“Lozan Barış Antlaşması ihlal ediliyor”

Bilgiç, “Defalarca belirttiğimiz gibi, Lozan Barış Antlaşması hükümleri gereği, Azınlığın kendi okullarını kurma, idare etme ve denetleme hakkını ihlal eden bahse konu kararlar, Batı Trakya’daki soydaşlarımıza yönelik yıllardır her alanda sürdürülen ayrımcı ve baskıcı politikaların eğitim alanındaki yansımasının bir göstergesidir.” değerlendirmesinde bulundu. Yunanistan’ı her eğitim-öğretim yılında tekerrür eden Azınlık okullarına yönelik ayrımcı politikalarına son vermeye çağırdı. “Yunanistan, bir yandan öğrenci azlığı bahanesiyle ilkokul kapatırken diğer yandan ihtiyaç olmasına rağmen Azınlık tarafından sürekli gündeme getirilen yeni Azınlık ortaokul/lisesi açılması taleplerini görmezden gelmekte ve Azınlık mensubu çocukların eğitim haklarını ihlal etmektedir.” dedi. Bilgiç, Türkiye’nin her zaman hem ikili temaslarda hem de uluslararası platformlarda Azınlığın hak ve hukuk mücadelesini desteklemeye devam edeceğini söyledi.

Yunanistan Türk azınlığı sindirme politikalarına devam ediyor

Yunanistan Türk azınlığa baskı uygulamayı sürdürüyor. Yunan hükümeti yine bir skandala imza attı. Uluslararası hukuk ve AİHM kararlarını yok saydı. Türk kelimesi geçen isimlerle dernek kurulmasının yasaklanmasına karar verdi. Yunanistan’ın uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayarak verdiği bu karara Batı Trakya Türkleri tepki gösterdi ve cuma günü gösteri düzenlenmesi kararlaştırıldı. Öte yandan Batı Trakya’da, İskeçe Türk Birliği’nin (İTB), “Yunan mahkemelerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına adaptasyonu”na yönelik yasal düzenlemenin ardından resmi statüsünün iadesi için açtığı dava da Yunanistan Yüksek Mahkemesince reddedildi. İTB’nin resmiyetinin yeniden tescil edilmesine yönelik 38 yıldır sürdürdüğü ve AİHM tarafından haklı görülen hukuk mücadelesine Yunan mahkemelerinden olumlu cevap gelmemesi, demokrasi ve azınlık hakları kavramlarıyla bağdaşmıyor.

Yunanistan Türk azınlığa ait 4 okulu daha kapattı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunanistan, Batı Trakya’daki Türklerin lehine olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını göz ardı ediyor. Avrupa Konseyi’nin bu konuda Atina’ya yönelik eleştirisi ise sonuçsuz kaldı. Ayrıca AB üyesi ülkeler de yıllardır sessiz kalmayı tercih ediyor. Yunanistan, Batı Trakya Türklerinin varlıklarını ve haklarını yıllardır hiçe sayıyor. Atina, Türk azınlığın etnik kimliğini yok sayarak onları “Yunan Müslümanlar” olarak nitelendiriyor. Yunanistan, “Türk” kelimesinin varlığından endişe duyuyor. Bu sebeple Türk azınlık dernekleri, isimlerinde “Türk” kelimesi olması sebebiyle  ya kapatıldı ya da açılmalarına izin verilmedi. Batı Trakya’da Türk azınlığa ait derneklerin davalarını inceleyen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2008’de Yunanistan’ı haksız bulmuştu. Atina yönetiminin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiğine hükmetti. Ancak AİHM kararlarını uygulamayan Yunanistan, Batı Trakya Türk azınlığına yönelik engelleme politikasından geri adım atmıyor.

Yunanistan Batı Trakya Türklerinin haklarını göz ardı etti

Bu ihlaller karşısında AB üyesi ülkeler de yıllardır sesini çıkarmıyor. AB ülkelerinin çifte standartlı tutumundan rahatsız olan Türk azınlığı, Atina’nın ihlallerinin son bulmasını istiyor. İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu, “AB ülkelerinden ve Avrupa Konseyi ülkelerinden Yunanistan’a bu doğrultudaki çağrılarını, bir anlamda baskılarını uluslararası hukukun gereklerini yerine getirmesi için çağrı ve baskılarını yoğunlaştırmasını bekliyoruz. Sonuç almak istiyoruz.” açıklamalarını yaptı. Türk azınlığına yönelik hak ihlallerini, yalnızca AİHM’in bağlı olduğu Avrupa Konseyi eleştiriyor. Ancak Konseyin eleştirileri bağlayıcı olmadığından Atina’nın AİHM kararlarını uygulaması noktasında sonuçsuz kalıyor.

