Yunanistan Türk azınlığı sindirme politikalarına devam ediyor

Yunanistan Türk azınlığa baskı uygulamayı sürdürüyor. Yunan hükümeti yine bir skandala imza attı. Uluslararası hukuk ve AİHM kararlarını yok saydı. Türk kelimesi geçen isimlerle dernek kurulmasının yasaklanmasına karar verdi. Yunanistan’ın uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayarak verdiği bu karara Batı Trakya Türkleri tepki gösterdi ve cuma günü gösteri düzenlenmesi kararlaştırıldı. Öte yandan Batı Trakya’da, İskeçe Türk Birliği’nin (İTB), “Yunan mahkemelerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına adaptasyonu”na yönelik yasal düzenlemenin ardından resmi statüsünün iadesi için açtığı dava da Yunanistan Yüksek Mahkemesince reddedildi. İTB’nin resmiyetinin yeniden tescil edilmesine yönelik 38 yıldır sürdürdüğü ve AİHM tarafından haklı görülen hukuk mücadelesine Yunan mahkemelerinden olumlu cevap gelmemesi, demokrasi ve azınlık hakları kavramlarıyla bağdaşmıyor.

Türk azınlığın kurduğu dernekler kapatıldı

1983 yılında Batı Trakya’da, İTB isminin içinde Türk kelimesi geçtiği için kapatılmıştı. İTB, bu kararın ardından 2005’te konuyu AİHM’e taşımıştı. Dava 2008’de karara bağlandı. AİHM, Türk azınlığa ait derneklerin kapatılmasıyla “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin örgütlenme hakkıyla ilgili 11. maddesinin ihlal edildiği” görüşüne vardı ve Yunanistan’ı mahkum etti. Ancak İTB,’nin AİHM kararına dayanarak, resmi statüsünün iadesi için açtığı dava Yunan mahkemelerince reddedildi. Yunan mahkemelerinin, AİHM kararlarına adaptasyonuna yönelik yasal düzenleme, muhalefet partilerinin itirazı üzerine “Milli güvenlik söz konusu olduğunda, karar uygulanmayabilir.” ifadesi eklendi ve 2017’de Yunan Parlamentosunda onaylanmıştı. Yunanistan, Batı Trakya’daki Türk azınlığın kurduğu bazı dernekleri, Türklerin etnik azınlık olduğu görüşünü savunmak amacıyla kurulduğu iddiasıyla faaliyetlerine izin vermedi ve kapattı. AİHM ise Yunanistan’ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) toplanma ve örgütlenme özgürlüğüne ilişkin 11. maddesini ihlal ettiğine hükmetti. Mahkeme, derneklerin kuruluş amaçlarının Yunanistan’da etnik azınlık olduğu görünüşünü savunmak olduğunu söyledi. Böyle olsa bile bu durumun demokratik toplum için tehdit olarak nitelendirilemeyeceği kanaatine vardı.

Yunanlı ırkçılar Türkçe kelimeden rahatsız oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

“Ödev karşısında şaşkına döndük”

Mektup, FÖTEV Başkanı Aysun Aydemir ve Başkan Yardımcısı Ali Sak imzasıyla yayımlandı. “Ne yazık ki sadece biz değil, diğer eyaletlerden de birçok Türk kökenli ebeveyn, Siegburg Alleestrassee okulundaki bir öğretmenin öğrencilere yazılı olarak yanıtlamaları için sunduğu aşırı önyargılı ve klişelerle dolu bir ödev karşısında şaşkına dönmüş bulunuyoruz. Burada söz konusu Türk ailenin kızlarını rızası olmadan evlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda yasa dışı şekilde sosyal avantaj elde etmek amacıyla hileye başvurdukları, yani ‘parazit’ oldukları vurgulanmak isteniyor. Bu tür eğitim metodu, özellikle de aşırı sağ popülistlerin kelime dağarcığını besler ve bu tür basma kalıp önyargıların öğrencilerin zihninde kalıcı olmasına yardımcı olur ve tüm Türk kökenli ailelerle ilişkilendirilmesine de yol açar.”

