Ali Fuat Yılmazer arşivleri | Yekvucut Akıl ve vicdan sahiplerine Mon, 26 Feb 2018 06:55:46 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png Ali Fuat Yılmazer arşivleri | Yekvucut 32 32 Hrant Dink cinayetinde örgütünü aklayan FETÖ’cü Muammer Akkaş’a dava https://yekvucut.com/feto-gercekleri/hrant-dink-cinayetinde-orgutunu-aklayan-fetocu-muammer-akkasa-dava/ Mon, 26 Feb 2018 06:55:46 +0000 http://yekvucut.com/?p=15346 FETÖ firarisi eski savcı Muammer Akkaş’ın “Hrant Dink cinayeti” soruşturmasını Ergenekon davasına bağlayarak cinayette rolü bulunan örgüt üyesi polis ve...

Hrant Dink cinayetinde örgütünü aklayan FETÖ’cü Muammer Akkaş’a dava yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ firarisi eski savcı Muammer Akkaş’ın “Hrant Dink cinayeti” soruşturmasını Ergenekon davasına bağlayarak cinayette rolü bulunan örgüt üyesi polis ve istihbaratçıları aklamaya çalışması iddianameye girdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca Hrant Dink cinayetine ilişkin yürütülen soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı.

Hrant Dink cinayeti soruşturmasına yaklaşık 3 yıl bakan ve FETÖ’ye iltisakı nedeniyle meslekten ihraç edilen firari eski savcı Muammer Akkaş hakkında Dink cinayetine ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.

Soruşturma sonucunda hazırlanan 8 sayfalık iddianamede, Arat Dink, Delal Dink, Hasrof Dink, Rahil Dink, Sera Dink “müşteki”, eski savcı Muammer Akkaş ise “şüpheli” sıfatıyla yer aldı.

İddianamede, şüpheli Akkaş’ın “silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” ve iki kez “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 27 yıl 6 aydan 58 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca cinayete ilişkin açılan davalara ve sanıkların isimlerine yer verilen iddianamede, bazı kamu görevlilerinin cinayetin işleneceğinden önceden haberdar oldukları, görev, yetki ve konumları gereği cinayeti önleme yükümlülüğü bulunan kamu görevlilerinin görevlerinin gereğini yerine getirmedikleri kaydedildi. İddianamede, bu kapsamda, Dink cinayetinden sorumlu tutulmaları gerektiği iddiasıyla yürütülen soruşturma sonucunda, aralarında eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşgun Çakar, Yunus Yazar ile Engin Dinç, Ahmet İlhan Güler, Sabri Uzun, Celalettin Cerrah, Reşat Altay’ın da bulunduğu dönemin kamu görevlisi 26 sanık hakkında dava açıldığı anımsatıldı.

İddianamede, şüpheli Muammer Akkaş’ın, kamuoyunda “25 Aralık kumpas” soruşturmaları olarak bilinen “FETÖ’nün Türkiye Cumhuriyeti hükümetini devirme amaçlı kumpas operasyonu”nu yönettiği, daha sonra görevlendirildiği Tekirdağ Cumhuriyet savcısı iken meslekten çıkarıldığı ve hakkındaki soruşturmalardan kurtulmak için yurt dışına kaçtığı vurgulandı.

“Örgüt yöneticilerinden”

Şüpheli Akkaş’ın ”FETÖ silahlı terör örgütü yöneticilerindendir.” tespitinde bulunulan iddianamede, şüpheli Akkaş hakkında ifade vermek için müracaat eden tanıklar Hacı Ali Hamurcu ve Ümüt Denktaş’ın ifadelerine yer verildi. İddianamede, tanıklar Hamurcu ve Denktaş’ın, Akkaş’ın yönlendirmesi sonucu Ergenekon davasının sanıkları aleyhine ifade vermek zorunda kaldıkları aktarıldı. İddianamede, eski savcı Akkaş hakkındaki bu iddialar nedeniyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından soruşturma yürütüldüğü belirtildi.

Akkaş’ın tanıklar Ali Hamurcu, Murat Ateş ve Ümüt Denktaş’ın ifade içeriklerinden Dink cinayetinin sonradan kumpas olduğu anlaşılan Ergenekon soruşturmalarına, bir kısım Ergenekon sanıkları üzerinden bağlamaya çalıştığı” vurgulanan iddianamede, şüpheli Akkaş’ın bu şekilde Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer gibi FETÖ mensubu istihbaratçı kamu görevlilerini korumaya ve aklamaya çalıştığı belirtildi.

Şüpheli Akkaş’ın, Dink cinayetini, Ergenekon soruşturma ve davalarının sanıklarından avukat Yusuf Erikel, Muzaffer Tekin, Fuat Turgut, Kemal Kerinçsiz, Yaşar Ağsu, Oktay Yıldırım, Sevgi Erenerol ve Doğu Perinçek üzerinden bağlamaya yönelik çabasının hazırlık aşamasında kaldığı anlatılan iddianamede, şüphelinin “terör örgütü yöneticisi olmak” ve iki kez “resmi belgede sahtecilik” suçunu işlediği bildirildi.

İddianamede, şüpheli Akkaş hakkındaki tanıkların beyanları, HSK Teftiş Kurulu’nun raporu, HSK 2. ve 3. dairenin kararına atıf yapıldı.

Başsavcılıkça onaylanan iddianame, birleştirilmesi talebiyle Dink cinayeti davasına bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Tanıkların ifadeleri

İddianamede, soruşturma makamına, şüpheli Muammer Akkaş hakkında ifade vermek için başvuran tanıkların ifadesine yer verildi.

Tanık Hacı Ali Hamurcu ifadesinde, Ergenekon soruşturmaları savcısı olduğunu öğrendiği Muammer Akkaş’a tutuklu bulunduğu cezaevinden bir cinayetle ilgili ifade vermek için dilekçe gönderdiğini, akabinde 14 Mart 2012’de Beşiktaş adliyesine getirildiğini söyledi.

Tanık Hamurcu ifadesinde şunları anlattı:

“(İfade sırasında) Muammer Akkaş beni odasına aldı, jandarma görevlilerini dışarıya çıkardı. Akkaş, bana bir HTS raporu göstererek ‘Fuat Turgut, Yaşar Ağsu, Kemal Kerinçsiz, Yusuf Erikel ile bir ofiste buluştuğumuzu’ söyledi. Ben de böyle bir toplantı olmadığını söyledim. Bunun üzerine Akkaş, ‘O dönemde Yusuf Erikel ile irtibatlı olan tek kişi sensin, Ramazan Akyürek vatana da faydalı insandır, kurtarılması gerekiyor.’ dedi. Doğu Perinçek’in ajandasında ‘Erhan Tuncel konuşacak, Doğu Bey tedbir alın.’ diye bir not gördüğü şeklinde ifade vermemi istedi. Erikel’in odasında isimlerini Akkaş’ın saydığı kişileri gördüğüm, konuşmalarına şahit olduğum, bu kişilerin kendi aralarında ‘Doğu Bey tezgah hazırladı, ihale Ramazan Akyürek’e kalacak.’ şeklinde konuşmalar yaptığına dair ifade vermem istendi.”

