Alman gazete Handelsblatt, Türkiye’nin savunma sanayiindeki başarısını kaleme aldı. Son on yılların jeopolitik açıdan en önemli savaşında manşetlere taşınan Almanya, Fransa veya ABD’den gelen silahlar değil, bir Türk Bayraktar modeli silahlı insansız hava aracıydı (SİHA). Türkiye, daha şubat ayının sonunda Rus saldırı savaşı başlamadan önce Ukrayna’ya 20’den fazla SİHA sattı. Gelişmiş cihazlar, Rus kuvvetlerine ciddi darbeler vuruyor, tedarik hatlarını tahrip ediyor ve Ukrayna’nın Karadeniz’deki Yılan Adası’nda olduğu gibi Rusların ilerlemesini engelliyor.

Türkiye yeni silah savaşına iyi hazırlandı

Handelsblatt haberinde, “ayrıca SİHA’ların vuruş gücünü de gösteriyor: Türkiye üst düzey bir askeri makine geliştirdi. Üstelik Anadolu’dan gelen nispeten ucuz insansız hava araçları, savaşın tamamının gidişatını belirleyebiliyor” açıklamasında bulundu. Almanya Silahlı Kuvvetleri modern silah sistemleriyle donatmak için 100 milyar avro harcamak isterken Türkiye yıllar önce tamamen farklı bir yola yöneldi. Ülke artık neredeyse tüm silah ihtiyacını kendi kendine tedarik edebiliyor ve uluslararası silah teslimatlarında önemli bir oyuncu haline geldi.

Rusya’nın işgali, dünya çapında savunma harcamalarında önemli bir artışa yol açtı. Ukrayna’daki savaş, savunma stratejilerinin hızla yeniden düşünülmesini zorladı ve birçok ülkenin askeri bütçelerinde önemli artışlar vaat etmesine yol açtı. Küresel yönetim danışmanlığı şirketi Kearney, bir analizinde, tüm NATO üyelerinin savunma harcamalarını bu yıl gayri safi yurtiçi hasılalarının (GSYİH) yüzde ikisine çıkarmaları halinde, toplam harcamaların bir önceki yıla göre yüzde 6,3 artacağını ve bunun da 70 milyar dolar daha fazla harcama anlamına geleceğini belirtiyor.

Kearney raporunda, “Türkiye, uzun süredir devam eden araştırma ve geliştirme projeleri sayesinde bu tür bir talep artışına hazırlıklı olan birkaç ülkeden biridir.” deniyor. Geçen yıl ülke, yeni silah sistemlerinin geliştirilmesine 1,6 milyar ABD doları yatırım yaptı ve aynı yıl 10 milyar doların üzerinde silah üretti.

İlk uçak gemisi inşa ediliyor

Yerli olarak üretilen silahların yelpazesi uzun ve büyümeye devam ediyor. BAYKAR’ın ürettiği SİHA’lara ek olarak STM’nin daha küçük kamikaze İHA’ları “Kargu” da var. Özel kişilerin de satın alabileceği büyüklükteki bu İHA’lar, küçük silahlar taşıyor ve pilot tarafından yönlendirilmeden de düzineler halinde koordine edilebiliyor.

Ancak Türkiye sadece otonom hava araçları üretmiyor. Çeşitli zırhlı ve silahlı araca ek olarak ülke “Milgem” savaş gemisini ve ana muharebe tankı “Altay”ı geliştirdi. “Atak” helikopteri, “Hürkuş” eğitim uçağı ve “Göktürk” uydu sistemi de Türk üretiminden geliyor. Türk silah şirketi Roketsan, geçen hafta sonu, hava savunması için insansız hava araçlarını da vurabilen taşınabilir bir füze sistemini de teslim etti. Şu sıralar ayrıca helikopterlerin ve zırhlı amfibi araçların yanı sıra SİHA’ları da taşıyacak ilk Türk uçak gemisi inşa ediliyor. Son on yılda sadece Türk savunma sanayisinin cirosu 11 milyar ABD dolarıyla üç katına çıkmakla kalmadı, eş zamanlı olarak Türkiye savunma sanayisinin büyümesine paralel olarak ihracat da gelişti.

Bir zamanlar ABD en önemli tedarikçiydi

Sektörün ihracatı 2007’de 600 milyon ABD dolarından 2019’da 3 milyar ABD dolarının üzerine çıktı. 2018’de Türk silah şirketleri 12,2 milyar dolar değerinde sipariş aldı ve bir yıl sonra 10,67 milyar doları bir sipariş daha eklendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve geldiği 2002 yılında, savunma projeleri yaklaşık 5,5 milyar dolar bütçeyle ihaleye çıktı. Bu arada, proje hacmi yaklaşık on kat arttı. Hükümetin yatırım ofisine göre, “Şu anda ihale sürecinde olan projeler dikkate alındığında, bu miktarın halihazırda 60 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor.”

