Mümtazer Türköne, Ali Bulaç, Şahin Alpay

Zaman gazetesi davasında neler olmuştu?

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Zaman gazetesi eski yazarları Mümtazer Türköne ve Ali Bulaç‘ın da aralarında bulunduğu 4’ü tutuklu 11 sanığın yargılandığı davanın karar duruşması 6 Temmuz 2018’de gerçekleştirilmişti. Kararın ilk temyiz yeri olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi (istinaf), yerel mahkeme kararını 25 Haziran 2019 tarihinde duruşmasız  değerlendirmişti. Daire, yerel mahkemenin kararının hukuka uygun olduğunu kaydederek onamıştı. Kararın ikinci temyiz edildiği Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise 24 Eylül 2020’de verdiği kararla bazı sanıklarla ilgili kısmı bozma, bazı sanıklarla ilgili ise kısmi onama kararı vermişti.

Sanık Mümtazer Türköne’ye “Örgüt üyeliği” suçundan 10 yıl 6 ay, Ali Bulaç ile Şahin Alpay‘a aynı suçtan 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptıran mahkeme, Mehmet Özdemir’in ise beraat etmesine karar vermişti. Davanın karara bağlanmasının ardından yapılan temyiz incelemesinde Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, hükmü “eksik inceleme yapıldığı” sebebiyle bozmuştu. Sanıkların eyleminin “Örgüte yardım” suçunu oluşturduğunu kaydeden Yargıtay, Mümtazer Türköne’yi tutuklu kaldığı süre nedeniyle tahliye etmişti.

Şahin Alpay, FETÖ elebaşını savunmuştu

FETÖ’nün kapatılan yayın organı Zaman gazetesi eski yazarı Şahin Alpay hakkında yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması tepkilere sebep oldu. Alpay, FETÖ’nün kapatılan kanalı Mehtap TV’de, sunuculuğunu kendi yaptığı Akıl Defteri isimli programda, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen hakkında şu açıklamalarda bulunmuştu:

“Siz kim oluyorsunuz ki Fetullah Gülen’e ‘terörist’ diyorsunuz? Bunun hesabını vereceksiniz.”

Yurt dışına çıkış yasağı kaldırılan diğer isim Ali Bulaç ise, 2015 yılında Mehtap TV’de yayınlanan Temkin Durağı isimli programda, ABD’yi ana vatanı olarak gördüğünü söyleyerek Pensilvanya’daki elebaşına selam çakmıştı. 

KAYNAK: DHA

Zaman gazetesi yazarları hakkında skandal karar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Basın toplantısında FETÖ iltisaklı “Zaman Makedonya” gazetesine basım ve dağıtım desteği verildiği bildirildi. Makedonya’da yayın yapan “Zaman Makedonya” gazetesinin hazırlanan program çerçevesinde 903 bin 92 Makedonya dinarı (yaklaşık 14 bin 670 avro) destek aldığı ifade edildi.

Büyükelçilik kınadı

Türkiye’nin Üsküp Büyükelçiliği, ülkedeki yazılı medyalara yönelik maddi destek kapsamında örgüt iltisaklı “Zaman Makedonya” gazetesine de destek verilmesini şiddetle kınadı.

Büyükelçilikten yapılan yazılı açıklamada, 15 Temmuz’daki kanlı darbe girişiminin faili FETÖ’nün yayın organı “Zaman Makedonya” gazetesinin, Makedonya hükümetinden maddi destek almasının kabul edilebilir olmadığı belirtilerek, şunları kaydetti: “Bağımsızlığından itibaren birçok alanda desteklediğimiz Makedonya hükümetine, Türkiye ile dost ve kardeşlik ilişkilerini göz önünde bulundurarak bu yönde atılması gereken tüm adımları atma çağrısında bulunuyoruz.”

Makedonya Türk Demokratik Partisi (TDP) Genel Başkanı Beycan İlyas ise gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, Başbakan Zoran Zaev ile bugün gerçekleştireceği görüşmede bu konuyu da kendilerine aktaracağını ifade etti.