İtirafçılıktan yararlandırılacağı ve hayatının kurtarılacağı vaadiyle Akkaş tarafından yazdırılan ifade suretini imzaladığını anlatan tanık Hamurcu ifadesinde, Dink cinayetiyle ilgili bilgisi bulunmadığını beyan etti.

Tanık Murat Ateş’in 18 Şubat 2018’de alınan ifadesinde, Dink cinayeti hakkında ifade vermek üzere Silivri cezaevine sevk edildiğini, buraya Akkaş’ın görevlendirdiği iki kolluk görevlisinin geldiğini ve bu şahıslarla görüştüğünü anlatarak kolluk görevlilerinin Dink soruşturmasında ve Ergenekon konusunda yardımcı olmasını istediğini, “Ne kadar yardımcı olursa o kadar çabuk dışarıya çıkacaksın, 30 yıl cezan var.” diyerek tehdit edildiğini anlattı.

“Seni psikopat koğuşuna gönderirim” tehdidi

Daha sonra 1 Mart 2012’de doğrudan Akkaş tarafından ifadesinin alındığını, bir gizli tanık “gölge”, bir de açık kimliği ile ifade verdiğini dile getiren tanık Ateş, Akkaş ısrarla Dink cinayetini Ergenekon’a bağlamaya çalıştığını, gizli tanık ifadesini, Muammer Akkaş’ın “Seni psikopat koğuşuna gönderirim.” demesi üzerine imzalamak zorunda kaldığını kaydetti.

Tanık Ateş, Akkaş’ın kendisini tehdit ederek yönlendirmesi sonucunda önceden tanıdığı arkadaşı ve cezaevinde bulunan Ümüt Denktaş’a 7 Mart 2012’de faks göndererek Erhan Tuncel’le birlikte Ümüt Denktaş’ın evine 2006 yılı Mayıs ayında geldiği yönünde ifade vermesini istediğini söyledi.

Tanık Ümüt Denktaş da 16 Haziran 2015’de savcılığa başvurarak Akkaş’a verdiği ifade içeriğinin doğru olmadığını, bu konuda ifade vermek için başvurduğunu anlatarak Akkaş’ın 7 Kasım 2013’te kendisini savcılığa çağırdığını ve odasına getirildiğinde kendisine “Murat Ateş ile fakslaşıyormuşsun, neden burada olduğunu biliyor musun? Devlete yardımcı olursan devlet de sana yardımcı olur.” dediğini, yine kendisine “Murat ile fakslaştığın konuları gördüm. İfaden o şekilde mi olacak?” sorusu üzerine “evet” diyerek ifade verdiğini aktardı.

İfade metninde can güvenliği ile ilgili bir şey yapmaması üzerine tutanağı imzalamadığını, bunun üzerine tutanağa “Bu örgütün büyüklüğü itibarıyla koruma talep ediyorum.” şeklindeki ifadenin eklendiğini belirten tanık Denktaş, evli olması nedeniyle Murat Ateş ve Erhan Tuncel’in nargile salonunda yanına geldiklerini söylemesine rağmen Akkaş’ın yönlendirmesi ile evine geldikleri yönünde ifade vermek zorunda kaldığını anlattı.

Tanık Denktaş, Akkaş’a ifade verdiği sırada, ”Savcı Akkaş’a ‘Erhan Tuncel’in 2006’da İstanbul’da olduğunu kanıtlayamadınız, benim ifademle kanıtlamış olacaksınız. Bu da Erhan Tuncel’i zan altında bırakacak. Erhan da istediğiniz şeyleri söyleyecek değil mi savcı bey?’ dediğimde Akkaş da gülerek ‘Biz ne yapacağımızı biliriz.’ dedi. İfademden yaklaşık 1 ay sonra Tuncel’in, Dink cinayeti nedeniyle gözaltına alındığı televizyondan öğrendim.” diye konuştu.

Tuncel’i Dink cinayeti nedeniyle çıkan haberlerde gördüğünü, Akkaş’a verdiği ifadesinin doğru olmadığını anlatan tanık Denktaş, Muammer Akkaş ve Murat Ateş’in yönlendirmesiyle ifade verdiğini öne sürdü.

Hrant Dink cinayetinde örgütünü aklayan FETÖ’cü Muammer Akkaş’a dava yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün büyük günahı: Hrant Dink suikastı https://yekvucut.com/dunyadan1/fetonun-buyuk-gunahi-hrant-dink-suikasti/ Fri, 19 Jan 2018 06:29:18 +0000 http://yekvucut.com/?p=14332 Türkiye’de Ermeni vatandaşlara yönelik yayın yapan ilk gazete Agos’un kurucusu, yayın yönetmeni ve başyazarı Hrant Dink, 19 Ocak 2007 günü...

FETÖ’nün büyük günahı: Hrant Dink suikastı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Türkiye’de Ermeni vatandaşlara yönelik yayın yapan ilk gazete Agos’un kurucusu, yayın yönetmeni ve başyazarı Hrant Dink, 19 Ocak 2007 günü silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Kısa sürede yakalanan ve Dink’i öldürdüğünü itiraf eden tetikçi Ogün Samast cezaevine konuldu. Baştan sona FETÖ’nün planladığı suikasttaki önemli detayları öne çıkarıyoruz.

FETÖ suikasta nasıl yol verdi?

Trabzon’un Pelitli beldesinde ikamet eden tetikçi ve beraberindeki ekip, suikast hazırlıklarını burada yaptı. 2006’dan itibaren Hrant Dink’in öldürüleceğine ilişkin bilgilere erişen Trabzon Emniyeti İstihbarat Şubesi, tetikçi ve beraberindekileri takibe aldı. Polis muhbiri (Yardımcı İstihbarat Elemanı) Erhan Tuncel, istihbarat polislerine, Yasin Hayal’in Dink’i öldürmek için yeni bir tetikçi bulduğunu ve tetikçinin isminin Ogün olduğunu söyledi. Trabzon Emniyetinin başında, Aralık 2003’ten Mayıs 2006’ya kadar Ramazan Akyürek yer aldı. Ancak Trabzon Emniyeti Müdürü Akyürek; istihbarat bilgilerini Cumhuriyet Başsavcılığı, İl Jandarma Komutanlığı ve MİT’e iletmedi. Ayrıca Yasin Hayal ve üyesi olduğu örgüte de operasyon yapmadı. Akyürek, Dink suikastından önce Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı olarak atandı. Gerek Trabzon Emniyet Müdürlüğü döneminde gerekse Emniyet İstihbarat Başkanlığı döneminde Ramazan Akyürek’e Dink’in öldürüleceğine ilişkin çok sayıda rapor ulaştı.

Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek

Başsavcılık, İl Jandarma Komutanlığı ve MİT’le istihbarat bilgisini paylaşmayan Trabzon Emniyet Müdürlüğü, Şubat 2006’da İstanbul Emniyet Müdürlüğüne “Yasin Hayal’in Hrant Dink’i öldüreceği” bilgisini iletti. Bu rapor, İstanbul Emniyeti İstihbarat Daire Başkanlığı C Şubesi Müdürü Ali Fuat Yılmazer’e ulaştı. Temmuz 2005’te C Şubesi Müdürü olarak atanan ve Dink suikastının gerçekleştiği dönemde de bu görevi yürüten Yılmazer, suikastı önlemeyi tercih etmedi ve Dink’i öldürmeyi planlayan örgütü etkisiz hale getirmedi.

Eski İstanbul İstihbarat Daire Başkanı Ali Fuat Yılmazer

Hrant Dink neden öldürüldü?

Bugünün FETÖ tutuklusu, döneminse İstanbul Emniyeti İstihbarat Daire Başkanlığı C Şubesi Müdürü Ali Fuat Yılmazer, 2006 yılı Haziran ayında C-5 adlı büroyu kurdu. Onay alınmadan kurulan ve mevzuat dışı çalışan bu büroda Ergenekon soruşturmalarının hazırlıkları yapıldı.

Ergenekon operasyonlarına karşı çıkan İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, FETÖ kumpasının önünde bir engel olarak görüldü. Ali Fuat Yılmazer, “Hrant Dink’e suikast yapılacağı istihbaratını almasına rağmen tetikçiyi ve azmettiriciyi etkisiz hale getirmedi, Dink’in koruma altına alınması engelledi.

Ali Fuat Yılmazer Hrant Dink suikastıyla hem Ergenekon kumpasını başlatmayı hem de suikastın önlenmesi konusundaki kusuru ve sorumluluğu, Ergenekon operasyonlarına karşı çıkan Ahmet İlhan Güler’e yıkarak onu tasfiye etmeyi hedefledi. Ergenekon başta olmak üzere FETÖ’nün kumpas davaları ile yaptığı tasfiyeler sonucunda özellikle Silahlı Kuvvetler bünyesinde kadrolaşmasını zirve noktasına eriştikten sonra 15 Temmuz darbe girişiminde bulundu. Bu açıdan Hrant Dink suikastı, 15 Temmuz darbe girişimine giden süreçte “FETÖ’nün ilk kurşunu” olarak yorumlandı.

Hrant Dink suikastı örgüt tarafından nasıl kullanıldı?

Ergenekon operasyonlarına zemin hazırlamak isteyen FETÖ, Dink suikastı ile hedeflediği algıyı yaratılabilmek için tetikçi Samast’ın Türk bayraklı görüntüsünü çekti. Bu görüntü ilk olarak Ercan Gün tarafından medyaya servis edildi. Peki Ercan Gün kimdi, kimlerle bağlantısı vardı?

Zaman’da 1993 yılında gazetecilik hayatına başlayan Ercan Gün, 10 yılı aşkın süre Zaman’da çalıştı. Ardından, FOX Haber Müdürü oldu. Zaman’da özel olarak yetiştirilen, ardından FOX Haber’e geçen Ercan Gün, FETÖ’nün birçok algı operasyonunu yürüttü. FETÖ’cü polislerin şike kumpasında sızdırdığı görüntüler ilk kez Ercan Gün tarafından yayımlanırken 17 Aralık darbe girişiminde de yine ilk kez Ercan Gün bakanlara ait fezleke numaralarını açıkladı. Ercan Gün, FETÖ’nün alandaki propaganda araçlarından biri olan Türkçe Olimpiyatlarına da katıldı.

Ercan Gün

FETÖ’nün algı oluşturmak için kendi medyası dışında, “merkez” görünümlü medyayı özellikle tercih ettiği biliniyor. FOX Haber Müdürü Ercan Gün, Hrant Dink suikastının işlendiği gün FETÖ’nün medya yöneticileri Adem Yavuz Arslan ve Ekrem Dumanlı ile yoğun telefon görüşmesinde bulundu. Suikastın ardından medya tetikçiliğini başarıyla yerine getiren Gün, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklandı.

Ogün Samast’ın eline Türk bayrağı vererek fotoğrafını çekenler kim?

Ogün Samast Samsun Otogarı’nda yakalandıktan sonra elinde Türk bayrağı ve arkasında Atatürk’ün “Vatan toprağı kutsaldır. kaderine terk edilemez.” sözünün yer aldığı fotoğrafı çekildi. Tetikçi Samast’ın bu pozu vermesi telkininde bulunan kişilerin Samsun Emniyeti Güvenlik Şube Müdürü Yakup Kurtaran ve Samsun Jandarma KOM Şube Müdürü Murat Bayrak olduğu tespit edildi.

ByLock kullanıcısı olduğu belirlenen Yakup Kurtaran, darbe girişiminin ardından meslekten ihraç edildi ve Dink suikastını soruşturması kapsamında tutuklandı. Diğer isim Murat Bayrak ise FETÖ’cü jandarma istihbarat görüntülerinin kaydettiği suikast anına ve öncesine ilişkin görüntüleri Samast’a izletti. Bayrak da Dink suikastı soruşturması kapsamında tutuklandı.

Tetikçi Ogün Samast

Ogün Samast’ın Türk bayraklı poz vermesini sağlayan polis müdürleri de bu fotoğrafları medyaya servis ederek örgütün istediği algıyı kamuoyunda oluşturan gazeteci de FETÖ’cü çıktı. FETÖ, Hrant Dink’i katleden tetikçi Ogün Samast’ın fotoğrafıyla kamuoyunda gerekli algıyı oluşturduktan sonra Ergenekon ve Balyoz operasyonlarına girişti. Böylece TSK’daki kadroların FETÖ tarafından işgal edilmesiyle birlikte 15 Temmuz darbe girişiminin önü açıldı.

Suikast nasıl örtbas edildi?

Hrant Dink’in öldürüleceğine ilişkin istihbarat raporu, Ramazan Akyürek tarafından imha edildi. Hrant Dink suikastına ilişkin bütün resmi yazışma ve medya dosyalarının bulunduğu sunucu, FETÖ’cülerin suikasttaki rollerinin açığa çıkmaması için yok edildi.

