Scroll Top

Kutsal meslek kolaycılığı artık son bulmalı

Kutsal meslek

Son günlerde çok sık rastladığımız ve aslında hiç tartışmadan kabul etmeye meyilli göründüğümüz bir kavram; “Kutsal Meslek.” Peki nedir bir mesleğe kutsiyet kazandıran? Hangi meslekler kutsal sayılmalı, hangileri asla kutsal olamaz? Türk Dil Kurumu “kutsal” kelimesini “Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken…” olarak tanımlıyor. Demek ki, kutsal olanın dini bir nitelik taşıdığını düşünmemiz gayet olağan olmanın ötesinde doğru da.  Kutsal meslek denildiğinde de zihinlerde ilk canlanan, haliyle dini bir müessese oluyor. Kelimenin “kudsî” kökünden gelmesi bile “kutsal meslek” tanımının ağırlığını gösteriyor. Ancak “kutsal” ve “kutsal meslek” tanımlarının Türkiye’deki kullanımları bu ağırlıktan fersah fersah uzakta. Bunun son örneğini Barış Pehlivan ve Murat Ağırel’in haklarındaki kesinleşmiş hapis cezaları nedeniyle teslim olma süreçlerinde yaşadık. Gazeteciliğin kutsal olduğunu ve dokunulmayacağını iddia eden koro tekrar faaliyete geçti. Gazeteciliğin ya da diğer beşeri mesleklerin kutsallığı konusuna gelmeden önce bu söylemin tekrar kullanılmasına neden olayı hatırlayalım.

Kutsal meslek tartışmaları neden alevlendi?

Libya’da yaşanan uluslararası krizde meşru hükümeti destekleyen Türkiye, bunun için bazı devlet görevlilerini bu ülkeye göndermişti. Yapılan çalışmalar sırasında şehit olan MİT görevlisi de kurumun usulleri gereği devlet töreni olmadan defnedilmişti. Bu olayı deşifre eden ODA TV ve Murat Ağırel, hem Türkiye’nin Libya’daki meşru mücadelesini baltalamış belki daha da kötüsü, görevli MİT personellerini ve şehit MİT personelinin ailesini hedef tahtasına oturtmuştu. Bu olay sonrası soruşturma açılmış ve Barış Pehlivan ve Murat Ağırel’in de dahil olduğu “gazeteciler” tutuklanmıştı. Devam eden yargılamalar da karara bağlanarak, 9 Eylül 2020’de sanıklar Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel’in “istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek” suçundan 4 yıl 8 ay 7’şer gün, Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç’ın ise 3 yıl 9’ar ay hapis cezalarına çarptırılmasına ilişkin karar verilmişti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından 28 Ocak 2022’de onandı. Özetle, Barış Pehlivan ve Murat Ağırel gazetecilikten değil kanunen yasak olan bir fiili işlemekten ceza aldı.

Kutsal meslek savunması devrede

Barış Pehlivan ve Murat Ağırel’in gazeteci oldukları için suç işleyemeyecekleri daha doğrusu gazetecilik kisvesi altında yaptıklarından sorumlu olamayacağını iddia edenler, bu iddia ile kendilerine ahlaki bir üstünlük sağlamayı planlıyor. Çünkü kutsal, üstünlüğü nedeniyle sorgulanamaz, her daim saygı duyulmayı hak eder. Onun davranışları kendilerinden değil, kendisine bildirilenden kaynaklanır.  İslami terminolojide “masumluk” olarak tanımlanan hata işlememe özelliği sadece vahye muhatap olan Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (A.S.) aittir. Ne gazetecilik, ne de beşeri herhangi bir mesleğin kutsallığı ve dolayısıyla “dokunulmazlığı” yoktur. Bu nedenle “gazetecilik kutsaldır, ancak sizin yaptığınız gazetecilik değildir” söylemi özünde çürütülmek istenen görüşü kuvvetlendiren bir argümandır. Her insanın meşru sınırlar içinde icra ettiği mesleği saygındır. İnsanların mesleği her ne olursa olsun, onları kanunlardan üstün kılmaz.

Orhan Aydın