Birleşmiş Milletler’in hukuk dışı kararıyla kurulan İsrail’in insanlık tarihine bir leke olarak geçen eylemlerine her gün bir yenisi daha ekleniyor. Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’de katliamlarını sürdüren Siyonist İsrail, Filistinliler için hapishaneleri de mezarlığa çevirdi. Buna göre son olarak 17 yıl tutuklu kalan kanser hastası Filistinli Sami Ebu Diyak’ın hayatını kaybetmesiyle 1967’den bu yana İsrail cezaevlerinde yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 222’ye ulaştı.

6 gün savaşının yapıldığı 1967’den bu yana İsrail hapishanelerinde 67’si tıbbi ihmal, 75’i gözaltına alındıktan sonra kasten öldürülme, 7’si hapishanede doğrudan ateş açılma ve 73’ü işkence sonucu 222 Filistinli şehit oldu.

Kaynak: Anadolu Ajansı

İsrail dışarıda öldüremiyorsa hapishanede öldürüyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsrail’de 17 Eylül’de gerçekleşen seçimlerde büyük bir hezimet yaşayan, kaolisyon çabaları da başarıya ulaşmayan Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail Başsavcisi Avichai Mandelblit’in açtığı 3 dava ile sarsıldı. İsrail Adalet Bakanlığı, rüşvet, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma suçlarından hakkında 3 dava açılan Netanyahu’ya ilişkin iddianameyi yayınladı.  İddianamaye göre Netanyahu hakkında isnat edilen suçları Ulaştırma Bakanlığı ve Başbakanlık döneminde işledi.

500 milyon dolarlık kıyak

Case 4000 olarak bilinen dava, Netanyahu karşı en somut delillerin bulunduğu dosya olarak göze çarpıyor. Savcının iddianamesine göre Netanyahu, 2012-2017 yılları arasında İsrail’in en popüler medya organlarından Walla’da kendi lehine haber yapılması için, sitenin sahibi Shaul Elovitch’in telekom sirketi Bezeq icin haberlesme muktesebatinda kolaylik sagladigi iddia ediliyor.  İddianame, Netanyahu’yu öven yayınlar karşılığında İsrail başbakanlığının çeşitli düzenlemeler yaptığını bu sayede de Elovitch çiftinin yönetimindeki Bezeq şirketinin 500 milyon dolar kar elde ettiğini belirtiyor.

Sözde düşman görünüyordu

 Case 2000 olarak duyurulan davada ise Netanyahu, karşıt göründüğü medya patronu Arnon Mozes’e yasadışı kolaylıklar sağlamla suçlanıyor. Buna göre Netanyahu, ülkenin en büyük gazetesi Yedioth Ahronoth’in kendisinin propagandasını içeren haberler yapması karşılığında rakip gazete Israel Today’in dağıtımını kısıtladı. İşin ilginç tarafı ise Netanyahu’nun arasının kötü olduğu bilinen Arnon Mozes’a yardım edip, yakın dostu olarak bilinen Amerikalı kumarhane kralı ve Cumhuriyetci Parti Sheldon Adelson’a ait gazetenin dağıtımına engel olması. Netanyahu,  Israel Today’e yönelik engellemeleri ile Arnon Mozes ve gazetesi Yedioth Ahronoth’a ticari menfaat sağladı.

Şarap ve puro almışlar

Case 1000 olarak adlandırılan son davada Netanyahu’nun yetkilerini kullanarak film yapimcısı Arnon Milchan ve Avustralyali milyarder James Packer’a menfaat sağladığı ve bunun karşılığında 200 bin dolar değerinde hediyeler aldığı iddia ediliyor. İddianame kapsamında Netanyahu’nun Ekim 2001 ile Aralık 2016 yılları arasında Arnon Milchan için yetkilerini kullanarak ABD için vize almasını sağladığı, ayrıca yine Milchan için vergi muafiyetini uzattığı vurgulandı. Buna ek olarak Netanyahu, Ulaştırma Bakanlığı döneminde Milchan ve James Packer’ın şirket birleşimine yardımcı oldu. Netanyahu için aklanmak dışında bir çıkar yol daha mevcut. Netanyahu, isterse bu soruşturma kapsamında dokunulmazlık talep edebilir.

Özel Haber: Netanyahu’nun suç dosyasında neler var? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

9 Nisan ve 17 Eylül tarihleri arasında ikiz kez erken seçime giden Siyonist İsrail’de siyasi kriz tırmanıyor. İsrail’de 17 Eylül’de yapılan seçimin ardından hem sağ hem de sol blokun koalisyon hükümetini kurmak için gerekli milletvekili sayısına ulaşamamasının ardından başlayan kriz derinleşiyor.

