Millileşme arşivleri | Yekvucut Akıl ve vicdan sahiplerine Mon, 01 Jun 2020 09:17:43 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png Millileşme arşivleri | Yekvucut 32 32 Silah ithalatçılığından ihracatçılığına… Türkiye’nin büyük başarısı https://yekvucut.com/ekonomi-gercekleri/30364-2/ Mon, 01 Jun 2020 09:17:43 +0000 http://yekvucut.com/?p=30364 Türkiye, askeri olarak yurt dışından bağımsız hareket etmek için var gücüyle çalışıyor. Özellikle geçtiğimiz yıllarda yerli silah sanayisini sistemli bir...

Silah ithalatçılığından ihracatçılığına… Türkiye’nin büyük başarısı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Türkiye, askeri olarak yurt dışından bağımsız hareket etmek için var gücüyle çalışıyor. Özellikle geçtiğimiz yıllarda yerli silah sanayisini sistemli bir şekilde geliştirdi. 2000 yılından sonra Türk savunma sanayinde yeni bir dönem başladı. 2001 yılında üniversiteler, araştırma kurumları ve üretim sektörleri arasındaki işbirliğini geliştiren bir Teknoloji Geliştirme Bölgesi anlaşması yapıldı. Hükümet, Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyon ihtiyaçları doğrultusunda Ar-Ge projelerine odaklandı. Türk Deniz Kuvvetleri Araştırma Merkezi ve Denizcilik Tasarım Bürosu bu dönemde Türk Deniz Kuvvetleri’nin modernizasyon ihtiyaçları için kuruldu. Ülke yüzde 20 yerli üretim oranıyla başladığı yolda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da birkaç gün önce açıkladığı gibi yüzde 70 yerli üretim oranına ulaştı. Alman Der Spiegel dergisi, “Türkiye’nin savunma projeleri… Yeni drone gücü” başlıklı yazısında da Türkiye’nin yerli silah üretimi konusundaki başarısından övgüyle bahsetti.

Cumhurbaşkanı, “Bir gün başkasına muhtaç olmadığımız bir noktaya geleceğiz.” demişti ve bunu söylerken sadece yurt dışı silah ithalatından bağımsız olmayı kastetmiyor aynı zamanda Türkiye’nin silah pazarına ihracat yapacak duruma gelmesini de amaçladığını belirtiyordu. Bu sayede Türkiye’nin bölgesel güç statüsü gelişmiş olacak. Stockholm Barış Araştırmaları Merkezi (SIPRI) şimdilerde Türkiye’yi dünya genelindeki silah ihraç eden ülkeler listesinde 14’üncü sırada gösteriyor. Savunma ve havacılık sektörü geçtiğimiz sene, bir önceki seneye nazaran yüzde 40’lık artışla 3 milyar 68 milyon 519 bin dolarlık ihracata ulaşılırken Türkiye’den birçok ülkeye yerli ve millî ürünler satıldı. Türk silahlarını satın alanlar arasında Türkmenistan ile Umman gibi devletlere ek olarak Pakistan, Katar ve Ukrayna da bulunuyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023 yılına kadar bugünlerde yaklaşık 3 milyar avro olan yıllık silah satışının 10 milyar avroya yükselmesi hedefleniyor. Bunun için ülke droneları geliştirmeye odaklanırken Baykar Makine kısa süre önce “Bayraktar TB2”nin geliştirilmiş modeli olan “Akıncı”nın da ikinci prototipini tanıttı. Türkiye başka silah alanlarında da hedeflerinin peşinden gidiyor.

Önümüzdeki yıl Türk yapımı ilk savaş tankının hazır olması da hedefleniyor. Ayrıca Türk ordusu bundan böyle Alman yapımı G3 yerine Türk yapımı bir piyade tüfeği kullanacak. “TCG Anadolu” adlı ilk Türk helikopter taşıyıcısının önümüzdeki üç yıl içinde donanmaya katılması beklenirken Türk Hava Kuvvetleri de 2030 yılına kadar bir savaş uçağının Türkiye’de geliştirilmesini amaçlıyor. 2002 yılında yaklaşık 5,5 milyar dolarlık bütçeye sahip 66 Türk savunma projesi vardı. Şu anda 60 milyar dolarlık bütçeyle 600’den fazla proje yürütülüyor. Modern bir donanma, özellikle akıllı insansız sistemlerle hiç de uzak değil.

Silah ithalatçılığından ihracatçılığına… Türkiye’nin büyük başarısı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
SİHA’lar yapay zekaya giden yolu açıyor https://yekvucut.com/ekonomi-gercekleri/sihalar-yapay-zekaya-giden-yolu-aciyor/ Tue, 05 May 2020 13:07:35 +0000 http://yekvucut.com/?p=29517 20 yıl önce Amerika’dan ve ardından İsrail’den İHA talep eden, aldıkları da arızalı çıkan Türkiye, Mavi Marmara kriziyle tüm anlaşmaları...

