ramazan akyürek için arama yaptınız | Yekvucut https://yekvucut.com/ Akıl ve vicdan sahiplerine Sat, 13 Aug 2022 11:07:07 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png ramazan akyürek için arama yaptınız | Yekvucut https://yekvucut.com/ 32 32 FETÖ’nün planlarını polisler nasıl bozdu? https://yekvucut.com/gundem/fetonun-planlarini-polisler-nasil-bozdu/ Sat, 13 Aug 2022 10:49:47 +0000 https://yekvucut.com/?p=56683 1970’lerden itibaren emniyet teşkilatına sızan FETÖ, 2016 yılında gerçekleştirdiği darbe girişiminde emniyetteki “gücünden” faydalanmayı planlamıştı. Nitekim FETÖ’nün bu planı uygulayabilmesi...

FETÖ’nün planlarını polisler nasıl bozdu? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
1970’lerden itibaren emniyet teşkilatına sızan FETÖ, 2016 yılında gerçekleştirdiği darbe girişiminde emniyetteki “gücünden” faydalanmayı planlamıştı. Nitekim FETÖ’nün bu planı uygulayabilmesi çok zor görünmüyordu. Çünkü, 1974’te polis kolejine sızdırdıkları Ramazan Akyürek başta olmak üzere, 1980’lere gelindiğinde emniyet içinde sayısı iyice artan FETÖ mensupları, tarihler 1992’yi gösterdiğinde yalnızca Ankara Polis Koleji içinde yüzde 50 gibi bir oranla emniyet teşkilatına yerleşmiş haldeydi. FETÖ, 15 Temmuz’da emniyetteki adamlarına darbe girişimine direnmemeleri, direnen vatandaş ve polisleri engellemeleri, görev yerlerine gitmemeleri gibi talimatlar verdi. Kendilerinden olmayan ve vatandaşı korumaya çalışan polislere ise acımasızca saldırdı. Rakamlar da bunu kanıtlıyor. FETÖ’cü askerler, 15 Temmuz’da Ankara Emniyet Müdürlüğü, Gölbaşı Özel Harekât Başkanlığı gibi kritik noktaları hedef aldı. Üzerinden 6 sene geçen darbe girişiminde şehit olan 252 vatandaşımızın 62’si polis. Peki FETÖ, o gece neden özellikle polisleri hedef aldı?

Polisler gerçekleştirilmesi planlanan iç savaşa engel oldu

FETÖ, 15 Temmuz’da bir taraftan askeri darbe gerçekleştirmek isterken, bir taraftan da iç savaş çıkarmayı hedeflemişti. Firari FETÖ’cü Ahmet Dönmez’in 15 Temmuz’a ilişkin bir yazısındaki detaylar da bunu destekliyor. Dönmez, darbe girişiminin planlayıcılardan, örgütün kritik ismi Adil Öksüz’ün bir grup “sivil” örgüt mensubuna silahlanma çağrısı yaptığını yazdı. Buna göre Öksüz, silahların Ankara’nın Kazan ilçesinde bir depo bulunduğunu ve örgüt mensuplarının bu depoya intikal ederek silahlanmaları talimatını verdi.

fetonun-sorularla-islamiyet-fetonun-muKazan’ın 15 Temmuz’un en kritik noktalarından biri olduğunu hatırlatmakta fayda var. Direnişin en önemli sahnelerine tanıklık eden Kazan ilçesinin adı daha sonra Kahramankazan olarak değiştirildi. Yani FETÖ, sivil örgüt mensuplarına dağıtılmak üzere hazırladığı silah deposunun konumunu rastgele seçmemişti.

Ancak, sivil FETÖ’cüler bu depoya gidemediklerini, çünkü yollarda polislerin kendilerini durduklarını belirtmişler. Bu durum, FETÖ’nün polisleri hedef almış olmasını tek başına açıklamaya yetiyor. Vatansever polisler, örgütün gerçekleştirmeyi planladığı iç savaşın önündeki en büyük engellerdendi.

9 vatandaşımızın şehit olduğu Kahramankazan’da, eğer polisler o gece görevlerini yapmasaydı ve örgüt mensupları rahatça depodan silahlarını almış olsalardı, çıkabilecek kargaşayı ve ölüm sayısını tahayyül edebilmek dahi mümkün değil.

O gece görev yerine giden polisler, halkla beraber mücadeleye katılmış ve daha büyük kargaşalar olmasının önüne geçmişti.

FETÖ’nün eski emniyet imamından talimat: Darbeye direnmeyin!

FETÖ’cü polislerin ise 15 Temmuz’da başka bir görevi vardı: Halkın darbeye direnmesine engel olmak!

FETÖ’nün emniyet mahrem yapılanmasının önemli isimlerinden Önder Aytaç’ın, örgütün eski emniyet mahrem imamı Temel Alsancak’ı ve örgütün tepe kadrosunu topa tuttuğu paylaşımları da bu durumu kanıtlıyor. Eski polis akademisi öğretim üyesi Aytaç, Alsancak’ın 15 Temmuz gecesi emniyet personellerine direnmemeleri yönünde talimat verdiğini deşifre etti.

fetonun-sorularla-islamiyet-fetonun-mu

Polis Akademisi’nde dekan yardımcılığı gibi görevler üstlenen ve örgütün emniyet mahrem yapılanmasının kilit isimlerinden Aytaç’a göre, örgüt tabanında yer alan emniyet personelleri o gece Alsancak tarafından darbe girişimine direnmemeleri yönünde talimat aldı. Firari FETÖ’cü Aytaç, Alsancak’ın 15 Temmuz’da emniyet personellerine “Ordu yönetime el koydu, görevdeki arkadaşlara söyleyin direnmesinler.” dediğini itiraf etti. Örgütün üst yönetim kadrosuna muhalif isimlerden olan Aytaç, FETÖ’cü emniyet personellerinin bugün KHK ile ihraç edilmeleri, soruşturma kapsamında tutuklanmaları gibi sözde “mağduriyetlerinin” sebebinin de Alsancak, Mustafa Yeşil ve Mustafa Özcan olduğunu söyledi.

Aytaç’ın itiraflarına göre Alsancak “direnmeyin” talimatı verdikten bir saat kadar sonra tekrar bir mesaj verdi. Bu mesajda ise:

“Arkadaşlar bir saat içinde toparlayacaklar. Toparlayamazlarsa başlarına neler gelecek biliyorlar.” ifadeleri yer aldı.

Burada toparlamakla kastedilenin darbe olduğu aşikâr. 

Bu itiraflarla da kalmayan Aytaç, Alsancak, Yeşil ve Özcan’ın örgüt içinde bir çete olduklarını söyledi. Ayrıca, itiraflarıyla gündeme gelen Ahmet Dönmez ve Kamil Maman’ın az bile yazdığını ifade ederek örgütün darbe girişimindeki rolünün göründüğünden daha fazla olduğunun mesajını verdi.

İddianameler Önder Aytaç’ın itirafını doğruluyor

Aytaç’ın itirafları, bugüne kadar FETÖ’nün emniyet içindeki yapılanmasına yönelik soruşturmalarda verilen ifadeler ile de tutarlı. Örgütün emniyetteki kriptolarına yönelik açılan davalar kapsamında itirafçı olanların verdikleri beyanlar, o gece emniyetteki personelin darbeye direnmemesi yönünde talimat aldığını kanıtlıyor. Nitekim iddianameler, FETÖ’cü polislerin o gece çeşitli bahanelerle görev yerine gitmediklerini, darbeye direnmediklerini, direnen halk ve polislere engel olmaya çalıştıklarını gösteriyor.

FETÖ, emniyet personellerine darbeye direnen vatandaş ve kamu görevlilerine engel olmak için “indirin” şeklinde talimat verdi.

FETÖ’cü eski polis Eyüp Şahin’in telefonunun incelenmesi üzerine şu mesaj ortaya çıkmıştı:

“Herkes arkadaşlarını yönlendirsin ve askerlerin müdahalesine yardımcı olunmasını temin etsin. Direnmesinler, direnen emniyet güçlerine engel olsunlar. Özellikle Özel Harekât ve Çeviktekiler askere teslimiyet gösterin. Emniyetten gelen emirleri de yerine getirmeyin. Ankara’da kim varsa silahını alıp direnen herkesi indirsin.”

Yine, Edirne’de darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Enez İlçe Emniyet Müdürü Atilla Akyavuz’un, 15 Temmuz’da polis memurlarına:

“Askerler gelirse direnmeyin, silahlarınızı teslim edin” şeklinde talimat verdiği iddianamelere yansımıştı.