Partililerle de konuyu istişare edeceklerini ve gereken tepkiyi vereceklerini kaydeden İlyas, “Bu şüphesiz ki susulacak bir mesele değil. FETÖ organizasyonunun yayın organı olan Zaman’a, özellikle Makedonya vergileriyle, bizim vergilerimizle bir şekilde destek çıkılması kabul edilebilir bir mesele değildir.” diye konuştu.

Hükümeti oluşturan koalisyona katılmalarının en büyük sebeplerinden birinin de “kırmızı çizgi” olarak nitelendirdikleri FETÖ ile mücadele olduğunu bildiren İlyas, konunun tepkisiz kalacak bir mesele olmadığını vurguladı.

Makedonya hükümetinin ikiyüzlülüğü Türk Milli Birlik Hareketi (TMBH) Genel Başkanı Erdoğan Saraç da Makedonya Türklerinin milli refleksi ve vicdanı olarak hükümetin bu iki yüzlülüğünü kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi.

Saraç, şunları kaydetti: “Çok samimi ve net olarak söylüyorum, bu Makedonya hükümetinin iki yüzlülüğüdür. Biz de Makedonya Türklerinin milli refleksi ve vicdanı olarak kınıyoruz ve hükümeti gerçek manada göreve davet ediyoruz. Dost ve kardeş bir ülke olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı böyle çifte standart uygulanmasını asla kabul etmeyiz. Bu konuda gücümüz yettiği kadar yapılması gereken ne varsa yapacağız.”

Makedonya FETÖ’nün gazetesine para desteği yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Avukatlıktan hâkimliğe geçiş sınavı sorularının sızdırılması davasının sanıkları arasında yer alan Odabaşı, Yunanistan’a firar etme girişiminde bulundu.

Güvenlik güçlerince yakalanan Odabaşı’nın, yargılandığı davanın görüldüğü Ankara’ya getirileceği öğrenildi. 2005-2015 yılları arasında Zaman gazetesinin avukatı olarak görev yapan Odabaşı hakkında yurt dışına çıkış yasağı olduğu belirtildi.

Zaman gazetesinin avukatı yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kapatılan Zaman gazetesinin muhabiri Ayşenur Parıldak’ın, “FETÖ üyesi olmak” suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Parıldak ve avukatları katıldı. Duruşmada söz verilen Parıldak, dosyada kullandığı belirtilen telefon hatlarından birinin gazete tarafından adliye muhabirlerine verildiğini, diğerinin de data hattı olduğunu anlattı.

Kişisel telefonunda örgütün haberleşme uygulaması ByLock’un bulunmadığını savunan Parıldak, “Benim bu ülkeye karşı hiçbir yanlışım olmadı. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni yurt dışında. Ben en alt kademedeki insanım.” dedi ve tahliyesini istedi.

Mahkeme heyeti, savcının da talebi doğrultusunda Parıldak’ın tutukluluğunun devamına karar verdi. Parıldak’tan elde edilen cep telefonu incelenmişse buna ilişkin raporun ve sanığa ait olduğu belirtilen Twitter hesabına ilişkin çözüm tutanağının Emniyet Genel Müdürlüğünden istenmesini kararlaştıran heyet, Parıldak’ın internet trafiği ve cep telefonunun HTS kayıtları konusunda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) müzekkere gönderilmesini karar altına aldı.

Parıldak’ın “ByLock kullandığı iddia edildiğinden” buna ilişkin inceleme tutanağının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından istenmesine karar veren heyet, duruşmayı erteledi. “Silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Parıldak’ın çalıştığı Zaman gazetesi, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılmıştı.

FETÖ’cü Ayşenur Parıldak cezaevinde kalmaya devam edecek yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Feza Gazetecilik, 2014’te Zaman gazetesinde çalışanlara akreditasyon verilmemesi nedeniyle Cumhurbaşkanlığına ait programların takip edilmediğini belirterek AİHM’e başvurdu.

