Scroll Top

Modern dünyanın zulüm merkezi: Guantanamo Hapishanesi

guantanam0-zulüm-hapishane

ABD’nin insan hakları ihlalleriyle gündemden düşmediği Guantanamo ile ilgili tam olarak neler biliyoruz? Guantanamo Hapishanesi nasıl kuruldu, neden kuruldu? Kısaca hatırlayalım. Biliyorsunuz Guantanamo, Küba’daki ABD askeri üssünde. 1898 İspanyol-Amerikan Savaşı’na kadar Küba, İspanya sömürgesi altındaydı. Bu sırada ABD, Küba’ya bağımsızlığını kazanmasına yardımcı olma amacıyla askeri müdahalede bulunmaya başladı. Küba’nın bağımsızlığının tanınması karşılığında 1903 yılında ABD ve Küba arasında bir anlaşma imzalandı. Doksan dokuz yıl sürmesi planlanan bu anlaşmaya göre, Guantanamo Körfezinde ABD’ye ait gemilerin yakıt ikmallerini sağlama amacıyla bir deniz üssü kuruldu, ancak 1938’de anlaşmanın süresi “süresiz” olarak değiştirildi. Ayrıca bu anlaşma, bu üssün bulunduğu bölgenin tam yetki ve kontrolünün ABD’de olduğunu tanıdı. 1991’de Haiti askeri darbesinin ardından binlerce Haitili, deniz yoluyla ABD’ye kaçmaya çalıştı, bunun ardından Guantanamo Körfezinde sığınmacılar için geçici kamp inşa edildi. 1990’larda askeri darbe sonucu ülkelerinden kaçan Haitilileri barındıran üste, kampın anayasaya aykırı olduğu kararının çıktığı 8 Haziran 1993’e kadar göçmenler ikamet etti. 1993’te Amerikalı yargıç Sterling Johnson kampın anayasaya aykırı olduğuna hükmetti. Son Haitili göçmenler de Guantanamo’yu 1 Kasım 1995’te terk etti.

Dünyanın en kötü hapishanesi

11 Eylül 2001’e gelindiğinde, Amerika New York’taki Dünya Ticaret Merkezi kulelerine ve Savunma Bakanlığı binasına düzenlenen saldırılardan sonra Afganistan’ı işgal etti. Dönemin ABD Başkanı George Bush, “teröre karşı savaş” adı altında kirli bir politika izledi. ABD İstihbaratı, Orta Doğu ve Afrika’da terörle ilişkili oldukları iddiasıyla insanları tutuklamaya başladı ve Guantanamo üssü tekrar kullanıma açıldı. Tutukluların, kanunların sağladığı haklardan faydalanmamaları için Amerikan yargısının yetki alanı dışında sorgu hücreleri ve hapishaneler kuruldu. Başta Afganistan olmak üzere birçok ülkede terör şüphelisi olarak ele geçirilen kişiler, işkencelerle sorgulanmak üzere ABD dışında Amerikan üslerindeki sorgu merkezlerine ve CIA tarafından kurulan gizli hapishanelere nakledildi. Bush yönetimi, 11 Ocak 2002’de Küba’nın Guantanamo Körfezi’nde bulunan ABD Donanma Üssü’nde terör şüphelilerinin tutulacağı bir hapishane kurduklarını açıkladı. ABD Savunma Bakanlığı’nın verilerine göre şimdiye kadar Guantanamo’da 797 şüpheli tutuldu. Tabi bu veriler ne kadar gerçek bilemiyoruz. Çünkü dünyanın en kötü hapishanesi olarak tanımlanan Guantanamo’da yaşananlar, kamuoyu ile sınırlı şekilde paylaşıldı. Turuncu giysiler ve siyah kukuleta giydirilen zanlılar hep bir tartışma konusu oldu. Başta insan hakları örgütleri olmak üzere uluslararası kuruluşlar, bu anti- demokratik uygulamalara sözde karşı geldi. Ancak tabi bunlar hapishaneyi kapatmaya yetmedi. Guantanamo Hapishanesi de hukuksuz işkencelerin, haksız tutuklamaların ve savunmasız infazların yaşandığı en büyük yer oldu.

“Özgürlüğü savunmak onur meselesidir”

“Özgürlüğü savunmak onur meselesidir” Guantanamo’nun dört bir yanında yazılı bu cümle 2002 yılından bu yana kampın sloganı. Acaba kimin özgürlüğünü, nasıl savunuyorlar? Türlü bahanelerle insanları tutuklayıp, onlara acımasızca işkence yaparken özgürlükten nasıl bahsedebiliyorlar merak ediyoruz. Gözaltı sebeplerine de bir bakalım. Afganistan işgalinden sonra Amerikan yönetimi Taliban ve El Kaide militanları için kişi başına 25 bin dolara kadar ödül koymuş, tutuklamalar en fazla bu süre içinde yaşanmıştı. Asılsız ihbarlar kimileri için kazanç kapısı olurken sadece taktıkları belirli bir marka saat yüzünden şüpheli konumuna düşen insanlar tutuklandı. Zira El Kaide ve Taliban militanları bu marka saatle, bombalı saldırılar düzenliyordu sözde. Tutuklananların en az 12’siyse 18 yaşından küçüktü. ABD’li yetkililer ise tutuklamaların savunma amaçlı olduğunu ileri sürdü. Yani Washington kendi deyimiyle teröristleri cepheden uzak tutuyordu. Fakat savaş yıllarca devam etti ve gözaltı süreleri de belirsizleşti böylece. 20 yıldır hâlâ hapishanede tutulanlar var. Peki, mahkûmlara ne tür işkenceler uygulanıyor?

