Süleyman Sargın kimdir?

Örgüt içinde molla olarak tanımlanan Süleyman Sargın, bir dönem jandarma mahrem yapılanması içinde faaliyet yürüttü. Ardından emniyet mahrem yapılanmasına geçerek EGM imamı olarak görev yaptı. Zaman gazetesinde de köşe yazarlığı yapan Sargın, örgüt mensupları tarafından saygı duyulan biriydi. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından yasa dışı yollarla Türkiye’den kaçan Sargın, Temmuz 2022 itibarıyla ailesiyle beraber İsveç Stockholm’de yaşıyor. Sargın, FETÖ elebaşına yakınlığıyla ön plana çıkan bir isim. Sargın, aralarında Yusuf Bekmezci’nin de bulunduğu örgüt mensuplarının taziye mesajlarını FETÖ elebaşının ağzından yazıyor. 48 yaşındaki Sargın, evli ve 4 çocuk babası.

FETÖ’de taciz olayının üstü kapatıldı

Süleyman Sargın, 2018 yılında yeğeninin bir arkadaşı olan ve kendisinden 23 yaş küçük N.K. ile sosyal medya aracılığıyla irtibat kurdu. Örgüt üyesi N.K.’nın babası dahil olmak üzere ailesinde birçok FETÖ mensubu bulunmakta. N.K., ilk aşamada Sargın’ın ısrarlı arkadaşlık tekliflerine olumsuz yanıt verdi. Ancak Sargın, ısrarlarını sürdürdü. FETÖ elebaşına çok yakın olduğunu, örgüt içinde geleceğinin çok parlak olduğunu söyleyen Sargın, ciddi bir ilişki düşündüğünü söyleyerek N.K.’yı ikna etti. Sosyal medya aracılığıyla ilişkileri devam ederken, Sargın N.K.’yı sürekli olarak yurt dışına çağırdı. Ancak N.K., Sargın’ın evli ve çocuklu olmasını gerekçe göstererek ilişkiyi sonlandırdı. Sargın, ardından N.K.’yı “tüm tanıdıklarına düşük ahlaklı bir kadın olduğunu anlatmakla” tehdit etti.

Daha da ileri giden Sargın, N.K.’yı Avrupa’da tanıdığı, bildiği birisiyle evlendirebileceğini belirtti. Böylelikle kendilerinin ilişkiye devam edebileceği teklifi ile ikna etmeye çalıştı. N.K., konuyu arkadaşlarına anlattı ve telefon görüşmeleri ile mesajlaşmalarına ait görüntüleri yayınladı. N.K. ile Sargın arasında küfür ve hakaret içerikli kavgalar başladı. Tüm bunlarla yetinmeyen Sargın, eğitim için Bosna Hersek’e giden N.K.’yı rahatsız etmeyi sürdürdü. İsveç’ten Bosna’ya giden Sargın, ilişki karşılığında eğitim masraflarını karşılamayı teklif etti. Sargın’ın teklifini kabul eden N.K., bir süre sonra Bosna’dan kaçarak Türkiye’ye gitti. Ancak Sargın bu kez, N.K.’yı arayarak ilişkilerini ailesine anlatmakla tehdit savurdu. Bu esnada Sargın’ın eşi ilişkilerini öğrendi ve kocasını örgüt mensuplarına şikayet etti. Sargın ise karısına örgüt içinde bu tarz ilişki yaşayan ilk kişinin kendisinin olmadığını, bütün “büyük abilerin” böyle ilişkilerinin olduğunu, bunun Hizmet Abilerinin hakkı olduğunu, konuyu Gülen’e de anlattığını ve icazet aldığını söyledi. Durumu büyütmemesi için de tehdit etti. Örgüt üyeleri arasında ilişkiye dair kayıt ve görüntüleri dolaştırıldı. Ancak Sargın’ın Gülen’e yakınlığı sebebiyle olayın üzeri kapatıldı.

