Oscar'dan geç kalınmış özür

Marlon Brando, 1973'te "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü kazandığında Oscar törenlerini boykot ederek yerine Amerikan yerlisi aktivist Sacheen Littlefeather'i göndermişti.

Littlefeather, Brando'nun yerine ödülü reddetmişti. pic.twitter.com/MXG8GRcZcK

— Yekvücut (@yekvucutcom) August 17, 2022

“Oscar” olarak bilinen Akademi ödülleri, 1973’te düzenlenen ödül töreninde, Marlon Brando‘ya verilen “en iyi erkek oyuncu ödülü”nü reddetmek üzere sahneye çıkan Sacheen Littlefeather’dan özür diledi. Şu an 75 yaşında olan Littlefeather, o zamanlar Oscar’da sahne alan ilk Amerikan yerlisiydi. Hollywood yıldızlarından Brando, 1973’te “Baba” filmindeki rolüyle “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazandığında Oscar törenlerini boykot ederek yerine Amerikan yerlisi olan 26 yaşındaki aktivist Sacheen Littlefeather’i göndermişti. Littlefeather, sahneye çıkarak 60 saniyelik bir konuşma yapmıştı ve Brando’nun yerine ödülü reddetmişti. Amerikan yerlilerinin, filmlerde ve televizyonda olumsuz yansıtıldığını vurgulayan Littlefeather, ABD yönetimini Amerikan yerlileriyle yaptığı anlaşmaları yerine getirmediği için eleştirmişti. Littlefeather, konuşmasının ardından yuhalamalar ve ırkçı söylemlerle karşı karşıya kalmıştı.

Oscar’da, 50 yıl sonra gelen özür yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kanada'da, yatılı kilise okullarında yerli çocuk mezarlarının bulunması sonrası, Britanya sömürgeciliğinin simge ismi Kraliçe Victoria'nın heykeli devrildi. pic.twitter.com/DnawnbC81v

— Yekvücut (@yekvucutcom) July 2, 2021

Kanada’da Kraliçe Victoria ve Elizabeth heykelleri devrildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kanada’da yine yerli çocuklara ait mezar kalıntıları bulundu. British Columbia eyaletindeki eski St. Eugene Misyon Okulu’nun yakınında bulunan bölgede yerli çocuklara ait 182 kayıt dışı mezar bulunduğu bildirildi. Kanada’daki en önemli yerli halk topluluğundan biri olan First Nation, konuyla ilgili açıklama yaptı. British Columbia (B.C.) eyaletinin güneyindeki Cranbrook şehrinde 182 mezar tespit edildiği kaydedildi. Mezarların, eski bir yatılı okul olan St. Eugene Misyon Okuluna yakın alanda radarlarla keşfedildiği bildirildi ve 1 metre derinliğinde olduğu bilgisi paylaşıldı. Ktunaxa Milleti şeflerinden Jason Louie , okulun, 1912-1970 yılları arasında faaliyet yürüttüğünü, sonra da golf sahası kenarındaki okul binasının dinlenme yeri ve kumarhaneye çevrildiğini söyledi. Louie, yüzlerce yerli çocuğa burada zorla eğitim verildiğini dile getirdi. “Bu tür bir olaya asla tam olarak kendini hazırlayamazsın. Kamploops’taki 215 mezardan sonra şimdi bir de bu, gerçekten çok zor.”

