engelli için arama yaptınız | Yekvucut https://yekvucut.com/ Akıl ve vicdan sahiplerine Fri, 29 Jul 2022 12:03:59 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png engelli için arama yaptınız | Yekvucut https://yekvucut.com/ 32 32 Savunma ihtiyaçlarını kendi kendine karşılayabilen Türkiye https://yekvucut.com/ekonomi-gercekleri/savunma-ihtiyaclarini-kendi-kendine-karsilayabilen-turkiye/ Fri, 29 Jul 2022 17:00:48 +0000 https://yekvucut.com/?p=56503 Alman gazetesi savunma sanayiindeki başarıyı anlattı Alman gazete Handelsblatt, Türkiye’nin savunma sanayiindeki başarısını kaleme aldı. Son on yılların jeopolitik açıdan en önemli savaşında...

Savunma ihtiyaçlarını kendi kendine karşılayabilen Türkiye yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Alman gazetesi savunma sanayiindeki başarıyı anlattı

Alman gazete Handelsblatt, Türkiye’nin savunma sanayiindeki başarısını kaleme aldı. Son on yılların jeopolitik açıdan en önemli savaşında manşetlere taşınan Almanya, Fransa veya ABD’den gelen silahlar değil, bir Türk Bayraktar modeli silahlı insansız hava aracıydı (SİHA). Türkiye, daha şubat ayının sonunda Rus saldırı savaşı başlamadan önce Ukrayna’ya 20’den fazla SİHA sattı. Gelişmiş cihazlar, Rus kuvvetlerine ciddi darbeler vuruyor, tedarik hatlarını tahrip ediyor ve Ukrayna’nın Karadeniz’deki Yılan Adası’nda olduğu gibi Rusların ilerlemesini engelliyor.

 

ÜRKİYE ASKERİ İHTİYAÇLARINI KENDİ KENDİNE KARŞILAYACAK HALE GELİYOR
 TÜRKİYE ASKERİ İHTİYAÇLARINI KENDİ KENDİNE KARŞILAYACAK HALE GELİYOR

 

Türkiye yeni silah savaşına iyi hazırlandı

Handelsblatt haberinde, “ayrıca SİHA’ların vuruş gücünü de gösteriyor: Türkiye üst düzey bir askeri makine geliştirdi. Üstelik Anadolu’dan gelen nispeten ucuz insansız hava araçları, savaşın tamamının gidişatını belirleyebiliyor” açıklamasında bulundu. Almanya Silahlı Kuvvetleri modern silah sistemleriyle donatmak için 100 milyar avro harcamak isterken Türkiye yıllar önce tamamen farklı bir yola yöneldi. Ülke artık neredeyse tüm silah ihtiyacını kendi kendine tedarik edebiliyor ve uluslararası silah teslimatlarında önemli bir oyuncu haline geldi.

Rusya’nın işgali, dünya çapında savunma harcamalarında önemli bir artışa yol açtı. Ukrayna’daki savaş, savunma stratejilerinin hızla yeniden düşünülmesini zorladı ve birçok ülkenin askeri bütçelerinde önemli artışlar vaat etmesine yol açtı. Küresel yönetim danışmanlığı şirketi Kearney, bir analizinde, tüm NATO üyelerinin savunma harcamalarını bu yıl gayri safi yurtiçi hasılalarının (GSYİH) yüzde ikisine çıkarmaları halinde, toplam harcamaların bir önceki yıla göre yüzde 6,3 artacağını ve bunun da 70 milyar dolar daha fazla harcama anlamına geleceğini belirtiyor.

Kearney raporunda, “Türkiye, uzun süredir devam eden araştırma ve geliştirme projeleri sayesinde bu tür bir talep artışına hazırlıklı olan birkaç ülkeden biridir.” deniyor. Geçen yıl ülke, yeni silah sistemlerinin geliştirilmesine 1,6 milyar ABD doları yatırım yaptı ve aynı yıl 10 milyar doların üzerinde silah üretti.

İlk uçak gemisi inşa ediliyor

Yerli olarak üretilen silahların yelpazesi uzun ve büyümeye devam ediyor. BAYKAR’ın ürettiği SİHA’lara ek olarak STM’nin daha küçük kamikaze İHA’ları “Kargu” da var. Özel kişilerin de satın alabileceği büyüklükteki bu İHA’lar, küçük silahlar taşıyor ve pilot tarafından yönlendirilmeden de düzineler halinde koordine edilebiliyor.

Ancak Türkiye sadece otonom hava araçları üretmiyor. Çeşitli zırhlı ve silahlı araca ek olarak ülke “Milgem” savaş gemisini ve ana muharebe tankı “Altay”ı geliştirdi. “Atak” helikopteri, “Hürkuş” eğitim uçağı ve “Göktürk” uydu sistemi de Türk üretiminden geliyor. Türk silah şirketi Roketsan, geçen hafta sonu, hava savunması için insansız hava araçlarını da vurabilen taşınabilir bir füze sistemini de teslim etti. Şu sıralar ayrıca helikopterlerin ve zırhlı amfibi araçların yanı sıra SİHA’ları da taşıyacak ilk Türk uçak gemisi inşa ediliyor. Son on yılda sadece Türk savunma sanayisinin cirosu 11 milyar ABD dolarıyla üç katına çıkmakla kalmadı, eş zamanlı olarak Türkiye savunma sanayisinin büyümesine paralel olarak ihracat da gelişti.

Bir zamanlar ABD en önemli tedarikçiydi

Sektörün ihracatı 2007’de 600 milyon ABD dolarından 2019’da 3 milyar ABD dolarının üzerine çıktı. 2018’de Türk silah şirketleri 12,2 milyar dolar değerinde sipariş aldı ve bir yıl sonra 10,67 milyar doları bir sipariş daha eklendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve geldiği 2002 yılında, savunma projeleri yaklaşık 5,5 milyar dolar bütçeyle ihaleye çıktı. Bu arada, proje hacmi yaklaşık on kat arttı. Hükümetin yatırım ofisine göre, “Şu anda ihale sürecinde olan projeler dikkate alındığında, bu miktarın halihazırda 60 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor.”