SİHA’lar yapay zekaya giden yolu açıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
20 yıl önce Amerika’dan ve ardından İsrail’den İHA talep eden, aldıkları da arızalı çıkan Türkiye, Mavi Marmara kriziyle tüm anlaşmaları iptal etmişti. O gün yeril kaynaklarla başlayan girişimler, havadaki yeni güç olan İHA ve SİHA’larla, Türkiye’yi dünya sıralamasında zirveye taşıdı.

Terörle mücadele noktasında son yılların en önemli dönüm noktalarından biri de hiç şüphesiz Türkiye’nin sahip olduğu silahlı/silahsız insansız hava araçları. Sadece sınır içinde değil, Suriye başta olmak üzere güney sınırı boyunca, Doğu Akdeniz’de, Ege’de ve Karadeniz’de de oldukça etkin kullanılıyor. Türkiye, İHA-SİHA üretimine nispeten geç başlasa da kısa sürede kat ettiği yolla büyük başarılara imza attı. SİHA teknolojisinde dünyada ilk 3’te yer almayı başardı.

Bu alanda öncü bir rol üstlenen Baykar, SİHA’larda yüzde 93 yerlilik oranına sahip. Ancak bu başarıyı üstlenmek isteyenler de oldu. İngiliz The Guardian gazetesi, İngiltere’de üretilen kilit sisteminin Baykar’ın başarısında önemli rol oynadığını iddia etti. Fakat iddiaların yalan olduğu kısa sürede ortaya çıktı. Çünkü İngilizlerin 60 bin avro istediği kilit sistemini Baykar kendi imkanlarıyla daha ucuza üretmişti.

SİHA’lar düşük uçuş maliyetleri sayesinde ekonomik açıdan, üstün keşif ve gözetleme yetenekleri sayesinde ise zamandan tasarruf edilmesini sağladı. Bir yandan dünyanın dört bir yanından alınan siparişlerle milyonlarca dolarlık ihracat geliri elde edilirken, diğer yandan envanterdeki İHA/SİHA sayısı 100’ü aştı. Şu ana kadar Türk Güvenlik Güçlerine 86 adet, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne 6 adet ve Katar Silahlı Kuvvetleri’nde de 6 adet olmak üzere toplam 98 adet Bayraktar TB2 İnsansız Hava Aracı (İHA) teslim edildi.

Türkiye’de stratejik sektörlerin başında gelen savunma sanayiinde 2000’lerin başında yerlilik oranı yüzde 15’ken bugün bu rakam yüzde 70’lere ulaştı. 2007 yılında sektörün toplam cirosu 3 milyar dolar iken 2019 yılında sadece yurtdışına satışlardan elde edilen gelir 3 milyar doları aştı. Son 18 yılda Ar-Ge ve girişim ekosistemi kuruldu. Savunma, sağlık, otomotiv, tarım gibi sektörlerde dijital dönüşüm yaşanıyor. İnsanlık yararına teknolojilerde lise öğrencileri bile projeler yürütüyor.

SİHA teknolojisi bilgi ve insan kaynağıyla uçan araba “Cezeri”nin çalışmaları başladı bile. Yaklaşık 850 kişilik Baykar ailesinde 7 temel mühendislik disiplininden insanlar çalışıyor. Gelecekte insan hatalarının minimuma çekildiği, insansız sistemlerin her alanda daha çok kullanıldığı bir dünya göreceğiz. Yapay zekâ ve robotlar gelecekte hayatımızın bir parçası olacak. Buna şimdiden milli çözümlerle hazırlanılıyor. İHA ve SİHAları geliştiren ekibin donanımı ve birikimi Yapay zeka ile çok daha ileriye taşınarak ekonomiye ve ülkenin teknolojik donanımına katkı sağlamaya devam edecek.

SİHA’lar yapay zekaya giden yolu açıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
“Sağlıkta millileşme ile milyarlarca dolar Türkiye’de kalacak” https://yekvucut.com/ekonomi-gercekleri/saglikta-millilesme-ile-milyarlarca-dolar-turkiyede-kalacak/ Wed, 09 Jan 2019 12:43:52 +0000 http://yekvucut.com/?p=21424 Sabah gazetesinden Hilâl Kaplan’a konuşan Fahrettin Koca önemli açıklamalar yaptı. Hilâl Kaplan’ın sorularını yanıtlayan Koca, sağlıkta yurt dışına bağımlığı azaltma...

