Çocuk ve yetişkinlere cinsel taciz ve görevini kötüye kullanmaktan suçlu bulunan eski Washington Başpiskoposu Theodore McCarrick, Vatikan tarafından geçen yıl din adamlığından atılmıştı. Halen 90 yaşında olan McCarrick 2001-2006 yılları arasında, Katolik Kilisesi içinde ABD’deki en prestijli pozisyonlardan olan Washington Baspiskoposluğu görevini yürütmüştü.

Hakkındaki suçlamalara rağmen McCarrick’in nasıl cezasız kaldığı ve üst düzey görevlere atandığı ise Vatikan tarafından yapılan incelemelerin sonunda raporlandı. Dün yayımlanan rapora göre, McCarrick Washington Başpiskoposluğu’na atanmadan yaklaşık bir yıl önce gelen uyarıya rağmen, dönemin papası 2. Giovanni Paolo bu atamayı gerçekleştirme kararı aldı.

1999 yılında ABD’li kardinal John O’Connor, Papa 2. Giovanni Paolo’ya bir mektup yazarak bu atamaya karşı çıktı. Kardinal O’Connor, McCarrick hakkında 1980’lere kadar giden cinsel istismar iddialarının bulunduğunu belirtti ve bu nedenle terfi ettirilmesinin uygunsuz olacağı uyarısında bulundu.

Ancak Papa 2. Giovanni Paolo Kasım 2000’de McCarrick’i Washington Başpiskoposluğu’na getirdi.

Vatikan tarafından dün yayımlanan raporda, “McCarrick’in suçlamaları reddetmesine inanılması” sebebiyle bu atamanın gerçekleştiği belirtildi.

Bir sonraki Papa 16. Benedetto’nun da suçlamalarla ilgili soruşturma açılmasını, “çocuk tacizine ilişkin inandırıcı iddialar olmadığı” gerekçesiyle reddettiği kaydedildi.

461 sayfalık raporda, McCarrick hakkındaki suçlamalara dair “güvenilir kanıtların” 2017 yılına kadar ortaya çıkmadığı öne sürüldü.

Papa Francesco 2017 yılında, McCarrick hakkında 1970’lerde reşit olmayan bir erkek çocuğu taciz ettiği iddiasıyla soruşturma açılması talimatı vermişti. Bu soruşturmanın sonunda suçlu bulunan McCarrick önce kardinallikten uzaklaştırılmış, geçen yıl da Katolik Kilisesi’nin dini kanunlarına göre en ağır cezalandırma biçimi olan din adamlığından atılma cezası almıştı.

Vatikan’ın “McCarrick Raporu’nu” dün açıklayan Vatikan Devlet Sekreteri Kardinal Pietro Parolin, “Bu raporu kurbanlar, aileleri, ABD ve evrensel çapta kilise için bu eylemlerin yol açtığı acılar için üzüntüyle yayımlıyoruz” dedi.

Rapor için ifadesine başvurulan kişiler arasında 2013’te istifa eden eski Papa 16. Benedetto ve şu anki Papa Francesco da bulunuyor. Papa Francesco’nun “evrensel kilisenin iyiliği için” raporun yayımlanmasını istediği belirtiliyor.

Papa Francesco bu sabah yaptığı bir konuşmada da McCarrick vakası ve rapora değindi.

Papa, “Dün, acı verici McCarrick vakasıyla ilgili rapor yayımlandı. Her istismar kurbanının yanında olduğumu ve kiliseden bu kötülüğü temizleme taahhüdümü yineliyorum” dedi.

Katolik din adamlarının cinsel taciz vakalarını takip eden BishopAccountability.org sitesinin yöneticilerinden Anne Barrett Doyle, Vatikan’ın McCarrick raporunu “Taciz kriziyle ilgili olarak bugüne kadar kilise tarafından yayımlanan en önemli belge” diye niteledi.

Öte yandan Doyle, tacizde bulunan din adamlarının hesap verebilmesi için somut adımlar atılması gerektiğine de dikkat çekti.

