Saraybosna arşivleri | Yekvucut Akıl ve vicdan sahiplerine Thu, 01 Sep 2022 14:41:36 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png Saraybosna arşivleri | Yekvucut 32 32 “Saraybosna Safarisi” belgeseli: Bosnalıları katletmek için Sırplara para veren zenginler https://yekvucut.com/video/saraybosna-safarisi-belgeseli-bosnalilari-katletmek-icin-sirplara-para-veren-zenginler/ Thu, 01 Sep 2022 14:41:36 +0000 https://yekvucut.com/?p=56871 📹"Saraybosna Safarisi" belgeseli: Bosnalıları katletmek için Sırplara para veren zenginler ▪️Slovenyalı yönetmen Miran Zupanic, bu sene gösterime girecek olan belgeselini...

“Saraybosna Safarisi” belgeseli: Bosnalıları katletmek için Sırplara para veren zenginler yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>

📹"Saraybosna Safarisi" belgeseli: Bosnalıları katletmek için Sırplara para veren zenginler

▪Slovenyalı yönetmen Miran Zupanic, bu sene gösterime girecek olan belgeselini tanıttı.

▪Belgeselle birlikte Bosna'da yaşanan korkunç gerçekler ortaya çıktı. pic.twitter.com/F3F8CEXPYQ

— Yekvücut (@yekvucutcom) September 1, 2022

 

Slovenyalı yönetmen Miran Zupanic, bu sene gösterime girecek olan belgeselini tanıttı. Saraybosna Safarisi adlı belgeselle birlikte Bosna’da yaşanan korkunç gerçekler ortaya çıktı. Belgesel için yapılan araştırmaya göre; Kuşatma sırasında Amerikalı, Rus, İtalyan ve Kanadalı zenginler, Bosnalıları vurmak için Sırp ordusuna para ödedi ve cepheden ateş etti. Zenginler önce Belgrad’a uçtu. Ardından da özel bir araçla Sırp cephelerine getirildi ve rahat koşullarda konaklayıp sivillere ateş açmaları sağlandı. Çocukları hedef almak istediklerinde ise daha fazla para ödemeleri istendi. Avrupa’nın göbeğinde 300 binden fazla Müslüman katledilirken tüm dünya ise sessizce izledi. BM Barış Gücü Askerleri, Müslüman Boşnakları Sırpların kucağına attı. Srebrenitsa’da 8 bin Bosnalı vahşice öldürüldü. 3 yıl süren savaşta 50 binden fazla kadın tecavüze maruz kaldı.

“Saraybosna Safarisi” belgeseli: Bosnalıları katletmek için Sırplara para veren zenginler yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Osmanlıdan intikam için yapılan soykırım: Bosna Savaşı https://yekvucut.com/gundem/osmanlidan-intikam-icin-yapilan-soykirim-bosna-savasi/ Wed, 06 Apr 2022 08:13:19 +0000 https://yekvucut.com/?p=54571 Sinan Akyüz’ün İncir Kuşları romanını okudunuz mu? 1992 yılında 18 yaşındaki Suada isimli güzeller güzeli bir Boşnak kızın, Bosna Savaşı’nda...

Osmanlıdan intikam için yapılan soykırım: Bosna Savaşı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Sinan Akyüz’ün İncir Kuşları romanını okudunuz mu? 1992 yılında 18 yaşındaki Suada isimli güzeller güzeli bir Boşnak kızın, Bosna Savaşı’nda yaşadığı trajediyi anlatır. Gayet normal bir hayatı olan Suada, sevdiği çocukla evlenme hayalleri kurarken savaş döneminde sistematik olarak defalarca kez tecavüze ve işkenceye uğrar. Daha da acısı, Suada’ya tecavüz edenlerden biri, bir zamanlar aynı okulda okuduğu her gün selam verdiği, hatta ona ilan-ı aşk eden sınıf arkadaşı Sırp çocuktur. Evet, Suada bir roman karakteri. Ancak gerçek olan bir şey var ki, kitapta yazılanlardan çok daha fazlasını 1992-1995 yılları arasında yaklaşık 50 bin Boşnak kadın yaşadı ve Suada; hayatı, hayalleri, umutları çalınan kadınlardan yalnızca biri. 1992’de Bosna-Hersek’te neler yaşandığını anlamak için biraz daha geçmişe, sorunların temellerinin atıldığı döneme gidelim ve hatırlayalım:

Bosna savaşı nasıl başladı?