FETÖ’de taciz skandallarına bir yenisi daha eklendi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) örgüt içerisindeki dolandırıcılık faaliyetleri her geçen gün deşifre edilmeye devam ediliyor. Özellikle Atlanta’da FETÖ mensuplarının birbirlerini dolandırmaya başlamaları örgütün çirkin yüzünü tekrar ortaya dökmüştü. Bunun yanı sıra Türkiye’de kamudan ihraç edilen KHK’lıların da birbirlerini çeşitli bahanelerle dolandırdıkları biliniyor. Ege’de FETÖ’nün finans yapılanmasında yer alanların dolandırıcılık yöntemleri ifşa oldu. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak itirafçı olan bir örgüt mensubu, FETÖ içindeki dolandırıcılık faaliyetlerini anlattı. FETÖ itirafçısı, örgütün dini duyguları sömürerek yardım adı altında para topladığını, toplanan paraların ise çeşitli oyunlarla örgüt yöneticilerinin zimmetlerine geçirildiğini deşifre etti. Örgüt içindeki yolsuzlukları ve dolandırıcılık faaliyetlerini anlatan FETÖ’cü, yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı.

“Gizli himmet” ve “hırsızlık süsü”

İsmi belirtilmeyen FETÖ itirafçısı, örgüt içindeki dolandırıcılığı şu şekilde ifade etti:

FETÖ itirafçısı örgüt içindeki dolandırıcılığı ifşa etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Cezaevindeki yaşlılar konusu, Türkiye’deki insan hakları savunucularının bir numaralı gündem maddelerinden biridir. Temel prensip olarak yaşlı insanların cezaevine girmemesini savunduklarını iddia eden bu kıymeti kendilerinden menkul savunucuların ülkemizi sıklıkla suçladıklarını da görürüz. “Kalp hastası ve 70 (ya da üstü) yaşında hâlâ cezaevinde” kalıbıyla başlayan sosyal medya paylaşımları ile desteklenen bu yaklaşım sempatiyle karşılanır. Çünkü yaşlılık, insanın çocukluğu gibi başlı başına bir masumiyet karinesi olarak kabul edilir. Peki, gerçekten bu doğru mudur? İnsanın yaşı ya da hastalıkları suç işleyemeyeceğine delil olarak gösterilir mi? Bu soruya net cevap vermeden önce ABD, Almanya ve Türkiye’den yaşlı mahkumlar ve onların yaşadıklarını ortaya koymak gerekiyor.

Cezaevindeki yaşlılar listesinin en zengin ve meşhuru

Cezaevindeki yaşlılar konusunda ilk örnek, belki de dünyanın en meşhur ve zengin yaşlı mahkûmu olan Robert Durst olmalıdır. ABD’nin emlak zenginlerinden biri olan Robert Durst, geçmişte cinayet davalarından beraat etmesine rağmen, kendisi hakkındaki belgesel çekiminde cinayetleri itiraf ettiği için 72 yaşında  tutuklanmıştı. Tekerlekli sandalyede görülen davası sonrası 2021 yılında ömür boyu hapis cezası almıştı. Yaşamı ve işlediği suçlar belgesellere ve sinema filmlerine konu olan Robert Durst, yakalandığı sırada mesane kanseriydi. Cezaevinde sağlık sorunları daha da arttı ve avukatı 10 Ocak 2022’de müvekkilinin sağlık sorunları nedeniyle cezaevinde hayatını kaybettiğini açıkladı. Robert Durst örnekliği yaşlı mahkumlar için iyi bir örneklik olarak görülmeyebilir. Ailesinin bile tutuklandığında sevinç naraları attığı psikopat bir katilin ceza almasından doğal ne olabilir?

