Scroll Top

Wilders ve Kılıçdaroğlu Erdoğan düşmanlığında birleşti

Geert Wilders, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etti

Geert Wilders, Cumhurbaşkanına hakaret etti

15 Şubat 2021 tarihinde Hollanda’da aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV)’nin kurucusu Geert Wilders, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etti. Hollanda Parlamentosu üyesi Wilders, sosyal paylaşım platformu Twitter üzerinden birden fazla mesaj yayınlayarak Erdoğan’a “terörist” dedi. Avrupa’da İslam düşmanlığı ve ırkçılığıyla tanınan Wilders, Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin Erdoğan’la mücadele etmesi gerektiğini ifade ederek Türkiye’nin NATO’dan çıkartılmasını ve Türk büyükelçisinin Hollanda’dan kovulmasını istediğini belirtti. Daha sonra Rutte ve Erdoğan’ın yan yana oldukları fotoğraflarını “Harika arkadaşlar” notuyla paylaşarak, Rutte’nin lideri olduğu VVD (Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi)’nin kendisini Türkiye’yi Avrupa Birliği’nde istemediği için 16 yıl önce partiden ihraç ettiğini belirtti. Hızını alamayan Wilders son olarak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın terör örgütü DAEŞ militanına benzetildiği ve Türk bayrağının DAEŞ bayrağıyla yan yana olduğu bir karikatür paylaştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bugün (16.02.2021) hakaret içerikli paylaşımları nedeniyle Geert Wilders hakkında soruşturma başlattı.

Avrupa’da yükselen İslam ve Erdoğan düşmanlığı

Geert Wilders’ın İslam’a, Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanına hakaret içerikli paylaşımları ilk değil. Wilders, 2018 yılında Hollanda’da çoğunlukla Türk ve Fas kökenli seçmenlerin desteklediği Denk Partisi’nin lideri Tunahan Kuzu’ya Twitter üzerinden “Denk ve diğer Erdoğan sevicileri hemen defolsun gitsin” ve “Hollanda sizin vatanınız değil” yazmıştı. 24 Ekim 2020’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret içeren başka bir karikatürü, Twitter üzerinden paylaşarak üzerine “Terörist” notunu yazmıştı. Hollanda ana muhalefet partisi kurucusu Wilders, 17 Mart 2021’de yapılacak Hollanda Genel Seçimleri’nde yarışacak partisinin seçim vaadi olarak yakın bir tarihte 9 Ocak 2021’de “İslam’dan arındırma bakanlığı” kuracağını açıklamıştı.

Ülkesinde seçim yaklaştıkça Türkiye’ye ve İslam’a açık açık cephe almak Avrupa’da yeni bir seçim taktiği olmaya başladı. Özellikle aşırı sağcı ve ırkçı liderler Avrupa’da Türk ve İslam düşmanlığını körükleyerek bu konu üzerinden prim yapmaya çalışmaktadır.

Danimarkalı aşırı sağcı parti Stram Kurs (Sert Çizgi) lideri Rasmus Paludan, siyasi rant yapmak için İslam karşıtlığı yapan bir başka isim. Parlamentoya girebilmek için İslam’a sürekli saldıran ırkçı Paludan, bununla yetinmeyip Kur’an-ı Kerim’in yakılmasıyla alçakça provokasyon yapmıştı. İsveç’in başkenti Stockholm’de özellikle Türk’lerin ve Müslümanların yoğun yaşadığı mahallelerde eylem yapmak ve Kuran-ı Kerim’i yakmak için izin isteyen ırkçı parti Stram Kurs üyeleri, polisten izin çıkmayınca, gizlice sokak ortasında Kuran-ı Kerim’e benzin döküp yakmışlardı. Dünyanın her yerinden gayrimüslimlerin dahi tepki gösterdiği Paludan, bu sayede gündemde kalmayı başarmış ancak parlamento seçimlerinde barajın altında kalarak temsil hakkı elde edememişti.

Sebastian Kurz, Türkiye karşıtı açıklamalarıyla bilinen Avusturya’nın başbakanı. Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyesi olmasını istemediğini her fırsatta açıkça belirten genç Başbakan Kurz, Türkiye ile Avrupa arasında yaşanan gerginlik ve kriz dönemlerinde Türkiye’yi uzun zamandır yaptırımlarla tehdit etmektedir. Türkiye’nin Sismik Araştırma Gemisi Oruç Reis’in, bakım ve onarım çalışmalarına yeniden başlanmasının üzerine Kurz, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda; “Oruç Reis gemisinin Yunanistan karasularında yaptığı keşif faaliyetlerini ve ‘Kapalı Maraş’ın açılmasını kınıyorum. Her iki adım da uluslararası hukuku açıkça ihlal ediyor. Türkiye uluslararası hukuku ihlal etmeye devam ederse Avrupa Birliği’nin yaptırımlarıyla karşı karşıya kalır” açıklamalarını yaparak Türkiye’nin AB üyeliği müzakerelerinin durdurulması çağrısını yapmıştı. Yine Kurz, Türkiye’de 24 Haziran seçimlerinde Erdoğan’ın seçilmesi durumunda Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi olamayacağını belirtmiş ve “Avrupa Birliği’nden yakınlaşma yardımı olarak ilave milyonlarca euronun Türkiye’ye aktarılmasını da istemiyoruz” demişti.