Türk silah sektörünün bu kadar hızlı büyümesinin ve ithalata daha az bağımlı hale gelmesinin bir ana nedeni var: Yaptırımlar ve silah ambargoları. 1971 ve 1980’deki iki askeri darbeden ve 1974’te Kuzey Kıbrıs’ın ilhak edilmesinden sonra, Türkiye’nin en önemli silah tedarikçisi olan ABD, NATO ülkesine silah ambargosu uyguladı.

Recep Tayyip Erdoğan’ın 2003’te Başbakan seçilmesi ve hepsinden önemlisi sekiz yıl önce Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte, yerli silahların gelişimi muazzam bir hız kazandı. Tek başına Türkiye’nin askeri harcamaları 2015 ve 2019 yılları arasında 12,3’ten 20,8 milyar dolara yükseldi. 2020’de ülke gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 2,8’ini orduya harcadı ki bu da diğer NATO üye devletlerinin çoğundan daha fazla.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ocak ayında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin şu anda askeri ihtiyacının yaklaşık yüzde 70’ini ürettiğini ve yüzde 100’lük bir oranı hedeflediğini söyleyerek şu sözü verdi: “Artık yurt dışından doğrudan silah sistemleri satın almayı amaçlamıyoruz.” Türk SİHA’sı Bayraktar bunun en güzel örneği. Bu SİHA, Ukrayna’nın saldırgan Rusya’ya karşı ölümcül başarılar elde etmesine yardımcı oluyor.

Ambargolar durduramadı

Kanada’dan gelen tepki de bu SİHA’ların ne kadar potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Ottawa hükümeti, Nisan 2021’de Türkiye’nin Ermeni işgali altındaki Karabağ’daki çatışmalar sırasında ürünleri Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine sattığı gerekçesiyle drone teknolojisinin Türkiye’ye teslimatı için ihracat lisanslarını iptal etti.

On beş ay sonra Kanadalılar, Ukrayna savaşının ortasında, bir bağış toplama kampanyasında yedi milyon Kanada doları (yaklaşık 5,5 milyon ABD doları) toplamak istiyor. Bağışçılar, toplanan parayla bir Türk SİHA’sı satın almak ve onu Rusya’ya karşı mücadelesinde kullanması için Ukrayna’ya vermek istiyor.

Savunma ihtiyaçlarını kendi kendine karşılayabilen Türkiye yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Yunanistan göçmenleri geri itmeye devam ediyor https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/yunanistan-gocmenleri-geri-itmeye-devam-ediyor/ Fri, 17 Jun 2022 08:03:16 +0000 https://yekvucut.com/?p=55856 Yunanistan, her yıl binlerce göçmeni insanlık dışı uygulamalarla geri itiyor. Binlerce insan ülkelerinde yaşanan kıtlık, savaş, yoksulluk gibi nedenlerden dolayı...

Yunanistan göçmenleri geri itmeye devam ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Yunanistan, her yıl binlerce göçmeni insanlık dışı uygulamalarla geri itiyor. Binlerce insan ülkelerinde yaşanan kıtlık, savaş, yoksulluk gibi nedenlerden dolayı yeni bir yaşam kurma ümidiyle göç etmek zorunda kalıyor. Yunanistan üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışanlar ise Yunan güçlerinin vahşice saldırılarına maruz kalıyor. Yunan güçleri, Ege sularında göçmenleri Türkiye‘ye geri itmek için acımasız yöntemler uygulamaktan çekinmiyor. Ege’deki dram bu defa Kamu Denetçiliği Kurumu’nun “Ege Denizi’nde geri itmeler ve boğulan insan hakları” raporuyla bir kez daha gözler önüne serildi. Raporda yer alan bilgiler, Yunanistan’ın acımasızlığının sınır tanımadığını açıkça ortaya koydu. Rapora göre; Ege Denizi’nde Yunanistan tarafından son 2 yılda 41 bin 523 düzensiz göçmen Türk Karasularına geri itildi. Geri itilen 97 düzensiz göçmen boğularak can verdi. Karadan yapılan geri itmelerde ise 86 düzensiz göçmen donarak yaşamını yitirdi.

yunanistan-göçmen-geri-itme
Yunanistan son 2 yılda 41 binden fazla göçmeni geri itti

Göçmenleri aç ve susuz bıraktılar

Rapora göre, Yunanistan‘a ulaşan göçmenler aç ve susuz bırakıldı. Yunan güçleri, göçmenleri can yeleği olmadan ters kelepçe takarak denize attı. Bazı göçmenler ise benzin dökülerek yakıldı.  Göçmenler, botları delinerek ya da dondurucu soğukta çıplak halde ölüme terk edildi. Raporda, Ege Denizi’ndeki ihlallerin son bulması için Avrupa ülkelerine çağrı yapıldı. Avrupa Birliği’nin göç dalgasını uluslararası hukuka uygun yönetmesi, göçmenlere yönelik dil, din, ırk ve renk ayrımcılığından vazgeçilmesi talep edildi. Ayrıca, “Çağ dışı geri itme politikasına son vermesi için Yunanistan’a baskı yapın” çağrısında bulunuldu. Yunanistan’ın bu eylemleri gerçekleştirilen personeli cezalandırması istenirken, çocuk, engelli ve yaşlıların durumlarının insani bir yaklaşımla ele alınması gerektiğine vurgu yapıldı.

Yunanlı Hukuk Profesöründen Yunanistan’a eleştiri

Oxford Üniversitesinde görevli Yunan asıllı Hukuk Profesörü Pavlos Eleftheriadis, Yunanistan’ın acımasız yöntemlerine kayıtsız kalamadı. Profesör Eleftheriadis, Politico gazetesinde, “Hukukun üstünlüğü Yunan sularında batıyor” başlıklı bir yazı kaleme aldı. “Son yıllarda Yunan yetkililerce gerçekleştirilen yasa dışı geri itmelere ilişkin yüzlerce durum rapor edildi” ifadelerini kullandı. Yunan hükümetinin hem tüm bu raporlar yanlış iddiasını hem de bunları Türkiye’nin propagandası gösterme çabalarını hatırlattı. Yazısında söz konusu raporların Miçotakis hükümeti göreve gelmeden önce ortaya çıkmaya başladığı bilgisine de yer veren Pavlos Eleftheriadis, 2020 yılı Mart ayı başından itibaren ise geri itme yapıldığına dair tespitlerin arttığını belirtti.

