Ayşe Deniz Karacagil Gezi olaylarında kırmızı fuları ile gündeme geldi. Antalya’da ikamet eden bir kadın kırmızı fuları bahane edilerek tutuklanmıştı.
“Kırmızı fularlı kız” ismiyle bir süper kahraman gibi parlatıldı medya organları tarafından. Canlı yayına çıkartıldı, adına kitap yazıldı. Görünür olmanın geçer akçe olduğu günümüz dünyasında “popstar” muamelesi görmesi, maruz bırakıldığı “baskı ve zulümden” dolayıydı güya.
Karacagil’i yargılandığı duruşmada 50 avukat savundu. CNN Türk televizyonunda Cüneyt Özdemir’in sunduğu 5N1K programında söylediği “ESP ve SGDF’yi direkt bu yasadışı örgüt diyerek, yasadışı yürütmesi olan partileri işte gençlik hareketleri.” cümlesiyle neyi kast ettiği anlaşılmadı.
Cüneyt Özdemir anlamış olmalı ki ne kast ettiğini sormadı. “Ne?”, “Nerede?, “Ne zaman?”, “Nasıl?”, “Niçin?” ve “Kim?” soruları bu programın isminde vardı belki ama “gülümsemesi hiç dinmeyecek” bir kızı üzmenin gereği yoktu. Cüneyt Özdemir Ayşe’ye sormadığı bu soruları Yasin Börü’nün annesine sormuştu: “Oğlunuz İŞİD’ci miydi?”
Ayşe Deniz Karacagil’in bir süre sonra PKK’ya katıldığı öğrenildi. HDP’den aday adayı olan annesi verdiği röportajda, kızının hapishanede PKK’lı bir teröristin battaniyesini paylaştığını, bir Kürde âşık olduğunu, kendisinin bunu anlayışla karşıladığını, çünkü kendisi Küba’da olsa Che’ye âşık olacağını söylüyordu.
Murat Karayılan’la çekilen fotoğrafları, yaptığı açıklamaları bugün “özgür medyanın” kalesi olarak gösterilen Can Dündar yönetimindeki Cumhuriyet gazetesinde okuyorduk. Cumhuriyet Gazetesi 78’liler girişiminin çıkardığı Tükenmez Dergisi’nde çıkan röportajı iştahla paylaşıyordu bizimle. O röportajda, Ayşe Deniz’in ailesinin Dev-Yol geleneğinden geldiğini, ilk kez 12 yaşında gözaltına alındığını, gezi olayları sırasında bir gruba önderlik ettiğini ve “örgütlü” olmak için ESP ile tanıştığını okuyorduk. Bunlar mühim değildi çünkü Cumhuriyet gazetesi bize Karacagil’in Kandil’de PKK saflarında “bol bol kitap okuduğunu” anlatıyordu.
Ayşe Deniz Karacagil’in Kandil’de aldığı terör eğitiminden sonra, ESP ve SGDF’nin bağlantıda olduğu terör örgütü MLKP saflarında Rojava’da olduğunu dün ölüm haberinden sonra öğrendik. ETHA isimli ESP’ye yakın sol haber ajansının ulaştığı “sicil kayıtlarında” konuşuyordu Ayşe Deniz Karacagil. Konuşmasının geri planında kuş sesleri dikkatimizi çekiyor. PKK önderliğinde terör örgütlerinin yönettiği “kuş seslerinin şakıdığı cennet” algısı elindeki keleşe, ayağındaki mekapa rağmen verilmek isteniyordu.
Ayşe Deniz Karacagil’in ardından tıpkı Gezi kalkışmasının “sivil polisi” olduğu iddia edilen ESP’li Ulaş Bayraktaroğlu’nun cenazesinde olduğu gibi terör propagandası yapılmaya başlandı bile. CHP İstanbul Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, Onursal Adıgüzel ve HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan Ayşe Deniz’i anma yürüyüşüne katıldı. CHP-HDP kardeşliği terör propagandasında bir kez daha buluştu.
Bu kampanyaya PKK yalakası Cengiz Çandar, Banu Güven ve Barış Atay gibi isimlerde destek heyecanla destek oldu.
PKK’nın Suriye, Irak ve Türkiye’de işlediği suçlar görmezden gelinip masumlaştırılacak. Bu propagandaya alet olan birçok genç terör örgütlerinin kamplarında bulacak kendisini.