Maoculuktan Naziliğe: Cezaevindeki yaşlıların Alman ideoloğu

Yaşlı mahkumlar konusunda Almanya’dan verilen örnek ise bir zamanlar Alman solunun en meşhur isimlerinden biri olan Horst Mahler… Alman soluna yön veren isimlerden biri olan ve komünist manifesto yazarak kitleleri etkileyen Mahler, yaşlandığında siyasi düşüncesini tamamen değiştirerek Nazi olmaya karar vermişti. Alman Nasyonal Sosyalistler arasında popülerleşen Mahler, “Nazi selamı verdiği” ve “Yahudi Soykırımı’nı inkâr ettiği gerekçesiyle” 10 yıl hapis cezası almıştı. Türkiye’deki “insan hakları ihlallerine” sürekli dikkat çeken Almanya, sadece söylemleri nedeniyle yaşlı bir insana hapis cezası verirken en ufak bir tereddüt göstermemişti. Almanya’nın Naziler konusundaki kötü ve utanç verici geçmişini hatırlayınca şaşırılması gereken bir konu. Tabii aynı Almanya’nın Türkiye’deki benzer davalarda “düşünce özgürlüğünü ağzından düşürmemesini” unutmayarak. Cezasını çeken Mahler, sağlık sorunları nedeniyle 2015’de tahliye edildi. Alman makamları tekrar cezaevine girmesi için uğraştığı için,  kalan cezasını çekmemek adına 2017’de Macaristan’a sığınan Mahler siyasi iltica talep etti ancak bu gerçekleşmedi.  Almanya’nın Macaristan’ı tehdit etmesi nedeniyle Macaristan tarafından önce gözaltına alındı, sonra Almanya’ya iade edildi. Mahler cezaevinden çıktığında 84 yaşındaydı. Alman hükümeti halen kendisini cezaevine bir kez daha atmak için uğraşıyor. Mahler’in işlediği suçları sosyal medya paylaşımları olarak gösteriliyor.

Türkiye: Cezaevindeki yaşlılar teröristte serbest kalsın

Türkiye’de cezaevindeki yaşlılar konusunda verilecek örneklerde Ocak 2022’in ilk haftasından itibaren sosyal medyada gündem edilen Yusuf Bekmezci ismi var. Fetullahçı Terör Örgütü’nün ilk kurucuları arasında yer alan Bekmezci, Ocak 2020’de Milli İstihbarat Teşkilatı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ortak operasyonu ile yakalandı. Operasyon FETÖ’ün İzmir Bölge İmamı’nı yakalamak için yapılmıştı ancak yapılan teknik takipte emirleri aldığı başka bir kişinin varlığı tespit edilmişti. Operasyon sonunda bastonuyla zorla yürürken kameralar karşısına çıkan Bekmezci yakalanmıştı. Bekmezci, 17/25 Aralık Yargı Darbesi sonrası başlatılan Paralel Devlet Operasyonları sırasında yurt dışına kaçmamış, örgüt mensuplarının gaybubet olarak adlandırdığı hücre evlerinden birine saklanmıştı. Bekmezci saklandığı hücre evinde terör örgütünü yönetti. Yakalandığında İzmir Bölge İmamı Akif Sarı’ya dağıtması için hazırladığı para dolu zarflar ve örgüt talimatları da ele geçirildi. Yusuf Bekmezci, terör örgütünde FETÖ elebaşının 40 yıl özel kasalığını yapmış, örgütün sözde vakıflarında yöneticilik görevini üstlenmiş, örgütün Orta Asya yapılanmasını ilk kuran isimlerden biriydi. Ayrıca FETÖ’nün gerçek yüzünün ifşa olduğu tarihten bu yana kendini adeta buharlaştırarak örgütü Türkiye’den yönetmişti. 17 yıl hapis cezası alan Bekmezci, sağlık sorunları nedeniyle ameliyata alındı ve tıbbi bakımı eksiksiz yapılır. Buna rağmen FETÖ üyelerine merhamet çağrısı yapan sözde insan hakları aktivistleri Bekmezci için tahliye istiyor. Tek gerekçeleri de Yusuf Bekmezci’nin yaşının 81 olması. Yusuf Bekmezci’nin yaşı FETÖ’yü Türkiye’den yıllardır yönetmeye yettiyse elbette sağlık sorunları da tedavi edilerek cezaevinde yatabilir. Bu adaleti de merhameti de incitmeyecektir.