2008 yılında Hrant Dink suikastının soruşturmasında bilirkişilik yapan Levent Yarımel, Ramazan Akyürek’e log kayıtlarını talep etti. Yarımel, mahkemede verdiği ifadede “Log kayıtlarını talep ettiğim Ramazan Akyürek bana ‘Sen ne yapacaksın log kayıtlarını, bunlar bizi sıkıntıya sokar?’ dedi. Log kayıtlarının, İstihbarat Daire Başkanlığı ve Trabzon Emniyet Müdürlüğünün suçlu olduğunun gizlenmesi için verilmedi. Ben yıllarca yaptım bu işi. Elemanı dinliyorsunuz, takip ediyorsunuz ve eylem yaptırıyorsunuz. Dink suikastına bilerek göz yumuldu.” ifadelerini kullandı.

Başbakanlık Teftiş Kurulu Başmüfettişi Ayşegül Genç de 2008 yılında Hrant Dink suikastıyla ilgili hazırladığı raporda, Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek’in isimlerinin çıkarılması için kendilerine baskı yapıldığını anlattı. Başmüfettiş Genç, raporu değiştirmeden Teftiş Kurulu Başkanlığına verdikten sonra Hizbullah üyesi oldukları iddiasıyla usulsüz olarak dinlendiklerini ve silahlı kişiler tarafından odasında tehdit edildiğini söyledi.

Müfettişlere ve bilirkişilere baskı yapan FETÖ’cüler, suikasttaki rollerinin açığa çıkmaması için, soruşturmaları örtbas etme yoluna gitti. FETÖ’nün bu stratejisi dava aşamasında da kendisini gösterdi.

Kapatılan İstanbul Özel Yetkili 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Hrant Dink suikastında “Örgüt yoktur.” kararı verdi. Dink suikastını karartan mahkemenin savcı ve hakimlerini araştırdık:

Mahkeme Başkanı Rüstem Eryılmaz: Dink suikastıyla ilgili delil yetersizliğinden “örgüt olmadığı” kararını aldıktan sonra “Karar beni de tatmin etmedi.” açıklamasında bulundu. ByLock kullanıcısı olduğu tespit edildi. Darbe girişiminin ardından 19 Ağustos 2016’da tutuklandı.

Eski Hâkim Rüstem Eryılmaz

Üye Hâkim Mustafa Başer: FETÖ’nün medya yöneticisi Hidayet Karaca ile aralarında Ali Fuat Yılmazer’in de bulunduğu 63 polis hakkında tahliye kararı verdi. 1 Mayıs 2015’te tutuklandı. “Terör örgütü üyeliği” ve “görevi kötüye kullanmak” suçlarından 10 yıl hapis cezasına mahkum oldu.

Eski Hâkim Mustafa Başer

Üye Hâkim Hadi Çağdır: FETÖ’nün bir diğer kumpası Odatv soruşturmasında dinleme kararlarını verdi. Darbe girişiminin ardından firar etti.

Savcı Hikmet Usta: Ahmet Zeki Üçok’un yargılandığı sahte çürük raporu davasının iddianamesini yazdı. ByLock kullanıcısı olduğu ortaya çıktı. Darbe girişiminin ardından firar etti.

Ergenekon davasının gerekçeli kararını yazan FETÖ’cü hakimler de Dink suikastını karartmayı sürdürdü. FETÖ kumpası olduğu ortaya çıkan Ergenekon davasının gerekçeli kararında sık sık Dink suikastına atıfta bulunuldu ve Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer başta olmak üzere örgüt mensupları aklanmaya çalışıldı.

FETÖ’nün suikastı örtbas çabaları, Genelkurmaya kadar uzandı. Dink suikastıyla ilgili Trabzon’dan 6 jandarma istihbaratçının, görevli olmadığı halde izinsiz bir şekilde Hrant Dink’in öldürüldüğü yerde keşif yapmaya geldiği ortaya çıkan istihbaratçıların ismi Genelkurmaydan istendi. Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse, oldukça kilit konumdaki jandarma istihbaratçılara ilişkin taleplerin hiçbirine cevap vermedi ve bu isimleri polisten sakladı. Dink suikastının azmettiricilerinden olduğu ortaya çıkan Muharrem Köse’nin 15 Temmuz darbe girişiminin planlayıcılarından olduğu tespit edildi.

FETÖ mensupları bir yandan yargılama ve soruşturma aşamalarında karalama yaparken diğer yandan kamuoyu algısını manipüle etmeyi hedefledi. FETÖ’nün medya yöneticilerinden Adem Yavuz Arslan Dink suikastında FETÖ mensuplarının rolünün olmadığını kanıtlamak için “Bi’ Ermeni var… Hrant Dink Operasyonlarının Şifreleri”, “Ergenekonun şifresi & Dink’ten Malatya’ya Azınlıklar Nasıl Hedef Oldu?” isimli kitaplar yazdı. Bu kitaplar FETÖ’nün algı operasyonunun bir parçası olarak yayımlandı.

FETÖ’nün büyük günahı: Hrant Dink suikastı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Ali Fuat Yılmazer’in koğuşunda elebaşı Gülen’in 25 kitabı bulundu https://yekvucut.com/feto-gercekleri/ali-fuat-yilmazerin-kogusunda-elebasi-gulenin-25-kitabi-bulundu/ Tue, 09 Jan 2018 15:45:25 +0000 http://yekvucut.com/?p=13984 Silivri Cezaevi’nde FETÖ’cü polis müdürlerinin kaldığı koğuşta yapılan aramada elebaşı Fetullah Gülen’e ait 25 kitap bulundu. Kitapların basıldığı Define Yayınevi’nin...

Ali Fuat Yılmazer’in koğuşunda elebaşı Gülen’in 25 kitabı bulundu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Silivri Cezaevi’nde FETÖ’cü polis müdürlerinin kaldığı koğuşta yapılan aramada elebaşı Fetullah Gülen’e ait 25 kitap bulundu.

Kitapların basıldığı Define Yayınevi’nin ise Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatıldığı tespit edildi.

Öte yandan söz konusu kitaplar hakkında “terör örgütü propagandası” suçu kapsamında soruşturma yürütüldüğü öğrenildi.

Kitapların bulunduğu koğuşta eski polis müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Arif İbiş, Hayati Başdağ, İbrahim Şener, İbrahim Şimşek, Kazım Aksoy ve Mustafa Demirhan’ın kaldığı belirlendi.

FETÖ’cü polis müdürlerinin kitapları cezaevine nasıl soktuğu araştırılıyor.