AİHM, Adalet Bakanlığına iç hukuk yollarının tüketilip tüketilmediğini ve bu yolun etkin olup olmadığını sordu. Bakanlık tarafından 14 Kasım 2016’da gönderilen görüşte, söz konusu işlemin Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlerden olmadığı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin yetkisinde bulunduğu bildirildi.

Başvuranın iç hukuk yollarını tüketmeden AİHM’e başvurduğuna işaret edilen görüşte, başvuran şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesi nedeniyle mağdur sıfatını kaybettiği belirtildi.

Bakanlık görüşünde, başvuranın iddialarını destekleyici bilgi ve belgeleri sunmadığı gerekçesiyle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olduğu ifade edildi.

“İfade özgürlüğüne müdahalede bulunulmadı”

Türkiye’de akreditasyon işlemlerinin çoğulculuğa riayet edilerek yapıldığının anlatıldığı görüşte, başvuran şirket bünyesindeki gazetecilerin yaptıkları haberlerden örnekler verilerek başvuranın ifade özgürlüğüne bir müdahalede bulunulmadığı kaydedildi.

AİHM tarafından şirkete, başvurunun kabul edilebilirliği ve esası hakkında görüş sunması için 4 Ocak 2017’ye kadar süre verildi.

Başvurucu, bu süre içinde AİHM’e görüş bildirmedi. Bunun üzerine AİHM, başvurunun takip edilmemesi nedeniyle düşmesine hükmetti.

AİHM FETÖ’nün mağduriyet oyununa müsaade etmedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ, Mart 2016’da söz konusu kurumlara kayyum atanmadan yaklaşık 4 ay önce şirketlerle ilgili tüm hakları Belçika’ya kaçırmayı planladı.

Buna göre FETÖ, 18 Kasım 2015 tarihinde Türk Patent Enstitüsüne (TPE) marka devretme başvurusunda bulundu.

Belçika’da paravan şirket

O dönem henüz kayyum atanmamış olan Feza Gazetecilik bünyesindeki markaların Belçika’da faaliyet gösteren “Dynamique BVBA” şirketine devredilmek istendiği belirtildi.

Söz konusu şirketin bünyesinde, FETÖ’nün bir dönem Belçika ve Hollanda’da yayın yapan gazetesi “Zaman Benelux” de bulunuyor.

FETÖ’nün hazırladığı marka devir sözleşmesine göre Feza Gazetecilik bünyesindeki Zaman, Today’s Zaman ve diğer 42 marka 130 bin dolar karşılığında “Dynamique BVBA”ya devredilecekti.

Türk mahkemelerinden kaçma planı

Sözleşmede yer alan maddeler, bu markalarla ilgili her türlü anlaşmazlık olması durumunda münhasır yargı yetkisinin Belçika’daki mahkemelere ait olacağına vurgu yaptı. Böylelikle örgüt, Türkiye’deki mahkemelerden kaçmayı planladı.

Ancak FETÖ’nün marka kaçırma oyunu, marka devir talep formunu imzalayan Zaman gazetesinin avukatı Ali Odabaşı’nın, Türk Patent Enstitüsü (TPE) nezdinde vekillik yetkisinin bulunmaması gerekçesiyle boşa çıkarıldı. Böylece örgütün mal kaçırma operasyonu engellendi.

Devir sözleşmesinde kimlerin ismi var?

• Ali Odabaşı: 2005-2015 yılları arasında Zaman gazetesinde danışman olarak avukatlık yaptı. Marka devir talep formunda imzası bulunuyor. Şu an cezaevinde bulunan Odabaşı, avukatlıktan hâkimliğe geçiş sınavına ilişkin davada yargılanıyor.
• Mehmet Akif Afşar: Kapatılan Feza Gazetecilik’in hissedarı ve Yönetim Kurulu Başkanı. Hakkında gözaltı kararı bulunan ve 22 Aralık 2016’da mal varlıklarına el konulan Afşar, terör örgütüne üyelikten aranıyor.
• Abdülhamit Bilici: Ekrem Dumanlı’dan sonra Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliğini yapan Abdülhamit Bilici hakkında gözaltı kararı bulunuyor.
• Mete Öztürk: Markaların devredilmesinin planlandığı Belçika’da faaliyet gösteren Dynamique BVBA şirketinin yetkilisi. “Zaman Benelux” gazetesinin de başındaydı.

