Cumhuriyet arşivleri | Yekvucut Akıl ve vicdan sahiplerine Fri, 29 Jan 2021 13:09:41 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png Cumhuriyet arşivleri | Yekvucut 32 32 Mahkeme Ravza Kavakçı Kan’a hakaret edeni korudu https://yekvucut.com/feto-gercekleri/mahkeme-ravza-kavakci-kana-hakaret-edeni-korudu/ Wed, 06 Jan 2021 08:41:18 +0000 https://yekvucut.com/?p=37195 Ravza Kavakçı Kan’a hakaret edene hakim koruması AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan’a hakaret eden şahsa mahkeme kalkan oldu....

Mahkeme Ravza Kavakçı Kan’a hakaret edeni korudu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Ravza Kavakçı Kan’a hakaret edene hakim koruması

AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan’a hakaret eden şahsa mahkeme kalkan oldu. İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi’nin aldığı tuhaf karar, tepkilere sebep oldu. İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi, Ravza Kavakçı Kan’a sosyal medya üzerinden yapılan “Akpden sen para aldın, yelloz köpek gibi havlayan narin dili dibine giriyor” sözleriylehakarete ceza verilmesine gerek olmadığına hükmetti. (Haberin içeriğinde hakaretlere yer vermek zorunda kaldığımız için Ravza Kavakçı Kan’dan özür diliyoruz.) Mahkeme gerekçeli kararında, “yelloz” kelimesinin sözlük anlamını da yanlış yazarak sanık lehine karar aldı. Mahkeme “yelloz” kelimesine birinci mana olarak “Yersiz, yurtsuz, serseri” anlamını verirken, Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde “Ahlaksız”, “hafifmeşrep”, “şıllık (kadın)” anlamına geliyor. Mahkemenin sözlük anlamını bile yanlış yazarak karar alması, sanığı ve eylemini koruma maksatlı olduğunu gösteriyor. Mahkeme kararında Türkiye’de bir aşağılama söylemi olarak kullanılan “köpek gibi” sözünü de “köpekler aslan, kaplan gibi bir hayvan, hatta insana hizmeti de var” diyerek masumlaştırdı.

Yalan haberle hakaret etti

İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 8 Aralık 2020 tarihinde verdiği beraat kararına neden olarak hakaret, Cumhuriyet gazetesinden Miyase İlknur’un imzasını taşıyan yalan haberle başladı. Miyase İlknur, yalan haberinde Ravza Kavakçı Kan’ın İBB’den de maaş aldığını iddia etti. Ravza Kavakçı Kan tarafından gerçeklerin açıklanması ile tekzip yayınlayan Cumhuriyet gazetesi, sosyal medyada hakaret edilmesinin önünü de açtı. Bu hakaretlerden biri de Facebook üzerinden Menşure Yıldırım Sütlüeroğlu tarafından yapıldı. AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan’ın yasal hakkını araması üzerine ifade veren sanık, önce paylaşımların kendisine ait olmadığını iddia etti. Yapılan teknik incelemede hakaretlerin sahibi olduğu anlaşıldığın da Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianamesi düzenlenerek yargılama başladı.

Ravza Kavakçı
Mahkemenin taraflı kararı tepkilere neden oldu.

Ravza Kavakçı Kan sosyal medyadan duyurdu

Sosyal medya üzerinden edilen hakarete beraat kararı verilmesine tepkiler gecikmedi. Olayı gündeme taşıyan AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan sosyal medya hesabından şunları yazdı.

“Özellikle siyasetçilerin eleştiriye açık olması gerektiğine gönülden inanan bir insan olarak birçok vesile ile eleştirinin başımın üzerinde yeri olduğunu ama iftira, yalan ve hakarete karşı hukuk çerçevesinde mücadele edeceğimi ifade etmiştim.

Bu mücadeleye devam ederken İstanbul Anadolu Adliyesi 58.Asliye Ceza Mahkemesi’nin yapmış olduğumuz şikâyete binaen bir dönemin güdümlü yargı kararlarını aratmayan nitelikteki ekte paylaştığım kararını okuyunca yaşadığım endişe ve üzüntüyü kelimelerle ifade etmek mümkün değil.

Hakimin bir insana, hem de bir hemcinsine yapılmış olan bu açık ve çirkin hakaretleri neredeyse iltifatmış gibi değerlendirmesi, bir insanı hayvana benzetmenin hakaret olarak görülmesinin hayvana hakaret olacağını ifade etmesinin arkasındaki motivasyon ne olabilir?

Ayrıca sanık bile özür dilemeye hazırken Hâkime Hanım adalet, hukuk ve temel sağduyudan uzak, insan onurunu çiğneyen bu karar ile insanı tekrar hakarete uğratıyor. Başörtüsü nefreti içeren ifadelerin kullanıldığı bu günlerde bu karar bazı endişelerimizi tekrar hatırlatıyor. Yapılan hakaretin içeriğini ayrıca yazarak değil, mahkeme kararındaki kısmının görüntüsünü üzülerek ekte tekrar paylaşıyorum. Bu karara karşı her türlü hukuki mücadeleye avukatlarımla birlikte sonuna kadar devam edeceğimizi tekraren kamuoyu ile paylaşmak isterim. “

Ravza Kavakçı Kan’ın avukatı, karara itiraz ettiklerini açıklarken, sosyal medyada karara tepki yağdı. Yapılan yorumlardan bazıları şöyle, “Hakime hanımın küfür eşiği çok yüksek anlaşılan… birine hakaret etmek için çok galiz sözler gerekiyor herhalde !!!!” “Yoo! Karardaki yorum tarzına bakarsak kimseye hakaret edemeyiz bence.”

 

Mahkeme Ravza Kavakçı Kan’a hakaret edeni korudu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Hıncal Uluç, Sözcü ve Cumhuriyet’e ateş püskürdü https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/hincal-uluc-sozcu-ve-cumhuriyete-ates-puskurdu/ Thu, 17 Sep 2020 07:46:36 +0000 http://yekvucut.com/?p=34134 Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, muhalif medyanın Türkiye düşmanlığına savrulan içler acısı haline ateş püskürdü. “Biz kimin medyasıyız, dostlar” başlıklı...

