Steinmeier, Avrupalıların tarih karşısında sorumlu tutulması gerektiğini ifade ederek “Sömürge yöneticileri olarak Almanlar da insanları baskı altında tuttu, sömürdü yağmaladı ve öldürdü.” ifadelerini kullandı. Steinmeier, Berlin’de inşa edilen Humboldt-Forum’da, Etnoloji Müzesi ve Asya Sanat Müzesi’nden getirilen eserlerin yer aldığı serginin açılışında yaptığı konuşmada, eserlerin sömürge döneminde getirildiği ülkelerle; eserlerin nereden geldiği ,iade edilmesi ve yeni müzelerin kurulması üzerine görüşülmesini istedi. “Sadece biz Almanlar değil, sömürge tarihi olan tüm Avrupa ülkeleri.” ifadesini kullandı. Steinmeier, bu sürecin sancılı olacağını belirterek, “Ancak biz Avrupalıların, bu tarih karşısında sorumluluğumuz var. Her ülke kendi başına ve hep birlikte. Her ülkenin bu geçmişten dersler çıkarması lazım. Ancak Avrupalılar olarak hep birlikte. Çünkü bu bizim geleceğimizle ilgili.” diye ekledi. Steinmeier, “Sömürge yöneticileri olarak Almanlar da insanları baskı altında tuttu, sömürdü, yağmaladı ve öldürdü.” ifadesini kullandı. Böylece buradaki karanlığa ışık tutmanın sadece tarihçilerin görevi olmadığını vurguladı.

Almanya karanlık geçmişiyle yüzleşmek istiyor

Steinmeier, sömürge tarihiyle yüzleşilmesi  gerektiğine işaret ederek, “Günlük yaşamdaki ırkçılığın derin köklerini, ancak hafızalardaki karanlık noktaları aydınlatırsak, sömürge tarihimizle şimdiye kadar yaptığımızdan daha fazla uğraşırsak anlayabilir ve üstesinden gelebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu. Bugünkü Namibya topraklarında yer alan Alman Güneybatı Afrikası’nda Almanların işlediği suçu ülkesi tafafından kabul etmenin çok uzun sürdüğünü belirten Steinmeier, Alman hükümeti, Namibya hükümeti ve Herero ve Nama halklarıyla bu suçun bugünkü açıdan bir soykırım olarak nitelendirilmesine ilişkin başlatılan müzakerelerin  yakın zamanda uzlaşmayla sonuçlanmasını ümit ettiğini söyleyerek kirli geçmişini kabul etmiş oldu.

Sömürgecilik geçmişinde dönüm noktası

“Alman tarihinin bu kısmına karşı sorumluluğumuzla yüzleşmeliyiz. Çünkü bu bizim geleceğimizle, dünya kültürlerine ev sahipliği yapan bir ülkede bir arada yaşamamızla ilgilidir.” diyen Steinmeier, sömürge döneminde işlenen suçların ve on binlerce insanın katledilmesinin hafızalarda yer alması gerektiğini ifade etti. Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile Kültür ve Medyadan Sorumlu Devlet Bakanı Grütters’ın ‘sömürgecilik geçmişimizle yüzyüze gelme adına dönüm noktası’ olarak tanımladığı bu sürecin ‘Benin Heykelleri’nin Nijerya’ya iadesiyle başlatılacağı duyurulmuştu.

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’den katliam itirafı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Sömürgecilik geçmişiyle bilinen Fransa, Afrika başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini ise gizlemiyor.

Bu kapsamda, BM veya Avrupa Birliği’nin (AB) müdahil olduğu çok taraflı anlaşmaların yanı sıra çift taraflı savunma anlaşmaları çerçevesinde Hint Okyanusu’ndan Atlantik’e kadar Afrika’da birçok Fransız askeri birliği bulunuyor.

Bu sayede Cibuti, Çad, Mali ve Gabon’dan Senegal’e uzanan Sahel kuşağından Afrika Boynuzu’nu kapsayan bölge, Fransa gözetimi altında bulunuyor.

Fransa’nın Afrika’daki kalıcı üslerinin, Afrika Boynuzu ve kıtanın Atlantik’e açılan batı bölümünde yer alması dikkati çekiyor.

Afrika’da Fransa’nın konuşlandırdığı 4 kalıcı üssünde 3 bin Fransız askeri bulunuyor. Başkent Cibuti’de Fransız askeri limanında kurulan üste, bin 450 asker bulunuyor ve bölgedeki askeri gemilere destek sağlıyor.