Karanlık zindan

Yedi sıra dikenli telle çevrili “karanlık zindan” olarak adlandırılan Guantanamo hapishanesi, kurulduğu günden beri insan hakları ihlalleriyle adeta özdeşleşti. Pek çok kişi bu kamplarda işkenceye, aşağılayıcı ve insanlık dışı muameleye maruz kalıyor. Sert sorgu teknikleri nedeniyle, insanlar suçlu olmadığı halde sırf işkenceden kurtulmak için suçu üstleniyor. Guantanamo Kampında tutulanlara dar bir alanda hapsederek günlerce yüzlerine su dökmek suretiyle zorla uykusuz bırakma, elleri ve ayakları kelepçeli vaziyette küçük kutuların içine hapsetme, vücudu parmaklıklara kilitleyerek germe, açlık grevi yapanlara zorla besin verilmesi gibi işkenceler yapılıyor. 2002’den bu yana hapishanede 9 kişinin öldüğü biliniyor. Tabi doğruysa. Raporlara göre de bu kişilerin de intihar ettiği söyleniyor. Öte yandan ABD askerleri tutuklulara işkence yapmakla da kalmıyor aynı zaman da İslam’ı da aşağılıyor. Mahkûmların önünde Kuran-ı Kerim’e basılıyor. Ramazan’da oruç tutanlara zorla yemek yediriliyor. 797 kişinin tutuklandığı Guantanamo’da bugün yaklaşık 40 kişi halen hapishanede. Macid Khan Guantanamo tutuklularından biri. Khan, 214 yılında CIA ile ilgili bir araştırmasının yayımlanmasın ardından dikkatleri üzerine çekmişti. El Kaide muhbiri olmakla suçlanan Khan, “savaş suçu işleme” suçlamasıyla jürinin karşısına çıktı. Guantanamo’ya 2006’da getirilmeden önce 3 yıl bilmediği bir ülkede “karanlık mekânlar” olarak nitelendirilen CIA yerleşkelerinde tutulduğunu söylemişti Khan. Verdiği bir röportajda hiç gün ışığı görmediğini ve tek muhatabının gardiyanlar ve CIA ajanları olduğunu belirtmişti. Guantanamo’daki yaşadıklarını ise şöyle anlattı: “Sorgulamalar esnasında uzun süre çıplak şekilde tavandan baş aşağı sarkıtıldım, uyanık kalmam için sürekli üzerime buzlu su atıldı, boğulma derecesine gelene dek başım suya sokuldu, dövüldüm, cinsel tacize uğradım ve günlerce aç bırakıldım. Onlara durmaları için yalvardım ve hiçbir şey bilmediğime yemin ettim. Eğer verecek bir istihbaratım olsaydı zaten verirdim ama yoktu. Sorgulanırken öleceğimi düşündüm.” Bir gün Khan, askerlerin ona verdiği yemeği reddetti. Askerler yemek yemediği için, anüsünden bir kısım püreyi içine enjekte ettiler.

Guantanamo Hapishanesi kapatılacak mı?

Başkanlık için adaylığını 2007 yılında açıklayan Barack Obama, Guantanamo‘yu kapatmayı, seçim kampanyasının önemli vaatlerinden biri olarak duyurmuştu. Obama, başkanlık döneminde de “ABD’nin imajında kara bir leke” olarak değerlendirdiği Guantanamo’yu kapatmak istediğini sürekli vurguladı. Ancak sözünü tutmadı ve hapishane kapatılmadı. Donald Trump ise 2016 seçim yarışında başkanlığı kazanması durumunda Guantanamo hapishanesini kapatmayacağını ve terörden tutuklananları orada tutmaya devam edeceğini vadetmişti. Hatta başkanlığı döneminde Guantanamo’nun açık kalması için kararname bile imzaladı. ABD Başkanı Joe Biden da hem Obama döneminde başkan yardımcılığı yaptığı sırada hem de 2020 başkanlık yarışı sırasında Guantanamo‘nun kapatılması gerektiğine vurgu yapmıştı. Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra ise Biden şimdiye kadar sadece bir Guantanamo tutuklusunu serbest bıraktı. Böylece Guantanamo’daki tutuklı sayısı 39’a indi. Hapishaneyi kapatır mı? Sanmıyoruz. İşte her fırsatta özgürlükten, demokrasi ve adaletten söz eden Amerika’nın insan haklarını asla umursamadığına bir kez daha şahit olduk. Guantanamo Hapishanesi Amerika’nın en büyük utançlarından sadece biri. Özgürlüğü savunmanın bu kadar onursuzca yapıldığı bir yer burası. Umarız ki; hukuksuz işkencelerin yapıldığı Guantanamo artık kapatılır.

Benzer gönderiler