Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Elysee Sarayı’nda darbeci Sisi‘ye Fransız Legion d’Honneur onur nişanı verdi. Sisi’ye onur nişanı verildiği Fransız basınından gizlendiği gün yüzüne çıktı. Quotidien isimli televizyon programının sunucusu Yann Barthes, Fransız basınından gizlenen video görüntülerini Mısır Cumhurbaşkanlığının resmi sitesinde yayımlanan videoyu paylaşmasıyla ortaya çıkardı. Paylaşılan video görüntülerinde, darbeyle yönetime gelen Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin kırmızı halıyla Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron tarafından karşılanması ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin onuruna düzenlenen resmi tören bulunuyor. Quotidien isimli televizyon programının sunucusu Yann Barthes, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un basınla paylaşılan resmi programında yer almayan törenle ilgili görüntülerin, sadece Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin kameramanı tarafından kayıt altına alındığını açıkladı.

Macron’dan darbeci Sisi‘ye madalya

Barthes “İlk defa Elysee’de yaşananları otoriter bir rejime ait internet sitesinden öğrenmiş olduk.” diye konuştu. Fransızlardan gizli tutulmaya çalışılan görüşmede, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi‘ye Legion d’Honneur nişanı verildiğini söyledi. Öte yandan Yann Barthes, Sisi’nin, Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo ile Paris Belediyesinde yaptığı görüşmeye ilişkin Mısır tarafının çektiği görüntüleri de ekrana taşıdı. “Peki neden Paris Belediye Başkanı Sisi ile yaptığı bu görüşmenin videosunu paylaşmadı?” diye sordu. Quotidien isimli televizyon programının sunucusu Yann Barthes, Sisi’nin Savunma Bakanı Florence Parly tarafından askeri törenle karşılanmasına ilişkin görüntülerin de Fransız basınında yer almadığını bildirdi. Şeref Nişanı olarak da bilinen Ordre national de la Légion d’honneur, Napolyon Bonapart’ın 19 Mayıs 1802 tarihinde imzaladığı bir kanun ile Fransa’nın en yüksek dereceli sivil nişanı olarak kabul edildi.

Onur Nişanı devlet başkanları başta olmak üzere siyaset ve sanat camiasından birçok kişiye veriliyor. Nişanın verildiği isimlerden biri olan eski Senegal Kültür Bakanı Amadou Tidiane Wone’du. Wone Fransa’da öğrencilerine Hazreti Muhammed’in resmedildiği bir karikatür gösteren ve öldürüldükten sonra Legion d’Honneur’e layık görülen Samuel Paty ile aynı nişanı taşıyamayacağını belirterek bunu Fransa’ya geri vermişti.

Darbeci Sisi‘nin Fransa’da ağırlanması protesto edilmişti

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Elysee Sarayı’nda 7 Aralık’ta darbeci Sisi’yi kırmızı halıyla karşılamıştı. Uluslararası toplum ve insan hakları savunucuları, “Sisi gibi bir diktatörün özgürlüklerden dem vuran Fransa’da karşılanmasına” çok büyük tepki göstermişti. Ziyaretin ardından Paris’te Ulusal Meclis önünde çok sayıda uluslararası insan hakları kuruluşu temsilcisi ile Avrupa Birliği parlamenterleri ve Fransız muhalif milletvekillerinin katıldığı protesto gösterisi düzenlenmişti.

Macron’dan darbeci Sisi’ye “onur nişanı” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsrailli Büyükelçi Levanon, İbranice yayın yapan Maariv gazetesindeki makalesinde, Sisi’nin İsrail-Mısır ilişkilerini iyileştirme gayretlerine değindi.

“Sisi son yıllarda yaptıkları ve söyledikleriyle İsrail’e yönelik düşmanlığı azaltma ve onunla iyi ilişkiler kurmanın sağladığı faydalara ışık tutma yönünde bir çaba sergiledi.” diyen Büyükelçi Levanon, Sisi’nin “Sina Yarımadası’nın komşularımızın tehdit edileceği bir üs ya da İsrail’e yönelik saldırıların arka bahçesi olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz.” yönündeki açıklamasını buna örnek gösterdi.

