adil öksüz için arama yaptınız | Yekvucut https://yekvucut.com/ Akıl ve vicdan sahiplerine Sun, 21 Aug 2022 18:10:44 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png adil öksüz için arama yaptınız | Yekvucut https://yekvucut.com/ 32 32 FETÖ’cü Mahmut Akpınar’ın yazısı örgütü karıştırdı https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetocu-mahmut-akpinarin-yazisi-orgutu-karistirdi/ Sun, 21 Aug 2022 18:10:44 +0000 https://yekvucut.com/?p=56756 Firari FETÖ’cü Mahmut Akpınar, 16 Temmuz’da “Hizmet, Kamp, Güven” isimli bir yazı yayınladı. FETÖ’nün Pensilvanya’daki örgüt merkezine yönelik birçok eleştiri...

FETÖ’cü Mahmut Akpınar’ın yazısı örgütü karıştırdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Firari FETÖ’cü Mahmut Akpınar, 16 Temmuz’da “Hizmet, Kamp, Güven” isimli bir yazı yayınladı. FETÖ’nün Pensilvanya’daki örgüt merkezine yönelik birçok eleştiri içeren yazı, Akpınar’ın Cevdet Türkyolu’na uyarılarıyla devam etti. Örgütün içinde yıllarca sadık bir şekilde yer alan isimlerin bile artık üst yönetimi sorguladığını ifade eden FETÖ’cü Mahmut Akpınar’ın yazısında şu ifadeler yer aldı: “Probleme bağlı olarak güven erozyonunun derinden derine ilerlediğini, insanların olumsuz ve tekil örnekler üzerinden Hizmet’in (FETÖ’nün) genelinin, Hoca Efendi’yi (FETÖ elebaşı) ve önde gelen Abileri töhmet altına sokacak konuşmalar yaptığını gördüm. Medyada konuya dair bazı yayınların çıkması, Osman Şimşek’in kamptan sonra eyaletten de ayrılıp taşınması konuyu tekrar ısıtmış olabilir. Ama gördüğüm kamptaki yönetim anlayışı ve Cevdet Abi’nin durumu, tutumu ve yöntemleri üzerinden Hizmet (FETÖ) sorgulanıyor, güven erimesi yaşanıyor. Son birkaç haftada her gün farklı kişilerden konuyla ilgili serzenişler duydum. Hepsi de yıllarca koşturmuş kimseler.”

fetocu-mahmut-akpinarin-aciklamasi-adresi
Cevdet Türkyolu

Cevdet Türkyolu eleştirilerin merkezinde yer alıyor

Mahmut Akpınar, problemlerin çözülmemesi nedeniyle artık birçok kişinin örgütten koptuğunu, örgüte aidiyetini bitirmek üzere olduğunu söyledi.

Mal varlığıyla dillerden düşmeyen Cevdet Türkyolu, hem FETÖ elebaşının en yakınlarından olmasıyla, hem de örgüt içerisindeki konumu ve gücüyle açıktan eleştirmeye cesaret edilebilecek bir isim değil. Zaten Akpınar da kelimelerini öyle özenle seçmiş ki, sözde eleştirdiği Türkyolu’na övgüler düzmeyi de ihmal etmemiş. Türkyolu’na yönelik eleştirileri örgüt tabanının ağzından yazarak kendisini garantiye almaya çalışmış:

“Dediklerime katılmakla birlikte: ‘Peki, Hizmet’in göbeğinde, Hoca Efendi’nin dizinin dibinde olan Cevdet Bey’le ilgili iddiaları ne yapacağız? Bunca şeyler konuşulup yazıldıktan sonra neden hala orada? Her şeye karıştığı, yönettiği, sıkıntılı insanlarla iş tuttuğu ifade ediliyor. Bunun problem olduğunu göremiyor mu? Hizmet’te alan değil veren el olacaksa, Abdurrahman Bin Avf gibi olacaksa ticaret yapar kazanır, ama töhmet oluşturacak durumlardan, ilişkilerden uzak durursun. İnsanlar nasıl Holding sahibi esnafı alkışlıyorsa onu da alkışlar. Ama hem Hizmet’in ilişkiler ağının tam ortasında ve çok etkili olup, hem de ticaret yapmak en basitinden etik değil. Bunu ona kimse söylemiyor mu? Hoca Efendi bunları bilmiyor mu? Biliyorsa neden müdahale etmiyor?’ diyorlar. Gelinen noktada anladım ki kampın yönetiliş şekli Hoca Efendi’nin ve Hizmet’in sorgulanmasına neden oluyor.”

Türkyolu’nun tek başına yetkiyi elinde tutmasından rahatsız olduğunu belirten Akpınar, kısaca “Türkyolu örgüt merkezinde kalsın ama her şeyi kontrol eden olmaktan çıksın” dedi.

Türkyolu, sadece mal varlığı ve usulsüzlükleri nedeniyle eleştirilmiyor. Türkyolu’nun Adil Öksüz ile görüştüğü iddiası da FETÖ mensuplarını rahatsız etti. Adil Öksüz’ün Pensilvanya’daki örgüt merkezinde olduğunu iddia eden bir örgüt mensubu, firari FETÖ’cü Emre Uslu’ya şu soruyu yöneltti:

“Adil Öksüz’ün Cevdet Türkyolu vasıtasıyla Hocaefendi ile görüşmesini nasıl izah edeceksiniz? Adil Öksüz’ün ailesinin kampta ağırlanmasına, onlarla özel ilgilenilmesine ne dersiniz? İzaha muhtaç çok konu var. Adil MİT’e çalışıyorsa hala neden kendisiyle görüşüyor Cevdet Türkyolu?”

FETÖ’cü Mahmut Akpınar’ın yazısına Tuncay Opçin’den tepki

Geçmişte örgüt yönetimine tapan İsmail Sezgin, son aylarda muhalif çizgiye kaymaya başlamıştı. FETÖ’cü Mahmut Akpınar’ın yazısını “Çok önemli bir yazı” ifadeleriyle paylaşan Sezgin, açıkça safını belli etti. Bunun üzerine “Zeyd” kod adlı Tuncay Opçin ve Aydoğan Vatandaş hem Sezgin’i hem Akpınar’ı, dolayısıyla Osman Şimşek’i eleştirdi.

Vatandaş, kampın işleyişiyle ilgili eleştirilere açıklık getirmeye çalışırken, Opçin daha sert bir tavır alarak:

“Ne İsmail Sezgin’in ne de Mahmut Akpınar’ın tavırlarında iyi niyet var. Osman Şimşek ise konuşulmayı sever. O da mutluluktan dört köşe olmuştur.” dedi. Şimşek’i hedef alan Opçin; Şimşek’in sınava tabii tutulmadan FETÖ elebaşının yanına götürüldüğünü, İzmir ve Bursa’da görevliyken rahat durmayarak örgüt içerisinde çevre oluşturmaya kalktığını ve bu nedenle Pensilvanya’ya gönderildiğini söyledi.

Örgüt mensupları ise ikiye bölündü;

“Akpınar’ın eleştirilerini haklı bulanlar ile bu yazının örgüte ve FETÖ elebaşına zarar verdiğini söyleyenler.”

Genel bütüne baktığımızda ise aslında tüm kavgaların iki kutup üzerinde birleştiğini görüyoruz:

“Osman Şimşek’çiler ve Cevdet Türkyolu’cular.”

Firari FETÖ’cü Emre Uslu da durumu:

“Gülen Cemaati ‘Osmancılar’ ve ‘Anti-Osmancılar’ olarak bölünüyor. Şimdilik tartışmalardan görünen bu.” şeklinde özetledi.

Twitter’da FETÖ’cü bir hesabın paylaştığı anket ve gelen yanıtlar ise tarafların büyük kısmının Osman Şimşek’i desteklediğini gözler önüne seriyor.

“Her 10-15 günde bir Cevdet, Osman, sezai, Recai vb. konuları takıntılı şekilde gündeme getiren malum ekibin motivasyonu nedir?” şeklindeki anket paylaşım yoğun ilgi gördü. 1845 FETÖ’cünün oy kullandığı ankette, en fazla verilen cevap “Haklılar/doğru yapıyorlar” oldu. Yani FETÖ tabanı Osman Şimşek ve Cevdet Türkyolu kavgasının gündeme getirilmesinden rahatsız değil. Aksine, Şimşek’e haksızlık yapıldığını düşünen ve örgütün artık Türkyolu’nun “pençesinden” kurtulmasını isteyenler her platformda karşıt fikirlilerle tartışma içine giriyor. Bu kavgalar ise Şimşek’in FETÖ elebaşından sonraki en güçlü aday olma olasılığını kuvvetlendiriyor. Örgütün en önemli gücü olan insan kaynağı; yani örgüt mensupları, iradeyle FETÖ elebaşını ve etrafındakileri yönlendirebilecek kadar önemli mi, ilerleyen günlerde göreceğiz.

