Scroll Top

“Sağlıkta millileşme ile milyarlarca dolar Türkiye’de kalacak”

0x0-saglikta-hedef-millilesme-1546977936998

Sabah gazetesinden Hilâl Kaplan’a konuşan Fahrettin Koca önemli açıklamalar yaptı. Hilâl Kaplan’ın sorularını yanıtlayan Koca, sağlıkta yurt dışına bağımlığı azaltma hedeflerinden bahsetti.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlıkta dışa bağımlılığımızın çok yüksek olduğunu belirterek, “İlaçta yüzde 54, tıbbi cihazda yüzde 84 dışa bağımlıyız. Toplam 10-12 milyar dolar. Hedefimiz 2023 sonuna kadar bunu yüzde 50 azaltmak” dedi.

Sabah gazetesinde yer alan haberi paylaşıyoruz:

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bakkal bir baba ve ev hanımı bir annenin 6 çocuğunun en büyüğü olarak dünyaya geldi. Dereceyle girdiği tıp fakültesinden bakan olana kadar sürede, 7 bin çalışanlı bir hastane zinciri ve 27 bin öğrencili bir üniversite kurdu. Basına pek konuşmayan Koca, en kapsamlı ilk röportajını SABAH’a verdi. Karşımda mesleğine âşık bir doktor, mahviyetkâr bir siyasetçi ve ailesine düşkün bir baba vardı. Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki, şimdiye dek gördüğüm en mütevazı bakan odasındaki röportajımızı ilginize sunuyorum…

Özel sektörden gelen bir isim olarak bakan olma tecrübesini nasıl buldunuz?

Kamuyu, sektörün içinden ama kamunun dışından bir gözle izleyerek edindiğimiz bir kanaatimiz vardı.

Bakanlık dönemimle birlikte eski sistem ülke için artık sorunlar oluşturduğunu, yeni hükümet sistemi ülke için çok gerekli ne kadar gerekli olduğunu gördüm. Özellikle seri karar verme noktasında. Bürokrasideki hâlâ var olan eski sistemin kodlarının yeni sistemle dönüşmek zorunda olduğunu da görüyoruz.

Bu noktada en önemli gücümüz, Sayın Cumhurbaşkanımız’ın iradesi ve desteği. Eski bürokratik alışkanlıkların yeni hükümet sistemi ile değişeceğine; daha hızlı karar alan, ürün odaklı olan bir dönemin olacağına inanıyorum.

Bakanlık teklifi size nasıl geldi?

Doğrusu bu durum ortaya çıktığında, üniversitenin yapılanmasına odaklandığım ve hastanelerle de yoğun bir meşguliyetimin olduğu bir dönemdeydim. Sayın Cumhurbaşkanımız bir gün önce aradı ve elbette kendilerinin bu noktadaki takdirine hayır diyemedik.

 “Sağlıkta tasarruf olmaz, verimlilik olur” ifadeniz var. E-nabız sisteminin bu konudaki katkıları nedir?

Verimliliği arttırmak dijitalleşmeyi sağlamadan mümkün değil. O nedenle başta e-nabız olmak üzere birçok dijitalleşme programımız var. E-reçete uygulaması sayesinde, 100 reçeteden 35’inde antibiyotik varken bu oran 25’e düştü. Yeni dönemde yapay zekâyı da denetim odaklı kullanmak istiyoruz.

  Tıbbî malzeme ve cihazların yerlileştirilmesinde hangi aşamadayız?

Yeni dönemde benim sorumluluğunu en çok hissettiğim konu yerlileştirme. İlaçta yüzde 54, tıbbı cihazda yüzde 84 dışa bağlıyız. Toplam 10-12 milyar dolardan bahsediyoruz.

Yeni dönemde teknoloji transferini teşvik etmeyi TÜSEB (Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı) üzerinden yürüteceğiz. Bu sayede hem teknoloji transferini gerçekleştirip hem de ürün odaklı fonlama yapan mekanizma devreye alıyoruz. Hedefimiz 2023 sonuna kadar, dışa bağımlılığımızı yüzde 50 azaltmak.

 Sağlık turizminde yıllık gelir 1.5 milyar…

Ciddi bir noktaya geldik. Ancak potansiyelimizin altındayız. 2023’e kadar 5 kat artırmalıyız.

USHAŞ (Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş.) adında bir şirket kurduk. Bu şirket, belli nitelikleri taşıyan sağlık kuruluşlarını tek portalda toplayıp, hem tanıtımını yapacak hem de fiyat standardı getirecek?

Organ bağışında neler yapacaksınız?

İletişim kampanyaları planlıyoruz.

Kadavradan organ naklinde iyi bir yerde değiliz.

Canlıdan bağışta ise ilk sıralardayız. Organ naklinde dünya çapında önemli merkezlerimiz var.

