Scroll Top

ABD Osman Kavala açıklamasıyla tutarsızlığını tescilledi

ABD Osman Kavala için şartları zorluyor

Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı, Osman Kavala’nın serbest bırakılması için Türkiye’ye bir çağrı yaptı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, “Osman Kavala’yı Derhal Serbest Bırakın” başlıklı açıklamasında, Kavala aleyhindeki suçlamaların yanıltıcı olduğunu, Kavala’nın devam eden tutukluluğu ve davasının görülmesindeki gecikmelerin hukukun üstünlüğü ve demokrasiye zarar verdiğini ifade etti. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, sosyal medya platformu Twitter üzerinden de paylaştığı basın bildirisinde “Kavala aleyhindeki yanıltıcı suçlamalar, devam eden tutukluluğu ve aleyhindeki davaların birleştirilmesi de dahil olmak üzere yargı sürecinin nihayete ermesinde devam eden gecikmeler, hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygının altını oymaktadır” ifadelerini kullandı. Açıklamanın devamında, Türkiye’de 15 Temmuz Darbe Girişimi’nde rol almaktan aranan CIA ajanı Dr. Henri Benrey’in dava sürecine dahil edilmesine değinildi. Price, açıklamasında “ABD vatandaşı Dr. Henri Barkey’e yöneltilen suçlamaları endişeyle takip ediyor ve bunların temelsiz olduğuna inanıyoruz” diyerek Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına uymaya ve dava süreçlerini adil, şeffat ve hızlı bir şekilde çözmeye davet ettiklerini duyurdu.

ABD tarafından yayınlanan bu açıklama, 3 yıldan uzun süredir tutuklu bulunan iş adamı Osman Kavala’nın serbest kalması yönündeki ilk çağrı değil. 20 Ekim 2017 tarihinde, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, günlük basın toplantısında “Kızıl Soros” lakabıyla tanınan Osman Kavala’nın gözaltına alınmasıyla ilgili açıklamalarda bulunmuştu. Nauert, 18 Ekim 2017’de Osman Kavala’nın gözaltına alınmasının ardından “Türkiye’de endişe verici verici bir eğilim var.” diyerek, Türkiye’de tutuklanan akademisyen, gazeteci, sivil toplum örgütü üyeleri ve aktivistler hakkında yürütülen soruşturmalarda kanıtların yeterli olmadığını ve bu durumun da “kaygı verici” olduğunu söylemişti. Yalnızca ABD değil, Avrupa Parlamentosu ve Fransa’dan da Osman Kavala’nın gözaltına alınmasına ilişkin tepkiler gelmişti.

Osman Kavala ABD için neden vazgeçilmez?

1 Kasım 2017’de tutuklanarak cezaevine konulan Mehmet Osman Kavala, ABD ve AB’nin Türkiye’deki en güvendiği isimlerden biri. Terör örgütü PKK ile olan yakın bağına rağmen, TSK’ya F-16 malzemesi de satan Osman Kavala “Kızıl Soros” adıyla da biliniyor.

Gezi Kalkışması’nın organizatörlerden biri olan Osman Kavala yargılandığı davada mahkeme heyeti karar duruşması öncesi değişmiş ve sürpriz bir şekilde beraat etmişti. 15 Temmuz Darbe Girişimi soruşturmasında tutuklu bulunana Osman Kavala, İletişim Yayınlarının ve Birgün gazetesinin de finansörü olarak biliniyor.

Osman Kavala için açıklama yapanlar Katalonya için sustu

İspanya’ya bağlı özerk bir bölge olan Katalonya, 27 Ekim 2017 tarihinde bağımsızlığını ilan etmişti. Katalonya’nın bağımsızlığını ilan etmesinin sonucunda Katalanlar sokaklara döküldü ve durum tam anlamıyla İspanya-Katalonya krizine dönüştü. Katalonya’nın tek taraflı bağımsızlığını ilan etmesi üzerine, İspanya Senatosu’nda özerk hükümetin görevden alınmasına dair kararlar çıkartıldı. İspanya’da savcılık tarafından Katalan Bağımsızlık Hareketi’nde rol oynayan siyasi ve toplumsal liderlerin, devlete isyan suçlamasıyla 25 yıla varan ağır hapis cezaları istendi.23 Mart 2018’de İspanya Yüksek Mahkemesi, Katalan liderler hakkında uluslararası tutuklama emri verdi. 26 Mart 2018’de Katalonya Özerk Yönetimi’nin eski başkanı Carles Puigdemont yargıç karşısına çıktı ve Almanya’da gözaltına alındı. Katalan lider Puidgemont’un tutuklanmasının ardından Katalonya’da düzenlenen protestoların sonucunda 13’ü polis 73 kişi yaralandı.

Katalonya Krizi kapsamında tutuklanan diğer isimler; eski Katalonya Özerk Yönetimi Başkan Yardımcısı Oriol Junqueras, eski Katalan Parlamentosu Başkanı Carme Forcadell, bağımsızlık yanlısı sivil toplum kuruluşu yöneticileri Jordi Cuixart ile Jordi Sanchez.

Aralarında Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Carles Puigdemont’un da bulunduğu 13 Katalan liderin yargılandığı ve 6 siyasi firar hakkında uluslararası yakalama kararı çıkartılan dava 2018 yılında uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı.

Aralarında tutuklu yargılanan birçok devlet adamının bulunduğu bu davada, her fırsatta insan haklarından ve adli yargılamadan bahseden ABD ve Avrupa Birliği (AB) sessiz kalmakla kalmayıp İspanya Hükümeti’ne destek oldu.

Avrupa Birliği Konsey Başkanı Donald Franciszek Tusk, “Bağımsızlık kararı bizim için bir şey değiştirmeyecek, biz sadece İspanya ile diyalog halinde olmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

ABD, “Katalonya İspanya’nın ayrılmaz bir parçasıdır” ifadesini kullanarak Washington’un İspanyol Hükümeti’nin yanında olduğunu belirtti.

NATO, “Bu bir iç meseledir. İspanya bunu kendi içinde çözmelidir” dedi.

Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti’ni ortadan kaldırmaktan tutuklu, hem Gezi Olayları’nda hem Fethullahçı Terör Örgütü(FETÖ) tarafından düzenlenen darbe teşebbüsünde yer alan Osman Kavala söz konusu olduğunda oldukça titiz davranırken, hiçbir silahlı çatışmanın olmadığı İspanya’daki Katalonya Krizi’nde tutuklananlar hakkında bu zamana kadar hiçbir açıklama yapmadı.