Kanada’da başka bir okulda da 215 çocuğun cesedi bulunmuştu

1890-1969 yıllarında Katolik Kilisesi‘ne bağlı olarak çalışma yürüten Kamloops Indian Yatılı Okulu’nun arazisinde geçen haftalarda araştırma yapıldı. Araştırmalara göre arazide onlarca ceset kalıntıları bulunduğu bildirildi. Cesetler arasında üç yaşındaki çocukların da bulunduğu söylendi. Cesetlerin bulunması okulda yıllarca süren şiddeti de gündeme getirdi. Kanadalı yerli ailelerin çocukların eğitim aldığı okuldaki cinsel ve fiziksel şiddet olayları, daha önce de duyulmuştu. Kanada‘nın Britanya Kolumbiyası eyaletinde eski bir yatılı okulun bahçesinde 215 yerli çocuğun cesedinin bulunması, olayı yeniden gündeme taşıdı. Kanada Başbakanı Justin Trudeau, 2019 yılında yerli topluluklara verilen zararın “soykırım” niteliği taşıdığını kabul etmişti. Bölgedeki Tk’emlúps te Secwépemc yerli topluluğu, kiraladıkları özel bir uzmanın bölgede yeraltını radarla tarayan cihazlarla araştırma yaptı. Araştırma sonucunda “yıllarca konuşulan ama asla belgelenmemiş inanılmaz kaybı” doğruladığını açıklandı. Yerli topluluk, çocukların akıbetiyle ilgili bilgi toplamaya çalıştığını bildirdi.

Yerli çocuklara ne olduğu bilinmiyor

British Columbia Üniversitesi’ne bağlı Yerli Yatılı Okul Tarihi ve Diyalog Merkezi Direktörü Mary Ellen Turpel-Lafond da resmi belgelere ulaşmanın çok zor olduğunu vurguladı. Bu sebeple de Kamloops’daki okulda tam olarak neler yaşandığını bilinmiyor. Araştırmalara göre yerli çocukların kültürlerini, kimliğini ve aileleriyle bağını ortadan kaldırmayı amaçlayan yatılı okul yönetiminin muhtemelen onlara sürekli kötü davrandığı söyleniyor. Turpel-Lafond, bazı kayıtlara göre okulda yaygın cinsel ve fiziksel şiddet olayları yaşandığını da vurguladı. İlk Halklar Sağlık Kurumu’ndan yapılan açıklamada da, sarsıcı olayın yatılı okul sisteminin yerli halklar üzerinde devam eden zarar verici etkilerini ortaya koyduğu bildirildi.

Kanada’da yerli çocuklara ait 182 mezar bulundu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Geçmişte yerlilere işkence ederek katleden Kanada’da yeni çocuk mezarları ortaya çıktı. Kanada‘nın Saskatchewan eyaletindeki bir yatılı kilise okulunun bahçesinde, yüzlerce ceset kalıntısının olduğu yeni çocuk mezarları bulundu.
Kanada’nın Saskatchewan eyaletindeki First Nation yerlilerinin çatı kuruluşu olan Egemen Yerli İlk Milletler Federasyonu (FSIN), Cowessess First Nation bölgesindeki eski Marieval Kızılderili Yatılı Kilise Okulu’nun sahasında resmi kayıtlarda olmayan yüzlerce çocuk mezarı keşfedildiğini duyurdu. Cowessess Şefi Cadmus Delorme ve FSIN Şefi Bobby Cameron, ortak açıklama yaptı. Yapılan açıklamada net bir sayının elde edilmesi için çalışmaların devam ettiği bildirildi. Ancak bölgedeki mezarların Kanada’da bugüne kadar bulunanların en fazlası olacağına dikkat çekildi. Kanada resmi kayıtlarına göre Marieval Kızılderili Yatılı Kilise Okulu, 1899’dan 1997’ye kadar eyaletin başkenti Regina’nın yaklaşık 140 kilometre doğusunda, Cowessess yerlilerinin olduğu bölgede faaliyet gösterdi.

Kanada’da yeni çocuk mezarlarıyla ilgili açıklama yapılmadı.

