Avrupa Birliği’nde demokrasi ve ifade özgürlüğünün Türkler için geçerli olmadığını savını güçlendiren bir gelişme daha İsveç’te yaşandı.  Farklı Renkler Partisi’ni kuran Türk kökenli siyasetçi Mikail Yüksel, İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlediği toplantıda Batı medyasının maskesini düşürdü.

Türkiye düşmanları rahatsız

Mikail Yüksel, partisinin adının İsveç kamuoyunda duyulmasının ardından özellikle aşırı sağcı basının hedefi haline geldiğini söyledi. Yüksel, “Müslüman ve Türk kimliğimden dolayı aşırı sağcı ve ırkçı görüşte olanlar, Türkiye karşıtları benden rahatsız oldu” dedi.

Hakaret ediyorlar

Yüksel, aşırı sağcı medyada kendisi hakkında birçok olumsuz haber yapıldığını belirtti. Yüksel, “sosyal medyada birçok ırkçı görüşlü kişi tarafından yazılı ve sözlü hakarete uğradım.” dedi.

İslamofobi suç sayılsın

Partisinin İsveç Yüksek Seçim Kuruluna yaptığı seçime katılma başvurusunun oylandığını vurgulayan Yüksel, “İlk hedefimiz önümüzdeki dönem genel ve yerel seçimlere katılmak. İslamofobi’nin suç sayılmasını istiyoruz. Müslümanların azınlık olarak anayasada tanınmasını istiyoruz” dedi.

İhraç edildim

Yüksel, Türkiye karşıtlarının ülke siyasetinde kolayca yer bulabildiğini söyleyerek, şunları anlattı:”İsveç’te 9 Eylül 2018’de yapılan genel seçimler için Liberal Merkez Partisi’nden Göteborg kenti birinci sıra milletvekili adayıydım. Seçimler öncesi Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde konuşmadığım gerekçesiyle partiden ihraç edildim.”

Erdoğan’ı eleştirmedi diye ihraç etmişler yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunanistan’ın Selanik kentinin farklı noktalarında diplomatik görevli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ait park halindeki iki araç sabah saatlerinde kimliği belirsiz kişilerce yakıldı. Yunanistan emniyeti ve itfaiye teşkilatı olayla ilgili soruşturma başlattı.

Türk araçlarına yönelik kundaklama olayını kınayan Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada “Selanik’te bugün gerçekleşen ve Türk Başkonsolosluğu görevlisi ile Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankasının Türk çalışanının araçlarına yönelik kundaklamaları en sert şekilde kınıyoruz.” ifadelerine yer verildi.

“Kabul edilemez ve sorumsuzca” denilen saldırıların amacına ulaşamayacağını belirten Dışişleri Bakanlığı, Yunan makamlarının saldırıların sorumlularını adalet önüne getireceğini ifade etti.

Türkiye’nin Selanik Ticaret Ataşesi Serkan Buralı’ya ait diplomatik plakalı araç, kent merkezinde Buralı’nın evinin önünde kundaklandı.

Kısa süre sonra ise yaklaşık 1 kilometre uzaklıktaki bir noktada kentteki uluslararası bir kuruluşta çalışan bir Türk’e ait aracın üzerine benzin dökülerek yakıldı.

Yunanistan’da Türk diplomatların araçlarına saldırı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Mayıs ayında Schaffhausen Polisi kamu huzurunu kaçırma iddiasıyla “Allahu Ekber” sözlerine para cezası kesti. Gerekçe ise, 22 yaşındaki Müslüman bir gencin “Allahu Ekber” kelimelerini sesli bir şekilde söylemesiydi.

