FETÖ elebaşını “mehdi” ilan etmişti

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2017 yılında eski İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi İlhan Karagöz hakkında iddianame düzenlendi. İddianamede, “Balyoz Planı” davasında bilirkişi raporu hazırlayan sanıklara yönelik davayı reddeden Karagöz’ün, davanın duruşma tarihi 23 Eylül 2016 olmasına rağmen, müdahil ve sanık taraf avukatlarının haberi olmadan, Ramazan Bayramı’nın arife gününe denk gelen 4 Temmuz 2016’da duruşma açarak davaya ilişkin gerekçeli karar yazdığı belirtilmişti. Karagöz tarafından yazılan 577 sayfalık gerekçeli kararda, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen hakkında “mehdi” şeklinde benzetme yapılmıştı. Ayrıca, kararda başta Cumhurbaşkanı olmak üzere birçok devlet görevlisinin gözaltına alınması için Genelkurmay Başkanlığını harekete çağıran ifadelere rastlanmıştı.

FETÖ’cü hâkim hakkında 13 yıl 6 ay hapis cezası

3 yıllık yargılama sonucu 27. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Tamer Keskin ve heyeti, FETÖ’cü hâkim İlhan Karagöz’e, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti. İtiraz üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesine iletilen dosya hakkında geçtiğimiz günlerde karar çıktı. Yargıtay, söz konusu kararda başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere devlet görevlilerine yönelik hakaret niteliği taşıyan isnatlar bulunduğunu vurguladı. Ayrıca, FETÖ lideri Fetullah Gülen‘in Karagöz tarafından “Mehdi” olarak ilan edildiğine de dikkat çekti. Dosya üzerinde inceleme yapan Yargıtay, sanık Karagöz’ün, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasından aldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozarak “örgüt üyeliği” suçlamasıyla üst sınırdan ceza verilecek şekilde tekrar yargılanmasına karar verdi. Dosya, incelenmesi için tekrar yerel mahkemeye iletildi.

Yeniden görülen davanın bugünkü duruşmasında, Karagöz ilk etapta “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 9 yıl hapis cezası aldı. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, verilen cezayı yarı oranda artırarak Karagöz’ün 13 yıl 6 ay hapis ile cezalandırılmasına karar verdi. Ayrıca, Karagöz’ün tutukluluk halinin devam etmesine hükmedildi.

KAYNAK: DHA

FETÖ’cü hâkim İlhan Karagöz hakkındaki ceza belirlendi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Nakıboğlu ailesine verilen cezalar onandı

Taner Nakıboğlu, yerel mahkeme kararıyla “silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçundan 15 yıl hapis cezası almıştı. Nakıboğlu hakkındaki hükmün bozulmasına karar veren Daire, sanığın bu eyleminin “silahlı terör örgütüne üye olma” suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Daire, ayrıca Cahit Nakıboğlu ile 11 yıl 3 ay hapis cezası verilen Emre Nakıboğlu hakkındaki kararları da bozdu. Nakıboğlu’lar, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olmuştu. Sanıkların önceki aşamalarda örgüte dair verdikleri ifadeler göz önünde bulundurularak, verilen cezaların etkin pişmanlık hükümleri kapsamında değerlendirilmesine hükmedildi. Yerel mahkeme, sanık Emre Özkaya ve Mesut Çeven’i 6 yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırmıştı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Özkaya ile Çeven hakkında verilen kararın da bozulmasına hükmetti. Kararda, sanıkların örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduklarını gösteren delil bulunmadığı kaydedildi. Sanıkların “muvazaalı arsa devirleri yaptıklarının” anlaşıldığı, bu eylemin de “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, sanıkların Naksan Holding‘e bağlı 42 şirketteki paylarının müsadere edilmesi yönünde verilen yerel mahkeme kararını ise şirketlerin müsadere edilmesi gerektiği hükmüyle düzeltti ve onadı.