Yunanistan göçmenleri geri itmeye devam ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Sosyal Medya Tiyatrocuları https://yekvucut.com/gunun-yalanlari/sosyal-medya-tiyatroculari/ Sun, 12 Jun 2022 19:51:24 +0000 https://yekvucut.com/?p=55765 2 Haziran 2022 tarihinde CHP’li Gürsel Tekin “Açlıktan öleceğiz!” iddiasında bulunan Elif Yılmaz ile beraber çekmiş oldukları videoyu sosyal medya...

Sosyal Medya Tiyatrocuları yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
2 Haziran 2022 tarihinde CHP’li Gürsel Tekin “Açlıktan öleceğiz!” iddiasında bulunan Elif Yılmaz ile beraber çekmiş oldukları videoyu sosyal medya hesabından paylaşmıştı. Elif Yılmaz CHP’li Takin’in sosyal medyasında oldukça ilgi görmüştü. Fakat kendini öağdur olarak gösteren Elif Yılmaz’ın toplam 10 çovuğu var. 10 çocuktan 3 tanesi yurtdışında diğer 7 çocuğu ise Türkiye’de çalışıyorlar. Şahsın kendi emekli maaşı olduğu ve engelli torununa bakması için de kendisine “yatan hasta desteği” de veriliyor. Şahsın hane içine toplam 11 maaş giriyor. Ayrıca kendi üstüne bir otomobili ve 80 dekar arazisi olduğu da ortaya çıkan diğer bilgiler arasında.

10 Mart 2021 tarihinde Yıldız Bacıoğlu; “Torunuma süt alamadım, kışı çocuklarımla battaniye altında geçirdim.Yeter artık, siz saraylarda otururken biz ekmek alamıyoruz.”  sözleriyle gündeme hızlı bir giriş yapmıştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba başta olmak üzere pek çok siyasetçi ve sosyal medyada popüler olan hesap Bacıoğlu’nu paylaşmıştı. Battaniye altından çıkamadığını iddia eden Yıldız Bacıoğlu’nun sosyal medya hesaplarına bakıldığı zaman kendine ait paylaştığı görüntüler iddialarını net bir şekilde yalanlamıştı. Şahsın hesabında arkadaşlarıyla alkol alırken ve kalabalık ortamlarda çekilmiş olan görselleri sosyal medyada kısa sürede yayıldı. Görselleri paylaşan vatandaşlar “Bir tek süt almaya parası yok galiba!” yorumlarında bulunarak büyük tepki gösterdiler.

19 Ocak 2022 tarihinde İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener parti grup toplantısında “mağdur üniversite öğrencisi” diyerek sahneyi öğrenci Deniz Barış Çatal’a bırakmıştı. Çatal”ın sosyal medya hesabı incelendiği zaman CHP Genel Merkezi’nde çekilmiş olduğu görüntüleri ve arkadaşlarıyla beraber yapmış oldukları yut dışı seyahatleri ortay çıktı. “Hayal bile kuramıyoruz!” diyen Deniz Barış Çatal’a sosyal medya üzerinden tepki yağdı.

CHP’li Engin Özkoç Gümüşhane esnafı olduklarını iddia ederek 2 Şubat 2022 tarihinde  Twitter üzerinden “Gümüşhane esnafı elektrik zammının geri çekilmesi talebiyle AKSA Elektrik Gümüşhane Şubesi önünde basın açıklaması yaptı. Gümüşhane hesap kesmek için sandığı bekliyor.” tweeti atmıştı. Şahısların eylem yaptığı görüntüleri paylaşarak destekte bulunan Özkoç’un tiyatrosu kısa zamanda ortaya çıktı. Görseldeki şahıslardan birinin CHP Gümüşhane Kadın Kolları Başkanı Belgin Tungul Çakır, diğerinin ise CHP Gümüşhane Gençlik Kolları Başkanı Emre Er olduğu ortaya çıktı. Eylemdeki şahısların esnaf olmadığı da kayıtlara geçen bilgiler arasında.

CHP’nin mitinginde 21 Mayıs 2022 tarihinde kürsüye yeni bir isim daha çıkartıldı; Nusret Güllü. “Ayağımda ayakkabı bile yok!” diyen Nusret Güllü’nün sosyal medya hesabı incelendiğinde arkadaşlarıyla beraber eğlence mekanlarında çekilmiş olan fotoğrafları sosyal medyada “Sanırım bir tek ayakkabı almaya paran yok!” yorumlarının gelmesine sebep oldu.

4 Haziran 2019 tarihinde sokak ropörtajında oyunu normalde Ak Parti’ye verdiğini ama son seçimde Ekrem İmamoğlu’na vereceğini söyleyen şahsın CHP Kartal Belediye Meclis Üyesi Adayı olduğu ortaya çıkmıştı.

14 Ekim 2021 tarihinde. Meral Akşener, sosyal medya hesabında “Çiftçi çocuğuyum.” diyerek hükümeti eleştiren bir vatandaşın videosunu paylaşmıştı. Sosyal medyada kısa sürede şahsın İYİ Parti Zile İlçe Başkan Yardımcısı Orhan Senemoğlu’nun oğlu olduğu ortaya çıkmıştı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener 6Haziran 2022 tarihinde “gariban” algısı oluşturarak “tatlıcı çocuk” olarak adlandırdığı bir pastanecinin videosunu paylaştı. Gariban gösterilen, fırsat eşitliğinin olmadığının kanıtı olarak öne sürülen ve bu yüzden öfkeli olduğu iddia edilen bu gencin sosyal medyada kendisine ait farklı farklı arabalarda çekilmiş görselleri ortaya çıktı. Tatlıcının aynı zamanda pastane zincirlerine ortak oldukları ve  İYİ Parti yöneticisi Bilal Bölge’nin de yeğeni olduğu kayıtlara geçti.

Meral Akşener, 23 Haziran 2021 tarihinde “Gerçekte gençler ne düşünüyor Tüm Türkiye duysun diye sözü ve kürsüyü Serhan Çiftçi’ye bırakıyorum.” diyerek Serhat Çiftçi’yi konuşmaya davet etti. Serhat Çiftçi 2013’ten bu yana iş bulamadığını,çalmadığı kapı kalmadığını, ümitsizliğe düştüğünü belirtmişti. Yine şahsın mak varlığı ve sosyal medya hesabı incelendiğinde iddiaların tamamen gerçek dışı olduğu ortaya çıktı.