II. Dünya savaşı esnasında Yugoslavya; Alman, İtalyan, Macar ve Bulgar orduları tarafından işgal edildi. Savaşın hemen sonrasında komünist partinin savaş dönemindeki partizan lideri Josip Tito yönetime getirildi. 1946 yılında da Bosna Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Slovenya‘dan oluşan Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti kuruldu. Altıncı cumhuriyet olan Bosna Hersek, ulus devlet yerine açık biçimde üç halkın ortak vatanı olarak tanımlandı: Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar. 1960’lı yıllardan itibaren Sırbistan’dan Bosna Hersek’e birçok Sırp köylüsü göç ettirilerek bölgede Sırplaştırma politikaları yürütülmeye başlandı. Neden peki? Elbette Müslüman Boşnakların nüfusunu azaltmak için. 1980 yılına gelindiğinde ülkenin başkanı Tito ölünce, ekonomik sıkıntılar ve etnik çatışmalar da arttı ve 1990’da Yugoslavya dağılma sürecine girdi. O dönemde Yugoslavya’nın içinde barındırdığı milletlerin özerklik elde etme isteği de giderek arttı. Slovenya ve Hırvatistan, Haziran 1991’de bağımsızlıklarını ilan etti. 1991 yılının eylülünde onları Makedonya takip etti. 1992’de de Avrupa bu cumhuriyetleri bağımsız bir devlet olarak tanıdığını resmen açıkladı ve böylece Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti geri döndürülemez bir dağılma sürecine girdi. Bosnalı Sırplar ise Slovenya ve Hırvatistan’ın bağımsızlıklarını ilan etmesi üzerine Kasım 1991’de, kendi kendilerine Bosna Hersek sınırları içinde Sırp Cumhuriyeti kurduklarını ilan etti. Tabi bu kabul edilemez bir durumdu, çünkü ortada resmiyete dökülen bir şey yoktu. Bunun üzerine Mart 1992’de Bosna Hersek Devleti’nde halk bağımsızlık için referanduma gitti. Bosnalı Sırplar ise oylamayı boykot etti. Ancak boykotlara rağmen Nisan 1992’de “Bosna Hersek Devleti” resmen kuruldu.

20. Yüzyılda dünyanın sessiz kaldığı savaş

Bosna-Hersek‘in bağımsızlığını ilan etmesinden rahatsız olan Sırplar, Bosna Sırp Cumhuriyetini ilan ederek, Bosna-Hersek’ten ayrıldıklarını açıkladı. Sonrasında ise daha fazla toprak almak hırsıyla, Yugoslavya Devlet Başkanı’nın ve Rusların desteğini alarak Müslümanlara yönelik etnik temizliğe başladılar. Yıllarca aynı topraklarda yaşadıkları, aynı dili konuştukları, aynı okula gittikleri, aynı sofrada oturdukları Müslüman Boşnakları acımasızca katletmeye başladılar. 20. Yüzyılda, Avrupa’nın göbeğinde yaşanan insanlık trajedisine tüm dünya şahit oldu. Üstelik Sırplar bu savaşta büyük avantaja sahipti. Çünkü eski Yugoslavya ordusunun eşyalarını, askeri teçhizatlarını ve silahlarını kullanıyorlardı. Ayrıca Yugoslavya Devlet başkanı da savaşta gizliden de olsa Sırpların yanında yer alıyordu. Sırpların yanında yer alan sadece o da değildi. Bugün Ukrayna savaşı için “Avrupa’da böyle görüntülere alışkın değiliz” diyen Batılı devletler, 92’de Müslümanlar acımasızca öldürülürken yıllarca bu katliama sessiz kaldılar. Sessiz kalmak şöyle dursun, katliamları da desteklediler. Birleşmiş Milletlerin sözde Boşnakları koruması için gönderdikleri generaller Sırplarla eğlenceler düzenleyip kadınlara yapılan tecavüzleri, Bosnalıların ölümlerini kutladı. “Bu kadar da olmaz! Bu kadarını da yapmamışlardır” dediğimiz ne varsa modern, çağdaş, insan haklarına saygılı Batı’nın gözleri önünde, hem de Avrupa’nın tam ortasında yaptılar. Kuşatma yaşanırken, Sırp keskin nişancılar, Saraybosna’nın yüksek tepelerindeki mevzilere çıkıp sokağa çıkan Müslümanları avlamak için adeta birbirleriyle yarışıyordu. İnsanlar evlerinden çıkamıyordu. Bakkala giden çocuklar ise zikzak çizerek gitmeye çalışıyordu. Sırf keskin nişancılar tarafından vurulmamak için. Ve bu insanların tek suçu Müslüman olmalarıydı. Sırp kuvvetleri Boşnaklara karşı her türlü savaş suçunu işledi. Üç buçuk yıl devam eden savaşta 300 binden fazla masum insan hayatını kaybetti. 2 milyon kişi evini, vatanını terk etmek zorunda kaldı.