Türk silah sektörünün bu kadar hızlı büyümesinin ve ithalata daha az bağımlı hale gelmesinin bir ana nedeni var: Yaptırımlar ve silah ambargoları. 1971 ve 1980’deki iki askeri darbeden ve 1974’te Kuzey Kıbrıs’ın ilhak edilmesinden sonra, Türkiye’nin en önemli silah tedarikçisi olan ABD, NATO ülkesine silah ambargosu uyguladı.

Recep Tayyip Erdoğan’ın 2003’te Başbakan seçilmesi ve hepsinden önemlisi sekiz yıl önce Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte, yerli silahların gelişimi muazzam bir hız kazandı. Tek başına Türkiye’nin askeri harcamaları 2015 ve 2019 yılları arasında 12,3’ten 20,8 milyar dolara yükseldi. 2020’de ülke gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 2,8’ini orduya harcadı ki bu da diğer NATO üye devletlerinin çoğundan daha fazla.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ocak ayında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin şu anda askeri ihtiyacının yaklaşık yüzde 70’ini ürettiğini ve yüzde 100’lük bir oranı hedeflediğini söyleyerek şu sözü verdi: “Artık yurt dışından doğrudan silah sistemleri satın almayı amaçlamıyoruz.” Türk SİHA’sı Bayraktar bunun en güzel örneği. Bu SİHA, Ukrayna’nın saldırgan Rusya’ya karşı ölümcül başarılar elde etmesine yardımcı oluyor.

Ambargolar durduramadı

Kanada’dan gelen tepki de bu SİHA’ların ne kadar potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Ottawa hükümeti, Nisan 2021’de Türkiye’nin Ermeni işgali altındaki Karabağ’daki çatışmalar sırasında ürünleri Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine sattığı gerekçesiyle drone teknolojisinin Türkiye’ye teslimatı için ihracat lisanslarını iptal etti.

On beş ay sonra Kanadalılar, Ukrayna savaşının ortasında, bir bağış toplama kampanyasında yedi milyon Kanada doları (yaklaşık 5,5 milyon ABD doları) toplamak istiyor. Bağışçılar, toplanan parayla bir Türk SİHA’sı satın almak ve onu Rusya’ya karşı mücadelesinde kullanması için Ukrayna’ya vermek istiyor.

Savunma ihtiyaçlarını kendi kendine karşılayabilen Türkiye yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Türkiye’nin savunmada gerçekleştirdiği başarılar son zamanlarda oldukça gündemde. Türkiye’nin havada, karada ve denizde üretilen milli ve yerli savunma sanayi ürünleri terörle mücadelede ve savaşlarda başarılı rol oynamaya başlarken küresel çapta en yetkili kişilerin de gözünden kaçmıyor.

Savunmada ihtiyaçlarının yüzde 70’ini üretiyor

Pentagon ve ABD Dışişleri Bakanlığı eski yetkilisi Rich Outzen, Türkiye’nin savunmada geldiği noktayı özetledi. Açıklamasında “Türkiye, Savunma Sanayi konusunda bağımsız olmak istiyor. Biz/ABD ise müşteri arıyoruz ve sistemleri satmak istiyoruz. Bu durum da çelişki oluşturuyor. Bugün Türkiye kendi ihtiyaçlarının yüzde 70’ini üretiyor.” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin ABD’den satın almak istediği savunma sanayi ürünlerinin engellendiğini de açıkladı. “ABD satışlarında kongre rolü var ve biraz sıkıntılı olabiliyor. Türkiye’ye satışlar kongre tarafından engellenebiliyor. Ama durum tamamen ümitsiz değil, bazı konularda hala iş birliği yürütebiliriz.” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, “Türk ortaklarımızla bir dizi ortak çıkarlarımız var. Şu an hala uzak olmasına rağmen F-35 programının tekrar gündeme geleceğini düşünüyorum” açıklamasında bulunmuştu.

Dünya basını da Türkiye’nin savunma başarısını konuşuyor

ABD merkezli medya kuruluşu Forbes yazarlarından Paul Iddon imzalı makalede, “Türkiye’nin İHA’larının büyüyen pazarı: Ucuz ve savaşta test edildi” başlığı kullanılırken, Türkiye’nin Avrupa’ya ilk kez drone ihraç ettiği vurgulandı.

Reuters haber ajansında yer alan bir makalede Türkiye’nin ürettiği İHA’larla elde ettiği jeopolitik güç üzerine bir analiz yapıldı. Türkiye’nin SİHA ve İHA satışlarıyla elde ettiği uluslararası güce değinildi.

