Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de gerçekleştirdiği hidrokarbon arama faaliyetleri son dönemde ülkemiz gündemini olduğu kadar Avrupa gündemini de meşgul ediyor. Özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri ile ilgili skandal ifadeler kullanmaktan geri durmuyor. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin hukuksuz taleplerine koşulsuz olarak destek veren Fransa Cumhurbaşkanı, emparyel hedefleri doğrultusunda sınırı dahi olmayan Doğu Akdeniz’de söz sahibi olmak istiyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi “İmparatorluk fantezisi kurmakla” itham eden Macron’un son dönemki skandal ifadeleri bununla da sınırlı değil. Hiçbir dayanak ve kaynak göstermeden Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon arama faaliyetlerini hukuksuz olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Macron, Yunanistan ve GKRY’nin, maksimalist ve uluslararası hukuka aykırı taleplerinin propagandasını yapıyor. Türkiye’ye karşı yaptırım dile kullanan Macron, 13 Ağustos tarihinde Akdeniz’de Yunanistan’la ortak tatbikat düzenleyerek Yunanistan’ın Akdeniz’deki provokasyonlarına da destek veriyor.
Türkiye kendi kıta sahanlığı içinde yaptığı hidrokarbon arama faaliyetlerini tamamen uluslararası hukuka ve mahkeme içtihatlarına uygun olarak yürütüyor. Fransa ve Avrupa Birliği’nin de Türkiye’nin deniz sınırlarını belirleme ya da hidrokarbon faaliyetlerine yönelik karar alma yetkisi bulunmuyor. Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın da teyit ettiği üzere Avrupa Birliği’nin bu konuda bir yetkisi bulunmuyor. Fransa Cumhurbaşkanı’nın söylemleri hem AB’nin müktesebatına hem de uluslararası hukuka aykırı. Hukuki alanda bir şey elde edemeyeceğinin farkında olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da siyasi söylemlerle bölgede etkin olmaya çalışıyor.