FETÖ’cü Mahmut Akpınar’ın yazısı örgütü karıştırdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Henri Barkey FETÖ’cü Mahmut Cengiz’e konuştu https://yekvucut.com/feto-gercekleri/henri-barkey-fetocu-mahmut-cengize-konustu/ Tue, 16 Aug 2022 13:04:26 +0000 https://yekvucut.com/?p=56699 FETÖ’cü Mahmut Cengiz, eski CIA Danışmanı Henri Barkey ile röportaj yaptı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi davasının sanıklarından Barkey’in röportajı, ABD...

Henri Barkey FETÖ’cü Mahmut Cengiz’e konuştu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’cü Mahmut Cengiz, eski CIA Danışmanı Henri Barkey ile röportaj yaptı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi davasının sanıklarından Barkey’in röportajı, ABD İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security) resmi gazetesinde yer aldı. ABD İç Güvenlik Bakanlığı, sınırdaki insan kaçakçılığına karşı olmasına rağmen Meksika’dan ABD’ye firar eden FETÖ’cülerin sığınma talebinde bulundukları kritik noktalar arasında bulunuyor. Bu yüzden gazetenin FETÖ’yü aklamaya yönelik röportajı yayınlaması dikkat çekti. Barkey, 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde Osman Kavala ile görüşmesiyle gündem olmuştu. Darbe girişiminin tasarlayıcıları arasında yer aldığı için yargılanan Barkey, 15 Temmuz’da Türkiye’de bulunuyordu. 15 Temmuz’un 6’ncı yıl dönümünden bir gün önce, 14 Temmuz’da yayınlanan haberde, Barkey FETÖ ile ilişkisi olmadığını iddia etti. Darbe girişimi için “bir hikaye uydurdular” şeklinde konuşan Barkey, darbenin yöneticilerinden Adil Öksüz’ü tanımadığını ileri sürdü.

henri-barkey-osman-kavala-
Mahmut Cengiz

15 Temmuz’da tesadüfen İstanbul’da olduğunu ileri sürdü

FETÖ’cü Mahmut Cengiz, Türkiye’nin darbe girişimiyle ilgili FETÖ elebaşı ve sempatizanlarını suçladığını belirtti. Ayrıca, Türkiye’nin Henri Barkey, Bernard L. Ve Bertha F. Cohen’i yani ABD’yi suçladığını ifade etti. Cengiz, Barkey’e; “15 Temmuz darbe girişimi gibi zorlu bir konuyu tartışma davetimi neden kabul ettiniz?” şeklinde soru sordu. Barkey, şu şekilde yanıtladı:

“Benimle konuşmak isteyen herkesle konuşuyorum. Ben bir akademisyenim ve hayatımı çeşitli konularda konuşarak geçirdim. Bu nedenle benimle yapılan görüşme talebini asla reddetmem.”

Cengiz’in, Barkey’e 15 Temmuz darbe girişiminde neden İstanbul’da olduğunu sorması üzerine Barkey, şu ifadeleri kullandı:

“O zamanlar Woodrow Wilson Center’da Ortadoğu Programının direktörüydüm. Ortadoğu ülkelerinin, yaygın olarak İran nükleer anlaşması olarak bilinen Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın birinci yıldönümünde nasıl gördüklerine dair bir rapor hazırlamak için hibe almıştık. Katılımcıları Amerika’ya getirmek yerine İstanbul’a davet edip toplantı yapmaya karar verdim. Ben de dahil olmak üzere, aslen Büyükadalı olan katılımcıların İstanbul’u gezmeyi sevdiklerini düşündüm. İstanbul’a karar vermemin bir başka nedeni de Büyükada’nın İstanbul’a bir saat uzaklıkta olması ve aslında bu, İstanbul’un koşuşturmacasından dolayı toplantının kesintiye uğramaması anlamına geliyordu. Splendid Hotel, 20. yüzyılın başlarında ikonoklastik bir oteldir ve adanın en iyilerinden biridir.”

Oteldeki telefon görüşmelerini aklamaya çalıştı

Henri Barkey‘in GSM hattının HTS kayıtlarının incelenmesiyle 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saat 05.00’e kadar ABD, İngiltere ve Fransa’ya kayıtlı birçok telefon ile irtibat kurduğu belirtilmişti. FETÖ’cü Mahmut Cengiz‘in, Barkey’e darbecilerin yurt dışı bağlantılarını sağlamak için sabaha kadar otelde telefon görüşmesi yapıp yapmadığını sorması üzerine Barkey şunları kaydetti:

“Darbe girişimi haberleri dünyaya yayılmaya başlayınca CNN International başta olmak üzere birçok gazeteci ve medya kuruluşu benden Türkiye’de olup bitenler hakkında yorum yapmamı istedi. Bana ulaştıklarında İstanbul’da olduğumu bilmiyorlardı. Saat farkı vardı ve İstanbul’da cumartesi sabahı erkendi ama beni aradıklarında Amerika Birleşik Devletleri’nde Cuma akşamıydı. Bu yüzden aramalarına cevap vermek zorunda kaldım. Tabii ki, Türkiye’de önemli bir olay olurken, doğal olarak gelişen olayları izlemek için uyanıktım ve sadece çağrıları alıp cevaplamakla kalmıyordum. Beni genel olarak Türkiye konusunda uzman olarak tanıyan birçok gazetecinin bana ulaşmak istemesi doğaldı. Ancak, bu dava hakkında istediğinizi temel alarak hikayeler oluşturabilirsiniz.”

“Bir hikaye uydurdular”

Barkey, kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili şu açıklamarı yaptı:

“Neden ben? ABD’yi suçlamak ve bir Amerikalıyı işaret etmek istediler. Bir hikaye uydurdular ama bu teorinin bu kadar büyük olacağını düşünmediler. Ancak AKP ve Erdoğan hükümetinin iddiaları tek bir tesadüfe dayanıyordu ve o da ‘Henri Barkey o gün Türkiye’deydi’ idi. İstanbul’u sık sık ziyaret ederdim. Akademisyen olarak odaklandığım alanlardan biri de Türkiye. Türkiye ile ilgili çok sayıda makalem ve kitabım var. Benim hakkımda o kadar abartılı ve inanılması güç hikayeler uydurmuşlar ki, sosyal medya kullanıcıları ve ‘gazeteciler’ sürekli onlara bel bağlamış ve her türlü eylemle itham etmişler. Hükümet, Türk halkının bu hikayelere inanmasını istiyor ve ne yazık ki birçoğu inanıyor. Bu arada Osman Kavala’nın beni ilgilendiren bir iddianamesi daha vardı. Okuyunca saçınızı yolmak istiyorsunuz. Bütün sözde deliller uydurma olduğu için Türk yetkililerin böyle saçma sapan bir iddianame yazması utanç verici.”

Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimini ABD’ye karşı koz olarak kullandığını ileri süren Barkey:

“Türkiye artık bunu iç siyasette kullanıyor. Bildiğiniz gibi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, aynı iddiaları sürekli tekrarlıyor ve 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğunu bıkmadan usanmadan tekrarlıyor. Bu tam olarak ne anlama geliyor, emin değilim. Amerikalıların gerçek darbecilerle iş birliği içinde olduklarını iddia ettiklerini sanmıyorum, aksine Washington bunu memnuniyetle karşıladı. Ayrıca bireylerin imkansıza inanma kapasitelerini de küçümsememeliyiz; ABD de dahil olmak üzere buna benzer birçok örneğimiz var.” şeklinde konuştu.

“Bana göre tuhaf bir darbe gibi görünüyor”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimi için “kontrollü darbe” demişti. FETÖ’cülerin yüreğine su serpen bu ifade, Mehmet Cengiz tarafından tekrar dillendirildi. Cengiz, Henri Barkey‘e Kılıçdaroğlu’nun “kontrollü darbe” demesini ve ABD Başkanı Joe Biden’ın “video oyunu” şeklindeki ifadesini anımsattı. Ardından “sizce kontrollü bir darbe mi, darbe mi” şeklinde soru yöneltti. Barkey, şu açıklamaları yaptı:

“Dürüst olmak gerekirse, 15 Temmuz’da ne olduğunu bilmiyorum. Genelde araştırma için Türkiye’ye gidiyorum. Maalesef darbe girişiminden bu yana Türkiye’ye gitmedim. O yüzden konuyu araştırmak gibi bir imkanım yok. Bana göre tuhaf bir darbe gibi görünüyor. Türk ordusu darbe yapmayı biliyor. Aklı başında hiç kimse Cuma günü saat 21.00’de köprü arabalarla dolu ve sokaklar insanlarla doluyken Boğaziçi köprüsüne tank göndermez.”