“Irkçı olayla ilgili açıklama istiyoruz”

Federasyonun gönderdiği mektupta, KRV Eğitim Bakanlığı’na yönelik soruların yer aldı. “Bu cümlelerin kullanıldığı bağlam ne olursa olsun, çeşitliliğe ve bireylerin karşılıklı saygılarına dayalı toplumlarda yeri olmayan önyargıları ve klişeleri pekiştirdiği gerçeğini değiştirmez. Gerçek şu ki kullanılan kelime dağarcığı uygun olmayan tepkileri tetiklemek için fazlasıyla yeterlidir. Velilerimizin de yoğun ilgisine istinaden bakanlığımızdan konuyla ilgili yazılı açıklama talep ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Almanya’da Türklere yönelik ırkçılık tırmanıyor

Geçtiğimiz hafta  Almanya‘da yaşayan 17 yaşındaki Dilan Sözeri de ırkçı saldırıya uğradı. Sözeri, sosyal medya hesabından video yayınladı ve başından geçenleri anlattı. Hastane odasında çektiği videoda yabancı olduğu için saldırıya uğradığını söyledi. Irkçı saldırganların kendisine “pis yabancı” ve “geldiğin yere geri git” diyerek hakaret ettiğini belirtti. Birçok kez kafasına vurulduğunu dile getirdi. Sözeri, beyin travması yaşadığını ifade etti. Öte yandan saldırıya uğradığı istasyonun kalabalık olmasına rağmen kimsenin kendisine yardım etmediğini anlatırken gözyaşlarına boğuldu.

Alman öğretmen Türklere yönelik ırkçı ödev istedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Avrupa ülkelerinde son zamanlarda Türklere yönelik ırkçılık ve İslam düşmanlığı hız kesmeden artmaya devam ediyor. Özellikle sözde “hukuk devleti” olarak bilinen Almanya, konu Türklere yönelik ırkçılık olduğunda diğer ülkeleri solluyor. Almanya‘da yaşayan Müslüman Türkler ırkçı saldırılara maruz kalıyor. Evleri kundaklanıyor. İşyerleri talan ediliyor. İbadet yerlerine ırkçı saldırılar düzenleniyor. Ülkedeki ırkçılar Türkleri darbediyor hatta bu durum bazen felaketle sonuçlanıyor ve Türkler katlediliyor. Nitekim 2020 yılında yaşanan Hanau katliamı bu durumu açık bir şekilde ortaya koyuyor.  Almanya’nın Hanau kentinde 19 Şubat 2020 tarihinde ırkçı terörist Tobias Rathjen,  şehir merkezinde Türklerin bulunduğu iki kafeye saldırı düzenlemişti. Irkçı terör saldırısında, aralarında 4 Türk’ün de bulunduğu 9 kişi hayatını kaybetmişti. Özel harekat timinin düzenlediği operasyonda, saldırıyı gerçekleştiren 43 yaşındaki ırkçı terörist Tobias Rathjen ve 72 yaşındaki annesi evlerinde ölü bulunmuştu. Irkçı saldırı hâlâ aydınlatılamadı. Hanau katliamı Almanya’da yaşanan ırkçı saldırılardan yalnızca biri.