Rahiplerin Tacizine Uğrayanlar Ağı (SNAP) da, “Bu rapor doğru yönde atılmış bir adım” dedi. SNAP tarafından yapılan açıklamada da McCarrick gibi vakaların tekrarlanmaması için somut adımlar atılması çağrısı yapıldı.

Vatikan 461 sayfalık cinsel istismar raporu yayınladı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Gracias Vatikan’da bu hafta çocuklara cinsel istismar üzerine düzenlenen konferansı hazırlayan dört kişiden biri.

Fransa’da, Katolik Kilisesi içindeki cinsel saldırıları gizlediği iddiasıyla yargılanan ve bir dönem geleceğin Papa’sı olarak görünen Kardinal Philippe Barbarin’in adı da cinsel taciz vakıalarına göz yummakla geçmiş ama hiçbir ceza almamıştı.

Vatikan’da başlayan dört günlük “cinsel istismar” konferansının açılışında 21 Şubat günü konuşan Papa, “Kilise adalet arayan küçüklerin çığlığını dinleyecek” demişti.

Bazılarının bir sonraki Papa olacağını savunduğu Gracias ise cinsel tacize uğrayan çocuklar için yeterince hızlı destek sağlamamakla eleştiriliyor.

Bu kişiler Kardinal Gracias’ın durumu ona anlattıklarında taciz iddialarını ciddiye almadığını ileri sürüyor.

Hindistan’daki katolikler Katolik Kilisesi’nde cinsel tacizde bulunan rahiplerle ilgili korku ve sessizlik hakim olduğunu ve konuşmaya cesaret edenlerin zorluklar yaşadığını söylüyor.

İlk vaka Mumbai’de 2015’te yaşandı. Bir gün kilisedeki ayinden eve döndükten sonra oğlunun bir rahibin tecavüz ettiğini söylemesiyle bir annenin hayatı tamamıyla değişti.

“Ne yapmam gerektiğini bilemedim” diyen kadınla Hindistan’da Katolik Kilisesi arasında bir ihtilaf başladı.

Katolik Kilisesi içinde cinsel istismar konusu Vatikan’ın modern zamanlardaki en önemli krizlerinden biri.

Katolik Kilisesi’nin onurunun bu konferansla şekilleneceği söyleniyor.

Katolik Kilisesi Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Avustralya gibi ülkelerde pek çok cinsel suistimal vakasıyla suçlandı.

Ancak Hindistan gibi Asya ülkelerinde bu tür suçları ihbar etme sosyal damgalanmaya neden olabiliyor.

Geleceğin Papa adaylarından bir tanesi daha tacize göz yummakla suçlanıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Bir rahibin tecavüzüne uğrayan eski rahibe Doris Reisinger, Papa Françesko’nun itirafının yeterli olmadığı görüşünde.

Reisinger “Kilise sadece inkâr edemeyeceği şeyleri itiraf ediyor. Bundan sonra doğru tepki verileceği konusunda da hiç umudum yok” dedi. Manastıra 2003 yılında 19 yaşındayken giren Reisinger, girer girmez manevi suikastle karşılaştığını, kitap okumaya ve dışarı çıkmaya izin verilmediğini anlattı. Ailesiyle iletişim dahi kuramayan eski rahibe, temizlik ve yemek yapmak gibi basit işleri yapmak zorunda olduğundan bahsetti. Beş yıl bu muameleye maruz kaldıktan sonra bir rahibin odasına gelip kendisine tecavüz ettiğini iddia etti.

Buna rağmen topluluğu terk etmesi üç yılını aldı. Ve ardından yaşadıklarını anlattığı kitabını yayımladığında başından benzer olaylar geçmiş kadınların kendisine ulaşarak, ona başlarından geçenleri anlattıklarını vurguladı.

Kilisenin bu vakalara cezai yaptırımlarla cevap vereceğini düşünmediğini belirten Reisinger, kilisenin olayları itiraf etmesinin yeterli olmayacağı görüşünde.

“Katolik Kilisesi sadece inkâr edemeyeceği şeyleri itiraf ediyor” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

3-5 Şubat tarihlerinde Birleşik Arap Emirlikleri’ni ziyaret eden Papa, bu ziyaretin ardından Roma’ya dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, Katolik din adamlarının rahibelere cinsel tacizde bulunduğu yönündeki haberlerle ilgili bir soru sorması üzerine Papa, “Doğru, bu bir sorun” dedi.