Levanon, Sisi’nin Birleşmiş Milletler (BM) platformlarında defalarca Filistinlilere seslenerek, Mısır’ın yaptığı gibi İsrail’le barışa çağırdığına ve okul müfredatlarında bile İsrail’e yönelik bakışın değiştirildiğine değindi.

Levanon, “Orta Doğu’daki durum hassas. İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşim birimlerini ilhakıyla bu durum kontrolden çıkabilir. Bu da, Sisi’nin bu çalışmalarını sekteye uğratabilir. Buna rağmen Sisi’nin manevra alanı geniş, kolayca, yaptıklarının İsrail’le normalleşme olmadığını bilakis realitenin tercümesi olduğunu söyleyebilir. Bu nedenle ilhakın gerçekleşmesi durumunda muhtemelen İsrail’le ilişkiler bundan etkilenmeyecek.” ifadesini kullandı.

Levanon, Sisi’nin İsrail’in imajını düzeltme çabalarını desteklemek gerektiğini, bu çabaların başarılı olması durumunda gelecekte İsrail’le normalleşme yolunda ilerleme sağlanabileceğini sözlerine ekledi.

İsrail’in imajını darbeci Sisi düzeltmeye çalışıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Semper Opera Balosu’nun Sisi’yi ‘Aziz Georg Nişanı’na layık görme gerekçesi ise tepkileri daha da artırdı. ‘Akıntıya Karşı’ adıyla verilen nişan gerekçesinde 2013 yılında bir darbeyle iktidara el koyan Sisi, “Tüm kıtada umut ve cesaret veren, ağır sorunlarla boğuşan Kuzey Afrika’da köprü yapıcı ve barış önderi” olarak nitelendirildi.

Saksonya Eyaleti Ekonomi Bakanı Martin Dulig (SPD), opera balosunun kararını “Utanç verici” olarak niteledi. Dulig, “Semper Opera Balosu kendi onurunu zedeledi. PR gerekçesiyle Sisi gibi diktatörleri ve ezenleri destekleyenler, sorumsuzca hareket ediyor” dedi. Yeşiller’den Johannes Lichdi, “Batı, Sisi gibi diktatörleri desteklemekle, savaşı teşvik ettiğini bugüne kadar anlamadı” diye yazdı.

Semper Opera Balosu sanat sorumlusu Hans Joachim Frey ise kararı böyle savundu: “Biz gelecekteki gelişmeler için çok önemli kararlar da veriyoruz.” Kahire’de Mısır tarihi üzerine bir ulusal müze açıldığını, bu yıl da bir opera binası açılacağını söyleyen Frey, bu nişanın siyasi bir nişan olmadığını söyledi: “Biz bir kültür köprüsü kurmak istiyoruz.”
Semper Opera Balosu’nun geçtiğimiz yıllarda Rusya Devlet Başkanı Putin ile Suudi Prensi Salman bin Abdulaziz’e de ‘Aziz Georg Nişanı’ vermesi tartışmalara neden olmuştu.

Adı açıklanınca ortalık karıştı ‘Bir diktatöre nasıl ödül verilir?’ yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Mursi ailesinin avukatı Abdulmunim Abdulmaksud, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çarşamba akşamı 25 yaşında vefat eden Abdullah Mursi’nin sıkı güvenlik önlemleri altında yapılan cenaze törenine hapisteki kardeşi Üsame Mursi’nin yanı sıra annesi, kardeşleri, amcaları ve birkaç yakın arkadaşının da katılmasına izin verildiğini söyledi.

Abdulmaksud, “Mısır Başsavcılığı kararıyla Kahire’deki bir hastaneden cenazesi alınan Abdullah Mursi’nin cenazesi, Zeynhum morguna getirildi. Orada ailesi tarafından kılınan cenaze namazının ardından Kahire’nin doğusundaki Medinet Nasr semtindeki babasının cenazesinin medfun bulunduğu kabristan yakınında defnedildi.” dedi.

Mısır makamları tarafından Abdullah Mursi’nin defni ve vefat sebebine ilişkin henüz resmi bir açıklama ise yapılmadı.

Muhammed Mursi’nin büyük oğlu Ahmed Mursi, dün AA muhabirine yaptığı açıklamada, kardeşi Abdullah’ın geçirdiği bir kalp krizi sonucu kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiğini bildirmişti. Mursi ailesinden yapılan açıklamada, vefata ilişkin herhangi bir cinayet şüphesinin bulunmadığı belirtilmişti.

