Gerekçeli karar açıklandı

Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan gerekçeli kararda; sanık savunmaları, tanık beyanları, delil değerlendirmesi, FETÖ’nün amacı, stratejisi, yapılanması, işleyişi ve faaliyetleri konusunda detaylara yer verildi. FETÖ’nün TSK yapılanmasının da yer aldığı iddianamede, örgütün karşısında engel olarak gördüğü kişileri devlet kadrolarından eleyerek kendi üyelerinin önünü açmaya çalıştığı kaydedildi. Kararda, örgütün engel olarak gördüğü kişiler hakkında soruşturma açabilmek için “vatansever birisi tarafından yazılmış” intibası uyandıran ihbar mektupları gönderdiği tespiti yer aldı. İhbar mektuplarının belli bir merkezden hazırlanarak soruşturmanın seyrini değiştirmek amacıyla gönderildikleri kanaatine varıldı. Gerekçeli kararda, şu ifadeler yer aldı:

“Özgür Birdal beyanı, Aykut Saka anlatımı, beraat kararı verilen mahkemenin gerekçesi dikkate alındığında, ihbar mektuplarının, katılanların örgüt bünyesinde yayınevi cinayetini azmettirdikleri iddiasına delil olması ve bu kapsamda soruşturma başlatılması amacıyla FETÖ/PDY tarafından örgüt organizasyonu kapsamında gönderildiğinin açık olduğu anlaşılmıştır. Dosyamız katılanlarının, örgüt tarafından ihbar mektuplarıyla İlker Çınar’ın (gizli tanık) beyan ve gerçek olmayan belgeleri ile soruşturmaya dahil edilmesinin sebebine ve sanıkların olayla bağına gelindiğinde, örgütün kendisinden olmayan ve örgüte bakış açısı olumsuz olup, örgütün kendisine engel olabileceğini düşündüğü yahut yerine kendi mensuplarının gelmesini istediği kişileri idari soruşturmalara, ceza soruşturmalarına ve yargılamalarına muhatap kıldığı bilinen bir gerçekliktir.”

İhbar mektupları FETÖ tarafından hazırlandı

FETÖ’nün mağdurları hedef aldığı belirtilen kararda şu ifadelere yer verildi:

“İhbar mektuplarının FETÖ/PDY organizasyonu içerisinde hazırlandığının ve gönderildiğinin açık olduğu, amacının örgütün Malatya’daki askeri yapılanmasının deşifre olmasına sebebiyet veren yine örgüte bakış açıları ve örgüte karşı tutumlarıyla örgüt tarafından menfi olarak sınıflandırılan katılanları yayınevi cinayetine dahil etmek bu konuda yapılan/yapılacak yayınlara verilecek olan ya da verilen gizli tanık/şüpheli beyanlarını kuvvetlendirmek olduğu, bu kasıtla hareket edildiği ve TCK267 maddesinde tanımlandığı haliyle suçun işlenmediğinin bilindiği halde soruşturma başlatmak kastıyla hazırlanılıp gönderilerek yapılan eylemin iftira suçuna vücut verdiği anlaşılmıştır.”

FETÖ’nün Zirve Yayınevi soruşturmalarına müdahalesi

Zirve Yayınevi cinayetiyle ilgili bir dönem yargılanan müştekiler emekli Orgeneral Hurşit Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ve Haydar Yeşil, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına başvuru yapmıştı. Müştekiler, FETÖ’nün kendileri hakkında sahte ihbar mektubu yazdırdığını, basında olayı azmettirdiklerine yönelik haberler çıkartıldığını, gizli tanığın beyanıyla iftiraya uğradıklarını ve kendilerine kumpas kurulduğunu söylemişti. Bunun üzerine Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmıştı. Soruşturma kapsamında, olay tarihinde örgüt içerisinde yer aldığı belirlenen bazı kişilerin ifadesini alınmıştı. Ardından, örgütün sözde üst düzey yöneticilerinden Hamdullah Bayram Öztürk ve Rıdvan Akovalı ile gizli tanık olarak ifade veren İlker Çınar’ın arasında bulunduğu 10 kişi hakkında “iftira nedeniyle mağdurun gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olma” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından dava açılmıştı. İlker Çınar’ın ayrıca “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçlamasından da cezalandırılması talep edilmişti.