Papa Francesco, önceki Papa 16. Benedetto’nun bu konuda attığı bir adımı örnek göstererek “Papa Benedetto bir rahibe cemaatini lağvetme cesaretini göstermişti, çünkü din adamları ya da kurucusu tarafından uygulanan bir tür kölelik, hatta cinsel kölelik sistemi vardı. Bazen kurucular rahibelerin özgürlüğünü kısıtlıyor ve iş buraya kadar varabiliyor” dedi.

Kadınlara yönelik kötü muamelenin kültürel bir sorun olduğunu söyleyen Papa, “İnsanlığın bu konuda hala olgunlaşmadığını söylemek zorundayım: kadın hala ikinci sınıf olarak görülüyor. Her şey buradan başlıyor, bu bir kültürel sorun. Kadın cinayetlerine kadar varıyor” diye konuştu.

Katolik Kilisesi içinde de bu sorunun mevcut olduğunu kabul eden Papa, şöyle devam etti:

“Bunu yapan rahipler, hatta piskoposlar bile oldu. Ve bu hala devam ediyor. Uzun süredir bu konu üzerinde çalışıyoruz. Bazı din adamlarını görevden uzaklaştırdık, bir yozlaşma türü olan bu fenomenin görüldüğü bazı cemaatleri lağvettik. Daha fazlasını yapmak gerekir mi? Evet. Bunu istiyor muyuz? Evet.”

Bu konuda çalışmayı sürdürdüklerini belirten Papa, “Ben bu konuda ileriye gitmek istiyorum” dedi.

Geçen yıl Kasım ayında, dünya genelinde 500 binden fazla Katolik rahibeyi temsil eden bir dernek, bu konudaki “sessizlik ve gizlilik kültürünü” kınayarak rahibelere taciz vakalarını ihbar etmeleri çağrısı yapmıştı.

Son olarak bu ay başında, Vatikan’ın resmi yayın organı Osservatore Romano’nun ilavesi, “Kadın, Kilise, Dünya”, bu konuda bir makale yayımlayarak rahibelerin yıllardır karşı saldırıya maruz kalacakları korkusuyla işlenen suçları ihbar etmediklerini yazmıştı.

Makalede, bazı rahibelerin hamile kaldığı, bazen kürtaja zorlandıkları, bazense rahiplerin çocuklarını kabul etmeyi reddettikleri belirtiliyordu.

Papa Francis Katolik din adamların sapıklıklarını itiraf etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Zanardi “St. Pius X Pre-Seminary’ye ilişkin vaka, Vatikan tarafından iki kez örtbas edildi. Taciz zanlısı şu an Como’da papazlık yapıyor ve hiç cezalandırılmadı. Papa Franciscus, dünya çapındaki bu sorunu çözeceğini vadediyor ama kendi küçük devletinin içinde bile çözemedi.” dedi.

İtalya’da Katolik Kilisesi’nin düzgünce ele almakta başarısız olduğu 4 büyük istismar vakasına dair kanıtları olduğunu ifade eden Zanardi, vakaları Vatikan’ın eski Washington Büyükelçisi Başpiskopos Carlo Maria Vigano’nun Vatikan’a yönelik suçlamalarına benzetti.

Vakaların Vatikan’ın içindeki bir okul (St. Pius X Pre-Seminary), Verona’da işitme engellilere yönelik bir enstitü (Istituto Antonio Provolo) ile Milano ve Napoli piskoposluk bölgelerindeki papazlar Mauro Galli ile Silverio Mura ile alakalı olduğunu dile getiren Zanardi, “St. Pius X Pre-Seminary’ye ilişkin vaka, Vatikan tarafından iki kez örtbas edildi. Taciz zanlısı şu an Como’da papazlık yapıyor ve hiç cezalandırılmadı. Papa Franciscus, dünya çapındaki bu sorunu çözeceğini vadediyor ama kendi küçük devletinin içinde bile çözemedi.” şeklinde konuştu.

