Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) en önemli finansörlerinden Hamdi Akın İpek, Türkiye’nin madenlerini işgal ederek, tonlarca altını yurt dışına kaçırmasıyla tanınıyor. FETÖ/PDY çatı davasının firari sanığı İpek hakkında, “terör örgütü yöneticiliği, terörizmin finansmanı, zimmet ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından soruşturma bulunuyor. 30 Ağustos 2015’de özel bir uçakla İngiltere’ye kaçan İpek’in hakkında yakalama kararı çıkartılmıştı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, İpek’in sahibi olduğu Koza-İpek Holding’e, “teröre finansman sağladığı” gerekçesiyle, Eylül 2015’te, MASAK tarafından operasyon gerçekleştirildi. 25 Ekim’de Koza İpek ve 22 şirketine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi ile kayyum atanması yönünde karar alındı. Ardından İpek’in sahibi olduğu Koza İpek Grubu’na bağlı bütün şirketlere kayyum atandı. Atanan kayyumlar vasıtasıyla yaptığı yolsuzluklar tek tek ortaya FETÖ firarisi Akın İpek, İngiltere’de Koza-İpek Holding’e atılan kayyumlara karşı dava açmıştı. İpek, İngiliz mahkemesinin “Koza Altın’ı temsil eden kayyumlar tartışmasız yetkilidir.” şeklindeki kararı neticesinde davayı kaybetti.

Mahkeme, kayyumların yetkisini tartışamayacağını belirtti

Koza Grubu’na, Türk mahkemeleri tarafından atanan kayyumların temsil haklarının bulunduğuna hükmeden İngiliz mahkemesi, kayyumların yetkisini tartışamayacağını belirtti. Koza Altın tarafından yapılan açıklamada, şirketin yüzde 100 oranında iştiraki olan Londra merkezli Koza Ltd’nin, İngiltere mahkemelerinde devam eden hukuki sürecine ilişkin olarak 17 ve 18 Mayıs’ta görülen duruşmanın aldığı kararın kesinleştiği ifade edildi. Kayyumların ve yönetim kurulu üyelerinin atamalarının Türk iç hukuk düzenini ilgilendirdiğini kaydeden İngiliz mahkemeleri, ilgili atamaların Türk hukuku uyarınca geçerli atamalar olduğunu ve bunun İngiliz kanunları uyarınca değerlendirilmesinin gerekli olmadığına karar verdi. Kararda ayrıca, Koza Altın’ı temsil eden kayyum ve yönetim üyelerinin yetkilerinin, Türk hukuku tarafından belirleneceği ve ilgili kişilerin tartışmasız yetkili olduğu kaydedildi.

FETÖ firarisi Akın İpek, İngiltere’ye 60 milyon pound kaçırmıştı

FETÖ firarisi Akın İpek‘in kaçmadan önce Londra’da Koza Ltd. adıyla bir madencilik şirketi kurduğu ve buraya usulsüz bir şekilde 60 milyon pound kaçırdığı tespit edilmişti. İpek’in kaçırdığı paranın, mahkeme kararıyla geri geleceği açıklandı. İngiliz mahkemesi tarafından verilen kararlar, Borsa İstanbul’da da Koza Grubu‘nun hisselerini yükseltti. Gün içerisinde Koza Altın yüzde 6.2, Koza Madencilik yüzde 4.5, İpek Enerji ise yüzde 4.6 arttı. Dünkü yükselişin ardından Koza Altın’ın piyasa değerinin 2 milyar dolardan fazla olduğu belirtildi.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

FETÖ firarisi Akın İpek, kayyum davasını kaybetti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Güngör, TMSF’nin FETÖ’den devraldığı 882 şirketin aktifinin, örgüte aktarılan kaçak paraların engellenmesi sayesinde 45 milyardan 61 milyar TL’ye çıktığını yazdı.