Farklı bir iddianamede, 15 Temmuz’da Özel Harekât Müdürü’nün saat 22.30 sıralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı korumak üzere Huber Köşkü’ne tim sevk edilmesini istediği, bunun üzerine Havacılık Şube Müdürü Mehmet Kurt’un, sanık polis Ender Küçükağ ile pilot Mehmet Barış Aktaş’ı helikopterle Özel Harekât timi Huber Köşkü’ne götürmek üzere görevlendirdiği, ancak sanıkların talimata şu ifadelerle karşı çıktıkları kaydedildi:

“Özel Harekâtçıları oraya götürürsek bu darbeciler bizi asar.”

FETÖ’nün hesap edemediği şey

Tüm bunlar Önder Aytaç’ın itiraflarıyla birleştiğinde şu gerçek ortaya çıkıyor:

Örgütün eski Türkiye emniyet imamı Temel Alsancak, Mustafa Özcan ve Fetullah Gülen’den aldığı güçle emniyete darbe girişimine direnilmemesi talimatını verdi. Bu talimat, FETÖ’cü emniyet müdürleri tarafından örgüt hiyerarşisi içinde üstten aşağı doğru iletildi. Böylece, polisler etkisiz hale getirilecek, darbe girişimi başarılı olacaktı.

Örgütün hesap etmediği iki şey vardı:

Birincisi, hiç tereddüt etmeden direnen halkın iradesi,

İkincisi ise vatanını seven polislerin “direnmeme” talimatlarına kulak asmayıp canlarını ortaya koyarak o gece görevlerini yapmış olmaları.

Tüm şehitlerimizi rahmet, saygı ve minnetle anıyoruz.

FETÖ’nün planlarını polisler nasıl bozdu? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün kaset kumpası davasında hesap vakti https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetonun-kaset-kumpasi-davasinda-hesap-vakti/ Wed, 27 Apr 2022 16:03:56 +0000 https://yekvucut.com/?p=54937 Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile bazı eski Milliyetçi Halk Partisi (MHP) yöneticilerinin özel hayatlarına ilişkin...

FETÖ’nün kaset kumpası davasında hesap vakti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile bazı eski Milliyetçi Halk Partisi (MHP) yöneticilerinin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin kaset kumpası ile internet üzerinden yayımlanmasıyla ilgili davada karar açıklandı. Aralarında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) elebaşı Fetullah Gülen’in de bulunduğu 171 sanıklı davanın karar duruşması bugün gerçekleştirildi. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar ve taraf avukatları katıldı. 2,5 yıldır görülen davanın 72. celsesindeki karar duruşmasında, 120 sanıktan 44’ü hakkında 6 yıl 3 aydan 92 yıl 10 aya kadar hapis cezası kararı çıkartıldı. FETÖ elebaşı, firari FETÖ’cü Cevheri Güven ve eski polis Enes Çığci’nin de aralarında bulunduğu 46 sanığın dosyası ayrıldı. 3 sanığın dosyası tefrik edilirken, 2 sanık hakkında da ölüm sebebiyle düşme kararı verildi.

FETÖ’nün kaset kumpası davasında sanıklara ceza yağdı

Davanın mütalaasında, Deniz Baykal ve bazı MHP’lilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin FETÖ‘nün faaliyeti kapsamında teknik takip ve izleme çalışmalarıyla elde edildiği, daha sonra siyasi sonuçlar kazanma amacıyla internette yayınlandığı kaydedildi. Tutuklu ve tutuksuz sanıkların katıldığı davada, sanıkların son savunmalarının alınmasının ardından mahkemeye başkanlık eden Mehmet Tokyürek hükmü okudu.

Suç işlenen tarihte Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) İstihbarat Daire Başkanlığı’nda şube müdürü olarak görev yapan Gürsel Aktepe;

‘siyasal hakların kullanılmasını engellemek’, ‘konut dokunulmazlığını ihlal’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi’ ve ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’ suçlarından 72 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Ankara Emniyet Müdürlüğünde istihbarattan sorumlu eski Müdür Yardımcısı Hami Güney’e;

‘özel hayatın gizliliğini ihlal’, ‘konut dokunulmazlığını ihlal’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi’ suçlarından 9 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde çalışma ofisine ‘böcek’ olarak adlandırılan dinleme cihazı koyduğu belirlenen İlker Usta 81 yıl, Sedat Zavar ise 92 yıl 10 ay hapis cezası aldı.

Görüntüleri yayınlayan sanık 21 yıl hapis cezası aldı

Deniz Baykal‘ın görüntülerini yayınlamakla suçlanan gazeteci Yener Dönmez’in, ‘silahlı terör örgütüne üye olma’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma’, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’ suçlarından 21 yıl,

Sanık Fatih Ünen’in eski CHP Genel Başkanı Baykal’a yönelik eylemleri nedeniyle, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’ ve ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmesi’ suçlarından 13 yıl hapis ile cezalandırılmasına hükmedildi.

Dönmez ve Ünen hakkında yakalama kararı verildi.

Tutuksuz yargılanan sanıklardan 14’ü hakkında duruşmanın ardından tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkartıldı.

Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanı Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer’e bazı suçlardan başka mahkemelerde ceza almaları nedeniyle ret kararı verildi. Bu sanıklar yönünden bazı suçlara ilişkin ise zaman aşımı sebebiyle düşme kararı çıkartıldı. Akyürek ve Yılmazer’in, bu dava kapsamında atılı suçlardan ceza almadığı kaydedildi.

120 sanık hakkında 92 yıla kadar hapis cezası

FETÖ‘nün kaset kumpası davasında yargılanan diğer sanıklara, 6 yıl 3 ay ile 92 yıl 10 ay arasında değişen sürelerde hapis cezası verildi.

O sanıklar:

Abdülhalim Sönmez, Ali İhsan Tezcan, Arif Tuncal, Cebrail Cıcık, Davut Ersoy, Emrah Kanmaz, Erhan Sazil, Gürsel Gündüz, Hakan Kırdağ, Hayati Başdağ, İzzet Yılmaz, Mustafa Alptekin, Mustafa Süngü, Mustafa Tokmak, Nurettin Sağdaş, Ömer Demir, Sinan Altıparmak, Şaban Albayrak, Süleyman Bağlan, Tolga Güzeltaş, Yusuf Dağdelen, Şahin Çelik, Osman Oktay Ilıcan, Erol Demirhan, Ersin Erdin, Fatih Taşpınar, Mehmet Demirbilek, Fatih Ünen, Rüstem Atik, Yener Dönmez, Sinan Akkaya, Okan Aytekin, Cengiz Söğüz, Ahmet Yılmaz Ekiz, Akif Buyrukoğlu, Fatih Aydın, Murat Yöney, Latif Harun Pişkin, İlker Usta, Ertan Aslan, Sedat Zavar, Gürsel Aktepe, Hami Güney, Yiğit Uyar

KAYNAK: TRT HABER

FETÖ’nün kaset kumpası davasında hesap vakti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Medyanın “Hrant Dink” ikiyüzlülüğü https://yekvucut.com/gundem/medyanin-hrant-dink-ikiyuzlulugu/ Tue, 08 Mar 2022 10:24:46 +0000 https://yekvucut.com/?p=54069 Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davanın firari hükümlüsü Ahmet İskender’in yakalandığına dair haberleri hepimiz okuduk. Hakkında 14 yıl 4 ay kesinleşmiş...