Antonio Provolo Enstitüsündeki eski öğrencilerin 2014’te Papa’ya 25 kişilik bir “pedofil listesi” verdiğini hatırlatan Zanardi, bunların içinde şu an Arjantin’de tutuklu olan papaz Nicola Corradi’nin de bulunduğunu söyledi.

Zanardi, Arjantin yargısı tarafından tutuklanan Corradi’nin ne Vatikan ne de Papa tarafından engellendiğini öne sürdü.

Vatikan’ın eski Washington Büyükelçisi Başpiskopos Vigano da Papa Franciscus’u, kilise bünyesindeki çocuklara yönelik cinsel istismara göz yummakla suçluyor.

“Papa Vatikan içindeki cinsel taciz vakalarını bile sümen altı etti” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yüzlerce Katolik rahibin binden fazla çocuğa cinsel istismarda bulunduğunun ortaya çıkmasıyla ilgili, Vatikan’ın olayların üzerinin örtüldüğünden haberdar olduğu iddia edildi.

Pensilvanya Başsavcısı Josh Shapiro, NBC televizyonunda katıldığı bir programda, “Vatikan’ın kilisedeki cinsel istismarların örtbas edildiğini bildiğine dair kanıtlarımız var” ifadesini kullandı.

Shapiro, daha sonra CNN’e yaptığı açıklamada, ne tür bir kanıta ulaştıklarını söylemezken, “Vatikan’ın bunu öğrendiğinde, Papa’ya haber verip vermediğini bilmiyorum.” dedi.

Konunun örtbas edilmesinin özel bir amacı olduğuna dikkati çeken Shapiro, “Bu sadece cemaat ya da kiliseden saklanmak için yapılmış bir örtbas değildi. Bu aynı zamanda hukuki yaptırımlardan da kaçmak için bir kalkandı, böylece benim gibi hukukçular işledikleri suçlardan dolayı onlara suçlama yöneltemeyeceklerdi” diye konuştu.

Shapiro, iki yıllık bir soruşturmanın ardından çocuklara yönelik cinsel istismarların, Pensilvanya ve Vatikan’daki kıdemli kilise yetkililerince ‘sistematik’ bir şekilde örtbas edildiği sonucuna ulaştıklarını açıklamalarının ardından kurdukları çağrı hattına 730’dan fazla ihbar geldiğini sözlerine ekledi.

Vatikan Basın Ofisi Müdürü Greg Burke ise konuya dair bir açıklama yapmadan önce detaylı bilgiye ihtiyaç duyduklarını söyledi.

“Vatikan ABD’deki çocuk tacizlerinin üstünün örtüldüğünü biliyordu” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Katolik Kilisesi lideri Papa Francesco, İrlanda’daki iki günlük ziyaretinde Katolik Kilisesi’ne bağlı kurumlarda yaşanan çocuk tacizi skandallarına ‘sessiz kaldığını’ söylediği Katolik liderler adına af diledi.

Roma dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Papa, kendisini yıllardır cinsel istismara göz yummakla suçlayan eski ABD Başpiskoposu Carlo Maria Vigano’nun iddialarıyla ilgili yorum yapmayı ise reddetti.

Vigano, ABD basınında yer alan ve onu istifaya çağıran 11 sayfalık mektubunda Papa’yı 2013 yılında Katolik Kilisesi’nin ABD’deki en önemli isimlerinden biri olan Kardinal Theodore McCarrick’in çocuk taciziyle ilgili iddialar konusunda bilgilendirdiğini ancak Papa’nun harekete geçmediğini öne sürmüştü.

Theodore McCarrick Temmuz ayında istifaya zorlanmıştı.

Papa, Vigano’nun iddialarıyla ilgili tek kelime bile etmeyeceğini söyledi.

İki günlük ziyaretinin sonunda başkent Dublin’deki Phoenix Park’ta 300 bine yakın kişinin katıldığı bir ayini yöneten Papa, burada “İrlanda’da yaşanan güç istismarı ve cinsel istismarlar” için Katolik dünyasından af dilemişti.

