Şiddete sıfır tolerans

Kadına şiddet son yıllarda yalnızca mağdur olanlarla değil şiddetle mücadele için alınan önlemler, hazırlanan çalışmalar ve eylem planlarıyla da karşımıza çıkıyor. Kadına yönelik şiddetle mücadelede mağdura destek olma ve caydırıcı amaçlı cezai yaptırımları artırmanın yanı sıra şiddeti hiç yaşanmadan önleme kapsamında da adımlar atılıyor. Bu çerçevede hazırlanan “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Faaliyet Planı” ile bakanlıklar farklı alanlarda çalışmalar yürütüyor. Bu genelge doğrultusunda geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı da bir ay içinde 3 milyondan fazla öğrenci, veli ve öğretmene kadına şiddeti önlemeye yönelik farkındalık eğitimi verildiğini açıkladı.

Şiddetle mücadele için verilecek eğitimlerde aklımıza ilk başta kolluk kuvvetleri geliyor olsa da toplumda kilit role sahip olan öğretmenler, öğrenciler ve velilerin farkındalık düzeyini yükseltmek de büyük ölçüde önem taşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı da bu amaçla aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet konularında farkındalık eğitimleri düzenledi. Rehber öğretmen ve psikolojik danışmanlar tarafından verilen eğitimlerde aynı zamanda şiddeti önleme, akran arabuluculuğu, öfke kontrolü, olumlu davranış geliştirme gibi başlıklar da işlendi. Eğitimlerin ardından Duygu Düzenleme seminerine katılan 242 bin 365, Kadına Şiddeti Önleme seminerine katılan 86 bin 651 öğretmene de belge verildi.

Şiddetle Mücadele Eylem Planı

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Faaliyet Planı genelgesi, 2021-2025 yıllarını kapsayan “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele IV. Ulusal Eylem Planı” kapsamında hazırlanarak kadına yönelik şiddetle mücadelede kalıcı ve etkin başarıyı hedefliyor. İçişleri Bakanlığı’nın bu yılın Nisan ayında 81 il valiliğine gönderdiği genelgede; adalete erişim ve mevzuat, politika ve koordinasyon, koruyucu ve önleyici hizmetler, toplumsal farkındalık, veri ve istatistik başlıklarından oluşan 5 ana hedef bulunuyor.

Genelgeye göre, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda en az 5 milyon erkeğe temel bilgilendirme ve farkındalık oluşturma eğitimleri sağlanacak. Yine şiddetin önlenmesi hedefi kapsamında, Göç İdaresi Başkanlığınca yabancı uyruklu kişilere farkındalık eğitimleri verilmesi de tedbirler arasında. Yıl içinde aralarında rütbeli jandarmanın da bulunduğu 110 bin kolluk personeline, Polis Akademisi ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinde öğrenim gören tüm öğrencilere de farkındalık eğitimleri verilecek.

28 alt hedefe sahip genelgeyle ayrıca kadın konukevi sayısının arttırılacağı ve İçişleri Bakanlığı bünyesinde 7/24 izleme gerçekleştirilen elektronik kelepçe sayısı 1500’e yükseltileceği de belirtiliyor. Şiddetle tümüyle mücadele edebilmek için halkın farkındalığını yükseltebilecek muhtar, sanatçı, sporcu gibi toplumda önemli kesimlerin de desteğini alacak çalışmalar için adımlar atıldı. Hazırlanan planın etkinliğini sağlaması ve devam niteliğinde, kadına yönelik şiddetle mücadele alanındaki eksiklerin tespiti ve önlemlerin geliştirilmesi için 81 ilde İzleme ve Değerlendirme Sistemi (İZDES) heyetleri de inceleme yapacak.

Kadına yönelik şiddet ile mücadele ve meşrulaştırılan şiddet yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Her şeyin en iyisini hak eden kadınlar için;

Daha adil, daha özgür bir Türkiye #8Mart #8martdunyakadinlargunu pic.twitter.com/k4ezwtgZvi