Genç, “Bunlar çok sıradan ifadeler, bu kelimeleri sürekli ve hiçbir art niyet olmadan kullanıyoruz.” dedi. Orhan E.’ye 210 İsviçre Frank’ı para cezası verildi. “‘Allahu Ekber’ bizim sürekli kullandığımız bir ifadedir. Ancak kadın polis memuru böyle düşünmüyor. Schaffhausen’de Türk Kültür Derneği’nin önünde Türkçe sohbet ediyorduk. Ancak kültür derneğinin hemen yanında Schaffhausen şehrinin polis merkezi bulunuyor. Biz sohbet ederken kadın memur aniden beni yanına çağırdı ve bu ifadelerle ne demek istediğimi sordu. Bu kelimelerin hiçbir kötü anlamı olmadığını açıkladım. ‘Biz selamlaşmak için de Allahu Ekber kullanırız. İki cümlemizden birisi Allahu Ekberdir. Mesela ‘Hava ne güzel, Allahu Ekber’ deriz. Bununla olumlu olarak hissettiğimiz bir şeyi vurgulamak isteriz diye açıklamada bulundum.” dedi.

Orhan sözlerine, “Ancak bütün çaba ve açıklamalarım nafile kaldı. Kadın memur destek güçleri çağırdı. Birden silahlı polis memurları etrafımızı sardı. Elle üzerimi aradılar ve kimlik bilgilerimi kaydettikten sonra gitmemi söylediler.” diyerek devam etti. Genç adam, “İsviçre’de yaşayan bir genç olarak, bu olay apaçık bir ayrımcılık vakası. Para cezasını ödemeyecek olursam hapisle bile tehdit edildim.” dedi.

Schaffhausen şehir meclisi üyesi ve Sosyal ve Güvenlik Meseleleri Başkanı, Simon Stocker, polisin bu olayda hassas davrandığını polisin durumu bir selamlaşma olarak değil kamusal huzuru bozma olarak algılayıp rapor ettiğini belirtti.

İsviçre’de “Allahu Ekber” diyen Türk gencine para cezası verildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Alman ailenin hasta olduğu için ilaç verdiklerini, ardından da öldüğünü söyledikleri küçük çocuğun kesin ölüm nedeni, otopsiyle ortaya çıkacak.

Almanya’nın Kassel kentinde yaşayan Aleyna Taşkın’ın Gürsel Ivanov ile evliliğinden 2017 yılının Ocak ayında Savaş adını verdiği oğlu dünyaya geldi. Ancak Kassel Gençlik Merkezi (Jugendherberge) görevlileri, annenin bebeğine bakamadığını, bu nedenle gelişiminin tam olmadığını gerekçe göstererek minik Savaş’ı 3 aylıkken almak için işlem başlattı.

17 yaşında olan Aleyna Taşkın ve bebeği yurda yerleştirildi.

Yaklaşık 9 ay önce anne Aleyna Taşkın evine gönderildi, bebeği ise Kassel’e 100 kilometre mesafede yaşayan koruyucu bir Alman aileye verildi.

Aleyna Taşkın’ın babası Yasin Taşkın, Gençlik Merkezi yetkilileri ile görüşerek bebeğin kendilerine verilmesini talep etti. Ekonomik durumlarının iyi olduğunu ve Savaş bebeğe en iyi şartlarda bakabileceklerini söyleyen Yasin Taşkın, tüm girişimlerinden olumsuz yanıt aldı.

Bunun üzerine Aleyna Taşkın ve Gürsel İvanov ve dede Yasin Taşkın, ayda bir kere Alman ailenin yaşadığı yere giderek, Savaş bebeği görebildi.

Perşembe sabahı ise aileye bebeğin öldüğü haberi verildi. Aile hemen bebeği görmek için konulduğu morga gitti. Ancak, “Olaya savcılık el koydu” gerekçesiyle Savaş Taşkın, anne ve babasına gösterilmedi. Alman aile, yetkilere bebek hasta olduğu için Çarşamba günü doktora götürdüklerini, aynı gece çocuğa ilaç verdiklerini, sabaha karşı ise öldüğünü anlattı.