“Sağlıkta millileşme ile milyarlarca dolar Türkiye’de kalacak” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Sabah gazetesinden Hilâl Kaplan’a konuşan Fahrettin Koca önemli açıklamalar yaptı. Hilâl Kaplan’ın sorularını yanıtlayan Koca, sağlıkta yurt dışına bağımlığı azaltma hedeflerinden bahsetti.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlıkta dışa bağımlılığımızın çok yüksek olduğunu belirterek, “İlaçta yüzde 54, tıbbi cihazda yüzde 84 dışa bağımlıyız. Toplam 10-12 milyar dolar. Hedefimiz 2023 sonuna kadar bunu yüzde 50 azaltmak” dedi.

Sabah gazetesinde yer alan haberi paylaşıyoruz:

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bakkal bir baba ve ev hanımı bir annenin 6 çocuğunun en büyüğü olarak dünyaya geldi. Dereceyle girdiği tıp fakültesinden bakan olana kadar sürede, 7 bin çalışanlı bir hastane zinciri ve 27 bin öğrencili bir üniversite kurdu. Basına pek konuşmayan Koca, en kapsamlı ilk röportajını SABAH’a verdi. Karşımda mesleğine âşık bir doktor, mahviyetkâr bir siyasetçi ve ailesine düşkün bir baba vardı. Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki, şimdiye dek gördüğüm en mütevazı bakan odasındaki röportajımızı ilginize sunuyorum…

Özel sektörden gelen bir isim olarak bakan olma tecrübesini nasıl buldunuz?

Kamuyu, sektörün içinden ama kamunun dışından bir gözle izleyerek edindiğimiz bir kanaatimiz vardı.

Bakanlık dönemimle birlikte eski sistem ülke için artık sorunlar oluşturduğunu, yeni hükümet sistemi ülke için çok gerekli ne kadar gerekli olduğunu gördüm. Özellikle seri karar verme noktasında. Bürokrasideki hâlâ var olan eski sistemin kodlarının yeni sistemle dönüşmek zorunda olduğunu da görüyoruz.

Bu noktada en önemli gücümüz, Sayın Cumhurbaşkanımız’ın iradesi ve desteği. Eski bürokratik alışkanlıkların yeni hükümet sistemi ile değişeceğine; daha hızlı karar alan, ürün odaklı olan bir dönemin olacağına inanıyorum.

Bakanlık teklifi size nasıl geldi?

Doğrusu bu durum ortaya çıktığında, üniversitenin yapılanmasına odaklandığım ve hastanelerle de yoğun bir meşguliyetimin olduğu bir dönemdeydim. Sayın Cumhurbaşkanımız bir gün önce aradı ve elbette kendilerinin bu noktadaki takdirine hayır diyemedik.

 “Sağlıkta tasarruf olmaz, verimlilik olur” ifadeniz var. E-nabız sisteminin bu konudaki katkıları nedir?

Verimliliği arttırmak dijitalleşmeyi sağlamadan mümkün değil. O nedenle başta e-nabız olmak üzere birçok dijitalleşme programımız var. E-reçete uygulaması sayesinde, 100 reçeteden 35’inde antibiyotik varken bu oran 25’e düştü. Yeni dönemde yapay zekâyı da denetim odaklı kullanmak istiyoruz.

  Tıbbî malzeme ve cihazların yerlileştirilmesinde hangi aşamadayız?

Yeni dönemde benim sorumluluğunu en çok hissettiğim konu yerlileştirme. İlaçta yüzde 54, tıbbı cihazda yüzde 84 dışa bağlıyız. Toplam 10-12 milyar dolardan bahsediyoruz.

Yeni dönemde teknoloji transferini teşvik etmeyi TÜSEB (Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı) üzerinden yürüteceğiz. Bu sayede hem teknoloji transferini gerçekleştirip hem de ürün odaklı fonlama yapan mekanizma devreye alıyoruz. Hedefimiz 2023 sonuna kadar, dışa bağımlılığımızı yüzde 50 azaltmak.

 Sağlık turizminde yıllık gelir 1.5 milyar…

Ciddi bir noktaya geldik. Ancak potansiyelimizin altındayız. 2023’e kadar 5 kat artırmalıyız.

USHAŞ (Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş.) adında bir şirket kurduk. Bu şirket, belli nitelikleri taşıyan sağlık kuruluşlarını tek portalda toplayıp, hem tanıtımını yapacak hem de fiyat standardı getirecek?

Organ bağışında neler yapacaksınız?

İletişim kampanyaları planlıyoruz.

Kadavradan organ naklinde iyi bir yerde değiliz.

Canlıdan bağışta ise ilk sıralardayız. Organ naklinde dünya çapında önemli merkezlerimiz var.

Bu konuda başarılıyız.

Bir gün dahi ceza alan hekimlik yapamaz!

