Batılı ülkelerin ayrımcı tutumu

Öte yanda BM’nin yayımladığı rapora göre AB, Suriye’deki iç savaşın başladığı günden bu yana sadece 1 milyon 160 bin Suriyeliye kapılarını açtı. Almanya, 560 bin, İsveç, Avusturya, Hollanda, Fransa, Yunanistan yaklaşık 600 bin Suriyeli mülteciyi kabul etti. Ukrayna’dan çok sayıda sığınmacı kabul eden Polonya, Macaristan, Romanya ve Moldova gibi ülkelerin Suriye iç savaşının başından bu yana ne kadar sığınmacı kabul ettiğine ilişkin ise veri bulunmuyor. Ukraynalı olmadıkları için Avrupa’ya kabul edilmeyen sığınmacıların binlercesi Akdeniz’de hayatını kaybetti ya da Yunan sahil güvenlik birimleri tarafından zorla geri itildi. AB sınır koruma ajansı Frontex’in, Yunan güçlerini engellemesi gerekiyordu. Ancak Froxtex de mültecilere yapılan insan hakları ihlallerine gözlerini yumdu. AB’ye kabul edilmeyen mültecilerin çoğu 2016 öncesi Ankara’ya AB tarafından mali destek verilmesi koşuluyla gönderildi. Türkiye’nin bugün 4 milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yaptığı biliniyor.

Batılı ülkelerin ayrımcı politikaları medya kuruluşlarının yayınlarına da yansıdı

AB ülkelerinin sığınmacılar konusundaki ırkçı tutumu siyasetçilerin açıklamalarına ve batılı medya kuruluşlarının yayınlarına da yansıdı. BBC’ye açıklamada bulunan eski Ukrayna Başsavcı Yardımcısı David Sakvarelidze: “Bu yaşananlar benim için çok duygu yüklü. Sarı saçlı, mavi gözlü Avrupalılar ve çocukların (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in füzeleriyle, helikopterleriyle ve roketleriyle öldürüldüğünü görüyorum.”

NBC televizyonu muhabiri Kelly Cobiella: “Bunlar Suriye’den gelen mülteciler değiller. Bunlar Ukrayna’dan geliyorlar. Hıristiyanlar, beyazlar.”

İngiliz ITV News muhabiri Lucy Watson: “Ukraynalıların başına tahmin edilemez şeyler geldi. Burası gelişmekte olan bir üçüncü dünya ülkesi değil. Burası Avrupa.”

Fransız BFM TV’den Ulysse Gosset: “21. yüzyıldayız. Bir Avrupa şehrindeyiz ama sanki Irak ya da Afganistan’daymışız gibi seyir füzesi ateşi sürüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Telegraph yazarı Daniel Hannan: “Bize çok benziyorlar. Olanları bu kadar şoke edici kılan da bu. Savaş artık sadece fakirleşmiş ve uzaktaki halkların başına gelen bir şey değil” dedi.

Batılı ülkelerin göçmenlere yönelik ayrımcı tutumu raporlandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Başvurular Türkiye’ye yönlendiriliyor

Raporda, Yunanistan’ın uygulamalarına geniş yer verildi. Afganistan, Bangladeş, Pakistan, Somali ve Suriye’den ülkeye sığınma başvurusu yapanların Haziran 2021’den bu yana “üçüncü güvenli ülke” kapsamında Türkiye’ye yönlendirildiği, şimdiye kadar 6 bin 400’ün üzerinde başvuru talebinin olumsuz karşılandığı aktarıldı. Kara sularından ülkeye geçmeye çalışan göçmenleri geri itmenin ise devlet politikası haline geldiği vurgulanarak, BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin son verilerine göre 2020-2021 döneminde yaklaşık 540 geri itme vakasının yaşandığı, en az 17 bin göçmenin zor kullanılarak Türkiye kara sularına itildiği bilgisi paylaşıldı. Raporda, Yunanistan’ın son 2 yılda sığınmacıları reddetme oranının yüzde 126 arttığı da kaydedildi. Raporda, Yunan hükümetinin geçen yıl çıkardığı yasanın ardından Yunan kıyılarında mahsur kalan göçmenleri kurtarmaya yönelik gönüllü kuruluşların faaliyetlerinin sınırlandırılması veya şartlara bağlanmasından bahsedildi. GKRY’nin Lübnan hükümetiyle Mart 2020’de imzaladığı “göçmenleri geri döndürme” anlaşması da raporda yer alırken, GKRY’ye teknelerle geçmeye çalışan çok sayıda göçmenin geri yollanırken zorla ailelerinden ayrıldığı kaydedildi.