Naksan Holding FETÖ’nün para kasası

Kararda, müsaderesine karar verilen şirketlerin FETÖ ile iltisaklı olduğu, para transferlerinin bulunduğu, kayıt dışı gelirin sisteme sokulması için kullanıldığı ve örgütün amaçları doğrultusunda tahsis edildiği belirtildi. Kararda; şirketlerin, silahlı terör örgütünün Türkiye içerisinde ve yurt dışında en önemli finans kaynaklarından biri haline geldiği saptandı. Kararda, şu ifadeler kaydedildi:

“Örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda hareket ettiğinin, bu yönde odak haline geldiğinin, terör örgütlerinin devamlılığını sağlamaya yönelik finansal destek çabalarının bulunduğu, örgütün kontrolüne girdiğinin anlaşılması halinde bütün olarak müsaderesi yasal olarak mümkün ve gereklidir.”

Naksan Holding davasında müsadere kararı onandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

sanıklara verilen cezalar hukuka uygun bulundu

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 4 sanık hakkındaki beraat kararını, sanıklar Ahmet Boyalı, Mehmet Akgedik, Hidayet Gençer ve Nur Muhammet Arınç’a “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan verilen 10 yıl 6’şar ay hapis cezası kararını da hukuka uygun buldu. Eski TİB görevlisi Ali Osman Tekin’e “siyasal ve askeri casusluk” suçundan 27 yıl, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 10 yıl 6 ay ve “bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme” suçundan 6 yıl 9 ay olmak üzere toplam 44 yıl 3 ay verilen hapis cezası da onandı. Kapatılan TİB’in Başkanvekili Osman Nihat Şen, eski TİB Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu ve eski TÜBİTAK Başkanvekili Hasan Palaz ile Adil Biçer, Barış Yaslan, Bülent Kocagürbüz, Gökhan Vıcıl, İmran Ergüler, Özgür Ören, Orhan Üçtepe, Ayhan Yeni, İbrahim Kılıç, İsmail Bakar, Halil Çiçek, Hamza Demirezen’e “siyasal ve askeri casusluk” suçundan 27’şer yıl, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 10 yıl 6’şar ay hapis cezaları da Yargıtay 3. Ceza Dairesince hukuka uygun bulundu.

Harun Biniş’in dosyaları birleştirilecek

Sanıklara “zincirleme biçimde haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçundan verilen 24’er yıl cezanın ise bozulduğu belirtildi. Dairenin kararında, sanıkların eylemlerinin “siyasal ve askeri casusluk” suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Daire, FETÖ’nün mahrem imamı Harun Biniş’e “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezası verilmesi yönündeki kararını da bozdu. Kararda, 15 Temmuz darbe girişimini Akıncı Üssü’nden yöneten sivil imam Biniş’in, darbe girişimi nedeniyle benzer suçlamalarla Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde de yargılandığı anımsatıldı. Her iki dava dosyasının birleştirilerek ceza tayin edilmesi gerektiği kaydedildi. FETÖ üyeliği suçundan hapis cezası alan sanıklar Erkay Uzun, Seyit Aydın Öztaban ve Yunus Şahin hakkındaki mahkumiyet kararları da eksik inceleme nedeniyle bozuldu.

Yasa dışı dinleme için telefon ürettiler

Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının ihtiyacı kapsamında üretilmeye başlanan “MİLCEP-K1” kriptolu telefonların ardından herhangi bir talep yapılmadı. Ancak, TÜBİTAK’taki FETÖ mensupları tarafından 2011 yılında “MİLCEP-K2” kriptolu cep telefonları geliştirilmeye başlandı. Söz konusu telefonlar, üretimlerinin tamamlanmasının ardından hiçbir güvenlik, emniyet veya sertifikasyon testine tabi tutulmadan ve ihale sürecinden geçmeden Aralık 2012’de üst düzey devlet erkanının kullanımına sunuldu. Telefonların üretiminde yer alan kişilerce IMEI numaraları ve şifreleme anahtarları da TİB’de görevli örgüt üyelerine verildi. Bunun ardından üst düzey devlet görevlilerinin MİLCEP-K2 cep telefonlarıyla yaptığı görüşmeler, FETÖ tarafından hukuka aykırı şekilde dinlenildi.

