Scroll Top

Atatürkçü Düşünce Derneği Sezer’e dava açacak mı?

Atatürkçü Düşünce Derneği Sezer'e

İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu Hoca Efendi’nin Rahmeti Rahmana kavuşması sonrası Türkiye’de laik atak nöbetleri sıklaştı. Yüzbinlerce Müslümanın hüsnü şehadeti ile son yolculuğuna uğurlanan ve sevenleri tarafından “Efendi Hazretleri” olarak anılan Mahmut Ustaosmanoğlu Hoca Efendi’nin cenazesine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’deki malum kesim tarafından eleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cenaze töreninde olarak Laiklik ilkesine savaş açtığını açıklayan Atatürkçü Düşünce Derneği suç duyurusunda bulundu. Bununla da yetinmeyen Atatürkçü Düşünce Derneği gerekirse İstiklal Mahkemelerinin tekrar kurulacağını açıkladı. Ülkemizde her konuda en uzman gazeteci olmasıyla bilinen İsmail Saymaz da benzer bir açıklama yaparak “Efendi Hazretleri”nin cenaze töreninde Cumhurbaşkanımızın olmasının doğru olmadığını açıkladı. Bu tartışmalar akıllara 4 Şubat 2001 tarihinde vefat eden bir başka Nakşi Dergahı büyüğü Mahmud Esad Coşan Hoca Efendin’in vefatını getirdi. Ve elbette laiklerin zamanı nasıl dondurduğunu. Atatürkçü Düşünce Derneği Ahmet Necdet Sezer’e verdiği ödül ile yeni dönemde aktif olacağını göstermişti ancak işi İstiklal Mahkemeleri seviyesine çıkartacaklarını da kimse beklemiyordu.

Atatürkçü Düşünce Derneği Sezer’e neden ödül verdi?

Türkiye’de yüzbinlere insan tarafından sevilen İskenderpaşa Cemaati lideri Türkiye’den sürgünde Avustralya’da geçirdiği şüpheli trafik kazasında vefat etmiş ve naaşı ülkemize getirilmişti. Kayınpederi, mürşidi ve yakın tarihimizin en önemli irfan kahramanlarından biri olan Mehmet Zahid Kotku Hazretlerinin yanına Süleymaniye Camii haziresine gömülmek istenen Esad Coşan Hoca Efendi’nin bu isteği Bülent Ecevit liderliğindeki koalisyon hükümeti tarafından kabul edilmiş, ancak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.” cümlesiyle veto edilmişti. Türkiye Cumhuriyeti kuruluş yıllarında laiklik anlayışını Fransa’dan aldığı için içinde dini motif olan her şeyi alerjik yaklaşan bir kesim olması üzülsek de artık kabullendiğimiz bir gerçek.

Yunus Emre Hazretleri CHP İl Başkanı mı?

Ancak Türkiye’deki dindarları sinirlendiren, laiklerin Adnan Menderes dönemine kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin yaptıklarının tamamını doğru kabul ederken, fiiliyatta bunu uygulamamaları. Eğer Tek Parti dönemi Türkiye’sinin tüm uygulamaları doğru ise bunu sadece İsmailağa Cemaati liderinin cenaze töreninde dile getirmek ya da bu ülkedeki dindarların uygulamaları ille hatırlamak oldukça iki yüzlü bir tutum. Cumhuriyetin o büyük özlem duyulan ilk yıllarında sadece Nakşi dergahları kapatılmadı, Bektaşi dergahlarına da kilit vuruldu. Bu gerçeği unutanlardan biri de Ahmet Necdet Sezer. Mahmud Esad Coşan Hoca Efendi’nin cenaze yerini veto etmesiyle Türkiye’deki Laiklerin gönlünde taht kuran Ahmet Necdet Sezer, 2007 yılında Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenlerine nasıl bir mesaj yollamış bakalım. “Ahmed Yesevi, Mevlâna, Yunus Emre ve Hacı Bektaş Veli gibi büyük düşün insanları, her dönemde geçerliliğini koruyan öğretileriyle, Anadolu aydınlanmasını başlatmıştır. Gurur kaynağımız olan bu inanç önderleri aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, çağdaş kimliğinin oluşmasına ve yaşatılmasına katkıda bulunmuştur.” Hace Ahmet Yesevi, Mevlâna Celaleddin-i Rumi, Yunus Emre ve Hacı Bektaşı Veli Hazretleri’nden CHP’nin 1923 yılındaki delegeleri gibi bahsetmiş. Laiklik ilkesinden bahsetmemiş olmasını gözden kaçırmayalım. “Bu kadar da abartmayalım” demiş olabilir.

Bugün Hünkar Hacı Bektaşı Veli Hazretlerini anmak için her yıl belediyelerden milletvekillerine her türlü imkanlarını seferber eden Cumhuriyet Halk Partisi ve yandaşı medya, STK vb. kuruluşlara tekrar hatırlatmakta fayda var. Hacı Bektaşı Veli Hazretleri, CHP Nevşehir Kurucu il başkanı değil. Kendisi bir tarikat şeyhi ve bir Şeriatçı. Nitekim Cumhuriyetin kurucu kadroları da bu gerçeği bildikleri için Bektaşi dergahlarını kapatıp, Bektaşileri “ayin yaparken” gözaltına aldığını büyük bir gururla gazetelerde haber olarak yayınlattı. Atatürkçü Düşünce Derneği Sezer’e bu haberleri ilk fırsatta hatırlatmalı ve hesap sormalı. 

Atatürkçü Düşünce Derneği Sezer'e

 

Onları birer müçtehit kabul eden Atatürkçü Düşünce Derneği üyelerine düşen görev, Hacı Bektaşı Veli Anma törenlerine katılan Ahmet Necdet Sezer ve tüm CHP’liler hakkında suç duyurusunda bulunmak olacaktır. Atatürkçü Düşünce Derneği Sezer ‘e verdiği “Yılın Atatürkçüsü” ödülünü de geri almalı. Var mı cesaretiniz? 

Orhan Aydın