Salgının ciddiye alınmasını gerektiğine vurgu yapan Wieler, uygulanan tedbirlerin sonucunu, ancak 14 gün tamamlandıktan sonra görebileceklerine dikkati çekti.

Karantina uygulamasının, salgının yayılmasını engellemek için daha önce de denenmiş geleneksel bir yöntem olduğunun altını çizen Wieler, “Hastaneleri mümkün olduğunca en iyi şekilde hazırlamamız lazım. Yoğun bakım yatak kapasitesinin en az iki katına çıkarılması gerek. Mümkünse daha fazla.” ifadelerini kullandı.

Wieler, İtalya ve İspanya’daki durumun Almanya’da da yaşanıp yaşanamayacağına ilişkin bir soruya da “Hasta sayısının, solunum cihazı sayısını geçme ihtimali var. Kapasitemizin yetersiz kalabileceğini hesaba katmamız lazım.” cevabını verdi.

“Almanya’da yoğun bakım yatak kapasitesi iki katına çıkarılmalı” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Söz konusu ülkelerde koronavirüs vakalarının hızla yayılmaya devam ettiği belirtilerek artışın Çin’in Vuhan kentindeki oranlarla benzerlik gösterdiği vurgulandı.

Hastaneye yatırılma oranlarının 60 yaş üstü kişiler için daha yüksek olduğu aktarılırken hastanede bulunanlar arasında ölüm oranlarının yüzde 12 olduğu bilgisi paylaşıldı.

Yapılan yazılı açıklamada, “Kapasite artırımı ya da salgının yayılmasının engellenememesi durumunda, Avrupa ülkelerindeki yoğun bakım kapasitesi nisan ortasında yetersiz kalır.” öngörüsüne yer verildi.

ECDC Avrupalı yetkililere sağlık personeline gerekli koruyucu kıyafet ve malzemeyi sağlamaları için çağrıda bulundu.

Bunun yanı sıra koronavirüsün sıcak ve nemli havada daha az etkin olacağına dair bilimsel veri olmadığına dikkat çekildi.

Avrupa ülkelerinin sağlık sektörü kapasitesi nisan ortasında yetersiz kalabilir yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kişi başına düşen erişkin yatak sayısına bakılığında Türkiye’de 2018 yılında 100 bin kişiye 29,4 yatak düşüyor.

Avrupa Birliği İstatistik Ofisi’nde (Eurostat) bu konuda bir veri bulunmuyor. Avrupa’da ise mevcut en güncel bilgiler 2011-2012 yıllarına ait. İngiliz doktor Profesör Andrew Rhodes’un başkanlık ettiği bilim insanlarının yazdığı ve Intensive Care Medicine dergisinde yayımlanan makale 2011-2012 yıllarına ait Avrupa ülkelerindeki yoğun bakım erişkin yatak sayısını gösteriyor. Makalede Türkiye yer almıyor.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise 2012 yılında Türkiye’de erişkin yoğun bakım yatak sayısı 15 bin 224. TÜİK’e göre 2012 yılında Türkiye’nin nüfusu ise 75 milyon 627 bin. Bu da 100 bin kişi başına düşen erişkin yatak sayısının 20,1 olduğunu gösteriyor.

Avrupa verilerine Türkiye de eklendiğinde 2012 yılı grafiği ortaya çıkıyor. Buna göre zirvede 100 bin kişi başına 29,2 yatağın düştüğü Almanya var. Avusturya 21,8 ile ikinci, Romanya 21,4 ile üçüncü. Türkiye 29 Avrupa ülkesi içinde 20,1 ile dördüncü sırada. Avrupa ortalaması ise 11,5.

Türkiye’de 2012 yılında 100 bin kişi başına düşen erişkin yoğun bakım yatak sayısı 20,1 iken bu oran 2018 yılında 29,4’e kadar çıktı. Bu da 2012’den 2018’e kadar olan 6 yıllık dönemde yüzde 46 artış anlamına geliyor.

Bu arada 2018 yılında yenidoğan bebekler için olan yoğun bakım yatak sayısını da içeren toplam yatak sayısını 38 bin 98. Bu açıdan bakıldığında 100 bin kişiye düşen yoğun bakım yatak sayısı 46,5’e kadar çıkıyor.

Türkiye kişi başına düşen yoğun bakım yatağı sayısında Avrupa’da 4. sırada yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.