Ali Fuat Yılmazer’in koğuşunda elebaşı Gülen’in 25 kitabı bulundu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’cü Ali Fuat Yılmazer, tutuklanmalarını soykırıma benzetti https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetocu-ali-fuat-yilmazer-tutuklanmalarini-soykirima-benzetti/ Tue, 09 Jan 2018 13:02:14 +0000 http://yekvucut.com/?p=13971 Futbolda şike soruşturmasında “kumpas” kurdukları iddiasıyla aralarında emniyet müdürlerinin de bulunduğu 108 sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık Ali...

FETÖ’cü Ali Fuat Yılmazer, tutuklanmalarını soykırıma benzetti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Futbolda şike soruşturmasında “kumpas” kurdukları iddiasıyla aralarında emniyet müdürlerinin de bulunduğu 108 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Duruşmaya tutuklu sanık Ali Fuat Yılmazer’in sorgusu ile başlandı. Mesleğe 1989 yılında İstihbarat Daire Başkanlığında göreve başladığını, İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğüne kadar yükseldiğini belirten Yılmazer, 2014 yılında da kendi isteğiyle emekli olduğunu söyledi.

FETÖ’nün terör örgütü olmadığını savundu

FETÖ’yü 15 Temmuz darbe girişiminden sonra terör örgütü olarak görüp görmediği sorusuna Yılmazer, “Tüm meslek yaşamım dini motifli terör örgütleri üzerine olmuştur. Fetullah Gülen grubu terör örgütü değildir. 15 Temmuz’un delillerine vakıf değilim. O faaliyet terör faaliyetidir ama kimin yaptığına dair çok ciddi şüphelerim var.” sözleriyle yanıtladı.

FETÖ’cülere soykırım uygulandığını iddia etti

Yılmazer, “Hiçbir şekilde kendimi güvende hissetmiyorum. Bu iddianame gerçeği yansıtmamaktadır. Esasen terör örgütü suçlaması üzerinden bir soruşturma yapılması mümkün değildir. Bu iddia ile on binlerce insanın tutuklanması bir soykırımdır.” dedi.

FETÖ’cü Ali Fuat Yılmazer, tutuklanmalarını soykırıma benzetti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Tahşiyeciler, FETÖ’yü ve elebaşını eleştirince kumpasa marûz kaldılar https://yekvucut.com/feto-gercekleri/tahsiyeciler-fetoyu-elebasini-elestirince-kumpasa-maruz-kaldilar/ Tue, 02 Jan 2018 07:30:01 +0000 http://yekvucut.com/?p=13759 FETÖ’nün “Tahşiyecilere kumpas” davasının gerekçeli kararı açıklandı. Tahşiyeciler grubuna kumpas davasını karara bağlayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali İhsan Horasan ile...

Tahşiyeciler, FETÖ’yü ve elebaşını eleştirince kumpasa marûz kaldılar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün “Tahşiyecilere kumpas” davasının gerekçeli kararı açıklandı.

Tahşiyeciler grubuna kumpas davasını karara bağlayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali İhsan Horasan ile iki üye hakim tarafından hazırlanan 2 bin 898 sayfalık gerekçeli kararın detayları ortaya çıktı.

Gerekçeli kararda, Tahşiyeciler grubunun kim olduğuna ilişkin detaylı bilgilere de yer verilerek bu grubun ”başörtüsü, dinler arası diyalog, zekat, kurban” gibi konularda FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’i sert şekilde sürekli olarak eleştirdiği belirtildi.

Tahşiyecilerin Gülen’in görüşlerine tamamen ters fikirlerinin basın yayın yoluyla yayılmasıyla grubun FETÖ’nün hedefine girdiği vurgulandı.

”FETÖ tarafından konulan bombalar”

Tahşiyecilere ait bir evde bulunan bombaların FETÖ’cü polislerce yerleştirildiği belirtilen gerekçeli kararda, şu tespitlere yer verildi:

“Yapılan araştırmalarda söz konusu evde 22 Ocak 2010 günü arama yapılmadan evvel 21 Ocak akşamı evin etrafında birçok istihbarat ve terör görevlisi tespit edilmiştir. HTS bilgileri ve baz kayıtları incelendiğinde 11 sanığın 21 Ocak gece yarısına kadar söz konusu adres civarından sinyal verdikleri, HTS kayıtlarındaki baz bilgileri ile adrese ilişkin beş baz istasyonunun uyum gösterdiği, şahısların Turgut Yıldırım’ın sorumluluğu altındaki evin civarında oldukları tespit edilmiştir. Polis gözetiminde eve bombalar konmuş, istihbarat ve terör ekipleri de aksilik olmaması için adres civarında karakol kurmuşlar, hatta bombaların ertesi gün yapılacak aramadan önce bulunma ve adresten çıkarılma ihtimaline binaen bekleyen personele, ‘Elinde poşetle çıkan biri olursa yakalayın.’ denmiştir.”

”Adli operasyon mantığına aykırı bir durum”

Gerekçeli kararda, Mehmet Doğan grubunun önde gelenlerinin Başakşehir’deki evde bulunduğu, El Kaide ile bağlantılı bir grup hakkında birçok ili kapsayan eş zamanlı bir operasyon yapılmasına rağmen grubun önde gelenlerinin takip edilmemesi, onun yerine boş bir evin peşinde koşulmasının da manidar olduğuna vurgu yapıldı.

Bunun adli operasyon mantığına aykırı olduğu, hedef şahıslar takibe alınmazken kimin girip çıktığı belli olmayan evin onlarca polis tarafından ablukaya alındığı dile getirilen kararda, şunlar kaydedildi:

“Çünkü ortada usulüne uygun şekilde yapılan bir soruşturma yoktur. Silahlı örgüt lideri olduğu iddia edilen Mehmet Doğan ve yine örgüt yöneticisi olduğu belirtilen Mustafa Kaplan ile grubun önde gelenleri polisçe takibe alınmazken hakkında fiziki ve teknik takip kararı dahi bulunmayan boş bir evin etrafından birçok istihbarat ve terör ekibi karakol kuruyor, sokak başları tutuluyor, adeta erketeye yatılıyor. Yine ilginçtir ki söz konusu virane evden sorumlu Turgut Yıldırım’ın yine aynı sokakta bulunan evi hakkında evvelinde arama kararı talep etmek, çıkartmak akla gelmiyor. Bombaların bulunması üzerine Turgut Yıldırım’ın da evi savcı talimatıyla aranıyor.”

“25 sanık ByLock kullanıcısı”

Gerekçeli karardai 33 sanıktan Hidayet Karaca ve eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Ömer Köse, Yurt Atayün, Erol Demirhan, Tufan Ergüder, Bayram Özbek’in de içinde bulunduğu 25 sanığın örgütün şifreli mesajlaşma programı ByLock kullanıcısı olduğu vurgulandı.