Fransız Liberation gazetesi yayınladığı haberde, Bayraktar TB2 SİHA‘ların güvenilir olduğunu ve deneyimli Türk ordusu tarafından kullanıldığını belirtti.

Savunmada bağımsız ABD’nin örnek gösterdiği ülke: Türkiye yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

10 yıldan kısa süre içerisinde ABD, İsrail ve Çin ile birlikte en önemli SİHA üreticileri seviyesine yükseldi. Yerli İHA/SİHA yok satıyor. Türkiye’nin insansız hava araçları (S/İHA) ve savunma sanayii alanındaki başarısı dünya basınında gündem olmaya devam ediyor. ABD’den Japonya’ya, Norveç’ten Yunanistan’a kadar dünyanın dört bir yanında hem siyasiler hem askeri uzmanlar Türkiye’nin SİHA başarısını konuşuyor. Geçtiğimiz günlerde Yunan basınına konuk olan, ondan önce de dünyanın her köşesinden övgüler alan Türkiye’nin ileri teknoloji Bayraktar SİHA’ları, şimdi de Fransız basınında. Fransa’da yayın yapan Le Monde gazetesinde yer alan makalede Türkiye’nin SİHA ve İHA konusunda elde ettiği uluslararası güçten övgüyle bahsedildi.

Le Monde: SİHA üreticileri seviyesine ulaştı

Gazetenin yere göğe sığdıramadığı haberinde, Türkiye’nin son yıllarda askeri endüstrisini insansız hava aracı üretmeye yönelttiği ve ihracatını gün geçtikçe artırdığı belirtildi.  Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ’da kullanılarak başarılı oldukları görülen Türk insansız hava araçlarının “yok sattığı” ifade edilen haberde, Polonya ve Ukrayna’ya yapılan satışlara vurgu yapılırken bu araçların eski Sovyet ülkelerinde talep gördüğü bildirildi. Baykar şirketi tarafından üretilen, “pahalı olmayan ve etkili” silahlı insansız hava araçlarının 2020’de kullanıldığı 3 çatışma bölgesinde tankları, zırhlı araçları, mühimmat depolarını ve hava savunma sistemlerini vurarak çatışmanın seyrini değiştirdiği vurgulandı. Le Monde haberinde, “Türk İHA’ları 2020’de üç savaşın seyrini değiştirdi. 10 yıldan kısa süre içerisinde ABD, İsrail ve Çin ile birlikte en önemli SİHA üreticileri seviyesine yükseldiler.” ifadelerine yer verildi.

En fazla talep gören Bayraktar TB2, düşman kuvvetlerinin konumuna dair bilgi toplayabiliyor, savaş uçaklarını hedefe yönlendirebiliyor ve taşıdığı 4 lazer güdümlü füze sayesinde kendi saldırılarını düzenleyebiliyor. Gazetenin haberinde, Türk SİHA’larının saldırılarının Suriye ve Libya’da pahalı ve ağır Rus Pantsir uçaksavar sistemleri ile Ermenistan’daki Rus İskender füzelerini felce uğratarak şaşırtıcı sonuçlar aldığının altı çizildi. Tüm dünya medyası ileri teknoloji Türk Bayraktar SİHA’larını ve satın almak için sıraya giren ülkeleri haberleştirirken, Rus basınında ise kaygı hakim.

Ankara’nın drone gücüne yükselişi

Ukrayna, Katar, Azerbaycan, Tunus ve son olarak Polonya… Halihazırda beş ülkeye ihraç edilen Türk üretimi silahlı insansız hava araçları (SİHA) geçtiğimiz günlerde İsviçre medyası tarafından da haberleştirildi. “Ankara’nın drone gücünde yükselişi” başlığını kullanan İsviçre televizyonu SRF, haberinin spotunda Türkiye’nin kendi ürettiği silahları satarak yalnızca NATO üstünde değil Rusya üzerinde de baskı kurduğunu belirtti. Gelinen noktada Türkiye’nin dünyanın en büyük üçüncü drone gücü konumuna eriştiğini kaydeden SRF, Batılı ülkelerin Türkiye’nin kendi SİHA programını nasıl yönettiğini yakından izlediğine haberinde yer verdi.

Le Monde: ABD, İsrail ve Çin ile birlikte en önemli SİHA üreticisi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarının yerli ve milli çözümlerle karşılanması amacıyla faaliyet gösteren, dost ve müttefik ülkelere ihracat yapan Türk savunma sanayi firmalarının ekonomik performansındaki gelişme, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından 2019 verilerine dayanılarak hazırlanan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasına yansıdı.