Kanada‘da yeni çocuk mezarlarıyla ilgili açıklama yapılmadı. geçtiğimiz haftalarda British Columbia eyaletinin Kamlopps kentindeki yatılı kilise okulunun bahçesinde 215 yerli çocuğa ait ceset kalıntıları bulunmuştu. Bulunan mezarların kayıt dışı olduğunun ortaya çıkması üzerine, ülke genelindeki 139 okulda araştırmalar başlatıldı. Yüzeyden yere nüfuz eden radar taramalarında yeni mezarlar keşfedildi. Tarama çalışmaları, Cowessess bölgesinde bu ayın başlarında başlatıldı.  Çalışmalarında bulunan kayıt dışı mezar sayısına ilişkin yetkililer henüz bir açıklama yapmadı. Kanada’daki First Nation yerlilerinin Ulusal Şefi Perry Bellegarde, sosyal medya hesabından konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Bellegarde, “Cowessess First Nation’da yüzlerce isimsiz mezarın bulunduğu haberi kesinlikle trajik ama şaşırtıcı değil. Tüm Kanadalıları bu son derece zor ve duygusal zamanda First Nation’ın yanında olmaya çağırıyorum.” ifadelerini kullandı.

“Yas tutma hakkımızı elimizden alıyorlar”

Saskatchewan’daki Little Pine First Nation Şefi Wayne Semaganis de CBC Haber’e yerli çocuklara ait mezarların bulunmasıyla ilgili demeç verdi. Semaganis , “Bugün bile halktan hala küçümseme var. ‘Bu bir tarih, geçmişte kaldı’ diyorlar. Hayır, geçmişte değil. Bugün de devam ediyor. Yatılı okullara gömülen bu çocuklar öldürüldü. Çünkü kaza olsaydı, eceliyle ölselerdi, birileri uyarılırdı.” diye konuştu.  Semaganis, şu anda bile incindiklerini kanıtlamak zorunda olanların yerli halk olmasının sinir bozucu olduğuna işaret etti. “Kanada’nın büyük çoğunluğunda hala kederimizi anlamayan çok sayıda insan var. Yas tutma hakkımızı elimizden alıyorlar. Asıl acı olan da bu.” dedi.

Kanada’da yeni çocuk mezarları bulundu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kanada'da yerlilerin zorla gönderildiği yatılı okullardan şans eseri kurtulan Lee Shingose, yaşadığı zulmü anlattı:

"Her türlü istismara maruz kaldık. Kendi dilimizi konuşursak dayak yiyorduk." pic.twitter.com/5wLNMB6dUh

— Yekvücut (@yekvucutcom) June 11, 2021

Kanada’daki yerliler anlattı: “Her türlü istismara maruz kaldık” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

1890-1969 yılları asında Katolik Kilisesi‘ne bağlı olarak faaliyet sürdüren Kamloops Indian Yatılı Okulu’nun arazisinde geçtiğimiz hafta sonu araştırma çalışmaları yürütüldü. Arazide yapılan araştırmalara göre, aralarında üç yaşındaki çocukların da olduğu yüzlerce ceset kalıntıları ortaya çıktı. Cesetlerin bulunması okulda yıllarca süren şiddeti ortaya koydu. Kanadalı yerli ailelerin çocukların eğitim aldığı okuldaki cinsel ve fiziksel şiddet olayları, daha önce de pek çok kez gündeme geldi. Kanada‘nın Britanya Kolumbiyası eyaletinde eski bir yatılı okulun bahçesinde 215 yerli çocuğun cesedin bulundu. Bu yüzden Kanada’da yerli halka yapılan zulümler yeniden gündeme geldi. Kanada Başbakanı Justin Trudeau, 2019 yılında yerli topluluklara verilen zararın “soykırım” niteliği taşıdığını itiraf etmişti. Bölgedeki Tk’emlúps te Secwépemc yerli topluluğu, kiraladıkları özel bir uzmanın bölgede yeraltını radarla tarayan cihazlarla araştırmalarda bulundu. Bunun sonucunda “yıllarca konuşulan ama asla belgelenmemiş inanılmaz kaybı” doğruladığını duyurdu. Yerli topluluk, çocukların akıbetiyle ilgili bilgi toplamaya çalıştığını söyledi.