— Yekvücut (@yekvucutcom) March 8, 2022

Şiddete taviz yok

İş yerinde taciz ve mobbing suç kapsamına alındı.  Aynı şekilde evlilik içi zor kullanarak cinsel ilişki de suç kapsamına alındı. 6284 sayılı kanun yani “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” yürürlüğe girdi. Kadın cinayetinde cezai yaptırımlar artırılırken töre cinayetlerinde faile indirim kaldırıldı. “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı” hazırlandı. Kadına yönelik şiddete karşı yeni reform paketi oluşturuldu. Yakın zamanda meclise sunulacak teklifle artık adına yönelik saldırılarda faillerin somut pişmanlık ifadesi içermeyen hiçbir davranışı indirim nedeni olarak kabul edilmeyecek. Kasten öldürme, yaralama gibi suçlar kadına karşı işlenmişse cezalar daha da artırılacak. Nikahlı veya boşanmış eşe karşı tehdit suçlarının cezasında alt sınır 6 aydan 9 aya çıkartılacak. Israrlı takip eylemleri, 6 aydan 2 yıla kadar hapisle sonuçlanacak. Eşe veya boşanılan eşe karşı kasten yaralama suçlarında tutuklama kararı kolaylaştırılacak. Şiddet mağduru kadınlara talep etmeleri halinde baro tarafından ücretsiz avukat gönderilecek.

Kadınlar hayatın her alanında

Kadın kooperatiflerine destek yasası yürürlüğe girdi. “Nerede Kalmıştık?” projesiyle, 17 bin 461 kadın, açık öğretim lisesine yeniden kaydoldu. Kadınlar iş gücüne katılımı yüzde 27 seviyelerinden yüzde 34 seviyelerine ulaştı. Kadın istihdamı 6 milyon iken, bu sayı 10 milyona çıktı. Kadınların yönetimdeki gücü arttı, kadınlara ait parlamentodaki temsil oranı yüzde 4’ten yüzde 17’ye yükseldi. Eğitim öğretimde de kadınların varlıkları arttı. Üniversitelerdeki öğretim görevlilerinin arasında kadınların oranı yüzde 51’e ulaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kadınların haklarını savunmak, onları küçümseyerek, metalaştırarak, meseleyi sadece birkaç başlığa indirgeyerek değil onların insan sıfatıyla zaten sahip oldukları haklarını teslim etme anlayışıyla yapılır.” ifadelerini kaydetti.

Kadınlar haklarını geri alıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İngiltere’de Ulusal İstatistik Ofisi (ONS), kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin kalıcı etkisi ile ilgili bir araştırma yaptı. ONS’nin yaptığı ilk kapsamlı istatistiksel analize dair veriler kamuoyuyla da paylaşıldı. ONS’nin yaptığı araştırma, İngiltere‘de geçen yıl 16 ila 34 yaş aralığındaki her 3 kadından 2’sinin bir şekilde tacize uğradığını ortaya koydu. Buna göre İngiltere’de, 16 yaşın üzerindeki her 3 kadından 1’i, geçtiğimiz yıl en az bir tacize maruz kaldı. Bu oran, 16-34 yaş arası kadınlar için 3’te 2’ye kadar arttı. 2020 yılında yaşları 16-74 arasında değişen 1,6 milyon kadın, aile içi şiddete uğradı. 18-74 yaş aralığındaki yaklaşık 5,1 milyon kadın, çocukken bir tür istismarın kurbanı oldu. ONS suç birimi şefi Meghan Elkim konuyla ilgili açıklamalar yaptı. Elkim, “Hükümet genelinde ve hayır kurumlarıyla birlikte çalışarak, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin ölçeğini ve etkisini vurgulamak için ilk kez veri kaynaklarını bir araya getirmeyi başardık.” ifadelerini kullandı. Elkim, araştırmaya konu suçların kadınlar ve kız çocukları üzerindeki etkisinin ciddi ve uzun soluklu olduğuna dikkat çekti.

İtalya’da da kadına yönelik şiddet arttı

İtalya‘da da kadına yönelik şiddetle ilgili 2020 yılı raporu yayımlandı. Ülkede karantinanın sona erdiği haziran ve ağustos aylarında şiddet vakalarının artış gösterdiği ortaya çıktı. İtalya İçişleri Bakanlığı kadına yönelik şiddetle ilgili raporu Ekim 2020’de yayınladı. “Bu aşk değil” (Questo non amore) adlı rapora göre, kadına yönelik şiddet vakaları koronavirüs (Covid-19) tedbirleri uygulamalarına göre bir yıl öncesine kıyasla değişkenlik gösterdi. Rapor, 2020’de sokağa çıkma yasağının uygulandığı mart ve mayıs ayları arasında bir önceki yıl ile karşılaştırıldı. Sonuca göre kadın cinayetlerinin tüm cinayetlere oranının yüzde 56’dan yüzde 33’e düştüğü görüldü. Ancak karantina uygulamasının bittiği 2020 Haziran ayı ile Ağustos ayı arasındaki 3 aylık veriler kıyaslandığında ise bu oranın 2019 yılına göre yüzde 37’den yüzde 54’e yükseldiği açığa çıktı.

