atıl malzemelerden Çip yapılıyor

Fatih İnci, yalnızca yoksul ülkelerde değil üretimin fazlalaşması ve kaynakların azalmasından ötürü dünya genelinde tıbbi kaynaklara erişememe sıkıntısının yaşandığını anlattı. İnci, geliştirdikleri teknolojiyle ilgili şu bilgileri aktardı:

“Nano-laboratuvarda oluşturduğumuz çiplerle, tıbbi kaynaklardan yoksun köylerde bile insanların kendi başlarına uygulayabilecekleri sistemleri geliştirip, cep telefonu entegrasyonuyla doktor-hemşire-hasta arasındaki üçgeni sağlamış olacağız. Burada oldukça uygun fiyatlı atıl plastikleri kullanarak çipleri yapmaya çalışıyoruz ve herkesin çok basit şekilde çok az uzmanlık gerektiren bir uygulama ile sadece bir damla kan, idrar, tükürük veya terden elde edilebilecek sıvılarla pek çok hastalığın teşhisini çok kısa sürede gerçekleştiriyoruz. Bu aslında yıllardır şeker hastalarının evlerde kullandığı glukozmetreler gibi düşünülebilir. Bu nano-laboratuvarlar hayata geçtiğinde, bir damla kan ya da diğer vücut sıvısı çipin içerisine konulacak, 5-10 dakika arasında beklenecek. Sonra çip, doğrudan okuyucuya yerleştirilerek ve gerçek zamanlı veri alınacak. Bir sonraki aşamada planımız ise, bu sonuçların cep telefonları ile entegre kullanılması.”

Kanser hücrelerini de teşhis edebilecek

Fatih İnci, kan dolaşımında olan kanser hücrelerini örnek göstererek, “Çalışmalarımızdan bir tanesi bu kanser hücrelerini yakalamak ve en erken şekilde teşhis etmek ve sadece teşhisle de kalmayarak bunların genom haritalanmasını sağlamaktır. Kanserin neden oluştuğu ve etkenlerinin neler olduğunu da anlatabilecek düzeyde sistemleri kurguluyoruz. Ayrıca, ter örneklerini toplayan yara bandı ölçeğindeki bir malzeme ile vücudunuzdaki hastalık biyobelirteçlerini devamlı olarak takip edebileceğiniz platformlar geliştiriyoruz. Bu şekilde var olan bir hastalığın, zamanında ve erken teşhis yapılabilmesinin en önemli adımlarının atılmasını amaçlıyoruz” ifadelerini kaydetti.

Ön klinik çalışmaları tamamlandı

Fatih İnci, geliştirdikleri teknolojinin hayata geçmesi için çalışmaların geldiği düzeyden de bahsetti:

“Şu anda laboratuvar uygulamalarını yaptık, hücre düzeyinde ön klinik çalışmalarımızı da tamamladık. Klinik araştırmalar için Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, biyosensörler için de Hacettepe Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve Fırat Üniversitesi ile ortak çalışıyoruz. Ayrıca, yurt dışında ABD, Almanya, Çin, Brezilya ve Finlandiya’dan çeşitli konularda da ortak çalışmalarımız bulunmaktadır. Şu an hasta örnekleriyle deneme sürecine giriyoruz. Bir sonraki aşamada, hasta örnekleri üzerinde çalışmalarımızı 1-2 yıl içinde tamamlamış olacağız, ardından patentleme ve ürün sürecine girmiş olacağız.”