Cumhurbaşkanının da aralarında bulunduğu birçok isim dinlendi

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararına göre, dinlenen isimler arasında o dönem başbakanlık görevinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, birçok bakan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necdet Özel de yer alıyor.

MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Genelkurmay’a tahsisli kriptolu diğer telefonların da müteaddit defalar dinlendiği kaydedilen kararda, “Böyle bir telefon ancak örgütün amacı doğrultusunda dinlemeye matuf olarak üretilmiş.” tespitine yer verildi.

Ayrıca kararda, söz konusu dinlemelerin, 17/25 Aralık operasyonları olarak kayıtlara geçen 2013’teki FETÖ‘nün yargı ve emniyet teşkilatındaki elemanlarıyla hükümeti düşürme girişiminin hemen öncesinde başladığı ve 16 Eylül 2013-31 Aralık 2013 aralığında gerçekleştiğinin altı çizildi.

Sır niteliğindeki bilgilerin temin edilmesi halinde bunun casusluk kastının varlığı için kabul edilebilir olduğuna işaret edilen Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararında ise şu tespite yer verildi:

“Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu’nda görevli bulunan bakanlar ve kuvvet komutanlarının milli güvenlikle ilgili gerçekleştirdikleri faaliyetler dolayısıyla dinlenilmeleri, devlet sırrı kabul edilebilecek bilgiler bakımından siyasi casusluk kapsamında değerlendirilmelidir. Öğretide de kabul edildiği gibi casusluk amacı ile bilginin temin edilmesi suçun oluşumu için yeterlidir. Başka bir ülkeye veya yapıya vermek zorunlu değildir.”

KAYNAK: ANADOLU AJANSI

Yasa dışı dinleme davasında onama yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

15 yıl 10 ay hapis cezası

MİT‘e ait tırların durdurulmasına ilişkin davada dosyası ana davadan ayrılan 7 sanık hakkında karar verildi. Eski başçavuşlar Ömer Muharrem Güneş ile Galip Arslan ve Adana İl Jandarma İstihbarat ve Asayiş Müdürlüğünde görevli eski astsubay Sezai Akyüz çeşitli suçlardan hapis cezası aldı.

Sanıklardan her biri “FETÖ üyeliği” suçundan 7 yıl 6 ay,

“devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme” suçundan 3 yıl 4 ay,

“devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama” suçundan ise 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Ceza Dairesi, diğer sanıklar Hayati Özcan, Celalettin Bardakçı, Mesut Çelik ve İsmail Önder Ata’nın beraat etmesine karar verdi.

MİT tırları kumpasında neler yaşandı?

MİT tırları kumpası, FETÖ tarafından detaylıca kurgulanmıştı. 20-22 Eylül 2013 tarihleri arasında 13 örgüt mensubu kumpası tezgahlamak için toplantı gerçekleştirdi. Nevşehir’in Kozaklı ilçesinde yapılan toplantıya dönemin Adana ve Hatay Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü personelleri ve sorumlu imamlarının da aralarında olduğu isimler katıldı. Bu toplantıda tırların durdurulması esnasında örgütten gelen talimatlar, imamlar vasıtasıyla jandarma personeline bildirildi. MİT’in gözetiminde Suriye’ye yardım götüren bir tır, 1 Ocak 2014  tarihinde Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde durduruldu. Operasyonun başında, dönemin Adana Özel Yetkili Savcısı Özcan Şişman bulunuyordu. 19 Ocak 2014’te bu sefer Adana Ceyhan’da yine MİT’e ait üç tır, dönemin Adana Özel Yetkili Savcısı Aziz Takçı tarafından durduruldu. Tırlarda görev yapan MİT personeline Jandarma görevlileri tarafından silah çekildi, personeller yere yatırıldı. FETÖ tarafından, MİT tırları durdurulurken eş zamanlı bir şekilde Türkiye’nin terör örgütlerine destek olduğu yönünde kara propaganda çalışmaları yapıldı. 