4 kişilik ailenin Savaş’tan başka 4 ya da 5 çocuğun daha bakımını üstlendiğini söyleyen dede Yasin Taşkın, “Torunumun tam ölüm nedenini bilmiyoruz. Alman aile telefonlarımızı açmıyor.” dedi.

Almanya’da “Annesi bakamıyor” diye aldıkları 1.5 yaşındaki Savaş koruyucu ailede öldü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransa’nın Tours şehrinde meydan gelen olayda, belediyede otobüs ve tramvay şoförü olarak çalışan Isparta nüfusuna kayıtlı 3 çocuk babası Ali Ünlü, park tartışması sonrası 4 kişinin saldırısına uğradı. Şehrin doğusundaki Atlentes Alışveriş Merkezi’nin önünde yaşanan olayda, genç adam aldığı darbelerle ağır yaralandı. Talihsiz adam daha sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

Olaydan sonra çalışma başlatan polis kavgaya karışan iki kişiyi yakaladı. Ancak diğer iki kişinin kaçtığı kaydedildi. Bazı Türk vatandaşları ise sosyal medyada yayınladıkları bir fotonun saldırganlardan birine ait olduğunu kaydederek paylaşılması çağrısında bulundu.

Belediye Başkan Yardımcısı’ndan Türk toplumuna başsağlığı

Saldırı ilgili Centre-Val de Loire Bölge Başkan Yardımcısı Muhammed Moulay da açıklama yaptı. “Başkan yardımcısı, bu kötü olayı öğrenmiş bulunuyorum. Ali Ünlü’nün ailesi, yakınları ve arkadaşları ile Touraine Türk toplumuna başsağlığı diliyorum.” İfadelerini kullandı.

Alışveriş merkezinin parkı daha önce de gündeme gelmişti

Türk vatandaşının da hayatını kaybettiği Atlentes alışveriş merkezinin park alanı daha önce de birçok kez kavgalara sahne olmuştu. Son olarak mayıs ayında 15 kişiden oluşan iki grup kavga etmiş açılan ateşte bir kişi başından ağır yaralanmıştı.

Fransa’da otopark yüzünden 3 çocuk babası Türk vatandaşı öldürüldü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsveç’te 9 Eylül’de yapılacak genel ve yerel seçimlere sayılı günler kala Türk kökenli politikacı Yüksel, sağ Liberal Merkez Partisi’nden ihraç edildi.

Göteborg birinci sıra milletvekili adayı olan Yüksel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Türkiye aleyhine konuşmadığım ve babamın eski MHP Kulu Belediye Başkanı olması bahane edilerek ihraç edildim.” diye konuştu.

Yüksel, ”Konya’nın Kulu ilçesinde İsveç’te yapılacak seçimler için sandık kuruldu. Birçok Kululu hemşehrimin izinde olması nedeniyle Kulu’da da seçim kampanyası yürüttüm. Maalesef seçim kampanyası terör örgütü PKK ve Türkiye karşıtı lobisini rahatsız etti. Beni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın borazanı olmakla suçladılar.” ifadelerini kullandı.

Kendisinin özellikle Türkiye aleyhinde konuşmaya zorlandığını anlatan Yüksel, Ermeni iddialarına ilişkin açıklama yapma konusunda baskı gördüğünü belirtti. Yüksel, geçmişini saklamadığını ve babasının siyasi geçmişini de parti yönetimiyle paylaştığının altını çizdi.

Bu bilgiler ışığında aday olmasında bir sakınca olup olmadığını sorduğunu aktaran Yüksel, “Partim de bana hiçbir sorun olmadığını ve aday olabileceğimi söylemişti. Suçlamalar geldiği takdirde beni savunacaklarını söylemişlerdi. Ama maalesef sözlerinde duramadılar.” değerlendirmesinde bulundu.

Yüksel, bilgileri partisiyle paylaştığına ilişkin elinde belgeler olduğunu da kaydetti.

