bakanlığı yerel çalışanı olduğunu belirtti. ABD Başkonsolosluğu’ndaki görevinden önce ise 4.5 yıl Londra’da bir şirkette çalıştığını aktardı.

FETÖ’cülerle yoğun irtibat

Cantürk’ün 2008-2017 yılları arasında irtibatlı olduğu isimler arasında kritik pozisyonlarda görev alan FETÖ şüphelileri bulunuyor. İçlerinde eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Sedat Selim Ay da var.

Cantürk’ün irtibatı tespit edilen kişilerden bazıları şöyle: Tahşiye kumpasında rol alan “Nakkaş” kod isimli eski Emniyet Müdürü Bayram Özbek, eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Emekli, eski İstanbul TEM Şube Müdürü Ömer Köse ve Yurt Atayün, eski İstanbul Çevik Kuvvet Şube Müdürü Muhammet Fatih Sarıyıldız, eski Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürü Zeki Bulut, eski Emniyet Müdürü Zeki Taşkın, eski Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, 15 Temmuz darbe girişiminde tankın içinden çıkan eski Emniyet Müdürü Mithat Aynacı, MHP’ye kurulan kaset kumpasında rol alan TARKİM Havacılık şirketinin patronu İbrahim Faruk Bayındır ve Balyoz davasının hâkimi Murat Üründü.

Eşi Bank Asya’ya yatırmış

Cantürk’e sorgusunda bu isimlerle olan irtibatı soruldu. Cantürk konsoloslukta çalışırken bu isimlerin o dönem memur olarak görev yaptıkları savunmasında bulundu. Cantürk’e eşinin Bank Asya’daki hesabında 17-25 Aralık darbe girişimi sonrası hesap artışıyla ilgili de sorular yöneltildi. Cantürk bu soruya, eşine babasından para geldiğini, evine en yakın bankanın Bank Asya olmasından dolayı eşinin parayı bu bankaya yatırdığı savunmasında bulundu.

ABD Başkonsolosluk Güvenlik Amir Yardımcısına elektronik kelepçe yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Metin Topuz’un, Amerikan Federal Uyuşturucu ile Mücadele Kurumu görevlisiyle yaptığı yazışmada, İran’a gönderilmesi planlanan bin silahla ilgili görüşme kayıtlarına ulaşıldı.

WhatsApp görüşmeleri incelendi

31 Mart 2017 tarihli yazışmalarda Topuz, Amerikan Federal Uyuşturucu ile Mücadele Kurumu’nun görevlisiyle görüşme yapıyor.

Shaq isimli Türk vatandaşı Topuz’dan İran’da resmi bir kurumun satın almak istediği 1000 adet Smith Wesson silaha ilişkin aracılık yapmasını isteyerek şunları yazıyor:

“Metin abi günaydın. Acil olduğu için yazıyorum ve hızlı cevaba ihtiyacım var. İran nakit para ile bir iş adamı üzerinden silah (adetli smith wesson) talep etti. 1000 tane parasını nakit veriyor. Evet dersem işlem hızlı olacak. Lütfen iletip bana cevap alabilir misin? Alacak olan resmi kurum. Bana kızma, sahaya dönme vaktim geldi sanırım.”

Metin Topuz ise “Günaydın, Pazartesi konuşup ararım.” cevabını veriyor.

Metin Topuz’dan ek ifade

Bu yazışmalar üzerine Topuz’un, 11 Aralık’ta ek ifadesi alındı. İstanbul Başsavcılığında Topuza o yazışmalar soruldu.

Topuz, görüşmeyi kabul ederek “Shaq ismini kullanan WhatsApp hesabı kullanıcısı G. adlı bir kişidir. Bu kişiyi DEA muhbir olarak kullanmaktaydı. Bu kişi uyuşturucu konularında muhbir olarak kullanılmaktaydı. DEA’da resmi kaydı da vardır. Sanırım 3-5 yıldır bizimle çalışmaktaydı.” şeklinde ifade verdi.

ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğunda irtibat görevlisi olarak çalışan Metin Topuz, 25 Eylül’de gözaltına alınmış, 4 Ekim’de ‘casusluk’ iddiasıyla tutuklanmıştı

Topuz 17-25 Aralık operasyonlarını yürüten FETÖ’cü eski polis şefleriyle ABD’ye gitmiş, bazı komploların hazırlanmasında rol aldığı belirtilmişti.

ABD görevlisi Metin Topuz, İran’a silah satışı için aracılık etmiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Graham Fuller’in 15 Temmuz darbe girişi sırasında Türkiye’de olduğu ve ardından ülkeyi terk ettiği iddia edilmişti. Fuller hakkında yakalama kararı çıkartılmıştı.

FETÖ’yü desteklediğini itiraf etti

Fetullah Gülen’in ABD’de yeşil kart alabilmesi için güven mektubu yazdığını kabul eden Fuller, FETÖ’nün ABD’de tehdit olmadığını iddia etti.