Türkler saldırılara maruz kalıyor

Yine 2020’de iki Neonazi Berlin’de Türklerin otomobillerini kundakladı. Polisin ise iki ırkçıyı 4 yıl boyunca izlediği ortaya çıktı. Bu süre boyunca 20’si kundaklama olmak üzere 72 suç işlediler. Nisan 2021’de Bonn kentindeki Türk İşçileri Derneği Spor Kulübü tesislerinin duvarlarına İslam karşıtı ve ırkçı söylemler içeren yazılar yazıldı. Mayıs 2021’de Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde Türklere ait olan bir süpermarket kundaklandı.  Köln Havalimanı’nda bazı ülkelerin bayraklarının üzerine “sanat çalışması” adı altında çizimler yapıldı. Türk Bayrağı‘nın üzerine de çıplak kadınlar çizildi. Ekim 2021’de Solingen’de bir Türk’ün kaldığı apartman dairesinin balkonuna molotofkokteyli atıldı. Seçim döneminde Türk adaylar tehdit edildi ve saldırılara maruz kaldılar. Temmuz 2021’de Lübeck kentinde 2 Alman, Türk bir baba ile 4 ve 8 yaşlarındaki çocuklarına biber gazıyla saldırdı. Gazdan etkilenen aile hastanelik oldu. Irkçılar ise serbest bırakıldı. Öte yandan Almanya’daki ırkçılık futbola bile taşındı. 2019 yılında Almanya’da Regionalliga’daki Altona 93’de forma giyen Türk futbolcu Trabzonlu Furkan Aydın, Türkiye A Milli Takımı’nın, Fransa karşısında attığı golden sonra oyuncuların asker selamı verdiği fotoğrafı sosyal medya hesabında paylaşınca takımdan kovuldu. Mesut Özil, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la fotoğraf çektirdiği için Almanya’da sözlü olarak linç edildi.

Türklere yönelik saldırılar sebepsiz değil

Almanya’da hemen her milletten milyonlarca işçi ve sığınmacı gibi yabancı varken, saldırıların özellikle Türklere karşı yoğunlaşması sebepsiz değil. Çünkü Türkler Müslüman. Neredeyse her gün camilere düzenlenen saldırılardan da bu durum net bir şekilde anlaşılıyor. Nitekim daha yeni Kasım 2021’de ırkçılar DİTİB’e bağlı Köln Merkez Camii’ne kundaklama girişiminde bulundu. Aralık 2021’de Bochum kentinde bir ırkçı, DİTİB’e bağlı Merkez Camisinin parkındaki bir aracı kundakladı. DİTİB’e bağlı Eving Selimiye Camii’nin kapısına domuz başı asıldı. Türklerin yaşadığı sıkıntılar sadece bunlarla da sınırlı değil. Müslüman ve Türk ailelerin çocukları sudan sebeplerle ailelerinden koparılıyor. 1995 yılından beri 700 bin civarında çocuk, sözde koruma altına alınıp Alman ve Hristiyan ailelere verildi. Türk ve Müslüman kimliği unutturulmaya çalışılan çocukların sayısı ise 100 bini aştı. Çocukların Türkçe konuşmaları yasaklanıyor. Yurda verilenler ise türlü işkencelere maruz kalıyor.

Almanya’da 24 binden fazla aşırı sağcı bulunuyor

Almanya, ırkçılık suçunda sicili en kabarık ülkelerden. Saldırılar, özellikle NSU terör örgütü ile daha da artmış durumda. 2010’lu yıllardan itibaren saldırılar tırmanırken en önemli kırılmalardan biri de 2016 yılında yaşandı. Almanya İçişleri Bakanlığı 2016’da sadece mültecilere karşı 31 bin ırkçı saldırı gerçekleştirildiğini açıkladı. 23 bin 555 suç ile rekor kıran aşırı sağcılar, 2017’de 20 bin 520, 2018’de ise 19 bin 105 suç işledi. Rakamlar bu denli yükselirken, Alman Hükümeti ise hiçbir önlem almadı. 2019 yılında ülkede yaklaşık 23 bin ırkçı saldırı gerçekleşti. Anayasayı Koruma Örgütü’nün verilerine göre 13 bini şiddet yanlısı olmak üzere, Almanya’da 24 binden fazla aşırı sağcı bulunuyor. Devletin ülkedeki ırkçılığa yönelik hiçbir adım atmaması ne yazık ki saldırıları daha da şiddetlendiriyor.