Bu konuda başarılıyız.

Bir gün dahi ceza alan hekimlik yapamaz!

KHK ile kamudan uzaklaştırılan doktorların özel hastanelerde çalışılmasına itirazlar var…

Tıp ve uzmanlık eğitiminden sonra devlet hizmeti yükümlülüğü var. Kuralar çekilir ve 300- 600 gün arası devlet hizmeti yükümlülüğü söz konusu.

Zorunlu hizmet öncesi güvenlik soruşturmasından geçmeyenlere diplomasını da veremiyoruz.

Bu kişilerle ilgili 450 gün hekimlik yapmamalarını düzenledik. Sonra ise ‘Kamuda hiçbir şekilde çalışmamalı’ dedik, düzenleme buna yönelik.

 Özelde çalışma hususuna ne diyorsunuz?

İster özelde ister kamuda olsun; kişi terör suçlarından bir gün dahi hüküm giymiş olsa bir daha hekimlik mesleğini yapamaz.

Doktorlara yönelik günde 10 şiddet olayı yaşanıyor. Cinayetler de arttı. Alınacak tedbirler ve çıkacak yasalar neler?

Şiddetle ilgili düzenlemeleri içeren yasa Meclis’ten geçti. Sadece asayiş tedbirlerinin olmasından yana değiliz. Bizden kaynaklanan, hekimlerin yorgunluğunu arttıran sebepleri ortadan kaldırmak ve vatandaşların sağlık okur-yazarlığını artırmak gibi birçok düzenlemeyle bu sorunu çözebileceğimize inanıyorum. Yeni yasayla, suçu işleyen şahsın şikâyete konu olmaksızın kamu davası gibi yakalanması, karakoldan serbest bırakılmayıp savcılık sonrası serbest bırakılma veya mahkemeye sevk durumunun devreye girdi.

 Sağlık çalışanlarına yıpranma hakkı sağlayan yasa bakanlığınızın ikinci ayında resmileşti.

Emeklilikte bin 500 – 2 bin liraya kadar maaş artışı ve yıpranma payı sağlandı. Sağlık çalışanlarımız memnun edilmeden, hastayı memnun edebilirliğimiz kolay olmaz. Yeni dönemde performans sistemini hasta memnuniyetini esas alan yaklaşımla ele alacağız. Gereksiz işlemleri azaltan, hastaya doğru müdahaleyi ve uygun reçeteyi düzenleyen sisteme geçmeyi planlıyoruz.

 Personel alımları…

6 bin 409 kişinin alımını yapıyoruz. Alımlar önümüzdeki haftalarda bitmiş olur. Ayrıca 2019’da 25 bine yakın hekim ve eczacı atamamız olacak. Açılacak şehir hastanelerimiz var, buna ek olarak genel bütçeden 63 hastanenin açılışı olacak.

Muhalefetin, şehir hastanelerinin yapımı hakkında devletin büyük borca girdiği, hatta ödemek için ‘hasta garantisi’ verdiği gibi çıkışları oldu… Bu konuda neler diyeceksiniz.

Şehir hastanelerinde ne poliklinik sayısı, ne yatan hasta, ne yatak doluluk oranında herhangi bir garanti asla söz konusu değil. 25 yıllık sabit bir kira dönemimiz var. Diğer kamu hastanelerinde de olduğu gibi, görüntüleme, laboratuvar gibi hizmetleri satın alıyoruz. Bu hizmetlerin süresi ise 5 yıl.

Hizmetleri satın alırken, belirli oranlardan sonra indirimler elde etmek için eşik değerler belirledik.

Bu sistem diğer hastanelerimizde de mevcut.

Örneğin bir hizmette belirlenen eşiğin yüzde 70’i aşıldığında, biz SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) fiyatları üzerinden yüzde 40 indirim alabiliyoruz. Yüzde 80 aşıldığında ikinci indirimi alıyoruz. 5 yıl sonra bu hizmetlerde açık ihale yapılacak. Bir diğer iddia ise şehir hastanelerinin arsalarının yüklenici firmaya devredildiği yönünde. Arsayı kesinlikle devretmiyoruz.

Biz 25 yıllığına üst kullanım hakkını veriyoruz.

Süre bittiğinde arsa ve bina kamuya bırakılıyor.

Bebek Vedat

1994’te sadece Çapa’da yeni doğan yoğun bakım ünitesi vardı. Cerrahpaşa’da yeni doğan ünitesi açılışında hocalarımız ile 6 aylık süreci birlikte geçirdik. O dönem sabaha kadar başında beklediğim, şu an ise üniversite mezunu olan çocukları biliyorum. Geçenlerde bir tanesi ziyaretime geldi, “Bebek Vedat.”

 

Benzer gönderiler