Dava geçmişi

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamak” suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında olaya karışan 54 kişi hakkında kamu davası açıldı. Aralarında üst düzey bürokratların bulunması sebebiyle ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay’da görülen dava, Yargıtay 16. Ceza Dairesinde 28 Haziran 2019’da karara bağlandı. Daire, aralarında eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık ile eski Adana Jandarma Bölge Komutanı tuğgeneral Hamza Celepoğlu’nun da bulunduğu bazı sanıkları 22 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırmış, sanıklardan bazılarının beraatlerine hükmetmiş, 7 sanık hakkındaki kamu davasını ise ayırmıştı.

FETÖ GERÇEKLERİ

MİT tırları davasında üç kişiye hapis yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ’nün sözde Kayseri komutanı yeniden yargılanıyordu

İsmail Yalçın’ın adı, sözde “Yurtta Sulh Konseyi” tarafından hazırlanan listede “Kayseri sıkıyönetim valisi, komutanı ve belediye başkanı” olarak yer almıştı. Yalçın, 23 Eylül 2020’deki karar duruşmasında şunları kaydetmişti:

“Dosyadaki tüm deliller, benim suçsuz olduğumu ortaya koymaktadır. FETÖ ile hiç alakam yoktur. Toplu iğnenin ucu kadar suçum yok. Suçsuzum, beraatimi istiyorum.”

Mahkeme heyeti, tutuklu Yalçın’a, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçundan verilen müebbet hapis cezasını, yeniden yapılan değerlendirme sonucu “silahlı terör örgütü üyesi olma” suçu kapsamında ele aldı. Bu kapsamda, Yalçın’a 14 yıl 3 ay hapis cezası verilmesine karar verildi. Yalçın’ın tutukluluk halinin devam etmesine hükmedildi.

Yargıtay cezayı onadı

Yerel mahkeme tarafından yeniden yargılanan ve cezası düşürülen İsmail Yalçın’ın dosyası tekrar temyiz edildi. Dosya Yargıtay’a gönderildi. 3’üncü Ceza Dairesi, sanık Yalçın hakkında verilen cezaya yapılan itiraz taleplerinin yerinde görülmediğini belirterek temyiz başvurularının esastan reddine karar verdi. Daire, yerel mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, bozma gerekçesinde istenen eksikliklerin tamamlandığı, delillerde ve işlemlerde de eksiklik olmadığı, cezaların kanuni bağlamda uygulandığının anlaşıldığını kaydetti. Onama kararının oy birliğiyle alındığı belirtildi.

KAYNAK: DHA

FETÖ’nün sözde Kayseri sıkıyönetim komutanının cezası onandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

25 sanığa müebbet hapis cezası 

İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza İnfaz Kurumu karşısındaki salonda yapılan duruşmada, bazı tutuklu sanıklar ve avukatları salonda hazır bulundu. Müdahiller, TRT Genel Müdürlüğü, Milli Savunma Bakanlığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına bir avukat katıldı. Bir önceki celsede açıklanan esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapan sanıklar beraat ve tahliyelerini istedi. Müdahil kurum avukatı ise sanıkların cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanıklardan 25’inin “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Heyet, Sanıklardan 12’sinin ise “anayasayı ihlale yardım” suçundan 12’şer yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırdı. Firari sanık Ali Seyis hakkındaki yakalama kararının devam edilmesine hükmedildi.

Karara isyan ettiler

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 15 Temmuz darbe girişimine katıldığı gerekçesiyle müebbet hapis cezası alan FETÖ‘cü Taha Furkan Çetinkaya’nın annesi Melek Çetinkaya ile duruşmaya katıldığını duyurdu. Çetinkaya ile fotoğrafını paylaşan Tanrıkulu,

“Silivri Cezaevi Duruşma Salonu’nda herkesin masum olduklarını bildiği askeri öğrencilerin karar duruşmasındayız. 6 yıldır süren bu zulmün son bulması gerekiyor.” dedi.