İyi Partili Hasan Subaşı, 17 Kasım 2021 tarihinde tarım hakkında konuşmalar yapan Mustafa Boyraz adlı şahsın çifçi olduğunu iddia etmişti. “Yanlış tarım politikalarına artık yeter!” başlıklarıyla paylaşılmış olan bu görsellerden sonra Mustafa Boyraz’ın çiftçi olduğuna dair bir üyelik olmadığı ortaya çıktı.

 

YOUTUBE VİDEO LİNKİMİZ: https://www.youtube.com/watch?v=hcqBxsnJbjU

Sosyal Medya Tiyatrocuları yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Belçika’da Müslümanlar, helal kesim yasağına karşı mücadele ediyor https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/belcikada-muslumanlar-helal-kesim-yasagina-karsi-mucadele-ediyor/ Thu, 02 Jun 2022 09:22:20 +0000 https://yekvucut.com/?p=55514 Belçika‘da Flaman ve Valon bölgelerinden sonra Brüksel’de de helal kesim yasağı getirildi. Belçika’nın Flaman bölgesinde helal kesim yasağının yılbaşında yürürlüğe...

Belçika’da Müslümanlar, helal kesim yasağına karşı mücadele ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Belçika‘da Flaman ve Valon bölgelerinden sonra Brüksel’de de helal kesim yasağı getirildi. Belçika’nın Flaman bölgesinde helal kesim yasağının yılbaşında yürürlüğe girmesinin ardından, ülkedeki Müslüman ve Musevi toplumun tepkisi devam ediyor. Belçika nüfusunun yaklaşık yüzde 6’sını oluşturan Müslüman ve Museviler, yasağın dini özgürlüklerini kısıtladığını defalarca ifade etti. Uygulamadan geri dönülmesi talebinde bulundular. Belçika’daki Müslümanlar ve Museviler helal kesim yasağının kaldırılmasını istiyor. Belçika’da Müslüman ve Musevi toplumları flaman bölgesinde helal kesim yasağı nedeniyle ayağa kalktı. Hayvanların şoklanmadan ve uyutulmadan kesilmesini yasaklayan kararın ardından Müslüman toplum temsilcileri karara tepki gösterdi. Müslümanların helal, Musevilerin ise koşer olarak adlandırdığı kesime göre hayvanların kesilmeden önce sağlığı ve bilincinin yerinde olması gerekiyor. Kesimden önce hayvanların şoklanması ise buna mani olarak, Müslüman ve Musevi toplumların tükettiği helal ve koşer ürünlerin elde edilmesini engelliyor. Aşırı sağcı kesimler ve hayvan hakları savunucularından oluşan yasak taraftarları ise şoklanmadan ya da uyutulmadan kesilen hayvanın acı çektiğini ve haklarının ihlal edildiğini öne sürüyor.

“Helal kimse alakalı Müslümanların bugüne kadar bir sorunu yoktu biz bundan sonra da olmaması gerektiğini düşünmüyoruz insan haklarına aykırı olduğunu düşünüyoruz bizim burada yaşayan Müslümanların rahat olması demek buradaki insanların da huzuruna etki edecek demektir. Dolayısıyla kardeşçe, dostça, arkadaşça birlikte yaşamanın yollarını bulmamız lazım bunun da yolunun yasaklardan geçmeyeceğini düşünüyorum.” Kararın insan haklarına aykırı olduğunu düşünüyoruz. Kardeşçe ve bir arada yaşamanın yollarını bulmamız lazım. Bunun yolu da yasaklardan geçmiyor.”

Belçika'da Müslüman helal kesim
Belçika’da Müslümanlar helal kesim yasağına karşı mücadele ediyor

İnanç özgürlüğü kısıtlanıyor

Avrupa’da 1933’te Adolf Hitler’in Almanya’da şoklanmadan hayvan kesimini yasaklamasıyla yoğun olarak gündeme gelen helal kesim yasağı uygulaması, halihazırda İsveç, İsviçre, Norveç, İzlanda, Danimarka ve Slovenya’da da uygulanıyor. Karar ülkedeki Musevileri de rahatsız ediyor. Brüksel bölgesinde Haham Shimon Lasker, dini özgürlüklerinin kısıtlanmasını kabul edemeyiz. Bu durum İkinci Dünya Savaşı’ndan kalan kötü hatıraların tekrar canlandığı havası veriyor” açıklamalarında bulundu. Tartışmanın kurban bayramı döneminde daha da yükselmesi bekleniyor. Kurban Bayramı’nda dini vecibelerini yerine getiremedikleri için büyük üzüntü duyan Müslümanlar, Brüksel’de yasağın yasalaşmaması için imza kampanyası başlattı. Kampanyaya verilen destek 112 bin 258’i buldu. Yahudi inancında da hayvanların şoklanmadan ve uyutulmadan kesilmesi anlamına gelen koşer kesim gereği Yahudi toplum da kampanyaya destek veriyor.

Belçika’da Müslümanlar, helal kesim yasağına karşı mücadele ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Enerji krizi İngiltere’yi vurdu https://yekvucut.com/feto-gercekleri/enerji-krizi-ingiltere/ Thu, 26 May 2022 14:56:52 +0000 https://yekvucut.com/?p=55423 İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak, ülkede büyük hızla artan enerji fiyatları ve hayat pahalılığına karşı 15 milyar sterlinlik destek paketi...

Enerji krizi İngiltere’yi vurdu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak, ülkede büyük hızla artan enerji fiyatları ve hayat pahalılığına karşı 15 milyar sterlinlik destek paketi ve aldığı diğer önlemleri  açıkladı. Muhalefet ise hükümeti bu kararı vermekte geç kalmak ve kendi Covid-19 kurallarını ihlal ettiği raporu üzerinden dikkatleri almakla suçladı. İngiltere Parlamentosu’nda konuşan Rishi Sunak, destek paketi dahilinde enerji şirketlerine yüzde 25’lik ek vergilendirme uygulamasının yürürlüğe gireceğini, sonbaharda tüm hanelere 400 sterlinlik enerji desteği sağlanacağını açıkladı. Rishi Sunak, enerji sektörünün başta Ukrayna savaşı olmak üzere çeşitli sebeplerden dolayı son dönemde “olağanüstü düzeyde kâr ettiğini” ve adil bir şekilde vergilendirilmesi gerektiğini belirtti. Sunak, enerji şirketlerine uygulanacak ek vergilendirme kararının ancak fiyatların normal düzeye dönmesiyle kaldırılacağını açıkladı.

