FETÖ mensuplarına ve ailelerine yurt dışından yollanan paraları aktaran şüphelinin itirafları, terör örgütünün kullandığı yöntemleri deşifre etti.
Adana’da daha önce haklarında işlem yapılan FETÖ üyelerine ve ailelerine para aktarılmasını sağladığı iddia edilen 43 şüpheli arasındaki örgütün “para kuryesi” A.K, FETÖ’nün para dağıtım trafiğini anlattı.
FETÖ soruşturması kapsamında 13’ü tutuklu 43 şüpheli hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet” suçlarından 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan 277 sayfalık iddianame, Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, FETÖ/PDY’nin yapısı, işleyişi, mali kaynakları detaylı şekilde anlatılarak sanıklarla ilgili değerlendirmelerde bulunuldu.
Örgütün para kuryelerinden biri olan A.K. iddianamedeki ifadesinde, 2014 yılında Gebze’de bir otelde çalışırken ihtiyaç sahiplerine yönelik internet üzerinden sosyal sorumluluk projeleri geliştirmeye başladığını ve sosyal medya hesabı üzerinden FETÖ’cülerin kendisiyle diyalog kurduğunu söyledi.
FETÖ üyelerinin kendisine dünyanın çeşitli ülkelerinden para havalesi yapmak istediğini belirten A.K, 15 Temmuz darbe girişimine kadar hükümet aleyhine propagandalar yaptığını anlattı.
Bu paylaşımları örgüte kendisini ispat etmek amacıyla gerçekleştirdiğini aktaran A.K, şöyle devam etti:
”2016 yılında Danimarka’dan K.K. isimli örgüt mensubu beni arayarak, FETÖ’den haklarında işlem yapılan ve işlem sonrası eşleri tutuklanan aileleri tespit etmemi ve bu ailelere yardım yapılacağını söyledi. Daha sonra Uganda’da bulunan örgüt mensubu Y.A. benimle irtibat kurdu. Benim hazırladığım 10 kişilik bir liste mevcuttu. Y.A. bu listeye onay vererek beni İstanbul’da bir kafeye gönderdi. İsmini bilmediğim bir kişi yanıma gelerek bana 3 bin dolar verdi. Bu listedeki kişilerin sosyal medya üzerinden telefon numaralarını temin ettim. Bunlara örgütten para gönderildiğini söyleyerek bilgilerini istedim. Sonrasında bankamatik üzerinden kartsız işlem olarak TC kimlik numaraları üzerinden paraları gönderdim.”
“Signal” ByLock’un yerini almış
A.K. bir süre sahte kimlikle dolaştığını ve Y.A’nın kendisine tedbir amaçlı FETÖ üyelerinin de sıklıkla kullandığı “Signal” programını yüklemesini söylediğini belirtti.
A.K, şöyle devam etti:
“Signal programı açılırken iki adet şifre istiyordu. Birinci şifre uygulamayı açıp mesajlaşma için, ikinci şifre ise programın içindeki yazışmaların görünmesini engellemek amaçlıdır. Şifre girildiğinde yazışmaları silen ve uygulamanın alt yapısını temizleyen işlemi yapar. Bu konuyu polis baskınlarında, yapılması gereken husus olarak programı yükleyen kişilere söylerlerdi. Ben yaklaşık üç ay kullandım. Signal uygulaması bildiğim kadarıyla halen örgüt içerisinde aktif olarak kullanılıyor.”
Sanık A.K. bir süre sonra ABD’nin New Jersey eyaletinde bulunan ve örgüt içerisinde üst düzey birisi olduğu söylenen U.Ö. isimli kişiyle tanıştırıldığına değinerek, “U.Ö. benden 30 kişilik bir liste hazırlamamı söyledi. Beni İstanbul’da kargo işi yapan bir kadına yönlendirdi. Bu kişi bana 10 bin dolar para verdi. Bu parayı 30 kişilik listeye belirtiğim şekilde dağıttım.” ifadesini kullandı.
PKK sempatizanlarıyla ortak çalışma
A.K, ABD’de bulunan U.Ö. ile görüşerek artık para dağıtımı işi yapmak istemediğini bildirdikten sonra bu görevin arkadaşları olan Ş.K. ve O.Ö. isimli örgüt mensuplarına verildiğini aktardı.
U.Ö’nün onay vermesi sonucu örgüt üyelerine bu kişilerin para dağıtımı yaptığını anlatan A.K. şunları kaydetti:
“FETÖ içerisindeki para dağıtıcısı olarak yer alan yetkili şahısları U.Ö. belirlerdi. 2017 sonlarına doğru arkadaşım olan O.Ö’ye ilk görev verildi. O.Ö. Murat kod adlı örgüt mensubundan 30 bin dolar para aldı. Bu para benim talimatım doğrultusunda Adana’da ‘Emlakçı’ diye tabir edilen kişiye ve Hatay’da mahrem imam olduğunu bildiğim ‘Enes’ isimli kişiye teslim edildi. FETÖ içerisinde Emlakçı ve Enes’in görevi askeri gaygubet evlerinin ihtiyaçlarını karşılamaktı. Enes, bölge imamı olduğu için para dağıtacağı kişileri kendisi belirlerdi. U.Ö. ayrıca bana ‘Emlakçı’ diye tabir edilen kişinin sol görüşlü ve PKK sempatizanı olduğunu söylemişti. Örgütten ayrılma sinyalleri verdiğim süreçte U.Ö. bana ‘Bakın kardeşlerimize solcular ve PKK’lılar yardım ediyor, siz çekinip korkuyorsunuz’ demişti.”
Örgüte girdiği tarihten itibaren tüm para hareketlerini dijital ortamda bir hard disk içerisine kaydettiğine işaret eden A.K, “Tüm bilgiler bu hard disk içerisinde mevcuttur. Bu hard diski güvenlik amaçlı olarak şifreledim. Çok detaylı şifreleme sistemi vardır. Bu hard diskin bende kalmasının güvenlik açısından sakıncalı olduğunu düşündüğüm için Almanya’da bulunan Ö.Ç. isimli örgüt mensubuna gönderdim.” ifadesini kullandı.
Para transferinde “İşçi Partisi ziyaret” kodu
A.K, örgüt üyelerine para transferini kamufle etmek için “İşçi Partisi ziyaret” şeklinde kodlamalar kullandığını ve tüm listelerin fotoğrafını ABD’de bulunan U.Ö. isimli kişiye gönderdiğini söyledi.
Aynı kişileri farklı defter sayfalarına yazmasının her seferinde örgüt üyesine ayrı bir paranın gittiğinin anlaşılması için olduğunu belirten A.K, “2017 yılının sonundan itibaren FETÖ’nün Türkiye aleyhine karalama kampanyasından tiksinti duydum. Ben örgüt içerisinde olduğum için çok pişmanım.” itirafında bulundu.
İddianamede ifadesine yer verilen A.O.Ö. de şunları kaydetti:
“Yaklaşık iki yıl boyunca Enes kod adlı bu örgüt mensubuna para verdim. Bu da ortalama 2 milyon ile 3 milyon lira arasında bir para etmektedir. Benim dışımda Enes kod adlı kişiye para veren olup olmadığını bilmiyorum. Benim Hatay’da muhatap olduğum örgüt mensubu, emniyette Enes kod adıyla teşhis ettiğim A.Ö’dür. Enes dışında Hatay’da başka bir kişiye para vermedim.”