Papa’nın ayini sırasında birkaç kilometre ötede protestolar düzenlendi. Protestocular, Vatikan’ı çocuk tacizini önlemek ve cezalandırmak için gerekli adımları atmamakla suçladı.

Bir Papa tarafından İrlanda’ya yapılan son ziyaret bundan 39 yıl önce, henüz bu ülkedeki kilise görevlilerinin çocuk tacizi skandalları patlak vermemişken yapılmıştı.

Papa Francesco ise, Dünya genelindeki 1.2 milyar Katoliğin ruhani lideri ve aynı zamanda Vatikan Şehir Devleti Başkanı.

Ziyaret bu nedenle kiliselerdeki taciz skandalları sonrası tarihi bir anlam taşıyordu.

“Kilise başarısız oldu, utanç duyuyorum”

Papa, ziyaretinin ilk gününde İrlanda Başbakanı (Taoiseach) Leo Varadkar ile birlikte Dublin Şatosu’nda bir konuşma yapmış, çocuk tacizi skandallarını “iğrenç suçlar” diye niteleyerek, bunlardan “acı ve utanç” duyduğunu söylemişti.

Papa, “İrlanda’da kilise üyelerinin, korumakla ve eğitmekle yükümlü oldukları çocuklara yönelik tacizinin yarattığı ağır skandalı görmezden gelemem. Kilise yetkililerinin – piskoposların, üst düzey din adamlarının, rahiplerin ve diğerlerinin- bu iğrenç suçlarla gerekli şekilde yüzleşmekte başarısız olması haklı olarak öfke yarattı ve Katolik cemaatinde hala acı ve utanç kaynağı olmayı sürdürüyor. Ben de bu hisleri paylaşıyorum” diye konuşmuştu.

Roma’ya dönüşü öncesi başkent Dublin’de kalabalıklara yaptığı konuşmada Papa’nın af dilemesi, yoğun alkış aldı.

Öte yandan aynı gün Dublin’de Uluslararası Af Örgütü’nün İrlanda şubesi tarafından “Gerçeği savun” (Stand4Truth) protestoları düzenlendi.

Papa, protestolarla karşılandığı İrlanda’dan özür diledi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Wilson çocuk tacizleri davasında suçlu bulunan en yüksek Katolik görevli oldu. 

Vatikan’ın 3 numarası da yargılanıyor

Katolik Kilisesi’nin yönetim merkezi Vatikan’ın 3 numaralı ismi konumundaki Ekonomi Sekreterliği Başkanı George Pell hakkındaki suçlamalar, 1970’lerden 2000’li yılların başına kadar bir zaman dilimini kapsıyor.

Davanın geçmişi

Avustralya Newcastle Yerel Mahkemesi, 1970’li yıllarda görev yaptığı Sydney’in Hunter bölgesinde rahip Jim Fletcher’ın çocuklara yönelik cinsel tacizde bulunmasını örtbas etmekten yargılandığı davada 67 yaşındaki Başpiskopos Wilson’ın suçlu olduğuna karar verdi.

Yargıç Robert Hakim Stone, hakkındaki iddiaları kabul etmeyen Wilson’un savunmasını yetersiz buldu ve avukatlarının alzaymır tanısı konulan müvekkillerine yapılan suçlamaların düşmesi taleplerini geri çevirdi.

Kefaletle serbest bırakılan Wilson’a verilecek ceza, 19 Haziran’da açıklanacak. Wilson, en fazla 2 yıl hapse mahkum edilebilecek.

Rahip Jim Fletcher, 2004’te çocuklara yönelik 9 farklı cinsel tacizden mahkum oldu, 2006’da hapishanede öldü.

Fletcher’in kurbanlarından Peter Creigh, mahkemede verdiği ifadesinde tacize uğradıktan 5 yıl sonra 15 yaşında Başpiskopos Philip Wilson’a durumu anlattı.