Almanya’da Türk olmak: Irkçılığa maruz kalıyorlar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Almanya‘da kimliği belirsiz kişiler, Türklerin yaşadığı daireye molotofkokteyli atarak saldırmıştı. Mahkeme saldıranları “çocuk” oldukları gerekçesiyle serbest bıraktı. Sibel İşini, 20 Ekim gecesinde dairelerine yapılan ve elinden yaralanmasına sebep olan saldırıya ilişkin, saldırının tekrarlamasından korktuğu ifadesini verdi. O geceden beri uyumadığını ve çocuklarını korumak amacıyla balkonda nöbet tuttuğunu belirtti. İşini, olaydan sonra evlerinin yakınında üzerine kalemle gamalı haç çizilen bir maske bulunduğunu ifade etti. Almanya’da Türklerin saldırıya maruz kalması, bulunan maskeyi de kendilerine yönelik kundaklama olarak düşünmelerine sebep oldu.

Almanya’da Türklerin yaşadığı eve ırkçı saldırı

Bırakılan maskenin olayla bağlantılı olabileceğini düşünen İşini, üç çocuğu ile yaşadığını vurgulayarak, “Gece mutfağı salona bağlayan kapının yanında oturuyordum. Balkona içinde yanıcı madde bulunan şişe attılar. Birden ateş topu oluştu, kendimi yere attım. Bağırarak çocukları uyandırdım. Oğlumla birlikte yangını söndürürken elim yaralandı. Daha kötüsü de olabilirdi, yarım saat önce ben de balkondaydım. Dahası, olay gecesinden beri uykusuzum, psikolojim bozuk, çocuklarıma bir şey olur diye sürekli kontrol ediyorum. Bu saldırganlar cama taş atmadılar, molotofkokteyli attılar. Bizi öldürme teşebbüsünde bulundular, ışığım yandığı halde saldırdılar, tesadüf olduğunu söylüyorlar. Yani burada tesadüf hep Türkleri mi buluyor, ben bunu anlamadım” açıklamalarını yaptı. Türklere yapılan bu ırkçı saldırı sonucu yine sonuçsuz kaldı.

Almanya’da Türklerin oturduğu eve molotofkokteyli atanlar serbest bırakıldı

Türklerin yaşadığı dairenin sahibi İşini, olayın etkisinden kurtulamadığının ve geceleri balkonda nöbet tuttuğunu vurguladı. Bu ülkede yaşamalarına rağmen olay sonrası birçok Türk yetkilinin ziyaretlerine geldiğini ancak hiçbir Alman yetkilinin kendilerini ziyaret etmediğini belirtti. Ayrıca, Sibel İşini’nin çocukları Kubilay, Selim ve Dilara ise saldırıdan dolayı psikolojik sorunlar yaşadıklarını ve geceleri uyuma zorluğu çektiklerinin de altını çizdi.

Almanya’da Türklerin evine saldırı düzenleyenler suçlu bulunmadı

Ailenin avukatı Fatih Zingal, saldırganlardan 14 yaşında bir kişiyle 13 yaşındaki bir çocuğun yakalandığını açıkladı. Bu kişilerin olayı gerçekleştirdikleri halde yaşları küçük olduğu gerekçesiyle serbest bırakıldıklarını ifade etti. Zingal, Solingen şehrinde 29  1993’te Mevlüde ve Durmuş Genç ailesinin evinin ırkçılar tarafından kundaklandığını hatırlattı. 5 kişinin hayatını kaybettiği bu olayda da suçu işleyenler, yaşları küçük olduğu gerekçesiyle az ceza almıştı. Şimdi ise bu kişilerin cezalarını çekerek toplum içinde hayatlarını sürdürdüklerini kaydetti.