Barkey, ardından şunları kaydetti:

“15 Temmuz darbe girişimi tuhaftı. Bir spekülasyona göre, komplocular darbeyi geç saatlerde başlatacaklardı, ancak komploları ihbar edildiği veya ortaya çıktığı için daha erken infaz etmek zorunda kaldılar. Yine de, bu spekülasyonun doğru olup olmadığını bile bilmiyoruz. Türkiye bugüne kadar darbe girişimine ilişkin adil bir soruşturma yürütmedi. Hükümet çok sayıda insanı suçladı ve tasfiye etti. Erdoğan, darbeyi sivil ve askeri bürokrasiyi temizlemek için kullandı. Hükümetin darbe hakkında önceden bilgi alıp almadığını bilmiyorum. Türkiye’de okuyan meslektaşlarım da darbe girişimi hakkında güvenilir bilgiye sahip olmadıklarını itiraf ediyor. Umarım bir gün çeşitli arşivler halka açıldığında daha fazlasını öğreneceğiz.” 

“Adil Öksüz’ün adını duymadım”

Henri Barkey, kendisine Adil Öksüz ile ilgili soru sorulmasını üzerine şu ifadeleri kullandı:

“Darbe girişimine kadar Adil Öksüz’ün adını duymamıştım. Oksuz’la ilgili basında çıkan haberlerden, Oksuz’un darbe girişimindeki rolünü ve Gülen grubundaki rolünü tam olarak anlayamadım. Hükümetin neden Öksüz’ü suçladığını anlamak zor çünkü Türk medyasının darbe girişimiyle ilgili yazdıklarına neredeyse hiç inanmıyorum. Bu doğru olabilir, ama o kadar çok hikaye uyduruyorlar ki. Araştırmamda artık Türk medya kaynaklarından güvenle alıntı yapamıyorum. Onlara güvenim sıfır. Bu nedenle Adil Öksüz hakkında bilgim yok. Darbe girişiminden bu yana ortadan kayboldu. Nerede olduğunu, hatta hayatta olup olmadığını bilmiyoruz.”

“Darbe girişimi iddianamelerine güvenemeyiz”

FETÖ’cü Mahmut Cengiz, Henri Barkey’e “Hükümetin 15 Temmuz darbe girişimi soruşturmalarına ve yargılamalarına ne kadar güvenebiliriz?” sorusunu sordu. Barkey, şu yanıtı verdi:

“Türkiye’de yapılan hiçbir soruşturmaya güvenim yok. Örneğin, Canan Kaftancıoğlu yedi yıl önce attığı bir Twitter mesajı nedeniyle suçlandı. Savcılar ne istiyorlarsa bu iddianamelere dahil ediyorlar. Kürtler, hükümet tarafından sürekli suçlamalarla karşı karşıya kalan bir başka insan grubudur. İç göç konusunda araştırma yapan öğrencilerin de aralarında bulunduğu bir grup Kürt araştırmacı, hükümete hakaret ettikleri iddiasıyla geçtiğimiz günlerde tutuklandı. Herkes bir hükümete hakaret kategorisine girebilecek bir eylemin parçası olabilir. Bu durumda, bu insanlar yedi ay sürebilen bir süreç olan cezaevinde iddianamelerinin yazılmasını beklemek zorunda kalacaklar. Türkiye’de hiçbir davayı güvenilir bulmuyorum. Bir ülkede yargının adaletine güvenmemek çok tehlikelidir. Bir devletin en kritik kollarından sadece birini yok ediyorsunuz. Türkiye’de bağımsız medya ve yargı yok. Dolayısıyla darbe girişimi iddianamelerine güvenemeyiz. Bir general darbe girişimine katılmakla haklı olarak suçlansa bile, diğer tüm iddianamelerin yalana dayandığını düşünürsek, iddianamesine inanamazsınız. Bu iddianamelerde neyin uydurulduğunu, neyin doğru olduğunu bilmiyorum.”

Harbiyeliler için “zavallı çocuklar” dedi

Henri Barkey, darbe girişimine katılan Harbiyeli askeri öğrenciler hakkında şunları kaydetti:

“Zavallı çocuklar. Tek bildiğim, 18 yaşındaki öğrencilerin ne olursa olsun üstlerinin emirlerine itaat edecekleri. Ordu böyle çalışır. Genç Harbiyelilerin sadece komutanlarının direktiflerine uydukları için müebbet hapis cezasına çarptırılmaları tiksindirici ve yürek parçalayıcıdır. Muhtemelen darbe girişimi hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı; komplocuların yaptığı son şey, alt saflara niyetlerini bildirmektir. Bu tür davaları barındırmayan ne kadar hantal bir yargı sistemi, ancak yargıçların hükümet emirlerine göre hareket ettiğinden şüpheleniyorum.”

Darbe girişimi için “amatörce ve kötü planlanmış” ifadelerini kullanan Barkey, ihraç edilen FETÖ’cü askerler hakkında ise “Türkiye birçok insanı terörist olarak etiketliyor. Askerlik hizmeti, komutanlarınızın doğrudan emirlerine uymayı gerektirir.” dedi.

 

Henri Barkey FETÖ’cü Mahmut Cengiz’e konuştu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün planlarını polisler nasıl bozdu? https://yekvucut.com/gundem/fetonun-planlarini-polisler-nasil-bozdu/ Sat, 13 Aug 2022 10:49:47 +0000 https://yekvucut.com/?p=56683 1970’lerden itibaren emniyet teşkilatına sızan FETÖ, 2016 yılında gerçekleştirdiği darbe girişiminde emniyetteki “gücünden” faydalanmayı planlamıştı. Nitekim FETÖ’nün bu planı uygulayabilmesi...

FETÖ’nün planlarını polisler nasıl bozdu? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
1970’lerden itibaren emniyet teşkilatına sızan FETÖ, 2016 yılında gerçekleştirdiği darbe girişiminde emniyetteki “gücünden” faydalanmayı planlamıştı. Nitekim FETÖ’nün bu planı uygulayabilmesi çok zor görünmüyordu. Çünkü, 1974’te polis kolejine sızdırdıkları Ramazan Akyürek başta olmak üzere, 1980’lere gelindiğinde emniyet içinde sayısı iyice artan FETÖ mensupları, tarihler 1992’yi gösterdiğinde yalnızca Ankara Polis Koleji içinde yüzde 50 gibi bir oranla emniyet teşkilatına yerleşmiş haldeydi. FETÖ, 15 Temmuz’da emniyetteki adamlarına darbe girişimine direnmemeleri, direnen vatandaş ve polisleri engellemeleri, görev yerlerine gitmemeleri gibi talimatlar verdi. Kendilerinden olmayan ve vatandaşı korumaya çalışan polislere ise acımasızca saldırdı. Rakamlar da bunu kanıtlıyor. FETÖ’cü askerler, 15 Temmuz’da Ankara Emniyet Müdürlüğü, Gölbaşı Özel Harekât Başkanlığı gibi kritik noktaları hedef aldı. Üzerinden 6 sene geçen darbe girişiminde şehit olan 252 vatandaşımızın 62’si polis. Peki FETÖ, o gece neden özellikle polisleri hedef aldı?

Polisler gerçekleştirilmesi planlanan iç savaşa engel oldu

FETÖ, 15 Temmuz’da bir taraftan askeri darbe gerçekleştirmek isterken, bir taraftan da iç savaş çıkarmayı hedeflemişti. Firari FETÖ’cü Ahmet Dönmez’in 15 Temmuz’a ilişkin bir yazısındaki detaylar da bunu destekliyor. Dönmez, darbe girişiminin planlayıcılardan, örgütün kritik ismi Adil Öksüz’ün bir grup “sivil” örgüt mensubuna silahlanma çağrısı yaptığını yazdı. Buna göre Öksüz, silahların Ankara’nın Kazan ilçesinde bir depo bulunduğunu ve örgüt mensuplarının bu depoya intikal ederek silahlanmaları talimatını verdi.

fetonun-sorularla-islamiyet-fetonun-muKazan’ın 15 Temmuz’un en kritik noktalarından biri olduğunu hatırlatmakta fayda var. Direnişin en önemli sahnelerine tanıklık eden Kazan ilçesinin adı daha sonra Kahramankazan olarak değiştirildi. Yani FETÖ, sivil örgüt mensuplarına dağıtılmak üzere hazırladığı silah deposunun konumunu rastgele seçmemişti.

Ancak, sivil FETÖ’cüler bu depoya gidemediklerini, çünkü yollarda polislerin kendilerini durduklarını belirtmişler. Bu durum, FETÖ’nün polisleri hedef almış olmasını tek başına açıklamaya yetiyor. Vatansever polisler, örgütün gerçekleştirmeyi planladığı iç savaşın önündeki en büyük engellerdendi.