Markale, Ahmiçi, Srebrenitsa katliamları

Sırpların yanı sıra Hırvatlar da Müslüman Boşnaklara karşı etnik temizlik yapıyordu. 16 Nisan 1993’te Hırvat Savunma Konseyi’nin özel birlikleri, Bosna-Hersek’in Vitez şehri yakınlarındaki köyleri ele geçirdi. Bu köylerden biri de Ahmiçi köyüydü. Hırvat askerleri, nüfusun neredeyse tamamı aynı soyadını taşıyan köy halkına, korkunç bir katliam yaptı. Hırvatlar, Müslümanlara olan nefretlerini katliamı Cuma namazı saatine denk getirerek gösterdi. Üç aylık bebekten 82 yaşındaki ihtiyara kadar 116 masum insan acımasızca, vicdansızca öldürüldü. Ölenlerin 43’ü kadın ve çocuktu. Üstelik Hırvatlar onları öldürmekle de yetinmedi, cesetlerini yakarak yok etti. Kanlı katliamların gerçekleştiği bir diğer tarih de 5 Şubat 1994’te yaşandı. Sırp birlikleri Markale pazar yerini hedef aldı. Atılan havan topuyla, 68 sivil hayatını kaybetti, 144 kişi yaralandı. Sırplar yine savaşın son dönemlerinde de çok büyük bir katliam gerçekleştirdi. Tabii Birleşmiş Milletlerin desteğiyle. 11 Temmuz 1995’te Birleşmiş Milletler Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etti. Boşnakların silahlarını aldı ve onları Hollandalı askerlere emanet etti. Ratko Mladic komutasındaki Sırp birlikleri, Srebrenitsa’yı işgal etti. Hollandalı askerler ne yaptı peki? Boşnakları kurbanlık koyun gibi Sırplara teslim etti. General Ratko Mladiç “Şimdi Osmanlı’dan, Türklerden intikam almanın zamanı geldi” diyerek katliam emrini verdi. Ve Sırplar, 12-13 yaşındaki çocuklardan başlayıp 70’lik dedelere, ninelere kadar herkesi öldürdü. Yıllar sonra Hollanda, askerlerini güya suçlarmış gibi komik cezalar verdi. Birleşmiş Milletler zaten hâlâ bildiğiniz gibi meseleleri kınamakla meşgul. Bugün Srebrenitsa’da hala cenaze törenleri düzenlenir. Her katliam yıl dönümünde. Çünkü halen daha o katliamda yakınlarını, çocuklarını, babalarını, annelerini kaybeden insanlar bulabildikleri bir kemikle sığınacak bir mezar bulmanın telaşı içerisindeler. Ve bu insanlar artık yakınları öldürüldüğü için üzülmeyi bırakıp yakınlarına bir mezar bulmanın sevincini yaşıyor.

Bosna Savaşı’nı unutmayın!

