Scroll Top

İslam’a saldırı özgürlüğü iptal kültürüne yenilecek

İslam'a saldırı

Kadir Gecesi olarak kutlanan Ramazan ve Nisan ayının 27’sinde sosyal medyada içeriğinde İslam’a saldırı olan bir  Instagram gönderisi dolaşıma girdi. İçki içen birkaç insan fotoğraf çektirmiş ve üzerine “Kadir Gecesi Özel, Rabbim Kabul Etsin” yazıları yazılmıştı. İslami hassasiyetin en yoğun olduğu gecelerden birinde paylaşılan ve İslam’a saldıran bu görüntü haliyle tepki çekti. Masada bu fotoğrafı paylaşanların bir hava yolu firmasının çalışanları olduğu ortaya çıkınca ilgili şirkete sosyal medya üzerinden çağrı yapıldı. Yapılan binlerce yoruma kayıtsız kalamayan şirket de yaptığı açıklama ile çalışanlar hakkında şirket içi soruşturma açılacağını ilan etti. Şirketin paylaşımı yapan personeli işten çıkardığı bilgisinin gelmesi de uzun sürmedi. Ve bir anda kendisini seküler olarak tanımayan kesimin bilinir isimlerinden tepki geldi. Bu tepkiler “Türkiye’nin hızlıca bir İslam devlet haline geldiğini, insanların düşünce hatta inanmama özgürlüğü olduğu” iddiası üzerinde şekillendi.

İslam’a saldırı özgürlüğü savunanların tutarsızlığı

Bu iddiayı dile getirenlerin, birkaç ay öncesine kadar, “AK Parti yüzünden gençlerin deist olmaya başladığını” savunan medya kuruluşlarında çalışan gazeteciler olması yapılan yorumları daha da ilginç hale getirdiği muhakkak. Bu tutarsızlığını Türkiye’deki muhalefet için oldukça normal olduğu gerçeğini üzülerek kabul etmek gerekiyor. Peki gerçekten İslam’a saldırı düşünce özgürlüğü müdür? Bu soru ilk bakışta yanlış sorulmuş bir soru gibi gelebilir. Ancak değil. Türkiye’de düşünce özgürlüğü İslam’a rahatça hakaret edebilme özgürlüğü olarak kabul ediliyor. Basit bir örnek vermek gerekirse İslam’a saldıran o paylaşımı sahiplenen Nevşin Mengü, eski ABD Başkanı Donald Trump’ı eleştirdiği bir sosyal medya paylaşımında İncil’deki bir ayeti paylaşmıştı. Yahudi gazeteci Karel Valensi’nin eleştirisi üzerine hemen geri adım atan Mengü özür paylaşımı yapmıştı. Mengü’nün aklına o zaman gelmeyen “İptal kültürü” İslam’a saldıran yorumları sahiplenmek istediği zaman geldi.

gerçekten düşünce özgürlüğünün kapsamı bu kadar geniş mi?

Örneğin düşünce özgürlüğü, “Müslümanları öldürmek lazım” yazan ancak hiç şiddete bulaşmamış birinin zırhı olabilir mi?  Ya da Müslüman olsun ya da olmasın bir insana “seni öldürmek lazım, seni öldüreceğim” şeklinde cümleler sarf eden birisi kendisini “benim düşünce özgürlüğüm var” diyerek kurtarabilir mi?

Bu soruları manasız bulabilirsiniz. Bu sizin “Müslümanların mukaddes saydıkları inançlarının kendi canlarından değerli olduğunu düşündüklerini” bilmediğini gösterir. Tıpkı İslam’a dair diğer pek çok şeyi bilmediğiniz gibi. İşe buradan başlamak, Türkiye’deki pek çok tartışmayı başlamadan bitirebilir. Müslümanlar kimdir, onların hassas oldukları konular nelerdir? Bu konularda verilecek workshoplar ile ülkemizde “iptal kültürünün” konuşulmasının önüne geçebiliriz.

Orhan Aydın