Scroll Top

Türkiye’nin, Demirtaş’ın tahliyesini isteyen AİHM kararına hemen uymak zorunluluğu yoktu

untitled18c2afc92

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) HDP eski genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın salıverilmesi yönündeki kararından Türkiye’nin bu karara hemen uymasını isteyen uzman görüşleri medyayı adeta istila etmişti.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a verilen 4 yıl 8 aylık cezayı onaması sonrası AİHM kararının bir anlamı kalmamıştı. Fakat, HDP ve PKK sevici hesapların “AİHM kararını bile takmadılar, Türkiye uluslararası hukuku ihlal ediyor.” şeklindeki algı çalışmalarına karşı “AİHM kararı hemen uygulanması gerekir.” tezinin doğru olmadığını tekrar hatırlatmak istiyoruz. Konuyla ilgili Fact-checking Turkey sitesinin hazırladığı haberi paylaşıyoruz.

İngiliz haber ajansı Reuters 30 Kasım 2018 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) HDP eski genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın salıverilmesi yönündeki kararından sonra Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tahliye kararını reddetmesi hakkında bir haber yayınladı.

Demirtaş’ın avukatı Benan Molu, AİHM kararının bağlayıcı olması için nihaileşmesine gerek olmadığını söyleyerek müvekkilinin cezaevinde tutulmasının suç olduğunu iddia etti: “AİHM’in ‘derhal tahliye edin’ kararının yerine getirilmesi için kararın kesinleşmiş olmasına gerek yok. AİHM kararına rağmen cezaevinde tutulduğu her saniye, suç işleniyor.”

Ancak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 46. maddesinin ilk paragrafına göre, AİHM kararlarının bağlayıcı olabilmesi için kesinleşmesi gerektiği gayet açık. Madde 46’nın ilgili kısmında “Yüksek Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda Mahkeme’nin verdiği kesinleşmiş kararlara uymayı taahhüt ederler.” hükmü yer alıyor.

AİHM tarafından hazırlanmış bir bilgilendirme belgesi Daire kararının, karar verilmesinden itibaren 3 ay içerisinde kesinleştiğini açıklıyor. Dava taraflardan birinin talebi üzerine, Daire’nin karar vermesini takiben 3 ay içerisinde Büyük Daire’ye gönderilebilir. Bu durumda, Türkiye’nin hala davayı temyiz etme hakkı bulunuyor ve gerek Türk gerekse Avrupa kanunlarına göre Türkiye’nin konuyla ilgili işlediği herhangi bir suç söz konusu değil.

Demirtaş’ın tahliye başvurusunu reddeden Akara 19. Ağır Ceza Mahkemesi ayrıca Demirtaş’ın şu ana kadar üzerine atılı 32 suçlamadan sadece 9’u için savunma yaptığını ve bu nedenle iddianamede yer alan suçlarla ilgili olarak sorgusunun bitirilemediğini belirtti.

Buna ek olarak, daha önceki bir Reuters haberine göre, AİHM, verdiği kararda Demirtaş’ın ceza gerektiren bir suç işlediği yönünde “makul şüphe” üzerine gözaltına alınıp tutuklandığını kabul etti.

 

Benzer gönderiler