Stratejik bir konumda yer alan üs, Hint Okyanusu’na ulaşımı garantiliyor.

Fransa, Afrika’daki eski sömürgelerini bırakmıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

BM’de görevli bir grup insan hakları uzmanı, Belçika’daki ırkçılık ve yabancı düşmanlığını araştırmak için bu ülkeye 2-11 Şubat’ta ziyaret gerçekleştirdi.

Ziyarete ilişkin yazılı açıklama yapan Birleşmiş Milletler’deki Afrika Kökenli İnsanlar Çalışma Grubu Başkanı Michal Balcerzak, “Belçika Hükümeti’nin ırkçılığa karşı kapsamlı bir ulusal eylem planı benimsemesi gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Belçika’daki ırk ayrımcılığının yerel ve kalıcı olduğuna dair net kanıtlar bulduk.” ifadesini kullanan Balcerzak, Belçika’daki Afrika kökenlilerin eğitim, mesleki hayat, iş fırsatları da dahil sosyal ve kültürel haklardan yararlanma konusunda ayrımcılığa maruz kaldığının altını çizdi.

Balcerzak, Belçika’daki Afrika kökenlilerin maruz kaldığı ırkçılığın bu ülkenin sömürgeci geçmişinde yattığına işaret ederek, “Belçika, günümüzde Afrika kökenli insanların karşılaştığı ırkçılığın köklü nedenleriyle başa çıkabilmek için geçmişindeki şiddet ve adaletsizliğin gerçek kapsamını kabul etmek zorunda.” ifadesine yer verdi.

BM Çalışma Grubu’nun, ırkçılık, ırk ayrımcılığı, Afrofobi, yabancı düşmanlığı ve Belçika’daki Afrika kökenlileri etkileyen hoşgörüsüzlüğü araştırmak için başkent Brüksel, Antwerp, Liege, Namur ve Charleroi şehirlerinde incelemelerde bulunduğu belirtildi.

Çalışma Grubu, ziyarete ilişkin bulgu ve tavsiyelerini içeren raporunu, BM İnsan Hakları Konseyi’nin eylül ayında yapılacak oturumunda sunaca

Birleşmiş Milletler’den Belçika’ya: Dün sömürgeciydiniz bugünse ırkçı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Belçika’da açılan Afrika Müzesi, “sömürgecilik yanlısı” imajını yeniden tasarlayarak “Sömürgeciliğin iyi bir şey olduğu mesajını” vermek için yola çıktı.

Müzenin genel müdürü Guido Gryseels, değişimin Belçika’nın kendisini reddetmeden geçmişten uzaklaşmasına yardımcı olacağını umuyor.

Avrupa’nın bir zamanlar sömürgecilik dönemine ait koleksiyonların bulunduğu Belçika’nın Afrika Müzesi, beş yıl boyunca süren ve 73 milyon dolara mal olan bir çaba sonrası yeniden açıldı.

Müzenin yeniden açılması, Belçika’nın sömürgeci mirasını elinden kaçırmamaya çalıştığı sırada gündeme geldi. 120 binden fazla eşya koleksiyonunun çoğu, sömürge dönemi askeri operasyonlar sırasında toplanan Kongo’dan ya da misyonerlerden ve bilimsel kaşiflerden geliyor.

Müzenin genel müdürü olan Guido Gryseels, röportajda, Brüksel’in dışındaki Tervuren’deki müzenin, ırkçı ve sömürgeci imajını sarsmak için elden geçirildiğini söyledi.

“Her yaştan Belçikalı buraya geldi ve sömürgeciliğin iyi bir şey olduğunu, uygarlığı ve refahı ve kültürü Kongo’ya getirdiğimiz mesajını aldılar ” dedi.

Müzeye girerken, ziyaretçiler ilk olarak Belçika’nın sömürgeci mirasını ve müzenin eşyalarının nasıl elde edildiğini gösteren görüntüler görüyorlar. Bunun yanı sıra, Afrikalıları vahşiler olarak tasvir eden bir ırkçı heykel odası var.

Bir, “Leopard Man”, yerde başka bir uykuya dalmak için bir leopar derisi takan maskeli bir Afrikalı adam. Gryseels bazı heykellere verdikleri isimleri şöyle sıralıyor; “Belçika, Kongo’ya Medeniyet Getiriyor” , “Belçika Kongo’ya Güvenlik Getiriyor.” , “İçinde nelerle uğraştığımızı gördünüz mü?”

Belçika pes dedirtti: Sömürgeciliğini övmek için müze açtı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Suudların Osmanlı’ya attıkları sömürgeci iftirası yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.