Sanıklara verilen cezalar

Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 7 Ocak’ta karar açıklandı. Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin soruşturma sırasında FETÖ’nün çıkarları doğrultusunda yalan ifadeyle bazı kişilerin mağdur olmasına sebebiyet verdikleri öne sürülen ve örgütün askeri mahrem yapılanmasında “öğretmen” konumunda bulunan sanıklar cezalandırıldı.

Özgür Birdal ve Mehmet Ali Badak ile “öğrenci” konumunda bulunan Adnan Dinçer’e; “iftira”dan 2 yıl 9 ay 10 gün, “hürriyeti yoksun kılma” suçundan 6 yıl 8 ay,

Muhatap olduğu FETÖ üyelerinin yönlendirme ve talimatlarıyla hareket eden, gizli tanık sıfatıyla mağduriyetlere neden olan sanık İlker Çınar’a ise; “iftira” suçundan 3 yıl 4 ay, “hürriyeti yoksun kılma” suçundan 6 yıl 8 ay, “FETÖ adına suç işlemek”ten 8 yıl 4 ay hapis cezası verilmişti.

Sanıklar Hamdullah Bayram Öztürk, Suat Yiğit, Rıdvan Akovalı, Nihat Özçelik ve Nihat Keskin’in dosyasını ayrılırken, firari sanık Deniz Civelek hakkında ise yakalama kararı çıkartılmıştı.

KAYNAK: SABAH

FETÖ’nün Zirve Yayınevi kumpasında gerekçeli karar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) içindeki tartışmalara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Örgüt üyelerinin birbirlerine düştüklerini, 31 Ağustos 2017 tarihinde, FETÖ’ye ait “tr724” sitesindeki Deniz Ayhan tarafından kaleme alınan bir yazı gözler önüne sermişti. Bu yazıda, örgüt üyeleri, “mağdurlar”, “kafası karışık olanlar” ve “zihni berraklar” olarak 3 gruba ayrılmıştı. Örgüt içindeki kavgaların en önemli sebepleri arasında “mali kaynakların kuruması” gösteriliyor. Çünkü, 15 Temmuz darbe girişiminden önce, terör örgütü Türkiye’den besleniyordu. Darbe girişiminin başarıyla engellenmesi sonucu, örgüt mensuplarının birçoğu yakalanarak adalete teslim edildi. Ancak, yurt dışına firar eden örgüt mensuplarının sayısı da bir hayli fazla. Bu durum, firari örgüt mensuplarının birbirlerini dolandırmaya başlamasına neden olmuştu. Atlanta’da deşifre edilen olaylar da bunun en net kanıtıydı. Türkiye’den kaçan iş adamlarının milyonlarca dolar dolandırıldığı, örgütün yöneticilerinden Mustafa Özcan, Naci Tosun ve İsmail Büyükçelebi’nin bu durumu bildiği halde engellemediği de FETÖ üyelerinin sosyal medya paylaşımları sayesinde anlaşılmıştı. Atlanta’daki dolandırıcılık işlerinin arkasında FETÖ’nün eski Türkiye imamı Mustafa Özcan ve adamlarının olduğu ortaya çıkmıştı. FETÖ içindeki para ve liderlik hırsının getirdiği fikir ayrılıkları, kavgaya dönüşerek özellikle sosyal medyada boy gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde Twitter’da, örgüt mensuplarından Tuncay Opçin ve Halit Esendir’in tartışması, FETÖ içinde ayrılıkların geldiği boyutu kanıtladı.

FETÖ firarilerinden Halit Esendir ve Tuncay Opçin kavgası

“Zeyd” kod adını kullanan Tuncay Opçin, örgütün sözde molla kadrosundan Hamdullah Bayram Öztürk’e bağlı. Örgütün sözde Güney Amerika imamı olan Öztürk, eski Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) imamı olarak görev yürütmüş bir isim. Opçin, örgüte yönelik eleştirilere karşı sert çıkışlarıyla biliniyor. Daha önce, Elvan Aktaş’ın FBI’a muhbirlik yaptığının ortaya çıkması üzerine, Aktaş’a örgüt içindeki en büyük tepki Opçin’den gelmişti.