Orhan Aydın 

Cezaevindeki yaşlılar tahliye edilmeli mi? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Cevdet Türkyolu FETÖ elebaşının damadı ve Pensilvanya’daki örgüt ininin yöneticisi olarak biliniyordu. Aynı zamanda FETÖ sayesinde dolar milyoneri olan Cevdet Türkyolu’nun yeni bir mahareti daha ortaya çıktı. FETÖ elebaşına kendi ifadesiyle bir köpek gibi sadık olan Türkyolu, Pensilvanya’daki sözde molla ekibinin başı olan Osman Şimşek’i evire çevire dövmüş. Bununla da yetinmeyen Türkyolu, Osman Şimşek’i Pensilvanya’dan da kovmuş. FETÖ üyeleri arasında şaşkınlıkla karşılanan olay firari Ahmet Dönmez’in açıklaması sonrası ortaya çıktı. Terör örgütü elebaşının konuşmalarını yayınlayan firari FETÖ’cü Osman Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Ahmet Dönmez’in açıklamasının doğru olduğunu açıkladı. 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana sessizliğe bürünen  FETÖ yöneticisi Türkyolu bir açıklama yapmadı.

Cevdet Türkyolu dövdü FETÖ elebaşı umursamadı

Cevdet Türkyolu ile Osman Şimşek arasında yaşananları anlatan firari FETÖ’cü Ahmet Dönmez’e göre olay şöyle gelişti:15 Temmuz darbe girişimi sonrası yurt dışındaki örgüt üyelerinden “muavenet” adıyla bağış toplayan ülke imamları,  Türkyolu’nun serveti üzerine itiraz alınca elleri boş döndüler. Yaşananları ABD’deki FETÖ merkezinde bulunan örgüt yöneticilerine bir mektup ile bildiren ülke imamları, örgüt yöneticilerinin pasif kalması sonrası bu mektubu Osman Şimşek’e gönderme kararı aldı. FETÖ elebaşının en güvendiği öğrencilerinden biri olan FETÖ’cü Osman Şimşek gelen mektubu örgütte  “Baş Yüceler Şurası” olarak da bilinen üst düzey örgüt yöneticilerine iletti. Mektubun FETÖ elebaşına iletilmesi kararı alınınca bunu terörist başı Fetullah Gülen’e aktarmak için harekete geçti. Mektuptan haberdar olan Türkyolu, FETÖ elebaşının odasının önünde Osman Şimşek’i durdurarak mektubu almaya çalıştı. Daha sonra da çıkan arbedede Türkyolu, Osman Şimşek’i herkesin gözü önünde dövdü. FETÖ elebaşının odasının başında yaşanan kavgayı duyduğu halde müdahale etmedi.  Hatta Osman Şimşek’i boğulmaktan cezaevindeki Yusuf Bekmezci’nin damadı örgütün eski Yunanistan imamı Recep Uzunallı kurtardı.

Daha sonra bir fırsatını bulup mektubu FETÖ elebaşına ileten Osman Şimşek, beklediğini alamadı. Önce Mustafa Özcan’ında dahil olduğu örgüt içi bir denetim mekanizmasına havale edilen mektuptaki iddialar yalanlandı. Daha sonra Osman Şimşek tedrici olarak Pensilvanya’daki örgüt merkezinden kovuldu.

FETÖ elebaşının örgüt üyelerine verdiği talimatları yayınlayan Herkül sitesinin yöneticisi olan Osman Şimşek sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Ahmet Dönmez’in anlattıklarını doğruladı.

Cevdet Türkyolu kimdir?

FETÖ üyeleri içerisinde en sevilmeyen isimlerden biri olarak gösterilen Türkyolu örgüt elebaşının yeğeniyle evli. FETÖ elebaşının kurduğu örgütte, mahrem yapılanmandaki teröristlerin yöneticisi olan “hususiler” yapılanması Türkyolu’na bağlı.

Pensilvanya’daki örgüt merkezini yöneten Türkyolu bir gayrimenkul ve borsa zengini. On milyonlarca doları geçen servetini hiç gizlemeyen Türkyolu FETÖ elebaşının en güvendiği adamların başında geliyor. Kendi ifadesiyle Türkyolu FETÖ elebaşına “bir köpek kadar sadık. ”  Cevdet Türkyolu oğlu Esat Türkyolu aracılığı ile 15 Temmuz ihanetini yöneten Hakan Çiçek ile darbe gecesi konuşmuş ve talimat vermişti.