Medyanın “Hrant Dink” ikiyüzlülüğü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davanın firari hükümlüsü Ahmet İskender’in yakalandığına dair haberleri hepimiz okuduk. Hakkında 14 yıl 4 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan İskender’in, 4 Mart’ta Kırgızistan’da üzerinde sahte pasaportla yakalandığı bilgisi ajanslar tarafından servis edildi. Kamuoyunu kısa süreliğine meşgul eden bu sıcak gelişmenin ardından, bazı gazeteler Hrant Dink’i anmakla yetinirken, Dink’in ölümünün sorumlusu olan FETÖ’ye dair birkaç kelime dahi edilmedi. Üstelik 26 Mart 2021’deki karar duruşmasında Hrant Dink’in FETÖ tarafından öldürüldüğünün kesinleşmesine rağmen… Yıllarca meydanlara çıkıp Hrant Dink’i anan, onun eşitlik mücadelesine methiyeler düzen, öldürülmesinin hesabının sorulmadığını iddia ederek tepki gösteren “Hrant Dink’in dostları”, katil FETÖ çıkınca büründükleri sessizliği hala koruyorlar. Acaba, çok aydın, çok insan hakları duyarlısı bu insanlar tepki gösterirken katil seçiyor olabilir mi?

hrant-dink-vakfi-kimdir-katili

Hrant Dink’i FETÖ öldürdü

Agos Gazetesinin kurucusu, genel yayın yönetmeni  ve başyazarı Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Cinayetin tetikçisi Ogün Samast, kısa sürede yakalandı ve Dink’i öldürdüğünü itiraf etti. Ancak, kanlı suikast başından beri FETÖ tarafından planlanıyordu. Dink suikastı, örgütün 15 Temmuz’a kadar işlediği bir dizi suikast, kumpas ve kalkışmanın ilk adımlarındandı. Sürecin emniyet ayağını kumpasların tanıdık ismi eski Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek yönetirken, medya kısmında ise Ercan Gün yer aldı. Cinayetin, 14 yıl boyunca aydınlatılamamasının en büyük nedeni, FETÖ’nün kurduğu kumpaslar sonucu delilleri saklamasıydı. Ancak, adalet yerini buldu ve Dink suikastı aydınlatıldı. Dink’in öldürülmesine ilişkin davanın karar duruşmasında, cinayetin FETÖ tarafından işlendiği netleşti. Kararda şu ifadelere yer verildi:

“Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, söz konusu cinayet eyleminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün talimatları ve örgütün amaç ve ideallerine uygun olarak mahkememiz dosyasında hüküm kurulan sanıkların iştiraki ile işlendiğine kanaat getirilmiştir.”

Katil FETÖ çıkınca suspus oldular

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Hrant Dink’in öldürülmesine toplumun her kesiminden insan tepki gösterdi. Dink’i anmak için düzenlenen törenlere binlerce insan katıldı, bu törenlerde mezarına çiçekler konuldu, dualar edildi. Dink için kitaplar yazıldı, şarkılar bestelendi. Ancak, Dink’in ölümünü politize etmeye çalışan insanlar da eksik olmadı.

hrant-dink-vakfi-kimdir-katili

“Hrant’ın Arkadaşları” olarak ortaya çıkan grup, cinayetin elbirliğiyle örtüldüğünü söyleyerek devleti katil olmakla suçladı. Ancak, Batı’dan da destek alarak alevlenen bu kampanya, Dink’in katilinin FETÖ olduğunun ortaya çıkmasıyla sönüverdi. Failin FETÖ çıkması, Dink’in öldürülmesini kendi siyasi ajandaları için kullanan kesimde hayal kırıklığı yarattı. Aynı durum Necip Hablemitoğlu cinayetinde de yaşanmıştı. Yıllarca ortalığı ayağa kaldıran Hablemitoğlu’nun dostları, fail FETÖ çıkınca suspus olmuştu.

Akıl ve mantık çerçevesinde fikir yürütebilen, vicdan muhasebesine sahip her insan haksızlığa tepki göstermenin siyasi bir duruştan daha fazlası olduğunu bilir. Dink’in dostlarının geçmişte verdikleri tepki samimi olsaydı, bugün FETÖ’ye bir iki çift laf edebilirlerdi. Ancak, bir kınama dahi yapmaktan aciz olduklarını gördük. Üstelik, cinayet çözülmeden önce FETÖ’yü aklayacak kadar ileri gidenler, çıkıp bir özür bile dilemediler.

2015 yılında, Dink’in dostlarından Hayko Bağdat, FETÖ’nün kapatılan yayın organı Zaman Gazetesi’nden Selma Tatlı’ya konuşmuştu.

hrant-dink-vakfi-kimdir-katili

Bağdat, konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:

“Bu cinayet külliyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin o dönemi yöneten bütün kadrolarının cinayetidir. Hepsinin kafasında beyaz bere vardır. Kimin ölüsü üzerinden politik çıkarlarımızı ve egemenliğimizi sürdürürüz mantığı ile hareket ediliyor. Cinayetten 3 gün sonra yapılması gereken şeyler, Cemaat’le kavga ettiği için sadece Cemaat’e yakın olduğu düşünülen kişiler üzerine yıkılmaya çalışılarak devam ediyor.”

Devleti cinayetler üzerinden politik çıkarlar gütmekle suçlayan Bağdat, Dink’in katili FETÖ’yü aklamaya çalıştı. O halde, Bağdat’ın, fail FETÖ çıkmasına rağmen tek kelime etmeyişini, katilin politik çıkarlarına uymamasına mı bağlamalıyız?

 

 

 

Medyanın “Hrant Dink” ikiyüzlülüğü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ elebaşının avukatı hakkında karar çıktı https://yekvucut.com/feto-gercekleri/feto-elebasinin-avukati-karar/ Thu, 28 Oct 2021 14:26:47 +0000 https://yekvucut.com/?p=51715 9 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) elebaşı Fethullah Gülen’in avukatı Adnan Şeker‘in yargılandığı...

FETÖ elebaşının avukatı hakkında karar çıktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
9 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) elebaşı Fethullah Gülen’in avukatı Adnan Şeker‘in yargılandığı davada gerekçeli karar çıktı. Avukat Şeker, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “Silahlı terör örgütü kurma, yönetme” suçlarından 9 yıl 9 ay hapis cezası almıştı. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açıklanan gerekçeli kararda, sanık Şeker’in örgütün şifreli haberleşme programı olan ByLock‘a 437 bin 993 kez erişim sağladığı kaydedildi. FETÖ elebaşının avukatı Şeker hakkında, 2017 yılında gözaltı kararı verilmiş, ancak kararın ardından sanık ortadan kaybolmuştu. 24 Kasım 2018’de başkasına ait kimlik kartıyla İstanbul’da yakalanan sanık Şeker hakkında, farklı davalardan da hapis cezası kararı var. Sanık hakkında, FETÖ’nün avukatlar aracılığıyla rüşvet verilen katip üzerinden kendi üyeleri ve diğer terör örgütü şüphelileriyle beraber yaklaşık 10 bin kişi hakkındaki soruşturma ve yakalama kararlarını sızdırdığı iddiasıyla da dava açılmıştı. Şeker ile beraber 6 sanığın da yargılandığı davada, 29 Eylül’de karar açıklanmıştı ve FETÖ elebaşının avukatı Şeker, “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “zincirleme şekilde rüşvet vermek”, “gizliliği ihlal” ve “suçluyu kayırma” suçlarından 35 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Hâkim ve savcıları tehdit etmişti

FETÖ elebaşının avukatı olan Adnan Şeker, örgütün yargısal darbe kalkışması olan 17-25 Aralık kumpasında görev alan polislerin tutuklanması üzerine hâkim ve savcıları tehdit ederek gözdağı vermişti. İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yapan Şeker, burada Türk Ceza Kanunu (TCK) kitapçığını yırtmıştı.

adnan-seker-kimdir
Adnan Şeker

Adnan Şeker’in avukatlığını yaptığı  kişiler arasında FETÖ’nün önemli isimleri bulunuyor. Şeker, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in yanı sıra, FETÖ’nün mahrem müdürlerinden eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve kapatılan Samanyolu Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Hidayet Karaca’nın da avukatlığını üstlendi. Ayrıca, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Hukuk ve Hayat Derneği’nin yönetim kadrosunda bulunan Şeker, örgüt mensuplarına yönelik dava süreçlerinde izlenecek adımları belirleyen grupta yer alarak FETÖ’cü avukatlar arasındaki iş bölümünü de organize etti.

ByLock yazışmalarını kabul etmedi

Sanık Adnan Şeker, mahkemedeki ifadesinde ByLock programını indirdiğini kabul etti. Ancak, avukatlığını yaptığı kişilerin mahremiyeti dolayısıyla programı kullandığını ileri sürdü. FETÖ elebaşının avukatı, şunları söyledi:

“Bazı müvekkillerim bilgilerinin deşifre olmamasını, yazışmalarının da takip edildikleri gerekçesiyle mahrem kalmasını istediler. Ben de anlayışla karşıladım. Bu amaçla programı, Ağustos 2014’te değil, 2013’te yani tespit edildiği söylenen tarihten 7-8 ay önce kullandım ama bir örgüte üye olmak amacıyla değil, tamamen avukat müvekkil mahremiyetini sağlamak amacıyla yaptım.”

Avukat Şeker, ByLock programını kullandığına dair bilirkişi tespitini reddederek:

 “Bu insanları suçlamamak adına içerikleri kabul etmiyorum, bu konuda beyanda bulunmak istemiyorum. Yazışmaları da kabul etmiyorum.” dedi.