Ahmet Dönmez ve Bülent Keneş gibi muhalif seslere de sert çıkışlar yapan Opçin, bu kez Halit Esendir ile kavga etti. Esendir, örgüt içindeki muhalif kadronun lider adayı olarak ön plana çıkıyor. Ayrıca Aktaş, yönetim kadrosuna yönelik eleştiri getirdiğinde, Esendir de onu destekleyen örgüt mensupları arasında yer almıştı.

Askeri Yüksek Mahkeme üyelerinin mahrem imamlığını da yaptığı ortaya çıkan Opçin, şahsi Twitter hesabında, Adil Öksüz’ün MİT ajanı olmadığını, Hulusi Akar’ın darbe yapacağını söyleyerek kendisini kandırdığını iddia eden bir gönderi yayınladı. Bunun üzerine, Esendir Opçin’e cevap vererek, Öksüz’ün MİT ajanı olduğunu iddia etti. Tartışma, Opçin’in Esendir’e hakaret etmesiyle devam etti. Opçin’in Esendir’e karşı tutumu, örgüt mensupları tarafından eleştirilmesine neden oldu.

Esendir’in Opçin’e, 15 Temmuz’dan kısa bir süre önce attığı “Yatakta basıp, şafakta asacaklar” şeklindeki tweetini hatırlatması üzerine tartışma hararetlendi.

Opçin, söz konusu tweeti 13 Temmuz gecesinde attığını söyleyerek kendini savundu. Opçin’in Esendir’e;

“Beyninizle diliniz ve kaleminiz arasında uyum yok. Bir deniz feneri gibi yol gösterici olacağınıza her zamanki gibi gevezelik ediyorsunuz.” şeklindeki sözleri dikkat çekti.

Esendir, cevap olarak Opçin’in bahsi geçen tweetinin ne anlama geldiğini herkesin bildiğini belirtti. Bunun üzerine Opçin, Esendir’i delilik ve trollükle itham etti.

“Zeyd” kod adlı Opçin’in Esendir’e bunak muamelesi yaparak;

“Adınız dışında hatırladığınız üç şeyi yazabilir misiniz?” cevabını vermesi, ikili arasındaki tartışmayı kızıştırdı.

Opçin, Esendir’e FETÖ’ye en çok zarar veren isimlerden biri olduğunu belirterek;

“Sizi zırvalarınızla başbaşa bırakmak en güzeli.” dedi. Esendir de hatıralarını yayınlayacağını söyleyerek tartışmayı sonlandırdı. Esendir, daha önce de anılarını yazacağını, ancak FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in buna izin vermediğini, şayet yayınlarsa terör örgütü olduklarının ortaya çıkacağını söylediğini bildiren bir video paylaşmıştı.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

FETÖ içinde kopan fırtınalar şiddetleniyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

1980’lerden bu yana örgüt içinde mahrem imam olduğunu “gururla” anlatan firari FETÖ’cü Aktaş, terör örgütünün yönetim kadrosunun tamamen değişmesini “yaş ortalaması 50 olan yeni isimlerin gelmesini” istedi.

50 yaş altında yönetici yok

Fetullahçı Terör Örgütü’nün yönetim kadrosunda 50 yaş altında kimse bulunmuyor. Örgütün en genç yöneticilerinden sözde molla kadrosundan eski TSK imamı Hamdullah Bayram Öztürk bile 53 yaşında.

Aktaş’ın bu çağrısına FETÖ’nün kuruluşundan bu yana yönetici olan 65 yaşındaki Halit Esendir de destek verdi.

Esendir bir süredir örgüt içindeki muhalif kadronun lider adayı olarak ön plana çıkıyordu. Örgüt içindeki diğer yöneticilere ağır eleştiriler getiren Esendir, Elvan Aktaş’tan daha önce örgütü tehdit etmişti. Hatırlarını yayınlamayı planladığını söyleyen Esendir, FETÖ elebaşının buna müsaade etmediğini açıklamıştı.