Yunan asıllı Hukuk Profesörü de Yunanistan’ı eleştirdi

Oxford Üniversitesinde görevli Yunan asıllı Hukuk Profesörü Pavlos Eleftheriadis, Yunanistan’ın bu tutumunu eleştirdi. Profesör Eleftheriadis, Politico gazetesinde, “Hukukun üstünlüğü Yunan sularında batıyor” başlıklı bir yazı kaleme aldı. “Son yıllarda Yunan yetkililerce gerçekleştirilen yasa dışı geri itmelere ilişkin yüzlerce durum rapor edildi” ifadelerini kullandı. Yunan hükümetinin hem tüm bu raporlar yanlış iddiasını hem de bunları Türkiye’nin propagandası gösterme çabalarını hatırlattı. Yazısında söz konusu raporların Miçotakis hükümeti göreve gelmeden önce ortaya çıkmaya başladığı bilgisine de yer veren Pavlos Eleftheriadis, 2020 yılı Mart ayı başından itibaren ise geri itme yapıldığına dair tespitlerin arttığını belirtti.

BM: Yunanistan en az 17 bin göçmeni geri itti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Grandi’den AB’ye tepki

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, rapora ilişkin BM Cenevre Ofisi’nde basın toplantısı düzenledi. Rusya-Ukrayna savaşının körüklediği bir gıda güvenliği krizinin daha fazla insanı yoksul ülkelerdeki evlerini terk etmeye zorlayarak küresel yerinden edilme oranlarını daha da yükselteceği uyarısı yaptı. Grandi, gıda krizi başta olmak üzere, savaş, insan hakları ihlalleri ve iklim değişikliği gibi başlıkların zorla yerinden edilmeleri daha da körükleyeceğine işaret etti. “Ya uluslararası toplum bir araya gelerek bu insanlık trajedisine çözüm bulmak, çatışmaları çözmek ve kalıcı çözümler bulmak için harekete geçer ya da bu korkunç eğilim devam eder. Açıkça, bu sorun hızlı bir şekilde çözülmezse etkisi oldukça yıkıcı olacaktır.” diye konuştu. Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’daki mülteci krizi ile dünyadaki benzer krizlere yaklaşımının “eşitsiz” olduğunu vurguladı. Grandi buna örnek olarak da AB ülkelerinin Akdeniz’de göçmen gruplarını kabul etmemede birbiriyle yarıştığını fakat Ukraynalı mültecileri ise cömertçe karşıladığını ifade etti.

Türkiye’de 3,8 milyon mülteci var

Mayıs 2022’ye kadar dünya çapında 100 milyondan fazla insanın zulüm, çatışma, şiddet, insan hakları ihlalleri veya kamu düzenini ciddi şekilde bozan olaylar nedeniyle zorla yerinden edildiği paylaşılan raporda, ayrıca düşük ve orta gelirli ülkelerin 2021’in sonunda dünyadaki mültecilerin yüzde 83’üne ev sahipliği yaptığı bilgisi paylaşıldı. Türkiye‘nin 3,8 milyon mülteci ile dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yaptığı belirtilen raporda, Pakistan‘da 1,5 milyon, Uganda’da 1,5 milyon, Almanya‘da 1,3 milyon mülteci, Kolombiya’da ise yurt dışına kaçan 1,8 milyon Venezuelalı olduğu kaydedildi.