Kararın açıklanmasının ardından ise,

“Askeri öğrencilere, o yaşları ufak gençlere adil, bağımsız ve tarafsız olmayan bir süreçten sonra bugün yeniden müebbet hapis cezası verildi. Söyleyecek söz bulamıyorum…” şeklinde konuştu.

Sık sık FETÖ‘nün meclisteki sözcülüğüne soyunan Ömer Faruk Gergerlioğlu da şu sözlerle darbeci hainlere destek verdi:

“Yargıtay‘ın bozduğu Digitürk davasında yerel mahkeme yine müebbet yağdırmış! Afaki, hukuksuz kararlarla kimseyi vurmayan gencecik öğrencilerin yine hayatı karartıldı. Hukuki olmayan kararlar… Emre itaat eden öğrenci darbeci ilan edilir mi?”

TRT’nin işgali davasında neler olmuştu?

19 Ocak 2018’de, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından TRT‘nin işgali davasında yargılanan sanıklar hakkında verilen karar, istinaf mahkemesi tarafından onanmıştı. Kararın hukuka uygun bulunması sonrasında, dosya temyiz edilmek üzere Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gönderilmişti. Daire, eski albay Hamdi Acar, eski binbaşı Ali Akkaş ve eski yüzbaşı Fatih Aksoy’un da aralarında bulunduğu 20 sanığa “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezaları ile 35 sanık hakkında verilen beraat kararını hukuka uygun bulmuştu. Daire, ayrıca eski binbaşı Akkaş’a, “nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan verilen hapis cezası kararını da onamıştı. Yargıtay, olay tarihinde askeri öğrenci olan 37 sanığa, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan verilen mahkumiyet kararını bozmuştu. Daire, bu sanıkların eyleminin “anayasayı ihlal suçuna yardım” suçunu oluşturacağına karar vermişti. Daire, ayrıca müebbet hapis cezası alan eski astsubay Mehmet Rauf Çağmar’a verilen hapis cezasını da bozmuştu.

Yargıtay’ın bozma kararının ardından, sanıklar 24 Ocak’ta Silivri Cezaevi girişindeki duruşma salonunda yeniden yargılanmıştı. 38 sanığın ikinci kez yargılandığı davanın duruşmasında, Cumhuriyet savcısı mütalaasını bildirmişti. Savcı, sanıklardan 30’u hakkında “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, 7 sanık için ise “Anayasa’yı ihlal (darbe) suçuna yardımdan” 20 yıla kadar hapis cezası verilmesini istemişti. Savcı, astsubay Mehmet Rauf Çağmar hakkında ise ceza verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulmasını talep etmişti.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

TRT’nin işgali davasında karar açıklandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yargıtay, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında yakalanan iş insanı İsmail Çelik‘e verilen hapis cezasını onadı. Çelik, Melikgazi ilçesindeki organize sanayi bölgesinde kendisini gözaltına almak için iş yerine gelen polis memuru S.T.’ye otomobiliyle çarpıp kaçmıştı. Olaydan 20 gün sonra yasa dışı yollardan Yunanistan’a geçmeye çalışırken Edirne’de yakalanan Çelik’in duruşması 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 9 Ekim 2018’de görüldü. Çelik, firari olarak yakalanmasının gerekçe gösterilmesiyle “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 12 yıl hapis cezası aldı. Polise çarpıp kaçan Çelik’in cezası 7.5 yıla düştü ve tutukluluk halinin devam etmesine karar verildi.