Hıncal Uluç, Sözcü ve Cumhuriyet’e ateş püskürdü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, muhalif medyanın Türkiye düşmanlığına savrulan içler acısı haline ateş püskürdü.

“Biz kimin medyasıyız, dostlar” başlıklı yazısında Uluç, Sözcü ve Cumhuriyet gazetelerinin iktidarı yıpratmak için savaş çığırtkanlığı yaptığını, halkın sağlığını dahi hedef almaktan çekinmediğini ortaya koydu.

Hıncal Uluç, Sözcü gazetesinin Türkiye düşmanlığı güden yayınlarını şu sözlerle ifşa etti:

  • “Oruç Reis’i 90 günlüğüne Akdeniz’e gönderip, 30 günde g..ün g..ün geri çeken diye yazan gazete hangi ülkenin olabilir bir düşünün. Aklınıza sakın bir Yunan gazetesi gelmesin.. ‘G..ün g..ün’ diye tarif ettiği çirkin argo ile bize saldıran bir Türk (!) gazetesi, Sözcü. Yazan da bir Türk (!), Yılmaz Özdil.”

Uluç, Sözcü’nün “Türkiye’nin evladı” olmadığını şu sözlerle dile getirdi:

  • “Sırf Erdoğan gitsin de ister Türk- Yunan savaşı çıksın, ister Türkiye’nin dış itibarı sıfırlansın demeye, bu ülkenin evladı olarak hakkınız yok. Tabii eğer bu ülkenin evladı iseniz. Sözcü yayınlarına bakıyorum. Alenen, resmen savaş istiyorlar. Ege’de savaş çıksın, o zaman Erdoğan gider. Bir gazete, kendi ülkesini ateşe atar mı?”

“Cumhuriyet’i artık elime almak istemiyorum” diyen Uluç, bu gazetenin çirkin yayın çizgisini de şu sözlerle ifşa etti:

  • “Henüz ilacı bulunmadığı için Covid’e karşı en büyük silahımız, vücudumuzun bağışıklık sistemi. Bağışıklık sistemi de moralle doğru orantılı. Cumhuriyet ne yapıyor? Covid’le ilgili ne kadar felaket haberi varsa, onu veriyor, onu manşetliyor. Tek olumlu, umutlu haber yok. Amaç moralleri sıfırlamak.”

Uluç, Cumhuriyet gazetesinin amacının ne olduğunu sordu:

  • “Alınan hemen bütün önlemleri eleştiriyor. Hatta dalga geçen yorumlar kaleme alıyor..
    Nedir amacı Cumhuriyet’in? Covid coşsun, yayılsın, öldürsün. Türkiye’yi dünyanın en feci Covid ülkesi yapsın, önemli değil. Yeter ki, Recep Tayyip Erdoğan düşsün.”

Hıncal Uluç, Sözcü ve Cumhuriyet’e ateş püskürdü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Cumhuriyet gazetesi Fahrettin Altun nefreti yüzünden Atatürk “sevgisini” rafa kaldırdı https://yekvucut.com/gunun-yalanlari/cumhuriyet-gazetesi-fahrettin-altun-nefreti-yuzunden-ataturk-sevgisini/ Fri, 31 Jul 2020 22:15:10 +0000 http://yekvucut.com/?p=32253 “İstanbullu Rumlar’dan, Fahrettin Altun’un yayınladığı videoya yalanlama” Cumhuriyet gazetesinin sosyal medya hesabından paylaştığı haberin başlığı bu. Haberin detaylarına baktığımızda Cumhuriyet...

Cumhuriyet gazetesi Fahrettin Altun nefreti yüzünden Atatürk “sevgisini” rafa kaldırdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
“İstanbullu Rumlar’dan, Fahrettin Altun’un yayınladığı videoya yalanlama” Cumhuriyet gazetesinin sosyal medya hesabından paylaştığı haberin başlığı bu. Haberin detaylarına baktığımızda Cumhuriyet gazetesinin ciddi bir hafıza problemi yaşadığı ortaya çıkıyor.

Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Türkiye’de yaşayan Rum Cemaatinin sorunlarının çözümü için devletimizin yaptığı çalışmaları aktardığı videosunun doğru olmadığını söyleyen haberin içeriğine göre yurt dışında kurulu “İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu” isimli kuruluş Fahrettin Altun’u yalanlıyor.

Federasyon’un “Türkiye bizim isteklerimizi yerine getirmedi” eleştirisine neden olan maddelerin en can alıcı olanlarını aktaralım.

  • “Topluluğumuza karşı 1923-2003 yılları arasındaki yapılan insan ve anayasal haklarını ihlalleri ve öncelikle T.C.’ ye düşman çevrelerin düzenlediği 6-7 Eylül 1955 Pogromu resmi şekilde tanınması ve menfi neticelerin giderimi durumunda, ancak o zaman azınlıkların refah içinde yaşadıklarından söz edebiliriz”
6-7 Eylül olaylarının planlayıcılarından olduğu iddia edilen 15 Ekim 2019 da vefat eden eski Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Birgit
  • Makamlara sunduğumuz programlara, gençlerimizin atalarının Şehrine geri dönmesinin desteklenmesi önerilerimiz için hiç bir cevap almamıştır.

 

  • Tek Parti rejimi tarafından el konulan, Toplumuzun tarihinin Osmanlı devrinden kalan en kıymetli emaneti olan ve şu anda Türk Tarih Kurumunda (TTK) bulunan Dersaadet Rum Cemiyetinin Arşivinin İstanbul’da bir Vakfımıza verilmesi taleplerimiz cevapsız kalmıştır.

 Yekvucut notu: Dersaadet  Rum Cemiyeti Agos gazetesinin haberine göre Atatürk tarafından kapatılan bir dernek. Nedeni de mütareke döneminde derneğin Yunan işgalcilere destek vermesi hatta “Venizelos’un Rumların 500 yıldır beklediği kurtarıcı ve kahraman olduğunu beyanı ve 1919’da Venizelos’u Cemiyet’in onursal başkanı ilan edilmesi.” 