BM: Dünya genelinde zorla yerinden edilenlerin sayısı 100 milyonu aştı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Arakanlı Müslümanların sorunu çözülemiyor

Bachelet, darbeyle birlikte Arakan eyaletindeki Müslüman Rohingyaların sorunlarının daha çözümsüz hale geldiğini söyledi.  “Myanmar’daki Rohingyalar kamu hizmeti ve hareket özgürlüğünden hala daha mahrum bırakılmaktadır. Ülke içindeki Rohingyalar için kalıcı bir çözüm, ülkeden göç edenler için ise Arakan eyaletine güvenli dönüş garantisi hala verilmemiştir.” diye konuştu. Myanmar ordusu, 8 Kasım 2020 seçimlerinde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilimin yükselmesinin ardından 1 Şubat 2021’de yönetime el koymuştu. Ordu, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Cii başta olmak üzere pek çok yetkili ile iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve bir yıllığına olağanüstü hal ilan etmişti. Myanmar ordusunun darbe karşıtı protestoculara müdahalesi sonucu bugüne dek 1600’ün üzerinde kişi hayatını kaybetti. Binlerce gösterici gözaltına alındı. Ülkede ordu ile silahlı gruplar arası çatışmalar sürerken gözaltındaki üst düzey hükümet yetkililerinin askeri mahkemede yargılanmalarına devam ediliyor.

Facebook da Arakanlı Müslümanlara yönelik nefret söylemlerini engellemekle suçlanıyor

İnsan hakları savunucusu “Küresel Şahit” adlı sivil toplum örgütü, The Associated Press ile bir rapor paylaştı. Raporda, örgütün Facebook’un denetimlerini test etmek için siteye nefret söylemi içeren 8 paralı reklam başvurusunda bulunduğu bildirildi. Raporda Müslüman azınlığa yönelik “Mevcut öldürmeler yeterli değil, daha fazlasına ihtiyaç var”, “Onlar kirli ve kötü hijyene sahip” şeklinde soykırım, nefret ve aşağılama ifadeleri içeren reklamların, Facebook tarafından yayımlanmak üzere onaylandığı belirtildi. Küresel Şahit grubu, söz konusu reklamları geri çekerken Facebook’u, Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırımdaki rolü nedeniyle sitede daha sıkı kontrol sözüne rağmen en basit denemelerde dahi başarısız olmakla suçladı. Raporda, Myanmar’daki Facebook sitelerinde benzeri reklamların yayımlanmasına hala devam edildiği vurgulandı. Küresel Şahit’ten Rosie Sharpe, “Bizim verdiğimiz az sayıdaki reklam bir denemeydi ancak ortaya çıkan netice, nefret söylemi ilanlarının ezici çoğunluğunun geçme ihtimalinin çok yüksek olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.

BM: Myanmar’da milyonlarca kişi yardıma muhtaç yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yemen’de her 10 dakika bir çocuk ölüyor

