
Katar merkezli El-Cezire kanalının Bila Hudud (Sınırsız) programında konuşan Hasani, BAE’nin Yemen’de hükümetin kontrolünde olan güney kentlerindeki gerçek rolü ve işkence ile suikastlara ilişkin bağlantılarına dair bildiklerini aktardı.
Geçici başkent konumundaki Aden başta olmak üzere güney kentlerinde bulunan gizli hapishanelerin BAE tarafından işkence merkezleri olarak kullanıldığını belirten Hasani, kendisinin Aden’de BAE güçlerince alıkonularak işkence edilen ilk kişilerden biri olduğunu söyledi.
Gizli hapishanelerde görev yapanların tümünün BAE ile Kolombiyalılardan oluştuğu ve kesinlikle aralarına Yemenlileri almadıklarına işaret eden Hasani, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Söz konusu gizli hapishanelerde dayak, elektrikli işkence, tecavüz tehdidi gibi çeşitli işkenceler yapılıyordu. Hatta demirlere oturtma işkencelerine maruz kaldıktan sonra kan kaybeden tutukluların hücrelerden çıkarıldığı görülüyordu. Aralarında Said ed-Devbehi ve Şükri es-Sakkaf’ın da bulunduğu 42 kişinin işkence altında can verdiğini biliyorum.”
Suudi Arabistanlı subaylardan, BAE güçlerinin Yemen’in güneyindeki uygulamalarından rahatsız olduklarını duyduğunu da hatırlatan Hasani, ancak Riyad yönetiminin bu denli ihlallere karşı sessiz durmasına anlam veremediğini ifade etti.
Suudi Arabistan’ın, BAE’nin gizli gündemini içeren bir dosyayı Güney Direniş Güçlerinin yöneticilerine ulaştırdığını aktaran Hasani, söz konusu dosyada BAE’nin güneydeki limanların tümünü kontrolünde tutma ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı’na (İhvan) yakınlığıyla bilinen Islah Partisi mensupları başta olmak üzere kendi karşıtlarını tasfiye etmek amacıyla hükümet güçlerinin dışında militan gruplar kurma gibi konuların yer aldığını kaydetti.