9 vatandaşımızın şehit olduğu Kahramankazan’da, eğer polisler o gece görevlerini yapmasaydı ve örgüt mensupları rahatça depodan silahlarını almış olsalardı, çıkabilecek kargaşayı ve ölüm sayısını tahayyül edebilmek dahi mümkün değil.

O gece görev yerine giden polisler, halkla beraber mücadeleye katılmış ve daha büyük kargaşalar olmasının önüne geçmişti.

FETÖ’nün eski emniyet imamından talimat: Darbeye direnmeyin!

FETÖ’cü polislerin ise 15 Temmuz’da başka bir görevi vardı: Halkın darbeye direnmesine engel olmak!

FETÖ’nün emniyet mahrem yapılanmasının önemli isimlerinden Önder Aytaç’ın, örgütün eski emniyet mahrem imamı Temel Alsancak’ı ve örgütün tepe kadrosunu topa tuttuğu paylaşımları da bu durumu kanıtlıyor. Eski polis akademisi öğretim üyesi Aytaç, Alsancak’ın 15 Temmuz gecesi emniyet personellerine direnmemeleri yönünde talimat verdiğini deşifre etti.

fetonun-sorularla-islamiyet-fetonun-mu

Polis Akademisi’nde dekan yardımcılığı gibi görevler üstlenen ve örgütün emniyet mahrem yapılanmasının kilit isimlerinden Aytaç’a göre, örgüt tabanında yer alan emniyet personelleri o gece Alsancak tarafından darbe girişimine direnmemeleri yönünde talimat aldı. Firari FETÖ’cü Aytaç, Alsancak’ın 15 Temmuz’da emniyet personellerine “Ordu yönetime el koydu, görevdeki arkadaşlara söyleyin direnmesinler.” dediğini itiraf etti. Örgütün üst yönetim kadrosuna muhalif isimlerden olan Aytaç, FETÖ’cü emniyet personellerinin bugün KHK ile ihraç edilmeleri, soruşturma kapsamında tutuklanmaları gibi sözde “mağduriyetlerinin” sebebinin de Alsancak, Mustafa Yeşil ve Mustafa Özcan olduğunu söyledi.

Aytaç’ın itiraflarına göre Alsancak “direnmeyin” talimatı verdikten bir saat kadar sonra tekrar bir mesaj verdi. Bu mesajda ise:

“Arkadaşlar bir saat içinde toparlayacaklar. Toparlayamazlarsa başlarına neler gelecek biliyorlar.” ifadeleri yer aldı.

Burada toparlamakla kastedilenin darbe olduğu aşikâr. 

Bu itiraflarla da kalmayan Aytaç, Alsancak, Yeşil ve Özcan’ın örgüt içinde bir çete olduklarını söyledi. Ayrıca, itiraflarıyla gündeme gelen Ahmet Dönmez ve Kamil Maman’ın az bile yazdığını ifade ederek örgütün darbe girişimindeki rolünün göründüğünden daha fazla olduğunun mesajını verdi.

İddianameler Önder Aytaç’ın itirafını doğruluyor

Aytaç’ın itirafları, bugüne kadar FETÖ’nün emniyet içindeki yapılanmasına yönelik soruşturmalarda verilen ifadeler ile de tutarlı. Örgütün emniyetteki kriptolarına yönelik açılan davalar kapsamında itirafçı olanların verdikleri beyanlar, o gece emniyetteki personelin darbeye direnmemesi yönünde talimat aldığını kanıtlıyor. Nitekim iddianameler, FETÖ’cü polislerin o gece çeşitli bahanelerle görev yerine gitmediklerini, darbeye direnmediklerini, direnen halk ve polislere engel olmaya çalıştıklarını gösteriyor.

FETÖ, emniyet personellerine darbeye direnen vatandaş ve kamu görevlilerine engel olmak için “indirin” şeklinde talimat verdi.

FETÖ’cü eski polis Eyüp Şahin’in telefonunun incelenmesi üzerine şu mesaj ortaya çıkmıştı:

“Herkes arkadaşlarını yönlendirsin ve askerlerin müdahalesine yardımcı olunmasını temin etsin. Direnmesinler, direnen emniyet güçlerine engel olsunlar. Özellikle Özel Harekât ve Çeviktekiler askere teslimiyet gösterin. Emniyetten gelen emirleri de yerine getirmeyin. Ankara’da kim varsa silahını alıp direnen herkesi indirsin.”

Yine, Edirne’de darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Enez İlçe Emniyet Müdürü Atilla Akyavuz’un, 15 Temmuz’da polis memurlarına:

“Askerler gelirse direnmeyin, silahlarınızı teslim edin” şeklinde talimat verdiği iddianamelere yansımıştı.

Farklı bir iddianamede, 15 Temmuz’da Özel Harekât Müdürü’nün saat 22.30 sıralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı korumak üzere Huber Köşkü’ne tim sevk edilmesini istediği, bunun üzerine Havacılık Şube Müdürü Mehmet Kurt’un, sanık polis Ender Küçükağ ile pilot Mehmet Barış Aktaş’ı helikopterle Özel Harekât timi Huber Köşkü’ne götürmek üzere görevlendirdiği, ancak sanıkların talimata şu ifadelerle karşı çıktıkları kaydedildi:

“Özel Harekâtçıları oraya götürürsek bu darbeciler bizi asar.”

FETÖ’nün hesap edemediği şey

Tüm bunlar Önder Aytaç’ın itiraflarıyla birleştiğinde şu gerçek ortaya çıkıyor:

Örgütün eski Türkiye emniyet imamı Temel Alsancak, Mustafa Özcan ve Fetullah Gülen’den aldığı güçle emniyete darbe girişimine direnilmemesi talimatını verdi. Bu talimat, FETÖ’cü emniyet müdürleri tarafından örgüt hiyerarşisi içinde üstten aşağı doğru iletildi. Böylece, polisler etkisiz hale getirilecek, darbe girişimi başarılı olacaktı.

Örgütün hesap etmediği iki şey vardı:

Birincisi, hiç tereddüt etmeden direnen halkın iradesi,

İkincisi ise vatanını seven polislerin “direnmeme” talimatlarına kulak asmayıp canlarını ortaya koyarak o gece görevlerini yapmış olmaları.

Tüm şehitlerimizi rahmet, saygı ve minnetle anıyoruz.

FETÖ’nün planlarını polisler nasıl bozdu? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün 15 Temmuz yalanları https://yekvucut.com/gundem/feto-nun-15-temmuz-yalanlari/ Fri, 15 Jul 2022 12:40:03 +0000 https://yekvucut.com/?p=56348 15 Temmuz 2016 tarihinde hain darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık. Türkiye, Fetullahçı Terör Örgütü mensubu teröristlerin kalkışması ile mücadele...

FETÖ’nün 15 Temmuz yalanları yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
15 Temmuz 2016 tarihinde hain darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık. Türkiye, Fetullahçı Terör Örgütü mensubu teröristlerin kalkışması ile mücadele etti. Bu mücadelenin en büyük aşaması şüphesiz meydanlara inen halkımız ve darbeye direnen devlet görevlileri aracılığı ile oldu.  Darbeci hainler milletimize kurşun sıkarken bir yandan da yalanlarını dolaşıma soktu. Halkın direnişini kırmak, darbeci FETÖ’cülerin motivasyonunu yüksek tutmak için birbiri ardına söylenen yalanlar arşivlerde yerini aldı.  Bu yalanları 15 Temmuz 2016’dan bu yana sürekli tekrarlayan FETÖ’cüler, örgütün amaçları doğrultusunda hareket etti. Darbe girişiminin 6’ıncı yılında 15 Temmuz yalanlarını tekrar hatırlamak hem hafızalarımızı canlı tutacak hem de Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının yalanı nasıl bir silah olarak kullandığını gösterecek. Arşivlerde yer alan  FETÖ’nün 15 Temmuz Yalanları arşivinde dolaşmadan önce tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyoruz.

