Geçtiğimiz haftalarda Almanya’nın 2016 sonundan bu yana NATO müttefiki Türkiye’ye bir çok kalemde silah transferini “çatışmada kullanılabileceği” ve “Türkiye’de demokrasinin gerilemesinden duyduğu kaygılar” dolayısıyla engellediği ortaya çıkmıştı.
Alman basınında çıkan haberlere göre, Almanya’nın bu hassasiyeti Türkiye ile sınırlı. Zirâ Almanya, Ortadoğu’nun en fakir ülkesi olan Yemen’de açlık ve mülteci krizine sebep olan savaşın taraflarına silah satışına devam ediyor.
Der Spiegel ve TAZ’ın, Ekonomi Bakanlığı tarafından parlamentoya sunulan raporlardan faydalanarak yayınladığı haberlere göre Alman hükümeti yakın bir tarihte Birleşik Arap Emirlikleri’ne Junghas Microtec firması tarafından, 203.448 adet 40 mm’lik bomba tapası ve Dynamit Nobel firması tarafından 134 milyon dolar tutarında askeri araçlarda kullanılmak üzere zırh plakaları satışına onay verdi.
Bu silah satışları da gösteriyor ki Almanya, Yemen savaşına doğrudan müdahil olan tarafları silahlandırma politikasına, Alman devletinin insani sonuçları olabilecek silah satışlarına onay vermeme politikasına rağmen devam ediyor.
Her ne kadar konuyla ilgili sorulara ve eleştirilere, Ekonomi Bakanlığı genelde “Almanya, dünyanın en sert ve iyi düzenlenmiş silah satış kontol rejimine sahiptir” şeklinde cevap veriyor olsa da bu, Almanya’nın on yıllardır dünyadaki en büyük beş silah ihracatçısından biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Son silah satışı haberlerinin tekrar gündeme gelmesi, uluslararası yardım kuruluşu CARE’nin Yemen’de şu ana kadar 10.000’den fazla insanın ölümüne sebep olan savaş yüzünden 7 milyon insanın açlıkla mücadele ettiğini açıklaması ile eş zamanlı oldu. Bu, başta insan hakları örgütleri ve Alman Yeşiller ve Sol Parti’nin hükümeti ve özellikle insan hakları konusunda koalisyon ortağı muhafazakar Hristiyan Demokrat Parti’den daha hassas olması beklenen Sosyal Demokrat Parti’yi sert bir şekilde eleştirmesine neden oldu.