UNICEF de 24 Haziran 2021’de bir rapor yayımlamıştı. Aşılarla korunabilen hastalıklar nedeniyle Yemen’de her 10 dakikada bir çocuğun hayatını kaybettiği duyurulmuştu. Hacce’ye bağlı Meydi ilçesinde bulunan Cada Sağlık Merkezine göre, sağlık sorunları nedeniyle merkeze günlük 300’den fazla kişi başvuruyor. Cada Sağlık Merkezine başvuranların çoğunluğunu oluşturan hamile kadın ve çocuklara, bağışıklık sistemi zayıf ve yetersiz beslenme teşhisleri konuluyor. Yemen Sağlık Bakanı Kasım Buhaybih de geçen ay konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Ülkenin 2005’te çocuk felcinden arındığını ancak Husilerin sağlık ekiplerinin bölgelere ulaşmasını engellemesi sebebiyle son dönemde bazı bölgelerde çocuk felci vakalarının görüldüğünü bildirdi. Hacce iline bağlı Hayran ilçesi Sağlık Müdürü Tarık Misvak Hibe, Husilerden geri alınan bölgelerde sağlık hizmetlerinin çok kısıtlı olmasından dolayı çocuk ve kadınların ciddi sorunlar yaşadığını ifade etti. Hibe, yaklaşık 4 yıldır anne ve bebeklere sağlık hizmetinin ulaşamadığına dikkati çekti. “Hacce ilinin kuzeyinde 2 bin 450’si bir yaş altı bebek ve 9 bini 5 yaş altı olmak üzere toplam 11 bin 450 çocuk herhangi bir aşı olamadı.” ifadelerini kullandı. Hayran’daki El-Azl Tıp Merkezinde doktor Muhammed el-Fuhaydi de konuyla ilgili şunları söyledi: “Çocuk felci, Yemen‘de uzun süre çözülemeyen sağlık sorunlarından biri olarak öne çıkıyordu. Yemen Sağlık Bakanlığı, 2005 yılında çocuk felci hastalığının bittiğini duyurmuştu ancak devam eden çatışmalar gölgesindeki göç dalgaları sebebiyle aşı olmayan ciddi bir çocuk kesimi oluştu.”

BM: Yemen’deki savaşta en az 10 bin çocuk hayatını kaybetti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Birleşmiş Milletler, Yemen‘deki gıda yardımını azaltacağını duyurdu. Yemen’deki BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Finansman eksikliğinin Yemen’de milyonlarca insanın hayatını kurtaran desteğin kesilmesi tehdidine yol açtığı bildirildi. Açıklamada, “Yakında 11 milyon insan kısıtlı gıda payına güvenmek zorunda kalacak; 4,6 milyon kişi (ülke nüfusu yaklaşık 30 milyon) temiz suya erişemeyebilir.” denildi. Acil olarak mali destek sağlanmazsa yardımların daha da azaltılmasının beklendiğine işaret edildi. Konuya ilişkin detaylı bilgi verilmedi. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP), Aralık 2021’de de açıklama yapmıştı. Finansman eksikliği nedeniyle ocak ayından itibaren 8 milyon Yemenliye verilen gıda desteğinin azaltılacağı belirtilmişti. Kıtlık seviyesine düşmek üzere olan 5 milyon Yemenliye ise tam gıda desteğine devam edileceğini kaydetmişti.

Yemen’de savaşın bilançosu ağır

Yemen bugün Ortadoğu’nun en yoksul ülkelerinden biri. Suudi Arabistan ile İran arasında devam vekâlet savaşları nedeniyle Yemen’de son 7 yılın bilançosu oldukça ağır. BM‘ye göre savaş, dünyanın en ağır insanlık krizi. Yüz binden fazla insanın hayatını kaybettiği tahmin edilen savaşta, halkın yüzde 80’i yardıma muhtaç. Kıtlık ve sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler sebebiyle acilen önlem alınmazsa bilanço daha da ağırlaşabilir. Uluslararası insan hakları örgütlerinin raporlarına göre, Yemen’de yaklaşık yarım milyon kolera hastası bulunuyor. Üstelik Yemen’e yönelik abluka devam ediyor. BM’ye göre, milyonlarca insanın kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu ülkede, derin bir insani kriz yaşanıyor. Savaştan dolayı Yemen’e uluslararası insani yardım kuruluşlarının gidemediği bölgeler de var. Buralardaki yardıma muhtaç insanlar ise yaprak yiyerek hayatta kalmaya çalışıyor. Yemen’in kuzeyinde bulunan Aslam bölgesindeki Meşrade Köyü sakinleri, kendilerine hiçbir insani yardım ulaşmadığı için, yaprak kaynatarak elde ettikleri acı ve ekşi bir ezme ile karınlarını doyuruyor.