Kadına yönelik şiddetin sonu gelmiyor

Aynı dönemlerde eski eş veya sevgili tarafından işlenen kadın cinayetlerinin oranı ise karantina döneminde 2019 yılındaki gibi yüzde 22 oranında kaldı. Bu oran yılın üçüncü çeyreğinde bir yıl öncesine göre yüzde 10 azaldı ve yüzde 26 olarak kaydedildi. 2020 yılında aile içi şiddet vakalarında kadınların şiddet mağduru olma oranı yüzde 81 olarak bildirildi. Aile içi şiddet vakalarının yüzde 58’ini fiziksel şiddet, 33’ünü sözlü ya da kısıtlayıcı davranışlar, yüzde 9’u ise taciz veya tecavüz şeklinde gerçekleştiği açıklandı. Raporda, kadına karşı işlenen suçlarda failin yüzde 62 oranında kadının eski eşi veya evli olduğu eşi ya da sevgilisi olduğu belirtildi. Şiddet vakalarının yüzde 33’ünü eş ya da sevgili, yüzde 29’unu da eski eş ya da sevgili oluşturdu. Rapora göre, vakaların yüzde 14’ünde fail kadının ebeveyni ya da çocuğu oldu. Ne yazık ki İtalya‘da kadına yönelik şiddet önlenemiyor.

İngiltere’de genç kadınlara taciz arttı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı Tanıtım Toplantısı Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmada eylem planındaki hususların belirlenen çerçevede ve sürede amacına ulaşması temennisinde bulunurken, “Her ne sebeple olursa şayet aile yapımızda bir bozulma varsa bunun sorumluluğunu sadece kadına veya erkeğe yüklemek sorunun yarısını görmezden gelmek demektir.” dedi. Erdoğan, kadına şiddet meselesinde ortada bir mağdur varsa bir de failin mevcut olduğunu belirtirken, “İşte bunun için iktidara geldiğimiz günden beri kadına yönelik şiddetle mücadele, öncelikli konularımız arasında yer almıştır. Şahsen de bu konuyu daima yakından takip ettim, atılan her adımı destekledim, yaşanan her sorunla bizzat ilgilendim.” ifadelerini kullandı.

Kadına yönelik şiddetle mücadele bitmeyecek

Daha önce kadına yönelik şiddetle ve kadınların insan olarak sahip oldukları haklarını kullanabilmesi konusunda ettikleri mücadeleyi bugün de yarın da sürdüreceklerini söyleyen Erdoğan devamında şu ifadeleri kullandı:

“Nitekim tek tip bir müdahaleyle neticeye ulaşılamayacağı belli olan bu hassas konunun çözümü için zaman içerisinde farklı politikalar geliştirdik ve uyguladık. Son günlerde bazı çevreler, bugün, yani 1 Temmuz itibarıyla resmen çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi‘ni, kadına yönelik şiddetle mücadelede bir geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi‘yle başlamadığı gibi bu sözleşmeden çekilmeyle de bitecek değildir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mücadelenin uzun soluklu, sabır ve toplumsal mutabakat gerektiren bir süreç olduğunun farkında olduklarını ifade ederken, kadına yönelik şiddetin tamamen ortadan kalkmasının, tüm kesimlerin inancı ve çabasıyla mümkün olduğunu bildirdi. Erdoğan, bu küresel sorunu, tüm dünya gibi kendilerinin de yasal düzenlemeler, önleme, koruma ve kovuşturma alanlarında ihtisaslaşma ile aşmaya çalıştıklarını kaydetti. Hem yerel hem merkezi düzeyde kurumlar arası iş birliğiyle oluşturulan sosyal politikaların karalılıkla sürdürüldüğünü aktaran Erdoğan bu kapsamda ilki 2007 yılında hazırlanan Ulusal Eylem Planı‘nı sürekli güncelleyerek ve geliştirerek bugüne kadar getirdiklerini anlattı.