İsveç’te Türk kökenli aday Türkiye’yi kötülemediği için ihraç edildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kaya, 3 gün iş göremez raporu aldığını ve saldırgan hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

Olay gecesi yaşananları anlatan Kaya, “Gece 02.30 sularında üç müşteriyi aldım ve gidecekleri yere götürürken arabada müziğin sesini açmamı istediler. Sesi biraz açtım ancak arkadaki alkollü kişi sesi daha çok açmamı istedi. Ben de çevreyi rahatsız etmemek adına kibarca bunun mümkün olmadığını söyledim, bunun karşısında işin rengi değişti.” dedi.

Kaya sözlerine şöyle devam etti:

“Şahısların kriminal ve alkollü olduklarını gördüğüm için sürekli alttan almaya başladım. Evlerinin önüne geldiğimizde arkadaki kişi iyice zıvanadan çıktı. Bana “Pis yabancı”, “Hamam böcekleri”, “Almanya’yı terk edin, anavatanınıza defolun!”gibi sözler söylemeye başladı. Ben aracın içinde heykel kesildim ve araçtan inmesini istedim.

Arka kapıdan inip kapımı hışımla açarak bana yumrukla saldırdı. Kendimi direksiyonda savunamadığım için önce kafamı kollarımla saklayarak dışarı çıktım ve kendimi savunmaya başladım. Öldürürcesine gelen darbe ve yumruklarla yere yıkıldım. Bu esnada diğerleri olaya müdahil oldu ve bizi ayırmaya çalıştı ama bu arada kimden geldiğini göremediğim birkaç yumruk daha yedim.”

Kaya, Almanya’da ırkçılığın son dönemde yükselişe geçtiğinin altını çizerek, özellikle Türk ve Müslümanlara karşı ciddi bir öfke olduğunu dile getirdi.

Almanya’da Türk taksici 3 ırkçı Alman’ın saldırısına uğradı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Mannheim Üniversitesi’nin yürüttüğü araştırma çerçevesinde yapılan bir deney, yabancı isimli öğrencilerin diğer öğrencilerle eşit sayıda hata yapmalarına rağmen, genel değerlendirme sonucunda daha düşük not aldığını ortaya koydu.

Pedagojik psikoloji kürsüsü tarafından yaş ortalaması 23 olan 204 pedagoji öğrencisinin katılımıyla yapılan araştırmada bir gruptan sekiz yaşındaki “Max” isimli bir çocuğun dilbilgisini ölçmeleri istenirken, diğer öğrencilerden aynı yaştaki “Murat” adlı çocuğun kağıdına not vermeleri talep edildi.

İki kağıtta bulunan hata sayısı eşit olmasına rağmen, farazi Türkiye kökenli Murat’ın kağıdı daha düşük not aldı.

Spiegel Online’ın haberine göre, araştırmayı yürüten akademisyenlerden Meike Bonefeld, öğretmen adaylarının deneyde Max isimli çocuğun kağıdında daha az hatayı işaretleyeceklerini tahmin ettiğini, ancak katılımcıların her iki kağıtta da eşit sayıda hatanın üzerini çizdiklerini söyledi.

Bu tablonun kendilerini oldukça şaşırttığını söyleyen Bonefeld, “Görünen o ki, sorun hataların bulunması aşamasında değil, not verme aşamasında” diye konuştu. Bonefeld, geleceğin öğretmenlerinin öğrencilerin performanslarını değerlendirirken objektif ölçütlere göre not verebilmeleri için ortak standartlar belirlenmesi gerektiğini belirtti.

Söz konusu araştırmayı yapan isimlerden Prof. Dr. Oliver Dickhäuser ve ekibi tarafından geçen yıl yürütülen çalışmada da öğrencilerin göçmen kökenli olmalarının matematik notlarına etkisi araştırılmıştı.

Bin 500 lise öğrencisinin iki yıl boyunca matematik bilgilerinin değerlendirildiği araştırmada da göçmen kökenli öğrencilerin Almanca’ya hakimiyet ve sosyal sınıf açısından diğer çocuklarla eşit konumda olsalar dahi diğerlerine göre daha düşük notlar aldığı tespit edilmişti.

