Almanya’nın Krefeld kentinde, Uğur Şakar adlı PKK’lı, teröristbaşı Abdullah Öcalan için kendini yaktı. Bu yaşanan ilk olay değil.
Teröristbaşı Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilmesinin yıl dönümlerinde üzere terör örgütü PKK’nın emriyle örgüt destekçileri “matem orucu” tutuyor, iş yerlerini açmıyor ve telkinlerle kendilerini yakıyor.
1998 yılında Türkiye, kanlı kâtil Öcalan’ın Suriye’den çıkartılması için baskısını arttırdığına 60’a yakın kişi PKK’nın emriyle kendini yaktı. PKK ve taşeronu siyasî partiler ile medya kuruluşları bu faaliyetleri “Güneşimizi Karartamazsınız” ismiyle adeta kutsadı.
HDP teşkilatları kendilerini yakanları bir kahraman edasıyla kutladı. Gazetelerde yaptıkları eylemin ne kadar büyük olduğu övüldü.
1998 yılından bu yana her yıl, kimi çocuk yaşta olmak üzere PKK destekçileri kendilerini yakıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Eylül 2018 tarihinde gerçekleştirdiği Almanya ziyaretini protesto etmek için Almanya’da bir PKK destekçisi kendisini yakmıştı.
PKK’nın bir diğer silahı ölüm orucu
Terör örgütü PKK, isteklerini yerine getirmek için sık sık örgüt mensuplarını ölüm orucuna zorluyor. HDP’li vekillerin dönüşümlü olarak açlık grevi yaparak destek veriyor gibi göründüğü eylemler, Türkiye’nin önemli hukukçularından Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu yayınladığı makalesinde açlık grevlerine gerektiğinde müdahale edilebileceğini ortaya koydu: “Anayasamız kişilere kendi hayatlarına son verme ve maddi varlıklarını zarara uğratma hakkı tanımadığından, eylem kişinin vücut bütünlüğüne zarar vermeğe başladığı andan itibaren meşruiyetini kaybeder ve hukuka aykırı hale gelir.
Ölenler PKK elebaşlarının umurunda bile değil!
PKK’nın kâtil elebaşları ise ABD himayesinde sapkın fantezilerini gerçekleştiriyor. Başta Kandil olmak üzere terör örgütünün kamplarında küçük yaştaki teröristlere tecavüz edildiği itiraz edenlerin infaz edildiği ortaya çıktı.