FETÖ’nün 15 Temmuz yalanları Erdoğan’ı hedef aldı

İlk olarak 15 Temmuz 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Almanya’ya kaçtı, kaçmak istedi yalanı atıldı ortaya. Büyük çoğunluğumuzun şahit olmuş olduğu bu dönemle ilgili nasıl oldu da bu şekilde bir yalan söylendi?  Detaylı değerlendirme yapılacak olursa;, Jandarma Genel Komutanlığı’nı işgal eden darbecilerin ihanet girişiminin başarılı olması için çok fazla çaba içinde oldukları barizdi. Diğer bir yandan Anadolu Ajansı muhabirinin ulaştığı telsiz kayıtlarında bir darbeci telsizden, “Ankara garnizonunda bulunan tüm jandarma birlikleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şu anda Almanya’ya kaçmış durumda.” şeklinde bir anons geçmişti ve bu iddia bu şekilde ortaya çıkmıştı. Peki o sırada hepimizin televizyondan da görüp şahit olduğu üzere nasıl bir durum yaşandı? CNN Türk’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  canlı bağlantısı sonucunda vatandaşlar sokağa dökülerek bütün ülke birlik oldu. Hatta bu canlı bağlantıdan hemen sonra da CNN Türk binasına baskın yapıldı. Almanya’ya kaçış söz konusu dahi değildi.

FETÖ’cü yandaşı askerlerin iddiasına benzer bir iddia daha atıldı ortaya. Bu iddia da CHP’li Engin Altay tarafından ortaya çıkarıldı. 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hangarda saklandığını iddia etti Engin Altay. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın havalimanında halkla birlikte darbeye karşı direndiği videolar ise bu iddiayı net bir şekilde yalanladı. Peki Engin Altay işin gerçeğini bilmiyor muydu? Tüm Türkiye’nin televizyon kanallarından takip ettiği bu görüntülerin siyasetin merkezinde olan şahıslar tarafından bilinmemesi ne derece mümkün?

Bombaların Altındayız Diyenler Neredeydi?

CHP’nin içerisindeki isimlerden bahsetmişken CHP liderinden de bahsedilmelidir. Kendisi “15 Temmuz darbe girişimine hep beraber karşı çıktık. Sabaha kadar bombalar altındaydık.”  söyleminde bulundu. Fakat ülkenin dört bir yanında alınmış kayıtlar bunu göstermemişti. CHP lideri tam o gün Ankara’dan İstanbul’a geliyordu. Atatürk Havalimanı’na indikten sonra da bir süre beklemişti çıkmak için. Koruma müdürü havalimanındaki darbecilerle görüştükten sonra da darbeciler yolu Kemal Kılıçdaroğlu için açmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu yoğun önlemler ve korumalar eşliğinde çıkış yaparak eve gitmişti. Yani kendisinin havalimanı çıkışı dışında hiçbir görüntüsü yok. Darbe söz konusu olduğundan yine aynı Kemal Kılıçdaroğlu “Darbe olursa, tankın önüne ilk ben çıkarım.” da demişti. Fakat Kemal Kılıçdaroğlu bir kez daha kendisiyle çelişti ve söylemleriyle tavırları birbirine ters düştü. Tüm bu yaşananlara rağmen 6 yıl içerisinde CHP’liler defalarca kez Kemal Kılıçdaroğlu’nun kahramanlığını iddia etmeye devam etti. Her defasında binlerce vatandaş buna inandı, alkışladı. Fakat CHP’nin ayıp örtmeye çalıştığı da aşikardı.

Kurra Hafız Darbeci İddiası

Hain darbe girişiminden bir sonraki gün Kurra Hafız İbrahim Yılmaz, isimli bir vatandaşın asker olduğu için darbeciler tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Kendisi henüz 25 yaşındaydı ve Erzurum’da Kur’an Kursu hocası olarak görev yapıyordu. Babasıyla beraber naaşının görselleri paylaşıldı. Sosyal medyada servis ettiklerinin tam tersiydi durum. Kendisi Saraçhane’de darbecilerin kurşunlarına hedef olarak  şehit düşmüştü. Yani kendisi darbeye direnenlerle beraberken şehit edildi. Şehit Kurra Hafız İbrahim Yılmaz, “Keşke burada bir mezar yerimiz olsaydı” dileğinde bulunduğu şehitliğe defnedildi  15 Temmuz  Şehitleri arasında.

 

FETÖ’nün 15 Temmuz yalanlarında Adil Öksüz detayı

15 Temmuz’un en çok anılan isimlerinden birisiydi Adil Öksüz. Adil Öksüz, 15 Temmuz darbe girişiminin ertesinde komuta merkezi olan Akıncı Hava Üssü yakınlarında yakalanmıştı. İfadesinde ise ‘tarla bakmaya geldiğini’ söylemişti ve ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakılmıştı. Ardından FETÖ’cüler sahte belgeler düzenleyerek kendisinin MİT personeli olduğu söylendi. Kemal Kılıçdaroğlu da dahil olmak üzere siyaset ve medyanın içindeki isimler tarafından “Kendisinin MİT personeli olması sebebiyle serbest bırakıldığı yönünde iddialar attı ortaya. En başta yayınlanan belgenin resmi makamlarca kullanılan belge formata uygun olmadığı açıklandı. Aradan 5 sene geçtikten sonra FETÖ’nün MİT imamı Salim Zeybek’ten de itiraf geldi. Belgeyi kendisinin hazırladığını açıkladı. Hatta kendisi hakkında yasal işlemler derhal başlatıldı. Yalanı yayma kısmına dahil olan başta Kemal Kılıçdaroğlu ve siyasetin önemli isimleri yalanlanan bu duruma ve başlatılan soruşturmalara karşı tamamen sessiz kalmayı tercih etti. Vatandaşlar için, duruma ilişkin bir düzeltme yazısı veya gerçekleri anlatan bir özür iletilmedi. Peki Kemal Kılıçdaroğlu’nun tüm bunlara karşı sessiz kalmasının etik olduğu düşünülebilir mi?

Şehit Astsubay Ömer Halisdemir Hakkında Yapılan Kara Propaganda

 

Bu darbenin kahramanlarından birisi de Ömer Halisdemir oldu. Ömer Halisdemir; Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevliyken komutanlığı ele geçirmeye çalışan darbe yanlısı Tuğgeneral Semih Terzi’yi göğsünden vurup öldüren ve ardından diğer darbe yanlısı askerler tarafından vurularak şehit edilen koruma astsubaydır. Bu kahramanlık öyküsünü hazmedemeyen hainler boş durmadı. FETÖ’nün 15 Temmuz yalanları arşivinde en çirkin iftiralardan birine imza attılar.  Darbe konusunda başarılı olamadıktan sonra bir de kahramanların adını lekelemeye çalıştı kendileri. FETÖ’cüler Ömer Halisdemir’in ByLock kullanıcı olduğunu iddia ettiler ve bunu sık sık gündeme taşıyarak hatırlattılar.  İşin gerçeğini Astsubay Ömer Halisdemir’e “vur” emrini veren Korgeneral Zekai Aksakallı açıklamıştı. Korgeneral Aksakallı: “FETÖ karalama kampanyasında, hayatında hiç akıllı telefon kullanmamış vatan kahramanı şehit Ömer Halisdemir‘i bile ‘ByLock kullanıcısı’ olarak sunmakta. Ayağımı basmadığım hiçbir terör coğrafyası yoktur. Darbenin dışarıdaki ana odaklarının, darbe girişimini karartmaya çalıştıklarını ve kalan FETÖ’cüleri korumak için şahsımı hedef aldıklarını ibretle izliyorum” açıklamalarında bulundu. Sanıyorum ki hayatında hiç akıllı telefon kullanmamış bir adam için böyle bir iddianın söz konusu dahi olamayacağı aşikar. FETÖ’nün bu yalanlarının dolaşıma girmesi kadar bu yalanları peşinen kabul edenlerin ve yayanların çokluğu ülkemizin tehlikeyi henüz atlatmadığını gösteriyor.

 

FETÖ’nün 15 Temmuz yalanları yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Akıncı Üssü davasında verilen karar istinaftan geçti https://yekvucut.com/feto-gercekleri/akinci-ussu-davasinda-verilen-karar-istinaftan-gecti/ Fri, 03 Jun 2022 14:15:47 +0000 https://yekvucut.com/?p=55554 FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine ilişkin, aralarında örgütün sivil imamlarının da bulunduğu Akıncı Üssü davasında karar onandı. Dava, Ankara...

Akıncı Üssü davasında verilen karar istinaftan geçti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine ilişkin, aralarında örgütün sivil imamlarının da bulunduğu Akıncı Üssü davasında karar onandı. Dava, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 26 Kasım 2020’de hükme bağlanmıştı. 475 sanıklı davada karara bağlanan dosya üzerindeki istinaf incelemesi sonuçlandırıldı. Ceza dairesi, inceleme sonucunda yerel mahkemenin vermiş olduğu hükümde usul ve esasa ilişkin bir isabetsizliğin bulunmadığını kaydetti. Karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi tarafından hukuka uygun bulundu. 70 sanığın beraat ettiği kararda 405 sanık cezaya çarptırıldı. Beraat kararları hukuka uygun bulunurken, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına, adli kontrol hükümleri uygulanan sanıklar yönünden de bu uygulamanın sürdürülmesine karar verildi. Ayrıca, kararda Yargıtay temyiz yolunun açık olduğu belirtildi.