Fuller, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında elebaşı Gülen’in olmadığını da iddia etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tehdit etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tehdit eden Fuller, “Erdoğan 2011’de görevini bıraksaydı Türkiye tarihinin en başarılı Başbakanı olarak anılacaktı. Ancak şimdiki tutum ve davranışları ona çok pahalıya mal olacak.” ifadelerini kullandı.

Fuller ayrıca “ABD’de istihbarat ve siyaset çevrelerinin Türkiye’de darbe yapılmasını istediğini” de öne sürdü.

Eski CIA yöneticisi Graham Fuller’den darbe tehdidi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Eski CIA yetkilisi hakkında yakalama kararıİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından çıkartılan yakalama kararında Graham E.Fuller’e “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçlamaları yöneltildi.

Yakalama kararında “Daha önce hakkında yakalama kararı verilen eski CIA uzmanı Henri Jak Barkey ve darbe teşebbüsünde rol alan diğer kişilerle Graham E. Fuller’in irtibatının ve atılı suçları işlediğine yönelik bulguların tespit edildiği” ifadeleri yer aldı.

“Türkiye’yi terk etti” 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine mahkeme tarafından verilen yakalama kararının en dikkat çeken bölümlerinden biri ise 15 Temmuz darbe girişiminin sonrası Graham E. Fuller’in Türkiye’yi terk etmiş olduğunun belirlendiği ve halen yakalanamamış olmasına yönelik olarak yapılan vurgu oldu.

Daha önce hakkında yakalama kararı verilen eski CIA uzmanı Henri Jak Barkey’in 15-16 Temmuz 2016’da Büyükada Splendid Otel’de yapılan toplantıda darbeyi organize edip koordine ettiği ileri sürülmüştü.

Graham E. Fuller’in de aynı toplantıda olduğu yönünde iddialar ileri sürülmüş ancak bugüne kadar resmi olarak bu doğrulanamamıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Fuller hakkında verdiği yakalama kararı ile ilk kez Fuller’in 15 Temmuz darbe girişimi öncesi Türkiye’de olduğu ve ardından ülkeyi terk ettiği bilgisi resmi kayıtlara girdi.

Dugin: “Rus istihbaratı delilleri Türkiye’ye verdi” 

Rus Strateji uzmanı Aleksandır Dugin geçen hafta çıktığı bir Tv programında darbe öncesi Büyükada’daki toplantıya Henry Barkey ve Graham E. Fuller’in katıldığını iddia ederek, “Rus istihbaratının bu konuda elinde kesin deliller bulunuyor ve bu deliller Türkiye’ye iletildi. Darbe girişimi hiç kuşkusuz CIA ajanları tarafından yönetiliyordu” ifadeleri kullanmıştı.

Osman Kavala ve Metin Topuz aynı dosyada 

Fuller ile ilgili soruşturma dosyasında, daha önce tutuklanan iş adamı Osman Kavala, ABD Konsolosluk görevlisi Metin Topuz ve eski CHP’li milletvekili Aykan Erdemir gibi bir çok isim yer alıyor.

ABD’ye kötü haber: Eski CIA yöneticisi Graham Fuller için yakalama kararı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ soruşturmasında tutuklanan işadamı Osman Kavala ile eski CIA danışmanı Henri Barkey’in ‘görüşmedik’ yalanını ortaya atması ve Washington Post’un da iki ismi destekleyen makaleye yer vermesine HTS kayıtlarıyla cevap verildi.

Başsavcılığın incelettiği telefon dökümlerinde Barkey, Kavala’nın şirketine ait olan ancak şirket görevlileri ya da Kavala’nın yakınlarının kullanımındaki telefonlarla 93 saat 34 dakika 1 saniye görüşme yaptı. İşte Başsavcılığın tespitleri:

• Kavala, 28 Haziran 2016’da Şişli’de sahibi olduğu Menka Ticaret ve Sanayi A.Ş.’de ve iki gün sonra da Diyarbakır’da Barkey’le birlikteydi.
• Barkey, 7 Haziran seçimlerinden bir hafta önce 31 Mayıs 2015’te ABD’den geldi ve HDP’nin seçim çalışmalarını yürüten Osman Kavala ile görüştü. 8 Haziran’da Türkiye’den ayrıldı.

Kavala’nın HTS kayıtları Barkey’le dolu

Henri Barkey’in Osman Kavala’nın en yakınındakilerin telefonlarıyla irtibata geçtiği HTS kayıtlarıyla ortaya çıktı. O kayıtlar şöyle:

• Ayşe Hale Kavala’nın (eşi) kullandığı telefonuyla 12 saat 54 dakika 36 saniye,
• Reha Kavala’nın (ablası) telefonuyla da 1 saat 31 dakika 29 saniye,
• Zeki Türkkan’nın (ortağı) telefonuyla 1 saat 37 dakika,
• Şenel Durmuşkaya’nın (genel müdürü) telefonuyla da 54 dakika,

olarak kayıtlara geçti.