Suçlusu Netanyahu

Koalisyon düğümünün kilit ismi İsrail Evimiz Partisi lideri ve eski Savunma Bakanı Avigdor Liberman, koalisyon krizine ilişkin yaptığı basın toplantısında, hükümetin kurulamaması nedeniyle Başbakan Netanyahu ve Mavi-Beyaz lideri Gantz’ı suçladı.

Liderlik yetersizliği var

Netanyahu’nun partisi Likud ile Mavi-Beyaz’ın birlik hükümeti kurması için elinden gelen çabayı gösterdiğini dile getiren Liberman, “Söz verdiğimiz gibi birlik hükümeti kurulması için çevrilmedik taş bırakmadık. Üçüncü kez erken seçime doğru gidiyoruz. Eğer ki ülke yeniden erken seçime giderse bunun nedeni liderlik yetersizliğidir.” dedi.

Kaynak: AA

İsrail üçüncü kez erken seçime gidiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Merkezde, yakında yenilenecek olan eski bir Yemeni sinagogu da yer alacak. Sinagog, Doğu Kudüs’teki Filistin’deki Silvan mahallesinde yer alıyor.

Açılış törenine Kudüs İşleri Bakanı Ze’ev Elkin ve Kültür Bakanı Miri Regev katıldı. Eski Arkansas valisi ve ABD başkan adayı Mike Huckabeeoldu ayrıca katılanlar arasında.

Wadi Hilweh Bilgi Merkezi’ne göre, merkezin yöneticisi Cevad Siyam ve Batn el-Hawa Komitesi Başkanı Zuheyr er-Recep merkezin açılış töreninden önce İsrail polisi tarafından tutuklandı.

Merkezin açıklamasına göre, açılış öncesinde İsrail polisi, Silvan’daki El-Bustan Caddesi’ni trafiğe kapattı, halkın ve gazetecilerin Batn el-Hava Mahallesi’ne girişine engel oldu.

Kudüs ve Miras Bakanlığı ve Kültür ve Spor Bakanlığının desteklediği söz konusu merkez, Ateret Cohanim örgütü iş birliğinde, Yahudi yerleşimciler tarafından 2015’te Filistinli Ebu Nab ailesinden gasbedilen bir mülkte açıldı.

İsrail Filistinli aileden işgal ettiği binaya Yahudi Kültür Merkezi açtı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Sadece 14 Mayıs’ta 6 çocuk İsrail kurşunlarıyla can verdi. Bunlardan 3’ünü başından gerçek silahla vurdu.

Uluslararası Çocukları Savunma Örgütü, çocukların öldürülme ve yaralanma yerlerine bakılarak İsrail güçlerinin hiç tehdit oluşturmayan sivillere ve çocuklara karşı öldürücü güç kullandığını söyledi.

Örgüte göre, İsrail, Filistinli çocukları öldürerek ve sakat bırakarak uluslararası normları görmezden gelip, suç işliyor.

Uluslararası Çocukları Savunma Örgütü, hesap sorulabilmesi için acil tedbir alınmasını istiyor.

İsrail, geçen Pazartesi günü Gazze’nin İsrail sınırında Filistinlilerin yaptıkları gösterilerde en az 63 Filistinliyi gerçek mermi, plastik mermi, göz yaşartıcı bomba parçalarıyla öldürdü ve 3 bin 188 kişiyi de yaraladı.

Terör devleti İsrail, 18 Filistinli çocuğu şehit etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Filistin Tarım Bakanlığı, son açıklamasıyla İsrail barbarlığının bir sonu olmadığını tekrar hatırlattı. İsrail uçakları, Gazze sınırındaki tarım arazilerine içeriği bilinmeyen kimyasal ilaçlar püskürtüyor. Bakanlık açıklamasında mahsullerin telef olduğunu açıkladı.

Filistin Tarım Bakanlığı yaptığı açıklamada, İsrail uçaklarının Gazze sınırındaki tarım arazilerine kimyasal ilaçlar püskürtmeye başladığını ve Gazze’nin kuzeyine doğru ilerlediğini belirtti.

Toprak ve Sulama Müdürü Nizar el-Vahidi, bu ilaçların, mahsullerin telef olmasına neden olduğunu ve toprağa zarar verdiğini, ilaçların içeriğinin bilinmediğini, Bakanlığın içeriği araştırabilmek için gerekli imkanlara da sahip olmadığını söyledi.

İsrailli insan hakları kuruluşu Gisha, İsrail’in sınırı daha iyi gözetleyebilmek için otları yok etmeyi hedeflediğini belirtti. Tarım Bakanlığı daha önce yaptığı açıklamalarda, Gazze sınırına püskürtülen bu ilaçlar nedeniyle son iki yılda tarım sektörünün büyük zarar gördüğünü duyurmuştu.