Yemen’de her 10 dakikada bir çocuk hayatını kaybediyor

Sağlıksız beslenmeden hastalanan onlarca çocuk ise ölüm tehlikesiyle burun buruna. Her 10 dakikada bir çocuk ne yazık ki hayatını kaybediyor. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin başını çektiği Arap Koalisyonu Yemen’de sivilleri katlediyor. Toplam nüfusu 28 milyon olan ülkede yaklaşık 22 milyon insan yardıma muhtaç. BM’nin verilerine göre ise ortalama 15 bin sivil hayatını kaybetti. 2 milyondan fazla Yemenli ise mülteci durumuna düştü. Tüm bunlarla birlikte ülkenin sağlık altyapısının çökme noktasında. Nüfusun büyük çoğunluğunun insani yardıma muhtaç olması ve bu dönemde tüm dünyayı saran koronavirüs salgınının Yemen’i de etkisi altına alması trajedinin boyutunu daha da artırıyor.

BM Yemen’e gönderdiği gıda yardımını azaltacak yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yemen’de iç savaş giderek içinden çıkılmaz bir hal alıyor. İç savaştan en çok masum siviller etkileniyor. Ülkedeki insani kriz giderek derinleşti. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP) Yemenlilerin ağaç yaprakları yiyerek hayatta kalmaya çalıştığını duyurdu. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı’nın (WFP) Twitter hesabından konuyla ilgili açıklama yaptı. Yemen’de çatışmalar ve ekonomik çöküşün giderek şiddetlendiği bildirildi. Bu nedenle açlığın da ülke geneline yayılmaya başladığı söylendi. BM Dünya Gıda Programı’nın açıklamasında, ülkenin kuzeybatısındaki Hacce ili gibi savaştan en çok etkilenen bazı bölgelerdeki Yemenlilerin, hayatta kalmak için ağaç yapraklarını yemek gibi çaresiz önlemlere başvurduğu kaydedildi. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP), 22 Aralık’ta da açıklamalarda bulunmuştu. WFP, açıklamasında finansman eksikliği nedeniyle ocak ayından itibaren Yemen’e sunulan gıda yardımlarının azaltılacağını bildirmişti.

Yemen’de iç savaşın bilançosu ağır

Yemen bugün Ortadoğu’nun en yoksul ülkelerinden biri. Suudi Arabistan ile İran arasında devam vekâlet savaşları nedeniyle Yemen’de son 7 yılın bilançosu oldukça ağır. BM‘ye göre savaş, dünyanın en ağır insanlık krizi. Yüz binden fazla insanın hayatını kaybettiği tahmin edilen savaşta, halkın yüzde 80’i yardıma muhtaç. Kıtlık ve sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler sebebiyle acilen önlem alınmazsa bilanço daha da ağırlaşabilir. Uluslararası insan hakları örgütlerinin raporlarına göre, Yemen’de yaklaşık yarım milyon kolera hastası bulunuyor. Üstelik Yemen’e yönelik abluka devam ediyor. BM’ye göre, milyonlarca insanın kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu ülkede, derin bir insani kriz yaşanıyor. Savaştan dolayı Yemen’e uluslararası insani yardım kuruluşlarının gidemediği bölgeler de var. Buralardaki yardıma muhtaç insanlar ise yaprak yiyerek hayatta kalmaya çalışıyor. Yemen’in kuzeyinde bulunan Aslam bölgesindeki Meşrade Köyü sakinleri, kendilerine hiçbir insani yardım ulaşmadığı için, yaprak kaynatarak elde ettikleri acı ve ekşi bir ezme ile karınlarını doyuruyor.

Çocuklar ölüm tehlikesiyle karşı karşıya

Sağlıksız beslenmeden hastalanan onlarca çocuk ise ölüm tehlikesiyle burun buruna. Her 10 dakikada bir çocuk ne yazık ki hayatını kaybediyor. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin başını çektiği Arap Koalisyonu Yemen’de sivilleri katlediyor. Toplam nüfusu 28 milyon olan ülkede yaklaşık 22 milyon insan yardıma muhtaç. BM’nin verilerine göre ise ortalama 15 bin sivil hayatını kaybetti. 2 milyondan fazla Yemenli ise mülteci durumuna düştü. Tüm bunlarla birlikte ülkenin sağlık altyapısının çökme noktasında. Nüfusun büyük çoğunluğunun insani yardıma muhtaç olması ve bu dönemde tüm dünyayı saran koronavirüs salgınının Yemen’i de etkisi altına alması trajedinin boyutunu daha da artırıyor.