  • Maalesef, TTK tarafından Kasım 2019’da düzenlenen Ekümenik Patrikhaneye ve Heybeliada Ruhban Okuluna karşı iftira niteliğinde bir konferansın düzenlenmesi ile ilgili şikayetimiz cevapsız kalmıştır.

Yekvucut Notu: Cumhuriyet gazetesi Fener Rum Patrikanesini “ekümenik” olarak tanıdığını itiraf ediyor. Rum diasporasının eleştirdiği etkinlik Türk Tarih Kurumu tarafından akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirildi.

Cumhuriyet gazetesinin Fahrettin Altun nefreti Atatürk sevgisine baskın geldi

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a yönelik yalan haberleriyle gündeme gelen Cumhuriyet gazetesi yurt dışındaki Rum diasporasının Atatürk, İsmet İnönü, Şükür Saraçoğlu başta olmak üzere tek parti iktidarındaki tüm CHP liderlerini suçlamayı göze aldı.

Türkiye’deki gayri müslim vatandaşlara yönelik düzenlenen 6-7 Eylül olaylarında Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Birgit’in de büyük rol oynadığını görmezden geldi.

Kendi arşivinden İsmet İnönü’nün İtalya’nın Faşist lideri Mussolini’yi ziyaretinden “Hitler ile İnönü’yü yan yana koyan manşetleri unutan Cumhuriyet gazetesi eminiz ki varlık vergisine verdiği büyük desteği de unuttu.

Her fırsatta toplumdaki Atatürk hassasiyetini kaşımayı ihmal etmeyen Cumhuriyet gazetesi Atatürk’e “zalim” demeye çalışan bu çağrının gönüllü reklamını yaptı.

Cumhuriyet gazetesi Fahrettin Altun nefreti yüzünden Atatürk “sevgisini” rafa kaldırdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Batı medyasının operasyonuna sessiz kaldılar https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/bati-medyasinin-operasyonuna-sessiz-kaldilar/ Fri, 13 Mar 2020 15:37:14 +0000 http://yekvucut.com/?p=27694 Anamuhalefet partisi CHP ve sol medya, New York Times, BBC, CNN gibi yayın organlarının koronavirüs ile ilgili haberlerinde Türkiye’ye ait...

Batı medyasının operasyonuna sessiz kaldılar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Anamuhalefet partisi CHP ve sol medya, New York Times, BBC, CNN gibi yayın organlarının koronavirüs ile ilgili haberlerinde Türkiye’ye ait kareler kullanarak algı operasyonu yapmasına sessiz kaldı. Bununla de yetinmeyen muhalefet NYT’yi aklamaya kalktı.

Çin’in Wuhan kentinde görülen ve dünya genelinde 120’den fazla ülkeye yayılan koronavirüs salgınına karşı en etkili politikayı yürüten ülke olarak Türkiye ön plana çıktı. İtalya, İran, Fransa, İngiltere, Almanya gibi ülkeler virüse teslim olurken, hükümetin aldığı tedbirler sayesinde Türkiye’de salgın yaşanmadı. Ancak Batı medyası hedef tahtasına yine Türkiye’yi koydu.

Kanada haberini Türkiye görseli ile verdiler

New York Times, ABD Başkanı Trump’ın Avrupa’dan seyahati 30 gün yasaklama kararına ilişkin haberinde Türkiye’den iki adet fotoğraf kullandı. Trump’ın Avrupa’dan seyahati askıya alan kararında Türkiye muaf tutulmuştu. İngiliz BBC ise Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun eşi Sophie Gregoire Trudeau’nun koronavirüse yakanlandığı haberini Türkiye görseliyle servis ederek büyük bir skandala imza attı.

Formula 1’e cami görseli

CNN’de boş durmadı. CNN, Formula 1’in Avustralya ayağının iptal edildiğine ilişkin haberinde bir cami görseliyle paylaştı. 3 medya kuruluşu da Çin’den başlayan, Avrupa’da dalga dalga yayılan hatta Türkiye’de Batı’dan sıçrayan koronavirüs ile ilgili Müslümanları suçlamaya çalıştı.

3 maymunu oynadılar

New York Times, CNN ve BBC’nin Türkiye’yi hedef koyan haberleri büyük tepki çekerken, anamuhalefet partisi CHP ve sol medya 3 maymunu oynadı. Sözcü ve Cumhuriyet’te NYT, BBC ve CNN’in algı operasyonuna dair tek bir haber çıkmadı. T24 ve Körfez sermayesi tarafından fonlanan İndependent Turkish ise New York Times’ın yaptığı rezaleti örtmek için yayınladığı açıklamaya yer verdi.

Batı medyasının operasyonuna sessiz kaldılar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Göbeklitepe’de engelliler için yapılan yolu “beton” yalanıyla verdiler https://yekvucut.com/gunun-yalanlari/gobeklitepede-engelliler-icin-yapilan-yolu-beton-yalaniyla-verdiler/ Tue, 27 Mar 2018 15:19:48 +0000 http://yekvucut.com/?p=16331 Cumhuriyet, Birgün, T24 gibi haber siteleri tarihin en eski yerleşim yerlerinden olan ve bilinen en eski tapınağın bulunduğu Göbeklitepe’de yapılan bazı çalışmalar kapsamında...

Göbeklitepe’de engelliler için yapılan yolu “beton” yalanıyla verdiler yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
CumhuriyetBirgünT24 gibi haber siteleri tarihin en eski yerleşim yerlerinden olan ve bilinen en eski tapınağın bulunduğu Göbeklitepe’de yapılan bazı çalışmalar kapsamında tarihi dokuya ve sit alanına zarar verildiğini iddia eden birtakım haberler yaptı.