En önemli dönüm noktası 6284 sayılı kanun

Dördüncüsü hazırlanan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planında günün ihtiyaçlarına yönelik yeni başlıklar bulunduğunu kaydeden Erdoğan kadına yönelik şiddet sorunuyla mücadelede çok yönlü bütüncül ve disiplinler arası bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti. Bu çerçevede ilk idari ve hukuki somut adımı 2006 yılında yayınlanan başbakanlık genelgesi ile atılırken kadına yönelik şiddetle mücadelede öncelikli politikaların belirlendiği 3 ulusal eylem planı uygulanmıştı. Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair 6284 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinin, bu doğrultudaki en önemli dönüm noktası olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Türkiye bu kanunla dünyada kadına yönelik şiddetle mücadelede en kapsamlı ve etkili mevzuata sahip ülkeler arasında ilk sıralara çıkmıştır. Nitekim uygulamadaki neticeler, kanunun gerçekten bu yürek parçalayıcı, vicdan kanatıcı meselenin çözümünde çok önemli mesafeler kat etmemizi sağladığına işaret ediyor.”

Plan 5 ana hedef, 28 strateji ve 227 faaliyetten oluşuyor

Şiddete uğrayanın kadın veya erkek, çocuk veya yaşlı, engelli veya engelsiz olmasının fark etmediğini, geniş yelpazesiyle kanunun herkesi koruma kapsamına aldığını vurguladı. Erdoğan, yeni eylem planıyla mücadelenin daha da güçlendiğini söyledi.

Erdoğan’ın 2021-2025 yıllarını kapsadığını bildirdiği Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı için hazırlıklar 2020 yılı başından beri sürüyor. Eylem planının hazırlanmasında ise kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, medya mensuplarının, uluslararası kuruluş temsilcilerinin ve ilgili tüm paydaşların katkıları bulunuyor. 5 ana hedef, 28 strateji ve 227 faaliyet şeklinde yapılandırılan bu bütüncül politika ile sorunun tamamen ortadan kalkması hedefleniyor.

Gelecek 5 yıl boyunca kadına yönelik şiddetle mücadelede takip edilecek ana başlıkların hepsi bu planda yer alırken bu başlıklar; mağdurların adalete erişiminin kolaylaştırılması, şiddetle topyekun mücadele anlayışının tüm plan, program ve politikalara yerleştirilmesi, koruyucu ve önleyici hizmetlerin güçlendirilmesi, toplumsal farkındalık ve duyarlılığın artırılması, sistematik, güvenilir, karşılaştırılabilir verilerin toplanması ve yorumlanması olarak özetlendi.

ŞÖNİM’lerde yaklaşık 1 milyon kişiye hizmet verildi

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, kurumlar arası iş birliğinin geliştirilmesi için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının koordinasyonunda Adalet, İçişleri, Milli Savunma ve Sağlık Bakanlıkları ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında protokoller imzalandığını aktardı.

Mağdur odaklı mücadele prensibi ile çalışan ŞÖNİM‘lerde bugüne kadar 682 bini kadın, 54 bini erkek ve 96 bini çocuk olmak üzere toplam 833 bin kişiye hizmet verildiğini bildiren Erdoğan, “Yatılı kurumsal hizmetlerimizi ise 81 ilimizdeki 149 kadın konuk evinde 3 bin 576 kapasiteyle sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde 7 ilimizde 9 yeni kadın konuk evi daha açılacaktır. Ayrıca 9 ilimizdeki mevcut kadın konukevlerini, şiddet mağduru kadınların ve çocuklarının ihtiyaçlarına göre dönüştürüyoruz. Tehdit altında olan kadınlarımız için ihtisaslaşmış kadın konuk evlerimizde özel güvenlik önlemleri alıyoruz.” diye konuştu.

Kadına yönelik şiddete karşı 4. Eylem Planı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İtalya‘da İçişleri Bakanlığı kadına yönelik şiddet ile ilgili 2020 yılı raporunu yayımlandı. Ülkede karantinanın sona erdiği haziran ve ağustos aylarında şiddet vakalarının arttığı açığa çıktı. İçişleri Bakanlığı kadına yönelik şiddetle ilgili raporu Ekim 2020’de yayınladı. “Bu aşk değil” (Questo non amore) adlı rapora göre, kadına yönelik şiddet vakalarının koronavirüs (Covid-19) tedbirleri uygulamalarına göre bir yıl öncesine kıyasla değişkenlik gösterdiği açıklandı. Raporda, 2020’de sokağa çıkma yasağının uygulandığı mart ve mayıs ayları arasındaki kadına şiddet vakaları bir önceki yıl ile karşılaştırıldı. Sonuca göre kadın cinayetlerinin tüm cinayetlere oranının yüzde 56’dan yüzde 33’e düştüğü görüldü. Ancak karantina uygulamasının bittiği 2020 Haziran ayı ile Ağustos ayı arasındaki 3 aylık veriler kıyaslandığında ise bu oranın 2019 yılına göre yüzde 37’den yüzde 54’e yükseldiği ortaya çıktı.