15 dakikada sonuç verecek nano-laboratuvarlar Türkiye’de kuruluyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Hijyenik ve konforlu tedavi metodu

Evde diyaliz uygulaması | Hem hasta hem devlet için avantajlı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Zorlu kış şartları sağlık ekiplerine engel olmadı

Yolların karla kaplanmasıyla özellikle yüksek kesimlerde köylerde ve yaylalarda kalan insanların sağlık hizmetine ulaşması giderek zorlaştı. Yurt genelinde, bu hastaların imdadına yetişen ve hastaneye ulaştıran sağlık ekiplerinin çok sayıda operasyonu acil sağlık sisteminin yeni yüzünü gözler önüne serdi. Konya’da kara yolu güzergahında mevzilenen 112 Acil Servis çalışanları, hava şartlarının geçit vermediği yerde zor durumda kalan vatandaşlar için 7 gün 24 saat mesai yaptı. Sahada 3’ü paletli olmak üzere 86 kara ambulansı, 4 UMKE aracı ve 1 helikopter ambulans olmak üzere 93 araçla kesintisiz hizmet sunuldu. Artvin’in Borçka ilçesinde yaşayan 81 yaşındaki İbrahim Berk, evden ahıra giderken buzlu zeminde kayarak düştü. Kardan dolayı kapalı olan köy yolundan ulaşılamayan hasta ambulans helikopterle alınarak hastaneye kaldırıldı. Hastanede tedavi altına alınan hastanın hayati tehlikesi olmadığı bildirildi.

Gaziantep’te ise doğum yapma riski bulunan hamile kadın, kara yolunun kar ve don nedeniyle riskli olması nedeniyle ambulans helikopterle taşındı. Kadın, ilçeye gelen ambulans helikopterle Cengiz Gökçek Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi. Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı bir köyde rahatsızlanan 77 yaşındaki kadının imdadına da 112 personeli yetişti. Yaşlı kadın, olumsuz hava şartlarına rağmen paletli ambulansla alınarak hastaneye kaldırıldı.

Türkiye dünyada tek: ücretsiz hava ambulansı hizmeti

Türkiye’de, hava ambulansı hizmeti 28 Ekim 2008 tarihinde iki helikopter ambulans ile verilmeye başlandı. Daha sonraysa sayısı arttırılarak ülke genelinde yaygınlaştırıldı. Ambulans helikopterlerle bugüne kadar; kar nedeniyle yolları kapanan köylerden gebe ve bebekler hastanelere nakledildi, organ bekleyen vatandaşlar için bulunan organlar en kısa sürede ulaştırıldı ve kara yollarına inilerek trafik kazasında ağır yaralanmış hastalar en kısa sürede yoğun bakımlara nakledildi. Türkiye, vatandaşına bu hizmeti kendi kaynakları ile ücretsiz sunan tek devlet olma özelliğini taşıyor.

Ambulans helikopterlerin donanımında hasta ve yaralıyı en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırırken ihtiyaç duyulabilecek her türlü tıbbi cihaz mevcutken, havadayken adeta bir yoğun bakım hizmeti verilebiliyor. Ayrıca yenidoğan vakalarının taşınmasında gerekli olan kuvöz ve yenidoğan ventilatörü gibi malzemelerde helikopterde bulunuyor.

Ambulans uçaklar ise, gündoğumu-günbatımı arasında hizmet sağlayan helikopter ambulanslardan farklı olarak 24 saat esasına göre hizmet sunuyor. Ayrıca uçak ambulanslar hem ülke içerisinde hem de ülkeler arasında hizmet verebiliyor. Ambulans uçaklar da helikopter ambulanslar gibi yoğun bakım şartlarında hasta nakli sağlayan tıbbi cihaz ve donanıma sahip. Ventilatör, defibrilatör cihazı, infüzyon pompası gibi ileri yoğun bakım şartlarında bulunması gereken her türlü tıbbi cihaz ve malzemeye ile yenidoğan vakalarının taşınmasında gerekli olan kuvöz ve yenidoğan ventilatörü gibi malzemelerde uçaklar ambulanslarda bulunuyor.

Sayılarla Türkiye’nin ambulans filosu

Türkiye’de ambulansların sayısı da 2002’den bu yana 9 kat arttı. Yaklaşık 6 bin ambulans, 17 ambulans helikopter, biri 4 sedyeli, biri 2 sedyeli ve bir diğeriyse tek sedyeli olmak üzere 3 adet ambulans uçak, 6 deniz ambulansı, 91 yoğun bakım obez ambulansı acil sağlık hizmetini hastalara en kısa sürede ulaştırabilmek için görev alıyor. Ambulans sayılarındaki bu artışla 2002’de 107 bin olan ambulans başına düşen nüfus, 2021’de 14 bine indi. Uçak ve helikopter ambulansları, sadece 2021’de yurt içinde 3 bin 629 hasta ve yaralı taşıdı. Yine sadece 2021 yılında, acil tedavi bekleyen hastalar için 5 kıtaya uçan ambulans uçaklarda 53 ülkeden 154 hasta, Türkiye’ye getirildi.