Söz konusu haberlerde tarihin “0” noktası olarak kabul edilen Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’de kalıntılara beton döküldüğü ve üzerinde iş makinelerinin çalıştığı ileri sürülürken Neolitik döneme ait dünya kültür mirasının katledildiği iddia ediliyor. Söz konusu alanda herhangi bir çalışma yapmak suç olmasına rağmen, konuya ilişkin haberler, Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın bu suça iştirak ettiğini söyleyecek kadar ciddi ithamlar içeriyor. Göbeklitepe’de yapılan yol çalışması kapsamında tüm arkeolojik alanların zarar gördüğü ve Bakanlığın yapılan çalışmayı denetlemediği de iddialar arasında yer alıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Göbeklitepe’de yapılan çalışmalar incelediğinde ve sahada çalışan arkeologlardan alınan bilgiye göre Göbeklitepe’deki tarihi alanlara beton döküldüğüne ve bu alanların tahrip edildiğine yönelik iddiaların doğru olmadığı anlaşılıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri ve uzmanlardan oluşan heyet, son günlerde “alandaki tarihi yapılara zarar verildiği” iddialarıyla gündeme gelen Göbeklitepe’de yürütülen çalışmaları basın mensuplarıyla birlikte yerinde inceledi.

Konu ile ilgili açıklama yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mahmut Kocameşe yaklaşık 1000-1300 metre mesafede bir karşılama merkezi bulunduğunu, oradan kazı alanına normal araç trafiğinin dışında sadece engelliler ve ulaşım güçlüğü çeken insanlar için hafif araçlarla ring seferleri yapılmak üzere açılan bir yol bulunduğunu ifade etti. Yayaların da kullanımına açılacak olan bu yol, tamamen doğal zemin üzerine keçe ve koruyucu malzeme kaplanarak, üzerine ‘stabilize kum’ dolgusu eklenen ve doğal küp taşlarla harçsız bir şekilde kaplanan bir uygulama. Kocameşe, bu yolu kenarlardan tutacak bordür taşların da yine keçe ve stabilize malzemenin üzerinde bulunduğunu ve yolun kaymasını önlemek için basit harçla tutturulduğunu belirtti. Ayrıca yolun arkeolojik alanın çok gerisinde sonlandığının altını çizen Kocameşe bu haliyle bile yolun alanın içerisine devamının kesinlikle söz konusu olmadığını açıkladı.

Bilim Danışma ve Eşgüdüm Komisyonu üyeleri arkeolog Prof. Dr. Necmi Karul ve Prof. Dr. Gülriz Kozbe de inceleme heyetinde yer aldı. Göbeklitepe hakkında son günlerde medyaya yansıyan haberleri değerlendiren Prof. Dr. Necmi Karul, kazı alanına yaklaşılan noktalarda demir içerikli beton görülmediğini, doğal taşların altına serili harçlar bulunduğunu ifade ederek bu harçlarla oluşturulmuş bir bordürün arasına kum serildiğini, bir keçe vasıtasıyla arkeolojik doku potansiyeli olan yerle ilişkisinin kesildiğini belirtti. Karul, “Böyle bir alanın üzerinde sert bir makinenin yürümesi biraz da tercih edilen bir durumdur çünkü tabanda kum varsa basıyı tek bir noktaya olmasını önleyecektir, yayacaktır. Koruyucu bir tarafı vardır diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Göbeklitepe’de engelliler için yapılan yolu “beton” yalanıyla verdiler yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
“3. havalimanında 400 işçi hayatını kaybetti” haberi Cumhuriyet’in yalan hanesine yazıldı https://yekvucut.com/gunun-yalanlari/3-havalimaninda-400-isci-hayatini-kaybetti-haberi-cumhuriyetin-yalan-hanesine-yazildi/ Wed, 14 Feb 2018 09:35:53 +0000 http://yekvucut.com/?p=15045 Türkiye’nin en büyük yatırımlarından biri olan ve faaliyete geçtiğinde dünyanın en büyük beşinci havalimanı olacak 3. Havalimanı bugünlerde kara propaganda ile...

“3. havalimanında 400 işçi hayatını kaybetti” haberi Cumhuriyet’in yalan hanesine yazıldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Türkiye’nin en büyük yatırımlarından biri olan ve faaliyete geçtiğinde dünyanın en büyük beşinci havalimanı olacak 3. Havalimanı bugünlerde kara propaganda ile saldırı altında.

Cumhuriyet’ten Mehmet Kızmaz’ın haberinde 3. havalimanı inşaatında 400 işçinin öldüğü, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen işçilerin ailelerinin ise 400.000 lira verilerek susturulduğu iddiaları yer aldı. Bu iddiayı sahiplenen Cumhuriyet Halk Partisi konuyu meclis gündemine getirdi. Cumhuriyet gazetesinin haberine göre 400 işçinin ölümünü örtbas etmek için ailelere 160 Milyon TL sus payı ödenmişti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yayınladığı bir açıklama 400 işçinin iş kazası sonucu öldüğünün doğru olmadığını açıkladı.

Bakanlığın açıkladığı sayıya göre, 30 bin işçinin çalıştığı havalimanı şantiyesinde sağlık sorunları ve trafik kazaları da dâhil 27 işçi hayatını kaybetti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın açıklaması

Bazı basın yayın organlarında İstanbul’da yapımı devam eden üçüncü havalimanı inşaatına yönelik “Hafriyat kamyonu şoförü anlattı: 400 işçinin ölümü gizlendi” başlıklı haberlere yer verilmiştir. İlgili haber üzerine kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla açıklama yapılmasının yararlı olacağı değerlendirilmiştir.

“İGA Havalimanları İnşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi”nin yürüttüğü 3. Havalimanı İnşaatında, çalışmaların başladığı Mayıs 2015 tarihinden itibaren Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre sağlık sorunları ve trafik kazası vakalarının da yer aldığı olaylarda 27 emekçimiz hayatını kaybetmiştir.

İlgili projenin başladığı tarihten itibaren görevlendirilen Bakanlığımız İş Müfettişleri, 3,5 milyon metrekare büyüklüğünde ve 30.000’i aşkın çalışan bulunan inşaat sahasında denetim faaliyetlerini aralıksız sürdürmektedir.