Hükümet hangi önlemleri aldı?

İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak, hükümetin artan enerji fiyatlarına yönelik sağlayacağı desteğin yaklaşık yüzde 75’inin ülkede en çok zorluk çeken ve en savunmasız kesimlere verileceğini bildirdi. Açıklaması kapsamında Sunak, Şubat’ta uygulamaya koyduğu, elektrik faturalarında bir defaya mahsus 200 sterlin indirimin 400 sterline çıkarıldığını ve geri ödenme şartının kaldırıldığını duyurdu. Sekiz milyon emekliye kış ayları için 300 sterlinlik ek enerji desteği ve engelli kişiler için bir seferlik 150 sterlinlik yardım da Sunak’ın açıklamaları dahilindeydi. Sunak, “Karşı karşıya olduğumuz yüksek enflasyon ve enerji krizinden en çok etkilenenlere yardım etmekte hepimizin sorumluluğu var. O yüzden bugün açıkladıklarım kapsamında toplumdaki en savunmasız kesimlere odaklanıyorum” dedi ve devam etti: “Halkın yanında duracağıma söz vermiştim. Bugün açıkladığım destek paketi ile sözümün arkasında duruyorum.”

Geri adım attı

İngiltere’de son aylarda enerji, gıda ve petrol fiyatları hiç görülmemiş şekilde arttı, enflasyon ise yıllık yüzde 9’la son 40 yılın en yüksek seviyesine çıktı. İngiltere’nin en büyük enerji şirketlerinden E.On, abonelerinin yüzde 40’ının Ekim ayına kadar “yakıt yoksulluğuyla karşı karşıya kalacağı” uyarısında bulundu. Enerji düzenleyici kurum Ofgem ise enerji faturalarında yıllık 800 sterlinlik artış olacağını söyledi.

İngiltere’de enflasyon rekoru:1970’lerde görülenden farkı ne?

Hükümetin bugün açıkladığı enerji şirketlerine uygulayacağı ek vergilendirme paketini daha önce ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin lideri Keir Starmer önermiş ancak bu teklif Başbakan Boris Johnson tarafından reddedilmişti. Bugüne kadar vergileri artırmak istemediğini ve ekonomiyi büyütmeye odaklandığını söyleyen iktidardaki Muhafazakar Parti’nin kararını değiştirmesi muhalefet tarafından “U dönüşü” olarak değerlendirildi. İşçi Partisi’nden Rachel Reeves, hükümetin bu kararı vermekte geç kaldığına ve çok sayıda ailenin zor durumda bırakıldığına dikkat çekti. Reeves, hükümetin bu noktaya “çığlık ve tekme ata ata geldiğini” söyledi. Bazı milletvekilleri ise hükümeti, kendi Covid kurallarını ihlal ettiğini tespit eden ve dün yayımlanan detaylı raporun kamuoyunda daha az tartışılması için bugünü beklemekle suçladı.

Enerji krizi İngiltere’yi vurdu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Norveç’te çocuklarını çaldığı aileleri mağdur ediliyor https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/norvecte-cocuklarini-caldigi-aileleri-magdur-ediliyor/ Tue, 24 May 2022 08:27:19 +0000 https://yekvucut.com/?p=55382 Norveç’te Barnevernet’in Çocuk Refah Hizmetleri uygulamaları uzun süredir eleştiriliyor. Özellikle Barnevernet’in göçmenlerin çocuklarını ailelerden ayırarak insan hakları ihlaline varan kararları...

Norveç’te çocuklarını çaldığı aileleri mağdur ediliyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Norveç’te Barnevernet’in Çocuk Refah Hizmetleri uygulamaları uzun süredir eleştiriliyor. Özellikle Barnevernet’in göçmenlerin çocuklarını ailelerden ayırarak insan hakları ihlaline varan kararları tepki çekiyor. Barnevernet’in (Çocuk Refah Hizmetleri) “kötü muameleyi” gerekçe göstererek çocukları devlet korumasına alması, 2015’te hem Norveç’te hem de dünyada gündeme oturdu ve tepkilere neden oldu. Kurum, özellikle çocukları ailelerinden çok az gerekçe göstererek ayırmakla ve kültürel farklılıkları dikkate almadığı sebebiyle eleştiriliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de 10 Eylül 2019’da Norveç’in Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. Maddesi tarafından koruma altına alınan aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğine karar verdi. Somalili Mariya Abdi İbrahim, Barnevernet tarafından çocuğu koruyucu aileye verilen onlarca ebeveynden yalnızca biri. 2009’da Kenya’da doğan bebeğiyle Norveç’e iltica eden İbrahim’in çocuğu “tehlikede” olduğu iddiasıyla itirazlarına rağmen annesinden alınarak 2010 yılında Hristiyan bir aileye verildi. Mariya Abdi İbrahim, çocuğuna kavuşabilmek için Norveç’te hukuk mücadelesi verdi ancak hiçbir sonuç alamadı. Davayı AİHM’e taşıdı. AİHM, davada İbrahim’i haklı bulan karara imza attı.

“Çocuk hakları, çocukların aleyhine mi işliyor?”

Barnevernet, uluslararası toplumun eleştirileri ve AİHM kararları nedeniyle çocuğun aileden ayrılmasıyla sonuçlanan süreçte yaklaşım değişikliğine gitmeye karar verdi. Bugüne kadar birçok ihmal ve yanlış uygulamaya imza atıldığı açıklandı. Uzmanlar, fiziksel şiddete uğradığı öne sürülen çocuklara, devlet korumasına alındıktan sonra yapılması gereken sağlık muayenesinde eksikliklerin varlığından söz ediyor. Yine çocuğun biyolojik ebeveynleriyle daha sık temasa geçme talebinin veya devam eden davalarda çocuğun görüşünün, göz ardı edildiği belirtiliyor. Barnevernet’in çocukların velayetini ebeveynlerden almak için dilekçe verirken, ebeveynlerin davalarını makul sürede inceleme hakkını tartışmalı şekilde ihlal eden süreler belirlediği söyleniyor. Norveç’te bir çocuğun koruyucu aileye verilmesini haklı kılan dört koşul bulunuyor. Bunlar, çocuğun günlük bakımıyla ilgili ciddi ihmalin ortaya çıkması veya çocukla yetersiz kişisel temas olması ve güvenlik duygusunun sağlanamaması; ebeveynlerin engelli bir çocuğun ihtiyaçlarını veya çocuğunun diğer özel ihtiyaçlarını karşılamaması; çocuğun ebeveynleri tarafından cinsel istismara uğraması veya kötü muamele görmesi; ebeveynlerin çocuk için yeterli sorumluluk alamamaları nedeniyle çocuğun sağlığı veya gelişimi için ciddi risk olasılığının yüksek olması olarak sıralanıyor. Öte yandan davalarda sıklıkla öne çıkan neden “yetersiz ebeveynlik” oluyor. Norveç‘te resmi belgelerin Barnevernet çalışanlarının, sahip oldukları bilgiyi ve yardım araçlarını, aile hayatında tespit ettikleri yanlışları onarmak için kullanmadıklarını gösterdiği de bir makaleye konu oldu. Makalede kurum keyfi olarak ebeveynleri çocuklarının velayetinden mahrum bırakmaya karar vermekle ve aile hayatına orantısız müdahale etmekle eleştirildi.