Yunanistan’daki Batı Trakya Türklerine ilişkin AİHM kararı

Yunanistan, İskeçe Türk Birliği ve Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği adlarında Türk ifadesi geçiyor diye kapatmıştı. Batı Trakya’daki azınlığın Lozan Antlaşması’nda “Türk” değil, “Müslüman” olarak tanımlandığı iddiası ile kapatıldılar. Yunanistan, Türk ismi taşıyan derneklere resmi statüde faaliyet izni vermemişti. Faaliyetlerine izin verilmeyen İTB ile dernek başvuruları reddedilen Türk Kadınları Kültür Derneği konuyu AİHM’e taşımıştı. AİHM ise Yunanistan’ın dernek kurma özgürlüğünü ihlal ettiğine hükmetmişti. Ancak Yunanistan Batı Trakya’daki Türklerin haklarını ihlal etmeye devam ediyor.

Yunanistan “Türk” kelimesinden dahi korkuyor! yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunanistan, Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif‘e, göreve geldiği günden beridir çeşitli sebeplerden dava açıyor. Kendini Batı Trakya Türklerinin haklarını savunmaya adayan Şerif’e 31 yılda çeşitli bahanelerle 8 dava açıldı. Şerif, “Papaz, haham dini kıyafetleriyle gezerken ben cübbemle gezemiyorum.” açıklamasını yaptı. Şerif, ömrünü Batı Trakya Türklerinin haklarını savunmaya adadı. Batı Trakya’da baskıların, haksızlıkların ve ayrımların en üst aşamaya geldiği 1980’li yıllarda, İbrahim Şerif azınlığın hak arama mücadelesinde her zaman yer almıştı. Yunanistan, 31 yıldır müftülük görevine devam eden Şerif, şimdi de adalet için verdiği mücadele sebebiyle suçladı.

Şerif geçen ay yaptığı açıklamada, “Sünnet için verilen mevlit törenine katıldım. Birkaç ay sonra bir celpname geldi. Toplu sünnet mevlidine katılmam makam gaspı kabul edilerek hakkımda dava açılmış. 2017’de şahsıma açılan dava pandemi nedeniyle ertelendi. 5 yıl sonra gelen yeni celpnamede 7 Ekim 2020’de Selanik Bidayet Mahkemesine gitmem gerektiği yazıyordu. Dava nedeniyle önümüzdeki ay mahkemeye gitmem gerekiyor.” ifadelerinde bulunmuştu.

Yunanistan’dan Gümülcine Müftüsü’ne 80 gün hapis cezası

“Bu mahkemeden sonra uzun yıllar beni mahkemeye vermediler. 2017’de yaşadığım son olay başta olmak üzere hakkımda 7-8 dava açtılar. Sünnet törenine katılmam, cuma namazı kıldırmam gibi nedenlerle davalar açtılar. Cuma namazı kıldırdığım için de 80 gün hapis cezası aldım. Gümülcine Müftülüğü’nde sosyal medya hesabımız var diye de dava konusu oldu. Önümüzdeki günlerde onun mahkemesi var.” açıklamalarında bulunan Şerif’e “makam gaspı” suçlamasıyla açılan yasadışı dava, şu anda Selanik’te görüşülmeye başlandı.

Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Makam gaspı, müftü olmadığın halde müftü gibi davranmaktır. Bize bu suçu isnat ediyorlar. Diğer bütün din adamları istediği gibi giyinirken ben cübbeyle gezdim diye makam gaspı suçu işlediğimi öne sürüyorlar. Burada müftüler halk tarafından seçiliyor. Buna rağmen Yunanistan bizi hala tanımıyor. Seçilen müftülere gözdağı vermek, korkutmak için sürekli dava ediyorlar. Batı Trakya’da, yıllardır Türklere müdahaleci uygulama ve baskı politikaları uygulanıyor. 1923 Lozan Antlaşması’na aykırı olarak Yunanistan, Batı Trakya’daki Türk azınlık haklarına yıllardır müdahale ediyor.

