Scroll Top

Norveç’ten 7 yıl sonra gelen Libya itirafı: Pardon

MAC24_LIBYA_CAROUSEL01-800x450

Norveç, 2011’de katıldığı Libya bombardımanı ile ilgili raporunu 7 yıl sonra yayınladı. Yayınlanan rapor ise tam bir skandal belgesi. Rapor Norveç ordusunun NATO’nun 2011’de Libya’da gerçekleştirdiği askeri operasyona, ülke ve ülkedeki durum hakkında hiçbir bilgisi olmadan katıldığını gözler önüne serdi.

Raporda hükumetin “Libya’daki gibi durumlarda” kaynak olarak “medyaya ve diğer ülkelere” yöneldiği belirtildi. Rapora göre hükümetin elinde Libya’daki vaziyeti değerlendirmeye çalışan bir yazılı kaynak bile yoktu.

Operasyona 6 F-16 uçağıyla katılan Norveç 596 hedefe 588 bomba attı. “Libya’yı özgürleştirme” iddiası ile düzenlenen operasyonun ardında Libya eski halinden bile daha kötü bir hale geldi ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik umutlar her geçen gün tükenmekte.

Zengin yeraltı kaynakları ile Afrika’nın refah seviyesi en yüksek olan ülkelerinden biri olan Libya’da 7 yıl önce ABD desteği ile çıkan isyanlar, ülkeyi yönelik başlayan NATO bombardımanı ve ardından ülkenin devlet başkanı Muammer Kaddafi’nin öldürülmesi ile sonuçlandı.

Tüm bu süreç içerisinde hem basın çevreleri hem de bizzat batılı siyasetçiler tarafından pek çok yalan haber üretildi, ancak tıpkı Irak işgalinde olduğu gibi bu haberlerin bir çoğunun asılsız olduğu sonraki yıllarda ortaya çıktı.

ABD’nin “özgürlük ve demokrasi” vaatleri ile başlayan isyan dalgaları, Kaddafi’nin ölümünün hemen ardından yerini kaosa bıraktı.

Atlantik Konsül Refik Hariri Ortadoğu araştırmaları merkezi araştırmacılarından Karim Merzan, Libya’nın ABD müdahalesinden sonra geldiği hâli tam bir kaos olarak niteliyor.

Merzan, Atlantik Konsül’e verdiği röportajda ülkede suç oranının hızla arttığını, güvensizliğin ve istikrarsızlığın ülkeye hâkim olduğunu, iş bulmanın giderek zorlaştığını ve tüm bunlarla beraber yiyecek ve elektrik sıkıntılarının baş gösterdiğini belirtti. Marzen’in belirttiği gibi bugün Libya’da intihar saldırıları, sokak çatışmaları, zorunlu göçler, hapishane firarları ve bunlarla beraber hükümet krizleri gündelik hayatın bir parçası haline geldi.

BM İnsani Yardım İşleri Koordinasyon Ofisi’nin 2016 yılında yayınladığı rapora göre Libya’da 1.700 civarında silahlı grup ve milis bulunmaktaydı. Bugün bu sayı daha da artmış durumda ve her geçen gün bu artış devam ediyor. Meşru hükümete bağlı kolluk kuvvetleri de ülkenin pek çok bölgesinde güvenliği sağlamaya muktedir değil. Polis merkezlerinin birçoğunun işlevsiz olduğu Libya bugün Kaddafi dönemindeki istikrardan ve huzurdan kıyas bile yapılamayacak kadar uzakta.

Tüm bunların yanı sıra Libya’dan kaçmaya çalışmak da en az Libya’da yaşamak kadar zor. 2016 yılında Uluslararası Af Örgütü’nün Berlin’de yaptığı açıklamaya göre Libya’dan kaçmak amacıyla Akdeniz’e açılan mülteciler Libya Sahil Güvenliği’nin saldırısına maruz kalmakta, dövülmekte ve hatta öldürülmekte ya da ölüme terk edilmekte.

UNICEF’in verdiği rakamlara göre 2016 yılında yaklaşık 26 bin çocuk yalnız başına Akdeniz’i geçmeye çalıştı. Şiddet ve baskının yanı sıra Libyalı çocukları da kapsayan cinsel istismar vakaları da UNICEF’in raporladığı hak ihlalleri arasında.

Benzer gönderiler