Savaşın acı izleri bugün hâlâ yürekleri dağlarken, Bosna Savaşı’nın yıl dönümünde, Müslüman Boşnaklara yapılan bu zulümleri tekrar tekrar hatırlatmak istedik. Sizler de unutmayın diye! Sadece Müslüman oldukları için acımasızca öldürülen insanları, yıllarca sistematik olarak tecavüze maruz kalan gencecik kızları, kadınları, savaşta açlıktan bir somun ekmeği bölüşen masumları unutmayın! Her fırsatta insan haklarından söz ederek, kendilerini çağdaş, modern olarak nitelendirip bu zulümlere göz yuman Batılı devletlerin ikiyüzlülüğünü unutmayın!

Osmanlıdan intikam için yapılan soykırım: Bosna Savaşı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
“Bosna kasabı” lakaplı Mladic’in müebbet hapis cezası onandı https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/bosna-kasabi-lakapli-mladicin-muebbet-hapis-cezasi-onandi/ Tue, 08 Jun 2021 21:05:11 +0000 https://yekvucut.com/?p=49477 “Bosna kasabı” lakaplı Ratko Mladic’in müebbet hapis cezasında değişiklik olmadı Hollanda’nın Lahey kentindeki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, (ICTY) 2017...

“Bosna kasabı” lakaplı Mladic’in müebbet hapis cezası onandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
“Bosna kasabı” lakaplı Ratko Mladic’in müebbet hapis cezasında değişiklik olmadı

Hollanda’nın Lahey kentindeki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, (ICTY) 2017 yılında Ratko Mladic hakkında ömür boyu hapis cezası vermişti. “Bosna kasabı” lakaplı Mladic’in yargılandığı davada, nihai karar bugün sonuçlandı. Uluslararası Ceza Mahkemeleri Rezidüel Mekanizması, Mladic’in müebbet hapis cezasını onadı. Bosna Kasabı lakaplı Mladic’in temyiz başvurusu  reddedildi. Karar, hakimler Prisca Matimba Nyambe, Aminatta Lois Runeni N’gum, Seymour Panton, Elizabeth İbanda-Nahamya ve Mustapha El Baaj tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. Temyiz yargıçları, Mladic’in işlediği suçları göz önünde bulundurdu. Mladic’in daha önce aldığı müebbet hapis cezasında değişiklik yapılmamasına hükmedildi. Sırp komutan, iddianamedeki 11 maddenin 10’undan suçlu bulundu. İddianamede yer alan Kljuc, Sanski Most, Kotor-Varos, Prijedor, Foca ve Vlasenica şehirlerinde “soykırım suçu işlendiği” maddesinden ise hüküm giymedi.

Saraybosna savaşı nasıl başladı?

1992-95 yılları arasında, Avrupa’nın gözbebeği Balkanlar’ın, en güzel ülkelerinden biri olan Bosna-Hersek’te, Bosna soykırımı olarak anılan adeta insanlık trajedisi yaşandı. Saraybosna kuşatması başlaması ile birlikte tam bin 425 gün süren Bosna soykırımı sebebiyle yüz binlerce Müslüman Boşnak acımasızca katledildi. Binlerce kadın tecavüze uğradı. Bosna soykırımı yüzünden onlarca kişi hayatına engelli olarak devam etti. Üstelik bu katliam Batılı Devletler sadece izlemekle yetinirken  gerçekleşti. Çünkü Bosna Hersek Batılı Devletler için hiçbir önem taşımıyordu. Bu nedenle de Sırplar ve Hırvatların, Müslüman Boşnakların acımasızca katledilmesine ses çıkarmadılar. Birleşmiş Milletler ise zaman zaman ambargo uyguladı. Ancak Bosna soykırımı önüne geçilemedi. 3 buçuk yıl süren  Saraybosna kuşatması boyunca kanlı katliamlar gerçekleşti. Saraybosna kuşatması örneklerinden biri de 16 Nisan 1993 yılında Vitez şehri yakınlarındaki Ahmiçi Köyü’nde yaşandı. Saraybosna Savaşı adı altında Hırvat Savunma Konseyi Birlikleri kadın, çocuk, yaşlı demeden onlarca insanı acımasızca öldürdü.