İtalya’da kadına yönelik şiddet son bulmuyor

Aynı dönemlerde eski eş veya sevgili tarafından işlenen kadın cinayetlerinin oranı ise karantina döneminde 2019 yılındaki gibi yüzde 22 oranında kaldı. Bu oran yılın üçüncü çeyreğinde bir yıl öncesine göre yüzde 10 azaldı. Yüzde 26 olarak kaydedildi. 2020 yılında aile içi şiddet vakalarında kadınların şiddet mağduru olma oranı yüzde 81 olarak ifade edildi. Aile içi şiddet vakalarının yüzde 58’ini fiziksel şiddet, 33’ünü sözlü ya da kısıtlayıcı davranışlar, yüzde 9’u ise taciz veya tecavüz şeklinde olduğu açıklandı. Raporda, kadına karşı işlenen suçlarda failin yüzde 62 oranında kadının eski eşi veya evli olduğu eşi ya da sevgilisi olduğu söylendi. Şiddet vakalarının yüzde 33’ünü eş ya da sevgili, yüzde 29’unu da eski eş ya da sevgili oluşturdu. Rapora göre, vakaların yüzde 14’ünde fail, kadının ebeveyni ya da çocuğu oldu. İtalya‘da da kadına yönelik şiddetin durdurulamadığı böylece gözler önüne serildi.

İngiltere’de de kadına yönelik şiddet vaka sayısı 1 milyon 600 bin

İngiltere’de geçen yıl yaklaşık 1 milyon 600 bin kadın aile içi şiddete maruz kaldı. 2009-2018 yıllarında arasında 1425 kadın öldürüldü. AA muhabiri İngiltere’de kadınlara yönelik şiddet ve cinayetlerle ilgili bilgileri tüm bilgileri topladı. Bu bilgilere göre ise İngiltere’de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri sayısı oldukça fazla. İngiltere Ulusal İstatistik Ofisinin geçen yıl yayımladığı “aile içi şiddet” başlıklı rapora da bunu açıkça gösteriyor. İngiltere’de 2020 yılında yaklaşık 1 milyon 600 bin kadın eşi, erkek arkadaşı ya da eski eşi tarafından şiddet gördü. İngiltere ve Galler Polisi, geçen yıl 1 milyon 758 bin 941 aile içi şiddet vakasını kayır altına aldı. Boşanmış kadınların evli olanlara göre daha fazla şiddete maruz kaldığı görüldü. Öte yandan en fazla şiddet görenlerse 20-24 yaş aralığındaki kadınlar oldu.

İtalya’da 2020’de kadına yönelik şiddet vakaları arttı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İngiltere’de geçen yıl yaklaşık 1 milyon 600 bin kadın aile içi şiddete maruz kaldı. 2009-2018 yıllarında arasında ise 1425 kadın cinayete kurban gitti. AA muhabiri İngiltere’de kadınlara yönelik şiddet ve cinayetlerle ilgili bilgileri derledi. Bu bilgilere göre ise İngiltere’de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri çok yüksek seyrediyor. İngiltere Ulusal İstatistik Ofisinin geçen yıl yayımladığı “aile içi şiddet” başlıklı rapora da bunu açıkça ortaya koyuyor. İngiltere’de  2020 yılında yaklaşık 1 milyon 600 bin kadın eşi, erkek arkadaşı ya da eski eşi tarafından şiddete maruz kaldı. İngiltere ve Galler Polisi, geçen yıl 1 milyon 758 bin 941 aile içi şiddet vakası kaydetti. Boşanmış kadınların evli olanlara göre daha fazla şiddete maruz kaldığı görüldü. Diğer yandan en fazla şiddet görenler 20-24 yaş aralığındaki kadınlar oldu.

2009-2018 yılları arasında ise 888 kadın öldürüldü

Koronavirüs salgını da kadına şiddeti tetikledi. İngiltere’de yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle ulusal karantinanın uygulandı. Karantina döneminde eşler evlerinde geçirmek zorunda kalınca kadına yönelik şiddet arttı. Bu dönemde 2020 yılının mart ve haziran ayları arasında polis tarafından kaydedilen aile içi istismarla ilgili suçlarda yüzde 7 artış görüldü. Aynı dönemde, Ulusal Aile İçi Şiddet Yardım Hattına gelen çağrıların sayısı da yüzde 65 arttı. 2009-2018 yılları arasında ise İngiltere’de 888 kadın, eşi ya da erkek arkadaşı tarafından öldürüldü. Öte yandan, İngiltere’de kadınlara yönelik şiddete ilişkin veriler sunan “Femicide Census” tarafından yayımlanan “2009-2018 Kadın Cinayetleri” raporuna göre, ülkede son 10 yılda 1425 kadın cinayete kurban gitti.