Binlerce çocuk zorla ailelerinden koparıldı

Tk’emlúps te Secwépemc yerli topluluğun şefi Rosanne Casimir olayla ilgili şunları dile getirdi. “Bildiğimiz kadarıyla ortadan kaybolmuş bu çocukların ölümü kayıtlara geçmedi.” Casimir, bulunan cesetlerle ilgili incelemenin devam ettiğini ve gelecek ay bir rapor yayımlayacağını ifade etti. İlk Halklar olarak tanınan Kanadalı yerli ailelerden gelen çocukların eğitim aldığı okul, 1969 yılında yönetimin Katolik Kilisesi’nden federal hükümete devredilmesiyle öğrenci yurduna dönüşmüştü. Kanada Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu, 2015 yılında konuyla ilgili açıklamada bulundu.  Açıklamada geçmişte uygulanan yatılı okul sisteminin yol açtığı zarar anlatıldı. Bu okullardaki şiddetin boyutlarını ayrıntılı olarak ele alındı. Çoğu yerli olan binlerce çocuk, bu sistem kapsamında ailelerinden kopartılarak yatılı okullarda okumaya zorlanmıştı.

Yerli yatılı okulda çocuklara ne olduğu bilinmiyor

British Columbia Üniversitesi’ne bağlı Yerli Yatılı Okul Tarihi ve Diyalog Merkezi Direktörü Mary Ellen Turpel-Lafond, resmi belgelere ulaşmanın çok zor olduğunu söyledi. Bu nedenle Kamloops’daki okulda tam olarak neler yaşandığını bilinmiyor. Araştırmalara göre yerli çocukların kültürlerini, kimliğini ve aileleriyle bağını ortadan kaldırmayı amaçlayan yatılı okul yönetiminin muhtemelen onlara sürekli kötü davrandığı söyleniyor. Turpel-Lafond, bazı kayıtlara göre okulda yaygın cinsel ve fiziksel şiddet olayları yaşandığını da vurguladı. İlk Halklar Sağlık Kurumu’ndan yapılan açıklamada da, sarsıcı olayın yatılı okul sisteminin yerli halklar üzerinde devam eden zarar verici etkilerini ortaya koyduğu bildirildi.

Kanada’da yerli halk asimile edildi: 215 çocuğun cesedi bulundu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Türk savunma sanayisinde yazılım tabanlı çözümlere imza atan HAVELSAN ile Milli Muharip Uçak için özgün bir turbofan jet savaş uçağı motoru geliştirmekle görevlendirilen TR Motor arasında Stratejik İş Birliği Anlaşması imzalandı.

Anlaşma kapsamında HAVELSAN, simülasyon ve modelleme teknolojilerinde elde ettiği birikimle TR Motor’un yerli uçak motoru geliştirme sürecine katkı sağlayacak.

HAVELSAN’ın daha önce yaptığı projelerden sahip olduğu motor ve platformların plant modelleriyle birlikte motor aviyonikleri konusundaki teknolojik birikimi yerli uçak motoru geliştirme süreçlerinde kullanılacak. Bu kapsamda HAVELSAN, TR Motor personeline eğitim de verecek.

Milli savaş uçağı için imzalar atıldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Bu alanda yetkinliği bulunan firmaların oluşturduğu konsorsiyumla ocak ayında “Robotim-İşbirlikçi Robotlar (insansız hava ve kara araçları) ile Otonom Keşif, Güdüm ve Seyrüsefer Ar-Ge Projesi” sözleşmesi imzalandı.

Proje kapsamında, insansız sistemlere yeni teknolojiler eklenerek geleceğin harekat ortamına hazırlık yapılacak. Robotim Projesi’yle, yapay zeka destekli İHA ve İKA’ların sürü halinde, GPS olmayan ortamda ve tam otonom olarak görev icra edeceği bir sistem oluşturulacak.