FETÖ’nün gazete markalarını Belçika’ya kaçırma planı suya düşmüş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya’nın 43’ü tutuklu, 23’ü firari 102 sanık hakkında hazırladığı ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Türk Silahlı Kuvvetlerinde FETÖ/PDY’ye karşı olan ve örgüt tarafından tasfiyesi planlanan askeri personele nasıl bir baskı uygulandığına ve askerlerin nasıl fişlendiğine yer verildi.

İddianamede ifadesi yer alan “Zaman” kod adlı gizli tanık, FETÖ/PDY karşıtı tavır sergileyen personelin saf dışı bırakılması için öncelikle kişinin dini duygularını ön plana çıkarmak suretiyle örgüte kazandırılmaya çalışıldığını ancak bu kişinin örgütün karşısında bir tavır sergilediği durumda makam ve mevki vaadinde bulunulduğunu ileri sürdü.

Personelin bu yöntemle ele geçirilememesi halinde rüşvet yolunun denendiğini öne süren gizli tanık, örgütün legal ve illegal yollarla askerlerin özel bilgilerini arşivlediğini ifade etti.

Örgüt tarafından fişlenen askeri personelin FETÖ/PDY’nin faaliyet ve eylemlerinde kullanıldığını ya da makamını terk etmesinin sağlandığının amaçlandığını belirten gizli tanık, yapılan veya yapılacak fişlemelerin devletin istihbarat birimlerinde görev yapan FETÖ mensuplarının aracılığıyla devlet imkânlarıyla elde edildiğini savundu.

Fişleme bilgileri, Gülen’in talimatıyla gizli havuzda

Örgüt mensuplarının elde ettiği bilgilerin FETÖ yöneticilerine ulaştırıldığını, bu bilgilerin örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in talimatı ile himayesinde bulunan gizli bir havuza aktarıldığını dile getiren gizli tanık “Zaman”, havuzdaki bilgilerin zamanı geldiğinde bu kişileri egale etmek ya da kamuoyunda devlet karşıtı bir algı oluşturmak amacıyla kullanıldığını kaydetti.

FETÖ’nün üst düzey teknik sistemleri kullanarak takip yapabilen, dinleme, izleme ve görüntü alabilen cihazları satın aldığına dikkati çeken gizli tanık, “Bu yöntemlerle hem FETÖ mensubu kişiler hem de toplumun genelinde cemaate karşı bir korku ve korkuya dayalı saygı algısı oluşturuluyordu. FETÖ yapılanmasının ayağına dolaşanları en basit anlamda cezaevinde süründürdüğü algısı, gerek bürokrasi kesiminde gerek siyasi çevrelerde gerekse sıradan vatandaş nezdinde ve toplumun geneli üzerinde korkutma ve sindirmeye dayalı baskı unsuru oluşturuyordu.” beyanında bulundu.

Zaman gazetesindeki “gizli arşiv”

Darbe girişiminden önce açılan ve aralarında terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in de yer aldığı 73 sanığın yargılandığı FETÖ/PDY çatı davasının firari sanığı Dumanlı’nın, kendisinin de yer aldığı bir ortamda TSK’daki bazı askeri personelin cinsel içerikli görüntülerinin kapatılan Zaman gazetesinin özel arşivinde korunduğunu söylediğini iddia eden gizli tanık “Zaman”ın şu ifadeleri iddianamede yer aldı:

“Ekrem Dumanlı benim de bulunduğum bir ortamda Ergenekon örgütünün tutuklamalarına ilişkin yapılan operasyonun nasıl ve ne şekilde yapıldığını, askeriye içerisindeki general ve askerlerin dinsiz olduğunu, sapık ilişkiler kurduklarını dile getirdi. Dumanlı, Zaman gazetesinin özel bir arşivinin olduğunu, bu arşivin özel olarak korunduğunu, üç katlı bir binada bulunduğunu, arşivde birçok kişinin cinsel ilişkilerinin kayıtlarının olduğunu ama Zaman gazetesinin ve örgüt televizyonlarının bunları yayınlayamayacağını, zamanı geldiğinde kardeş gazete ve TV’lerde veya izi bulunamayan internet sitelerinden yayınlanacağını söyledi.”