İlgili teftişlerde iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi, iş sağlığı ve güvenliği organizasyonu, sağlık ve güvenlik planı, iç denetim mekanizması, eğitim faaliyetleri, iş-izin prosedürleri, alt işveren-asıl işveren koordinasyonu başlıklı hususlar incelenmiş, belirlenen öncelikli konular ele alınarak teftişlere devam edilmiştir.

Bununla birlikte, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereği, 563 iş güvenliği uzmanı ile 293 sağlık personeli sahada görev yapmaktadır.

Mevzuat ve uygulamalar gereği söz konusu iddiaların, kamuoyundan saklanmasının mümkün olmadığı ortadadır. Çalışma hayatı gibi hassas bir alanda ve iş kazaları gibi insan hayatının söz konusu olduğu konularda, doğruluktan uzak iddialar ile kamuoyunun yanıltılmaya çalışılmasının basın etiğinden ve sorumluluk anlayışından uzak bir davranış olduğunu hatırlatırız. Bu mesnetsiz iddialar sebebiyle aynı zamanda söz konusu sahada çalışan 30 bini aşkın emekçimiz ve aileleri de töhmet altında bırakılmaktadır. Gerçeği yansıtmayan bu tür haberlerin çalışma barışımıza faydadan çok zarar getirdiğini özellikle vurgulayarak, asılsız ve ispatsız iddialarla algı oluşturma gayretinde bulunanları kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

 

“3. havalimanında 400 işçi hayatını kaybetti” haberi Cumhuriyet’in yalan hanesine yazıldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Cumhuriyet teröre destekten vazgeçmiyor https://yekvucut.com/feto-gercekleri/cumhuriyet-terore-destekten-vazgecmiyor/ Thu, 01 Feb 2018 07:35:20 +0000 http://yekvucut.com/?p=14672 FETÖ ile mücadele konusunda terör örgütünün yanında yer alan Cumhuriyet gazetesi Afrin’deki terör hedeflerine yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekatı’nda da PKK/PYD’yi desteklemeye devam...

Cumhuriyet teröre destekten vazgeçmiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ ile mücadele konusunda terör örgütünün yanında yer alan Cumhuriyet gazetesi Afrin’deki terör hedeflerine yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekatı’nda da PKK/PYD’yi desteklemeye devam ediyor. Reyhanlı’da 17 yaşındaki Fatma Avlar’ı Afrin bölgesinden PKK/PYD’lilerin attığı roket evinde uyurken hayattan kopardı. Cumhuriyet Gazetesi ise haberi sosyal medyadan, “Uykusunda ölen liseli Fatma son yolculuğuna uğurlandı” başlığı ile sıradan bir vaka şeklinde duyurarak PKK/PYD detayını gizledi.

Suriye’nin Afrin bölgesindeki terör örgütü YPG/PKK teröristleri tarafından Hatay’ın Reyhanlı ilçesine düzenlenen roketli saldırıda şehit olan 17 yaşındaki Fatma Avlar, Reyhanlı Atike Hanım Camisi’nde dün düzenlenen cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı.

PKK’yı korumaya çalıştılar

FETÖ ile mücadele konusunda terör örgütünün yanında yer alan Cumhuriyet Gazetesi, Afrin’deki terör hedeflerine yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekatı’nda da PKK/PYD’yi kollamaya çalıştı. Reyhanlı’da 17 yaşındaki Fatma Avlar’ı Afrin bilgesinden PYD’lilerin attığı roket evinde uyurken hayattan kopardı, Cumhuriyet Gazetesi ise haberi sosyal medyadan, “Uykusunda ölen liseli Fatma son yolculuğuna uğurlandı” başlığı ile sıradan bir vaka şeklinde duyurdu.

 

Cumhuriyet teröre destekten vazgeçmiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
1174 yılında vefat eden Nureddin Zengi, Cumhuriyet yazarı tarafından CIA ajanı ilan edildi https://yekvucut.com/gunun-yalanlari/1174-yilinda-vefat-eden-nureddin-zengi-cumhuriyet-yazari-tarafindan-cia-ajani-ilan-edildi/ Wed, 31 Jan 2018 12:30:02 +0000 http://yekvucut.com/?p=14653 Cumhuriyet yazarı Aydın Engin, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki Afrin bölgesinde yuvalanan terör örgütü PKK/PYD-YPG’ye karşı yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı’nda Türk Silahlı...

1174 yılında vefat eden Nureddin Zengi, Cumhuriyet yazarı tarafından CIA ajanı ilan edildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Cumhuriyet yazarı Aydın Engin, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki Afrin bölgesinde yuvalanan terör örgütü PKK/PYD-YPG’ye karşı yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı’nda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile omuz omuza çarpışarak vatanlarını terörden temizlemeye çalışan Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) hedef alan bir yazı kaleme aldı.

ÖSO ile birlikte başarılı bir şekilde yürütülen operasyondan duyduğu rahatsızlıkla aklı başından giden Cumhuriyet yazarı Engin, ÖSO içerisinde yer alan Nureddin Zengi Tugayları’na ismini veren ve 1174 yılında hayatını kaybeden Selçuklu’nun Halep Atabeyi Nureddin Zengi’yi “CIA’nın adamı” olarak tanıttı.

Bununla da yetinmeyen Cumhuriyet yazarı Engin, “Eminim hatırlayacaksınız” diye başladığı cümlesini nereden hatırlayacağımızı anlayamadığımız bir şekilde sürdürerek, Nurettin Zengi’nin, 12 yaşındaki Filistinli mülteci Abdullah Taysir el İsa’nın kafasını keserek ünlendiği masalını anlatacak kadar ileri gitti.