BM: Yemenli aileler ağaç yapraklarıyla karınlarını doyuruyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Birleşmiş Milletler (BM), İsviçre‘deki Afrika kökenlilerin ırk ayrımcılığına uğradığını duyurdu. BM İsviçre hükümetine, ülkedeki yabancılara yönelik ırkçı uygulamalarla mücadele çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler (BM) Afrika Kökenli İnsanlar Uzmanları Grubu Başkanı Dominique Day, konuyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Uzmanların İsviçre’ye ziyareti sonrası ülkedeki ırkçı uygulamalara yönelik gözlemlerini belirtti. Day, “Siyahilere yönelik ırkçı fişlemeler ve polis kontrolleri, insanları aşağılayan, suçlu muamelesi yapan ve yaftalayan uygulamalardır” değerlendirmesinde bulundu. Bu eylemlerin güvenlik güçleri tarafından yapılmasının insan hakları ihlali olduğunu vurguladı. Day, uzmanların Ağustos 2018’den bu yana Zürih’teki Pöschwies Cezaevi’nde hücre hapsinde tutulan siyahi mahkum Brian K. ile de görüştüğü ifade etti. “Brian K’nin durumu, İsviçre’de sistematik hale gelen ırkçılığın açık bir örneğidir. Irk ayrımcılığı ve adaletsizlik, bu davanın her aşamasında kendini göstermiştir.” dedi.

“İsviçre hükümeti tedbir almalı”

Day,  İsviçre’nin adalet ve güvenlik mekanizmasında ırkçı uygulamaların giderek yayılmasından endişe duyduklarını söyledi. “Güvenlik güçlerinin görevi kötüye kullanma, zorbalık ve ölümcül şiddet kullanma gibi uygulamalarına yönelik soruşturmaların bağımsızlığı yeterli değildir” ifadelerini kullandı. Day, İsviçre hükümetinin ülkedeki ırkçı uygulamalara karşı somut tedbirler alması gerektiğini belirtti. Yetkililerin özellikle siyahilere karşı yapılan ayrımcılıkları ele alma çabalarını takdirle karşıladığını söyledi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, 14 Haziran 2021’deki açıklamasında, siyahi mahkum “Brian K’nin 15 günden fazla hücre hapsinde tutulmasının BM İşkenceye Karşı Sözleşmesi’nin açık ihlali olduğunu” dile getirmişti ve İsviçre hükümetini uyarmıştı. İsviçreli yetkililer 17 Ocak’ta, BM’nin tepkisini çeken hücre hapsini sonlandırmıştı. Ardından Brian K’yi koğuşa taşıyacaklarını açıklamışlardı.

İsviçre’de siyahilere yapılan ırkçılık yeni değil

İsviçre’de siyahilerin maruz kaldığı ırkçılık yeni değil. Nitekim 2018 yılında İsviçre‘de yapılan bir araştırma da bunu açıkça gözler önüne serdi. Nüfusun büyük bir bölümü ülkede siyahi vatandaşların ayrımcılığa uğradığını kabul etti. Ancak bunu küçük bir problem olarak gördüklerini dile getirdiler. İsviçre’de Federal İstatistik Ofisi (OFS) 2018’de “İsviçre’de birlikte yaşama” adlı bir rapor yayımlamıştı. Yapılan araştırmaya katılanların yüzde 76’sı, siyahi vatandaşların ev bulmada diğer insanlara göre ayrımcılığa uğradığına inandığını belirtmişti. Aynı orana yakın bir kesimin de yine siyahi vatandaşların işyerlerinde ayrımcılığa uğradığını kabul etmişti. Ankete katılanların yüzde 51’i siyahi vatandaşlara yönelik bu tutumu küçük bir problem olarak gördüğünü söylemişti. Araştırmaya göre vatandaşların büyük çoğunluğu günlük yaşamda siyahi vatandaşlara yönelik ayrımcılığı kabul ederken, hangi davranışların ayrımcılık olduğu ise kişiden kişiye farklılık göstermişti. Siyahi vatandaşların otobüste hakarete uğraması, hemşirenin siyahi bir hastayı muayene etmeyi reddetmesi ya da bir satıcının siyahi müşteriyi görmezden gelmesini katılımcıların yüzde 70’i ırkçı bir davranış olarak nitelendirmişti.