Silahlı Terör Örgütü FETÖ/PDY’nin medya ayağının yöneticisi ve bir numarası olduğu ifade edilen Hidayet Karaca’ya ilişkin, “O kadar önemlidir ki, onu ve diğerlerini kurtarmak için örgüt elebaşı hakimlere hitaben herkul.org.’da tahliye edilmeleri için konuşma yapmış, hatta dosyanın sanıklarının örgüt için çok önemli olması dolayısıyla bununla yetinmeyip bizzat Asliye Ceza hakimlerine hitaben hazırlanmış mektup gönderilmiştir. Sanıkların tahliyeleri uğruna kendilerini, ailelerini, geleceklerini feda edebilen, hukuka aykırı kararlarla onları tahliye etmek isteyen hakimler dahi ortaya çıkmıştır.” denildi.

Karar

Mahkeme heyeti, 3 Kasım 2017’de verdiği kararında, sanık Hidayet Karaca’yı, “silahlı terör örgütü yöneticiliği”, “iftira” ve “resmi belgede sahtecilik” suçundan 31 yıl 6 ay, Ali Fuat Yılmazer’i “silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “iftira” suçundan 16 yıl 6 ay hapisle cezalandırmıştı.

Eski emniyet müdürleri Yurt Atayün, Ömer Köse ve Tufan Ergüder’e ise “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “iftira” ve “resmi belgede sahtecilik” suçundan 25 yıl altışar ay hapis cezası veren mahkeme, sanıklar Fetullah Gülen ve eski Emniyet Müdürü Mutlu Ekizoğlu’nun dosyasını, ifadeleri alınamadığı için ayırmıştı.

Tahşiyeciler, FETÖ’yü ve elebaşını eleştirince kumpasa marûz kaldılar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Ömer Faruk Kavurmacı, Ali Fuat Yılmazer’e reklam için para göndermiş! https://yekvucut.com/feto-gercekleri/omer-faruk-kavurmaci-ali-fuat-yilmazere-reklam-icin-para-gondermis/ Wed, 06 Dec 2017 14:14:14 +0000 http://yekvucut.com/?p=12911 FETÖ’nün iş dünyası yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında 86 sanığın yargılandığı davanın 9’uncu duruşması başladı. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri...

Ömer Faruk Kavurmacı, Ali Fuat Yılmazer’e reklam için para göndermiş! yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün iş dünyası yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında 86 sanığın yargılandığı davanın 9’uncu duruşması başladı.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda görülen duruşmaya, aralarında Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü’nün de bulunduğu 20 tutuklu sanık ile 10 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.

Duruşmada tutuklu sanık Ömer Faruk Kavurmacı, savunma yapmaya başladı.

Kavurmacı, hakkındaki suçlamaları inkâr etti. FETÖ üyesi olmadığını, propagandasını yapmadığını ve Pensilvanya’ya hiç gitmediğini ileri süren Kavurmacı, 1 milyar lira cirosu bulunan bir şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, iddia edildiği gibi terör örgütüne finansman sağlamadığını savundu.

Kavurmacı, “Soruşturmanın başlatılmasının nedeni TUSKON yönetim kurulu üyeliğidir. İhanetin sözcülüğünü yapan Rızanur Meral ile aynı heyette olmam dışında arkadaşlığım olmamıştır. Teknik takip sonucunda ne Meral ile ne de irtibatlı olduğu kişilerle irtibatımın olmadığı kesindir. İhanet konuşmasını alkışlamayan benim dışımdaki herkesin sanık olması gerekirdi.

Ancak konuşmadan sonra ilk istifa eden ben tutuklu, sözlü istifa edenler serbest. İlk istifa etmiş kişi yargılanıyor ancak 3 yönetim kurulu üyesi soruşturma dışındadır. Öncelikle tahliyemi, tedbirlerin kaldırılmasını daha sonra da beraatimi istiyorum.” diye savunma yaptı.

Kavurmacının şirketleri Ali Fuat Yılmazer ve Hakan Şükür’e para göndermiş

Mahkeme başkanı Öztürk’ün “Basında haberler çıktıktan sonra istifa etmişsin. Adam (Rızanur Meral) devlete meydan okuyor. ‘İnlerinize gireceğiz’ diyor. Siyasette olan yakınların var. 2-3-4 gün içinde neden refleks göstermedin. Basında çıktıktan sonra istifa ettin?” diye sorması üzerine sanık Kavurmacı, “Sözlü olarak söyledim. Yönetim ile görüştükten sonra beyanlarına uygun olarak beklemeyi tercih ettim. Yerel seçimler vardı. Polemik olmasın, onlar beni çıkarsın diye bekledim.” diye konuştu.

Öztürk, MASAK raporlarında Kavurmacı’nın şirketlerinden Hakan Şükür, Ali Fuat Yılmazer gibi dava açılan şahıslara para transferleri yapıldığını, bu transferleri yapanlardan birinin Zaman gazetesi Grup Başkanı Beytullah Demir olduğunu belirterek bu transferler hakkında Kavurmacı’ya bilgisi olup olmadığını sordu.

Sanık Kavurmacı’nın bu ödemelerin reklam bedeli olduğunu öne sürmesi üzerine Öztürk, “Kamu görevlileri finanse edilmiş.” dedi.

Cezaevinden not göndermiş 

Kavurmacı, “7 Renk Dergisi’ne 156 bin liralık ödeme yapılmış. Bu ödeme nedir?” sorusuna 3 yıllık reklam bedeli olduğu yanıtını verince, Başkan Öztürk, “Bu parayla bu dergi satın alınır.” dedi.

Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, “Ceza İnfaz Kurumu’ndan gelen bir yazı var. Görüş esnasında ailene verilmek üzere verilen eşyalarda küçük bir not bulunmuş. Bu not makinede büyültülerek tespit edilmiş. Notta “Bugün yiğitler babama Bank Asya hesabı hakkında soru sorarlarsa bilmiyorum, çek senettir, ihracattır, otomatik ödemelerdir, kayyum olduğu için bilmiyorum desin.’ yazılmış. Neler diyeceksin?” diye sorunca Kavurmacı, “Ben onu dışarıya göndermeye çalışmadım. Benim eşyalarımın arasına karışmış. Gizli saklı bir not değil.” savunması yaptı.

Bunun üzerine Başkan Öztürk, “Bu babayiğitler nedir?” diye sorunca sanık Kavurmacı, “Yiğit avukattır. Yanında bir arkadaşıyla gidip geldiği için babama hatırlamak için dedim.” yanıtını verdi. Duruşmaya öğle arası verildi.