Norveç’te çocuklarını çaldığı aileleri mağdur ediliyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Fransa’da basın, “özgürlüğe” hasret https://yekvucut.com/gundem/fransada-basin-ozgurluge-hasret/ Sun, 20 Mar 2022 18:42:12 +0000 https://yekvucut.com/?p=54253 Özgürlük, eşitlik, kardeşlik! 1789’da Fransız Devrimi yaşanırken, ülkenin sokaklarından işte bu slogan yükseliyordu. Fransa o dönemden beri kendisini özgürlüğün, eşitliğin...

Fransa’da basın, “özgürlüğe” hasret yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Özgürlük, eşitlik, kardeşlik! 1789’da Fransız Devrimi yaşanırken, ülkenin sokaklarından işte bu slogan yükseliyordu. Fransa o dönemden beri kendisini özgürlüğün, eşitliğin ve kardeşliğin anavatanı olarak görüyor. Fransa ayrıca, insan haklarının en duyarlı kıtası olarak kendisini tanımlayan Avrupa’ya, medeniyeti öğrettiğini de iddia ediyor. Ancak son dönemlerde ülkede yaşanan ırkçı, ayrımcı, anti-demokratik ve hepsinden önemlisi İslam düşmanı uygulamalar bu söylemlerin, içi boş bir balondan ibaret olduğunu açıkça gösteriyor. Her fırsatta dünyaya “özgürlük” dersi vermeye kalkan Fransa’da bunun örnekleriyle sıkça karşılaşıyoruz. Ülkedeki Müslümanlara karşı çıkarılan ayrılıkçı yasa tasarısı, göçmenlere uygulanan ırkçı politikalar ve yaşanan insan hakları ihlalleri Avrupa’nın “evrensel değerleri” ile örtüşmüyor. Tüm bunları haberleştiren gazetecilere bile yasaklar getiriliyor. Sarı Yeleklilerin protestolarında ve sonrasında basına karşı çıkarılan yasalarla birlikte Fransa’nın gizlediği diğer yüzüne pek çok kez şahit olduk.

Basın özgürlüğü “Sarı Yelek”e takıldı

2018 yılında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, kendisini küreselci olarak tanımlayanları haklı çıkartırcasına öğrencilere ve dar gelirlilere yapılan kira yardımına son verip zenginlerden alınan gelir vergisini kaldırmıştı. Ülkedeki gelir eşitsizliği daha da büyümüş ve “sarı yelekliler” adıyla bilinen gösteriler başlamıştı. Eylemler devam ederken polis şiddeti de dur durak bilmedi. Her hafta sonu ortalama 70 bin polis görevlendirildi. Fransız polisi genç, yaşlı, çocuk, engelli demeden coplarla, plastik mermilerle çok sert müdahalelerde bulundu. Olayları görüntülemek isteyen gazeteciler bile polisin gazabına uğradı. Yüzlerce gazeteci, polis şiddetine maruz kaldı ve tutuklandı. Peki, her fırsatta özgür basının destekçisi olduğunu savunan Fransa, basına karşı şiddet için nasıl bir tavır aldı dersiniz? Basının polisi görüntülemesini yasaklayan bir kanun çıkararak. O dönemde Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un gazetecilere yönelik bu kararı, dünya genelinde tepkiyle karşılandı. Ancak bu tepkiler Macron’un pek de umurunda olmadı.

Macron’un “basın özgürlüğü” hassasiyeti

2020 yılında ise Macron’un basın özgürlüğü konusundaki düşünceleri değişmiş olacak ki bütün dünya Müslümanların ortak tepkisini çeken Hz. Muhammed’e (S.A.V) yönelik karikatürler için gazetecilerin “editöryel seçimleri” ifadesini kullandı. “Bence Fransa Cumhuriyeti asla gazetecilerin editöryel seçimlerine karışma hakkına sahip olmamıştır. Çünkü basının özgürlük hakkı vardır ve bu hak savunulmalıdır. Çünkü Fransa’da bütün özgürlükler vardır. Vicdan özgürlüğü, ifade özgürlüğü, gazetecilerin kendi seçimleri yapabilme özgürlüğü, dini değerleri aşağılama özgürlüğü” Macron’un basın özgürlüğü konusundaki hassasiyeti ne kadar da takdire şayan öyle değil mi? Ama aynı hassasiyet Macron’un koruması hakkında haber yazan gazeteciye gösterilmedi. 18 Haziran 2018’de Macron’un koruması Alexandre Benalla’nın bir 1 Mayıs göstericisini dövdüğünü haberleştiren Le Monde muhabiri Ariane Chemin, Fransız iç istihbarat teşkilatı DGSI tarafından gözaltına alınarak sorguya çekildi. Aynı gün Le Monde gazetesinin yayın yönetmeni de DGSI’da sorgulandı. İç istihbarat servisinin gazetecilere yaptığı baskının ortaya çıkmasıyla birlikte bu olayın ilk olmadığı da anlaşıldı. Fransa’nın Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne Yemen’de kullanılmak üzere silah sattığı haberlerini yayınlayan 7 gazeteci de sorgulanarak tehdit edildiklerini açıkladı. Charlie Hebdo Dergisinin İslam düşmanı karikatürlerini basın özgürlüğü kisvesine sokmaya çalışan Macron’un bu konudaki ikiyüzlü tavrı pek çok uluslararası yayın tarafından da kınandı.