BM: İsviçre’de siyahiler ırkçılığa uğruyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), sosyal medya hesabından Yemen’deki sığınmacılarla ilgili yazılı açıklama yaptı. Yemen’deki milyonlarca sığınmacının, gıda yardımındaki kesinti sebebiyle açlıkla burun buruna olduğunu ve durumun giderek kötüleştiğini bildirildi. BMMYK‘nın yaptığı açıklamada “Yemen’deki sığınmacı aileler, gıda yardımındaki kesinti nedeniyle artan bir açlık durumuyla karşı karşıya.” ifadelerine yer verildi. Ülke içindeki sığınmacıların yarısından fazlası, yaklaşık 4 milyon kişinin, acil gıda ihtiyacı bulunan bölgelerde yaşadığı dile getirildi. Birleşmiş Milletler finansman yetersizliği nedeniyle Yemen’deki önemli insani yardım programlarının bir kısmının askıya alındığını belirtti. Bir kısmının da küçültüldüğünü duyurdu. Yemen’de uzun süredir siyasi istikrarsızlık devam ediyor. Yemen, yaklaşık 7 yıldır İran destekli Husiler ile hükümete bağlı güçler arasında çatışmalara sahne oluyor. Yemen’de dünyadaki en büyük insani ve ekonomik krizlerden biri yaşanıyor. Ülkede nüfusun büyük çoğunluğu yardıma ihtiyaç duyuyor.

Yemen’de son 7 yılın bilançosu ağır

Yemen bugün Ortadoğu’nun en yoksul ülkelerinden biri haline gelmiş durumda. Suudi Arabistan ile İran arasında devam vekâlet savaşları Yemen’i oldukça kötü etkileri. Ülkede 7 yıldır devam eden savaş nedeniyle bilanço oldukça ağır. BM‘ye göre bu savaştan dolayı Yemen’de dünyanın en ağır insanlık krizi yaşanıyor. Savaşta yüz binden fazla insanın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Halkın yüzde 80’i yardıma muhtaç. Kıtlık ve sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler sebebiyle acilen önlem alınmazsa bilanço daha da ağırlaşacak gibi duruyor. Uluslararası insan hakları örgütlerinin raporlarına göre, Yemen’de yaklaşık yarım milyon kolera hastası var. BM, Yemen’de milyonlarca insanın kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor. Savaştan dolayı Yemen’e uluslararası insani yardım kuruluşlarının gidemediği bölgeler de bulunuyor. Buralardaki yardıma muhtaç insanlar ise yaprak yiyerek hayatta kalmaya çalışıyor. Yemen’in kuzeyinde bulunan Aslam bölgesindeki Meşrade Köyü sakinleri, kendilerine hiçbir insani yardım ulaşmadığı için, yaprak kaynatarak elde ettikleri acı ve ekşi bir ezme ile karınlarını doyuruyor.

