SGK korona virüs salgını ile mücadele sürecindeki son gelişmeleri de dikkate alarak Sağlık Uygulama Tebliği’nde özel düzenlemeler yapmıştı. Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanlığı’nın kararıyla 24 Mart 2020’den bu yana geçerli olan Covid-19 tanısı konulanlara test, tedavi ücretleri devlet tarafından karşılanıyor.  https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/04/20200409-7.htm

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 14 Ekim 2020 tarihinde yapmış olduğu basın toplantısında sözlü olarak da ifade ettiği “Türkiye, herkese ücretsiz test ve tedavi imkanı sağlamıştır” bu iddiaları yalanlar niteliktedir. Kemal Özkiraz’ın paylaşımının altına ücretsiz test yaptıran vatandaşların yaptığı yorumlar da dikkat çekti. Özkiraz’ın algı çalışması elinde patladı.

“Sadece Suriyelilere Covid-19 Testi Ücretsiz” Yalanı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

2017’de iddiayı yayan sosyal medya hesapları, gelen tepkiler üzerine haber için “kurgu ürünüdür” paylaşımı yaptı.

Yükseköğretim Kurulu’nun(YÖK) yayınladığı “Yurtdışından Öğrenci Kabulüne İlişkin Esaslar” belgesinde yer alan ve yabancı öğrencilerin kabul koşullarına ilişkin ilkeleri açıklayan maddede “kura ile öğrenci seçimi” ile ilgili bir hüküm yok.

131.746 Suriyeli öğrenci sınavsız, kura ile üniversitelere yerleştirildi. Her ay 800 TL öğrenim yardımı alacaklar.” yalanı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Söz konusu karar, Ortadoğu ülkesinde 2011 yılında başlayan iç savaştan beri Japonya’da bu yöndeki ilk mahkeme kararı olma özelliğini taşıyor.

1970’lerden beri azaltılan nüfus ve kötü işgücü sorunları arasında bile kültürel ve etnik homojenlikten gurur duyulan Japonya’da göç ve iltica durumları hassas konulardandı.

Bir basın toplantısında konuşma yapan davacılardan Joude Yusuf “Dünya Suriye’nin durumunun daha kötüye gittiğini anlasa da Japon mahkemesi bunu hiç anlamadı.” dedi.

Japon bir tercüman aracılığıyla Arapça konuşan Yusuf, mahkemenin kararına itiraz etmeyi planladığını söyledi.

Japonya’da geçen yıl yapılan 19.628 başvurudan sadece 20’si kabul edildi.

Japonya’dan Suriyeli mültecilere ikinci red yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Sakarya Kaynarca ilçesinde Suriyeli mülteci 9 aylık hamile Emani Al Rahmun’a tecavüz edilmesi, annenin ve yanındaki 10 aylık bebeği olmak üzere 3 canın hunharca katledilmesi haberi tüm vicdanlara ateş düşürmüştü. Davanın duruşması Sakarya’da başladı. Davada sanıklardan Cemal Bay, cinayetleri ve tecavüzü itiraf etti.

Emani Al Rahmun’un katillerinden mahkemede alçakça ifadeler yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Çevredeki vatandaşlar da polise ve sağlık ekiplerine haber verdi.

Olay yerine gelen sağlık ekipleri genç kızı şehir hastanesine kaldırdı. Hayati tehlikesi olmadığı öğrenilen genç kızın zorla evlendirilmek istendiği için intihara kalkıştığı ileri sürüldü.

Genç kızı kurtaran Suriyel Ali Alu ise “Kız köprünün ucunda demirlerin üzerinde oturuyordu yardım etmek istedik yardımı istemeyip suya atladı ben de arkasından atlayıp onu kurtardım” dedi.

Suriyeli genç Adana’da intihar eden genç kızın hayatını kurtardı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Okulların açılmasının yaklaşmasıyla Suriyelileri hedef gösteren çirkin kampanya tekrardan başladı. Önce 131 bin 476 Suriyeli gencin sınavsız kura ile lisans programlarına yerleştirildiği yalanı ortaya atıldı. Üniversiteyi kazanmak için yıllarca uğraşan gençleri ve ailelerine düşmanlık aşılamayı amaçlayan bu yalan kısa sürede deşifre edildi.

Bugün de Bursa merkezli bir çarpıtma ile nefret tohumları ekilmeye çalışıldı. ODA TV’nin haberine göre Bursa Milli Eğitim İl Müdürlüğü, bir genelge yayınlayarak Suriyeli öğrencilerin adres şartı aranmaksızın istedikleri okula kayıtlarının yapılmasını istemişti. ODA TV haberin başlığını: “Vatandaşa zorunlu olan kural artık Suriyelilere serbest” cümlesiyle attı.

Habere şöyle devam etti: “Bursa’da vatandaşlar çocuklarının iyi bir okulda eğitim alabilmesi için kapı kapı dolaşırken, Milli Eğitim Müdürlüğü çok tartışılacak bir karara imza attı…”

Haberini, Bursa’da yayın yapan Olay Bursa isimli internet sitesine dayandıran ODA TV, haberin metninde Bursa başta olmak üzere tüm Türkiye’deki Suriyeli öğrencileri hedef gösteren bir dil kullandı. ODA TV’nin haberine Sözcü gazetesi hemen atladı.