Yunanistan, Gümülcine Müftüsü’ nü hedef alıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunanistan Türk azınlığın haklarını ihlal etmeye devam ediyor. Yunan hükümeti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘nin kararlarını hiçe sayarak, Türk azınlığın haklarını gasbediyor. Bu durum Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne kadar taşındı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Yunanistan’dan Batı Trakya Türk Azınlık dernekleriyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını bir an önce tam ve eksiksiz biçimde uygulaması gerektiğini açıkladı.  14-16 Eylül tarihlerindeki Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısından “Türk azınlık konusundaki AİHM kararlarını uygulayın” çağrısı yapıldı. Komite, Yunan hükümetinin Aralarında İskeçe Türk Birliği’nin de dahil olduğu azınlık dernekleriyle ilgili mahkeme kararlarının uygulanmamasını eleştirdi. İskeçe Türk Birliği’nin resmi statüsünün iadesi için açtığı davanın Yunan Yargıtayı tarafından yeniden reddedildiği hatırlatıldı.

Yunanistan AİHM kararlarını uygulamıyor

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, düzenlenen toplantıda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuyla ilgili bağlayıcı kararlarının üzerinden 13 yıl geçtiğini dile getirdi. Buna rağmen kararların uygulanmamasına tepki gösterdi. Yunan mahkemelerinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ilgili maddesi ve AİHM’nin içtihadı ile tam uyumlu olarak kararlar alması istendi. İskeçe Türk Birliği, 38 yıldır hukuk ve demokrasi mücadelesi veriyor. Dernek, bu nedenle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kararını memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı. Atina’dan “Batı Trakya Türk Azınlık dernekleriyle ilgili AİHM kararlarını bir an önce tam ve eksiksiz biçimde uygulaması”nı istedi.

Türk derneklerinin varlığı inkar ediliyor

İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu, Yunanistan’ın Türk derneklerine uygulanan politikalarla ilgili şunları söyledi: “Yunanistan ne yazık ki kendi topraklarında, Batı Trakya’da Müslüman Türk azınlığını ve bizim milli kimliğimizi inkar ediyor. Yunanistan’a göre Batı Trakya’da Türk azınlık yok, Batı Trakya’da Türk yok. Ama Batı Trakya’da gerçekte bir azınlık var ve var olmaya devam edecek. Bu politikaya dayanarak, Batı Trakya’da “Türk yoktur politikası”na dayanarak Yunanistan, 1983 yılına geldiğimizde isminde Türk kelimesi olan tarihi azınlık derneklerinin tabelalarını indirdi. Önce polis güçleri geldi, tabelaları yerinden söktü ve daha sonra da bu dernekler aleyhine kapatma davaları açıldı. Gerekçe de şuydu; Bu derneklerin isminde Türk kelimesi var. Yunanistan’da Batı Trakya’da Türk olmadığı için, Türk azınlık olmadığı için bu derneklerde yasal olamaz. Biz 38 yıldan beri 1983 yılından beri Batı Trakya Türk azınlığının ilk sivil toplum kuruluşu olarak, tarihi bir sivil toplum kuruluşu olarak İskeçe Türk Birliği olarak 38 yıldır bir hak arama mücadelesi sürdürüyoruz.”

