Scroll Top

15 dakikada sonuç verecek nano-laboratuvarlar Türkiye’de kuruluyor

nano-laboratuvar

ABD’den Türkiye’ye dönen bilim insanı Fatih İnci önderliğindeki grup, başta kanser olmak üzere farklı hastalıkları kısa zamanda tanıyabilen nano-laboratuvarlar kuruyor. Doktor Öğretim Üyesi Fatih İnci, ABD’de Harvard, MIT ve Stanford gibi üniversitelerdeki çalışmalarının ardından TÜBİTAK’ın Lider Araştırmacılar Programı ile Türkiye’ye geldi. Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi‘nde (UNAM) görevli İnci’nin öncülüğündeki ekip yerli imkanlarla, akıllı çiplere yerleştirilecek bir damla kan, idrar ya da ter numunelik ile 15 dakikada analiz yapabilen nano-laboratuvarlar kuruyor. ABD’deki incelemelerinde mikroakışkan sistemler üzerine yoğunlaştığını bildiren İnci, Türkiye’de de bu sistemleri ve diğer nano-ölçekli teknolojileri iyileştirerek tıpta ve biyolojide henüz çözüm bulunamamış sorunlar için laboratuvar kurduklarını söyledi. Doktor Öğretim Üyesi İnci, dünyada da ilk olacak şekilde laboratuvarında projeler geliştirdiklerini de aktardı.

atıl malzemelerden Çip yapılıyor

Fatih İnci, yalnızca yoksul ülkelerde değil üretimin fazlalaşması ve kaynakların azalmasından ötürü dünya genelinde tıbbi kaynaklara erişememe sıkıntısının yaşandığını anlattı. İnci, geliştirdikleri teknolojiyle ilgili şu bilgileri aktardı:

Nano-laboratuvarda oluşturduğumuz çiplerle, tıbbi kaynaklardan yoksun köylerde bile insanların kendi başlarına uygulayabilecekleri sistemleri geliştirip, cep telefonu entegrasyonuyla doktor-hemşire-hasta arasındaki üçgeni sağlamış olacağız. Burada oldukça uygun fiyatlı atıl plastikleri kullanarak çipleri yapmaya çalışıyoruz ve herkesin çok basit şekilde çok az uzmanlık gerektiren bir uygulama ile sadece bir damla kan, idrar, tükürük veya terden elde edilebilecek sıvılarla pek çok hastalığın teşhisini çok kısa sürede gerçekleştiriyoruz. Bu aslında yıllardır şeker hastalarının evlerde kullandığı glukozmetreler gibi düşünülebilir. Bu nano-laboratuvarlar hayata geçtiğinde, bir damla kan ya da diğer vücut sıvısı çipin içerisine konulacak, 5-10 dakika arasında beklenecek. Sonra çip, doğrudan okuyucuya yerleştirilerek ve gerçek zamanlı veri alınacak. Bir sonraki aşamada planımız ise, bu sonuçların cep telefonları ile entegre kullanılması.”

Kanser hücrelerini de teşhis edebilecek

Fatih İnci, kan dolaşımında olan kanser hücrelerini örnek göstererek, “Çalışmalarımızdan bir tanesi bu kanser hücrelerini yakalamak ve en erken şekilde teşhis etmek ve sadece teşhisle de kalmayarak bunların genom haritalanmasını sağlamaktır. Kanserin neden oluştuğu ve etkenlerinin neler olduğunu da anlatabilecek düzeyde sistemleri kurguluyoruz. Ayrıca, ter örneklerini toplayan yara bandı ölçeğindeki bir malzeme ile vücudunuzdaki hastalık biyobelirteçlerini devamlı olarak takip edebileceğiniz platformlar geliştiriyoruz. Bu şekilde var olan bir hastalığın, zamanında ve erken teşhis yapılabilmesinin en önemli adımlarının atılmasını amaçlıyoruz” ifadelerini kaydetti.

Ön klinik çalışmaları tamamlandı

Fatih İnci, geliştirdikleri teknolojinin hayata geçmesi için çalışmaların geldiği düzeyden de bahsetti:

“Şu anda laboratuvar uygulamalarını yaptık, hücre düzeyinde ön klinik çalışmalarımızı da tamamladık. Klinik araştırmalar için Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, biyosensörler için de Hacettepe Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve Fırat Üniversitesi ile ortak çalışıyoruz. Ayrıca, yurt dışında ABD, Almanya, Çin, Brezilya ve Finlandiya’dan çeşitli konularda da ortak çalışmalarımız bulunmaktadır. Şu an hasta örnekleriyle deneme sürecine giriyoruz. Bir sonraki aşamada, hasta örnekleri üzerinde çalışmalarımızı 1-2 yıl içinde tamamlamış olacağız, ardından patentleme ve ürün sürecine girmiş olacağız.”

Benzer gönderiler