Saraybosna Savaşı Sırplar

Dünyada Soğuk Savaş döneminin sona ermesinin ardından yaşanan gelişmeler, altı cumhuriyetten oluşan Yugoslavya’nın da dağılmasına neden oldu. Ülkenin başkanı Josip Tito’nun 1980’deki ölümünden sonra ekonomik bunalım ve etnik çatışmalar arttı. Sırplar, Hırvatlar, Slovenler, Boşnaklar, Makedonlar ve Macarlar’dan oluşan Yugoslavya’nın içinde barındırdığı milletlerin özerklik elde etme isteği giderek arttı. 1990-91 yılları arasındaki çözülme sonrasında Cumhuriyetlerdeki Komünist Birlikler, isimlerini değiştirerek yeni bağımsız partiler haline geldi. 1991 verilerine göre Bosna Hersek nüfusunun yaklaşık yüzde 46’sı Müslüman, yüzde 31’i Sırp, yüzde 17’si Hırvat, yüzde 6’sı Yugoslav ve yüzde 3’ü Çingene, Macar, Karadağlı ve Yahudi kimliğini taşıyordu. Ancak Saraybosna kuşatması gerçekleşmeden önce Sırp milliyetçileri, Müslüman Boşnakları “Müslümanlaştırılmış Sırplar” olarak kabul ediyor, “Büyük Sırbistan’ın bir parçası” olarak görüyordu. Aynı şekilde Hırvatlar da, Müslüman Boşnaklara “Müslümanlaştırılmış Hırvatlar” diyerek “asıllarına dönmeleri” çağrısı yapıyorlardı. Aliya İzzetbegoviç ve arkadaşları, partilerini kurduktan tam bir yıl sonra, 18 Kasım 1990 tarihinde yapılan seçimlerden zaferle çıktı. Daha sonra da İzzetbegoviç cumhurbaşkanı seçildi.

saraybosna kuşatması izzetbegoviç

1991 yılının sonlarına doğru ise Sırplar; altı özerk Sırp bölgesinin oluşumunu tamamladı. Avrupa Birliği, 15 Ocak  1992’de, Slovenya ve Hırvatistan’ın bağımsızlığını kabul etti. Bosna ve Makedonya’nın bağımsızlığını ise referandum şartına bağladı. Bu karar üzerine Bosna-Hersek, Şubat 1992’de yapılmak üzere referandum kararı aldı. Sırplarsa, referandumu boykot edeceklerini açıkladı. Saraybosna Kuşatması başlamadan hemen önce halkın referanduma katılımını azaltmak ve referandumu geçersiz kılmak istiyorlardı. Saraybosna Savaşı başlamadan önce, bu kararın açıklandığı akşam tüm Boşnak şehirlerinde barikatlar yükseltildi. Sırplar, kimlik kontrolüne başladı. Ancak böylesine zorlu şartlar altında, 28 Şubat – 1 Mart tarihleri arasında yapılan referandumdan Bosna-Hersek’in bağımsızlığı kararı çıktı. Bu arada Sırplar süratle silahlanarak Bosna’da terör estirmeye başladı ve Bosna soykırımı için geri sayım başlamış oldu. Saldırıların artması üzerine son ana kadar barış ümitlerini koruyan Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı, Saraybosna kuşatması için hiçbir çıkar yol kalmadığını anlayınca, 20 Haziran 1992’de resmen Saraybosna Savaşı ilan edildi. Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç, aynı gün Bosna-Hersek Meclisi’ni feshettiğini ilan etti. Başkomutan sıfatıyla, meclisin bütün yetkilerini üstlendi. 26 Haziran 1992’de düzenli birliklerden oluşan Bosna ordusunun kurulduğuna dair bir bildiri yayınlandı. Böylece 1995’e kadar sürecek Saraybosna savaşı, fiilen başlamış oldu.