“Genel güvenlik yasası”

Öte yandan 2020 yılında da Fransa’da “genel güvenlik yasası” çıkarıldı. 2021 yılında ise Senato’da onaylandı. Yasayla birlikte polise verilen yetkiler artırılınca ülke adeta polis devletine dönüştü. Yasanın en büyük mağduru ise yine gazeteciler oldu. Nitekim genel güvenlik yasasının 24. Maddesinde, “ Polis veya jandarma fiziki veya psikolojik zarar verme amacı veya niyeti taşıyan video veya fotoğrafları yayınlayanlara bir yıl hapis ve 45 bin avro para cezası verilecek.” ifadeleri bulunuyor. Kısacası, Fransız polisi tenhada kıstırdığı mültecilere, Afrikalılara, öğrencilere, Müslümanlara, eylemcilere dilediği gibi şiddet uygulayabiliyor. Herhangi bir gazeteci görüntü alırsa da “kötü niyetli” olduğu için cezaya çarptırılıyor. Basın özgürlüğünü tamamen ortadan kaldıran bu yasayla, Fransa’da “doğru” haber yapan medya kuruluşu bulmak artık neredeyse imkânsız. Öyle ki Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, medya ekibini bile kendisi seçiyor. Macron’un toplantılarını, sadece bazı basın kuruluşları izleyebiliyor ve görüntü alabiliyor. Örneğin; Mart 2022’de Macron’un düzenlediği toplantıya davetli olan bir kadın, fotoğraf aldığı için yaka paça dışarı atıldı. Kadının çektiği fotoğraflar telefonundan silindi. Fransa’da Müslümanların yaşadığı zorlukları tek tek anlatmak bir ansiklopedi hacminde geniş bir külliyat hazırlamakla eş değer artık. Sadece şunu hatırlatmak bile yeterli olabilir: Fransız İçişleri Bakanı camii kapattığı için övünen bir siyasetçi. Görüldüğü üzere, anti-demokratik uygulamaların önderliğini üstlenen Fransa’da bugün özgürlük, eşitlik ve kardeşlik sloganları tarihin tozlu sayfalarına hapsolmuş halde. İnsan hakları, ifade hürriyeti, yaşam ve protesto hakkı ise ülkede artık fantastik bir masalın öğelerine dönüşmüş durumda.

Fransa’da basın, “özgürlüğe” hasret yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Yemenli çocuklar aşı ve sağlık hizmetlerine erişemiyor https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/yemenli-cocuklar-asi-ve-saglik-hizmetlerine-erisemiyor/ Thu, 24 Feb 2022 13:53:41 +0000 https://yekvucut.com/?p=53862 Yemen‘de 7 senedir hükümet güçleri ve İran destekli Husiler arasında süren çatışmalar nedeniyle binlerce çocuk güvenli bölgelere göç etmek zorunda...

Yemenli çocuklar aşı ve sağlık hizmetlerine erişemiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Yemen‘de 7 senedir hükümet güçleri ve İran destekli Husiler arasında süren çatışmalar nedeniyle binlerce çocuk güvenli bölgelere göç etmek zorunda kaldı. Yemenli çocuklar çocuk felci, difteri, kızamık, Hepatit B gibi gerekli aşılardan mahrum bırakıldı. Yemen’de Hacce’deki göçmen kampları idaresinin verilerine göre, hükümet güçlerinin Husilerden geri aldığı bölgelerde göçmen olarak ikamet eden 4 bin 200’den fazla ailenin yaşadığı insani kriz her geçen gün daha da kötüleşiyor. Hükümet güçleri ile Husiler arasındaki çatışmalar giderek şiddetleniyor. Husilerin bazı bölgelere yönelik kuşatmaları da Yemen halkına insani yardımların ulaşımını engelliyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonuna (UNICEF) göre, aşı olmayan 5 yaş altı çocukların felç kalma ihtimali çok yüksek.

Yemen’de her 10 dakika bir çocuk ölüyor

UNICEF de 24 Haziran 2021’de bir rapor yayımlamıştı. Hazırlanan raporda, Yemen’de her 10 dakikada bir çocuğun hayatını kaybettiği bildirilmişti. Hacce’ye bağlı Meydi ilçesinde bulunan Cada Sağlık Merkezine göre, sağlık sorunları nedeniyle merkeze günlük 300’den fazla kişi başvuruyor. Cada Sağlık Merkezine başvuranların çoğunluğunu oluşturan hamile kadın ve çocuklara, bağışıklık sistemi zayıf ve yetersiz beslenme teşhisleri konuluyor. Yemen Sağlık Bakanı Kasım Buhaybih de geçen ay konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Ülkenin 2005’te çocuk felcinden arındığını ancak Husilerin sağlık ekiplerinin bölgelere ulaşmasını engellemesi sebebiyle son dönemde bazı bölgelerde çocuk felci vakalarının görüldüğünü bildirdi. Hacce iline bağlı Hayran ilçesi Sağlık Müdürü Tarık Misvak Hibe, Husilerden geri alınan bölgelerde sağlık hizmetlerinin çok kısıtlı olmasından dolayı çocuk ve kadınların ciddi sorunlar yaşadığını ifade etti. Hibe, yaklaşık 4 yıldır anne ve bebeklere sağlık hizmetinin ulaşamadığına dikkati çekti. “Hacce ilinin kuzeyinde 2 bin 450’si bir yaş altı bebek ve 9 bini 5 yaş altı olmak üzere toplam 11 bin 450 çocuk herhangi bir aşı olamadı.” ifadelerini kullandı.

yemen-cocuk-asi
Yemen’de çocuklar sağlık hizmetlerine ulaşamıyor

Yemenli çocuklar aşı olamıyor

Hayran’daki El-Azl Tıp Merkezinde doktor Muhammed el-Fuhaydi de konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Doktor Muhammed el-Fuhaydi Yemenli çocuklar için, “Çocuk felci, Yemen’de uzun süre çözülemeyen sağlık sorunlarından biri olarak öne çıkıyordu. Yemen Sağlık Bakanlığı, 2005 yılında çocuk felci hastalığının bittiğini duyurmuştu ancak devam eden çatışmalar gölgesindeki göç dalgaları sebebiyle aşı olmayan ciddi bir çocuk kesimi oluştu.” diye konuştu. Çocuklara uygulanması gereken aşıların başında çocuk felci, difteri, kızamık, Hepatit B aşılarının geldiğini vurgulayan Fuhaydi, bahsi geçen aşıların yaptırılmaması durumunda çocukların kronik hastalıklar dahil tehlikeli bazı rahatsızlıklar geçirebileceğini dile getirdi.