Yemen’de trajedinin boyutu artıyor

Ülkede sağlıksız beslenmeden hastalanan onlarca çocuk ise ölüm tehlikesiyle yüz yüze. Yemen’de her 10 dakikada bir çocuk ne yazık ki hayata gözlerini yumuyor. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin başını çektiği Arap Koalisyonu Yemen’de sivilleri katlediyor. Toplam nüfusu 28 milyon olan ülkede yaklaşık 22 milyon insan yardıma muhtaç. BM’nin verilerine göre ise ortalama 15 bin sivil hayatını kaybetti. 2 milyondan fazla Yemenli ise mülteci durumuna düştü. Tüm bunlarla birlikte ülkenin sağlık altyapısının çökme noktasında. Nüfusun büyük çoğunluğunun insani yardıma muhtaç olması ve bu dönemde tüm dünyayı saran koronavirüs salgınının Yemen’i de etkisi altına alması trajedinin boyutunu daha da artırıyor.

BM: Yemen’deki sığınmacılar açlıkla savaşıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda Hakkı Özel Raportörü Prof. Dr. Hilal Elver, dünya genelinde insanların yaşadığı açlıkla ilgili konuştu. Elver, küresel iklim değişikliği, ekonomik buhranlar, siyasi istikrarsızlık, salgın hastalıklar ve çatışmaların dünya çapında beklenen gıda krizini daha da erkene aldığını bildirdi. Elver, şu anda 821 milyon kişinin gıdaya ulaşmakta güçlük çektiğini belirtti. 35 milyon kişinin ise açlıktan öldüğü veya ölmek üzere olduğunu söyledi. Prof. Dr. Elver, dünya genelinde gıda krizi, açlık ölümleri, kitlesel göçlerin alarm verdiğini dile getirdi. Elver, Batılı ülkelerin Afrika’nın verimli tarım arazilerini satın alması, kıtlığa karşı geliştirilmesi gereken acil eylem planları, yeni tarımsal üretim politikaları ve Türkiye’yi bekleyen riskler hakkında açıklamalarda bulundu. BM Gıda Hakkı Özel Raportörü Elver, “Gıda krizinin en somut yaşandığı 55 ülke veya bölgede 5 yaş altı 16 milyon çocuğun durumu çok kritik. 16 milyon çocuk öldü ölecek. Dünya genelinde 150 milyon çocuk ise beslenme yetersizliğinden muzdarip.” dedi.

“Gıda krizi alarm vermeye başladı”

Elver, bin yıllardır görülen orman yangınları ve sellerin son 10 yıldır yaşanan iklim değişikliğiyle daha yıkıcı olmaya başladığını dile getirdi. Bu durumun da gelecek yıllarda gıda krizini tetikleyecek en önemli faktörlerin başında yer alacağına dikkat çekti. Elver, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gibi kurumlar tarafından yayımlanan raporlarda gıda krizinin artık alarm verdiğine dikkat çekti. Bunun hangi ülkelerin ve dünya genelinde ne kadar insanın etkileneceği ve olası senaryoların tartışılmaya başlandığını söyledi. Elver, dünyada gıdaya ulaşamayan ya da gıda güvencesi olmayan insan sayısı tahminlerinin 700 milyondan 821 milyona çıktığını vurguladı. “Çok ciddi önlemler alınmasına rağmen bu rakamlar düşmedi, tam tersine son 5 yılda giderek arttı. İşte bu dünya için bir alarm niteliği taşıyor. Dünyadaki açlık sorunu maalesef durdurulamıyor ve sorun giderek büyüyor.” ifadelerini kullandı.

“Dünyayı bir anda birçok felaketle uğraşacak bir dönem bekliyor”

Elver, gelecek yıllarda bu tür küresel salgınların devam edeceğine dikkati çekti. “Daha önce gıda krizini bir veya iki nedenle açıklayabiliyorken bugün hepsini bir arada yaşayabiliyoruz. Amerika’nın salgın krizinin en yoğun yaşandığı güney eyaleti Mississippi ve Indiana’da şu anda çok ciddi fırtınalar oluyor. Türkiye‘de de benzer bir durum yaşadık. Muğla ve Antalya’da orman yangınları yaşanırken bir anda Karadeniz’de ciddi sel baskınları yaşandı. Yani tüm dünyayı bir anda birçok felaketle uğraşacak bir dönem bekliyor.”

Dünya genelinde 35 milyon insan açlıktan ölmek üzere yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.