Dilek Güngör’ün TMSF Başkanı Muhiddin Gülal’ın görüşlerine yer veren “FETÖ’nün 16 milyarlık hortumu kesildi” başlıklı yazısı:

15 Temmuz’daki hain darbe girişiminden sonra el konulan şirketlerden FETÖ hortumu kesilince firmalar neredeyse 2 kat büyüdü. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesine alınan 882 şirketin aktif büyüklüğü 2016’dan bu yana 45 milyardan 61 milyar TL’ye çıktı. Aradaki 16 milyar liralık fark FETÖ’ye giden kaçak paranın kayıt altına alındığı anlamına

geliyor. TMSF bünyesindeki büyük gruplara bakıldığında rakamlar daha net ortaya çıkıyor. Fona geçtiğinden bu yana Boydak Grubu’nun aktifi 7.7 milyar TL’den 11.7 milyar liraya ulaştı. Koza-İpek’te aktif yüzde 54 artarak 8.24 milyar TL’ye çıktı. Aydınlı’da aktif büyümesi 3 yılda yüzde 91, Uğur Soğutma’da ise yüzde 27 oranında arttı. Şirketlerin cirosu da 22.9 milyardan yüzde 39 artarak 31.84 milyar liraya çıktı.

TMSF Başkanı Muhiddin Gülal, “Kayıt dışını kayıt altına aldık. Ciddi kaçaklar vardı. Bu şirketler doğru yönetiliyor hem devlet kazanıyor hem çalışanlar.” dedi. İşte Gülal’ın açıklamaları:

FETÖ şirketleri TMSF’ye geçtiğinde “iyi yönetilmeyeceği” algısı yapıldı. Bugün şirketlerin 2 kat büyüdüğünü görüyoruz. Nasıl oldu bu?

TMSF’ye geçtikten sonra bu şirketlerin aktifi yüzde 35.5, öz kaynakları yüzde 26, ciroları yüzde 16 arttı. Borsadaki piyasa değerleri de yükseldi. Ne yaptınız derseniz. Aslına bakarsanız olağanüstü bir şey yapmadık. FETÖ dönemindeki kayıt dışını kayıt altına aldık, kaçakları önledik. Her şey kayıt altına alınınca rakamlar büyüdü.

Mesela şirketlerde IT denetimi yaptırdık, serverlar tarandı. Boydak’ta e-mail trafiğinde FETÖ’ye en az 500 milyon TL aktarıldığı itiraf ediliyordu. Aydınlı’da tedarikçilerden alınan ödemelerden yüzde 10 kesilip FETÖ’ye aktarıldığı bilgisine ulaştık. Örgüte giden bu kaçaklar kesilince şirketlerin performansı arttı. Şimdi hem istihdama katkı sağlıyoruz hem devlete vergi ödüyoruz.

Bu şirketlere 10 yıl boyunca hiç maliye müfettişi gitmemiş. 3 yıldır müfettişler eksik olmuyor. Geriye doğru da bir sürü şey buluyorlar. Koza’da ceza olarak ödediğimiz vergi 300 milyon TL’ye yakın.

Şu anda 882 şirketin kaçı aktif?

TMSF bünyesine alınan 882 şirket var. Bunlar içinde 16 büyük grup var. Onların bünyesindeki şirket sayısı 272. 250-260 adet gayri faal şirket var. Onlarla ilgili tasfiye sürecini başlattık. Raporlamalar yapıldı, hukuki süreç devam ediyor.

Bu 882 şirket içinde zararda olanlar da var. Zarar eden şirketler ne olacak?

Aslında burada TMSF bir sosyal sorumluluk üstlendi. Örneğin Gaziantep’te Naksan Holding var. İçi boşaltılmış. 7 milyar TL borcu var. Biz olmasak bugün Naksan olmazdı. Plastik fabrikası, Royal Halı, Adulerya Enerji çalışıyor. Tedarikçilere para ödüyoruz, işçilerin maaşı yatıyor. Naksan’ı yaşatmak için Birleşik Fon Bankası’ndan 130 milyon TL kredi dahi aldık. Hiçbir ekonomik değeri olmayan bir tesisi Adülerya’yı sosyal sorumluk olarak çalıştırıyoruz. Keza Aynes’te de durum böyle. Devraldığımızda iflas erteleme sürecindeydi. Sesli Battaniye’de de durum pek farklı değil. Bu şirketler toplam öz kaynak performansımızı düşürüyor. Bu şirketleri satışa hazırlıyoruz. KPMG, ay sonu itibarıyla tüm bu varlıkların değerlemelerini çıkaracak.