Kara ve hava araçlarının kendilerine has operasyonel avantajları en verimli şekilde kullanılacak, keşif ve gözetleme görevleri için sürü içerisinde iş paylaşımı, farklı sensör verilerinin birleştirilmesi, ortak taktik ve davranış algoritmaları geliştirilecek.

Projeyle, dağıtık yapay zeka destekli sürü algoritmalarının geliştirilmesi, yapay zeka destekli nesne ve dost-düşman unsur tespiti, sürü haberleşmesi altyapısı hazırlanması gibi sürü yeteneklerinin kazanılması hedefleniyor.

Savunma sanayisinde yeni atak: Yetenekli “robot sürüleri” geliyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanı, “Bir gün başkasına muhtaç olmadığımız bir noktaya geleceğiz.” demişti ve bunu söylerken sadece yurt dışı silah ithalatından bağımsız olmayı kastetmiyor aynı zamanda Türkiye’nin silah pazarına ihracat yapacak duruma gelmesini de amaçladığını belirtiyordu. Bu sayede Türkiye’nin bölgesel güç statüsü gelişmiş olacak. Stockholm Barış Araştırmaları Merkezi (SIPRI) şimdilerde Türkiye’yi dünya genelindeki silah ihraç eden ülkeler listesinde 14’üncü sırada gösteriyor. Savunma ve havacılık sektörü geçtiğimiz sene, bir önceki seneye nazaran yüzde 40’lık artışla 3 milyar 68 milyon 519 bin dolarlık ihracata ulaşılırken Türkiye’den birçok ülkeye yerli ve millî ürünler satıldı. Türk silahlarını satın alanlar arasında Türkmenistan ile Umman gibi devletlere ek olarak Pakistan, Katar ve Ukrayna da bulunuyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023 yılına kadar bugünlerde yaklaşık 3 milyar avro olan yıllık silah satışının 10 milyar avroya yükselmesi hedefleniyor. Bunun için ülke droneları geliştirmeye odaklanırken Baykar Makine kısa süre önce “Bayraktar TB2”nin geliştirilmiş modeli olan “Akıncı”nın da ikinci prototipini tanıttı. Türkiye başka silah alanlarında da hedeflerinin peşinden gidiyor.

Önümüzdeki yıl Türk yapımı ilk savaş tankının hazır olması da hedefleniyor. Ayrıca Türk ordusu bundan böyle Alman yapımı G3 yerine Türk yapımı bir piyade tüfeği kullanacak. “TCG Anadolu” adlı ilk Türk helikopter taşıyıcısının önümüzdeki üç yıl içinde donanmaya katılması beklenirken Türk Hava Kuvvetleri de 2030 yılına kadar bir savaş uçağının Türkiye’de geliştirilmesini amaçlıyor. 2002 yılında yaklaşık 5,5 milyar dolarlık bütçeye sahip 66 Türk savunma projesi vardı. Şu anda 60 milyar dolarlık bütçeyle 600’den fazla proje yürütülüyor. Modern bir donanma, özellikle akıllı insansız sistemlerle hiç de uzak değil.

Silah ithalatçılığından ihracatçılığına… Türkiye’nin büyük başarısı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İkinci parti teslimatlar kapsamında ise 3 hava aracının yanı sıra simülatör, faydalı yük ve kamera sistemleri, yer veri terminalleri, Ukrayna Hava Kuvvetlerine teslim edildi.

Starokostiantyniv Hava Üssü’nde gerçekleştirilen kabul testlerinde hava araçları ve bileşenlerinin performansları değerlendirildi.

Teslimatı gerçekleştirilen araçlar, Türkiye’deki eğitimlerini başarıyla tamamlayan askeri personel tarafından kullanılacak.

Ukrayna gibi havacılıkta kritik teknolojilere sahip bir ülkenin ihtiyacını 1 yıldan kısa sürede karşılayan Baykar, Bayraktar TB2’yi daha önce de Katar’a ihraç etmeyi başarmıştı.

Milli İHA Ukrayna’ya teslim edildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.