Polis memurunu yerde 50 metre sürükledi

Olay, 2 Mart 2018 tarihinde Kayseri’de gerçekleşti. Polise çarpıp kaçan İsmail Çelik hakkında, Kayseri 1’inci Sulh Ceza Hakimliği tarafından “FETÖ/PDY’ye üye olmak” suçlamasıyla yakalama kararı verildi. Çelik, kendisini gözaltına almak için gelen Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekiplerini görür görmez kaçmak için otomobiline bindi. Ardından, otomobilini kendisini gözaltına almak için iş yerine gelen polis memurunun üzerine sürdü ve memura çarparak kaçtı. Yerde 50 metre kadar sürüklenen polis memuru S.T. ise yaralandı. Olaydan sonra izini kaybettiren Çelik, 22 Mart’ta Edirne’nin Keşan ilçesinde Meriç Nehri yakınlarında Yunanistan’a kaçmaya çalışırken yakayı ele verdi. Gözaltına alınan Çelik’in üzerinde “Arif A.N.” ismine düzenlenmiş sahte kimlik ve bir miktar para bulundu. Olayın üzerine FETÖ’cü Çelik, Kayseri’ye getirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Firari olarak yakalanan sanık, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 12 yıl hapis cezası aldı.

Polise çarpıp kaçan sanığın avukatlarından itiraz

İsmail Çelik‘in avukatları, 12 yıl hapis cezası kararını temyiz etti. Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, temyiz başvurusu üzerindeki incelemesini tamamladı. Sanığın etkin pişmanlıkta bulunduğunu belirten daire, bu kapsamda cezasında indirim yapılması gerektiğini kaydetti. Dosya tekrar yerel mahkemeye iletildi. Bozma kararının ardından yeniden yargılanan Çelik’in cezası 7.5. yıla düşürüldü ve tutukluluk halinin devam etmesine hükmedildi. Ancak Çelik’in avukatlarının itirazı üzerine dosya yeniden temyiz edilerek Yargıtay‘a taşındı. Dosyanın geldiği 3’üncü Ceza Dairesi’nin yaptığı inceleme sonucu itiraz neticeye bağlandı. Daire, temyiz başvurusunun esastan reddine karar verdi. Ceza Dairesi, Bölge Adliye Mahkemesi ile yerel mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığına, delillerde ve işlemlerde eksiklik olmadığına kanaat getirerek cezaların kanuni bağlamda uygulandığının anlaşıldığını kaydetti. Onama kararının oy birliğiyle alındığı ifade edildi.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

Polise çarpıp kaçan hain hakkında karar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İbrahim Okur, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin ertesi günü, 16 Temmuz 2016 tarihinde tutuklanarak cezaevine gönderildi. Dönemin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 1. Daire Başkanlığını yapan Okur hakkında, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından, “silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçundan 12 yıl hapis cezası kararı verildi. Okur’un cezası, önce 18 yıla çıkarıldı, ardından etkin pişmanlık hükümleri ve “iyi hal indirimi” uygulanarak 10 yıla indirildi. 10 yıl hapse mahkum edilen Okur, tutuklu yargılanmaya devam ederken, bu karara itirazda bulundu. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na itiraz eden Okur’un cezası bozuldu ve tahliye edilmesine hükmedildi.

“Örgüt üyeliğinden” cezalandırılması istendi

Dosya üzerindeki temyiz incelemesini tamamlayan Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Okur’un eylemlerinin “silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçunu değil, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bozuldu. Oy çokluğu ile Okur’a “FETÖ yöneticiliği” suçundan verilen 10 yıl hapis cezasınının bozulmasının ardından, Okur’un “örgüt üyeliğinden” cezalandırılması gerektiğine hükmeden kurul, sanığın cezaevinde geçirdiği süre ve etkin pişmanlık hükümleri de göz önünde bulundurularak, tahliye edilmesine karar verdi. Karar sonrasında dosya, Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulu tarafından alınan kararla terör yargılamalarının tamamının verildiği Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne iletilecek. Daire heyeti, bozma kararı doğrultusunda yargılamayı yenileyecek.

İbrahim Okur kimdir?

HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur hakkındaki tanık ifadelerinde, Okur’un en tepe noktada bulunduğu, bu statü ve güçle yönetici sıfatıyla örgüt muhatapları arasında birinci sırada olduğu, emir ve talimat verme noktasında olduğu kaydedildi. İfadelerde, “örgütün en tepe noktasındaki isim”, “number one”, “karar verici” şeklinde söz edilen Okur hakkında mütalaa hazırlanmıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Okur hakkında hazırladığı mütaalasında, Okur’un özellikle örgütle mücadele ettiğine dair ifadeleri de yalanlanmıştı. Okur’un “2012 MİT krizinden sonra amaçlarını anladım, mücadele ettim.” demesine rağmen, bu süreçten sonra da örgüt mensuplarıyla irtibatını kesmediği belirtilen mütalaada, sanığın örgütle mücadele ettiğine ilişkin beyanları ile mevcut tasarruflarının taban tabana zıt olduğun altı çizilmişti. 1996’dan HSYK üyesi seçildiği döneme kadar örgüt toplantılarına katıldığı belirtilen Okur’un;

• Örgütün yargıyı ele geçirmesi amacıyla görevde yükseltildiği,
• Yargı camiasında önemli rol oynadığı,
• 7 Şubat 2012’den sonra örgütle mücadeleye başladığı algısının gerçeği yansıtmadığı,
• Olaydan örgüt lehine en az zayiatla çıkılması amacıyla örgüt karşısındaymış gibi durup kararname çıkardığı vurgulandı.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

İbrahim Okur hakkında skandal tahliye kararı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Eski savcı Ferhat Sarıkaya, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliğinden yeniden hapis cezasına çarptırıldı. Ankara 16’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan yargılanan Sarıkaya’ya, 28 Mart 2019’da görülen karar duruşmasında 10 yıl hapis cezası verilmişti. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19’uncu Ceza Dairesi, 15 Ekim’de ilk derece mahkemenin kararını hukuka uygun buldu. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi temyiz incelemesini yaparak, 4 Ekim 2020’de Sarıkaya’nın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılması gerektiğini gerekçe göstererek dosyayı esastan bozdu. Yargıtay’ın bozma kararının ardından ise, 10 yıl hapis cezası alan Sarıkaya’nın davası tekrar görüldü. Ankara 16’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, mahkeme eski savcı Sarıkaya’nın FETÖ kapsamında “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan 10 yıl hapsine ilişkin verilen hükümde direndi.

Ferhat Sarıkaya tahliyesini talep etti

Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya, tutuklu sanık Ferhat Sarıkaya cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılım sağlarken avukatı da salonda hazır bulundu. Mahkemeye başkanlık eden Sebahattin Sarıdoğan, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin bozma ilamını okuduktan sonra Sarıkaya ve avukatına söz hakkı tanıdı. Sarıkaya, soruşturma ve yargılama aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için örgüte dair bildiği her şeyi anlattığını belirtti. Sanık, bozma ilamına uyulmasını talep etti ve yaklaşık 3 yıldır tutuklu bulunduğunu söyleyerek hükümle beraber tahliyesini talep etti. Sarıkaya’nın avukatının da bozma ilamına uyulması yönündeki beyanının ardından, Mahkeme Başkanı, daha önce “silahlı terör örgütüne üyelik” suçundan Sarıkaya’ya verilen 10 yıllık hapis cezası kararında direndiklerini ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdiklerini bildirdi. Sanık Sarıkaya’nın dosyası, kararın ardından Yargıtay Ceza Genel Kurulunda hükme bağlanacak.

Şemdinli iddianamesinin kilit ismi

Ferhat Sarıkaya, 9 Ekim 2005’te Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde iki kişinin hayatını kaybettiği Umut Kitabevi’nin bombalanmasına ilişkin “Şemdinli iddianamesini” hazırlamıştı. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yapılan ilk tertip olarak kabul edilen iddianamede, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Diyarbakır 7. Kolordu Komutanı olduğu dönemde “suç işlemek amacıyla çete kurmakla” suçlanmıştı. Bunun üzerine Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) tarafından Sarıkaya meslekten ihraç edildi. 20 Nisan 2006’da meslekten ihraç edilen Sarıkaya, 2011 yılında mesleğe yeniden kabul edilerek Ankara Cumhuriyet Savcılığına atandı. Ancak daha sonra FETÖ soruşturması kapsamında 1 Kasım 2018’de tekrar meslekten ihraç edildi.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