Yurt dışında muvaazalı devirlerle ilgili dava süreçleri ne durumda?

Kaynak Holding’in Kırgızistan’daki AVM’si Vefa Center ile ilgili dava lehimize sonuçlandı. FETÖ’den izinsiz kuş uçmayan bir ülkede bu davayı kazanmamız karşı tarafın direncinin kırılması anlamında çok önemli. Kazakistan’da Kaynak Holding’in bir iş merkeziyle ilgili dava açtık. Orada da süreç bizim lehimize ilerliyor. ABD’de Kaynak Holding ve Katırcıoğlu’yla ilgili iki dava açtık. FETÖ’nün Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıklarının Çözüm Merkezi’ne (ICSID) açtığı davaları da takip ediyoruz. Orada Cihan Medya, Akfel Gaz ve Koza’nın davası var. Adulerya Enerji için önümüzdeki günlerde ihale olacak… Orada Çek Cumhuriyeti’nin 436 milyon euroluk kredisi var. Yatırım değeri 200 milyon euro olmasına rağmen böyle bir kredi alınmış, hortumlama yapılmış. Çek muhatabımıza “Bunu bilabedel alın.” dedim, yanaşmadılar. Talipli çıkmazsa “Alıyorsanız alın yoksa başka bir aksiyon alacağız.” diyeceğiz.

Şirketlerin satışında hukuki bir engel var mı?

Naksan’da müsadere kararı çıktı. Boydak’ta karar İstinaf Mahkemesi’nde. Aynes ve Sesli Battaniye’de ise davalar devam ediyor. Bak Piliç’e de müsadere kararı çıktı. Firmanın ekonomik devamlılığı ile ilgili sıkıntı varsa ve zarar üretiyorsa satılabilir.

Peki zarar etmeyenler TMSF bünyesinde mi kalacak? Örneğin, Koza, Uğur Derin Dondurucu, Aydınlı gibi.

Burada hukuki düzenleme gerek. Bu şirketlerin ihalelerini şeffaf bir şekilde yapıp satarsınız. İhale bedelini bir hesapta bloke edip nemalandırırsınız. Mahkeme kararı kesinleştiğinde, müsadere kararı çıkarsa parayı Hazine’ye devredersiniz. Şirketlerin eski sahiplerine iadesi kararı çıkarsa da parayı onlara verirsiniz. Diğer türlü TMSF, bu şirketlerle uzun yıllar uğraşmak durumunda kalır.

El konulan FETÖ şirketleri ile milyarlarca lira teröre gitmedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ finansörü Akın İpek’in bir numaralı sanık olduğu Koza-İpek Holding iddianamesinde 4 Ağustos 2014 tarihli MASAK raporuna yer verildi. İpek Grubu’nun 2005 yılında satın aldığı Normandy Madencilik A.Ş.’nin Türkiye’deki faaliyetlerini durdurmasıyla ilgili çarpıcı detaylar yer aldı. Raporda, yabancı şirketin elindeki altın madenlerinde çıkarılan altının “çevreye zarar verecek durumda olmadığı” bilgisi verildi.

Koza Madencilik’in, Normandy şirketini satın almasından önce başlayan eylemlerin, satın alma işleminden hemen sonra kesilmesinin dikkat çekici olduğu ifade edildi. Raporda, “Maden el değiştirdikten sonra ortalık sakinleşti ve halkın direnişi bir anda ortadan kalktı.” denildi. MASAK raporuna göre Normandy Şirketi, Bergama ve Gümüşhane’deki altın madenlerine 100 milyon dolar yatırım yapmasına rağmen baskılar üzerine yarı fiyatından daha düşük bir rakama, 44.5 milyon dolara madenleri İpek grubuna sattı.

Altın madeni FETÖ’ye geçtikten birkaç ay sonra üretime başladı ve 8 ay gibi bir sürede yaklaşık 26 Milyon lira net kâr elde etti. Bu tutar, maden satın alınırken peşin ödenen 20 milyon dolara denk gelen bir değer. Yani sadece 8 ayda madene ödenen paranın neredeyse yarısı madenin işletilmesinden karşılandı.

FETÖ Akın İpek’i zengin etmek için altın madenlerine çökmüş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.