FETÖ elebaşı ile Papa’nın görüşmesinde yer alan isimlerden biri olan Cevdet Türkyolu ile Osman Şimşek arasında yaşanan olaylara örgüt yöneticilerinin tepkisi ise tabanları ile dalga geçmek oldu. Halit Esendir, Bahattin Karataş, Hamdullah Öztürk gibi örgütün üst düzey yöneticileri olayı ilk kez duymuş gibi davranarak Cevdet Türkyolu’nun bir açıklama yapmasını istediler. FETÖ yöneticilerinin örgüt elebaşı Gülen’i aklama çabası içerisine girdikleri de dikkat çeken bir gelişme oldu.

Cevdet Türkyolu Osman Şimşek’i dövdü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün himmet yapılanmasına İzmir’de büyük bir darbe vuruldu. Yapılan operasyonda 31 şüpheli yakalandı. Şüphelilerin faaliyet gösterdikleri hücre evlerinde yapılan operasyonda 179 bin dolar ve 37 bin 500 lira ele geçirildi. Ele geçirilen paraların “gaybubet” evlerinde saklanan firari örgüt üyeleriyle tutuklu örgüt üyelerine aktarılacağı tespit edildi. Çok yasına dijital malzemelerinin de ele geçirildiği operasyonda yakalanan şüphelilerin, örgütün gizli haberleşme ağı ByLock kullanıcısı da olduğu ortaya çıktı. Fetullahçı Terör Örgütü, 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası tutuklanan örgüt üyelerine ve dışarıdaki ailelerini maaşa bağlayarak itirafçı olmalarını engellemeye çalışmıştı. Terör örgütünün para transferlerini organize etmek için sicil temiz üyelerini ve yakınlarını kullandığı yapılan operasyonlarda ortaya çıkmıştı. Terör örgütünün kullandığı kuryeler aracılığıyla cezaevindeki örgüt üyelerine para yolladığı tespit edilmişti.

FETÖ himmet için neden İzmir’i seçti?

İzmir’deki FETÖ operasyonunda yakalanan meblağın büyüklüğü terör örgütünün ildeki yapılanmasının halen aktif olarak çalıştığını ortaya koyuyor. Terör örgütünün yurt içi yapılanmasında büyük önem verdiği İzmir aynı zamanda en büyük operasyonların yapıldığı il olarak da dikkat çekiyor. FETÖ elebaşının 1966 yılında geldiği İzmir’de örgütünün temellerini atmıştı. İsmail Büyükçelebi, Mehmet Ali Şengül, Abdullah Aymaz, İlhan İşbilen, Yusuf Bekmezci, Muammer Türkyılmaz, Halit Esendir, Bahattin Karataş, Necdet İçel, Aysal Aytaç gibi örgüt yöneticileri ile İzmir’de örgütün temellerini atan FETÖ elebaşı takiye prensibi ile faaliyetlerine devam etmişti. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in tarafından temelleri atılan örgütün ilk dershaneleri de İzmir’de açılmıştı. Örgütün yönetici kadrolarını yetiştiren yaz kampları da İzmir’de düzenlenmişti.

Himmet örgüt için neden önemli?

15 Temmuz darbe girişiminden sonra da yeniden yapılanma faaliyetlerine İzmir’de başlayan örgütün üst düzey yöneticilerinden Yusuf Bekmezci, Mustafa Özcan’ın oğlu, FETÖ elebaşının kardeşi Kutbettin Gülen İzmir’de örgüte ait iş yerlerinde yakalanmıştı. Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki kripto yapılanmalar deşifre edilerek örgüte büyük darbe vuruldu. Terör örgütünün yapılan tüm operasyonlara rağmen İzmir’de halen faaliyetlerine devam etmesi ilde kurduğu organizasyonu gözler önüne seriyor. Himmet FETÖ yapılanması

İstihbarat ve Organize Şube Mücadele Şube Müdürlükleri tarafından yapılan operasyonda İzmir genelinde 30 adrese operasyon düzenlendi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığından alınan gözaltı kararı sonrası başlatılan operasyonların devam edeceği açıklandı.