İngiltere’de kadına şiddet her yıl daha da arttı

Buna göre İngiltere’de, 2009 yılında 134, 2010’da 168, 2011’de 159, 2012’de 132, 2013’te 139, 2014’te 149, 2015’te 126, 2016’da 124, 2017’de 140 ve 2018’de 154 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Bunlardan 888’i eski eşi ya da erkek arkadaşının saldırısı sonucunda hayatını kaybetti. 142 kadın boşandıktan ya da erkek arkadaşından ayrıldıktan sonraki ilk ayda öldürüldü. Ülkede 1975 yılından bu yana faaliyetlerini yürüten kadınlara şiddet karşıtı “Nia Ending Violence” vakfının müdürü aktivist Karen Ingala Smith’in paylaştığı bilgilere göre, 2019’da 115, 2020’de 106 ve 2021’in ilk iki ayında da 25 kadın cinayete kurban gitti.

İngiltere’de 1 milyon 600 bin kadın şiddet gördü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD’deki kadınlar, çok sayıda kadın hakları örgütleri ve aktivistlerin öncülüğündeki çabalara rağmen aile içi şiddetin kurbanı olmaya devam ediyor.

Konuya ilişkin hazırlanan raporlarda, fiziksel şiddet ve cinsel saldırılara maruz kalan kadınlara ekonomik, psikolojik ve sosyal destek için ayrılan kaynakların yeterli olmadığı, bu durumun şiddet gören kadınları fiziksel ve ekonomik güvenlik açısından çaresiz bıraktığı belirtiliyor.

ABD, “kadınların cinsel saldırı konusunda en fazla risk altında olduğu ülkeler” listesinde ilk 10 ülke arasında bulunuyor.

AA muhabirinin, ABD’de kadınlara yönelik şiddet olaylarıyla mücadele eden Ulusal Aile İçi Şiddet Hattı kayıtlarından derlediği bilgilere göre, ülke genelinde dakikada ortalama 24 kadın, eski eşi veya sevgilisi tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılırken, bu sayının yılda yaklaşık 12 milyon kadına tekabül etmesi dikkati çekiyor.

Söz konusu 12 milyon kadının birden çok kez şiddet gördüğü belirtilen kayıtlarda, “Bu kişilerin her biri, hayatında yalnızca bir kez şiddete maruz kalsaydı, bu, ABD’de ortalama bir yetişkinin her 3 saniyede bir şiddet görmesi anlamına gelecekti.” ifadesi kullanılıyor.

Her 4 kadından 1’i fiziksel şiddet görüyor

Kayıtlara göre, ABD’de her 4 kadından 1’i eşi veya sevgilisi tarafından dövülme, yakılma veya boğulma gibi ciddi yaralanmalara sebebiyet verecek fiziksel şiddete maruz kalırken, yaralanan kadınların sadece yüzde 34’ü hastane veya sağlık polikliniğine giderek tıbbi yardım alıyor.

Fiziksel şiddet gören kadınların en fazla 18-24 yaş grubunda oldukları dikkati çekerken, Ulusal Aile İçi Şiddet Hattı’na günde ortalama 20 bin fiziksel şiddet ihbarı geldiği belirtiliyor.

Diğer taraftan, fiziksel şiddet gören kadınların ortalama yüzde 40’ı sağlık gerekçeleriyle işini kaybederken, aile içi şiddet olayları ABD ekonomisine yıllık 8,3 milyar dolara mal oluyor.

Kadın cinayetlerinde artış

ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezinin (CDC) aile içi şiddet vakalarında silahla yaralanma veya hayatını kaybetme oranlarının paylaşıldığı raporunda da 2010-2017’de bu sebeplerle ölen kadın sayısının geçen 10 yıla kıyasla yüzde 26 artış gösterdiğine işaret ediliyor.

CDC’nin kadın cinayetlerinde sadece 18 eyaleti baz alarak hazırladığı başka bir raporda ise 2003-2014 döneminde 10 binin üzerinde kadının eş veya sevgilisi tarafından öldürüldüğü ifade ediliyor. Raporda, ülke genelindeki sonuçlar dikkate alındığında ABD’deki kadınların, diğer gelişmiş ekonomiye sahip ülkelerdeki kadınlardan 21 kat fazla ölüm riski taşıdığı vurgulanıyor.