Afetin hemen ardında vatandaşın yanında

Afet anlarında, en kritik dönemlerde verilen hızlı tepkiler sayesinde sağlık müdahalesi geciktirilmedi. 11 Ağustos 2021’de Batı Karadeniz bölgesinde meydana gelen sel felaketinin ardından ilk açıklamada, bölgede 66 ambulansın çalışmaya başladığı bildirildi. 30 Ekim 2020’de İzmir’de yaşanan depremden 2 saat sonra 38 ambulans, 35 UMKE ekibi ve 2 ambulans helikopter olay yerindeydi. 28 Temmuz 2021’de Antalya’nın Manavgat ilçesinde başlayan ve Türkiye’nin birçok şehrine yayılan orman yangınlarında da acil sağlık ekipleri her an vatandaşın yanındaydı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarına göre; Antalya’da 34 ambulans, 17 UMKE ekibi, 1 mobil komuta aracı, toplam 191 sağlık profesyoneli ve Muğla’da 44 ambulans, 16 UMKE ekibi, 1 mobil komuta aracı, toplam 228 sağlık profesyoneli sahadaydı.

Yeni Nesil 112 Acil Çağrı Merkezleri

Yeni Nesil 112 Acil Çağrı Merkezi Sistemi, farklı acil yardım çağrıları için kullanılan 7 kuruma ait acil çağrı numaralarının (İtfaiye: 110, Jandarma: 156, Polis: 155, Sağlık: 112, Orman: 177, Sahil Güvenlik: 158, AFAD: 122) tek numara (112) altında toplanması amacıyla İçişleri Bakanlığı tarafından geliştirildi. 112 Acil Çağrı Merkezi Sistemi üç temel amaca sahip; acil durumlarda birden çok numara yerine tek bir numarayı (112) bilmenin yeterli olması, acil çağrı alındıktan sonra ihtiyaç duyulacak tüm ekiplerin en kısa sürede koordine olmalarının sağlanabilmesi ve kurumların, gereksiz ve asılsız çağrılar nedeniyle artan iş yükünün azaltılmasıyla daha etkin çalışmasının sağlanması.

Yeni Nesil 112 ile çağrı işlemleri, ekip sevki ve istatistik takipleri hizmetleri sunuluyor. Ayrıca 112’yi arayan ve yabancı dil konuşan kişiler İngilizce, Almanca, Arapça ve Rusça dillerinde taleplerini Ankara 112 Acil Çağrı Merkezindeki yabancı dil havuzu operatörlerine iletebiliyor ve acil çağrı hizmetlerinden yararlanabiliyor. Yerli ve milli yazılım imkanlarıyla geliştirilen ve ülke genelinde faaliyete başlayan bu merkezler, geçen yıl 104 milyon 656 bin 510 çağrıya cevap verdi.

Araç İçi Acil Çağrı Sistemi

Araç İçi Acil Çağrı Sistemi, e-Çağrı (e-Call) projesiyle kaza anında 112 Acil Çağrı Merkezinin otomatik olarak aranması ile kazazede bilinçsiz olsa dahi, kaza yerinin coğrafi koordinatlarının ve ilgili diğer bilgilerin çağrı merkezine iletimi sağlanıyor. Proje uygulamaya alındıktan bu zamana kadar 2705 e-çağrı alındı.