Cumhuriyet yazarı Engin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Özgür Suriye Ordusu terör örgütü değil. Kendi vatanlarını savunan, içinde her meşrepten insan bulunan yerli ve milli bir yapıdır. Tamamı Suriyeli kardeşlerimizden oluşan ÖSO, tıpkı Kuvayi Milliye gibi bir oluşumdur.” açıklamasına yönelik olarak ise, “ÖSO fotoğraflarına baktığımızda, içimizden ‘suratlarının rabbiyesi kalmamış adamlar’ demek geliyor.” ifadelerini kullandı.

1174 yılında vefat eden Nureddin Zengi, Cumhuriyet yazarı tarafından CIA ajanı ilan edildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ elebaşı Abant toplantılarına Uğur Dündar ve emekli askerlerin de katılmasını istemiş https://yekvucut.com/feto-gercekleri/feto-elebasi-abant-toplantilarina-ugur-dundar-emekli-askerlerin-de-katilmasini-istemis/ Thu, 02 Nov 2017 07:38:15 +0000 http://yekvucut.com/?p=11432 FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in 2016 yılındaki Abant Platformu toplantısına “Sözcü ve Cumhuriyet’ten de birileri katılsın.” talimatı verdiği ortaya çıktı. İstanbul...

FETÖ elebaşı Abant toplantılarına Uğur Dündar ve emekli askerlerin de katılmasını istemiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in 2016 yılındaki Abant Platformu toplantısına “Sözcü ve Cumhuriyet’ten de birileri katılsın.” talimatı verdiği ortaya çıktı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, FETÖ’ye yönelik soruşturma kapsamında, ByLock yazışmalarına ilişkin incelemesini sürdürüyor.

Kapatılan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Cemal Uşşak ile Başkan Yardımcısı firari Erkam Tufan Aytav arasındaki ByLock yazışmalarında; Altan kardeşlerden Hasan Cemal’e, Can Dündar’dan Ali Bulaç’a, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinden Abant toplantılarına kadar birçok konu yer alıyor.

Abant toplantısına katılım artsın talimatı

Aytav’ın 27 Aralık 2015’te “örgütün üst düzey yöneticileri”nden olduğu belirtilen Mehmet Yaşa’ya “Merhaba, bazı sorularımız olacak, iletebilir misiniz? Ocak ayının sonuna doğru Abant toplantısı yapmak istiyoruz. İyi bir katılım için ümitlerimiz var.” mesajını attığı, Mehmet Yaşa’nın da “Katılımcı kimler düşünülüyor?” şeklinde yanıt verdiği belirlendi. Aytav’ın bunun üzerine “80 bin TL gibi bir maliyeti olacak. Yapalım mı? Para konusunda yardımcı olunabilir mi? Mehmet Altan, Mümtazer Türköne ile görüştük. ‘Yapalım’ diyorlar, bir sorum daha var.

Vakfa yönelik bir tehlike arifesinde Cemal Bey’in yerine 15 günlük nöbetçi başkanlar olsun diyoruz. Mümtazer Türköne, Mehmet Altan ‘tamam’ dedi. Demokrasi nöbeti uygun mudur?” şeklinde mesaj yazdığı belirtildi.

Ali Bulaç’ın vakıftan ayrılma talebi

Aytav, 12 Ocak 2016’da ByLock üzerinden örgüt üst düzey yöneticilerinden Mehmet Yaşa’ya yazdığı mesajda şunları kaydetti: “Geçenlerde Ali Bulaç geldi. Saraya yakın bir arkadaşı ona (Bulaç’a) ‘Vakfı basacaklar, sen vakfın mütevelli heyetinden ayrıl, yoksa seni de tutuklarlar.’ demiş. O da ‘Lütfen beni yanlış anlamayın. Ben her zaman hizmetin yanındayım, hiç şüpheniz olmasın ama mütevelliden beni çıkartın.’ dedi. Ben her ne kadar ‘yapma, etme’ dediysem de ikna edemedim. Ve mütevelli heyetinden (Bulaç’ı) çıkardık. Ama duruşunda hiçbir problem yok. Ben HE (elebaşı Fetullah Gülen) üzülür diye düşünüyorum. Karar sizin.”

Cumhuriyet ve Sözcü’den isim talebi Mehmet Yaşa’nın 21 Ocak 2016’da Erkam Tufan Aytav’a “Hocam, Abant’a katılacakları kendilerine okudum, memnun oldu. Acaba Cumhuriyet’ten ve Sözcü gazetesinden de birileri olsa keşke buyurdu. Kendileri Uğur Dündar’ın ismini verdi. Keşke o da gelse diye buyurdular ve emekli askerlerden de çağrılabilse diye ifade ettiler. Bir de ‘Radikal’den de olabilir’ dedi. Ayrıca Can Dündar ve Hasan Cemal’e ‘Beyan’ kitabını imzaladı. Size göndersem kendilerine ulaştırabilir misin?” mesajını attığı aktarıldı.

Araştırma sonucunda, örgüt lideri Fetullah Gülen’in ilk baskısı 2011 Eylül’de çıkan “Beyan” isimli kitabının bulunduğu, 2016 yılında Abant toplantısına Cumhuriyet gazetesinden de katılımcıların olduğu, toplantıya katılımların örgüt elebaşısı Fetullah Gülen’in talimatıyla gerçekleştiğinin tespit edildiği belirtildi.

2016 yılındaki Abant Toplantılarına kimler katılmıştı? 

Toplantı açılışını  CHP Parti Meclisi Üyesi seçiminde CHP Genel BaşkanıKemal Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde yer alan ancak delegenin çizdiği İştar Gözaydın yapmıştı.

Toplantının kurumsal çağrıcıları arasında Nuray Mert yer alırken Cumhuriyet yazarları Aydın Engin ve Ahmet İnsel , HDP milletvekilleri Huda Kaya, İmam Taşçıer, Adem Geveri ve eski HDP’li Ufuk Uras, CHP’li Binnaz Toprak, DEP Eski Başkanı Yaşar Kaya, Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay, Baskın Oran, kapatılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü firari Abdülhamit Bilici, Ali Bulaç, Murat Belge, Aydın Engin, Birikim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner, Adem Geveri, HDP Milletvekilleri Hüda Kaya ve İmam Taşçıer, Dışişleri eski Bakanı Yaşar Yakış, AK Parti eski milletvekillerinden Reha Çamuroğlu, Gazeteciler Yazarlar Vakfı Başkan Vekili Erkan Tufan Aytav, Cengiz Aktar,  Şahin Alpay, Ersin Kalaycıoğlu, Herkül Millas, Mehmet Altan, Eser Karakaş, Emine Eroğlu, Ergun Özbudun, Ümit Kardaş, Niyazi Öktem, Cafer Solgun, Ferhat Kentel, Mümtaz’er Türköne, İbrahim Cerrah, Levent Köker gibi isimler de katıldı.