Uzmanlar, kadın cinayetlerinde silaha erişimdeki kolaylığın ana rolü oynadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmada da ABD’nin hamile kadınların kendisi veya bebeğinin ölümüyle sonuçlanan şiddet vakalarında da önde gelen ülkeler arasında olduğu ifade ediliyor.

Her 5 kadından 1’i cinsel saldırı mağduru

Dünya genelinde kadınların en fazla maruz kaldığı şiddet türlerinden biri olan “cinsel saldırı” da Amerikan toplumunda en büyük sorunlardan biri olmaya devam ediyor.

Colorado merkezli Aile İçi Şiddete Karşı Ulusal Koalisyon (NCADV) adlı kuruluşun hazırladığı raporda, ABD’deki her 5 kadından 1’inin hayatında en az bir kez tecavüze uğradığı, bu saldırıların yüzde 46,7’sinin tanıdık ve akrabalar, yüzde 45,4’ünün ise eski eş veya sevgili tarafından gerçekleştirildiği belirtiliyor.

Washington merkezli Tecavüz İstismarı Ensest Ulusal Ağı adlı kuruluşun kayıtlarına göre, ABD’de yılda ortalama 433 bin 600 tecavüz vakası yaşanırken, tecavüze uğrayan kadınların yüzde 54’ü 18-34 yaş aralığında bulunuyor. Bu kadınların yüzde 15’i ise 12-17 yaş aralığındaki çocuk kurbanlardan oluşuyor.

Cinsel saldırıya uğrayan kadınların yüzde 94’ünde travma sonrası stres bozukluğunun baş gösterdiği, yüzde 33’ünün en az bir kere intihar etmeyi düşündüğü ve yüzde 13’ünün de intihara teşebbüs ettiği bildiriliyor.

Kayıtlarda, tecavüz kurbanı Amerikalı kadınlarda uyuşturucu bağımlılığında genel ortalamaya göre 10 kat artış gözlemlendiği, bu durumun söz konusu kadınları bir sonraki cinsel saldırıya karşı daha savunmasız bıraktığı belirtiliyor.

Hindistan ve Afganistan’ın ardından 3. sırada

Kurbanların yüzde 38’inin profesyonel iş veya eğitim alanlarında tutunamadığı, yüzde 37’sinin ise ailelerinden koptuğu bilgisine yer verilen raporda, özellikle 2018’de başlayan ve Amerikalı kadınların sosyal medya üzerinden yaşadıkları cinsel saldırıları anlattığı “MeToo” (Ben de) kampanyasıyla ülkede kadına yönelik kayıtlı cinsel vaka oranlarının zirve yaptığı ifade ediliyor.

Bu nedenle, Reuters’ın 2018’de 550 uzmanın katılımıyla yaptığı araştırmada, ABD’nin “kadınların cinsel saldırı konusunda en fazla risk altında olduğu ülkeler” listesinde Hindistan ve Afganistan’ın hemen ardından Suriye ile 3. sırayı paylaştığı sonucunun çıkması, durumun vahametini ortaya koyuyor.

Alaska, “kadına şiddet ve tecavüzde” ilk sırada

Diğer taraftan, NCADV’nin kadına şiddet ve tecavüz vakalarının eyaletlere göre dağılımının ele alındığı raporunda, 100 bin kişi başına 161 vakayla ülke genelinden 4 kat daha fazla cinsel saldırının yaşandığı Alaska’daki her 2 kadından 1’inin hayatlarında en az bir kez fiziksel şiddet veya tecavüze maruz kaldığı belirtiliyor.

Yüzde 49,1 fiziksel ve cinsel saldırı oranıyla ikinci sıraya yerleşen Oklahoma eyaleti, kadın cinayetlerinde ise ülke genelinde üçüncü sırada yer alıyor.

Genel suç oranı bakımından beşinci sırada bulunan Nevada ise aile içi şiddet olaylarında 2014’e ilk sırada yer alırken, 2014 sonrasında 48,1 oranla üçüncü sıraya gerilemiş gözüküyor.

Washington eyaletinin yüzde 42,6 ile dördüncü sırada bulunduğu listede, Washington’da yaşanan genel suçların yarısından fazlasının kadınlara yönelik olması dikkati çekiyor.