Engelsiz 112

Yeni Nesil 112 projesi kapsamında, engelli vatandaşların da acil durumlarda kullanabileceği bir uygulama geliştirildi. Engelsiz 112 Projesi, engelli vatandaşların, ücretsiz olarak telefonlarına / tabletlerine indirecekleri uygulama aracılığıyla 112 Acil Çağrı Merkezi ile anında iletişime geçmelerine imkan sağlıyor. 2019 yılında mobil marketlere yüklenen Engelsiz 112 Uygulaması üzerinden 6 bin 83 çağrı karşılandı.

Gelişen sağlık sisteminin simgesi: Acil Sağlık Hizmetleri yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Havada ve karada sağlık ekipleri aralıksız hizmet sunuyor

Yurt genelinde süren kar yağışı, gündelik hayatı olumsuz etkiliyor. Yolların karla kaplanmasıyla özellikle yüksek kesimlerde köylerde ve yaylalarda yaşayan insanların ilçe merkezlerine ulaşması zorlaşıyor. Bütün mesailerini can kurtarmaya adayan sağlık çalışanları ise zorlu kış şartlarında büyük mücadele veriyor. UMKE ve 112 Acil Servis ekipleri, kar yağışının olumsuz etkilediği bölgelerde paletli ambulanslarla ve helikopter ambulanslarla acil sağlık hizmetine ihtiyaç duyanların yardımına yetişmek için zorlu yolları aşarak zamanla yarışıyor. Konya’da da kara yolu güzergahında mevzilenen 112 Acil Servis çalışanları, hava şartlarının geçit vermediği yerde zor durumda kalan vatandaşlar için 7/ 24 esasıyla çalışıyor. Sahada 3’ü paletli olmak üzere 86 kara ambulansı, 4 UMKE aracı ve 1 helikopter ambulans olmak üzere 93 araçla aralıksız hizmet sunuluyor.

Ekipler paletli ambulansla zamanla yarıştı

Gökçehüyük Mahallesi’nde yaşayan 63 yaşındaki tansiyon hastası Mustafa Bağcı rahatsızlanınca, 112’yi arayarak acil servis ekiplerine yardım çağrısında bulundu. Seydişehir ilçesinde görevli sağlık çalışanları, Bağcı’nın acil müdahaleye ihtiyaç duyduğunu değerlendirerek, zorlu hava koşullarında paletli ambulansla yola çıktı. Zamanla yarışan ekipler, yolculuğun ardından Bağcı’ya ilk müdahaleyi evinde yaptı. Tansiyon hastası olduğu belirtilen Bağcı’nın, ekiplerin evdeki müdahalesinin ardından, hastaneye götürülmesinin gerekli olmadığına karar verildi. Bağcı, sağlık çalışanlarına kısa sürede çağrıya cevap verdikleri için teşekkür ederek, iklim şartlarının el vermediği zamanda sağlıkçıları evinde gördüğü için şaşırdığını ve mutlu olduğunu dile getirdi.

Diğer taraftan UMKE ekipleri, Karatay ilçesi İsmil Mahallesi’nde doğum sancısı başlayan kadının çağrısı üzerine harekete geçti. Ekipler, kar ve tipiye rağmen ulaştığında, evde erken doğum yaparak ikiz bebek dünyaya getiren kadını kontrol amaçlı Konya Şehir Hastanesine götürdü. Kadının ve bebeklerinin sağlığının iyi olduğu bildirildi.

Ambulans helikopter yarım metre kara indi

Yoğun kar yağışının ardından yolu ulaşıma kapanan, Çermik ilçesine bağlı kırsal Akpınar Mahallesi’nde hastalanan diyabet hastası Fatma Taştan’ın ailesi, 112 Acil Çağrı Merkezi‘nden yardım istedi. Kara yoluyla ambulansın gitmesi mümkün olmadığı mahalleye, Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü’nün “Hava 21” ambulansı sağlık ekipleriyle birlikte havalandı.

Kısa zaman sonra bölgeye ulaşan ambulans helikopter, kar kalınlığının yarım metreyi bulduğu alana iniş yaptı. Sağlık ekipleri, Taştan’ı karlı alandan alarak sedye ile helikoptere taşıdı. Diyarbakır Bağlar heliport alanına inen ambulans helikopterden alınan Taştan, ambulansla Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Tedaviye alınan Fatma Taştan’ın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Son yılların en yoğun kar yağışının görüldüğü Diyarbakır’da 6 hasta, hava ambulansıyla taşınarak tedavi altına alındı.