Aktaş’a örgüt içinden büyük tepki var

Terör örgütünün diğer yönetici kadrosu ise sosyal medya üzerinden isim vermeden Aktaş’ı fitne çıkarmakla suçluyor.

Atlanta dolandırıcılığı FETÖ’de isyanı arttırdı

ABD’nin Atlanta eyaletinde terör örgütü üyelerinin birbirlerini dolandırması ve örgüt yöneticilerinin bunu bilmelerine rağmen sessiz kalması örgüt içindeki tartışmaları arttırmıştı.

Arkasına FBI’ı alan Elvan Aktaş, terör örgütünün yönetimine savaş açtı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince ABD, İngiltere, İsrail, Almanya, Kamboçya ve Madagaskar’ın da aralarında bulunduğu 22 ülkeye kaçtıkları belirlenen FETÖ’nün üst düzey yöneticisi 45 sanık hakkında hazırlanan iade talepnameleri, ilgili ülkelere iletilmek üzere Adalet Bakanlığına gönderildi.

Bu isimler arasında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, sözde yargı imamı Ahmet Can, sözde Ege Bölgesi imamı Bekir Baz, örgüt elebaşının sağ kolu Cevdet Türkyolu, örgütün istişare üyeleri Mehmet Ali Büyükçelebi, İsmail Büyükçelebi ve Ahmet Kurucan, asker ve polis okulları sorumlusu Sait Aksoy, yurt dışı işler sorumlusu Ali Ursavaş, albay ve yarbayların sorumlusu Suat Yiğit, sözde Güney Amerika imamı Hamdullah Bayram Öztürk, eski Bank Asya Yönetim Kurulu Başkanvekili Mustafa Talat Katırcıoğlu, örgütün Türkiye finansal sorumlusu İsmet Aksoy ve 9 Ocak’ta Texas’taki North American Üniversitesine rektör olarak atanan eski Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Tekalan gibi isimler de yer alıyor.

Kaçak 45 FETÖ yöneticisi saklandıkları ülkelerden istendi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 171 şüpheli hakkında 8 ayrı suçtan hazırlanan iddianamede, şüphelilerin örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock kullanımına ilşkin bilgiler de yer aldı.

İddianamede, Baykal’a ait olduğu iddia edilen görüntüleri haber sitesinden yayımlayan Yener Dönmez’in ByLock’u aktif şekilde kullandığı belirtildi.

98 kez ByLock’a girdi

Dönmez’in, 11 Ağustos 2014 tarihinden itibaren ByLock kullandığı ve “mithatsari”, kullanıcı adıyla 98 kez ByLock programına giriş yaptğı kaydedildi. Bu program üzerinden Dönmez’in 155 mesaj aldığı, 250 mesaj gönderdiği, 52 e-posta hareketinin bulunduğu, gelen arama sayısının 3, giden arama sayısının da 7 olduğu belirlendi. Ayrıca ByLock kullanıcıları Ayşegül Yurt, Cevheri Güven, Refik Palanga, Mustafa Sağlam ile ortak grup üzerinden irtibat kuran Dönmez’in, FETÖ’nün üst düzey yöneticilerinden firari sanık Hamdullah Bayram Öztürk ile 2010’da 5 kez telefon görüşmesi yaptığı bilgisi yer aldı.

Kod adı Soner

Dönmez’i ByLock’ta ekleyenlerin, “soner”, “sonerr” ve “soner bey” gibi farklı isimlerle kaydettikleri belirtilen iddianamede, Dönmez’in örgüt içinde “Soner” kod ismini kullandığı ifade edildi.

İddianamede, Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli şüpheliler Kaan Özyiğit, Özgür Türker, Mustafa Koparan, Selim Yasdıbaş ve Rüstem Atik’in usulsüz bir şekilde elde ettikleri özel görüntüleri FETÖ’nün amaçları doğrultusunda kullanılmak üzere şüpheli Cevheri Güven’e ulaştırdıkları belirtildi.