Osman Kavala ile Henri Barkey 93.5 saat telefonla görüştü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İhanet girişimlerinin talimatlarını kimlerin verdiğini soruşturan Başsavcılık önemli bir ize ulaştı. ABD İstanbul Başkonsolosluk görevlisi Metin Topuz ile Osman Kavala’yı tutuklatan Başsavcılık, CIA ajanı Henri Jack Barkey hakkında da yakalama kararı çıkarttı. 15 Temmuz’da Büyükada’da darbe toplantısı yaptığı ve darbeyi organize ettiği öğrenilen Barkey’in Türkiye’ye adım atar atmaz gözaltına alınacağı öğrenildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’ndan sorumlu Başsavcıvekili Hasan Yılmaz’ın yürüttüğü soruşturmada 15-16 Temmuz 2016 tarihinde Büyükada Splendid Otel’de yapılan toplantıda Henri Jack Barkey’in darbeyi organize edip koordine ettiği belirtiliyor. Gezi şiddet eylemleri, 17-25 Aralık yargı darbesi, MİT tırları ihaneti ve 15 Temmuz darbe girişiminde etkin bir şekilde rol aldığı öne sürülen FETÖ’cülerle görüşme ve toplantıları ortaya çıkarılan ABD Konsolosluğu çalışanı Metin Topuz ile Osman Kavala’nın da tutuklandığı soruşturma dosyasındaki bulgulara göre Henri Barkey’in tüm karanlık süreçlerde şüphelilerle Türkiye ve yurt dışında bir araya geldiği ve toplantılar yaptığı tespit edildi.

Kavala açıklayamadı

Gezi şiddet eylemlerinde finansörlük yaptığı gerekçesiyle tutuklanan Osman Kavala ile Barkey’in bir çok kez görüştüğü tespit edildi. Kavala’nın sorgusunda ise Barkey ile neden görüştüğünü açıklayamadığı ve onlarca kez bir araya gelmelerine rağmen görüşüp görüşmediğini hatırlamadığını ancak randevu defterine bakarak bu bilgileri teyit edebileceğini söylediği belirtiliyor.

Apar topar firar etti

CIA ajanı Henri Jack Barkey ile bazı yabancıların 15 Temmuz gecesi Büyükada’da toplantı yaptıkları tespit edilmişti. İstanbul Büyükada’daki otele, 15 Temmuz darbe girişiminin yapıldığı gün giriş yapan, çoğunluğu yabancı 17 kişilik grubun 2 gün boyunca toplantı yaptığı belirlenmişti. Büyükada ihanet toplantısı iki gün sürmüştü. Darbe girişiminin yaşandığı gün Türkiye’ye giriş yapan ve sık sık ABD ile telefonda temas kuran Barkey, hain kalkışmanın başarısızlıkla sonuçlanması üzerine 19 Temmuz’da Türkiye’yi terk etti. Otelden bir kişinin üzerinde ‘Pensilvanya’ yazılı çan bıraktığı ihbarı üzerine İstanbul Emniyeti’ne bağlı İstihbarat, Terör, Siber Suçlar ve Asayiş şubeleri alarma geçti. Ekipler Büyükada’ya giderek otelin tüm görevlilerini sorguya aldı. 17 kişilik gizemli ekipte yer alan FETÖ hayranı ABD’li Barkey 19 Temmuz’da otelden ayrılırken resepsiyoniste üzerinde ‘Pensilvanya’ yazılı bir çan bırakmıştı. Barkey oteldeki bir garsona “Türkiye’ye ilk gelişimde HSBC patladı. İkinci gelişimde Gezi patlak verdi. Şimdi de darbe girişimi yaşandı” demesi dikkat çekti.

CIA için çalışıyor

Doktorasını Pensilvanya Üniversitesi’nde yapan Henri Jack Barkey, örgütün Ortadoğu uzmanı ve ılımlı İslam teorisyeni… CIA çalışanı. “Türkiye’nin Kürt Meselesi” isimli eserini, CIA’nın Ortadoğu uzmanı Graham Fuller ile birlikte kaleme aldı. Eşi Elen Barkey CIA’nın üst düzey yetkilisi. Geçmişte Barkey, Abdullah Öcalan’la görüşmek için İtalya’ya gitti. PKK’nın ABD’deki temsilcisi Kani Gulam’a Öcalan’ın İtalya’da kalması için referans mektubu yazdı. Barkey, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, Washington’da yaptığı basın toplantısında da yer aldı. Zaman zaman Türkiye’ye gelen Barkey, Doğu ve Güneydoğu’da boy gösterdi.

CIA Ajanı Henri Barkey Türkiye’ye adım attığında gözaltına alınacak yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Osman Kavala, ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.

ABD Konsolosluk çalışanı Metin Topuz ile aynı soruşturmada 

Başsavcılık, Gezi ve 17-25 Aralık kumpasları ile 15 Temmuz darbe girişiminde talimatları kimlerin verdiğini soruşturuyordu. Osman Kavala‘nın da bu kapsamda gözaltına alındığı ve casusluktan tutuklanan ABD İstanbul Başkonsolosluk görevlisi Metin Topuz ile aynı dosyada şüpheli olarak yer aldığı ortaya çıkmıştı.

‘Kızıl Soros’ lakaplı Osman Kavala tutuklandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.