Geçtiğimiz Cuma günü, Amerika’da engellenen bir terör saldırısı hiç gündeme gelmedi. Bir adam elinde çiviyle etkisi arttırılmış Amonyum Nitrat ve sıvı yakıt karışımı bir çantayla Asheville Bölgesel Havaalanına geldi. Güvenlik kamerasının bombayı farketmesi sonrasında yakalandı. Zanlının saldırıyı gerçekleştirme amacı en az saldırı fikri kadar ürkütücüydü.
Uluslararası ajanslar ve ABD’deki ana akım medya kuruluşlarında yer almayan bu olayı The Intercept sitesinden Shaun King ortaya çıkardı. Shaun King’in haberini sizin için tercüme ettik:
Hiç duymadığınız havaalanı bombacısı
“Bazı şeylerin dikkat çekip yayılması ve bazılarının da gözden kaçması ilginç. Bugünlerde hiçbir şey Başkanın bir konuya takılıp kalmasından daha fazla bir hikâyeyi uçurmuyor. Bu yüzden olsa gerek geçtiğimiz Cuma planlı bir terör saldırısı gibi görünen ve son anda engellenen bir eylem Donald Trump’ın pek ilgisini çekmedi. Hiçbir tweet yok, olası teröristin bir rumuzu yok. Hiçbir şey. Neden böyle olduğunu birazdan göreceksiniz.
Geçtiğimiz Cuma gecesi 12:39’da Kuzey Karolina Asheville Bölgesel Havalimanındaki güvenlik görüntülerinde ön kapıdan içeri giren siyah bir şapka ve siyah giysiler içinde çanta taşıyan bir adam fark edildi. Video incelemesine göre şahıs terminalin girişine yaklaştı ve bir anda görüntüden çıktı. Sonrasında çantası olmadan alandan uzaklaştığı görüldü.
Ulaşım Güvenlik Yönetimi Protokolünü takip eden havaalanı güvenliği çantanın içinde patlayıcı olup olmadığını görmek için bir köpeğe çantayı koklattı. Köpek tehlikeli bir materyal olduğuna dair işaret verdi. Terminal salonu ve havaalanına giden cadde kapatıldı. Havaalanı yetkilileri kendilerini tehlikeli bir acil durum içinde buldular.
Görevlilerin çantada buldukları madde AN/FO yani Amonyum Nitrat ve sıvı yakıt karışımı çıktı. Kayıtlara göre, sıvı yakıt dünyada terörle alakalı faaliyetlerde daha önce de kullanıldı. AN/FO ateş ya da tetikleyici başka bir malzemeyle buluştuğunda şiddetli şekilde patlıyor. Patlamanın etkisini arttırmak için çiviler ya da rulman karışıma ekleniyor.
Aslında bu sağdan soldan toplama patlayıcı aletin içinde keskin tırnaklar ve kurşunlar bulunmuştu. Bu bombayı tasarlayan kim idiyse korkunç bir bedensel zarara sebep olsun diye tasarlamıştı. Yetkililer bombayı etkisiz hale getirmeden önce üstündeki alarmın o sabah saat 6’ya, yani tam da yeni bir yolcu kalabalığının havaalanına ulaşacağı vakte ayarlandığını keşfetti.
Sonradan anlaşıldığı üzere bombayı yerleştiren adam yetkililere “ABD topraklarında bir savaş yürütmeye hazırlandığını” ve bombanın bu savaşın yalnızca bir parçası olduğunu ayan beyan teslim etti.
Ufak tantana
Bahse varım bu olayı hiç duymadınız. Bu tür hadiseleri yakından takip ederim fakat bunu duymamıştım. Bana bu hikâyeyi beni internette takip eden ve Asheville’de yaşayan biri gönderdi. Meselenin yerel gazetede birkaç ifade haricinde adının geçmeyişine ve bazı ulusal platformlarda izole bir şekilde değinilmesine şok olmuştu.
Makaleye tıklar tıklamaz ne kastettiğini çok iyi anladım.
Bomba bir göçmen ya da bir Müslüman veya bir Meksikalı tarafından yerleştirilmemiş olduğu için hikâye yayılmadı ve Trump bunun hakkında bir tweet atmadı. Onu oraya bir cânım beyaz adam, Michael Christopher Estes koymuştu. Motivasyonu hâlâ tespit edilemeyen Las Vegas katliamcısı Stephen Paddock’tan farklı olarak Estes nihâî amacının Amerikan topraklarında savaş çıkarmak olduğu hususunda son derece net olduğunu göstermek istedi.
Bu hikâyeyi daha önce duymuşsunuz gibi geliyorsa üzgünüm. Sizin okumaktan bıktığınız kadar ben de yazmaktan bıkmış durumdayım, ancak gayet iyi biliyorsunuz ki, eğer Estes genç bir Müslüman olsaydı –lanet olsun ki, eğer son 25 sene içinde bir camiyi bir kez ziyaret dahi etseydi– Trump tam da şu anda onun hakkında Amerikan güvenliği için Müslüman yasağının ne kadar gerekli olduğuna dair çığırtkanlık yapan tweetler atıyor olacaktı.
Müslüman bir saldırganın sabıka fotoğrafı muhafazakâr medyada bir anda yayılırdı. Ana akım Amerikan kuruluşları terörist suikasti bertaraf edenlerin destansı cesareti hakkında haberler yapıyor olurdu. Hepimiz, failin polis arabasından cezaevine ve cezaevinden mahkeme salonuna kadar yürüdüğünü gösteren kamera görüntülerini izliyor olurduk. İnsanlar failin ailesi, arkadaş çevresi, nerede radikalleştiği ve başkalarının da onun gibi hissedip hissetmediği hakkında yüksek sesle konuşur ve tweet atardı.
Peki, ya bu durumda? Çıt çıkmıyor. Tüm dünyadaki insanları öldürmek ya da sakatlamak için kullanılanlar gibi el yapımı bir bomba yerleştiren adam neredeyse sırf beyaz olduğu için hiçbir şey duymuyoruz. Suçu kendisiyle başlıyor ve yine, kendisiyle duruyor. Onun eylemleri bütün inancının, siyasi görüşünün ya da ırkının bir kabahati değil. Beyaz birisinden başka kimse olsaydı neredeyse kesinlikle böyle olacağı gibi, Estes yüzünden, beyaz insanlar aniden terörist olarak etiketlenmiyor ya da Amerikan güvenliği için bir tehdit olarak görülmüyor.
Müslüman ve göçmenlere her gün olan bu şeylerin hepsinin şimdi Estes’e ve ülkenin dört bir yanındaki beyazlara olmasını istiyor değilim. Temelde, Michael Christopher Estes ve diğer beyazların haricindeki herkese fiilen olmakta olan geri kafalı çifte standardın durması gerektiğini söylüyorum.