Anne ve bebeği için seferber oldular

Diyarbakır’da Sağlık Komuta Merkezine, Hani ilçesine bağlı kırsal Çukurköy Mahallesinde yaşayan 36 yaşındaki hamile Remziye Balkılıç’ın sancısı olduğuna ilişkin ihbar geldi. Tipi ve yoğur kar yağışı yüzünden yolun ulaşıma kapalı olması sebebiyle önce Sağlık Komuta Merkezi hekimleri, kadının yakınlarına tıbbi danışmanlık desteği verdi. Balkılıç’ın sancılarının artması ile doğum evde gerçekleşti. Hastaya müdahale için bölgeye sevk edilen 112 Acil Servis ekiplerinin bulunduğu ambulans ise kar nedeniyle yolda kaldı. İş makineleriyle yolun açılması ile ekipler, anne Balkılıç ve bebeğine ulaştı. Evde yapılan ilk müdahalenin ardından anne ve bebeği Dicle Devlet Hastanesine götürüldü.

Balkılıç ile bebeğinin doğum sonrası yaşadığı sağlık sorunlarından dolayı Diyarbakır merkeze sevki için Sağlık Komuta Kontrol Merkezine gelen yeni ihbarla İl Jandarma Komutanlığı ile irtibat kuruldu. Balkılıç ve bebeği ile yine aynı hastanede safra kesesi iltihabı (akut kolesistit) ön tanısıyla tedavi alan Hediye Beyaztaş, jandarma helikopteriyle kent merkezindeki hastanelere sağlık ekipleri eşliğinde transfer edildi. Vali Münir Karaloğlu, “Tüm hemşehrilerimize bir telefon kadar yakınız. Bu zorlu kış şartlarında tüm kurumlarımızla hemşehrilerimizin yardımına koşmaya devam ediyoruz. Fedakarca görev yapan tüm çalışma arkadaşlarıma emekleri için teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Acil sağlık hizmetleri engel tanımıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Türk Silahlı Kuvvetleri, 30 dakikada kurulabilen NATO Kalite Standartları’na göre, seyyar sahra hastanesi imal etti. TSK’nın yurt içinde ve sınır ötesi operasyonlarında kullanımına uygun yerli ve milli üretim sahra hastanesi 13 konteynerden oluşuyor. Aynı anda iki ameliyatın yapılabileceği seyyar hastane, hasta ve yaralılara hemen müdahale edebilme imkânı verecek. Yerli seyyar sahra hastanesi Niğde’de 7’nci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü’nde; kara, hava ve deniz yoluyla taşınabilecek şekilde üretildi. Birbirinden bağımsız ve aynı anda çalışabilen hidrolik ayaklara sahip seyyar hastane, her çeşit arazide dengeli kurulum imkânı sunuyor. Seyyar sahra hastanesi ameliyathane, yoğun bakım, acil triyaj, radyoloji, laboratuvar, eczane, diş ünitesi, çamaşır ve sterilizasyon, su arıtma ve su deposu, banyo, tuvalet, müşahede ve jeneratör kısımlarından oluşuyor.

Malzeme Yönetim Merkezi Amiri İkmal Yüzbaşı Dursun Özay, seyyar sahra hastanesinin üçte bir oranında maliyet avantajı sağlanarak imal edildiğini aktardı:

“Seyyar sahra hastanesi, AQAP 2120 NATO Kalite Standartları’na göre üretilmiştir. Tamamı yerli ve milli üretim olup yurt içi ve dışı piyasalar araştırılarak üçte bir oranında maliyet avantajı sağlanarak imal edilmiş ve TSK envanterine kazandırılmıştır. Harekât alanında ve doğal afet gibi ihtiyaç duyulan her durumda hızlı bir şekilde görev alabilecek imkân ve kabiliyete sahiptir.”