Fransa Ulusal Meclisi Üyesi Marine Le Pen, Müslümanlara karşı düşmanca tavırlarıyla ve skandallarıyla ön planda olan bir başka isim. Fransa’nın Ulusal Birlik Partisi (FN) lideri Pen, geçtiğimiz günlerde İslam dinini hedef alan açıklamalarına bir yenisini daha ekledi. Katıldığı canlı yayında İslam’ı yasaklamak istediğini belirten Pen; “İslam’ın tüm çeşitlerine, pratiğine, yayılışına karşıyım. İslam’ı tüm yönleriyle yasaklamak istiyorum. Devlet, tüm imkanlarını seferber ederek İslam’a saldırmalı ve yok etmelidir” dedi. Aşırı sağ parti lideri Pen geçmişte de İslam karşıtlığı ve ırkçılığıyla biliniyordu. Pen, 25 Ekim 2020 tarihinde katıldığı Grand Jury adlı televizyon programında, başörtülü kişilerin sayısının oldukça arttığını ve başörtüsünün kamusal alanlarda yasaklanması gerektiğini ifade ederek sözlerine “Biz bu savaşı bir devlete değil, bir ideolojiye, İslamcılığa karşı ilan ediyoruz.” cümlesiyle devam etmişti. Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz gibi, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karşı tavır alması gerektiğini söyleyen Pen, geçtiğimiz günlerde Fransa İçişleri Bakanı Gérald Darmanin tarafından “yeterli İslam düşmanlığı yapmadığı” gerekçesiyle suçlandı. İslamcılığın 21’inci yüzyılda faşizmin bir türü olduğunu söyleyen Darmanin, katıldığı France 2 kanalındaki televizyon programında Marine Le Pen için “Anlaşılan dinler üzerinde yasa düzenlememeye hazırsınız ve İslam’ın bir sorun teşkil etmediğini söylüyorsunuz. Çok ileri gittiniz. Seçmenleriniz hayal kırıklığı yaşayacak.” ifadelerini kullandı. Aşırı sağcı partinin lideri ve İslam düşmanlığıyla bilinen Marine Le Pen dahi, Fransa hükümeti tarafından İslam karşıtlığı konusunda beklentilerin altında kaldı. Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un sağ kolu olarak bilinen Darmanin dahil olmak üzere İslam karşıtlığı yarışı hızla devam etmekte. Yarışı kazanın mükafatı ne olacak tahmin etmek zor değil. Geçtiğimiz ocak ayında Ulusal Birlik Partisi lideri Marine Le Pen, 2022 Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağını açıklamıştı. Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı her fırsatta eleştiren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, kendisinden sonra göreve gelecek olanlara “islamofobi” anahtarıyla kapıyı aralamaktadır.

Türkiye solundan Avrupa sağına destek

  • Charlie Hedbo dergisi tarafından yayınlanan Hz. Muhammet SAV hakkındaki küfür ve hakaret içeren karikatür İslam dünyasında oldukça tepki alırken Macron; “Birçok lidere daha önce de söylediğim gibi; Fransa’da basın özgürdür” şeklinde bir açıklama yapmıştı. Bu skandal olay ile ilgili DEVA Partisi Kurucu Üyesi Deniz Karakullukçu da benzer minvalde bir açıklama yaparak “İfade özgürlüğü eğilemez, bükülemez, sınırlandırılamaz.” demişti.
  • Türkiye’nin hiçbir zaman bölgesel bir güç olmasını istemeyen ve Türkiye’nin Libya’daki varlığından rahatsız olan Macron, 23 Haziran 2020 tarihinde Elysee Sarayı’nda Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile düzenlediği ortak basın toplantısında Türkiye’nin Libya’da ilerlemesine izin vermeyeceğini belirtip, “Türkiye’ye karşı tavrımız sert olacak” demişti. Türkiye’nin Libya’da yaşananlara seyirci kalmayacağını ortaya koyması üzerine yalnız dışardan değil içerden de tepkiler gelmişti. Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Libya tezkeresine hayır diyeceğini belirterek “Ne işimiz var Libya’da?” demişti.
  • Türkiye, Ermenistan’a karşı mücadele veren Azerbeycan’ı desteklerken Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Türkiye’nin Azerbeycan’a “cihatçı” gönderdiğini iddia etmişti. Ermenistan Dışişleri Bakanı, Ermenistan’ın Moskova Büyükelçisi ve Yunan basınının da bu iddiaları savunmaları şaşırtmamışken Türkiye’nin içinden bir isim bu iddiaları desteklemişti. CHP’li Ünal Çeviköz, katıldığı bir televizyon programında “Türkiye Suriye’den cihatçıları Azerbeycan’a taşıyor” iddiasıyla “Maalesef gelen haberlerde, Türkiye’den Azerbaycan’a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların da Azerbaycan’a gönderildiği ifade ediliyor.” diyerek Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la ağız birliği yaparak Türkiye’nin DAEŞ ile iş birliği yaptığını iddia etmişti.
  • Türkiye’nin teröre destek olduğunu her fırsatta iddia eden ve Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı’na defalarca açık açık terörist diyen Geert Wilders, bu iddiasında yalnız değil. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 12 Temmuz 2016’da CHP Grup Toplantısında iktidarın teröre destek verdiğini söyleyerek “Türkiye’yi bu hale kim getirdi? İktidardakiler. Nasıl getirdiler? 3 büyük terör örgütüne destek vererek getirdiler. Çok net söylüyorum 3 terör örgütüne yardım ve yataklık yaparak getirdiler.” demişti. Kılıçdaroğlu, açıklamasında DAEŞ’i kastederek Türkiye’nin terör örgütlerine yardım ve yataklık yaptığını söylemişti.