Bu haberin nasıl bir çarpıtmanın ürünü olduğu Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü basın açıklamasıyla ortaya koydu. Açıklamaya göre; genelge sabit bir ikametgâhı olmayan Suriyeli mülteci çocukların eğitim hakkının sağlanması için yapılmıştı.

“Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü´nün 17.08.2017 tarih ve  17387293-235-E12376545 sayılı yazısı bazı medya organlarında yanlış anlaşılmaya neden olmuştur. Yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırma adına, konunun kısaca açıklanması gereği ortaya çıkmıştır.

Söz konusu yazımız; herhangi bir ikamet kaydı olmayan, sadece temel eğitim çağında bulunan, koruma kapsamındaki misafir statüsündeki Suriyeli öğrenciler için geçerlidir.

99 sayıları ile başlayan geçici kimlik sahibi Suriyeli öğrencilerin okul kayıtları, Bakanlığımızın e-okul sisteminde otomatik olarak ikamet adreslerinin bulunduğu kayıt bölgesindeki okula düşmektedir. Bu bilgiler okul müdürlerimizce de bilinmektedir.

Bütün Suriyeli öğrencilerin istedikleri her okula kayıt yaptırabileceği (söz konusu değildir) algısına yönelik yapılan gazete haberleri gerçeği yansıtmamaktadır.”

ODA TV ve Sözcü, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün açıklamasını görmezlikten gelerek girmiş oldukları yanlı, hedef gösteren haberi yayınlamaya devam ettiler.

Oda TV ve Sözcü çarpıtma haberle Suriyeli çocukları hedef gösterdi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Çocukların, insan ticareti yapan kişilerin ellerine düşmesi sonrasında zorla çalıştırılma, cinsel sömürü, fuhuş, pornografide kullanımları ve dilencilik gibi insanlık dışı ve zalimce amaçlar için kullanıldıkları belirtildi.

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suçla Mücadele Dairesi’nin (UNODC), konuyla ilgili hazırladığı son raporuna göre insan kaçakçılığının ana hedefleri arasında bulunan çocuklar bu insanlık dışı suçların en büyük mağdurları haline dönüşmüş durumda. UNODC raporuna göre, çocuklar insan kaçakçılığının kurbanlarının neredeyse üçte birini oluşturuyor. Buna ek olarak da kadınların ve kız çocuklarının insan ticareti mağdurlarının yüzde 71’ini oluşturduğu belirtiliyor.

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suçla Mücadele Dairesi (UNODC), “İnsan Ticaretine Karşı Dünya Günü” nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada insan ticareti kurbanlarına yardım ve koruma amacıyla harekete geçilmesi çağrısı yaptı. UNODC, “Artık insan kaçakçılığı mağdurlarını korumak ve kurbanlara yardımcı olmak için harekete geçelim. Savaş ve iç karışıklıkların yaşandığı yerlerden zorunlu olarak göç etmek durumunda kalan mülteciler insan kaçakçılarının eline düşüyor. Evlerinden şiddet yüzünden kaçanlar kendilerini insan tacirlerinin ellerinde buluyor,” dedi.

UNODC İcra Direktörü Yury Fedotov, “30 Temmuz İnsan Ticaretine Karşı Dünya Günü” nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, “Evlerini zorla terk eden masum insanlar, şiddetten kaçmak isteyen masumlar insan ticareti yapanların eline düşüp kurban oluyor” dedi.

Suriyeliler 2011’den sonra köle olmaya başladı

UNODC’nin “İnsan Ticaretiyle Mücadele Küresel Raporu’na göre, 2011’den önce Suriye’nin insan ticaretine kurban olma riskinin çok az olduğu ülkeler arasında gösterildiği hatırlatıldı. Ancak Suriyeliler’in ülkelerinde kriz ve savaşın başlaması sonrasında bu zalimane suçun en büyük kurbanları arasında yer aldıkları belirtildi. Yıllar önce az risk taşıyan Suriyeliler’in savaş sonrasında 2012 yılından itibaren, Avrupa, Asya ve Orta Doğu’da ve çok sayıda ülkede insan kaçakçılığının en büyük kurbanı haline dönüştükleri ifade edildi.

Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre, dünyada insan kaçakçılarının eline düşen 21 milyon kişi zorla çalıştırılıyor, cinsel sömürüye maruz kalıyor ve birçok insanlık dışı suçun mağduru haline dönüşüyor. 2013 yılında yapılan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda alınan kararla, insan ticaretine ve kaçakçılığına maruz kalan kurbanların durumuna dikkat çekmek, farkındalık yaratmak ve haklarını korumak için 30 Temmuz, “İnsan Ticaretine Karşı Dünya Günü” olarak ilan edilmişti. Birleşmiş Milletler’de geçtiğimiz yıl imzalanan “New York Deklarasyonu” ile insan kaçaklığıyla ilgili geniş çaplı küresel bir mücadele başlatılması kararı alınmıştı. İnsan kaçakçılığı ve insan ticaretinin önlenmesi, Birleşmiş Milletler’in 2030 yılı sürdürülebilir hedefleri arasında da yer alıyordu. Birleşmiş Milletler’in Viyana Temsilciliği’nde 4-5 Eylül tarihleri arasında insan ticareti ve mülteci kaçakçılığıyla ilgili olarak gerekli korunma ve yardım konularında görüşüleceği kapsamlı bir toplantı düzenlenecek.

Dünya’da köle ticareti hızla artıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.