Ameliyathane, yoğun bakım ve acil triyaj konteynerlerinin hidrolik sistem yardımıyla her iki yana 165 santimetre genişleyebildiğine dikkat çeken Teknik Müdür Mühendis Üsteğmen İsmail Sünbül, konteynerler arasında haberleşme olanağının bulunduğunu da ekledi. Sünbül, “Teknolojik tıbbi cihazlarla donatılan seyyar sahra hastanesi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurt içinde ve sınır ötesi harekâtlarında sevk edildiği yere 30 dakika içerisinde kurulup hasta ve yaralılara anında müdahale edebilecek imkân ve kabiliyete sahip olacak şekilde tasarlanmıştır” ifadelerini kaydetti.

Konteynerlerin zemin kısmının anti statik ve anti bakteriyel özellikte olduğunu belirten Sünbül, acil triyaj konteynerinde, 4’er acil müdahale sedyesi ve hasta başı ünitesi ile 2 hasta başı monitörü olduğunu bildirdi:

“Radyoloji konteynerinin orta bölmesi 2 milimetrelik kurşun levhayla kaplıdır. İklimlendirmesi anti bakteriyel özelliğe sahip klimayla sağlanmaktadır. Radyoloji ünitesinde mobil röntgen cihazı, sedye, klima bulunmaktadır. Ameliyathane konteynerinde ikişer ameliyat masası, hasta başı ünitesi, ameliyat lambası, anestezi cihazı olup tıbbi malzeme ilaç arabası, cerrahi el yıkama evyesi, güç kaynağı mevcuttur. İhtiyaç duyulması halinde aynı anda iki ameliyatın gerçekleşmesine olanak sağlar. Yoğun bakım konteynerinde 4’er hasta sedyesi, hasta başı ünitesi, hasta başı monitörü, transport ventilatör, gaz kesme ünitesi ve güç kaynağı bulunmaktadır.”

Çamaşırhane ve sterilizasyon konteynerinin iki kısımdan oluştuğunu aktaran Sünbül, şöyle konuştu:

“Sterilizasyon kısmında poşetleme cihazı, yükleme modülü taşıma arabası, otoklav cihazı, sterilizatör evye bulunmaktadır. Çamaşırhane kısmında 17 kilogramlık yıkama ve 10 kilogramlık kurutma kapasitesine sahip 3 ev tipi çamaşır makinesi vardır. Su deposu ve arıtma konteynerinde 2 ton arıtılmış su deposu ve 2 ton arıtılacak su deposu mevcuttur. Dikey kademeli 3’lü hidrofor sistemine sahip olup günlük 10 ton su üretme kapasiteli arıtma cihazları bulunmaktadır. Jeneratör konteynerleri, 2 konteyner her biri 450 kVA güç üreten jeneratöre sahiptir. 2 jeneratör senkronize çalışabilme özelliğine sahiptir. Şebeke elektriği olması durumunda jeneratörler sisteme entegre edilebilmektedir.”

30 dakikada kurulabilen seyyar sahra hastanesi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Artık sağlıkta dünyanın tercihi Türkiye pic.twitter.com/ekri1C89Zq

— Yekvücut (@yekvucutcom) January 5, 2022

Sağlık Teknolojiyle buluştu. E-nabız, MHRS, E-rapor, ilaç takip sistemi, Hayat Eve Sığar gibi uygulamalarla teknoloji aracılığıyla sağlık hizmeti sunuldu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’nin ABD’den sonra dünyada en çok dijital hastaneye sahip olan ülke konumunda olduğunu açıkladı. Bugüne kadar on üç şehir hastanesi açıldı, beş hastanenin daha inşaatı hâlâ sürüyor. Sağlık hizmeti her yere ulaştırıldı. Aile hekimi sistemi ve sağlık merkezleri ile tüm vatandaşların yakınlarındaki kurumlardan sağlık hizmetine kolayca ulaşması sağlandı. Yurt içinde ve yurtdışından hastalar, uçak ambulanslar ve helikopter ambulanslarla tedavi için hastanelere hava yoluyla ulaştırıldı. Devlet sağlık hizmetlerini finanse etti. Ayakta tedavide sağlanan ilaçların yüzde 90’ı devlet tarafından karşılanıyor. 8 bin 929 ilaç geri ödeme listesine alındı. ABD’nin adaletsiz ve pahalı sağlık sisteminin aksine Türkiye, Sosyal devlet anlayışını gözeten bir sisteme sahip.