Görüntüleri Cevheri Güven gönderdi

Güven’in de görüntüleri yayımlaması için birçok haber portalına ulaştırdığı ancak haber siteleri görüntüleri yayımlamayı reddettiği, bunun üzerine Dönmez’in yazarlık yaptığı habervaktim.com isimli sitesinin ihbar hattına söz konusu görüntüleri gönderdiği ve görüntülerin Dönmez’in katkılarıyla yayımlandığı vurgulandı.

Deniz Baykal’a ait kumpası yayınlayan Yener Dönmez’in Bylock kod adı ‘Soner’ yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ’nün Kara Kuvvetleri mahrem yapılanmasına ilişkin 71 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameden önemli ayrıntılar çıkmaya devam ediyor. 71 şüpheli arasında oldukça önemli bir ismin daha olduğu anlaşıldı. Bu ismin, bir dönem KPSS soruşturmasını yürüten ve darbe girişiminden 3 gün önce firar eden savcı Şadan Sakınan kardeşi olduğu belirlendi.

Kod adı ‘Hamit’

İddianamede, FETÖ’nün Kara Kuvvetleri mahrem yapılanmasının, Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) birim sorumlusu (imam), temsilci, taşıyıcı, müdür, müdür yardımcısı, öğretmen, öğrenci olmak üzere 7 temel birimden oluştuğu anlatıldı. Bu yapılanmada Ahmet Sakınan’ın “Hamit” kod adı ile KKK imamının hemen altında “temsilci” sıfatıyla bulunduğu, kendisine bağlı müdür ve müdür yardımcıları ile örgüt mensubu Kara Kuvvetleri personelini idare ettiği ifade edildi. İtirafçı M.S.K., “Hamit” kod adlı Sakınan’ı fotoğraflarından teşhis etti. Bir başka itirafçı K.Y. ise Sakınan’ın örgüt içerisindeki konumu, örgütsel faaliyetler ve onunla yaptıkları örgütsel toplantılar hakkında önemli bilgiler verdi.

Patates hat üzerinden iletişim

İddianamede, Genelkurmay Adli Müşavirliğinden kardeş Sakınan ile ilgili gönderilen önemli bir yazıya da yer verildi. 27 Mart 2017 tarihli yazının ekinde yer alan bilgi notuna göre FETÖ mensuplarının 2010-2013 yıllarında operasyonel hat kullanmak suretiyle özel bir hücresel haberleşme ağı (patates hat) kullandığı belirtildi. Bu ağ üzerinde Ahmet Sakınan’ın sivil imam olduğunun tespit edildiği bildirildi. Sakınan’ın çok sayıda general ile bu ağ üzerinden irtibatının tespit edildiği kaydedildi. Bu isimlerin önemli bir kısmının darbe girişiminde aktif rol aldığı görüldü.

Adil Öksüz’le binin üzerinde görüşme

Ahmet Sakınan’ın HTS kayıtları da örgüt irtibatını net olarak ortaya koydu. İtalya, İngiltere, ABD ve Hollanda gibi çok sayıda ülkeyle HTS irtibatı tespit edilen Sakınan’ın, Kara Kuvvetleri mahrem yapılanmasında yer alan diğer şüpheliler ile binlerce görüşme yaptığı tespit edildi. Sakınan’ın, FETÖ’nün firari TSK imamı Adil Öksüz ile bin 67 telefon irtibatı belirlenirken örgütün bir dönem Kara Kuvvetleri imamı olan Hamdullah Bayram Öztürk ile 2 bin 554 kez görüşme yaptığı tespit edildi. Sakınan’ın, FETÖ’nün emniyet imamı ve üst düzey yöneticisi firari Osman Hilmi Özdil’le de telefon irtibatları iddianameye girdi.

Ahmet Sakınan’ın POLNET yolcu sorgulamasında 12 Temmuz 2016’da yurt dışına çıkış yaptığı ve halen firari olduğu belirtildi.
i

FETÖ’cü savcının kardeşi, sözde Kara Kuvvetleri imamının yardımcısıymış! yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.