Kadına yönelik şiddetin yüzde 40, toplam cinayet veya intihar yoluyla hayatını kaybedenlerin yüzde 92’sinin kadınlardan oluştuğu New Hampshire eyaleti listede beşinci sırada yer alırken, bu eyaletin kayıtlara ABD’nin genel suç oranında en düşük beşinci eyaleti olarak girmesi dikkati çekiyor.

ABD’de kadın cinayetleri ve aile içi şiddet konusunda karanlık tablo yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Raporda, kadına şiddet rakamlarının bir önceki yıla göre yüzde 6 arttığı ifade edildi.

Ülkede 2005-2015 döneminde 15 yaşından büyükleri hedef alan cinsel taciz sayısı 3 bin 400’den 7 bin 400’e, tecavüzlerin sayısı da 3 binden 5 bin 300’e yükseldi.

Kuruluşun 2019 verilerine göre de bu yılın ilk yarısında cinsel taciz ve tecavüze uğrayan kadınların sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20 arttı.

Bu sayı çocuklarda yüzde 6, erkeklerde de yüzde 40 yükseldi.

Bu yılın ilk 6 ayında yüzde 45’i kadın olmak üzere toplam 28 bin 400 kişi şiddet ve cinsel taciz mağduru oldu.

İsveç’te kadına yönelik şiddet ve cinsel tacizde artış yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yapılan bir araştırmaya göre ise, 18 yaş ve üzeri Fransız kadınların yüzde 12’si hayatlarında en az bir kez tecavüze uğradı.

Fransa’da Kadın Erkek Eşitliği Bakanlığı’nın rakamlarına göre, her yıl yaklaşık 220 bin kadın eski veya halihazırda ilişkide oldukları eşleri tarafından fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalıyor.

Söz konusu kadınlardan 4’ünden 3’ü, “tekrar eden şiddet eylemlerine”; her 10’undan 8’i ise psikolojik veya sözlü tacize maruz kalıyor.

Jean Jaures Derneği ve Ifop Enstitüsü’nün 18 yaş ve üzerindeki 2 bin 167 kadın ile yaptığı ankette, bu kadınların yüzde 12’sinin hayatlarında en az bir kez tecavüze uğradığı ortaya çıktı.

Söz konusu kadınlardan yüzde 43’ü ise en az bir kez cinsel tacize maruz kaldı.

Kurbanlara Yardım Delegasyonu’nun (DAV) temmuz ayında yayınladığı rapora göre, 2018 yılında ilişkisi olan 149 kişi, aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. Yaşamını yitiren söz konusu kişilerin 121’i kadın, 28’i ise erkek.

DAV’ın raporuna göre aile içi şiddet sonucu hayatını kaybeden 149 kişinin yanı sıra 21 çocuk da dolaylı olarak öldürüldü.

2018 yılında işlenen kadın cinayetlerinin yüzde 31,8’i silahla; yüzde 31,30’u ise bıçak ve benzeri kesici aletlerle işlendi.

DAV raporuna göre, geçen yıl kadın cinayetleri sonucu öldürülen kurbanların yüzde 23’ü, 40 ila 49 yaşında. Söz konusu cinayetlerin yüzde 83,2’si ise çiftlerin yaşadığı evlerde işlendi.

Fransa’da sadece bu yıl 101 kadın aile içi şiddet nedeniyle öldürüldü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında Sosyal Destek Programı (SODES) projeleriyle FETÖ’ye finans desteği sağladıkları ve evrakta sahtecilik ile nitelikli dolandırıcılık yaptıkları iddiasıyla 15 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlılardan H.K, M.K, M.T, M.A ve E.A. tutuklandı, etkin pişmanlıktan faydalanan 3’ü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, diğeri ise savcılıkça salıverildi.

Örgüte kaynak aktarmak için SODES projesi hazırlamışlar

İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince, aramalarda ele geçirilen belge ve dökümanların incelenmesi sonucu SODES’in, örgütün temel finans kaynakları arasında yer aldığı belirlendi.

Eşlerini şiddet mağduru göstermişler

İfadeler ve ekiplerin çalışmasıyla EGİSAD tarafından 2011 yılında toplum hassasiyetinin yüksek olduğu kadına yönelik şiddetle mücadele bahanesiyle hazırlanan SODES projesiyle örgüt mensuplarının eşleri ve bazı kişileri şiddet mağduru gösterdiği belirlendi.

FETÖ’cüler şiddet gören kadınlar için ayrılan kaynağı bile çalmış yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.