FETÖ elebaşının avukatı ByLock’a 437 bin 993 kez girmiş

Gerekçeli kararda, “ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı” delil olarak bulundu. Bu tutanağa göre Şeker, 11 Ağustos 2014’te adına kayıtlı telefon hattı üzerinden ByLock’a defalarca kez giriş yaptı. Telefonun yanı sıra başka mobil cihazlardan da ByLock kullandığı belirlenen Şeker’in, 18 Ocak 2016’ya kadar ByLock’a tahsis edilen 3 IP adresine, 437 bin 993 kez bağlandığı vurgulandı.

Bu kapsamda, Şeker’in 9 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldığı ve hakkında takdir indirimi yapılmasına yer olmadığına karar verildi. Adnan Şeker’in tutukluluk halinin devamına hükmedildi.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

FETÖ elebaşının avukatı hakkında karar çıktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Hrant Dink cinayetinde hesap zamanı https://yekvucut.com/feto-gercekleri/hrant-dink-cinayetinde-hesap-zamani/ Fri, 26 Mar 2021 16:02:58 +0000 https://yekvucut.com/?p=48259 Hrant Dink cinayetinde cezalar açıklandı Hrant Dink cinayetinde FETÖ’cü hainlerin cezaları belli oldu. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in...

Hrant Dink cinayetinde hesap zamanı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Hrant Dink cinayetinde cezalar açıklandı

Hrant Dink cinayetinde FETÖ’cü hainlerin cezaları belli oldu. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in Yasin Hayal tarafından 19 Ocak 2017 tarihinde öldürülmesine ilişkin davada bugün karar günüydü. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın karar duruşmasında  FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, FETÖ’cü eski savcı Zekeriya Öz,  FETÖ tetikçisi gazeteciler,  jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 6’sı tutuklu, 13’ü firari 76 sanık yargılanıyordu. Mahkeme yurt dışındaki firari FETÖ’cülerin dosyalarını ayırırken Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek’in de aralarında bulunduğu sanıklar hakkındaki kararını açıkladı. Bugün görülen karar duruşmasında FOX TV eski Haber Müdürü Ercan Gün FETÖ üyesi olmaktan 10 yıl hapis cezası aldı.

Davada FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 13 firari sanığın dosyası ayrıldı.

Tutuklu sanıklardan

  • FOX TV eski Haber müdürü Ercan Gün, FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ercan Gün tutuklandıktan 1354 gün sonrasına kadar FOX TV künyesinde yer alıyordu. Hrant Dink’in FETÖ amaçları doğrultusunda öldürülmesi sonrası algı operasyonu yapan Ercan Gün, İsmail Küçükkaya ve Fatih Portakal tarafından mağdur ilan edilmişti.
  • Sanıklardan, Jandarma Uzman Çavuş Abdullah Dinç,  6 yıl 3 ay hapis cezası aldı.
  • Karar duruşması öncesi Yunanistan’a kaçmak isterken yakalanan eski Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarattan Sorumlu Yardımcısı  Hasan Durmuşoğlu’na 12 yıl 6 ay ve ihmal suçundan 3 yıl 9 ay ceza verildi. Hasan Durmuşoğlu, karar duruşması öncesi Yunanistan’a kaçmaya çalışırken yakalanmıştı.
  • Cinayetin işlendiği tarihte İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli Astsubay Bekir Yokuş‘a 10 yıl hapis cezası verildi.
  • Trabzon İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görev yapan Önder Araz’a resmi belgeyi yok etme suçundan 3 yıl 9 ay,
  • Cinayetin işlendiği tarihte Devlet Denetleme Kurulu Üyesi olan Mehmet Ali Özkılıç’a silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 ay ve suçluyu kayırmadan 1 yıl 18 ay,
  • Dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür Yardımcısı Osman Gülber’e adam öldürmeyi ihmalden 16 yıl 8 ay,
  • Cinayetin işlendiği tarihte Samsun Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü olan Yakup Kurtaran’a silahlı terör örgütüne üye olmaktan 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Yakup Kurtaran Hrant Dink’in katili Ogün Samast ile “hatıra fotoğrafı” çektiren polis olarak biliniyordu.
  • Hrant Dink cinayetinde Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde komiser yardımcısı olan tutuksuz sanık Özkan Mumcu’ya silahlı terör örgütüne üye olmaktan 7 yıl 6 ay,
  • Eski jandarma istihbarat görevlisi Volkan Şahin’e 12 yıl 6 ay,
  • Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Mehmet Ayan 12 yıl 6 ay, resmi belgede ihmalden 3 yıl 9 ay,
  • Trabzon Emniyeti İstihbarat Şubesi görevlisi polis memuru Onur Karakaya 12 yıl 6 ay, resmi belgede ihmalden 3 yıl 9 ay,
  • Hrant Dink cinayetinde Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı’ya 12 yıl 6 ay, resmi belgede ihmalden 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi.

Tutuklu sanıklardan İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi Muharrem Demirkale, başkasını araç olarak kullanarak adam öldürme ve anayasayı ihlalden iki kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

FETÖ’nün gözdelerine ağırlaştırılmış müebbet

Tutuklu sanıklardan FETÖ’cü eski İstanbul Emniyeti İstihbarat Müdürü Ali Fuat Yılmazer, ağırlaştırılmış müebbet ve 4 yıl 6 ay hapis cezası aldı. FETÖ’nün altın çocukları arasında yer alan eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı  Ramazan Akyürek, adam öldürmeden ağırlaştırılmış müebbet ve resmi belgede ihmalden 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Eski jandarma istihbaratçılar Okan şimşek ve Veysal Şahin’e adam öldürmeden 25 yıl, resmi belgede ihmalden 3’er yıl 4’er ay hapis cezası verildi.

Hrant Dink cinayetinde  Trabzon İl Jandarma Komutanı olan Ali Öz, adam öldürmeden 25 yıl, resmi belgede ihmalden 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ali Öz’ün Gürcistan’a kaçmayı planladığı MİT raporuyla ortaya çıkmıştı.

Tutuksuz sanıklar Sabri Uzun ve Celalettin Cerrah hakkındaki dava dosyası zaman aşımı nedeniyle düşürüldü.

Mahkeme, Adem Sarıgöl, Adnan Acar, Atilla Güçlüoğlu, Muhammed Ay, Metehan Kadir Yıldırım, Niyazi Malkoç, Cevat Eser, Rahmi Özer, Mesut Kütükoğlu, Ecevit Demir, Emre Cingöz, Hacı Şefik Şimşek, Eyüp Temel, Ahmet Faruk Aydoğdu, Birol ustaoğlu, Mithat Özbek, Hamza Celeboğlu ve Hüseyin Yılmaz’ın beraatine karar verdi.

Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç hakkında “ihmali davranışla öldürme” suçundan beraat, “kamu görevini ihmal” suçundan haklarındaki dava dosyasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesi kararı verildi. Ali Poyraz hakkında davanın reddine karar verildi.

Mahkeme heyeti, haklarında yakalama kararı bulunan firari sanıklar FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Adem Yavuz Arslan, Ekrem Dumanlı, Coşgun Çakar, Halil İbrahim Koca, Mehmet Akif Yılmaz, Mehmet Faruk Mercan, Metin Canbay, Ömer Faruk Kartın, Serkan Şahan, Yılmaz Angın, Yunus Yazar ve Zekeriya Öz’ün savunmalarının alınamamış olması nedeniyle dosyalarının ayrılmasına karar verdi. Halil İbrahim Koca, Hrant Dink’in FETÖ tarafından öldürülmesi sonrası Zaman gazetesi binasındaki toplantıyı yöneten kişi olarak biliniyor. Firari tetikçi Adem Yavuz Arslan’da Hrant Dink’in FETÖ tarafından öldürülmesini kamufle etmek için kitap yazmıştı.

Kararda, “Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, söz konusu cinayet eyleminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün talimatları ve örgütün amaç ve ideallerine uygun olarak mahkememiz dosyasında hüküm kurulan sanıkların iştiraki ile işlendiğine kanaat getirilmiştir.” denildi.

Heyet, FETÖ’nün talimatları ile örgütün amaç ve idealleri doğrultusunda Hrant Dink cinayetinin işlenmesine katkıları olduğunu dikkate alarak eski emniyet müdürü sanıklar Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek ile dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı hakkında, “Anayasa’yı ihlal” suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti.

Sanıklar Ogün Samast, Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz, Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender hakkında FETÖ kapsamında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi.