Yunanistan Türk azınlığın haklarını ihlal ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunanistan azınlık okullarının haklarını ihlal etmeye devam ediyor. Başbakan Miçotakis Hükümeti azınlık okullarının kısıtlanması ile ilgili yeni bir yasa tasarısı hazırladı. Hazırlanan tasarıya göre, azınlık okullarının pek çok destekten mahrum bırakılacağı konuşuluyor. Öte yandan tasarı ülkede tepkilere de neden olmaya da başladı. Nitekim Yunanistan’ın, azınlıklara yönelik hak ihlalleri bitmek bilmiyor. Miçotakis Hükümeti tarafından hazırlanan, “Okulların ve Eğitimcilerin seviyelerinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi” adı altında hazırlanan yasa tasarısı mecliste taşındı. Tasarıda, azınlık okulları, devlet okullarının imkanlarından muaf tutulması isteniyor.  Azınlık okullarının başka kurumlar ve dernekler ile işbirliği yapması, bağışlar veya hibe yoluyla gelir elde etmeleri istenmiyor. Eğer yasa tasarısı kabul edilirse,  kapatılmış azınlık okullarının binalarına belediye meclis üyeleri kararıyla kullanım yasağı getirilmesinin önü açılacak. Diğer yandan azınlık milletvekilleri, Türk azınlığın eğitim haklarını ihlal eden yasa tasarısına tepki gösterdi. Mecliste söz alan milletvekilleri, Milli Eğitim Bakanlığından, yasa tasarısının geri çekmesini istedi. Azınlık okullarının, devlet okullarıyla aynı haklara sahip olması gerektiği vurgulandı.

Yunanistan azınlık derneklerini de kapattı

Yunanistan‘ın tek hedefi azınlık okulları da değil. Yunanistan azınlık dernekleri de kapatmaya uğraşıyor. Üstelik geçtiğimiz haftalarda ülkedeki Türk azınlık bu duruma karşılık gösteri düzenledi. Batı Trakya’da bulunan İskeçe Türk Birliği, isminde “Türk” kelimesi olduğu gerekçesiyle 1983’te mahkeme kararıyla kapatıldı. İTB, iç hukuk yollarının sonuçsuz kalmasıyla 2005’te konuyu AİHM’e taşıdı. Dava, 2008’de karara bağlandı. AİHM, Türk azınlığa ait derneklerin kapatılmasıyla “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin örgütlenme hakkıyla ilgili 11. maddesinin ihlal edildiği” görüşüne vardı. Buna bağlı olarak AİHM Yunanistan’ı mahkum etti. Yunan mahkemeleri ise İTB’nin AİHM kararına dayanarak, resmi statüsünün iadesi için açtığı davayı reddetti.

Yunanistan azınlık haklarını hiçe sayıyor

Yunanistan azınlık haklarına saygı duymadığı gerekçesiyle, protesto edildi. Eylemler, İTB yönetim kurulunun kararıyla gerçekleştirildi. İskeçe’de çarşı içerisindeki İTB binası önünde toplanan birlik üyeleri ile İskeçe ve Gümülcineli çok sayıda kişi, “Türk azınlık için adalet”, “Haksızlıklara, ayrımlara hayır”, “Barış, demokrasi, eşitlik” sloganları atarak şehir meydanına kadar yürüdü. Eylemde Türkçe, Yunanca ve İngilizce “İskeçe Türk Birliği için adalet”, “İskeçe Türk Birliği tehdit değildir” ve “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uygulansın” yazılı pankartlar açıldı.

Yunanistan azınlık haklarını ihlal etmeye devam ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunanistan Türk azınlığına yönelik baskılarına devam ediyor. Yunan hükümeti bu sefer de uluslararası hukuk ve AİHM kararlarını hiçe saydı. İçinde Türk kelimesi geçen isimlerle dernek kurulmasının yasaklanmasına karar verildi. Yunanistan’ın uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayarak verdiği bu karara Batı Trakya Türkleri tepki gösterdi ve cuma günü gösteri düzenlenmesi kararlaştırıldı. Öte yandan Batı Trakya’da, İskeçe Türk Birliği’nin (İTB), “Yunan mahkemelerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına adaptasyonu”na yönelik yasal düzenlemenin ardından resmi statüsünün iadesi için açtığı dava da Yunanistan Yüksek Mahkemesince reddedildi.  İTB’nin resmiyetinin yeniden tescil edilmesine yönelik 38 yıldır sürdürdüğü ve AİHM tarafından haklı görülen hukuk mücadelesine Yunan mahkemelerinden olumlu cevap gelmemesi, demokrasi ve azınlık hakları kavramlarıyla bağdaşmıyor.

