Yoksulluktan arınmış, sağlıklı ve mutlu bir gelecek arayışı, Batı ülkelerinde yoksulların hayat şartlarının gün geçtikçe ağırlaşması nedeniyle hayal edildiği şekilde sonuçlanmıyor.
Yapılan araştırmalar, göçmenlerin Kanada ve ABD’de yaşayanlardan daha sağlıklı olduklarını ancak bu ülkelerde yaşamaya başlamalarıyla birlikte sağlık durumlarının gerilediğini ortaya koydu.
Örneğin yetişkin göçmenler arasında kalp hastalığı, kanser ve diyabet gibi kronik hastalıkların görülme sıklığı ABD ve Kanada’da yaşayanlardan daha az.
Göçmen ve mültecilerin sağlıklarında kötüleşme küçük çocuklar için de geçerli. Saskatchewan Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu Eczacılık ve Beslenme Fakültesi’nden bir ekip, Kanada’daki göçmen çocukların sağlığını inceleyen bir araştırmaya imza attı.
Çalışmada, çocukların birçoğunun çeşitli sağlık sorunları ve beslenme yetersizliği yaşamaya başladıkları görüldü. 300 göçmen ve mülteci çocuğun sağlık durumlarının Kanada’ya gelmelerinden itibaren takip edildiği araştırmada, ailelerin Batılı beslenme tarzının tehlikelerinden habersiz olmaları, temiz gıdaya erişimin pahalı ve zor olması gibi nedenlerle bu diyeti kolayca benimsedikleri belirlendi.
Çalışmaya göre göçmen çocukların genelinde, sınırda ve yüksek kan basıncı sorunu var. Bu çocukların yüzde 52’si sağlıksız kolesterol seviyesine sahipken, Kanadalı çocukların yüzde 35’inde benzer seviyeler görülüyor.
Araştırmanın yazarları, stresin yüksek kolesterol için bilinen bir risk faktörü olduğunun altını çiziyor. Yine göçmen çocukların yüzde 36’sında, büyüme ve gelişme için gerekli olan çinko alımı yetersiz.
Göçmenlerin önemli bir bölümü göreceli yoksulluk içinde, deneyim ve potansiyellerinden faydalanamayan, geleceği olmayan işler yapıyorlar.
Ülkeye yüksek nitelikli profesyoneller olarak gelenler de dahil olmak üzere birçoğu, orta sınıf bir yaşam hayali kurarken, dil ve eğitimsel engellerden dolayı ekonomik yığının dibinde mücadele veriyor.
Bu aile ya da bireyler ekonomik nedenlerden ötürü ucuz yani fast food başta olmak üzere hazır gıdalara yöneliyorlar. Ailelerin büyük kısmı gıda güvenliğine sahip değil.