Saraybosna Kuşatması ile bir kimlik yok edildi

Aliya İzzet Begoviç’in önderliğindeki Boşnaklar, ülkenin bütünlüğünü korumak için direniyordu. Kuzeyde ve doğuda Sırplar, güneyde ve batıda Hırvatlar Bosna’ya saldırıyordu. Batılı Devletler bu sürede sesini çıkarmamaya devam ediyordu.  Boşnaklar her cephede savaşarak Saraybosna Kuşatması için mücadele ediyordu. Ancak askerlerinin yüzde sekseni Saraybosna Savaşı başladıktan sonra askere alınmıştı. Hiç tecrübesi olmayan bu insanlar, kendilerini savunabilmek için borulardan, içecek kutularından silah yapmayı öğrendi. .Sırp askerleri federal ordudan kalan ağır silahlarla her yeri topa tutuyorlardı. Bosna’da, Saraybosna Savaşı başladığından beri yaşamla ölüm kol kola geziyordu. Sokaklarda olan insanlar, dehşet içinde evlerine kaçmaya çalışıyordu fakat evleri de güvenli değildi. Saraybosna kuşatması her yerde kendini hissettirirken bir sonraki bombanın nereye düşeceğini bilmeden yaşıyor, belki de nereden geleceği belli olmayan bir mermiyi beklermişçesine, çaresizce ölümlerini bekliyorlardı. Üstelik Saraybosna Kuşatması, sadece bir savaş değildi. Bir kimliğin, bir kültürün yok edilme çabasıydı. Nitekim Saraybosna’nın en önemli sembollerinden olan ve mimarisiyle büyüleyen Vijecnica Kütüphanesinin yakılması da bunun en büyük örneğiydi. Kütüphane, Avusturya-Macaristan hâkimiyeti döneminde Endülüs mimarisiyle inşa edilmişti. Ağustos 1992’de Saraybosna Savaşı devam ederken Saraybosna’yı kuşatan Sırp askerlerinin topçu ateşi sonucu çıkan yangında büyük tahribata uğradı. Kütüphane, yıkım öncesi Boşnak, Sırp, Hırvat ve Yahudilere ait el yazması ve önemli eserlerin de bulunduğu yaklaşık 6 milyon kitap ve arşiv belgeleriyle ülkenin hafızası konumundaydı. Ancak meydana gelen yangında, 155 bin el yazmasının yanı sıra ülkenin ulusal arşivlerinin de bulunduğu yaklaşık 2 milyon eser yok oldu.

Hırvatlar da Müslüman Boşnaklara karşı etnik temizlik başlattı

Sırpların yanı sıra Hırvatlar da Müslüman Boşnaklara karşı etnik temizlik yapıyordu. 16 Nisan 1993 yılında Hırvat Savunma Konseyi’nin özel birlikleri, Bosna-Hersek’in Vitez şehri yakınlarındaki köyleri Saraybosna Kuşatması dahilinde ele geçirdi. Bu köylerden biri de Ahmiçi köyüydü. Batılı Devletler bu korkunç katliama sadece seyirci olurken Hırvat askerleri, nüfusun neredeyse tamamı aynı soyadını taşıyan köy halkına, korkunç bir katliam yaptı ve Saraybosna savaşı bu katliamla zirveyi gördü. Yaptıkları katliamı Cuma namazı saatine denk getiren Hırvatlar, Müslüman Boşnaklara olan nefretlerini işte böyle gösterdi. Üç aylık bebekten 82 yaşındaki ihtiyara kadar 116 masum insan acımasızca, vicdansızca öldürüldü. Ölenlerin 43’ü kadın ve çocuktu. Üstelik Hırvatlar onları öldürmekle de yetinmedi, cesetlerini yakarak yok etti. Kanlı Saraybosna Savaşı yetmezmiş gibi Müslümanların evlerini ateşe verip onların diri diri yanmasını seyrettiler. Katliamın sorumlusu Hırvat Savunma Konseyi’nin komutanlarından Dario Kordiç, Lahey Adalet Divanındaki yargılamada “İnsanlığa karşı işlenmiş suç” hükmünden suçlu bulundu ve 25 yıla mahkûm edildi. Graz Kentinde cezasının 3’te 2’si olan 16 yılı hapiste geçirmesinin ardından ise serbest bırakıldı.

“Bosna kasabı” lakaplı Mladic’in müebbet hapis cezası onandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>