Olay tarihlerinde Trabzon Emniyet Müdürlüğünde TEM Şube Müdürü olarak görev yapan Yahya Öztürk ile aynı şubede Şube Müdür Yardımcısı Vekili olarak görevli komiser yardımcısı Adem Sağlam’ın, maktul Hrant Dink’e yönelik işlenen cinayeti “yükümlü oldukları halde önlemeyerek ihmali davranışla gerçekleşmesini sağladıkları”nı gerekçe gösteren heyet, bu sanıkların “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçundan soruşturulmaları için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti.

Heyet, sanık Ogün Samast’ın mahkeme ve savcılık ifadesinde “Samsun’da beni cinayetten sonra Şeniz Dervişoğlu’nun adamları karşılayacak, kaçıracaklardı.” şeklindeki beyanları bulunduğunu hatırlatarak, yargılama dosyasında Şeniz Dervişoğlu hakkında sanık ya da şüpheli olarak bir sıfat bulunmadığını aktardı. Heyet, Şeniz Dervişoğlu hakkında “tasarlayarak öldürmek suçuna yardım etmek” suçundan suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.

Duruşmaya katılan bir sanık tutuklandı

Mahkeme heyeti, aralarında başka suçtan tutukluların bulunduğu, hakkında hüküm kurulan bu davanın tutuksuz 6 sanığı hakkında tutuklama kararı verdi.

Heyet, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Yavuz Karakaya’nın “Anayasa’yı ihlal” suçundan, dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Gazi Günay’ın “tasarlayarak öldürme” suçundan tutuklanmasına hükmetti. Duruşma salonunda bulunan Günay, tutuklandı.

Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerinden Osman Gülbel, dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Hasan Durmuşoğlu ve dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı’nın “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçundan tutuklanmalarına hükmeden heyet, dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli komiser yardımcısı Özkan Mumcu’nun FETÖ kapsamında “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan tutuklanmasını kararlaştırdı.

Hrant Dink cinayetinde hesap zamanı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Hrant Dink cinayetinde mütalaa belli oldu https://yekvucut.com/video/hrant-dink-cinayetinde-mutalaa-belli-oldu/ Mon, 14 Dec 2020 16:00:05 +0000 https://yekvucut.com/?p=36712 Hrant Dink cinayetinde istenen cezalar belli oldu.  Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı FETÖ’cü Ramazan Akyürek için müebbet,   Dönemin İstanbul...

Hrant Dink cinayetinde mütalaa belli oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Hrant Dink cinayetinde istenen cezalar belli oldu. 

Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı FETÖ’cü Ramazan Akyürek için müebbet,

 

Dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü FETÖ’cü Ali Fuat Yılmazer içinse ağırlaştırılmış müebbet cezası talep edildi.

Hrant Dink cinayetinde mütalaa belli oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün “VIP” casuslarının cezası belli oldu https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetonun-vip-casuslarinin-cezasi-belli-oldu/ Sat, 25 Jan 2020 11:58:29 +0000 http://yekvucut.com/?p=27307 Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) adına siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve iş adamı birçok kişiyi usulsüz dinledikleri iddiasıyla 211 sanığın yargılandığı “VIP dinleme” davasında hüküm...

FETÖ’nün “VIP” casuslarının cezası belli oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) adına siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve iş adamı birçok kişiyi usulsüz dinledikleri iddiasıyla 211 sanığın yargılandığı “VIP dinleme” davasında hüküm açıklandı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince “silahlı terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği”, “askeri ve siyasal casusluk”, “usulsüz dinleme”, “belgeleri hukuka aykırı yok etme”, “resmi belgede sahtecilik” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarından sanıklar hakkında hüküm kuruldu.

Buna göre sanıklardan 126’sını “silahlı terör örgütüne üyelik”ten 3 yıl 9 aydan 10 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandıran mahkeme, ayrıca bu sanıklardan 105’ine “resmi belgede sahtecilik” suçundan 4 yıl 6 aydan 10 yıl 6 aya, yine bu sanıklardan 92’sine “usulsüz dinleme”den 3 yıldan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası verdi.

Örgüt üyeliğinden cezalandırılan sanıkların dışında kalan 4’ü ise “usulsüz dinleme”, “belgeleri hukuka aykırı yok etme”, “resmi belgede sahtecilik” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 3 yıl 9 aydan 9 yıla kadar hapse mahkum edildi.

Sanıklardan 37’si hakkında beraat kararına hükmeden mahkeme, aralarında firarilerin de bulunduğu 43 sanığın dosyasını ayırdı.

Ceza alanların arasında 17/25 Aralık kumpas soruşturmalarını yürüten emniyet müdürlerinin yanı sıra kamuoyunun bildiği bazı isimler de yer aldı.

Bunlardan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, “silahlı terör örgütü yöneticiliğinden” 18 yıl,”usulsüz dinlemeden” 7 yıl 10 ay 15 gün, “resmi belgede sahtecilikten” 12 yıl 13 ay 15 gün, “belgeleri hukuka aykırı yok etmek” suçundan ise 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Eski İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Gürsel Aktepe, söz konusu suçlardan 27 yıl 4 ay 15 gün, eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Lokman Kırcılı 22 yıl 6 ay, istihbarattan sorumlu eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Hami Güney 28 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Daha önce İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince 25 yıla mahkum edilen eski emniyet müdürü Yurt Atayün ile aynı mahkemede 16 yıl 6 ay hapis cezası alan Ali Fuat Yılmazer de “resmi belgede sahtecilik” suçundan 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırıldı.

“Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan mahkum edilen sanıklardan Hasan Ali Okan, İlyas Tekin, Özgür Öztürk, Seyit Gölcük, Fatih Doğan ve Ertan Aslan’a ayrıca “siyasi ve askeri casusluk” suçlarından 16’şar yıl hapis verildi.

FETÖ’nün dinlediği ünlü mağdurlardan bazıları

Sanıkların usulsüz dinledikleri mağdur ve müştekiler arasında Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yalçın Topçu, eski Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, eski bakanlar Koray Aydın, Abdullatif Şener ve Namık Kemal Zeybek, emekli Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un eşi Sevgi Kurtulmuş, MHP Ankara Milletvekili Erkan Haberal, İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, gazeteciler Aslı Aydıntaşbaş, Ahmet Hakan Coşkun, Akif Beki, Fatih Çekirge, Sedat Ergin, Cüneyt Ülsever, Hüseyin Gülerce, Nuri Elibol, Uğur Dündar, Cüneyt Özdemir, Nurettin Şimşek, merhum gazeteci Mehmet Ali Birand, şarkıcı Çelik Erişçi, eski Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, iş adamları Cavit Çağlar, Ali Koç, Rahmi Koç, Vuslat Sabancı, Nihat Özdemir, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile bazı bürokratlar, emniyet mensupları, siyasetçi ve iş adamları bulunuyor.

FETÖ’nün “VIP” casuslarının cezası belli oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ adına sanatçı, gazeteci ve iş adamlarını dinleyen firari emniyet müdürü yakalandı https://yekvucut.com/feto-gercekleri/feto-adina-sanatci-gazeteci-ve-is-adamlarini-dinleyen-firari-emniyet-muduru-yakalandi/ Fri, 05 Oct 2018 08:24:55 +0000 http://yekvucut.com/?p=20162 FETÖ adına siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve iş adamı birçok kişiyi usulsüz dinlediği iddiasıyla hakkında yakalama kararı çıkartılan eski Kastamonu Terörle...

FETÖ adına sanatçı, gazeteci ve iş adamlarını dinleyen firari emniyet müdürü yakalandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ adına siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve iş adamı birçok kişiyi usulsüz dinlediği iddiasıyla hakkında yakalama kararı çıkartılan eski Kastamonu Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Peker, Ankara’da gözaltına alındı.

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) adına siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve iş adamı birçok kişiyi usulsüz dinledikleri iddiasıyla hakkında gözaltı kararı verilen eski Kastamonu Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Peker, yakalandı.

Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi başkanları Ramazan Akyürek ve Ömer Altıparmak’ın da aralarında bulunduğu 210 sanıklı “VIP dinleme” davasında FETÖ adına siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve iş adamı birçok kişiyi usulsüz dinledikleri iddiasıyla yargılanan ayrıca Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesince de hakkında gözaltı kararı bulunan Ömer Peker’i yakalamak için çalışma başlatıldı.