Türk azınlığın kurduğu dernekler kapatıldı

1983 yılında Batı Trakya’da, İTB isminin içinde Türk kelimesi geçtiği için kapatılmıştı. İTB, bu kararın ardından 2005’te konuyu AİHM’e taşımıştı. Dava 2008’de karara bağlandı. AİHM, Türk azınlığa ait derneklerin kapatılmasıyla “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin örgütlenme hakkıyla ilgili 11. maddesinin ihlal edildiği” görüşüne vardı ve Yunanistan’ı mahkum etti. Ancak İTB,’nin AİHM kararına dayanarak, resmi statüsünün iadesi için açtığı dava Yunan mahkemelerince reddedildi. Yunan mahkemelerinin, AİHM kararlarına adaptasyonuna yönelik yasal düzenleme, muhalefet partilerinin itirazı üzerine “Milli güvenlik söz konusu olduğunda, karar uygulanmayabilir.” ifadesi eklendi ve 2017’de Yunan Parlamentosunda onaylanmıştı. Yunanistan, Batı Trakya’daki Türk azınlığın kurduğu bazı dernekleri, Türklerin etnik azınlık olduğu görüşünü savunmak amacıyla kurulduğu iddiasıyla faaliyetlerine izin vermedi ve kapattı. AİHM ise Yunanistan’ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) toplanma ve örgütlenme özgürlüğüne ilişkin 11. maddesini ihlal ettiğine hükmetti. Mahkeme, derneklerin kuruluş amaçlarının Yunanistan’da etnik azınlık olduğu görünüşünü savunmak olduğunu söyledi. Böyle olsa bile bu durumun demokratik toplum için tehdit olarak nitelendirilemeyeceği kanaatine vardı.

“Yunanistan bizim etnik ve milli kimliğimizi kabul etmeli”

İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu, TRT Haber’de yayınlanan Birinci Sayfa programına konuk oldu. Ahmetoğlu, yıllar boyunca süren bu mücadeleyle ilgili yorumlarda bulundu. “Demokratik eylem haklarımızı kullanarak gösteri düzenleyeceğiz. Yunanistan bizim etnik ve milli kimliğimizi kabul etmeli. Azınlık eğitimleri ve seçilmiş müftülerimizin sorunları var. Bunlar tanınmıyor. Vakıflarımız yarım asırdan fazla ‘işgal’ altında. Kendi vakıflarımızı yönetemiyoruz. Kapatılan azınlık okullarımız var. En önemli sorunlarımızdan birisi ekonomi. Yunanistan‘da en yüksek işsizliği olduğu bölgedir İskeçe ve Gümülcine. Yunanistan’da en düşük gelirler bu bölgelerde. Yani Batı Trakya Türkleri’nin yaşadığı bölgeler. Çocuklarımıza okul binası istiyoruz, bunu bile alamıyoruz. Bodrum katında eğitim gören çocuklarımız var.” ifadelerinde bulundu.

Yunanistan Batı Trakya Türklerine zulmetmeye devam ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Batı Trakya’da yaşayan Türklerin seçimle işbaşına gelmiş dini ve siyasi liderleri, kamuoyuna açıklanan kararname tasarısında yer alan maddelerin müftülük meselesiyle ilgili beklentileri karşılamadığını, azınlık toplumunun rızası alınmadan yapılacak her türlü değişiklik ve uygulamanın kabul görmeyeceğini belirtti.

Demokratik İttifak Partisinin (DYSİ) Gümülcine Milletvekili İlhan Ahmet, AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu kararnameyle müftülüklerin özerk yapısına müdahale edildiğini vurgulayarak bunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Hükümetin, anayasanın 3. maddesi gereğince Ortodoks Kilisesi’nin özerk yapısına müdahale hakkı bulunmadığına dikkati çeken Ahmet, “Oysa hükümet, son 3 yılda azınlığın dini kurumlarına şimdiye kadar görülmemiş şekilde müdahalelerde bulundu ve bulunmaya devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

İktidardaki Radikal Sol Koalisyonun (SYRİZA) İskeçe Milletvekili Hüseyin Zeybek de söz konusu kararname tasarısının Türk azınlığının beklentileri doğrultusunda olmadığına işaret ederek “Okuduğum ve anladığım kadarıyla bunun en büyük amacı müftülükleri birer devlet kurumu haline getirmektir. Biz bunu arzu etmiyoruz.” dedi.

Azınlık toplumunun görüşünün dikkate alınması gerektiğini belirten Zeybek, “Biz demokrasiye inanan insanlarız, demokratik kurallar çerçevesinde hak arama mücadelesine sonuna kadar devam etmekteyiz.” diye konuştu.