4 bin 658 sayfalık iddianame hazırlandı

Akıncı Üssü, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirdiği hain darbe girişiminin komuta merkezi olarak kullanılmıştı. Akıncı Üssü’ndeki eylemlere ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 481 şüpheli hakkında 4 bin 658 sayfalık iddianame düzenlendi. İddianame metni ile 570 ek klasör, 31 Mart 2017’de Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

İddianamede örgütün elebaşı Fetullah Gülen ve sivil imamların da aralarında bulunduğu 481 şüpheli yer aldı.

akinci-ussu-davasi-adil-oksuz
Adil Öksüz

Bu şüpheliler;

  • Akıncı Üssü’ndeki sivil imamlar Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç, Hakan Çiçek ve Harun Biniş,
  • Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı,
  • TÜRKSAT ve Ankara İl Emniyet Müdürlüğünü bombalayan pilotların da aralarında bulunduğu 1 orgeneral,
  • 6 tümgeneral,
  • 18 tuğgeneral,
  • 22 albay,
  • 26 yarbay,
  • 33 binbaşı,
  • 56 yüzbaşı,
  • 62 üsteğmen,
  • 115 teğmen,
  • 131 astsubay,
  • bir uzman çavuş ve 10 sivil

Şüphelilere yöneltilen suçlar ise;

  • “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”
  • “Cumhurbaşkanına suikast girişimi”,
  • “yasama organını ortadan kaldırmaya teşebbüs”,
  • “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs”,
  • “silahlı terör örgütü yönetmek”,
  • “kasten öldürme”,
  • “kasten öldürmeye teşebbüs”,
  • “mala zarar verme”,
  • “ibadethanelere zarar verme”
  • “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” olarak belirtildi.

440 kişi ise mağdur ve müşteki sıfatıyla dosyada yer aldı. 

Akıncı Üssü davasında ceza yağdı

Akıncı Üssü’ndeki eylemlere ilişkin dava 26 Kasım 2020’de Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hükme bağlandı. Kararda, darbeyi planladığı iddia edilen sivil imamlar Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç, Harun Biniş ve darbeyi yöneten 15 asker çeşitli suçlardan 79’ar kez ağırlaştırılmış müebbet ve 3 bin 901 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu suçlar ise “Anayasayı ihlal” ve “Cumhurbaşkanına suikast” ile 77 kişiyi kasten öldürmek olarak sıralandı. 15 Temmuz gecesi alçaktan uçuş yapan ve kritik kamu kurumlarını bombalayarak 68 vatandaşımızın şehit olmasına neden olan pilotlar da “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası aldı. 

KAYNAK: ANADOLU AJANSI

 

Akıncı Üssü davasında verilen karar istinaftan geçti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ generalleri adım adım izlemiş https://yekvucut.com/feto-gercekleri/feto-generalleri-adim-adim-izlemis/ Wed, 26 Jan 2022 09:09:01 +0000 https://yekvucut.com/?p=53228 İtirafçıların beyanları gerçeği ortaya çıkardı Eski emir astsubayı Durali Gür hakkında açıklanan gerekçeli kararda, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY)...

FETÖ generalleri adım adım izlemiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İtirafçıların beyanları gerçeği ortaya çıkardı

Eski emir astsubayı Durali Gür hakkında açıklanan gerekçeli kararda, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) kirli yüzü tekrar ortaya döküldü. Gür,  Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ üyeliğinden dolayı mahkum edilmişti. Sanık Gür’ün, örgütün mahrem imamlarıyla ankesörlü hatlar üzerinden irtibat kurduğu tespit edilmişti. Bunun üzerine hakkında yakalama ve gözaltı kararı çıkartılan sanık Gür, 9 Haziran 2020 tarihinde gözaltına alınmıştı. Emniyetteki ifade işlemlerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Gür, mahrem imam A.B.’nin itiraflarının ardından 4 Mart 2021’de tutuklandı. Yargılama sonucu, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7 yıl 1 ay hapis cezasına mahkum edildi. Gür hakkında açıklanan gerekçeli kararda, A.B. isimli örgüt üyesinin itiraf içeren beyanları dosya delilleri arasında yer aldı. A.B.’nin itiraflarına göre FETÖ generalleri çeşitli yasadışı yöntemlerle takip etmiş.

kravat-kamerasi

FETÖ generalleri emir astsubayları aracılığıyla dinlemiş

FETÖ‘nün Hava Kuvvetleri Komutanlığı mahrem yapılanmasında sözde “müdür” seviyesinde faaliyet yürüten A.B., etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak itirafçı olmuştu. A.B.’nin 75 sayfalık itiraf içeren beyanında, örgüt ile ilgili önemli bilgiler tespit edildi. A.B., Akıncı Üssü’nde darbe girişimini yöneten sivil imamlardan firari Adil Öksüz‘den sonra gelen “Selim” kod adlı Mehmet Emin Yıldız’dan aldığı talimat ile 2011 yılında mahrem yapıda yer almaya başladığını belirtti. A.B.’nin anlattıkları ışığında, FETÖ’nün Ankara’daki Hava Kuvvetleri Komutanlığı yapılanmasının Etimesgut ve Kızılay bölgelerinden oluştuğu belirlendi. İtirafçı A.B. ayrıca, Hava Lojistik Komutanlığı ile 3. Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığındaki generallerin emir astsubaylarından sorumlu olduğunu söyledi. Bu durumun sebebinin örgütün generallerin attığı her adımdan haberdar olmak istemesi olduğunu anlatan A.B., generallerin dinlendiğini  itiraf etti.

Örgütün dinlemeleri 17-25 Aralık’a kadar devam etmiş

FETÖ’nün, istihbarat toplama faaliyetleri kapsamında emir astsubayları aracılığıyla generallerin makam odalarına ses kayıt cihazları yerleştirdiğini, bazı durumlarda ise kravatlara takılan casus kameralarla kayıt yaptığını anlatan A.B., bu işlemlerin 17-25 Aralık kumpas soruşturmalarına kadar sürdüğünü söyledi. A.B., 2014 yılında hükümetin FETÖ‘nün üzerine gitmesiyle dinleme faaliyetlerine son verildiğini, kayıt cihazlarının toplatıldığını itiraf etti. A.B.’nin itirafları arasında şu ifadeler yer aldı:

“Dinlemelerle alakalı 2014 yılından sonra Mehmet Emin Yıldız, kendi bölgesinde dinlemeyi yasakladı. Normalde o zamana kadar paşaların dinlendiğini duyuyordum. Dinleme işlemi, paşaların odasına cihazlar konularak yapılıyordu. Kendi şahit olduğum şey vardı. Kravatın üzerine kamera yerleştirilmişti, bu şekilde paşalar dinleniliyordu. Hatta Hava Kuvvetleri Komutanı vardı, Mehmet Erten diye. Mehmet Emin Yıldız söylemişti, kendi kulağım ile duydum.

‘Mehmet Erten’in 45 dakikalık konuşması, Hava Kuvvetlerinin bütün planını değiştirdi.’ demişti.

Bu kapsamda emir astsubayları, paşaların attıkları her adımı haber getirmeleri hususunda önemliydi. İktidarın, mahrem yapının tepesine çökme zamanlarıydı, dolayısıyla mahrem yapı ve örgüt geri adım atmaya başlamıştı.”

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

FETÖ generalleri adım adım izlemiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’cülerin mal varlıkları Resmi Gazete’de yayımlanan kararla donduruldu https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetoculerin-mal-varliklari-donduruldu/ Sat, 25 Dec 2021 11:43:45 +0000 https://yekvucut.com/?p=52618 770 kişilik listede 454 FETÖ üyesi var Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişimi sonrasında, Anayasa’nın...