Covid-19 gibi ulusal bir krizle etkili şekilde mücadele edildi. Türkiye aşılamada küresel ölçekte yedinci sıraya yerleşti. Yerli ve milli üretim koronavirüs aşısı TURKOVAC ile dünyada Covid-19 aşısı üreten 9 ülkeden biri oldu.

Dünyanın yeni sağlık üssü Türkiye yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Aşı için Türkiye’ye döndüler

Bugünlerde sık sık sağlık skandallarıyla gündeme gelen Fransa’da yaşayan bir Türk ailenin başına gelen mağduriyet sosyal medyanın gündemine oturdu. Daha önce vaka sayılarındaki artış sebebiyle hastanelerdeki yatak kapasitesinin azalmasıyla doktorların hasta seçmek zorunda kalabileceklerini itiraf ettikleri Fransa’da yaşayan 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan yaşlı bir çift, aşı listesine alınmadı. Mikail Morgan isimli Türk gurbetçi anne ve babasının aşı olabilmesi için Türkiye’ye dönmek zorunda kaldıklarını ifade etti. Sosyal paylaşım platformu Facebook üzerinden şikayetini dile getiren Morgan, 78 yaşında olduğunu belirttiği babasının ve 75 yaşında olan annesinin Fransa tarafından aşılama için öncelikliler listesine alınmadığını belirtti. Türk gurbetçi ayrıca babasının kalbinde pil olduğunu ve annesinin de şeker hastası olduğunu belirtmesine rağmen Fransız sağlık yetkililerin bir işlem yapmaması üzerine çareyi Türkiye’ye dönmekte bulduklarını açıkladı.

“Ne varsa kendi ülkende var”

Türk sağlık ekipleri, Fransa tarafından aşılama için öncelikliler listesine alınmadığı için Türkiye’ye dönmek zorunda kaldıklarını ifade eden Türk gurbetçi aileye kısa süre içerisinde ulaştı. Anavatana dönmelerinin üzerinden 2 gün geçtikten sonra ekipler aileyi ziyaret ederek yaşlı çifte ilk doz aşıyı yaptı. 2. doz uygulamanın da bugün yapılacağını belirten Morgan: “Ne varsa kendi ülkende var.” diyerek anne babasının aşı olması üzerine Türkiye’ye ve sağlık sistemine minnettar olduğunu belirtti. Fransa’da yaşayan Türk gurbetçi şunları söyledi:

“Ailem Türkiye’ye dönmek zorunda, çünkü Fransa’da aşı yaptıramıyorlar. Öncelikliler listesinde değillermiş. Babam 78 yaşında ve kalbinde pil var, annem 75 yaşında şeker hastası. Aşı için ailem öncelikli olarak kabul edilmiyor. Türkiye’ye döndükten sonra ikinci günde evlerine bir ekip geldi ve aşılarını evde yaptı. İkinci aşıyı pazartesi olacaklar. Ne varsa kendi ülkende var.”

Aşı olan kişi sayısı 14.838.063’e ulaştı

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın güncel verilerine göre 29 Mart 2021 Pazartesi itibariyle 14.838.063 kişiye aşı uygulaması yapıldı. 81 ilde yapılan uygulama için 65 yaş ve üstü bireyler ve sağlık çalışanları öncelikli listesinde yer alıyor. İlk dozun uygulandığı kişi sayısı 8.310.025. İkinci doz aşıdan ise 6.544.624 kişi faydalandı.