Almanya’da Türklerin oturduğu eve saldıranlar serbest bırakıldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Almanya’nın Hessen eyaletindeki okullarda Türkçe seçmeli derslerden çıkarıldı. Türkçe dersinin müfredat dışı bırakılması büyük tepkiye neden oldu. Hessen eyaleti Türk Dernekleri İnisiyatif Platformu, Türkçe’nin müfredattan çıkarılmasıyla ilgili açık mektup yayımladı. Mektupta, Hessen eyaletinde Türk  nüfusun yoğun olduğu söylendi. Buna rağmen Türk dilinin ve Türk toplumunun yok sayıldığı ve bu durumun kabul edilemeyeceği belirtildi. Hessen Eyalet Meclis Başkanı, Hessen Eyalet Başbakanı ve tüm partilerin Meclis grup başkanlarına hitaben yazılan açık mektupta, okullardaki diğer yabancı dil seçeneklerinin çoğaltılmasının desteklendiğini ifade etti. Fakat bu diller arasında Türkçe’nin bulunmamasının asla kabul edilemez olduğunu söyledi. “Türkçe’ye yer verilmemesinden dolayı derin üzüntü içindeyiz ve Hessen hükümeti tarafından Türk dilinin ve Türk toplumunun görmezden gelinmesi ve dışlanmasına karşı da öfkeliyiz. Eyaletteki okul müfredatında Hessen hükümetinin bu aşağılayıcı tutumu Türkiye kökenli vatandaşların Hessen eyaletine olan duygusal bağlarına zarar vermektedir ve derin yaralar açmaktadır. Hessen’deki en büyük göçmen grup olan Türklerin uyum politikası bahanesiyle dışlanması kabul edilemez.”

Almanya’nın Hessen eyaletinde yaklaşık 400 bin Türk yaşıyor

Almanya’nın Hessen eyaletinde yaklaşık 400 bin Türk kökenli vatandaş yaşıyor. Yayımlanan açık mektupta da bu konuya değinilerek tam olarak da bu nedenle Türkçe‘nin yok sayılamayacağının altı çizildi. Konuyla ilgili olan yetkililerden bir an önce bu hatanın düzeltilmesi talep edildi. Mektupta, Hessen eyaletinde en çok konuşulan yabancı dilin Türkçe olduğu ifade edildi. Elektronik posta yoluyla Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere hükümet yetkililerine konuyla ilgili tepkilerin ulaştırılması istendi.

Almanya’nın Türk düşmanlığı yeni değil

Almanya’da Türkiye düşmanlığı her geçen gün giderek atıyor. Terör örgütü PKK ve FETÖ’cü üyelere ev sahipliği yapan Almanya, teröristlerin argümanlarıyla Türkiye’yi de hedef alıyor. Alman devlet kanalı ZDF’ye bağlı çocuk kanalı olan “ZDF logo!”da Türkiye aleyhine propaganda yapılmıştı. Her fırsatta Türkiye’yi hedef alan Alman basını çocuklar üzerinden karalama kampanyası yürütmüştü. Alman devlet kanalı ZDF’ye bağlı çocuk kanalı olan “ZDF logo!” Türkiye aleyhinde FETÖ kaynaklı bilgilerle animasyonlar hazırlanmıştı. Küçük yaşta ırkçı olarak işlenen çocuklara Türkiye’de sözde basın özgürlüğü olmadığı, İstanbul sözleşmesi kaldırılarak kadınlara şiddet uygulandığı iddia edilmişti. Türkiye aleyhinde hazırlanan videolarda hemen hemen her dönem Alman basınında gündeme gelen basın özgürlüğü saldırganlığı yer alıyordu. “Türkiye’de gazetecilerle nasıl başa çıkılıyor?”, “Türkiye’de basın özgürlüğü ayaklar altına alınıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhinde çıkan açıklamalar doğrultusunda bazı yayın organlarını ya da gazetecileri kısıtlama peşinde. Gazeteciler hapse atılıyor. Hapse atılma gerekçeleri yasaklanmış örgütler adına propaganda yapmalarıyla suçlanıyorlar. Çoğu kişi de bunun yalan olduğunu söylüyor.” gibi gerçekleri yansıtmayan içerikler yayımlanmıştı.