FETÖ’cülerin mal varlıkları Resmi Gazete’de yayımlanan kararla donduruldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
770 kişilik listede 454 FETÖ üyesi var

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişimi sonrasında, Anayasa’nın 120. Maddesi kapsamında 21 Temmuz 2016’da Bakanlar Kurulu Kararıyla yurt genelinde olağanüst hal (OHAL) kararı verilmişti. Bunun yanı sıra, darbe teşebbüsü ve Terörle Mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler ve bunlara ilişkin usul ve esasları belirlemek için Kanun Hükmünde Kararnameler ile çeşitli konularda düzenlemeler getirilmişti. KHK’lar ile, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu belirlenen ve FETÖ ile ilişkili kurum ve kuruluşların büyük bir kısmı kapatılmış, kapatılan kurum ve kuruluşların bağlı oldukları şirketlerin ticaret sicilden terki yapılarak bunların devranılan varlıkları Hazine’ye devredilmesi sağlanmıştı. Milli güvenliği korumak kapsamında önlemler devam ederken, FETÖ’cülerin mal varlıkları hakkında dondurma kararı verildi. Resmi Gazete’de yayınlanan kararla, 770 teröristin mal varlıklarının dondurulduğuna dair açıklama yapıldı. Mal varlıkları dondurulan 770 kişiden 454’ünün FETÖ üyesi olduğu kaydedildi.

fetoculerin-mal-varliklarina-el-koyma
FETÖ mal varlık

 

Aralarında Adil Öksüz de var

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Resmi Gazete’de yayımlanan kararına göre; FETÖ/PDY, PKK/KCK, dini istismar eden terör örgütleri ve sol terör örgütü mensubu olmak üzere 770 teröristin Türkiye’de bulunan mal varlıkları donduruldu. Mal varlığı dondurulan FETÖ’cü isimler arasında, darbe girişimini yöneten sivil imamlardan Adil Öksüz de bulunuyor. Bunun yanı sıra, FETÖ’nün medya ayağındaki tetikçiliği görevini üstlenen isimlerden; Adem Yavuz Arslan, Cevheri Güven, Tarık Toros, Tuncay Opçin, Said Sefa ve Ekrem Dumanlı da listede yer aldı. Örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in isminin ön plana çıktığı listede, İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın İpek, eski Samanyolu TV Genel Koordinatörü Hidayet Karaca, Abdullah Aymaz, FETÖ’nün kumpas savcısı Zekeriya Öz, Ahmet Kurucan, Cemal Uşak, Cevdet Türkyolu, Mustafa Özcan, Mustafa Yeşil, Önder Aytaç ve Şerif Ali Tekalan gibi isimler var. Ayrıca, FETÖ ile bağlantıı Niagara Vakfı’nın da mal varlığı donduruldu.

PKK/KCK terör örgütünden ise 108 teröristin mal varlığı donduruldu. Mal varlığı dondurulanlar arasında, Ferhat Abdi Şahin, Hülya Oran, Duran Kalkan, Murat Karayılan, Ali Haydar Kaytan, Cemil Bıyık, Fehman Hüseyin ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kardeşi Nurettin Demirtaş var. Hizbullah, DEAŞ, El Kaide, İslami Hareket Örgütü, Kudüs Ordusu ve El Nusra gibi dini istismar eden örgütlerden 119 kişinin Türkiye’deki mal varlıkları dondurulurken, DHKP/C, MKP, MLKP, TKP/ML, DKP/BÖG ve DEV-KAR gibi sol terör örgütleri üyesi 89 kişi de mal varlığı dondurulanlar arasında yer aldı.

FETÖ’cülerin mal varlıkları donduruldu, işte o liste…

fetoculerin-mal-varliklarina-el-koyma

fetoculerin-mal-varliklarina-el-koyma

fetoculerin-mal-varliklarina-el-koyma

fetoculerin-mal-varliklarina-el-koyma

fetoculerin-mal-varliklarina-el-koyma

fetoculerin-mal-varliklarina-el-koyma

fetoculerin-mal-varliklarina-el-koyma

fetoculerin-mal-varliklarina-el-koyma

fetoculerin-mal-varliklarina-el-koyma

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

 

 

 

 

FETÖ’cülerin mal varlıkları Resmi Gazete’de yayımlanan kararla donduruldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün mahrem imamı dikkat çeken itiraflarda bulundu https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetonun-mahrem-imami-dikkat-ceken-itiraflarda-bulundu/ Wed, 17 Nov 2021 10:54:55 +0000 https://yekvucut.com/?p=52054 150 kişiyi deşifre etti Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Hava Kuvvetleri’ndeki mahrem yapılanmasında yer alan P.M. hakkında, “silahlı terör...

FETÖ’nün mahrem imamı dikkat çeken itiraflarda bulundu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
150 kişiyi deşifre etti

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Hava Kuvvetleri’ndeki mahrem yapılanmasında yer alan P.M. hakkında, “silahlı terör örgütü” üyeliğinden dava açılmış ve 13,5 yıl hapis cezası verilmişti. Ancak daha sonra etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmayı talep eden P.M.’nin itirafçı olması sebebiyle cezası 2 yıl 9 ay 22 güne indirildi. Halen İstanbul’da bir devlet okulunda öğretmenlik yaptığının tespit edilmesi üzerine mahkeme, Milli Eğitim Bakanlığı’na da kararı bildirdi. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanan P.M., örgüt içinde yer alan 150 kişinin ismini verdi, 86 kişinin de teşhis olmasını sağladı. FETÖ’nün mahrem imamı olan itirafçı, “2012-2016 yılları arasından alınan Harp Okulu öğrencilerinin tamamına yakınının FETÖ tarafından sokulduğunu” belirtti.

“Örgüt içi numaralandırmaya göre yerleştiriliyorlardı”

FETÖ’nün mahrem imamı, örgütün Hava Harp Okulundaki yapılanmasına ilişkin önemli bilgiler paylaştı. FETÖ ile ortaokul yıllarında tanıştığını söyleyen itirafçı;
“2012-2016 yılları arasında askeri okula giren Harp Okulu öğrencilerinin tamamına yakınının FETÖ tarafından alınan öğrenciler” olduğunu ve örgütün öğrencileri 5’e kadar numaralandırdığını, F-16 pilotlarının 5’lik FETÖ’cülerden seçildiğini belirtti. Ayrıca, örgütte 4’lük öğrencilerin F-4 pilotu, Casa uçağı veya helikopter pilotu yapıldığını, 3 veya altında numaralandırılanların ise uçuş eğitiminden elenip yer sınıfına alındıklarını anlattı.

Harp Okulunda FETÖ’cü olmayanların yalan ihbar mektuplarıyla karalanıp elenmelerinin sağlandığını ifade eden itirafçı P.M.,

“2012-2016 yılları arasında askeri okula girenlerin tamamına yakını FETÖ tarafından alınan öğrencilerdi. Askeri öğrencileri barkod sistemi ile kodluyordum. İsim ve soy isim tutmamızı istemiyorlardı, daha çok kodlama sistemi uyguluyorduk.” dedi.

FETÖ’nün mahrem imamı ByLock ve Eagle kullanmış

Hava Harp Okulu’nda öğrenciler ve öğretmenler arasındaki ilişkiyi düzenlediğini anlatan P.M., ByLock kullandığını da ifade ederek:

“Hava Harp Okulu öğrenci yapılanmasından sorumluydum. Bana öğrenciler değil, öğretmenler bağlıydı. Benim konumum örgütte genel müdür ve öğretmenler arasındaki bir köprü göreviydi. Sohbetlere katılmayanları ankesörlü hattan aradığımız oluyordu. İkinci telefonumda ByLock kullandım. Hava Kuvvetlerinde daha çok Eagle isimli programı kullanmıştım.” şeklinde konuştu.

FETÖ elebaşını ziyaret etmiş

FETÖ’nün mahrem imamı P.M., FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’i ABD’de ziyaret ettiğini ve burada Adil Öksüz ve Kemal Batmaz ile birlikte kaldıklarını anlattı.

“2010 yılında Hava Kuvvetlerinde mahrem yapıda görev yaparken, moral amaçlı olarak ABD’ye gönderildim ve Fethullah Gülen’i ziyaret ettim. ABD’de kaldığım dönem boyunca Gülen’in sohbetine Öksüz ve Batmaz ile birlikte katıldık. O çiftlikte, ayrı odalarda kaldık. Üst düzey yönetici olduklarını daha sonra öğrendim. Bu şahıslarla 2-3 kez daha görüştüm.”

fetonun-mahrem-imami-ne-demek
Adil Öksüz

Ardından, 15 Temmuz darbe girişimini FETÖ’nün gerçekleştirdiğini televizyondan öğrendiğini iddia eden P.M.;

“15 Temmuz 2016 gecesi televizyonu açtığımda, darbe girişimini FETÖ’nün yaptığını öğrenmiş oldum. Darbe sonrası Akıncı üssünde bulunan mahrem imam Kemal Batmaz’ı tanıdığımdan darbe girişiminin bu hain örgüt tarafından yapıldığına kanaat getirdim.” dedi.

Ayrılanları tehdit ettiler

P.M., şunları ekledi:

“15 Temmuz’a kadar yapılanma içerisinde bulunmaya devam ettim, ardından ayrıldım. Telefonumu ve sim kartımı parçalayıp attım. C.Y. evime gelip ‘bu hainliktir’ diyerek, tehdit etti. Bana ‘Ne yapacaktık? Malımıza mülkümüze el koydular.’ dedi. Bu durumu kolluk kuvvetlerine bildirdim. Bunların bu şekilde kan dökeceklerini bilseydim kesinlikle bağlantı kurmazdım.”