Ömer Faruk Kavurmacı, Ali Fuat Yılmazer’e reklam için para göndermiş! yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
“Tahşiyecilere kumpas” davasında üst düzey FETÖ’cülere ceza yağdı https://yekvucut.com/feto-gercekleri/tahsiyecilere-kumpas-davasinda-ust-duzey-fetoculere-ceza-yagdi/ Fri, 03 Nov 2017 10:59:33 +0000 http://yekvucut.com/?p=11508 FETÖ’nün ”Tahşiyeciler grubuna” kumpas kurduğu gerekçesiyle aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın da...

“Tahşiyecilere kumpas” davasında üst düzey FETÖ’cülere ceza yağdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün ”Tahşiyeciler grubuna” kumpas kurduğu gerekçesiyle aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın da bulunduğu 23’ü tutuklu 33 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki karar duruşmasına, tutuklu sanıklar ile müştekiler katıldı.

Mahkeme Başkanı Ali İhsan Horasan, davayı karara bağlayacaklarını belirterek sanıklara son sözünü sordu. Sanıklar, haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek beraatlerini talep etti.

Sanık Yılmazer, “Burada sanık olarak bulunmaktan şeref duyuyorum.” dedi. Sanık Karaca ”Hayali bir dizide geçen kelimeler ile 3 yıldır tutuklu yargılanıyorum. Başından beri yaşadığım bu süreç kaderim ise kederlenmeye gerek yok.” diye konuştu.

Eski Emniyet Müdürü Sanık Yurt Atayün ise ”Kapalı devreden çıkıyoruz, söz şimdi başlıyor.” ifadelerini kullandı.

Hidayet Karaca’ya 31 yıl

Yaklaşık iki yıldır süren yargılamayı karara bağlayan heyet, sanık Hidayet Karaca’yı, “silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçundan 18 yıl, “iftira” suçundan 4 yıl 6 ay, “resmi belgede sahtecilik” suçundan da 9 yıl olmak üzere toplam 31 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı.

Ali Fuat Yılmazer’e 16 yıl

Heyet, sanık Ali Fuat Yılmazer’i “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 12 yıl, “iftira” suçundan 4 yıl 6 ay olmak üzere toplam 16 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum etti.

Mahkeme heyeti, eski emniyet müdürleri Yurt Atayün, Ömer Köse ve Tufan Ergüder’e ise “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 12’şer yıl, “iftira” suçundan 4 yıl altışar ay, “resmi belgede sahtecilik” suçundan dokuzar yıl olmak üzere toplam 25 yıl altışar ay hapis cezası verdi. Heyet, sanıklar Fetullah Gülen ve eski Emniyet Müdürü Mutlu Ekizoğlu’nun dosyasını, ifadeleri alınamadığı için ayrılmasına karar verdi.

“Tahşiyecilere kumpas” davasında üst düzey FETÖ’cülere ceza yağdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
“Tahşiye kumpası” davasında 3 Kasım’da karar verilecek https://yekvucut.com/feto-gercekleri/tahsiye-kumpasi-davasinda-3-kasimda-karar-verilecek/ Tue, 31 Oct 2017 06:35:00 +0000 http://yekvucut.com/?p=11329 FETÖ’nün ‘Tahşiyecilere kumpas kurduğu” iddiasıyla 23’ü tutuklu 33 sanığın yargılandığı davada, kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın esasa ilişkin...

“Tahşiye kumpası” davasında 3 Kasım’da karar verilecek yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün ‘Tahşiyecilere kumpas kurduğu” iddiasıyla 23’ü tutuklu 33 sanığın yargılandığı davada, kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın esasa ilişkin son savunması alındı.

FETÖ’cü Hidayet Karaca, savcılık mütalaasını ve iddianamesini eleştirerek burada yer alan suçlamalarla kendilerinin yargılanmasının mümkün olmadığını iddia etti.

Karaca, söz konusu evde çıkan bombanın bile kim tarafından ve nasıl konulduğunun savcılık iddialarında yer almadığını söyleyerek ”Ben bombaları şu koymuş diyemem, hatta müştekiler de koymuş diyemem. Sadece bir şüphedir. Ama iddianamede bombayı koyanın bile bulunmadığı iddia ediliyor. Bundan dolayı yargılanıyoruz. Açıkça söylüyorum bu bombaları kim koyduysa kim kumpas kurduysa Allah belasını versin.” ifadelerini kullandı.

Cebir ve şiddet eyleminin bulunmadığını, kimseye talimat vermediğini öne süren Karaca, kendilerinin suçlu gibi gösterilmesi için bir itirafçının bulunmaya çalışıldığını savundu.

Karaca, örgüt yöneticiliği ile suçlandığını ancak medya grup başkanlığı haricinde bir işle uğraşmadığını ve gazeteci olduğunu söyledi. FETÖ’cü Karaca, başkanlığını yaptığı televizyon kanalında yayınlanan dizilerde, kamuoyunda ”Tahşiyecilerin’ örgüt mensubu gibi gösterilmeye çalışıldığı” iddiasını da kabul etmedi.

Sanıkların son savunması aldıktan sonra mahkeme heyetinin 3 Kasım’da dava dosyasını karara bağlaması bekleniyor.

Ceza istemleri

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yeşilkaya’nın 65 sayfalık esas hakkındaki mütalaasında, firari sanıklar FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile eski emniyet müdürü Mutlu Ekizoğlu’nun savunması alınamadığı için dosyalarının ayrılması talep edildi.

Yurt Atayün

Tutuklu sanık kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca hakkında, “silahlı terör örgütü yöneticisi olmak”, ”sahtecilik” ve ”iftira” suçlarından 21 yıldan 40 yıla kadar hapis cezası öngörülen mütalaada, sanık eski emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Yurt Atayün ve Ömer Köse’nin ”silahlı terör örgüt üyesi olmak”, ”iftira” ve ”sahtecilik” suçlarından ayrı ayrı 13,5 yıldan 33 yıla kadar, diğer eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan’ın aynı suçlardan ayrı ayrı 9 yıldan 21 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Bayram Özbek

Aralarında eski emniyet müdürü Bayram Özbek, Mustafa Kılıçaslan, Ertan Erçıktı, Yasin Koyuncu, Kazım Aksoy’un da bulunduğu 25 sanık hakkında da benzer suçlardan ayrı ayrı 7,5 yıldan 33 yıla kadar hapis cezası istenen mütalaada, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesi talep edildi.