Araştırmaya göre, listede geçen yıl 15’inci sırada yer alan Türkiye’nin lider teknoloji şirketi ASELSAN, 12 milyar 591 milyon 587 bin 725 liralık üretimden satış rakamıyla 4 sıra ilerleyerek 11’inci basamağa çıktı.

Güvenlik güçlerine Atak helikopteri, insansız hava aracı Anka gibi hava platformlarını kazandıran Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) 8 milyar 677 milyon 894 bin 242 lirayla 22’ncilikten 18’inci sıraya ulaştı.

Kirpi, Vuran, Amazon gibi zırhlı araçlar, lojistik destek araçları, tank taşıyıcı üreterek güvenlik güçlerinin kullanımına sunan BMC Otomotiv, 3 milyar 396 milyon 379 bin 700 liralık performansla 10 basamak ilerledi ve 51’inci sırada yer buldu.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin roket ve füze ihtiyaçlarını karşılayan ROKETSAN, 2 milyar 527 milyon 326 bin 947 lirayla 85’inci sıradaki yerini 77’nci sıraya taşıdı.

Güvenlik güçlerinin ihtiyaç duyduğu mühimmat, patlayıcı ve ateşli silahları üreten Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK), 2 milyar 219 milyon 654 bin 630 lirayla 43 basamak yükseldi. MKEK, 90’ıncı sıraya çıkarak ilk 100’deki savunma sanayisi temsilcileri arasına adını yazdırdı.

Türk savunma sanayisinin zırhlı kara aracı üreticilerinden Otokar ise 2 milyar 182 milyon 370 bin 896 liralık üretimden satışla 43 basamak gerileyerek 92’nci sırada yer aldı.

Bu yıl ilk 100’e girmeyi başaran bir diğer savunma sanayisi şirketi de TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI) oldu. Üretimden satışta 2 milyar 174 milyon 890 bin 126 lirayı yakalayan şirket 21 sıra yükselerek 94’üncü basamağa çıktı.

Sanayinin devlerine savunma şirketleri damgası yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün, konuyla ilgili değerlendirmesinde, sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak ve bilançoyu olası kriz ve risklere karşı koruyacak her türlü önlemi aldıklarını, etkin tedarik gücü ve dışa bağımlılığın günden güne azalmasıyla tedarik kaynaklı muhtemel sorunlardan en az düzeyde etkilendiklerini belirtti.

Yılın ilk çeyreğinde ASELSAN açısından hasılat, büyüme ve karlılık kalemlerinde hedeflerin gerçekleştiğini bildiren Görgün, yıl sonu beklentilerine ve takvime uygun olarak tüm faaliyetlerin eksiksiz sürdürüldüğünü ifade etti.

Görgün, Covid-19 tehdidine karşı ilk vakanın ortaya çıktığı günden itibaren şirketin tüm yerleşkelerinde olağanüstü güvenlik önlemleri aldıklarına, çalışanlarının takibi ve bilgilendirilmesini aralıksız yaptıklarına dikkati çekerek şunları kaydetti:

“ASELSAN’ın tüm faaliyetlerinin yalnızca ekonomik alanda değil, topluma katkı ve sosyal sorumluluk bilinciyle yürütüldüğünü, ‘Ben değil, biz’ anlayışıyla 83 milyonluk ailemize layık olabilmek için azimle çalışmaya devam edeceğimizi belirtmekten onur duyarız. Bu küresel kriz süreci, iş yapış modellerinden insan odaklı yaklaşımlara, tedarik süreçlerinden teknoloji yol haritalarına kadar şirketler için birçok fırsatı da içinde barındırıyor. Bu süreci doğru okuyan ve yöneten şirketler büyük kazanımlar elde edecek.”

Koronavirüs ASELSAN’ı durduramadı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD medyasında yer alan haberlere göre Mattis, Güneydoğu Asya’ya giderken uçakta gazetecilere Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Suriye’nin kuzeybatısında Afrin bölgesinde YPG/PKK ve DEAŞ’a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek üzere başlattığı operasyona ilişkin açıklama yaptı.

Türkiye’nin önemli bir NATO müttefiki olduğunu vurgulayan Mattis, “Türkiye’nin meşru güvenlik endişeleri var.” diye konuştu.

Saldırı öncesinde Türkiye’nin ABD’yi uyardığını kaydeden Mattis, “Türkiye açık sözlüydü. Hava saldırısını yapmadan önce bunu yapacaklarına dair bizi uyardılar.” ifadesini kullandı.

Ayrıca Mattis, TSK’nin Afrin’de düzenlediği operasyon nedeniyle bölgede bulunan ABD askerlerinin risk altında olmadığını belirtti.

ABD Savunma Bakanı Mattis: “Türkiye’nin meşru güvenlik endişeleri var” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.