İnsan Hakları İzleme ve Değerlendirme Merkezi üzerinden algı operasyonu

Erkam Tufan Aytav’ın 17 Aralık 2015’te bir ByLock kullanıcısına “Bugün Dündar’ın duruşmasındaydım. En az 100 kişi vardı. Alkışlarla karşılandı salona girerken ve çıkarken.”, 18 Şubat 2016’da “Diyoruz ki hizmete dair insan hakları ihlalleri bizler dahil gazeteci ve yazarlar bilmiyor. Bu raporları ilgili arkadaşlar İnsan Hakları İzleme ve Değerlendirme Merkezi’ne verse ve oradan yayınlansa, biz de o link üzerinden medyaya duyursak.” şeklinde mesajlar attığı tespit edildi.

Bir ByLock kullanıcısının Aytav’a “Tanıdığın var mı araştıralım mı?” yazdığı, Aytav’ın ise “Tanıdığım olsa niye sana yazayım? Seninle ilgilidir sanıyorum.” şeklinde yanıt verdiği, ByLock kullanıcısının “Ok irtibat kurabiliriz sanıyorum.” dediği, Aytav’ın “Bugün halleder miyiz?” diye sorduğu belirlendi. ByLock kullanıcısının Aytav’a “Ama raporu orada yayınlamak yerine üst kesime verip sonra yayınlamak lazım.” şeklinde mesaj attığı, Aytav’ın kullanıcıya “Üst kesim?” sorusunu sorduğu, kullanıcının Aytav’a “Altanlar, Taha Akyollar, milletvekilleri, hukukçu akademisyenler.” diyerek yanıt verdiği, Aytav’ın ise “İşte onlara biz duyuracağız.” mesajı attığı kaydedildi.

Başka bir ByLock kullanıcısının 18 Ocak 2016’da Erkam Tufan Aytav’a şu şekilde mesajı yazdığı görüldü: “18 Ocak gündem 1. HE’nin (elebaşı Fetullah Gülen) kardeşine yapılması planlanan iftira içerikli operasyonla ilgili operasyon ve sonrasında iftira haberleri yapmaları durumunda, RTE’yi bunaltan konuların değişmesine müsaade edecek fırsat verilmemeli, son sohbetteki meydan okumaya tüm mecralarda tüm imkanlarımızı kullanarak yayalım. RTE’nin avaneleri operasyonu bu meydan okuma üzerine yapmış olsun.”

FETÖ elebaşı Abant toplantılarına Uğur Dündar ve emekli askerlerin de katılmasını istemiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Cumhuriyet gazetesi AB fonları için Osman Kavala’yı görevlendirmiş https://yekvucut.com/feto-gercekleri/cumhuriyet-gazetesi-ab-fonlari-icin-osman-kavalayi-gorevlendirmis/ Tue, 31 Oct 2017 11:37:16 +0000 http://yekvucut.com/?p=11360 Sabah gazetesinin haberine göre Aydın Engin’in; Gezi kalkışması, 15 Temmuz ve 17-25 Aralık yargısal darbe girişimlerinin arkasında kim ya da...

Cumhuriyet gazetesi AB fonları için Osman Kavala’yı görevlendirmiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Sabah gazetesinin haberine göre Aydın Engin’in; Gezi kalkışması, 15 Temmuz ve 17-25 Aralık yargısal darbe girişimlerinin arkasında kim ya da kimlerin bulunduğunu tespit etmeye yönelik soruşturmada gözaltına alınan işadamı Osman Kavala’ya gönderdiği e-mail ve cep telefonu yazışmalarının Cumhuriyet gazetesi dava dosyasına gönderildiği bildirildi.

Yazışmalarda; Aydın Engin’in, Cumhuriyet gazetesinin AB fonlarını alabilmesi için Osman Kavala’yı temsilci olarak seçmesi dikkat çekiyor.

Aydın Engin: AB’den mâli destek almamız lazım, rastgele biriyle olmaz

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı MİT TIR’ları soruşturmasında gözaltına alınan, yaşı ve hastalığı gerekçesiyle serbest bırakılan Cumhuriyet gazetesi yazarı Aydın Engin’in; işadamı Osman Kavala’yla irtibatı tespit edildi.

Aydın Engin’in; Ahmet İnsel’e 2 Ekim 2017 tarihinde, “Cumhuriyet son bir yıl boyunca AB ülkeleri medyasının ve siyasetinin en tepelerinden büyük ilgi gördü. Bu yüzden AB fonlarından ya da AB ülkelerindeki meslek örgütlerinden ya da AB ülkelerindeki sivil toplum örgütlerinden Cumhuriyet’e mali destek için koşulların çok çok elverişli olduğu kanısındayım. O yüzden AB yetkilileri ile görüşmede mali destek için aksi takdirde Cumhuriyet’in susacağını iyice anlatmak ve açıklamak gerek. Yani rastgele bir tanıdık bunu beceremez. Bunu senden istemem işte bu yüzden” şeklindeki e-mail gönderdiği tespit edildi.

Ahmet İnsel: Osman Kavala’ya danışalım

Ahmet İnsel, Aydın Engin’e; Brüksel’de kimlerle, hangi kurumlarla konuşması gerektiği konusunda Osman Kavala’ya danışılması gerektiğini söyledi. Aydın Engin de, Ahmet İnsel’e gönderdiği mesajın aynısı Osman Kavala’ya gönderdi.