İsrail’den Gazze’nin tarım arazilerine kimyasal saldırı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

BDS, İsrail hükümetinin Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki Filistinlilere yönelik muamelelerine karşı Boykot (Boycott), Tecrit (Divesment) ve Yaptırımlar (Sanctions) anlamına geliyor. 21 yaşındaki şarkıcının BDS hareketiyle olan ilişkisi geçtiğimiz aralık ayında İsrail’de verilmesi planlanan bir konseri iptal etmesiyle ortaya çıktı.

Palm Bay temsilcisi Cumhuriyetçi Randy Fine, Florida yasaları uyarınca hiçbir devlet ya da yerel hükümetin İsrail’i boykot eden herhangi bir organizasyon ile 1 milyon doları aşan bir iş yürütemeyeceğini belirtiyor. Fine “Florida’nın anti-Semitizm ve İsrail devletini yok etmeye meyilli boykotlara karşı hiçbir şekilde müsamahası yok.” dedi.

“Bu sebeple, Florida çığır açıcı bir BDS karşıtı tasarıyı seneler önce kabul etti ve aynı sebeple, Senatör Jeff Brandes ile birlikte bu sene bu mevzuatın güçlendirilmesini önerdim. Son durum gayet açık – yerel hükümetler anti-Semitik İsrail boykotlarına katılan şirketler ile iş yapamaz. Lorde aralık ayında boykota katıldığında, o ve şirketleri bu hükme tabi oldu.” Lorde’nin 11 Nisan’da Tampa kentindeki Amelia Arena’da ve 12 Nisan’da Miami kentindeki American Airlines Sahnesi’nde konser vermesi programlanmış durumda.

Ünlü şarkıcı Lorde’un Florida konserleri İsrail’i boykot ettiği için iptal olabilir yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Mescid-i Aksa’da geçen temmuz ayında yaşanan olaylar sırasında oluşan arıza nedeniyle yakın zamanda ışıkları tamamen sönen Harem-i Şerif’in sembolü konumundaki Kubbetu’s Sahra’nın İsrail makamlarının engellemeleri nedeniyle karanlıkta kaldığı belirtildi.

Ürdün Vakıflar ve İslami İşler Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinden yapılan yazılı açıklamada, “Kubbetu’s Sahra’nın karanlıkta kalmasının nedeni, İsrail işgal polisinin müdahalesi ve arızanın giderilmesi için gerekli malzemenin girişini engellemesidir.” denildi.

Mescid-i Aksa üzerindeki Ürdün Haşimi vesayeti kapsamında olan projelerin İsrail polisi tarafından engellediği belirtilen açıklamada, “İsrail polisi, Mescid-i Aksa’nın İslami kimliğini korumayı amaçlayan Kral 2. Abdullah’ın başta Kubbetu’s Sahra’nın ışıklandırılması olmak üzere, kutsal kente ilişkin pek çok projesini engellemeye devam ediyor.” ifadelerine yer verildi.

Mescid-i Aksa’nın sadece Müslümanlara ait olduğu vurgulanan açıklamada, Aksa’nın inşa, bakım ve onarım çalışmalarının da ancak Kudüs İslami Vakıflar İdaresi tarafından yapılacağı kaydedildi.

Açıklamada ayrıca “İsrail hükümeti ve aşırı sağcı tarafların projelerini uygulama yönündeki ahmakça girişiminden dolayı İsrail polisini uyarıyoruz.” ifadesi kullanıldı.

İsrail yönetimi 2003’ten itibaren Yahudi yerleşimcileri, polis korumasında Aksa’nın avlusuna alıyor ve zaman zaman Müslümanların girişlerine yaş sınırlaması getiriyor. Birçok radikal İsrailli örgüt ve siyasetçi, üzerinde daha önce iki kez yıkılan bir Yahudi tapınağının bulunduğuna inandıkları Harem-i Şerif’in kendileri için de ibadete açılması çağrısında bulunuyor.

İşgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor. Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu’s Sahra Camisi’nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun bulunduğu Mescid-i Aksa Külliyesi altında Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor.

İsrail yönetiminin Temmuz 2017’de Mescid-i Aksa’nın kapılarına metal dedektörler yerleştirmesi tepkilere neden olmuş yaşanan olayların ardından söz konusu dedektörler İsrail Güvenlik Kabinesi’nin aldığı karar üzerine kaldırılmıştı.

Siyonist İsrail’den, Kubbetu’s Sahra’ya ışıklandırma engeli yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Seinfeld’in ailesiyle birlikte, Batı Şeria’da bulunan ve büyük bir turizm kaynağı olarak da anılan bir “terör karşıtı fantezi kampına” gitmesi sosyal medyada ağır bir şekilde eleştirildi.

Geçen hafta ailesiyle birlikte İsrail’e giden Seinfeld, seyahatinde İsrail Hava Kuvvetleri Komutanlığı Ramon Hava Üssü’nü ve turistlere “teröristlerle nasıl savaşılacağını” öğreten Caliber 3 isimli eğitim akademisini de ziyaret etti.