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK) tarafından yayımlanan açıklamada da Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Bakanlığınca hazırlanan kararname tasarısının, “müftülüklerin tamamen azınlığın elinden alınması ve adeta sıradan bir devlet kurumu haline getirilmesini amaçladığı” ifade edildi.

Söz konusu tasarının Türk azınlığında hayal kırıklığına neden olduğu belirtilen açıklamada, “Azınlığın beklenti ve taleplerine cevap vermekten uzak bu metin, içi boşaltılmış, kontrolü tamamıyla Din İşleri ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir müftülük kurumu yaratılması amacıyla kaleme alınmış gözükmektedir.” ifadeleri yer aldı.

Gümülcine ve İskeçe seçilmiş müftüleri İbrahim Şerif ve Ahmet Mete de yayımladıkları ortak bildiride, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının uluslararası belgelerle kayıt altına alınmış dini özgürlüklerinin garantisi olan müftülüklerin, söz konusu kararnameyle adeta zincirlere vurulmaya çalışıldığını vurguladı.

Bildiride, “Bu çerçevede, kamuoyunun görüşlerine açılan taslak metni kategorik olarak reddediyor ve bahse konu metnin, azınlık nezdinde kabul görmeyeceğini ilan ediyoruz.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Kararname taslağı

Yunanistan Parlamentosunda 9 Mart’ta onaylanan müftülüklerin yetkileri ve idari yapılanmasına yönelik kanun kapsamında hazırlanan cumhurbaşkanlığı kararname tasarısı, istişare edilmek üzere kısa bir süre önce kamuoyuna açıklanmıştı.

Kararname tasarısına göre müftülerin yetkisindeki evlenme, boşanma ve aile hukukuyla ilgili usul ve esaslar değiştirilmek isteniyor.

Tasarının istişare süresi 30 Eylül’de sona erecek.

Yunanistan Türk azınlığın üzerindeki baskısını arttırıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Selanik Tek Hakimli Ceza Mahkemesi, bir cenaze töreninde “resmi makamı gasbetmek ve dini töreni engellemek” suçlamasıyla yargılanan seçilmiş müftü Ahmet Mete ve Mete’ye yardımcı olduğu gerekçesiyle yargılanan Gökçepınar imamı Erkan Azizoğlu 7’şer ay hapis cezalarına çarptırıldı. Mete ve Azizoğlu’na 3 yıl içerisinde suç işlemeleri durumunda hapis cezası uygulanacak.

Mete, duruşma sonrasında AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Bir cenazeden dolayı bu cezayı verdiler. Kararı temyiz ettik. Haklı olduğumuza inanıyoruz. Biz adalete, Yunan adaletine güveniyoruz.” dedi.

Mete geçen yıl, Yunan ordusunda askerlik görevini yaparken kaza sonucu hayatını kaybeden bir askerin cenaze töreninde, atanmış müftünün yerine geçmiş ve cenaze namazını kaldırmıştı. Savcılık, Mete’yi, devletin atadığı resmi müftünün bulunduğu bir törende cenaze namazını kıldırdığı için, “resmi makamı gasbetmek” ve “dini töreni engellemekle” suçlamıştı.

İskeçe savcılığı, geçtiğimiz yıl Yunan ordusunda askerlik görevini yaparken kaza sonucu hayatını kaybeden bir askerin köyü Gökçepınar’da düzenlenen cenaze törenine katılan Mete hakkında dava açmıştı. İddianamede, Mete’yi, devletin atadığı resmi müftünün bulunduğu bir törende cenaze namazını kıldırdığı için, “resmi makamı gasbetmek” ve “dini töreni engellemekle” suçlamıştı.

Yunanistan’da, daha önce de makam gaspı suçlamasıyla yargılanan merhum İskeçe seçilmiş müftüsü Mehmet Emin Aga ve Gümülcine seçilmiş müftüsü İbrahim Şerif, çeşitli hapis cezalarına çarptırılmışlardı.