Kavala, Aydın Engin’e randevu verdi

Osman Kavala’nın, söz konusu e-mailin ardından aynı gün Aydın Engin’le irtibata geçtiği, bir gün sonra (3 Ekim 2017 tarihinde) Aydın Engin’e randevu verdiği yazışmalara yansıdı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın; söz konusu yazışmaları Aydın Engin yönünden ilgili olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet gazetesi dava dosyasına gönderdiği öğrenildi.

Engin: AB’nin bizi desteklemesi için tüm koşullar elverişli

Ahmet,
11 ayın sonunda mali darboğazın en dar noktasına geldik. Maaşları ödemekte aşırı zorlanıyoruz. Aybaşında pek çok kişinin ücret ödemesi sünnetli[kesintili] yapacağız. Kimilerimize (Mesela ben, Akın, Murat, Bülent vb…) ise onu da yapmayacağız.

Belli yerlerden reklam desteği ya da borç bularak bu ayı, Ekim sonunu, hatta Aralık ayını zor bela ve eksik gedik halledebiliriz ama sonrası için durum berbat.

Daha kalıcı bir çözüm için Avrupa Birliği fonlarına ya da benzer kaynaklara başvurup destek istemeyi düşündüm. Konuştuğum (içerideki ve dışarıdaki) arkadaşları da ikna ettim.

Benim yurt dışı çıkış yasağım var, o yüzden sana yazıyorum.

Cumhuriyet son bir yıl boyunca AB ülkeleri medyasının ve siyasetinin en tepelerinden büyük ilgi gördü. Konumum gereği ev sahipliğini ben yaptığım, onlara ben bilgi verdiğim için bunun dolaysız tanığıyım.

Bu yüzden AB fonlarından ya da AB ülkelerindeki meslek örgütlerinden ya da AB ülkelerindeki sivil toplum örgütlerinden Cumhuriyet’e mali destek için koşulların çok çok elverişli olduğu kanısındayım.

Şimdi…

Brüksel’e gitsen ve bu fonlarla ilgili neyi nasıl yaparız, ne gibi projeler sunmalıyız ve hangi fonlara başvurmalıyız gibi konularda ön görüşme ve bilgilenmeyi üstlensen. Tek bir fondan değil birkaç fondan sorunların üstesinden geliriz. Sonrası Allah kerim.

Aksi takdirde ceza davası ve vakıf davasından yenilmeyeceğiz ama mali darboğaza yenik düşebiliriz; hatta düşeceğiz.

O yüzden AB yetkilileri ile görüşmede mali destek için aksi takdirde Cumhuriyet’in susacağını iyice anlatmak ve açıklamak gerek. Yani rastgele bir tanıdık bunu beceremez. Bunu senden istemem işte bu yüzden.

Acele oluşu da şu yüzden: 2018 bütçeleri bugünlerde yapılacak. Sonra iyi olur ama bütçeler yapıldı” mazereti ile karşılaşırız.

Ne dersin?

Beni gecikmeden cevapla e mi?

Sevgiler

Aydın

Not: Brüksel gezisi için yol ve konaklama giderlerini ben hallederim.

Kavala, Aydın Engin’e randevu verdi

Aydın Engin, söz konusu mailin kendisine ulaşmasının ardından Aydın Engin’e,

“Sevgili Aydın. Mailini aldım. Yarın falan görüşelim mi?” diye sorduğu, Aydın Engin’in, Osman Kavala’ya, “Ben mi sana geleyim (ofisin değişmediyse) yoksa sen mi bana (gazeteye) gelirsin?” diye sorduğu, Osman Kavala’nın da, “Çok zahmet olmazsa gelebilir misin? Eski ofise. Elmadağ Kahve Dünyası’nın üstünde 3. Kat saat 12, 14 veya 18 olabilir” dediği, Aydın Engin’in de “18.00’de sendeyim. OK?” dediği tutanaklarda yer aldı.

Topuz tutuklandı, Kavala gözaltında

17-25 Aralık yargısal darbe girişiminin arkasında kim ya da kimlerin bulunduğuna tespit etmeye yönelik soruşturma kapsamında; 35 yıldır ABD İstanbul Başkonsolosluğu irtibat görevlisi Metin Topuz tutuklandı. Metin Topuz’un, Gezi kalkışması sırasında, 17-25 Aralık yargısal darbe girişimi ve 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde FETÖ’cü polis, savcı ve askerlerle yoğun irtibatının olduğu tespit edildi.

Soruşturma kapsamında ABD İstanbul Başkonsolosluğu güvenlik yetkilisi Mete Cantürk hakkında gözaltı kararı verildi.

Başsavcılık; 17/25 Aralık girişimi için kimlerin talimat verdiğine ilişkin soruşturmaya Gezi ve 15 Temmuz girişimlerini de dâhil etti. Soruşturma kapsamında işadamı Osman Kavala, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Başkanı Şaban Kardaş ile MİT TIR’ları kumpasında ABD Büyükelçiliği irtibatları belirlenen FETÖ imamları Bayram Andaç ve Muharrem Gözüküçük’ün de şüpheli olduğu öğrenildi.

Aydın Engin’den darbeden iki gün önce “Cihanda sulh, peki yurtta ne?” yazısı

Aydın Engin; FETÖ’nün Hava Kuvvetleri imamı olduğu ifade edilen Adil Öksüz’ün FETÖ’den son talimatı alıp darbeyi yönetmek için Türkiye’ye döndüğü gün olan 13 Temmuz 2016 tarihinde; “Cihanda sulh, peki yurtta ne?” başlıklı köşe yazısı yazmıştı. Engin, “Genç Cumhuriyetin en değerli, en önemli, en anlamlı ilkelerinden biri, bence birincisi “Yurtta sulh, cihanda sulh” olsa gerek. Genç kuşaklar için “çevirisi” yani arı Türkçede karşılığı “Yurtta barış, dünyada barış” ifadelerini kullanmıştı.

Cumhuriyet gazetesi AB fonları için Osman Kavala’yı görevlendirmiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>