Himmet yapılanmasına İzmir darbesi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı bugün iki büyük FETÖ operasyonuna imza attı. Önce Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki FETÖ yapılanmasına operasyon düzenlendi. Ankesörlü telefonla mahrem imamlarıyla görüşen 82 şüpheliye operasyon düzenlendi. 39 ilde düzenlenen operasyonda polis ve jandarma ekipleri 63 şüpheli gözaltına alındı. Günün diğer operasyonunda mahrem imamlarıyla temasa geçen 44 eski polise operasyon düzenlendi. 6 ilde düzenlenen operasyonda 41 şüpheli gözaltına alındı. 15 Temmuz sonrası yeniden yapılanma için İzmir’i merkez seçen FETÖ’ye yönelik operasyonlarda bu yılın başında Yusuf Bekmezci yakalanmıştı. FETÖ’nün en kıdemli yöneticileri arasında gösterilen ve FETÖ elebaşının yıllarca Bekmezci 15 Temmuz sonrası yurt dışına kaçmayıp örgütü yönetmek için saklandığı evde yakalanarak cezaevine konulmuştu.

TSK yapılanmasında 63 şüpheli yakalandı

İzmir merkezli 39 ilde, Fetullahçı Terör Örgütü‘nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) yapılanmasına yönelik operasyon düzenlendi.  İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen operasyonda örgütün sözde mahrem imamlarıyla ankesörlü telefonlardan irtibat kurdukları tespit edilen 70’i muvazzaf 82 şüpheliden 63’ü gözaltına alındı.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün TSK içerisindeki yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, ankesörlü veya büfe telefonlarından örgütün “mahrem imamları” olarak nitelendirilen terör örgütü yöneticileriyle görüştükleri öne sürülen tamamı uzman çavuş rütbesinde olmak üzere 70’i muvazzaf 82 şüpheliyi yakalamak amacıyla çalışma başlatıldı.

Polis ve jandarma ekiplerince İzmir merkezli 39 ilde gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonda 63 şüpheli gözaltına alındı.

Şüphelilerin 60’ının Jandarma Genel Komutanlığı, 16’sının Kara Kuvvetleri Komutanlığı, 5’inin Hava Kuvvetleri Komutanlığı, 1’inin Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görev yaptığı öğrenildi.

Polis yapılanmasından 41 şüpheli yakalandı

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı günün ikinci FETÖ’nün emniyet müdürlüğü mahrem yapılanmasını da boş geçmedi. Yapılan operasyonlarda 41 şüpheli gözaltına alındı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığında FETÖ’nün mahrem imamlarıyla görüştüğü tespit edilen 44 eski polis memuru hakkında gözaltı kararı verildi. İzmir Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından  İzmir, İstanbul, Amasya, Denizli, Balıkesir ve Afyonkarahisar’da düzenlenen eş zamanlı operasyonlarla 41 şüpheli yakalandı.

3 şüpheliyi arama çalışmaları devam ediyor.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ operasyonlarına devam etmesi bekleniyor.

İzmir’de FETÖ yapılanmasına göz açtırılmıyor: 123 gözaltı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Nurettin Veren, FETÖ’nün üst düzey isimlerinden Yusuf Bekmezci’nin “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan yargılanmasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Davanın önemş, tanıklarından Veren, Yusuf Bekmezci için “FETÖ elebaşı Gülen’in talimatlarını örgüte ileten, para dağıtımını yapan kişiydi. Gülen ile istediği zaman randevusuz bir şekilde görüşebildiği için Bekmezci’nin ağzından çıkan sözler, örgüt içinde Gülen’in sözleri olarak kabul edilirdi. ‘Devleti ele geçirme hususundan haberim yoktu’ diyemez” şeklinde konuştu.