Almanya’nın Hessen eyaletindeki okullarda, “Türkçe” seçmeli derslerden çıkarıldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Almanya'da Türk düşmanlığının sonu gelmiyor:

Kuzey Ren Vestfalya eyaletine bağlı Gelsenkirchen kentinde, Türklere ait olan bir süpermarket kundaklandı.

Irkçı saldırgan maddi hasara neden oldu. pic.twitter.com/kfZ5wSEdim

— Yekvücut (@yekvucutcom) May 20, 2021

Almanya’da Türklere ait bir süpermarket kundaklandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Almanya’da Türk futbol kulüplerine yönelik ırkçılıktaki artışlar devam ediyor. Buna göre Türkiye kökenlilerin yoğun olarak yaşadığı ve Türk kulüp sayısının yüksek olduğu Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde Arnsberg bölgesel amatör liginde mücadele eden Türkiyemspor Neheim-Hüsten ve FC Neheim- Erlenbruch ile Münih’te bulunan üçüncü Bundesliga ekiplerinden Türkgücü Münih, ırkçı hakaretlere maruz kaldı. FSV Zwickau takımı taraftarları yapılacak maç öncesi stat önünde Münih Türkgücü’ne yönelik, “Çok net söylüyoruz: Türkgücü hoş gelmiyor. Ne Zwickau’ya ne de başka bir Alman stadına!” yazılı bir pankart açtı. Camia Haber, ırkçılık mağduru kulüplerin yöneticileri ile görüştü.

FC Neheim-Erlenbruch takımı FC Balve/Garbeck deplasmanında “Döner adamlar, geldiğiniz yere gidin” diye ırkçılığa uğradı. Takım antrenörü Hassan Ghulmi, rakip takımın taraftarlarının maçın ilk dakikasından itibaren hakaret etmeye başladıklarını belirtti. “Döner satmaya gidin, döner gol atmaz. Türkiye’ye geri dönün, burada ne işiniz var.” gibi ırkçı saldırılarda bulunduklarını ifade etti. Maçtan sonra üzerlerine gelip, yine aynı hakretleri tekrarladıklarını belirten Ghulmi, kendilerine neden böyle yaptıklarını sorduklarını fakat durumu aynı şekilde devam ettiğini, hatta küfrettiklerini ifade etti. Antrenör Ghulmi, bunun ardından konuşmanın fayda vermeyeceğini anlayıp, olay yerinden uzaklaştıklarını söyledi.

SSV Sundern-Stockum deplasmanında mücadele eden Türkiyemspor Neheim’ın siyahi oyuncusu Mohammed Bethe’ye ise tribünlerden maymun sesi yapılarak hakaret edildi. Türkiyemspor Başkanı Sinan Arapoğlu, “Türk takımlarına zaten her zaman provokasyonlar oluyor. Bunlara alışmış durumdayız.” diye kaydetti. Burada ise durumun farklı olduğunu, maç sonu soyunma odasına giderken, siyahi oyuncularına yönelik maymun taklidi yapıldığını belirten Arapoğlu, “Siyahi oyuncumuza maymun taklidi yaparlarken gördük. Oyuncularımız çok üzüldü. Onu öyle görünce gerekeni yaptık. Kavga başlatmadan hakeme gittik, durumu anlattık. Futbol Federasyonu’na mektup yolladık.” diye konuştu.

Yaşanan olaydan sonra kendilerine destek çıkanların olduğunu ve bu durumdan memnuniyet duyduklarını da belirten Başkan Arapoğlu, ayrıca bir Sosyal Demokrat Partisi (SPD) milletvekilinin de kendilerini arayıp, üzüntüsünü belirttiğini ifade etti.