İsrail Savunma Güçleri tarafından turistlere, “ateş etme, paintball, hayatta kalma eğitimi ve kendini savunma” programları sunan ve bazıları tarafından “anti-terör fantezi kampı” olarak adlandırılan akademinin, Pazar günü internet sitesinde Seinfeld ve ailesinin kampı ziyaret ettiğini belirten bir yazı yayınlandı.

Jerusalem Post’un haberine göre, akademinin Facebook üzerinden yaptığı paylaşımda, “Jerry Seinfeld ve ailesi Caliber 3’ü ziyaret etti. Seinfeld ailesi İsrail seyahatleri sırasında, Krav Maga savunma teknikleri, saldırı köpekleri ve Siyonizm etkinlikleri kapsamında kampımıza geldi. Çok güzel bir gün geçirdik” denildi; ancak, Seinfeld’in ziyareti sosyal medyada tepki görünce akademi paylaşımı silindi.

Sosyal medya kullanıcıları paylaşımlarında, Seinfeld’in İsrail ve Fİlistin arasında büyük bir anlaşmazlık yaratan Batı Şeria’yı ziyaret edip çocuklarını bu tarz bir atmosferin içine sokmasının çok yanlış olduğunu vurguladılar ve Seinfeld’i kınadılar.

Jerry Seinfeld ise ziyareti hakkında bir açıklamada bulunmadı.

Jerry Seinfeld, İsrail’in devlet terörüne destek oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İşgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentine bağlı Kefr Malik beldesine Haziran 2015’te baskın düzenleyen İsrail askerlerini engellemeye çalışan Filistinlilere karşı gerçek mermi kullanmış, kurşunların hedefi olan 21 yaşındaki Filistinli aktivist Abdullah Guneymat olay yerinde şehit oldu.

Gunaymat’ın cansız bedeninin üzerinden geçmeye çalışan bir askeri araç devrilmişti. Guneymat’ın cansız bedeni, üzerine devrilen askeri aracın altından ancak 4 saat sonra çıkarılabilmişti.

Acılı aileye tazminat şoku

Guneymat’ın ailesi henüz genç yaşta şehit olan oğullarının acısını unutmamışken, pazartesi akşamı İsrail ordusu tarafından kendilerine gönderilen tazminat kararıyla bir şok daha yaşadı.

Ailenin avukatı Naile Atiyye, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Abdullah Guneymat’ın üzerine devrilen askeri araçta meydana gelen hasarın maliyetini ailesinden istediğini belirterek, İsrail askeri mahkemesi tarafından karar verilen 100 bin Şekellik (27 bin Dolar) tazminatın aileye iletildiğini ifade etti.

“İsrail ordusu çocuklarımızı öldürüyor” 

Filistinli aktivist şehit Abdullah’ın babası İyad Guneymat, başlarına gelen bu olayı AA muhabirine anlattı.

İsrail ordusunun söz konusu davranışını küstahlık olarak değerlendiren acılı baba, “İsrail ordusu çocuklarımızı öldürüyor ve bir de bizden tazminat talebinde bulunuyor.” dedi.

İsrail’in işgalci bir devlet olduğuna ve Filistinlilerin çocuklarını soğukkanlılıkla öldürdüğüne dikkati çeken baba Guneymat, şunları kaydetti:

“İsrail işgalci bir devlettir. Topraklarımızı çalıyor ve evlerimizi yıkıyor. Benim oğlum onlara gitmedi, onlar beldemize baskın düzenledi. Aslında tazminat talebinde bulunması gerekenler biziz. Oğlumu öldüren İsrail’den tazminat talebimizi yerel ve uluslararası mahkemeler aracılığıyla dile getireceğiz.”

Baba Guneymat, İsrail askerlerinin oğlunu kasten öldürdüğünü belirterek, “İsrail askerleri kasten oğlumu infaz etti. Oğlumun cesedinin üzerinden askeri ciple geçerken araçları devrildi. Oğlumun cansız bedenini ancak dört saat sonra devrilen aracın altından çıkarabildik.” dedi.

İsrail’in Filistinlilere yönelik ihlallerinin uluslararası medya ve Filistin’in diplomatik misyonları üzerinden deşifre edilerek, uluslararası camiaya ulaştırılması çağrısında bulunan Rahhal sözlerini şöyle tamamladı:

“Dördüncü Cenevre Sözleşmesine göre, Filistinli sivilleri öldüren, Filistin topraklarını işgal eden ve sömüren İsrail ordusu tazminat ödemelidir. Aynı sözleşmeye göre işgalci güç, bulunduğu topraklarda yaşayan insanları öldürmek yerine onları himaye etmek zorundadır.”

İsrail hem şehit etti hem de tazminat istedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.