Alman Federal polisinin siyasi motivasyonlu suçlarla ilgili binlerce veriyi yasa dışı yollarla elde ettiği ve depoladığı ortaya çıktı. ARD televizyonunun aktardığına göre, suç işlediği iddia edilen 100 binden fazla insanın verilerinin “iç güvenlik” olarak adlandırılan bir veritabanında tutulduğu belirtildi. Federal polisin aynı zamanda gazetecileri ve siyasi aktivistleri kara listeye aldığı ve “aşırı solcu” olarak sınıflandırdığı ifade edildi.
Gözetlemenin boyutları ve bu gibi verilerin rastgele ve Anayasa’ya aykırı olarak depolanması, otoriter polis devletinin belirgin özelliğini taşıyor. Alman Federal polisi, gizli servis ile farklı polis teşkilatlarının kayıtlarını birleştiriyor. Polisin verileri istifleme noktasındaki şevki, eski Doğu Almanya’nın devlet güvenlik polislerinin ötesine uzanıyor.
Polisin skandal faaliyetleri, şans eseri Hamburg’daki G20 toplantıları sırasında çıkan olaylar vesilesiyle gün yüzüne çıktı. Toplam 32 gazetecinin akreditasyonu iptal edilmiş, bunun gerekçesi olarak ise “güvenlik endişeleri” olduğu söylenmişti. Birçok gazeteci ise bilgi edinme özgürlüğü çerçevesinde Alman polisine kendi dosyalarını bildirmesini talep etti. Dosyaların büyük çoğunluğunda “endişelerin” tamamen temelsiz olduğu ortaya çıktı.
Federal polisin elindeki bilgilere göre foto muhabiri Frank Bründel, şiddet hareketinin güçlü bir destekçisi. Ancak gerçekte Hamburg polisinin elinde yalnızca gazetecinin 1 Mayıs gösterilerini işi gereği takip etmesi hadisesi var. Sadece bu hadiseyle foto muhabiri Bründel, polis tarafından “şiddet yanlısı solcuların” olduğu kara listeye alınıyor. Benzer bir vaka Björn Kietzmann adlı gazetecinin başına geliyor. Fotoğrafçı Kietzmann polis kayıtlarında temiz gözüküyor ancak hakkında pek çok temelsiz iddia var. Kietzmann havai fişeklerin patladığı bir gösteriyi kayda alıyor. Bunun üzerine tutuklanıyor ancak daha sonra masum olduğu anlaşılınca dava düşüyor. Fakat 2002’de yaşanmasına ve Kietzmann’ın masum olduğu ispatlanmasına rağmen bu hadise federal polisin elindeki dosyada 15 yıldır değişmeden kalıyor. Böyle pek çok olayda gazeteciler, mahkemede genellikle aklansalar da federal polis kayıtlarında kolayca “aşırı solcu aktivist” olarak damgalanarak kara listeye alınıyorlar.
Ancak bu gazeteciler buz dağının yalnızca görünen yüzü. İç İşleri Bakanlığı’na göre, toplam 109 bin 625 kişi ile toplam 1 milyon 153 bin 351 suç veritabanında depolanmış durumda. Bu rastgele ve Anayasa’ya aykırı veri depolama işlemi, tamamen Federal Polis’le ilgili yasal bir boşluktan kaynaklanıyor. Bu yasal boşluk sayesinde polis, mahkemede mahkum olmasalar bile kişiler hakkında veri toplayabiliyor. Federal Polis’in yalnızca her bir olayda bu kişilerin siyasi motivasyonla suç işleyebileceği yönündeki öngörüsünü meşrulaştırması gerekiyor.