Kastamonu Emniyet Müdürlüğü tarafından kurulan özel ekiple yapılan istihbarat çalışması neticesinde 2 yıldır aranan Peker, Ankara’da saklandığı adreste gözaltına alındı. Peker, Ankara Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

FETÖ adına sanatçı, gazeteci ve iş adamlarını dinleyen firari emniyet müdürü yakalandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Alçak terör örgütü PKK Bedirhan ve annesine kıydı https://yekvucut.com/feto-gercekleri/alcak-teror-orgutu-pkk-bedirhan-ve-annesine-kiydi/ Wed, 01 Aug 2018 12:43:52 +0000 http://yekvucut.com/?p=19260 Bölge halkına korku salmak için gerçekleştirdiği kanlı eylemleriyle yüzlerce çocuğu katleden, çok sayıda çocuğu da yaralayan veya sakat bırakan terör örgütü PKK’nın son kurbanı 11 aylık Bedirhan oldu....

Alçak terör örgütü PKK Bedirhan ve annesine kıydı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Bölge halkına korku salmak için gerçekleştirdiği kanlı eylemleriyle yüzlerce çocuğu katleden, çok sayıda çocuğu da yaralayan veya sakat bırakan terör örgütü PKK’nın son kurbanı 11 aylık Bedirhan oldu.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere yurdun dört bir yanında düzenledikleri saldırılarla halka korku salma amacı güden PKK’lı teröristler, güvenlik güçlerini hedef alan hain eylemlerinin yanı sıra sivilleri de katletmekten uzak durmadı.

Sivil halka yönelik ilk eylemlerine 1987 yılından itibaren başlayan, köy baskınlarında yaşlı, kadın ve çocukları katleden teröristlerin, özellikle kundaktaki bebekleri kurşuna dizmesi hafızalarda derin iz bıraktı.

Siirt’in Baykan ilçesine bağlı Derince köyünde 1993’te PKK’lı teröristlerin okul bahçesinde kurşuna dizdiği 13’ü çocuk 22 kişi arasında bulunan 3 yaşındaki Serkan Erdem’in bedeni kurşunlanmış fotoğrafı, terörün acımasız yüzünü dünya kamuoyuna gösterdi. Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan da bu katliamdan sonra “bebek katili” olarak hafızalara kazındı.

Asker-polis, kadın-erkek, genç-yaşlı, bebek-çocuk gözetmeksizin saldırılarını sürdüren terör örgütünün en masum mağdurları ise bebek ve çocuklar oldu.

Saldırılar nedeniyle çok sayıda çocuğun yaşama hakkı küçük yaşta elinden alındı. Çok sayıda çocuk ise saldırılardan yaralı kurtulsa da kaybettikleri uzuvlarıyla hayatlarını büyük zorluklarla sürdürmek durumunda kaldı.

Son kurban 11 aylık Bedirhan

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinin Büyükçiftlik beldesi Susat Deresi mevkisinde dün asker eşi Nurcan Karakaya’nın kullandığı aracın geçişi esnasında, teröristlerin, önceden yola tuzaklanan el yapımı patlayıcıyı infilak ettirmesi sonucu 25 yaşındaki kadın ile 11 aylık bebeği Bedirhan şehit oldu.

Geçen yıl Eren Bülbül’ü öldürdüler

Eli kanlı teröristler, Trabzon’un Maçka ilçesi kırsalında geçen yıl evden erzak çalan teröristlerin yerini güvenlik güçlerine gösterirken 16 yaşındaki Eren Bülbül’ü şehit etti.

Söz konusu ev civarında sürdürülen inceleme sırasında güvenlik güçlerine yardımcı olduğu sırada teröristlerin hain saldırısı sonucu Eren Bülbül ve Jandarma Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik şehit düştü, bir güvenlik görevlisi yaralandı.

Terör örgütünün hain saldırılarından bazıları

Terör örgütü PKK’nın bugüne kadar bebek ve çocukları hedef alan saldırılarından bazıları şöyle:

– 7 Mart 1987’de Mardin’in Nusaybin ilçesi Açıkyol köyünde 6’sı çocuk 8 kişi kurşuna dizildi.

– 20 Haziran 1987’de PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucu Mardin’in Ömerli ilçesindeki köy korucusu ailelerin yoğunlukta olduğu Pınarcık köyünde 16’sı çocuk 30 kişi öldürüldü.

– 8 Temmuz 1987’de Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Yuvalı köyü Haraberk mezrasına saldıran PKK’lı teröristler, aynı aileden 7’si çocuk 2’si kadın 9 kişiyi katletti.

– 19 Ağustos 1987’de Siirt’in Eruh ilçesine bağlı Milan mezrasına saldıran teröristler, aralarında 3 ve 6 günlük 2 bebeğin de bulunduğu 25 sivili öldürdü. Katledilenlerin 14’ü 18 yaşından küçüktü.

– 21 Eylül 1987’de Şırnak’ın Güneyce köyü Çiftekavak mezrasını basan PKK’lılar, 2’si hamile 5 kadın, 4’ü çocuk 11 kişiyi katletti, 2 kişiyi ağır yaraladı.

– 10 Ekim 1987’de Şırnak’ın Çobandere mezrasına baskın yapan teröristler, birçoğu yaşlı, kadın ve kundaktaki bebek olmak üzere 13 kişiyi katletti. Ağır yaralanan 9 kişi, tedavi altına alındı.

– 9 Mayıs 1988’de Mardin’in Nusaybin ilçesi Taşköyü’nün Behmenin mezrasına saldıran teröristler, aynı aileden 8’i çocuk, 2’si kadın 11 kişiyi öldürdü. Saldırıda 2 çocuk ağır yaralandı.

– 22 Haziran 1992’de Batman’ın Gercüş ilçesine bağlı Seki köyündeki 2 korucunun evine baskın düzenleyen teröristler, 8’i çocuk 10 kişiyi katletti, 2 kişiyi ağır yaraladı.

– 1 Ekim 1992’de Bitlis’in Cevizdalı köyünü gece geç saatlerde basan terör örgütü PKK, 8’i çocuk 30 kişiyi öldürdü.

– 9 Kasım 1992’de Diyarbakır’ın Hani ilçesine saldıran PKK’lı teröristler, evleri basarak insanları kurşuna dizdi. Saldırıda 4’ü çocuk, 4’ü kadın 12 kişi hayatını kaybetti.

– 18 Temmuz 1993’te Van’ın Bahçesaray ilçesindeki Sündüz Yaylası’na baskın düzenleyen PKK’lı teröristler, 14’ü çocuk 24 kişiyi katletti.

– 21 Ocak 1994’te Mardin’in Savur ilçesine bağlı Ormancık ve Akyürek köylerine saldıran teröristler, 11’i çocuk 21 kişiyi öldürdü.

– 24 Temmuz 1995’te İran’dan gelen kalabalık PKK’lı terörist grubu, Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Akdoğu köyü Atabinen mezrasına giremeyince evleri roket atışına tuttu. Teröristler, 7’si kadın ve çocuk 12 kişiyi öldürdü, 13 kişiyi ağır yaraladı.

Öğrencileri hedef aldılar

PKK, saldırılarını kırsalda sürdürdüğü dönemde şehirlerde de kanlı eylemler gerçekleştirdi.

Diyarbakır’da 3 Ocak 2008’de askeri servis aracının geçişi sırasında bir dershane önünde bomba yüklü aracın patlatılması sonucu 6’sı öğrenci 7 kişi yaşamını yitirdi. Saldırıda, aralarında öğrencilerin de bulunduğu 73 kişi yaralandı.

Terör örgütü PKK’nın eğitim kurumlarını hedef alan saldırıları da oldu. Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 23 Nisan 2011’deki kutlamalar için 23 Nisan İlkokulunun bahçesinde toplanan çocuklara, maskeli bir grup havai fişeklerle saldırdı. Saldırıda ölen ya da yaralanan olmadı ancak 7-14 yaşlarındaki çocuklara yönelik saldırı hafızalarda iz bıraktı.

Teröristler, Şırnak’ın Cizre ilçesinde 27 Mayıs 2011’de imam hatip lisesi öğrencilerinin bulunduğu yurda molotofkokteyli ile saldırdı. Yurt binasında çıkan yangın sonucu 3 öğrenci yaralandı.

Şehirlerdeki hain saldırıları

Terör örgütü, İstanbul Güngören’de 2008’de vatandaşları hedef aldı. Çöp tenekesine yerleştirilen bombanın patlamasından 10 dakika sonra 50 metre ileride yine bir başka çöp tenekesinde daha güçlü bir patlama yaşandı. Saldırıda, ilk patlama sonrası yardıma gidenler de hedef alındı. Araç trafiğine kapalı ve vatandaşların yoğun olduğu alanda akşam saatlerinde meydana gelen patlamada, Aleyna Çelik (3), Taha Yıldızlı (5), Murat Ağca (12) ve Şeyma Özkan’ın da aralarında bulunduğu 17 kişi yaşamını yitirdi, yaralanan 154 kişi hastaneye kaldırıldı.