Defalarca fanatik grupların saldırısına uğrayan müftü Aga, aylarca hapis cezasına mahkum edilmiş, 6 ay Larisa cezaevinde kaldıktan sonra sağlık nedenleriyle salıverilmişti. Gümülcine’deki Müslüman Türk halkı tarafından müftü seçilen İbrahim Şerif de “resmi makamı gasp” suçlamasıyla hakkında açılan çok sayıda davadan mahkum edilmişti. Şerif, başvurduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından haklı bulunmuş ve Yunanistan para cezasına mahkum edilmişti.

Yunanistan’da, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığın dini liderleri, müftüler ve azınlığa ait vakıfların idare heyetleri devlet tarafından yapılan atama yoluyla belirleniyor. Türk azınlık ise bu uygulamalara karşı çıkarak kendilerinin seçtiği müftülerin görev yapmasını istiyor.

Yunanistan’da cenaze namazını kıldıran müftüye 7 ay hapis cezası verildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

7-10 Mart 2017 tarihlerinde Avrupa Konseyi, Bakanlar Komitesi’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM)’nin kararlarının uygulanmasını denetlemesi görevi çerçevesinde yılın ilk toplantısını gerçekleştirdi. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 7 Mart 2017 tarihli 1280’inci toplantısında gerçekleştirdiği inceleme neticesinde aldığı karar ile Batı Trakya Türklerinin dernek kurma özgürlüğünün ihlal edilmesine ilişkin üç AİHM kararının uygulanması konusunda herhangi bir sonuç elde edilmemesi nedeniyle Yunanistan’ı eleştirdi. Konsey, Eylül 2017’de yapılacak incelemeye dek somut bir ilerleme sağlanamaması halinde Yunanistan hakkında ara karar hazırlanmasına karar verdi.

Bakanlar Komitesi Yunanistan’dan üç derneğin davalarının yeniden esastan görüşülmesine izin verecek şekilde yasama adımları atmasını istedi

AİHM, Ekim 2007 tarihli ilk kararında Meriç İli Azınlık Gençlik Derneği davasında(Bekir Usta ve diğerleri davası) Atina’nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin dernek kurma ve toplantı özgürlüğüyle ilgili 11. maddesini ihlal ettiğine karar vermişti. 27 Mart 2008 tarihinde ise AİHM, isminde geçen “Türk” kelimesi nedeni ile kapatılan İskeçe Türk Birliği davası(İskeçe Türk Birliği ve diğerleri davası) ve kurulmasına izin verilmeyen Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği davasında(Emin ve diğerleri davası) Yunanistan’ın örgütlenme ve dernek kurma hakkını ihlal ettiği hükmüne varmıştı.

2008 yılından bu yana Batı Trakya Türklerinin dernek kurma özgürlüğüne ilişkin üç AİHM kararının Yunanistan tarafından uygulanması konusunu Bekir Usta grubu davaları adı altında takip eden Bakanlar Komitesi, Yunanistan’ın AİHM kararlarını ısrarla uygulamaması nedeniyle Haziran 2014’te ara karar kabul ederek Yunan makamlarından AİHM kararlarının uygulanmasına ilişkin somut bir takvim sunmasını talep etmişti.

7 Mart tarihli son incelemede Bakanlar Komitesi, Bekir Usta grubu davalarına ilişkin son gelişmeleri görüştü. İnceleme neticesinde aldığı kararda Bakanlar Komitesi, Yunanistan’da AİHM kararlarının uygulanmasına amacıyla yeni bir mekanizma oluşturulmasını ilgi ile not ettiğini belirtti. Ancak bununla birlikte Bakanlar Komitesi, Mart 2016’daki son incelemeden bu yana Bekir Usta grubu davaları ile ilgili daha önce not edilen bireysel önlemlere ilişkin olarak herhangi bir sonuç elde edilmemesi nedeniyle Yunanistan’ı eleştirdi.

Üç davada da AİHM kararlarının ardından geçen süreyi göz önünde bulunduran Bakanlar Komitesi, Yunan makamlarından oluşturulan yeni mekanizma kapsamında davaların yeniden görüşülmesi ya da derneklerin kayıt edilmesi için ilgili prosedürün değiştirilmesini sağlayacak şekilde Yunanistan’dan yasama önlemleri almasını istedi. Bakanlar Komitesi, Yunan makamlarından davaların yeniden esastan görüşülmesine izin verecek şekilde adım atmasını talep etti.

Yunanistan AİHM kararlarını uygulamıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.