KHK ile kamudan uzaklaştırılan doktorların özel hastanelerde çalışılmasına itirazlar var…

Tıp ve uzmanlık eğitiminden sonra devlet hizmeti yükümlülüğü var. Kuralar çekilir ve 300- 600 gün arası devlet hizmeti yükümlülüğü söz konusu.

Zorunlu hizmet öncesi güvenlik soruşturmasından geçmeyenlere diplomasını da veremiyoruz.

Bu kişilerle ilgili 450 gün hekimlik yapmamalarını düzenledik. Sonra ise ‘Kamuda hiçbir şekilde çalışmamalı’ dedik, düzenleme buna yönelik.

 Özelde çalışma hususuna ne diyorsunuz?

İster özelde ister kamuda olsun; kişi terör suçlarından bir gün dahi hüküm giymiş olsa bir daha hekimlik mesleğini yapamaz.

Doktorlara yönelik günde 10 şiddet olayı yaşanıyor. Cinayetler de arttı. Alınacak tedbirler ve çıkacak yasalar neler?

Şiddetle ilgili düzenlemeleri içeren yasa Meclis’ten geçti. Sadece asayiş tedbirlerinin olmasından yana değiliz. Bizden kaynaklanan, hekimlerin yorgunluğunu arttıran sebepleri ortadan kaldırmak ve vatandaşların sağlık okur-yazarlığını artırmak gibi birçok düzenlemeyle bu sorunu çözebileceğimize inanıyorum. Yeni yasayla, suçu işleyen şahsın şikâyete konu olmaksızın kamu davası gibi yakalanması, karakoldan serbest bırakılmayıp savcılık sonrası serbest bırakılma veya mahkemeye sevk durumunun devreye girdi.

 Sağlık çalışanlarına yıpranma hakkı sağlayan yasa bakanlığınızın ikinci ayında resmileşti.

Emeklilikte bin 500 – 2 bin liraya kadar maaş artışı ve yıpranma payı sağlandı. Sağlık çalışanlarımız memnun edilmeden, hastayı memnun edebilirliğimiz kolay olmaz. Yeni dönemde performans sistemini hasta memnuniyetini esas alan yaklaşımla ele alacağız. Gereksiz işlemleri azaltan, hastaya doğru müdahaleyi ve uygun reçeteyi düzenleyen sisteme geçmeyi planlıyoruz.

 Personel alımları…

6 bin 409 kişinin alımını yapıyoruz. Alımlar önümüzdeki haftalarda bitmiş olur. Ayrıca 2019’da 25 bine yakın hekim ve eczacı atamamız olacak. Açılacak şehir hastanelerimiz var, buna ek olarak genel bütçeden 63 hastanenin açılışı olacak.

Muhalefetin, şehir hastanelerinin yapımı hakkında devletin büyük borca girdiği, hatta ödemek için ‘hasta garantisi’ verdiği gibi çıkışları oldu… Bu konuda neler diyeceksiniz.

Şehir hastanelerinde ne poliklinik sayısı, ne yatan hasta, ne yatak doluluk oranında herhangi bir garanti asla söz konusu değil. 25 yıllık sabit bir kira dönemimiz var. Diğer kamu hastanelerinde de olduğu gibi, görüntüleme, laboratuvar gibi hizmetleri satın alıyoruz. Bu hizmetlerin süresi ise 5 yıl.

Hizmetleri satın alırken, belirli oranlardan sonra indirimler elde etmek için eşik değerler belirledik.

Bu sistem diğer hastanelerimizde de mevcut.

Örneğin bir hizmette belirlenen eşiğin yüzde 70’i aşıldığında, biz SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) fiyatları üzerinden yüzde 40 indirim alabiliyoruz. Yüzde 80 aşıldığında ikinci indirimi alıyoruz. 5 yıl sonra bu hizmetlerde açık ihale yapılacak. Bir diğer iddia ise şehir hastanelerinin arsalarının yüklenici firmaya devredildiği yönünde. Arsayı kesinlikle devretmiyoruz.

Biz 25 yıllığına üst kullanım hakkını veriyoruz.

Süre bittiğinde arsa ve bina kamuya bırakılıyor.

Bebek Vedat

1994’te sadece Çapa’da yeni doğan yoğun bakım ünitesi vardı. Cerrahpaşa’da yeni doğan ünitesi açılışında hocalarımız ile 6 aylık süreci birlikte geçirdik. O dönem sabaha kadar başında beklediğim, şu an ise üniversite mezunu olan çocukları biliyorum. Geçenlerde bir tanesi ziyaretime geldi, “Bebek Vedat.”

 

“Sağlıkta millileşme ile milyarlarca dolar Türkiye’de kalacak” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>