Genç kız otobüste alevler arasında kaldı

İstanbul’un Bağcılar ilçesinde 8 Kasım 2009’da belediye otobüsüne terör örgütü mensuplarınca molotofkokteyli atıldı. Saldırıda, evine giden 17 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Serap Eser, otobüste çıkan yangın sonucu alevler arasında kaldı. Genç kız, yaklaşık bir ay tedavi gördüğü hastanede yaşam mücadelesini kaybetti.

Hakkari’de 16 Eylül 2010’da Durankaya beldesi ile Geçitli köyü arasındaki yola teröristlerce döşenen mayının sivilleri taşıyan minibüsün geçişi sırasında infilak ettirilmesi sonucu aralarında 2 yaşındaki Nurullah Umut Çiftçi ve 11 aylık Zeynep Kurt’un da bulunduğu 9 kişi hayatını kaybetti, yaralanan 4 kişi tedavi altına alındı.

Şehit annenin karnından alınan bebek hayata tutunamadı

Batman’da 26 Eylül 2011’de 3 terörist, hac yolculuğuna hazırlanan anne ve babasını ziyaretten dönen Talat Doru ve ailesinin bulunduğu araca ateş açtı. Saldırıda 4 çocuk annesi ve 8 aylık hamile Mizgin Doru (31) ile kızı Sultan Doru (4) yaşamını yitirdi. Talat ve Mizgin Doru’nun 4 kızı vardı ancak bir de erkek bebek istiyorlardı. Anne karnındaki erkek bebek, olay sonrasında sezaryenle kurtarıldı ancak hastanede bir gün yaşayabildi. Baba Doru ile bir kızı da olayda ağır yaralandı.

Bingöl’de, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda bir anne, canlı bomba eylemi yapacak teröriste müdahale ederek çok sayıda kişiyi kurtardı. Kurban Bayramı öncesi 3 çocuğuyla alışverişe çıkan Hatice Belgin, yürürken canlı bomba eylemcisini fark etti ve üzerine atladı. Anne, patlamayı engelleyemedi ancak yaşanabilecek daha büyük bir facianın önüne canını feda ederek geçti. Olayda, anne Belgin ve oğlu Veysel ile bir vatandaş hayatını kaybetti, 21 kişi yaralandı.

Kurban eti dağıtan çocukları katlettiler

HDP Merkez Yürütme Kurulunca 6 Ekim 2014’te yapılan açıklamanın ardından çıkan 6-7 Ekim olaylarında 2 polis memuru şehit oldu, 31 kişi hayatını kaybetti, 221 sivil ile 139 polis yaralandı. Ölenler arasında, Kurban Bayramı’nın 4. gününde ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtılırken 2 arkadaşıyla katledilen 16 yaşındaki Yasin Börü de bulunuyordu.

Sebze almak için evden çıktı hayatını kaybetti

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 30 Ağustos 2015’te evinden sebze almak için çıkan 6. sınıf öğrencisi 13 yaşındaki Fırat Simpil, terör örgütü PKK mensuplarınca yola yerleştirilen patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu yaşamını yitirdi.

Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde 28 Eylül 2015’te teröristlerin polis aracına düzenlediği saldırıda roketatar mermisinin isabet ettiği evdeki 9 yaşındaki Elif Şimşek öldü.

Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 12 Eylül 2015’te terör örgütü PKK’nın gençlik yapılanması mensuplarınca poşet içinde bir evin damına bırakılan patlayıcının ellerinde infilak etmesi sonucu 9 yaşındaki Tahsin Uray ve Ramazan Ş. ağır yaralandı. Kızıltepe Devlet Hastanesine kaldırılan çocuklardan Tahsin Uray, müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Şırnak Kültür Merkezi ve Halk Kütüphanesinin bulunduğu binaya 25 Aralık 2015’te düzenlenen saldırıda 4 çocuk yaralandı.

5 aylık bebeği katlettiler

Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde 13 Ocak 2016’da İlçe Emniyet Amirliği ve lojmanına teröristlerce bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda, bir polis memuru şehit oldu, biri 5 aylık, biri 4 ve diğeri 12 yaşında 3 çocuğun da aralarında bulunduğu 6 kişi hayatını kaybetti. Saldırıda yaralanan 39 kişi hastaneye kaldırıldı.

Kızılay Güvenpark yakınlarında 13 Mart 2016’da PKK’lı teröristlerce düzenlenen, 36 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıda yaralananlar arasında bulunan 6 aylık hamile Songül Yılmaz’ın karnındaki bebek, terör saldırılarının en küçük kurbanı oldu.

Şırnak’ın İdil ilçesinde 13 Nisan 2016’da terör örgütü PKK mensuplarının tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu 4 yaşındaki Hidayet Tek yaşamını yitirdi.

Hakkari’nin Çukurca ilçesinde 10 Temmuz 2016’daki saldırıda 5 yaşındaki Viyan Kanat hayatını kaybetti.

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bombalı saldırıda bebek Ceylin Naz Aydın, 11 Ağustos 2016’da şehit oldu.

İsimleri parkta yaşatılıyor

İçişleri Bakanlığınca Kanun Hükmünde Kararname kapsamında görevlendirme yapılan Diyarbakır’ın Hani İlçe Belediyesi, PKK’lı teröristlerce katledilen çocukların isimlerini çocuk parklarına verdi.

Yapımı tamamlanan 6 parkta, teröristlerin katlettiği Bilgehan Şapkacı, Viyan Kanat, Ceylin Naz Aydın, Yasin Börü, Mevlüde İrem Çiftçi ve bir yaşındaki Ecrin Açıkgöz’ün adı yaşatılıyor.

Alçak terör örgütü PKK Bedirhan ve annesine kıydı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Hrant Dink cinayetinde örgütünü aklayan FETÖ’cü Muammer Akkaş’a dava https://yekvucut.com/feto-gercekleri/hrant-dink-cinayetinde-orgutunu-aklayan-fetocu-muammer-akkasa-dava/ Mon, 26 Feb 2018 06:55:46 +0000 http://yekvucut.com/?p=15346 FETÖ firarisi eski savcı Muammer Akkaş’ın “Hrant Dink cinayeti” soruşturmasını Ergenekon davasına bağlayarak cinayette rolü bulunan örgüt üyesi polis ve...

Hrant Dink cinayetinde örgütünü aklayan FETÖ’cü Muammer Akkaş’a dava yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ firarisi eski savcı Muammer Akkaş’ın “Hrant Dink cinayeti” soruşturmasını Ergenekon davasına bağlayarak cinayette rolü bulunan örgüt üyesi polis ve istihbaratçıları aklamaya çalışması iddianameye girdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca Hrant Dink cinayetine ilişkin yürütülen soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı.

Hrant Dink cinayeti soruşturmasına yaklaşık 3 yıl bakan ve FETÖ’ye iltisakı nedeniyle meslekten ihraç edilen firari eski savcı Muammer Akkaş hakkında Dink cinayetine ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.

Soruşturma sonucunda hazırlanan 8 sayfalık iddianamede, Arat Dink, Delal Dink, Hasrof Dink, Rahil Dink, Sera Dink “müşteki”, eski savcı Muammer Akkaş ise “şüpheli” sıfatıyla yer aldı.

İddianamede, şüpheli Akkaş’ın “silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” ve iki kez “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 27 yıl 6 aydan 58 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca cinayete ilişkin açılan davalara ve sanıkların isimlerine yer verilen iddianamede, bazı kamu görevlilerinin cinayetin işleneceğinden önceden haberdar oldukları, görev, yetki ve konumları gereği cinayeti önleme yükümlülüğü bulunan kamu görevlilerinin görevlerinin gereğini yerine getirmedikleri kaydedildi. İddianamede, bu kapsamda, Dink cinayetinden sorumlu tutulmaları gerektiği iddiasıyla yürütülen soruşturma sonucunda, aralarında eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşgun Çakar, Yunus Yazar ile Engin Dinç, Ahmet İlhan Güler, Sabri Uzun, Celalettin Cerrah, Reşat Altay’ın da bulunduğu dönemin kamu görevlisi 26 sanık hakkında dava açıldığı anımsatıldı.