Almanya’da Türkofobi öğretmenlere de bulaştı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Avusturya Ulaştırma Bakanı cumartesi günü yaptığı açıklamada, ehliyet sınavına girecek adayların bundan böyle teori sınavını şimdiye kadar mümkün olduğu gibi Türk dilinde giremeyeceklerini açıkladı ve bu kararı ekonomik ve entegrasyon kaygıları olarak gerekçelendirdi.

Geçen yıl 299 bin 687 adaydan sadece 3 bin 631’i, yani yüzde 1,2’si Türkçe sınava girdi. Avusturya’da 117 bini Türk vatandaşlığına sahip olmak üzere yaklaşık 360 bin Türk kökenli yaşıyor.

Aşırı sağcı parti FPÖ’lü Ulaştırma Bakanı yayımladığı bildiride söz konusu tedbirin 2019’dan itibaren uygulanacağını belirtti.

Bakan, “Her ek dil seçeneği devlet için gerekçe gösterilebilir olmayan beş haneli rakamlara mal oluyor.” diye açıkladı.

Bakan, bu bağlamda Türkçe sınav uygulamasının önerilmeyen diğer dilleri kullananlara karşı bir haksızlığa neden olduğunu sözlerine ekledi.

Öte yandan sınavlarda İngilizce seçeneğinin ve Avusturya’da bulunan ve imtiyazlı haklardan yararlanan iki tarihi dil azınlığı olan Hırvatça ve Slovence seçenekleri de devam edecek.

Bakan ayrıca söz konusu yeni tedbirin Almancayı öğrenmeye teşvik edeceği düşüncesinde.

Türkçe sınav seçeneği Avusturyalı yetkililerin “iyi niyetine” dayanarak 1998 yılından bu yana sunuluyor.

Muhafazakar parti ÖVP, söz konusu tedbiri memnuniyetle karşıladı ve “entegrasyonun kilidinin Almancaya hakimiyetten geçtiğini” vurguladı.

Avusturya’daki Türkler sıklıkla göçmenlere hasmane olan FPÖ’nün eleştirilerine konu oluyor.

2017 yılında söz konusu sınava 2 bin 301 kişi İngilizce, 2 bin 112 kişi Hırvatça ve 139 kişi de Slovence olarak girdi.

Avusturya’daki ırkçı koalisyonun Türk alerjisi bitmiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Müslüman ve Türkiye karşıtı sözleriyle bilinen Zuhal Demir Türk öğrencilerin Türkçe eğitim almasına karşı çıktı.

Aynı zamanda Yeni Flaman İttifakı Partisi (N-VA) milletvekili olan Zuhal Demir, Türk öğrencilere okul sonrasında Türkçe eğitimi verilmesine karşı çıktı.

Het Laatste Nieuws (HLN) tarafından yayınlanan habere göre, Gent şehrindeki Türk kökenli yaklaşık 50 öğrenci okul sonrasında Türkiye tarafından maddi olarak desteklenen öğretmenlerden Türkçe dersleri alıyor. Bu faaliyetin Türklerin Belçika’ya uyum sağlamasına karşı olduğunu ileri süren Demir, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkçe derslerini Türklerin Flaman toplumuna entegre olmaması için sağladığını iddia etti.

Demir’in çıkışına sağduyulu Flaman okurlardan da tepkiler geldi. Okuyuculardan biri İbranice derslerinin verildiğini ve hatta bunların finansmanının Belçika tarafından sağlandığını iddia etti. Gent eğitim sorumlusu Elke Decruynaere ise bu gibi konuların siyasallaştırılmaması gerektiğini söyleyip, Polonya elçiliği aracılığıyla da okul sonrası Lehçe öğretildiğini hatırlattı.

Belçika’da PKK destekçisi bakan Zuhal Demir, Türkçe dersine karşı çıktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.