Abdullah Mursi daha önce hapis yatmıştı

Mursi ailesi, Ekim 2018’de Kahire’nin batısında yer alan Şeyh Zayid bölgesindeki evlerine baskın yapan güvenlik güçlerinin Abdullah’ı gözaltına aldığını, aynı gün içinde de serbest bıraktığını duyurmuştu.

Abdullah Mursi ve arkadaşı Muhammed İmad Abdulmunim, Mart 2014’te bir kontrol noktasında durdurulan araçlarında uyuşturucu bulunduğu gerekçesiyle tutuklanmış, Benha Ceza Mahkemesi tarafından 1 yıl hapis ve 10 bin Mısır cüneyhi (yaklaşık 3 bin 515 lira) para cezasına çarptırılmıştı.

22 Temmuz 2015’te serbest bırakılan Abdullah Mursi’nin ailesi oğullarının uyuşturucu kullanmadığını, söz konusu tutuklamanın siyasi amaçlı olduğunu ifade etmişti.

Abdullah Mursi, babası Muhammed Mursi’nin vefatının ardından Facebook hesabından, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve diğer yetkilileri babasını öldürmekle suçlayan paylaşımlarda bulunmuştu.

Muhammed Mursi mahkeme salonunda vefat etmiş ve gece defnedilmişti

Mısır’ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, yargılandığı “Vadi en-Natrun Hapishanesi’nden kaçış ve Hamas adına casusluk” davasının duruşması esnasında, 17 Haziran’da hayatını kaybetmişti.

Mısır devlet televizyonu, 67 yaşındaki Mursi’nin mahkeme salonunda geçirdiği baygınlığın ardından yaşamını yitirdiğini duyurmuştu.

Mursi’nin naaşı, ölümünden bir gün sonra yerel saatle 05.00’te ailesi ve avukatının katılımıyla başkent Kahire’nin doğusunda, Medinet Nasr semtindeki Müslüman Kardeşler Teşkilatının (İhvan) mürşitlerinin defnedildiği kabristanda toprağa verilmişti.

Darbeci Sisi rejimi Mursi ailesinin ölülerinden bile korkuyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Raporda Müslüman Kardeşler başta olmak üzere legal İslami grupların toplumun geniş yelpazedeki bir bölümünü etkisi altına almaya çalıştığına dikkat çekilerek yasal çerçevede faaliyet gösteren İslamcı grupların şiddete başvurmamakla birlikte aşırılıkçı olduklarına vurgu yapılıyor.

Legal İslamcı gruplar arasında öne çıkan Müslüman Kardeşler‘in toplum ve devlet nezdinde Müslümanların çıkarlarının temsilcisi konumuna gelebileceği belirtilirken, bu grubun din anlayışının Almanya ve Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki Müslümanlar arasında büyüyebileceği değerlendiriliyor.

Almanya’da siyasal İslam anlayışına sahip yabancı bir kuruluşun böyle bir etki alanına sahip olmasının toplum ve demokrasi için kabul edilemez olduğu belirtilen raporda, bu durumun toplumsal uyum ve barışı tehlikeye atacağı vurgulanıyor.

Legal İslami grupların topluma nüfuz etme faaliyetleri karşısında etkili bir önlemin Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından yapılacak kamuoyunu aydınlatma ve halkla ilişkiler çalışmaları olduğu belirtiliyor.

Alman istihbaratı için darbeci Sisi değil İhvan “demokrasiye” tehlike yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Mısır’a darbe 5 yaşında yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

KKTC Başbakanı Tufan Erhürman ile görüşmesinde konuşan Recep Akdağ, Türkiye’nin yollayacağı ambulans uçaklara Mısır ve İsrail’in iniş izni vermediğini açıkladı.

Gazze’deki mevcut durumun normal zamanda bile yaralıları tedavi etmek için yeterli olmadığını söyleyen Recep Akdağ, “Mazlum kardeşlerimizin yanında durmak boynumuzun borcudur” dedi.