Avustralya’da Başpiskopos’a tarihi çocuk tacizi cezası yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Papa Francesco, Myanmar’ın başkenti Naypyitaw’da fiili devlet başkanı Aung San Suu Kyi tarafından kabul edildikten sonra yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Myanmar’ın geleceği barış olmalıdır. Bu barış, toplumun her bireyinin onur ve haklarını, kişilerin ve tüm etnik grupların kimliklerine saygıyı, hukuk devleti prensiplerini ve demokratik düzeni esas almalıdır. Kimse bunun dışında kalmamalı ve herkesin sürece yasal çerçevede katkı yapmasına izin verilmelidir. Ziyaretimle sadece Myanmar’daki küçük ama aktif Katolik cemaate değil, toplumsal düzen ve barışı tesis etmek için uğraşan herkese destek vermeyi amaçlıyorum.”

Katoliklerin ruhani lideri, konuşmasının devamında dinsel farklılıkların bölünme ve güvensizlik değil, hoşgörü, birlik, bağışlama ve akıllı ulus kurma vesilesi olması gerektiğini ifade etti.

Myanmar devleti, kaçak göçmen olarak gördüğü Arakanlı Müslümanlar için “Rohingyalar” terimini kullanmayı reddediyor. Papa Francesco’nun Myanmar’daki katolik cemaati tarafından da Rohingyalar terimini kullanmaması için uyarıldığı iddia ediliyor. Katolik cemaati, devletin hışmını kendi üzerine çekmekten korkuyor.

Papa, Arakanlı Müslümanları yok saydı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Vatikan’ın gizli belgelerini yayınladığı gerekçesiyle daha önce mahkemelik olan İtalyan gazeteci Gianluigi Nuzzi’nin, yeni yazdığı “The Original Sin” adlı kitabı Vatikan’a yönelik eleştirleri daha da arttıracak.

Kitapta, papaz okulunda yaşanan eşcinsel ilişkiler de dahil olmak üzere Vatikan’da bir sürü gizli sapkın günahın işlendiği iddia ediliyor. Kitap ayrıca Vatikan’ın en büyük gizemlerinden biri haline gelen 1983 yılında Vatikan çalışanının kızı olan 15 yaşındaki Emanuela Orlandi’nin kaybolmasını da araştırıyor.

İtalyan yazar,  Vatikan’ın medyada sürekli üretilen dedikodu ve spekülasyondan duyulan rahatsızlık nedeniyle 2011 yılında İtalyan savcılarıyla gizli olarak diyaloğa geçtiği iddia ediliyor. Böylece Vatikan’ın homoseksüel altkültürünün açığa çıktığı belirtiliyor. Kitabında tanıklara da başvuran Nuzzi, eski eşcinsel bir papaz okulu öğrencisinin, şimdi rahip olan bir yetişkinin yatakhanesine gelerek oda arkadaşıyla eşcinsel ilişkiye girdiğini aktardığını iddia etti.

Azize Terasa banka batıracak kadar “yoksul”muş

Nuzzi kitabında ayrıca skandallarla dolu Vatikan bankasını da inceliyor. Papa 6. Jean Paul ile Papa 2. John Paul’ün ve onların özel sekreterlerinin adına milyonlarca dolarlık hesaplar olduğunu iddia eden Nuzzi, Vatikan’da ayrıca Papaların reform yapmasını engelleyen derin devleti de tartışıyor. Rahibe Teresa’nın banka hesabına da yer veren kitapta, “yoksul” Teresa’nın inanılmaz miktarda parası olduğunu, parasını çektiği takdirde Din İşleri Enstitüsü olarak bilinen bankanın batabileceği aktarılıyor.

Vatikan Bankası’nda yolsuzluk iddialarını gün yüzeyine taşıyan iki gazeteci Nuzzi ve Emmanuele Fittipaldi 2015’te Vatikan mahkemesi tarafından sorgulanmış ve 8 ay süren mahkemenin ardından haklarında cezai soruşturmaya yer olmadığı kararı verilmişti. Nuzzi, gerçekleştirdiği basın toplantısında, avukatlarının kitabın kopyasını Vatikan’ın ceza savcısına elden teslim ettiğini açıkladı. 16 Kasım’da piyasaya çıkan Original Sin’in yayınlanmasının ardından Vatikan tarafından henüz bir açıklama yapılmış değil.

Vatikan’ın sapkın yüzü tekrar gündeme geldi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.