İddianamede, şüpheli Muammer Akkaş’ın, kamuoyunda “25 Aralık kumpas” soruşturmaları olarak bilinen “FETÖ’nün Türkiye Cumhuriyeti hükümetini devirme amaçlı kumpas operasyonu”nu yönettiği, daha sonra görevlendirildiği Tekirdağ Cumhuriyet savcısı iken meslekten çıkarıldığı ve hakkındaki soruşturmalardan kurtulmak için yurt dışına kaçtığı vurgulandı.

“Örgüt yöneticilerinden”

Şüpheli Akkaş’ın ”FETÖ silahlı terör örgütü yöneticilerindendir.” tespitinde bulunulan iddianamede, şüpheli Akkaş hakkında ifade vermek için müracaat eden tanıklar Hacı Ali Hamurcu ve Ümüt Denktaş’ın ifadelerine yer verildi. İddianamede, tanıklar Hamurcu ve Denktaş’ın, Akkaş’ın yönlendirmesi sonucu Ergenekon davasının sanıkları aleyhine ifade vermek zorunda kaldıkları aktarıldı. İddianamede, eski savcı Akkaş hakkındaki bu iddialar nedeniyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından soruşturma yürütüldüğü belirtildi.

Akkaş’ın tanıklar Ali Hamurcu, Murat Ateş ve Ümüt Denktaş’ın ifade içeriklerinden Dink cinayetinin sonradan kumpas olduğu anlaşılan Ergenekon soruşturmalarına, bir kısım Ergenekon sanıkları üzerinden bağlamaya çalıştığı” vurgulanan iddianamede, şüpheli Akkaş’ın bu şekilde Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer gibi FETÖ mensubu istihbaratçı kamu görevlilerini korumaya ve aklamaya çalıştığı belirtildi.

Şüpheli Akkaş’ın, Dink cinayetini, Ergenekon soruşturma ve davalarının sanıklarından avukat Yusuf Erikel, Muzaffer Tekin, Fuat Turgut, Kemal Kerinçsiz, Yaşar Ağsu, Oktay Yıldırım, Sevgi Erenerol ve Doğu Perinçek üzerinden bağlamaya yönelik çabasının hazırlık aşamasında kaldığı anlatılan iddianamede, şüphelinin “terör örgütü yöneticisi olmak” ve iki kez “resmi belgede sahtecilik” suçunu işlediği bildirildi.

İddianamede, şüpheli Akkaş hakkındaki tanıkların beyanları, HSK Teftiş Kurulu’nun raporu, HSK 2. ve 3. dairenin kararına atıf yapıldı.

Başsavcılıkça onaylanan iddianame, birleştirilmesi talebiyle Dink cinayeti davasına bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Tanıkların ifadeleri

İddianamede, soruşturma makamına, şüpheli Muammer Akkaş hakkında ifade vermek için başvuran tanıkların ifadesine yer verildi.

Tanık Hacı Ali Hamurcu ifadesinde, Ergenekon soruşturmaları savcısı olduğunu öğrendiği Muammer Akkaş’a tutuklu bulunduğu cezaevinden bir cinayetle ilgili ifade vermek için dilekçe gönderdiğini, akabinde 14 Mart 2012’de Beşiktaş adliyesine getirildiğini söyledi.

Tanık Hamurcu ifadesinde şunları anlattı:

“(İfade sırasında) Muammer Akkaş beni odasına aldı, jandarma görevlilerini dışarıya çıkardı. Akkaş, bana bir HTS raporu göstererek ‘Fuat Turgut, Yaşar Ağsu, Kemal Kerinçsiz, Yusuf Erikel ile bir ofiste buluştuğumuzu’ söyledi. Ben de böyle bir toplantı olmadığını söyledim. Bunun üzerine Akkaş, ‘O dönemde Yusuf Erikel ile irtibatlı olan tek kişi sensin, Ramazan Akyürek vatana da faydalı insandır, kurtarılması gerekiyor.’ dedi. Doğu Perinçek’in ajandasında ‘Erhan Tuncel konuşacak, Doğu Bey tedbir alın.’ diye bir not gördüğü şeklinde ifade vermemi istedi. Erikel’in odasında isimlerini Akkaş’ın saydığı kişileri gördüğüm, konuşmalarına şahit olduğum, bu kişilerin kendi aralarında ‘Doğu Bey tezgah hazırladı, ihale Ramazan Akyürek’e kalacak.’ şeklinde konuşmalar yaptığına dair ifade vermem istendi.”

İtirafçılıktan yararlandırılacağı ve hayatının kurtarılacağı vaadiyle Akkaş tarafından yazdırılan ifade suretini imzaladığını anlatan tanık Hamurcu ifadesinde, Dink cinayetiyle ilgili bilgisi bulunmadığını beyan etti.

Tanık Murat Ateş’in 18 Şubat 2018’de alınan ifadesinde, Dink cinayeti hakkında ifade vermek üzere Silivri cezaevine sevk edildiğini, buraya Akkaş’ın görevlendirdiği iki kolluk görevlisinin geldiğini ve bu şahıslarla görüştüğünü anlatarak kolluk görevlilerinin Dink soruşturmasında ve Ergenekon konusunda yardımcı olmasını istediğini, “Ne kadar yardımcı olursa o kadar çabuk dışarıya çıkacaksın, 30 yıl cezan var.” diyerek tehdit edildiğini anlattı.

“Seni psikopat koğuşuna gönderirim” tehdidi

Daha sonra 1 Mart 2012’de doğrudan Akkaş tarafından ifadesinin alındığını, bir gizli tanık “gölge”, bir de açık kimliği ile ifade verdiğini dile getiren tanık Ateş, Akkaş ısrarla Dink cinayetini Ergenekon’a bağlamaya çalıştığını, gizli tanık ifadesini, Muammer Akkaş’ın “Seni psikopat koğuşuna gönderirim.” demesi üzerine imzalamak zorunda kaldığını kaydetti.

Tanık Ateş, Akkaş’ın kendisini tehdit ederek yönlendirmesi sonucunda önceden tanıdığı arkadaşı ve cezaevinde bulunan Ümüt Denktaş’a 7 Mart 2012’de faks göndererek Erhan Tuncel’le birlikte Ümüt Denktaş’ın evine 2006 yılı Mayıs ayında geldiği yönünde ifade vermesini istediğini söyledi.

Tanık Ümüt Denktaş da 16 Haziran 2015’de savcılığa başvurarak Akkaş’a verdiği ifade içeriğinin doğru olmadığını, bu konuda ifade vermek için başvurduğunu anlatarak Akkaş’ın 7 Kasım 2013’te kendisini savcılığa çağırdığını ve odasına getirildiğinde kendisine “Murat Ateş ile fakslaşıyormuşsun, neden burada olduğunu biliyor musun? Devlete yardımcı olursan devlet de sana yardımcı olur.” dediğini, yine kendisine “Murat ile fakslaştığın konuları gördüm. İfaden o şekilde mi olacak?” sorusu üzerine “evet” diyerek ifade verdiğini aktardı.

İfade metninde can güvenliği ile ilgili bir şey yapmaması üzerine tutanağı imzalamadığını, bunun üzerine tutanağa “Bu örgütün büyüklüğü itibarıyla koruma talep ediyorum.” şeklindeki ifadenin eklendiğini belirten tanık Denktaş, evli olması nedeniyle Murat Ateş ve Erhan Tuncel’in nargile salonunda yanına geldiklerini söylemesine rağmen Akkaş’ın yönlendirmesi ile evine geldikleri yönünde ifade vermek zorunda kaldığını anlattı.

Tanık Denktaş, Akkaş’a ifade verdiği sırada, ”Savcı Akkaş’a ‘Erhan Tuncel’in 2006’da İstanbul’da olduğunu kanıtlayamadınız, benim ifademle kanıtlamış olacaksınız. Bu da Erhan Tuncel’i zan altında bırakacak. Erhan da istediğiniz şeyleri söyleyecek değil mi savcı bey?’ dediğimde Akkaş da gülerek ‘Biz ne yapacağımızı biliriz.’ dedi. İfademden yaklaşık 1 ay sonra Tuncel’in, Dink cinayeti nedeniyle gözaltına alındığı televizyondan öğrendim.” diye konuştu.

Tuncel’i Dink cinayeti nedeniyle çıkan haberlerde gördüğünü, Akkaş’a verdiği ifadesinin doğru olmadığını anlatan tanık Denktaş, Muammer Akkaş ve Murat Ateş’in yönlendirmesiyle ifade verdiğini öne sürdü.

Hrant Dink cinayetinde örgütünü aklayan FETÖ’cü Muammer Akkaş’a dava yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>