Sisi, Filistinli yaralarının tedavisine izin vermiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Son beş yılını komada geçirmemiş makul bir insanın Mısır’ın darbeci lideri Abdulfettah Sisi’nin adını duyduğunda ilk aklına gelen konuların bunlar olması gerekir. Mısırla biraz ilgiliyse daha sonra İhvan üyelerinin mahkemelerindeki hukuksuzlar, Hüsnü Mübarek’in salıverilmesi, Mısır’daki büyük ekonomik kriz, BAE ve Suud’un uydusu haline gelen bir ülke, DEAŞ’ın ülkede etkinlik kazanması konularını akla getirir ve Arap dünyasının bu en önemli ülkesinin içine düştüğü duruma üzülür.

Mısırla ilgili bu can sıkıcı gerçekleri hatırlatmamızın bir sebebi var şüphesiz. DW Türkçe internet sitesinde yer alan ve Alman Radyolar Birliği’nin Amman temsilcisi ve ayı zamanda sitenin editörü olan olan Carsten Kühntopp Mısır’da tekrar cumhurbaşkanı seçilen Abdulfettah Sisi için skandal bir makale kaleme aldı.

Kühntopp’un paralel evrenden yazdığını düşündüğümüz DW Türkçe’de çıkan yazısında Sisi için yazdıklarını düzeltiyoruz.

DW: Devlet Başkanı Mursi’nin devrilmesinde El Sisi kilit rol oynadı. Bundan dolayı birçok Mısırlının sevdiği bir lider. 2014’teki devlet başkanlığı seçiminde seçmenden yaklaşık yüzde 97 oranında oy almıştı.

Gerçek: Sisi, Mısır’ın meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye darbe yaptı. Kendisine verilen ‘destek’in bir açıklaması var. Sisi’ye  destek vermeyenleri hapse girmek veya öldürülmek gibi bir kötü son bekliyor. 2014 yılındaki seçimler ise ordu gölgesinde yapıldı ve buna rağmen katılım çok düşük oldu.

DW: Özellikle kadın seçmenler El Sisi’yi destekliyor. O da o dönemki seçim konuşmalarında özellikle kadınlara saygısını dile getiriyordu: ‘Bizim olduğumuz yerde kimse Mısır’ı terörize edemez! Buna izin vermektense ölmeyi tercih ederiz. Çünkü bizim soyluluk ve erkeklik anlayışımız, kimsenin, özellikle de kadınların korkmadan yaşaması ilkesini içerir.

Gerçek: Sisi sadece Rabia meydanında 3 binden fazla insanı öldürdü. Bunların arasında genç kızlar, kadınlar ve çocuklar vardı. Mısır’ı terörize eden birinci kişi kendisi. Kendisinin çok uğraşmasına rağmen İhvan yıllardır süren ‘silahsız mücadele’ çizgisinden sapmadı. Ülkede Hristiyan terör örgütü ve DEAŞ her geçen gün etkisini arttırıyor.

DW: Mısırlıların çoğu gibi El Sisi de dinine bağlı ve Kuran-ı Kerim’den alıntılar yapmayı seven bir lider. Ancak ülkedeki dini elitlere karşı açıkça meydan okudu ve İslam’ın modernleştirilmesi talebinde bulundu.

Gerçek: Mısır’da en yüksek dini otoritelerden biri olan Ezher Üniversitesi rektörü başından bu yana Sisi’yi destekledi. Sisi göreve geldiğinden bu yana Mısır camilerindeki mahyalarda dansöz figürü görüldü, birçok cami kapatıldı, Ramazan ayında cemaatin bir araya gelmesinin önüne geçildi.

DW: Batı’da ve de Almanya’da birçokları El Sisi’yi istikrarın garantörü olarak görüyor. Bu da Mısır Devlet Başkanı’na hareket serbestisi sağlıyor. Nitekim görevinin ilk yıllarında ülkeyi demir yumrukla yönetti.

Gerçek: Yazıda gerçek olan tek kısım belki de bu. Evet, Almanya’da ve Batı’da bir garantör olarak görünüyor. Mısır’ın güdümlü bir ülke olmasının garantörü.  Mısır kaynaklarının Batı’ya aktarılmasının garantörü. Yazıda belirtilmeyen 2017 yılında Almanya’nın en çok silah sattığı ülkelerden birinin Mısır olmasının garantörü. Ülkeyi demir yumrukla yönettiği eleştirisini yazının bütününe baktığımızda kaza eseri yazdığını düşündüğümüzden yorum yapamıyoruz.