Fransa’nın aşı yapmadığı gurbetçilere Türkiye sahip çıktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Türkiye, dünyada sağlık alanında en gelişmiş 10 ülkenin içerisinde yer alıyor. Sağlık turizminde son yıllarda ciddi yatırımlar gerçekleştiren Türkiye, son beş yılda ortalama yüzde 25 seviyesinde büyüme performansı gösterdi. Sağlık sektöründe atılan başarılı adımlar vatandaşları memnun ederken, yurtdışındaki turistlerin de dikkatini çekiyor. Her yıl binlerce turist, hizmet sektöründe sunduğu imkanların bolluğundan faydalanmak için Türkiye’yi ziyaret ediyor. Özellikle tüm dünyanın kayıp yıl olarak değerlendirdiği 2020 yılında, birçok hasta salgından dolayı ülkelerinde sağlık sistemlerinin aksaması yüzünden tedavi göremedi. Ülkelerinde tedavi olamayan hastaların tercihi ise Türkiye oldu. Türkiye’ye çeşitli hastalıklardan dolayı tedavi olmak için gelen hastaların yanı sıra estetik operasyon talebiyle gelenlerin sayısı da bir hayli fazla. Yurtdışında yaşayanların en çok rağbet gösterdiği alanlar, saç ekimi, tüp bebek ve diş estetiği oldu. Özellikle diş tedavisi, Türkiye’nin sağlık turizminde dünyada oldukça iddialı olduğu alanlardan biri.

100.000 hasta Türkiye’ye geldi

Geçtiğimiz yılın kaydedilen verilerine göre diş tedavisi olmak için Türkiye’yi ziyaret eden turistlerin sayısı 100.000. Türkiye’yi çeşitli operasyonlar için tercih eden hastaların en fazla Avrupa bölgesinden geldiği kaydedildi. Bu durumun sebepleri arasında, Avrupa’daki sağlık sisteminde yaşanan sıkıntılar gösterildi. Türk Diş Hekimi Şeyma Ataç, Avrupa’nın Türkiye’yi tercih etmesi ile alakalı yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Çünkü Avrupa’da sağlık sistemiyle ilgili, dişle ilgili hem süre kaygıları var hem maddi olarak bizim ülkemizi daha uygun buluyorlar ve sağlığımızın gelişmesinden dolayı bizi tercih ediyorlar.”

Türkiye sağlık alanında ilk 10 ülke arasında

Türkiye’nin diş hekimliği alanında ileri teknolojilere sahip olması, diş hekimlerinin iyi eğitimli olması ve tedavilerdeki fiyat avantajları gibi faktörler Türkiye’deki diş hekimliğinin dünyada öne çıkmasına neden oldu. Türkiye, sağlık turizmi açısından dünya genelinde ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Türkiye’nin turizm ülkesi olması da hastane hizmetlerinden faydalanmak isteyen turistleri çeken faktörlerden biri. Hastalar tedavi olmakla kalmayıp, Türkiye’nin turistik yerlerini gezerek turizmi canlandırıyor. Hastaların tedavi tercihlerine bakıldığında ise estetik diş dolgusu, beyazlatma, ortodonti, implant, estetik lamina, diş protezleri ve gülüş estetiği olduğu görüldü. Diş tedavisi için Türkiye’yi tercih edenlerin memnuniyet oranının ise yüzde 90’lara ulaştığı kaydedildi.

Sağlık alanında dünya Türkiye’yi tercih ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Açıklamada, “Hastamızın yoğun bakımda yattığı için bekletildiği ve bu sebeple hayatını kaybettiği iddiası gerçeği yansıtmamaktır” ifadeleri kullanıldı.

Halk TV’nin Batman Çocuk Hastanesi’nde Yer Olmadığı İçin Yaşamını Yitiren Çocuk Yalanı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Bakan Selçuk, geçen yıl hastanelere başvuran 69 milyonu aşkın kişinin 24 milyona yakınının özel hizmet sunucularına müracaat ettiğini, bunun karşılığında SGK olarak 2019’da özel hizmet sunucularına 11 milyar lirayı aşkın, kamuya da 58 milyar lira ödeme yaptıklarını anlattı.

Genel Sağlık Sigortası kapsamında 182,9 Milyar ödeme gerçekleştirildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.