Yemenli çocuklar aşı ve sağlık hizmetlerine erişemiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Fransa’da Müslüman isimli öğrencilere ayrımcılık https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/fransada-musluman-isimli-ogrencilere-ayrimcilik/ Fri, 18 Feb 2022 12:19:43 +0000 https://yekvucut.com/?p=53772 Fransa, Müslümanlara uygulanan ayrımcı politikalarla gündeme gelmeye devam ediyor. Kökene yönelik ayrımcılığı test etmek için bir araştırma yapıldı. Bu araştırma,...

Fransa’da Müslüman isimli öğrencilere ayrımcılık yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Fransa, Müslümanlara uygulanan ayrımcı politikalarla gündeme gelmeye devam ediyor. Kökene yönelik ayrımcılığı test etmek için bir araştırma yapıldı. Bu araştırma, yüksek lisans programlarına başvuru aşamasında Müslüman adı ve soyadı taşıyanların ayrımcılığa maruz kaldığını ortaya koydu. Fransa’da yapılan bir araştırma, yüksek lisans programlarına başvuru aşamasında Müslüman adı ve soyadı taşıyanların ayrımcılığa maruz kaldığını ortaya koydu. Ulusal basındaki haberlere göre, Yüksek Öğretimde Ayrımcılık ve Eşitlik İzleme Kurumu (ONDES) ile Gustave Eiffel Üniversitesinden araştırmacılar, ülke genelinde engellilere ve kökene yönelik ayrımcılığı test etmek için Mart 2021’de 19 üniversiteden 607 yüksek lisans programının eğitim direktörüne 1800’den fazla elektronik posta yolladı. Her eğitim direktöründen, lisans programını bitirmekte olan öğrencilermiş gibi sahte isimlerle, yüksek lisans programının içeriğine ve kayıt prosedürlerine dair bilgi talep edildi. E-postaların biri engelli Lucas Martin adına, diğer ikisi engelli olmayan Thomas Legrand ve Mohamed Messaoudi ismi taşıyan öğrencilermiş gibi yollandı.

Fransa-musluman-yukseklisans
Fransa’da Müslüman isimli öğrencilere ayrımcılık

En fazla ayrımcılık hukuk alanında

Çalışmanın sonunda ağır fiziksel engelli olduklarını bildiren öğrencilere yönelik kayda değer ayrımcılık belirlenmezken Müslüman ismi taşıyanların gönderdiği e-postalar daha düşük oranda cevap aldı. Müslüman ismi taşıyanların tüm yüksek lisans programlarına dair e-postalarının cevap alma ihtimalinin yüzde 12,3 oranında daha düşük olduğu tespit edilen çalışmada, hukuk alanında bu oranın yüzde 33,3, bilim, teknoloji, sağlık alanlarında yüzde 21,1, dil, edebiyat, sanat, insani ve sosyal bilimler alanında ise yüzde 7,3 olduğu tespit edildi.

İş piyasasında Müslüman isimlere yönelik ayrımcılık artıyor

Çalışma yapıldıktan 3 ay sonra, araştırmacılar kimliklerini gizleyerek yüksek lisans programlarının eğitim direktörleriyle Yüksek Öğretim Bakanlığı adına “öğrenci alım süreçlerinde karşılaştıkları zorlukları” görüştü. E-postalara cevap verirken ayrımcı davranan eğitim direktörlerinin, başvuru yapılan adaylar arasında “çeşitliliği” tercih ettiklerini, Avrupalı adayların başvurularını öncelemediklerini söylemeleri dikkati çekti. Ayrıca araştırmacılar, yüksek lisans programlarında tespit edilen durumun yanı sıra Müslüman ismi taşıyanların iş piyasasında da daha fazla ayrımcılığa maruz kaldığını gözlemledi.

Fransa’da Müslüman isimli öğrencilere ayrımcılık yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İsrail güçleri Filistinli gence köpekle saldırdı https://yekvucut.com/video/israil-gucleri-filistinli-gence-kopekle-saldirdi/ Thu, 17 Feb 2022 13:45:09 +0000 https://yekvucut.com/?p=53744 🇮🇱 İsrail güçlerinin Filistinlilere yönelik insanlık dışı tutumu devam ediyor. ◾️Batı Şeria'da 19 yaşındaki Filistinli bir gence köpekle saldırdılar. ✖️Ardından...

İsrail güçleri Filistinli gence köpekle saldırdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>

🇮🇱 İsrail güçlerinin Filistinlilere yönelik insanlık dışı tutumu devam ediyor.

◾Batı Şeria'da 19 yaşındaki Filistinli bir gence köpekle saldırdılar.

✖Ardından genci gözaltına aldılar.

🔗@trthaber pic.twitter.com/yBcTp4APTj

— Yekvücut (@yekvucutcom) February 17, 2022

İşgalci İsrail güçlerinin Filistinlilere yönelik zulmü katlanarak artıyor. Siyonistler son olarak Batı Şeria‘da Filistinli bir gencin üzerine köpek saldı. Geçtiğimiz pazartesi günü İsrail güçleri, Filistin’in Ramallah kentinde bulunan bir sanayi tesisine baskın düzenledi. Saldırı sırasında tesiste bekçilik yapan 19 yaşındaki Malik Maalla, İsrail askerlerini görünce ellerini havaya kaldırarak savunmasız bir şekilde yerinde bekledi. Ancak İsrail güçleri genç çocuğa acımadı. Filistinli Malik Maalla, silahsız ve savunmasız olmasına rağmen askerler köpeklerine saldırı emri verdi. Ardından da Maalla’nın etrafını sarıp onu darbettiler. Filistin Başbakanlık Ofisi konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Birleşmiş Milletler ve tüm uluslararası insan hakları kuruluşlarına, İsrail güçlerinin Filistinli tutsaklara ve tutuklulara yönelik uygulamalarını kınama çağrısı yapıldı.

İsrail güçleri Filistinli gence köpekle saldırdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>