Rica eden ‘Demir Yumruk’

DW: Örneğin parlamentodaki bir milletvekili yakıt fiyatlarına zam planlarının ertelenmesini talep ettiğinde El Sisi, “Sen kimsin? Bu konuyu iyice inceledin mi? Bu nasıl şey? Siz üzerinde konuştuğunuz konuyu hiç araştırdınız mı? Bana, ‘bunu ertele!’ dediğinde, devletin yeniden ayağa kalkmasını mı istiyorsun? Çok rica ederim.”

Gerçek: DW ve ARD editörü Kühntopp’ın dünya gazetecilik tarihine geçen bu özel bilgisi Sisi’nin ne kadar nazik, mütevazı, centilmen bir lider olduğunu gösteriyor. Bir kere rica ediyor. Özür diliyoruz, çok rica ediyor. Siz hiç çok rica eden bir darbeci gördünüz mü?

DW: 2011’deki ekonomik krize ise El Sisi, Dünya Para Fonu’nun talepleri uyarınca, zamanı çoktan gelmiş reformları başlatarak yanıt verdi. Reformlar gerçi fiyatların yükselmesine neden oldu ama ülke ekonomisi de gerçekten rekabet edecek düzeye geldi.

Gerçek: Mısır lirası devalüasyona uğradığını, halkın büyük çoğunluğunun açlık sınırının da altında yaşadığı, Suudi Arabistan’ın parayı bastırıp Sanafir adası [Kühntopp görev yaptığı Amman’dan uçakla birkaç saatte gidebilir] Mısırlıların bile tepkisini çekmişti.

DW’deki en hafif tabiriyle skandal yazı, “ülkenin başında bir politikacı değil, bir iş bitirici var.” Cümlesiyle bitiyor. Sisi bu kadar sevildiği Almanya’da seçimlere girerse tek başına iktidar olabilir. DW reklam kampanyasını gönüllü bir şekilde yapacaktır.

Özel Haber: DW Türkçe’nin darbeci Sisi sevdası yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Mısır’da yeniden seçim var.  Sisi’nin göstermelik olarak karşısına çıkarttığı aday olan Musa Mustafa Musa’ya bakınca sonuçları kesin bir seçim. Göstermelik seçime Mısır halkı rağbet göstermiyor. 2014 yılındaki seçimde %45 olan katılım bu seçimde daha da düşebilir. Ajanslar Mısır ordusunun halkı 3 gün sürecek seçime katılmaya “ikna çabası” içinde olduğunu söylüyor.

Sisi, Mısır ‘Cumhurbaşkanı’ olarak 4 yıllık ilk döneminde 2011 yılında Hüsnü Mübarek’e karşı Mısır halkının başkaldırısında dillendirilen talepleri (ekmek, özgürlük, sosyal adalet) yerine getireceğine söz veren Sisi’nin karnesine bakalım

Ekonomi

Sisi’nin ekonomi politikaları yaşam standartlarını pek çok Mısırlı için daha kötü yaptı, özellikle IMF ile 2016’da yapılan Kredi Anlaşması’ndan sonra. Anlaşma kapsamında hükümet Mısır para birimini devalüe etti ve Mısır lirası Amerikan dolarına göre değerini daha da düşürdü. IMF ile yapılan anlaşmadan önce 1 ABD doları 8.88 Mısır lirasına eşitti. Şimdi ise 17.6 Mısır lirasına eşit.

Mısır para birimini devalüe etmenin arkasında yatan mantık ihracat mallarını daha ucuz ve dolayısıyla yurtdışında daha rekabet edebilir hale getirmekti. Ama şöyle bir problem var ki Mısır halkı tarafından kullanılan pek çok ürün ithalata dayalı. Dolayısıyla devalüasyon bu ürünlerin fiyatını dramatik biçimde arttırdı. Enflasyon %35’e kadar çıktı. En temel tüketim ürünlerinin fiyatı dahi uçuşa geçti. Unun fiyatı %76 arttı. Şeker %70 arttı.