Subayların ‘şantaj’ görüntüleri Zaman gazetesinde saklanmış yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Bu doğrultuda FETÖ, Hollanda’da yayın yapan Zaman Vandaag gazetesinin de ismini değiştirdi. Hollanda’da yayın yapan Zaman Vandaag gazetesi, 3 Mayıs’tan itibaren “Zaman” yerine “dipnot” anlamına gelen Kanttekening adıyla yayın yapıyor. Zaman Vandaag’ın açıklamasında, yeni bir rota, görünüm ve isimle Türk toplumundan ziyade Hollandalılara yönelik yayın yapılacağı belirtildi. Zaman Hollanda, ülkedeki FETÖ’cü olmayan Türkleri Hollanda hükûmetine şikayet etmesiyle gündeme gelmişti.

Zaman Romanya, darbe girişimi sonrası www.romanyahaber.com sitesinden yayına devam ederken, Zaman Bulgaristan’ın adı da “Haftaya Bakış” olarak değiştirildi.

Avrupalı Türkler darbeden sonra reklam vermedi.

Danimarka, İsveç, Norveç ve Finlandiya’da dağıtılan Zaman İskandinavya ise yayın hayatına son verdi. 15 Temmuz’dan sonra reklam alamadığı için sıkıntı yaşayan gazetenin baskısı durdurulduktan sonra bir süre internet yayınına devam edildi. Ancak geçen yılın kasım ayında sitenin güncelleştirilmesi durduruldu. Ofislerini kapatan gazetenin bağlı olduğu medya şirketinin de faaliyetlerine son verildi.

Zaman İngiltere, darbe girişimi sonrası bir süre yayın hayatını sürdürse de 26 Temmuz 2016’da internet sitesinin güncellemesini durdurdu. Gazetenin, Londra’nın kuzeyindeki Drayton Park mahallesindeki ofisinden tabelası kaldırıldı. FETÖ’nün İngiltere’deki okul ve dershane ağının şemsiye kuruluşu Axis’e ait Eğitim Vakfının yer aldığı binanın da boşaltıldığı görüldü.

Zaman Almanya gazetesi de 30 Kasım 2016 itibarıyla kapandı. Haftada 6 gün yayın yapan gazete, bir süre internetten yayına devam etse de daha sonra bu faaliyete de son verdi.

Örgüte ait başka bir internet sitesinin açıklamasında, finansal destek bulabilmek için bir dernek kurulmasına karar verildiği belirtildi.

Fransa’da yayın yapan Zaman Fransa ile Belçika’da yayın yapan Zaman Belçika gazeteleri de geçen yılın ağustos ayında yayınlarına son verdi. Bu gazetelerin internet siteleri de diğerleri gibi kapatıldı. Zaman Avusturya ve Zaman İsviçre gazeteleri de diğerlerinin akıbetini paylaştı.

FETÖ Avrupa’da takiyye için ‘Zaman’ı sildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Özgür basın mı, terör örgütü bülteni mi? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Mahkeme başkanından uyarı

Alaeddin Kaya, hakkında düzenlenen iddianameyi anlatırken, “Böyle saçma sapan şeyler” ifadesini kullandı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, “Siz mahkemeyle böyle bir diyaloga giremezsiniz. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama iddianameye saçma sapan diyemezsiniz” diye uyardı. Özür dileyen Kaya, “Çok güzel iddianame ama benimle ilgili iddialar havada kalıyor” diye karşılık verdi.

İddianamesini beğenmedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.