Yusuf Bekmezci nasıl yakalanmıştı? 

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, FETÖ/PDY’nin Ege Bölgesi’ndeki finansörleri, yöneticileri ve sözde imamlarına yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında, örgütün “Karşıyaka Eyalet İmamı” Akif Sarı, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince takibe alındı.

Sarı, takip sırasında Bornova’da örgütün “Çiğli Eyalet İmamı” Fatih Mehmet Arslan ile buluştu. Aylar süren takibin sonunda, geçen ocak ayında operasyon düzenlendi. Operasyonda, aynı soruşturma kapsamında 2016 yılından itibaren aranan Yusuf Bekmezci ile Sarı ve Arslan yakalanarak, gözaltına alındı. Bekmezci, 23 Ocak günü sevk edildiği adliyede tutuklandı.

İddianameden

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Yusuf Bekmezci hakkında, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan hazırlanan iddianame, İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

İddianamede, hakkında, “ağırlaştırılmış müebbet” istenen Bekmezci’nin, örgüt içinde sözde “kadim abi, irşatçı” gibi ifadelerle anıldığı, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile bizzat bağlı olan örgütün ilk mütevelli heyetinde yer aldığı, 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminin sorumluları arasında olduğu belirtildi.

İddianamede, Bekmezci’nin, örgüt yapılanmasında il-bölge-ülke imamlarının dahi üstünde, manevi bir konumda olduğu, polis kayıtlarına göre “Ege Bölgesi Alevi yapılanması sorumlusu” olarak bilindiği, ayrıca örgütle iltisaklı olan Türkiye’deki tüm vakıfların sorumlusu olduğuna dair bilgiler bulunduğu da kaydedildi.

Nurettin Veren’in ifadesinden

Yusuf Bekmezci’nin yargılamasına İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün devam edildi. Tutuklu sanık Bekmezci, duruşmaya SEGBİS ile katılırken, avukatı salonda hazır bulundu. Tanıkların dinlenmeye devam edildiği duruşmada, SEGBİS ile ifadesi alınan tanık Nurettin Veren, Bekmezci’yi uzun yıllardır tanıdığını söyledi. Bekmezci’nin, örgüt lideri Gülen’in en güvendiği isimlerden olduğunun altını çizen Veren, “Fetullah Gülen İzmir’e geldiğinde Bekmezci, Kestanepazarı’nda esnaflık yapıyordu. İlk günden beri Gülen’in kurduğu hayallerin parçası oldu. Küçük esnafları da örgüte katılmaya ikna ederdi. Gülen’in vaazlarından etkilenip onun adına para toplanmasında öne çıktı ve organizatör oldu. Kendisinin tahsili yoktur, dini bilgisi de çok fazla değildir. İç çamaşırı ve züccaciye satışı yapardı.

Gülen’in talimatlarını örgüte ileten kişiydi. Bunun yanı sıra en güvendiği adamlar arasında yer alırdı. Gülen ile istediği zaman randevusuz bir şekilde görüşebildiği için onun ağzından çıkan sözler örgüt içinde Gülen’in sözleri olarak kabul edilirdi. Kendisi de zaman geçmiş yıllarda Samanyolu TV’de Gülen’e bağlılığını açıkça dile getirmişti. Dünyanın her yerine gidip talimatları aktardığı için ‘gezen abilerdendi’. Gülen, Bekmezci’ye para konusunda da çok güvenirdi. Para götürme ve dağıtma işlerini ona yaptırırdı. Pasaportuna bakın, örgütün okulu olan her yere gitmiştir. ‘Devleti ele geçirme hususundan haberim yoktu’ diyemez” dedi.

“Yusuf Bekmezci FETÖ’nün amaçlarından haberim yoktu diyemez” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

AA muhabirinin güvenlik kaynaklarından edindiği bilgiye göre, İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ekiplerinin FETÖ’nün sözde üst düzey yöneticilerinin yakalanmasına yönelik çalışmaları devam ediyor.