Alt sınıf Mısırlılar tarafından kullanılan mutfak tüpünün fiyatı ise iki katına çıktı. Tüm bu durumu daha da kötü yapmak istercesine, IMF Kredi Anlaşması Mısırlılar için verilen hükümet sübvansiyonlarının (destek, tarım, hayvancılık vb. ) kaldırılmasını şart koştu, yani Mısırlıların bir güvencesi daha ellerinden alınmış oldu. Şu ana kadar anlaşmanın bütünü ekonomik durumu olduğundan çok daha kötü hale getirdi.

Mısır şimdi Suudi Arabistan ve BAE’den gelecek dolarlara muhtaç durumda. Bu da Arap dünyasının en güçlü ülkelerinden biri olan Mısır’ın artık siyaseten de gerilere düşmesi demek.

Mısır ekonomik olarak zor durumda olmasına rağmen elindeki kaynakları Batı ülkelerine silah alım anlaşmalarıyla aktarıyor. Ülke Almanya, Fransa ve ABD ile değeri milyarlarca doları bulan anlaşmalar imzaladı

Temel Hak ve Özgürlükler

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün internet sitesi Sisi’nin cumhurbaşkanlığındaki Mısır’da yapılan işkence ve keyfi tutuklamaların 2013’teki darbeden sonra günlük hayatın parçası haline geldiği raporladıktan sonra erişime kapatıldı.

Mısır’ın meşru lideri Muhammed Mursi ve binlerce İhvan üyesi ellerine taş bile almadıkları halde terörist olarak görülüp cezaevinde. İdamla yargılanan ve cezası kesinleşen birçok İhvan üyesi cezaevlerinde idam edilecekleri günü bekliyor.

60.000 siyasi mahkûmu sığdırabilmek için ülke genelinde 13 yeni hapishane inşa edildi. Bunların en az 1250 tanesi ortadan kayboldu. Baskı, gemi azıya almış durumda. Geçenlerde, BBC’ye röportaj vererek kızının ortadan kaybolmasının arkasında polisin olabileceğini belirten bir anne yalan haber yaymak suçlamasıyla tutuklandı. Mısırlı şarkıcı Sherine 6 ay hapse mahkûm edildi, suçu ise Nil Nehri kirli açıklamasının “Mısır’ı kötü göstermesi” idi. Mısır Hükümeti halkı sürekli gözetlemeyi yeni bir seviyeye taşıdı. Mısır İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan bir çizgi film çocuklara komşularını gözetlemelerini ve şüpheli faaliyetlerini polise bildirmelerini tavsiye etti. Hükümetin çizgi filmlerle çocukların beynini yıkaması sosyal medyayı ayağa kaldırdı.

Güvenlik

Güvenlik durumu da iyiye gitmedi. Sina Yarımadası, 2013 Darbesi’nden sonra sıklaşan DEAŞ saldırıları için bir in haline geldi. Cumhurbaşkanı Sisi’nin güvenliği geri getirme sözüne karşı durum daha da kötüleşti. Son 4 senede en az 1000 güvenlik görevlisi teröristler tarafından öldürüldü. 2014’ten beri Kuzey Sina’da olağanüstü hal ilan edilmiş durumda ve medyanın bölgeye girişi yasak.

Sivil toplum kuruluşları hedefte

Sisi’nin Sina çabaları hiçbir sonuç vermemesine rağmen, şimdi de milli güvenlik bahanesiyle sivil toplum kuruluşlarını hedef alıyor. Mayıs 2017’de hükümet, sivil toplum örgütlerinin hareket alanını aşırı derecede kısıtlayan bir yasa geçirdi. Artık sivil toplum örgütleri 550 doların üzerinde bağış alabilmek için önce hükümetten izin almak zorunda. Ve de 2 ay içerisinde bir cevap alamazlarsa talepleri otomatik olarak reddedilmiş sayılıyor. Bu yasa, IMF Anlaşması sonrasında sivil toplum kuruluşlarının yardımına her zamankinden daha çok ihtiyaç uyan fakir Mısırlıları vuruyor.

Sonuç olarak 4 senenin sonunda Sisi’nin karnesine bakalım:

Ekonomi: Sınıfta kaldı.

Bireysel Özgürlükler: Sınıfta kaldı.

Güvenlik: Sınıfta kaldı.

Darbeci Sisi’nin 4 yılı Mısır halkına ızdırap oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.