Türkiyemspor Eski Başkanı Yüksel Kılıçarslan da, “Takımımızdaki siyahi oyuncumuz son dakikada gol attı ve maç berabere bitti. Soyunma odamız karşı taraftarların bulunduğu yere yakındı. Oraya rakip takımın taraftarları, oyuncuları ve antrenörleri birikmişti. Siyahi oyuncumuza yönelik maymun sesleri çıkardılar. Şok olduk.” diye konuştu. Takım arkadaşlarının siyahi futbolcuya sahip çıktıklarını da belirten Kılıçarslan, “Futbol Federasyonu’ndan da bize ‘Biz bu durumu kabul etmiyoruz.’ diye bir destek mesajı geldi.” diye belirtti.

Irkçılığa maruz kalan futbolcular da bir araya gelerek, sosyal medyada bir paylaşımda bulundu. Büyük beğeni toplayan paylaşımda, “Biz ırkçılığa hayır diyoruz. Din, ırk ve ten rengi bizim için önemsiz. Biz büyük bir aileyiz” ifadeleri yer aldı.

Almanya’da Türk futbol kulüpleri ırkçılığa maruz kaldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Ancak Yunanistan bu hakları görmezden gelerek Türk azınlığı mağdur ediyor, insan haklarını da çiğniyor.

Son olarak Yunan hükümeti, medreseleri özellikle Gümülcine Medresesi’ni mutlak kontrolü altına almak için bir kararname çıkardı.

Bu çerçevede medreselerde karar verme organı olan Encümen Heyeti Başkanlarını bizzat Yunan makamları atayacak.

Hatta medreselerdeki eğitim kadrosunu da Atina belirleyecek.

Öğretmenler görevden alındı

Gümülcine Medresesi’nin tüm öğretmenlerinin 31 Ağustos tarihi itibari ile görevden alındığı açıklandı.

Söz konusu Milli Eğitim Bakanlığı kararnamesi ile biri İskeçe’de, diğeri Gümülcine’de olan iki medrese Yunan devlet okulu gibi idare edilecek.

Yunanistan’ın bu keyfi kararı Lozan Antlaşması ile garanti altına alınan azınlık haklarının açık ihlali demek.

1923 Lozan Antlaşması’na göre Yunanistan, Batı Trakya’daki Türk azınlık okullarının yönetim ve eğitim kadrosuna müdahale etme hakkına sahip değil.

Yunanistan keyfi kararlarla yıllardır azınlık okullarında baskıyı artırarak, buralara olan talebi azaltıyor.

2011’den itibaren Türk azınlığa ait onlarca ilkokul,, öğrenci yetersizliği nedeniyle ya kapatıldı ya da başka okullarla birleştirildi.

Yeni azınlık okullarının açılmasına ise izin verilmiyor.

Geçen yıl İskeçe Medresesi’nde 70 öğrenci eğitim alırken, Gümülcine’deki öğrenci sayısı 550 idi.

Yunanistan medreseleri Yunan okulu gibi idare edecek yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Milletvekilliğinin yanı sıra, Brüksel’in merkezindeki Saint-Josse-ten-Noode belediye başkanlığını da yürüten Kır, Aralık ayı başında AB kurumlarının daveti üzerine Belçika’ya gelen bir grup Türk belediye başkanı ile yaptığı görüşme nedeniyle eleştirilerin hedefi olmuştu.

AB kurumları tarafından davet edilen CHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile MHP’li Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı, AKP’li Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir, AKP’li Şırnak Belediye Başkanı Mehmet Yarka, MHP’li Kütahya Belediye Başkanı Prof. Dr. Alim Işık, Emir Kır’ı makamında ziyaret ettiler.

Kır, ziyaret sırasında çekilen bir fotoğrafı, sosyal medya hesabından paylaştı. Fotoğrafta MHP’li Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı ile Kütahya Belediye Başkanı Prof. Dr. Alim Işık’ın da yer alması, Kır’ın mensubu olduğu PS’de rahatsızlık yarattı.

Belçika’da Sosyalist Parti, MHP’li belediye başkanları ile görüştüğü gerekçesiyle Emir Kır’ı ihraç etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.