Bu kapsamda yaklaşık 3,5 yıldır firari olarak aranan ve örgütte “il-bölge-ülke imamları”nın üstünde konumlandırılan, “kadim abi, irşatçı” olarak nitelendirilen Yusuf Bekmezci, dün polisin operasyonuyla saklandığı hücre evinde yakalandı.

Polis adım adım izlemiş

Örgütün bir dönem sözde “Karşıyaka eyalet imamı” olan Akif Sarı, örgütün üst düzey yöneticilerinden Mehmet Fatih Arslan ve Bekmezci’nin yakalandığı operasyonun detayları ortaya çıktı. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ekipleri, Akif Sarı’yı takibe aldı. Çok fazla dışarıya çıkmayan Akif Sarı, Bornova ilçesinde sonradan ismi Mehmet Fatih Arslan olarak tespit edilen kişi ile buluştu. Takibini sürdüren terör ve istihbarat polisi, bu kez Mehmet Fatih Arslan’ın peşine düştü.

Şüpheli Arslan’ı yaklaşık 3 ay izleyen polis, bu kişinin Çiğli ilçesindeki lüks bir siteye gittiğini belirledi. Siteden çok sık dışarı çıkmayan Arslan’ın alışveriş için markete gidip geldiğini belirledi. Arslan’ın da örgütün yöneticilerinden olabileceği ihtimali üzerinde duran polis, sitedeki takibini sürdürdü. Operasyon için düğmeye basan terör polisi, eş zamanlı olarak Arslan’ın yaşadığı ve hücre evi olarak kullanılan lüks siteye ve Akif Sarı’nın Bornova ilçesindeki ikametine baskın yaptı.

Operasyonda Bekmezci ile Mehmet Fatih Arslan ve Sarı gözaltına alındı. İnceleme sonunda Bekmezci’nin örgütte sözde “kadim abi, irşatçı” olarak nitelendirilen şahıs olduğu, Arslan’ın bu kişinin bakıcısı ve koruması olarak görev yaptığı aynı zamanda da FETÖ’de sözde yöneticilik yaptığı tespit edildi.

22 kez ABD’ye gitmiş

Yaklaşık 3,5 yıldır firari olarak aranan şüpheli Bekmezci’nin FETÖ elebaşının İzmir’e ilk geldiği yılllarda örgütsel faaliyete başladığı ve o dönem örgütün sözde “idari heyeti”nin başında olduğu bilgisine ulaşıldı. Şüpheli Bekmezci’nin 22 kez ABD’ye gittiği belirlenirken, en son 2016 yılında seyahatlerinden birini gerçekleştirdiği ortaya çıktı.

3 ay önce kalça ameliyatı olmuş

İzmir polisi, şüpheli Bekmezci’nin yakalandığı hücre evinde 11 cep telefonu ele geçirdi. Evde herhangi bir internet bağlantısı olmazken cep telefonları incelenmek üzere Siber Suçlarla Mücadele ekiplerine teslim edildi. Bu arada Bekmezci’nin 3 ay önce kalça ameliyatı olduğu öğrenildi. İzmir polisi, ameliyatın sahte kimlik bilgileriyle mi yapıldığını ya da başka bir yöntem mi izlendiğini araştırıyor.

Operasyonun geçmişi

İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ekipleri, dün Çiğli ilçesindeki bir lüks siteye yaptıkları operasyonda örgütte sözde “kadim abi, irşatçı” olarak nitelendirilen Yusuf Bekmezci ile ona bakıcılık ve korumalık yapan sözde örgüt yöneticisi Mehmet Fatih Arslan’ı gözaltına almıştı. İzmir polisi, aynı operasyonda örgütün bir dönem sözde “Karşıyaka eyalet imamı” olan Akif Sarı’yı da bir başka hücre evinde yakalamıştı. Şüphelilerin ikamet ve araçlarındaki aramalarda örgüt mensuplarına verilmek üzere ayrı zarflara konulmuş 41 bin 466 dolar ile 66 bin 625 liralık banknot ve önemli örgütsel dokümanlar ele geçirilmişti.

Polis Yusuf Bekmezci’nin özel hizmetçisini 3 ay takip etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.