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

 

FETÖ’nün mahrem imamı dikkat çeken itiraflarda bulundu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’cü Recep Vardi şok itiraflarda bulundu https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetocu-recep-vardi-sok-itiraflarda-bulundu/ Sat, 13 Nov 2021 09:25:20 +0000 https://yekvucut.com/?p=51990 Yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalanmıştı Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Hava Kuvvetleri mahrem yapılanması içinde yer alan önemli isimlerden...

FETÖ’cü Recep Vardi şok itiraflarda bulundu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalanmıştı

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Hava Kuvvetleri mahrem yapılanması içinde yer alan önemli isimlerden biri olan Recep Vardi, Yozgat Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde yardımcı doçentti. 1 Eylül 2016 tarihinde yayınlanan 672 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildi. Hakkında yürütülen FETÖ soruşturmasında, kendisinin örgüt içinde sözde mollalardan olduğu belirlendi. Bunun üzerine hakkında yakalama ve gözaltı kararı çıkartıldı. 4 yıldır aranan Vardi, 21 Ekim tarihinde Edirne’den yurt dışına kaçmaya çalışırken yakayı ele verdi. Yakalanmasının ardından etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmayı talep eden FETÖ’cü Recep Vardi, örgüte dair bildiklerini itiraf etti. Hava Kuvvetleri yapılanması içinde yer alan Vardi’nin, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimini yöneten sivil imamlardan Adil Öksüz ve Akıncı Üssü’nde yakalanan sivil imamlarla irtibatı bulunuyor.

FETÖ’cü Recep Vardi il il dolaşmış

FETÖ’nün Hava Kuvvetleri yapılanmasında sözde molla olan Recep Vardi, Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından kurulan özel bir ekibi tarafından sorgulandı. Verdiği ifadelere göre, Akıncı Üssü’nün sivil imamlarından Kemal Batmaz ile ilişkisi 2006 yılına kadar uzanıyor. Vardi, Batmaz’a bu yıllarda dini konularda ders verdiğini ve ilerleyen tarihlerde Batmaz vasıtasıyla tanıştığı sivil imamlara ve askerlere de öğretmenlik yaptığını söyledi. Terör örgütünün Akıncı’da yakalanan isimlerinden Harun Biniş de, Vardi’nin eğitim verdiği kişiler arasında yer alıyor. Vardi, İstanbul dışında da, hava üssü bulunan Eskişehir, Ankara, Konya, Malatya ve Diyarbakır’da da FETÖ’cülere ders vermiş. Bu özelliğinden dolayı 15 Temmuz ile ilgili kritik bilgilere sahip olduğu belirtiliyor. Ders verdiği kişilerden “Cihat” kod isimli birisiyle ilgili Vardi;

 “Hava Kuvvetleri mahrem yapılanması içinde üst düzey biriydi. Üst düzey sorumlu olmasa Kemal Batmaz kendisine ders vermemi istemezdi.” ifadelerini kullandı.

Sistem deşifre oldu!

17-25 Aralık sürecinden sonra, Batmaz ile yüz yüze görüşmeyi kestiklerini söyleyen Vardi, Kemal Batmaz ile “İhsan” kod adıyla yer aldığı 4 kişilik bir mesaj grubu üzerinden iletişim kurduklarını söyledi. Vardi, darbe girişiminin ertesi günü 16 Temmuz sabahı, grupta yer alan “İrfan” kod adlı bir kişinin;

“Sistem deşifre oldu, telefonunuzu imha edin.”

şeklinde mesaj attığını belirtti. Bunun üzerine sim kartı ve telefonunu parçalayıp çöpe attığını anlattı.

Vardi, bu mesajı yazan İrfan’ı ise şu şekilde tarif etti:

“Bana fizik öğretmeni olarak tanıştırılan, o dönemlerde 35 yaşında olan bir şahıstır. FETÖ’nün Hava Kuvvetleri yapılanması içerisinde Kemal Batmaz’ın alt pozisyonunda olan şahıstır.” 

Adil Öksüz’le Ahmet Bedir tanıştırmış

adil-oksuz-nerede
Adil Öksüz

Vardi’nin irtibatı olduğu ortaya çıkan Adil Öksüz ise FETÖ bünyesinde yer alan ve kırmızı listeyle aranan firari isimlerin en tehlikelilerinden biri. Öksüz, Sakarya Üniversitesi ilahiyat fakültesinde görevli bir akademisyenken, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanmış ve ardından şüpheli bir şekilde serbest bırakılmıştı. Vardi, darbe girişiminin mimarları arasında yer alan Öksüz ile Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bedir aracılığıyla tanıştığını söyledi. Bedir’i ise, “FETÖ mollaları içinde akademik seviyesi en yüksek kişi” olarak tanımladı. Öksüz ile birçok kez görüştüğünü söyleyen Vardi, iletişimlerinin “akademik çalışmalarına destek vermekle sınırlı kaldığını” iddia etti.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

FETÖ’cü Recep Vardi şok itiraflarda bulundu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Adil Öksüz’e yakın o isim itirafçı oldu https://yekvucut.com/feto-gercekleri/adil-oksuze-yakin-o-isim-itirafci-oldu/ Mon, 08 Nov 2021 12:42:02 +0000 https://yekvucut.com/?p=51888 4 yıldır aranan Recep Vardi, yakalandı Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Hava Kuvvetleri mahrem yapılanması içerisinde yer alan kritik...

Adil Öksüz’e yakın o isim itirafçı oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
4 yıldır aranan Recep Vardi, yakalandı

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Hava Kuvvetleri mahrem yapılanması içerisinde yer alan kritik isimlerden birisi daha itirafçı oldu. Recep Vardi, Yozgat Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde yardımcı doçentlik olarak görev yapıyordu. Hakkında yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında, 1 Eylül 2016 tarihinde yayınlanan 672 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildi. Daha sonra, kendisinin örgüt içinde “manevi büyük” anlamına gelen “molla”lardan olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine hakkında yakalama ve gözaltı kararı çıkartıldı. Yıllardır aranan Vardi, Ankara’da yapılan bir operasyon ile kıskıvrak yakalandı. Yakalanmasının ardından etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen Vardi, örgüte dair bildiklerini itiraf etti. Hava Kuvvetleri yapılanması içinde yer alan Vardi’nin, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimini yöneten sivil imamlardan Adil Öksüz‘e yakın olduğu ve irtibatlarının bulunduğu deşifre oldu.

FETÖ elabaşının mollaları eğitmiş

Recep Vardi, hakkında gözaltı kararı çıkartıldıktan  yaklaşık 5 sene sonra operasyonla yakalandı. 4 yıl boyunca örgüte ait gaybubet evlerinde saklanan Vardi’nin, yakalanmamak için sık sık ev değiştirdiği belirtildi. Ancak, 21 Ekim’de Edirne’den yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalandı. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) tarafından oluşturulan özel bir ekip, şüpheli Vardi’yi Ankara’ya getirdi ve sorguya çekti. Ardından Vardi, çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. TEM polisinin sorgu işlemleri esnasında, Vardi’nin 8 yıl boyunca örgütün sözde mollaları Hüseyin Yağmur ve Ergün Çapan’dan eğitim aldığı kaydedildi. Bu isimlerin, FETÖ elebaşının tarafından bizzat eğitildiği biliniyor.

Adil Öksüz’e yakın isimler arasında yer alıyor

Recep Vardi ile irtibatta olduğu ortaya çıkan Adil Öksüz ise FETÖ bünyesinde yer alan ve kırmızı listeyle aranan firari isimlerin en tehlikelilerinden biri olarak biliniyor. Öksüz, Sakarya Üniversitesi ilahiyat fakültesinde görevli bir akademisyenken, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanmış ve ardından şüpheli bir şekilde serbest bırakılmıştı. Öksüz, darbe girişimininin mimarları arasında bulunuyor. Hava Kuvvetleri yapılanması içinde bulunan Recep Vardi’nin itiraflarına göre, örgütün finans kaynakları arasında bulunan ve KHK ile kapatılan Kaynak Holding’de çalıştığı sırada, sözde Hava Kuvvetleri imamı Kemal Batmaz ile tanıştı. Ardından Hava Kuvvetleri Komutanlığı mahrem yapılanması içinde molla şeklinde faaliyet yürütmeye başladı. Vardi’nin terör örgütünün mahrem yapılanması içerisinde yer alan üst düzey isimlerle irtibatlı olduğu kaydedildi. Örgütün bölge sorumlularıyla yüz yüze ve operasyonel hatlar üzerinden sık sık iletişim kurduğu da belirtildi.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

Adil Öksüz’e yakın o isim itirafçı oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>