Ferhat Sarıkaya tekrar hâkim karşısına çıktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliği sebebiye, hakkında kesinleşmiş 6 yıl 3 ay hapis cezası bulunan ve Yargıtay üyeliğinden ihraç edilen eski hakim Yılmaz Tosun gözaltına alındı. Tosun, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, FETÖ’nün darbe girişimiyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, haklarında gözaltı kararı verilen 140 Yargıtay üyesinin içinde bulunuyordu. FETÖ’nün talimatıyla 2011 yılında Yargıtay üyeliğine seçilen, bundan sonra da örgüt faaliyetlerini sürdüren, ardışık ve periyodik olarak ankesörlü telefonlardan arandığı tespit edilen Tosun hakkında, Ankara Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan teknik ve fiziki takip sonucu arama kararı verildi. Bu çerçevede, zaman zaman kullandığı aracı takibe alınan Tosun, uzun takipler sonucu Ankara Bahçelievler Mahallesi’nde seyir halindeyken ekipler tarafından durduruldu. Kullandığı araçtan indirildikten sonra gözaltına alınan FETÖ’cü Yılmaz Tosun, işlemlerinin tamamlanması için emniyete götürüldü.

İhraç hakim Tosun’un dava geçmişi

FETÖ’cü Yılmaz Tosun, FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirdiği darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan eski Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeleriyle beraber yargılanıyordu. Şubat 2018’de hakim karşısına çıkan Tosun hakkında hazırlanan iddianamede, örgütün içerisinde yer aldığı, toplantılarına katıldığı, örgüt talimatı ile Yargıtay üyeliğine seçildiği, böylelikle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olup, stratejisi ve amaçları doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği kaydedildi.

“Darbeyi kimin yaptığını bilmiyorum”

FETÖ’cü Yılmaz Tosun, aleyhinde ifade veren tanıkların beyanlarını reddederek, bazılarını hiç tanımadığını, bazılarıyla ise mesleki ilişki çerçevesinde ara sıra görüştüğünü iddia etti. Savunmasında:

“Beni tanımayan insanların hakkımda bilgi sahibi olduğu da söylenemez. Tıpkı Ergenekon’da olduğu gibi deliller üretildi, teşhisler yaptırıldı.” ifadelerini kullandı.

Heyet tarafından kendisine, “Darbeyi kim yaptı?” sorusu yöneltilen Tosun,

“Bilmiyorum, ben de size soruyorum. Bir vatandaş olarak kesin bir kanaatim yok. Tarih bunu ortaya çıkaracaktır.” şeklinde yanıt verdi. Mahkeme heyeti, sanık Tosun’un tutukluluk halinin devamına ve dava duruşmasının ertelenmesine karar verdi.

FETÖ’cü Yılmaz Tosun 6 yıl 3 ay hapis cezası aldı

Eski Yargıtay üyesi Tosun, Nisan 2019’da ilk derece mahkeme sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından Yargıtay Genel Kurul salonunda tekrar hakim karşısına çıktı. Tosun, duruşmada avukatıyla birlikte esas hakkındaki savunmasını yaptı. Ardından hakkındaki suçlamaları reddederek, tahliye ve beraatine karar verilmesini talep etti. Tosun’un savunmasının ardından, duruşmaya ara verildi. Aranın ardından, Daire Başkanı Burhan Karaloğlu, Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı kararı okudu. Tosun’a, “FETÖ’ye üye olmak” suçundan Türk Ceza Kanunu’nun 314/2. maddesi gereğince 5 yıl hapis cezası verilmesine hükmedildi. Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5/1 maddesi uyarınca, sanık Tosun’a verilen ceza 7 yıl 6 aya çıkarıldı, daha sonra duruşmalardaki iyi hali nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddesindeki indirim 1/6 oranında uygulanarak cezası 6 yıl 3 aya indirildi. Tutuklulukta geçirilen süre ve ceza miktarını dikkate alarak sanığın tahliyesine hükmeden mahkeme heyeti, Tosun hakkında yurt dışına çıkış yasağı kararı verdi.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

FETÖ’cü Yılmaz Tosun Ankara’da yakalandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.