“Tahşiye kumpası” davasında 3 Kasım’da karar verilecek yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’cü Ali Fuat Yılmazer, örgüt elebaşına Nazlı Ilıcak’ı övmüş https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetocu-ali-fuat-yilmazer-orgut-elebasina-nazli-ilicaki-ovmus/ Mon, 30 Oct 2017 15:27:48 +0000 http://yekvucut.com/?p=11325 Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski MHP’li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin internet ortamında yayınlanmasıyla ilgili 171 kişi...

FETÖ’cü Ali Fuat Yılmazer, örgüt elebaşına Nazlı Ilıcak’ı övmüş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski MHP’li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin internet ortamında yayınlanmasıyla ilgili 171 kişi hakkında açılan davanın iddianamesinde yer verilen mektupta, FETÖ’cü eski Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in, “Medyada haklılığımızı Nazlı (Ilıcak) Hanım’dan başka savunan yok.” dediği ifade edildi.

“Muhterem Efendim”le başlayan mektup

Emniyet Genel Müdürlüğü ekiplerince soruşturma kapsamında ele geçirildiği ifade edilen mektubun, “Muhterem Efendim” şeklinde başladığı, “Arz ederim” diye bittiği ve örgüt elebaşı Gülen’e sunulduğu kaydedildi. FETÖ’nün 17-25 Aralık kumpasının ardından yazıldığı anlaşılan mektupla, FETÖ ile bağlantıları nedeniyle görevden el çektirilen 420 emniyet müdürünün durumları hakkında örgüt elebaşına bilgiler aktarıldı.

Bu isimler arasında Ali Fuat Yılmazer, Anadolu Atayün, Ayhan Falakalı, Cihangir Çelik, Recep Güven, Hami Güney, Ramazan Akyürek gibi FETÖ soruşturmalarından kamuoyunun tanıdığı isimler de yer aldı. Kamu görevinden uzaklaştırıldıktan sonra haklarında soruşturma başlatılan bazı örgüt üyelerinin maddi olarak desteklendiği ve göreve geri dönmek için dava açılmasının teşvik edildiği görülen mektupta, bazı FETÖ üyesi eski emniyet mensuplarının da “gaybubet” adı verilen örgütün saklanma evlerinde olduğu ifade edildi.

Mektupta Nazlı Ilıcak detayı

Mektupta, darbe girişiminden sonra tutuklanan ve FETÖ üyeliği iddiasıyla yargılanmasına İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilen Nazlı Ilıcak’tan da bahsedildi. “Selam Tevhid’de kumpas” davasında yargılandığı duruşmanın gergin geçebileceği ifade edilen mektupta Yılmazer’in, “Medyada haklılığımızı Nazlı (Ilıcak) Hanım’dan başka izah eden yok.” dediği aktarıldı.

FETÖ’cü Ali Fuat Yılmazer, örgüt elebaşına Nazlı Ilıcak’ı övmüş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Hrant Dink’in katillerini raporuyla koruyan başmüfettişe FETÖ’den dava https://yekvucut.com/feto-gercekleri/hrant-dinkin-katillerini-raporuyla-koruyan-basmufettise-fetoden-dava/ Wed, 20 Sep 2017 14:13:44 +0000 http://yekvucut.com/?p=9613 FETÖ’nün Hrant Dink cinayetindeki rolünü her geçen gün daha da netleşiyor. Daha önce, Hrant Dink’in otopsisini yapan adli tıpçıyla davada...

Hrant Dink’in katillerini raporuyla koruyan başmüfettişe FETÖ’den dava yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün Hrant Dink cinayetindeki rolünü her geçen gün daha da netleşiyor. Daha önce, Hrant Dink’in otopsisini yapan adli tıpçıyla davada bilirkişi olan öğretim üyesi FETÖ üyeliğinden tutuklanmıştı. Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek gibi FETÖ’cü emniyet müdürleri Hrant Dink cinayetindeki rolleri nedeniyle tutuklanmıştı. Şimdi de hazırladığı raporla FETÖ’cü emniyet müdürlerini soruşturmadan kurtaran eski İçişleri Bakanlığı başmüfettişi Mustafa Üçkuyu hakkında dava açıldı.

Hrant Dink cinayeti davası sanıklarını koruyan eski Başmüfettiş Mustafa Üçkuyu hakkında “FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla dava açıldı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, tutuklu sanık Üçkuyu hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar değişen hapis cezası istendi.

Eski İçişleri Bakanlığı başmüfettişleri Üçkuyu ve Mehmet Canoğlu’nun, 2007’de öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dink cinayetine ilişkin hazırladığı rapora atıfta bulunulan iddianamede, Üçkuyu’nun, Dink cinayeti sanıklarından eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şubesi Müdürü Ali Fuat Yılmazer ile Erhan Tuncel’i koruduğuna ilişkin tespitlere yer verildi.

İddianemede, Üçkuyu ve Canoğlu tarafından hazırlanan raporda, aynı davanın sanıklarından Yasin Hayal’in terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin bir verinin bulunmadığı, herhangi bir terör örgütünün hedefinde olmadığını ve Dink’in de korunmasına gerek olmadığına ilişkin bilgilerin yer aldığı belirtildi.

ByLock kullanıcısı

Başbakanlık Teftiş Kurulunca 2010’da hazırlanan raporda ise Hayal’in, ülkenin birlik ve bütünlüğünü bozmak amacıyla bölücü faaliyet yürüttüğünün tespit edildiğinin hatırlatıldığı iddianamede, sanık Üçkuyu’nun değerlendirmelerinin dayanaksız kaldığı kaydedildi.

Üçkuyu’nun hazırladığı araştırma raporunda cinayette ihmali olan ve daha sonra yaşanan süreçte FETÖ silahlı terör örgütünün üyeleri olduğu anlaşılan kamu görevlilerini sorumluluktan kurtarma saikiyle hareket ettiği vurgulanan iddianamede, “El konulan dijital materyallerin incelenmesi tamamlanmamış ise de Üçkuyu’nun örgüt üyelerinin kullandığı ByLock haberleşme sistemini kullanması, Dink cinayeti sonrasında yaptığı tahkikatta örgüt üyelerini korur tarzda mevzuatı yorumlaması itibarıyla FETÖ silahlı terör örgütüne üye olduğu anlaşılmıştır.” denildi.

Sözde FETÖ yöneticisiyle irtibat halinde

İddianamede ayrıca Üçkuyu’nun eşinin kapatılan Bank Asya’da hesabının bulunduğuna, sözde FETÖ yöneticisiyle 17 kez irtibat sağladığına ve FETÖ içerisinde faaliyet gösterip hakkında yasal işlem yapılmış şüphelilerle bağlantısının bulunduğuna dikkat çekildi. Eski Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Üçkuyu, 19 Temmuz 2016’da Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanmıştı.

Hrant Dink’in katillerini raporuyla koruyan başmüfettişe FETÖ’den dava yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>